
Kültür veya ekin, toplumların kendilerine özgü olan ve gelecek nesillere aktardıkları maddi veya manevi her şey.
Etimoloji veya kökenbilim, sözcüklerin köklerini, hangi dile ait olduklarını, ne zaman ortaya çıktıklarını, ilk olarak hangi kaynakta kayıt altına alındıklarını, ses ve anlam bakımından geçirdikleri dönüşümleri inceleyen bilim dalıdır.

Haftanın günlerinin adlandırılmasında çeşitli dillerde çeşitli kaynaklar kullanılmıştır. Bu kaynaklardan en yaygın kullanılanları ise dini ve nümerik adlandırma kaynaklarıdır.

Fince (
Kelime veya sözcük, tek başına anlamlı, bir ya da birbirine bağlı birden fazla biçimbirimden (morfem) oluşan, ses değeri taşıyan dil birimidir.
Rab "Efendi" veya "kral" anlamına gelen İbranice kökenli bir sözcük. Bir diğer anlamı da öğretmen veya usta'dır.
Kağan, kaan veya hakan, Moğol ve Türk devletlerinde hükümdarlar tarafından kullanılan unvanlardan birisi ve göreceli olarak en eskilerindendir. Avarlar döneminden beri Türk devlet kültürü "kağan" sözcüğünü barındırmaktadır. Bu bağlamda "kağan", Tanhu, Bey, Toktamış, Giray gibi Türkçe bir sözcük olup Türk devletleri için ayırt edici bir özellik de oluşturur. Kağanın eşine ise kağatun denilir.
İyelik ekleri veya sahiplik ekleri, isimlere ve isim görevinde kullanılan sözcüklere eklenerek kime veya neye ait olduğunu bildiren ekler.

Tesniye veya Yasa'nın Tekrarı, Tanah'ın ve Eski Ahit'in ilk beş kitabı olan Tevrat'ın beşinci kitabı. Toplam 34 baptan oluşur.

Trombon, üflemeli ve bakır nefesli çalgılar grubunda bulunan sürgü sistemli bir çalgı çeşididir.

Angluslar, 5. yüzyılda, günümüzde İngiltere olarak bilinen bölgeye yerleşen, Saksonlar ve Jütlerle karışarak Anglosaksonları meydana getiren Cermen halkı.

Dominatus, İmparator Diokletian'ın kendisini imparator ilan ettiği MS 284 yılıyla Roma İmparatorluğu'nun Doğu ve Batı olarak ikiye ayrılmasından sonra Batı İmparatorluğunun tarih sahnesinden kesin olarak çekildiği MS 476 yılı arasında kalan, despotik son dönemlerini tanımlamak için kullanılan terim. Principate döneminden farklı olarak, bu dönemde Antik Roma'nın cumhuriyetçi geleneklerinin çoğunlukla sonlandırıldığı, princeps gibi cumhuriyetçi unvanla gizlenen güçlü lider yerine direkt Roma senatosuna ve halka karşı açık bir hükümdarlık sergileyebilen daha despotik bir imparatorların olduğu yönetim benimsenmiştir.

Principatus (Principate), Roma İmparatorluğu'nun ilk imparatoru Augustus'un rakiplerini yenerek imparatorluğunu ilan ettiği MÖ 27 yılıyla, İmparator Numerian'ın 284 yılındaki ölümü arasında geçen ve güçlü bir politik liderin hakimiyeti altındaki politik rejimi tanımlamak için kullanılan terim.
Princeps, Latince "birinci" anlamına gelen sözcük.
Binyıl veya milenyum, bin yıla eşit zaman dilimidir. Milenyum sözcüğü Latince bin anlamına gelen mille ve yıl anlamına gelen annus kelimelerinin birleşmesinden meydana gelir. Terim daha çok takvim binyılları için kullanılır.
Han, eski Türk - Moğol topluluklarında hükümdar. "Ulu insan", "lider" anlamları taşımaktadır. Moğolcada ve bazı Altay lehçelerinde Kan (Gan) olarak da söylenir. İngilizcede king denilen kral sözcüğünün Türkçedeki karşılığıdır.

Mühimmat; askerî terminolojide savaş için gerekli, demirbaş olmayan tüm yedek parça ve cephaneyi kapsayan bir terim. Cephane ise ateşli silahlardan atılmak üzere hazırlanmış her türlü patlayıcı veya delici malzemedir.

Irkıl Han - Türk ve Altay mitolojisinde söylencesel Şaman. Arkıl Han olarak da bilinir. Şamanların atası olarak kabul edilir. Yeryüzündeki ilk şamandır. Üç yıl önce ölenleri bile diriltir, körlerin gözünü açar. Anlatıldığına göre o kadar güçlüdür ki, hiçbir tanrıyı tanımaz. Tanrı Ayığ Han onu yanına çağırtarak bu gücü nereden aldığını sorar. O da, hiçbir yüce güç tanımadığını ve yaptıklarının kendi gücü ile olduğunu söyleyerek tanrıya karşı saygısızlık yapar. Bunun üzerine Ayığ Han, Irkıl'ı ateşe attırarak yaktırır. Onun yandığı bu ateş diğer gelecek kamların ruhlarını oluşturur. Türk ayin ve törenlerinin temellerini atan kişi olarak da bilinir.
Çelebi, Eski Türkçe ve Osmanlı İmparatorluğu’nun neredeyse tüm dönemlerinde kullanılan bir ünvan. Osmanlıların, ilk yıllarında şehzadeler için kullanılan bu san, ileri dönemlerde çoğu kişi tarafından “asil, görgülü, okumuş, bilgili” kimseler anlamında da kullanılmıştır. Çelebi sözcüğü; Memlûkler tarafından katip anlamında kullanılmaktaydı ve Rumca'da ise "iyi hitap eden" manasına gelmektedir. Bizans kaynakları ise kelimenin Türkçe olduğunu ve "beyzade" anlamına geldiğini aktarmaktadır.

Elektörlük veya Elektorat, Elektör unvanlı bir yöneticinin yönetimindeki ülke veya bölgedir. Tarihte yalnız Avrupa'da Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu içinde kullanılmış olan elektörlük terimi günümüzde egemen devlet ve bölgelerde kullanılmamaktadır.