Psikoloji veya Ruh bilimi, içgüdüsel davranışları ve zihni inceleyen bilimdir. Bilinçli ve bilinçsiz olayların yanı sıra daha çok duygu ve düşüncenin incelemesini içeren Psikoloji, çok kapsamlı bir bilimsel alandır. Bu alanda uzman olan ve aynı zamanda bilgi araştırması yapanlara psikolog denir. Psikologlar, beyinin ortaya çıkan özelliklerini ve ortaya çıkan özelliklerle bağlantılı tüm fenomenleri anlamaya çalışırlar ve bu şekilde daha geniş nöro-bilimsel araştırmacı grubuna katılırlar. Psikoloji bilimi, bir sosyal bilim olmasına rağmen aynı zamanda doğa bilimleri olarak da kategorize edilebilir. Özellikle beyin biyolojisi bilgisini oldukça kullanır ve geliştirir.
Meditasyon ya da dalınç, Latince meditatio kelimesinden türetilmiş, sözcük anlamıyla birçok Batı dilinde "derin düşünme" anlamına gelmekte olan bir terim olup, sözlüklerde, "kişinin iç huzuru, sükûnet, değişik şuur halleri elde etmesine ve öz varlığına ulaşmasına olanak veren, zihnini denetleme teknikleri ve deneyimlerine verilen ad" olarak tanımlanır. Meditasyon tekniklerine, ait oldukları, Budizm (Hindistan), Taoizm (Çin), Bön (Tibet), Zen (Japonya) ve İslamiyet'te (tefekkür) gibi inanç sistemlerine göre ve izledikleri yöntemlere göre değişik adlar verilmiştir. Ayrıca günümüzde mevcut farklı inanç sistemleri, mezhepler ve ekoller meditasyonu farklı olarak yorumlamakta ve farklı şekillerde uygulamaktadırlar. Bu bakımdan standart ya da tek biçimli bir meditasyondan söz etmek olanaksızdır.
Reiki Reiki , 20.yüzyılın başında Japonya'da ortaya çıkan, enerji aktarımı ile ruhsal şifa vermeye dayalı olduğuna inanılan bir tekniktir. Rei "her yerde var olan", ki "ruhsal yaşam enerjisi" anlamına gelmektedir. Batıya "Evrensel Yaşam Enerjisi" olarak tercüme edilmiştir. Ancak ezoterik olarak "yüce kaynağın bilincini taşıyan, ruhsal amaçla çalışan yaşam gücü enerjisi" açıklaması daha kapsamlı bir tariftir. Reiki bir frekans ve "Ruhsal Şifa Tekniği"dir.
New Age, ruhsal konulara ilişkin bireysel eklektik yaklaşımla nitelendirilen çağdaş Batı Kültüründe yirminci yüzyıl sonlarında ortaya çıkan ve sınırları ve alt gruplarıyla geniş bir uygulama ve inanç alanına işaret eden ve alternatif ruhsal hareketlerin üst başlığı ve türsel (generic) bir terimdir. Herhangi bir değişmez, mutlak kutsal metin, dinî kurum ve din adamları hiyerarşisinden uzak olduğundan din sosyolojisinde New Age'in geleneksel din ile arasındaki farkı ortaya koymak için akademik literatürde New Age'e, yarı dinî veya dinleyici/izleyici kültü ve kült çevresi/ortamı şeklinde tanımlar getirilmiştir. Hareket daha çok uzman yayınevleri, müzik dükkânları ve fuarlarda ve İnternet gibi ağlarda görünürlük kazanmaktadır.
Çakra, tekerlek ya da dönüş anlamına gelir. Hindu geleneklerine ve bazı inanç sistemlerine göre insanda bulunan enerji merkezlerinin girdap şeklinde dönen enerji alanlarından oluştuğuna inanıldığı için onlara bu isim verilmiştir.
Spiritüalizm, öte âlemcilik ya da tinselcilik terimi Latince “ruh” anlamına gelen “spiritus” sözcüğünün sıfatı “spiritualis” sözcüğünden türetilmiş olup ruhçuluk anlamında kullanılmaktadır. Türkçede tinselcilik olarak da adlandırılmaktadır. Günümüzde dinsel, mistik ve felsefi alanlarda pek çok akım, ekol ve gruplar kendilerine spiritüalist adını vermekteyse de aralarında ilke, görüş ve kavram bakımından önemli farklar bulunmaktadır. Aralarındaki temel ortak nokta, ruh denilen manevi bir unsurun varlığını kabul etmeleridir. Fakat bunlardan bir kısmı, ruhun orijinal ve kendine özgü olduğunu kabul etmez, bir kısmı ruhun sürekli gelişim içinde olduğuna karşıdır, bir kısmı ise ruhun sürekli olarak tekrar bedenlendiğini kabul eder. Bu yüzden kimi ansiklopedilerde spiritüalizm denen ruhçuluk iki kısımda ele alınır:
- Felsefi spiritüalizm: Antik çağdan beri pek çok filozof ruh denilen bir cevherin varlığını savunmakla birlikte, bunlardan bazıları ruhların kendilerine özgü orijinal cevherler olduklarını kabul etmemişlerdir.
- Deneysel spiritüalizm: Platon ve Pisagor gibi filozofların döneminden 19. yüzyıla dek sistemsiz bir şekilde dalgalanan, reenkarnasyonu kabul eden ruhçuluğun, Fransa’da Allan Kardec tarafından kurulan ilk sistemli biçimidir. Fransa gibi kimi Avrupa ülkelerinde Spiritizm adıyla da bilinir. Latin Amerika ülkelerinde ise kurucusuna ithafen, Kardesizm adını almıştır.
Tantra Hinduizmin aktif dişil Tanrıça formu olan Şakti'ye bağlı bir koludur.
Çigong veya Çikung belirli fiziksel duruşlar ve beden hareketlerini, dikkat ve nefes ile birlikte kullanarak Çin Tıbbı'na göre tanımlanmış beden organ ve kanallarında enerji uyumunu sağlayan bir pratiktir. Çi evrendeki enerjinin tümünü kapsayan temel bir kavramdır. Gong ise beceri, ustalaşma, ehilleşme, vbg. anlamlara gelir. Dolayısıyla beden ve nefes ile yapılan her türlü durağan veya canlı hareketlerin tümü Qigong dur. Ancak yine de eskiden beri yaygın kullanılan beden, his ve duygular üzerindeki katkısı deneyimlenmiş belli başlı Qigong çeşitleri de vardır. Dao Yin, Ba Duan Jin gibi her biri farklı yönlere ağırlık vermiş birçok çeşidi vardır. Çigong'un sağıltım etkisi yüzlerce yıldır bilinmektedir ve Çin Tıbbı'nın bir alt dalı olarak faydalanılmaktadır.
Gogen Yamaguchi, karatenin başlıca dört kolundan biri olan Goju Ryu'yu örgütleyen hoca.
Toplum Gönüllüleri Vakfı (TOG), 29 Aralık 2002'de yasal kimliğini kazanan bir Sivil toplum kuruluşudur.
Akatsuki , Naruto adlı manga ve anime serisinde geçen, köylerine ihanet etmiş kaçak-Ninjalardan oluşan kurgusal bir suçlu organizasyonudur. Her üyesi S-sınıfı olarak adlandırılan Jounin-üstü bir seviyeye erişmişlerdir. İlk olarak Uchiha Itachi'nin Uzumaki Naruto'yu yakalamak üzere Konoha'ya gelişinde ismi açığa vurulan topluluk, o zamanlar dokuz ninjadan oluşmaktaydı. Daha sonraki manga bölümlerinden edindiğimiz bilgiler ışığında, daha önceki bir dönemde Orochimaru'nun da bu topluluğa üye olduğu ancak Itachi ile aralarında olan bir mesele sebebiyle ayrıldığı anlaşılmaktadır. Naruto serisinin I. kısmından bilindiği üzere Orochimaru, Uchiha Sasuke'nin bedenini istemektedir. Itachi ile olan meselesi de bundan farklı değildir. O zaman onun da bedeni istemiştir ancak Itachi kendisinden daha güçlü olduğu için amacına ulaşamamıştır. Dolayısıyla, yaşça küçük ve yönlendirilebilir olduğu için, Sasuke'ye yönelmiştir.
Yüzen Ejder, Çin mitolojisindeki ejder figürünün süzülüşünü andıran hareketleri andırmasından dolayı bu adla bilinen antik kökenli bir Çin enerji egzersizidir.
Biyoenerji, enerji sağaltımı(terapisi), ruhsal şifa ya da enerji tıbbı olarak da bilinen bir tür tamamlayıcı tıp dalıdır. Doğaötesi olması nedeniyle sözdebilim sayılmasına karşın uygulayıcıları iyileştirici etkisinin olduğuna inanmaktadır. Savunucuları bedenin ayrı bölgelerine eller ile temas etme, okşama, ovalama, uzaktan el devinimleri ile olumlu etkiler yarattıklarını düşünmektedirler. Reiki, çigong, terapötik dokunma, uzaktan şifa, ruhsal şifa gibi ayrı adlarla da anılan pek çok biyoenerji yöntemi bulunmaktadır.
Şingon Budizmi Japonya'da önemli Budist okullardan biridir; "Japon ezoterik Budizmi" olarak da adlandırılır. Günümüzde Tibet Budizmi ile birlikte Vajrayana Budizminin önemli kollarından birini oluşturur. Şingon kelimesi oluşturan kanjiler, Çincede "zhen yan" şeklinde okunur ve mantra anlamında kullanılmaktadır.
Sanskritçe dhyāna veya Pāli dilinde jhāna, meditasyonda samadhiye ulaşmak için varılan bir aşamayı ifade eder. Hinduizm, Budizm ve Sihizm'de anahtar bir kavramdır. Çince "Chan", Japonca "Zen", Korece "Seon", Vietnamca "Thien" ve Tibetçe "Samten" kelimeleri aynı anlamda kullanılmaktadır.
Orijinal Yoga Sistemi'nin kökleri evrenin başlangıcına dayanır. Evren ilk tezahür ettiğinde evrendeki ilk canlı varlık olan Brahma tarafından Orijinal Yoga Sistemi bilgileri de aktarılmıştır. Yoga hem bir mükemmel sağlık sistemi hem de evrende var olan maddi yaşam illüzyonundan kutulma rehberi olarak insanlığa aktarılmıştır. Yoga Sanskritçe "Yuj" kökünden gelmektedir ve bütünleşmek, kontrol, birleşmek anlamlarına gelmektedir. Veda metinlerinde Orijinal Yoga Sistemi 'Maha Yoga' olarak adlandırılmıştır. 'Maha Yoga' 'en üstün Yoga' anlamına gelmektedir.
Su arıtma istenmeyen kimyasalları, biyolojik kirleticileri, askıda katı maddeleri(AKM) ve gazları sudan uzaklaştırma işlemidir. Amaç, belirli amaçlara uygun su üretmektir.
Pozitif psikoloji, 1990'lı yılların sonlarında başlayan bir akımdır ve günümüze geldikçe önem kazanan bir araştırma alanı haline gelmiştir. Pozitif psikoloji hakkındaki araştırmalar ve kuram geliştirme çabaları sayıları gittikçe artan bir psikolog grubunun dikkatini çekmektedir ve hümanistik psikoloji hareketinin en uzun soluklu mirasını temsil edebilir. Ancak bazı psikologlar, hakkını teslim etseler de, pozitif psikolojiyi hümanistik psikolojinin ‘’ yeniden paketlenmesi’’ olarak görüyorlar. Pozitif psikoloji, “bireylerin, grupların ve kurumların uygun bir şekilde işlev görmesine yardımcı olan ve onların gelişmelerine katkı sağlayan durumlar ve koşulların bir çalışması” olarak tanımlanmıştır.
Psikoloji temel bilimi, psikoloji alanında yapılan araştırmaların bazıları, uygulanan psikolojik disiplinlerde yapılan araştırmalardan daha "temel" dir ve doğrudan bir uygulaması yoktur. Psikoloji içerisindeki temel bilim yönelimini yansıttığı düşünülen alt disiplinler arasında biyolojik psikoloji, bilişsel psikoloji, nöropsikoloji vb. alt dallar sayılabilmektedir. Bu alt disiplinlerdeki araştırmalar, metodolojik titizlik ile karakterizedir. Psikolojinin temel bilim olarak kaygı, davranış, biliş ve duyguların altında yatan yasaları ve süreçleri anlamaktır. Temel bilim olarak psikoloji, uygulamalı psikoloji için bir temel sağlar. Uygulamalı psikoloji, aksine, temel psikolojik bilimlerin ortaya koyduğu psikolojik ilkelerin ve teorilerin uygulanmasını içerir; bu uygulamalar zihinsel ve fiziksel sağlık ayrıca eğitim gibi alanlarda sorunların üstesinden gelmeyi veya refahı artırmayı amaçlamaktadır.