İçeriğe atla

Posta

PTT'nin 1940'larda kullandığı posta kutuları

Posta, bir yere gelen veya bir yere gönderilen mektup, paket, dosya vb. emanetlerin tümüdür. Bu emanetleri toplayan ve dağıtım işlemini yapan kuruluş ve bu kuruluşun bulunduğu yer için kullanılan isimdir.[1] Türkiye'de bu işlemlerin yıllarca PTT tarafından yapılmasına karşın, daha sonra yapılan yasal düzenlemelerle birlikte yerel ve uluslararası şirketler bu konuda çalışmaktadırlar.

ABD'de bir kadın mektup gönderirken, 1909

Tarihçe

Persler

İlk gerçek posta işlemleri Persler tarafından geliştirilmiştir. Pers Kralı Büyük Kiros (MÖ 550) ve onun halefi Darius dönemlerinde posta sistemine rastlanmıştır. Diğer kaynaklar Asurlular döneminde bunun gerçekleştiğini söyleselerde Hammurabi döneminde yapılan posta sistemi olmaktan çok mektupların ve belgelerin biriktiği bir vergi dairesidir. Persler ise posta istasyonları vasıtasıyla çalışan etkin ve hızlı bir sistem kurmuşlardı. Postacı atıyla gider ve bu istasyonlarda atını daha taze olanla değiştirir ve böylece hizmet daha hızlı ilerlerdi. Herodotos eserinde bu sistemin nasıl çalıştığını şöyle anlatıyor: "Bir günlük seyahat mesafesi kadar yol boyunca atların ve adamların olduğu merkezler vardı bu kişiler yağmur, kar, sıcak, karanlık demeksizin postaları en hızlı şekilde ulaştırmak için orada sürekli bulunurlardı."

Hindistan

Ekonomik gelişme ve siyasi istikrarın yüksek olduğu Mauryan İmparatorluğu (MÖ 322 - 185) gelişmiş bir sivil posta teşkilatı altyapısı kurmuştu. Hintler konaklama evleri ve posta arabalarının kullanıldığı bu sistemle uzak akrabalarıyla iletişime geçebiliyorlar, yöneticiler buyrukarını ve yasaları ülkenin uzak yerlerine ulaştırıyorlardı.

Çin

Çinde posta sistemi Han Hanedanlığı döneminden beri vardı fakat 13. yüzyılda Cengiz Han'ın oğlu ve halefi Ögeday Han zamanında tüm Çin'i kapsayan dünyanın ilk gelişmiş posta teşkilatı kuruldu.

Moğollar

Moğol İmparatorluğu'nun kurucusu Cengiz Han'ın Örtö adını verdiği gelişmiş bir posta sistemi vardı. Bu sistem Kubilay Han zamanında tüm Çin'i kapsayacak biçimde oluşturulmuştu. Örtö sadece posta dağıtım yeri değil aynı zamanda askerlik şubesi, dış ilişkier merkezi gibi görevleride yürütüyordu. Yerli ve yabancı tüccarlara yollarda rehberlik hizmeti veriliyordu. Kubilay Han'ın yönetiminin son yıllarında sadece Çin genelinde; 50,000 at, 1400 öküz, 6700 katır, 400 at arabası, 6000 sandal, 1150 koyun ve 200den fazla köpek posta istasyonlarında hizmete tahsis edilmişti.[2]

Roma İmparatorluğu

Roma'da ilk posta sistemi Augustus Ceasar döneminde kuruldu. İki tür olan posta teşkilatında kraliyet postası hızlı atlarla çekilen ve aydınlatmalı araçlarla yapılırken, öküzlerin çektiği kağnılarla yapılan posta işleride diğer hükûmet görevlilerince kullanılıyordu. Roma'da henüz sivil posta teşkilatı yoktu ve posta devlet haberleşmesi için kullanılıyordu.

İslam Devleti

İslam Devleti'nde, Emevîler devrinde İran ve Bizans'ı ör­nek alarak sistemli bir posta teşkilâtı kuran ilk halife Muaviye'dir. Devlet ha­zinesinden bu iş için 4 milyon dirhem ayrılmıştı. Raşid halifeler devrinde be­rid teşkilâtının görevi halifelerin emirle­rini vali ve amillere, onlardan gelen ha­berleri de halifelere ulaştırmaktan iba­retken Muaviye zamanında bu teşkilâta istihbarat görevi de verildi. Abdülmelik bin Mervan bu gelişmeyi devam ettirerek istenen şekle ulaştırdı. Buna gö­re posta amiri olan sahib-i berîd edin­diği bilgileri anında halifeye arz etmekle mükellef tutuldu. Son Emevi Halifesi II. Mervan döneminde posta hizmetleri çı­kan karışıklıklar sebebiyle kesintiye uğ­radı.[3]

Kaynakça

  1. ^ "Posta Ne Demek? TDK'ya Göre Posta Sözlük Anlamı Nedir?". Sabah. 11 Nisan 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Nisan 2023. 
  2. ^ Mote, Frederick W.; John K. Fairbank (1998). The Cambridge History of China. Cambridge University Press
  3. ^ Diyanet İslam Ansiklopedisi, Berid maddesi, İstanbul, 1996, cilt 5.

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Cengiz Han</span> Moğol İmparatorluğunun kurucusu ve ilk hükümdarı (1162–1227)

Cengiz Han,, Moğol İmparatorluğu'nun kurucusu ve ilk Kağanı olan Moğol komutan ve hükümdardır. Hükümdarlığı döneminde gerçekleştirdiği hiçbir savaşı kaybetmeyen Cengiz Han, dünya tarihinin en büyük askerî liderlerinden birisi olarak kabul edilmektedir. 13. yüzyılın başında Orta Asya'daki tüm göçebe bozkır kavimlerini birleştirip, bir ulus hâline getirerek Moğol siyasi kimliği çatısı altında toplamıştır. Cengiz Han, hükümdarlığı döneminde 1206-1227 arasında, Kuzey Çin'deki Batı Xia ve Jin Hanedanı; Türkistan'daki Kara Hıtay, Maveraünnehir; Harezm, Horasan ve İran'daki Harezmşahlar, Kafkasya'daki Gürcüler, Deşt-i Kıpçak'taki Rus Knezlikleri, Kıpçaklar ile İdil Bulgarları üzerine seferler yaptı. Bunların sonucunda Pasifik Okyanusu'ndan Hazar Denizi'ne ve Karadeniz'in kuzeyine kadar uzanan bir imparatorluk kurdu.

<span class="mw-page-title-main">Emevîler</span> İslam tarihinin ikinci hâlifeliği (661–750)

Emevîler ya da Emevîler Hilâfeti, Dört Halife Dönemi'nden (632-661) sonra kurulan Müslüman Arap devleti. Ali bin Ebu Talib'in 661'de öldürülmesinden sonra başa geçen Emevîler, 750'de Abbâsîler tarafından yıkılıncaya kadar hüküm sürdüler. Başkenti Şam olan devlet, en geniş sınırlarına Halife Hişâm bin Abdülmelik döneminde sahip oldu. Devletin sınırları Kuzey Afrika, Endülüs, Güney Galya, Mâverâünnehir ve Sind'in fethedilmesiyle doğuda Afganistan'a batıda ise Güney Fransa'ya kadar ulaşmıştır.

<span class="mw-page-title-main">İpek Yolu</span> Uzak Doğu Asya ile Akdeniz arasındaki dünyanın en eski ticaret yollarından biri

İpek Yolu, Çin'den başlayarak Anadolu ve Akdeniz aracılığıyla Avrupa'ya kadar uzanan ve dünyaca ünlü ticaret yoludur.

<span class="mw-page-title-main">Abbâsîler</span> 750–1258 yılları arasında hüküm süren Müslüman Arap hanedanlığı ve üçüncü İslam hâlifeliği

Abbâsîler, Emevî Hanedanı'ndan sonra başa gelerek İslam Devleti'nin yönetimini ve halifeliği beş yüzyıldan daha uzun bir süre elinde tutan Müslüman Arap hanedanı.

<span class="mw-page-title-main">Hilâfet</span> Muhammedin ölümünden sonra oluşturulan devlet başkanlığı makamı

Hilâfet veya halifelik, Arap coğrafyasında dünyanın diğer coğrafyalarındaki krallık, hanlık, çarlık, imparatorluk ve şahlık gibi makamlara eşdeğer olarak kurulmuş bir devlet başkanlığı makamıdır. 632'de ölen İslam peygamberi Muhammed'in kurduğu İslam Devleti'nin liderliğini sürdüren hükümdarlar; "kral", "çar" veya "imparator" gibi bir unvan olan halife unvanını kullanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Dört Halife</span>

Dört Halife ya da Râşid Halifeler; Sünnilik'te Râşid halifeler, doğru yola yönlendirilen ve doğru bir model olduğu kabul edilen halifelerdir. Bazıları bu kategoriye Muhammedin torunu Hasan'ın 6 aylık hilafetini de sokarlar. İslam peygamberi Muhammed'in ölümünden sonra ümmete önderlik eden ilk dört halifedir:

Askerî tarih, insanlık tarihi boyunca süregelen ve çatışma kategorisine giren olaylardan oluşur. Bunlar iki kabile arasındaki küçük çaplı dövüşmeden yeryüzündeki birey nüfusunun çoğunluğunu etkileyen düzenli ordular arasında geçen bir dünya savaşına kadar sıralanırlar. Bu olayları yazarak ya da diğer yollardan kaydeden kişilere de askerî tarihçi denir.

<span class="mw-page-title-main">Hülâgû</span> Moğol İlhanlı Devletinin kurucu hükümdarı

Hülâgû Han, Batı Asya'nın çoğunu ele geçiren Moğol hükümdar. İlhanlılar'ın kurucusudur. Cengiz Han'ın torunu olmakla birlikte Moğol İmparatorluğu'nun diğer büyük hanlarından Mengü Han, Arıkbuka Han ve Kubilay Han'ın da kardeşidir. Annesi Sorgaktani Hatun ve karısı Dokuz Hatun, tıpkı yakın arkadaşı ve komutanı olan Ketboğa gibi dinine bağlı birer Nasturi Hristiyanlardı. Moğol İmparatorluğu'nun dinlere karşı alışılmış hoşgörüsüne karşın Hülâgû'nün Müslümanlara olan düşmanlığında bu üçünün etkisi olduğu düşünülüyor.

<span class="mw-page-title-main">Moğol İmparatorluğu</span> 13. ve 14. yüzyılda hüküm sürmüş olan, tarihin bitişik sınırlara sahip en büyük kara imparatorluğu

Moğol İmparatorluğu, 13. ve 14. yüzyıllarda tarihin en büyük bitişik imparatorluğuydu. Doğu Asya'da bugünkü Moğolistan'da ortaya çıkan Moğol İmparatorluğu, en güçlü döneminde Japon Denizi'nden Doğu Avrupa'nın bazı bölgelerine kadar uzandı, kuzeye doğru Kuzey Kutbu'nun bazı bölgelerine kadar uzandı; doğuya ve güneye doğru Hint alt kıtasının bazı bölgelerine girdi, Güneydoğu Asya'yı istila etmeye çalıştı ve İran Platosu'nu fethetti; ve batıya doğru Levant ve Karpat Dağları'na kadar uzandı.

Kanglılar veya Kao-ch'e'lar, Türk tarihinin ve coğrafyasının önemli bir bölümünde rol oynamış Türk boylarından birisi olmakla birlikte, 12. yüzyıl öncesi tarihleri ve kökenleri, kaynakların bilgi vermeyişine bağlı olarak karanlıktır.

<span class="mw-page-title-main">Abdülmelik</span> 5. Emevi halifesi

Abdülmelik, Nisan 685'ten ölümüne kadar Emeviler'in beşinci halifesi.

<span class="mw-page-title-main">Ebu Zer el-Gıfârî</span> İlk Müslümanlardan biri

Cündeb bin Cünâde bin Süfyân, lakabı Ebu Zer, Ebu Zer el-Gıfârî, İslam'ı ilk kabul eden sahabilerden biriydi. İslam peygamberi Muhammed kendisine Abdullah adını vermiştir. Beni Gifar kabilesindendi. Doğum tarihi bilinmemektedir. 652 yılında, Medine çölü yakınlarındaki El-Rabaza kentinde ölmüştür.

<span class="mw-page-title-main">Mansûr</span> 2. Abbâsî hâlifesi (s. 754–775)

Mansûr ikinci Abbasi halifesidir. 754 ile 775 yılları arasında halifelik yaptı.

<span class="mw-page-title-main">Râşidîn Halifeliği</span> Kurulan ilk İslam halifeliği (632–661)

Râşidîn Halifeliği, İslâm peygamberi Muhammed'in halefi olan ilk halifeliktir. Muhammed'in MS 632'deki vefatından sonra ilk dört ardışık halifesi (halef) tarafından yönetildi. Bu halifeler, Sünni İslam'da topluca Râşidîn ya da "Doğru Yolda olan" halifeler olarak bilinirler. Bu terim Şîa'da kullanılmaz, çünkü Şii Müslümanlar ilk üç halifenin yönetimini meşru görmez.

<span class="mw-page-title-main">Asya tarihi</span> Kıta Tarihi

Asya tarihi, Asya'nın çeşitli bölgelerinde, merkezi Avrasya bozkırlarındaki duruma bağlı olarak daha fazla veya daha az bağlama sahip Doğu Asya, Güney Asya ve Orta Doğu'nun tarihi olarak görülebilir.

<span class="mw-page-title-main">Osmanlı İmparatorluğu'nda ulaşım ve haberleşme</span>

Osmanlı Devleti üç kıtaya yayılan topraklarında ulaşım ve haberleşmeye azami önemi vermek zorundaydı. İmparatorluk topraklarının güneyi çöller, merkezi dağlar, batısı ve doğusu da düşman saldırılar ile tehdit edilmekteydi. Çevresindeki devletlere nazaran coğrafyası ulaşım ve haberleşme açısından en zor devlet Osmanlı idi. Bu geniş coğrafyada ulaşım hizmetlerinin aksamaması için lonca teşkilatı ve kati kurallar oluşturulmuştu. Makineleşmeye kadar imparatorluk topraklarındaki ulaşım ve haberleşme devletin sakındığı bir konu idi. demiryolu ve telgraf ile coğrafi koşullar bir nebze hafifletilmiş ve merkezi idare güçlenmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Çin tarihi</span> ulusal tarih

Çin tarihi, yazılı kaynaklara göre 3500 yıldan fazla geriye uzanmakta olup yazılı Çin tarihi ise MÖ 1500'lerde Shang Hanedanı döneminden başlamaktadır. Çin binlerce yıllık tarihi ile dünyanın en eski medeniyetlerinden biri ve uygarlığın beşiği olarak kabul edilmektedir. Çin uzun tarihi boyunca değişimli olarak birleşik bir devlet olarak veya birçok devlet halinde parçalanmış olarak varlığını sürdürmüştür.

<span class="mw-page-title-main">Ming-Tibet İlişkileri</span>

Tibet ile Çin'in Ming hanedanı (1368-1644) arasındaki ilişkilerin kesin doğası belirsizdir. İlişkinin analizi, modern siyasi çatışmalar ve Westphalia egemenliğinin kavramın var olmadığı bir zamanda uygulanmasıyla daha da karmaşıklaşıyor. Çin Halk Cumhuriyeti tarafından yayınlanan bir kitap olan “Çin'in Tibet'inin Tarihsel Durumu” Ming sarayının Tibet liderlerine çeşitli unvanlar vermesine ki bu unvanların haleflerine Ming başkentine seyahat etme olanağı sağlıyordu, Tibetlilerin unvanları tam olarak kabul etmesine ve Ming hanedanının Tibet üzerinde tartışmasız bir egemenliğe sahip olduğunu iddia ediyor. Çin'deki bilim adamları da Tibet'in 13.yy'dan beri Çin'in ayrılmaz bir parçası olduğunu ve dolayısıyla Ming İmparatorluğu'nun bir parçası olduğunu savunuyorlar. Bununla birlikte, Turrell V. Wylie, Melvin C. Goldstein ve Helmut Hoffman gibi Çin dışındaki çoğu bilgin, ilişkinin bir hükümdarlık olduğunu, Ming unvanlarının yalnızca nominal olduğunu ifade etti. Tibet'in Ming kontrolü dışında bağımsız bir bölge olarak kaldığını ve basitçe Tibet ile ilişkileri kesen İmparator Jiajing’e(1521-1566) kadar haraç ödediğini söylerler.

Kays Aylân, genellikle sadece Kays olarak anılan, Mudar grubundan ayrılan bir Arap kabile konfederasyonudur. Kabile, İslam öncesi dönemde bir birim olarak işlev görmüş görünmemektedir. Bununla birlikte, Emevi döneminin başlarında (661-750), onu oluşturan aşiretler halifeliğin ana kabile-siyasi hiziplerinden birinde konsolide oldular.

<span class="mw-page-title-main">İran ve Mezopotamya’nın Moğollar tarafından istilası</span>

Moğolların İran'ı fethi, 1219 ile 1258 yılları arasında Orta Doğu ve Orta Asya'daki İslam devletlerine karşı üç Moğol seferini içermektedir. Bu seferler, Harezmşah hanedanının, Nizârî-İsmaili Devleti'nin ve Bağdattaki Abbasi Halifeliğinin sona ermesine ve İran'daki yerlerine Moğol İlhanlı hükûmetinin kurulmasına yol açmıştır.