Anarşizm, toplumsal otoritenin, tahakkümün, erkin ve hiyerarşinin tüm biçimlerini bertaraf etmeyi savunan çeşitli politik felsefeleri ve toplumsal hareketleri tanımlayan sosyal bir terimdir. Anarşizm, her koşulda her türlü otoriteyi reddetmektir. Reddedilen bu otoritelere patriyarki ve kapitalizm de dahildir.

Max Stirner ya da gerçek adıyla Johann Kaspar Schmidt,, Alman filozoftur. Özellikle Hegel'in toplumsal yabancılaşma ve öz bilinç kavramlarıyla ilgilenmiştir. Stirner, genellikle nihilizmin, varoluşçuluğun, psikanalitik teorinin, postmodernizmin ve bireyci anarşizmin öncülerinden biri olarak kabul edilir. Birçok bireyci filozofu düşünceleriyle etkilemiştir.

Anarko-ilkelcilik ya da anarko-primitivizm uygarlığın kökeni ve gelişimini anarşist bakış açısı ile inceleyen düşünce biçimleridir. Tarım devriminin insanlığa getirmiş olduğu yerleşik düzeni ve bu düzenin sistemli şekilde yürütülmesini sağladığını iddia eden yönetim erklerinin karşısında yer almaktadır. Tarım öncesi dünyada ekoloji ile barışık bir şekilde yaşamlarını devam ettirmiş olan avcı-toplayıcı bireyleri, toplulukları, sürüleri ve kabileleri incelemekte ve insanlığın nihai çıkışını burada görmektedir.
Bireyci anarşizm, farklı geleneklerden oluşan bireyci anarşizm bireysel bilincin ve bireysel çıkarın, herhangi bir kolektif organ ya da kamu otoritesi tarafından engellenmemesi gerektiğine inanır.

Anarko kapitalizm özel mülkiyet hakkına, iktidar müdahalesinin reddine ve temel toplumsal etkileşim mekanizması olarak rekabete dayalı serbest piyasanın savunusuna dayanan siyasal düşüncedir. Anarko-kapitalizm, özel mülkiyeti şu şartlarda meşru görür: bir emek ürünü ise, ticaret etkinliğinin bir sonucu ise veya hediye olarak elde edilmiş ise. Ekole göre, anarko kapitalist toplumda; serbest piyasa işleyişini, toplumsal kurumları, yasa uygulamalarını, güvenliği ve altyapıyı, devlet yerine kâr amaçlı rekabete dayalı şirketlerin, yardım derneklerinin veya gönüllülüğe dayanan birliklerin düzenlemesi öngörülür.

Egoizm ya da Bencillik, popüler bir tanımla, genel olarak dünyanın geri kalanının veya özel olarak başkalarının çıkarları pahasına kişinin kendi çıkarlarını aşırı derecede gözetme eğiliminden oluşan bir karakter özelliğidir. Bununla birlikte, bu terimin felsefede yazara bağlı olarak özel bir anlamı vardır ve bazıları bunu açıkça iddia etmektedir. Solipsizm, nihilizm, hedonizm ve Bireyci Anarşizm de dahil olmak üzere ilgili doktrinler genellikle küçümseyici veya başka bir şekilde onunla ilişkilendirilir. Egoizm aynı zamanda hümanizme karşı çıkan ve yeri geldiğinde anti-liberal bir doktrinde olabilmektedir. Özellikle Aydınlanma filozofları egoizme karşı mücadele etmiştir.
Biricik ve Mülkiyeti, Max Stirner`in (1806-1856) felsefi çalışması. 1844 yılında basılmıştır.
Liberteryenizm, özgürlüğün ve özgürlüğün bileşenlerinin siyaset içerisinde en önemli değer olduğuna inanan bir siyaset felsefesidir. Liberteryen felsefeye göre insanlar özgür olduğunda herkes için daha güvenli, daha iyi ve daha adil bir dünya yaratılabilir. Liberteryenizmin bazı türleri ise negatif özgürlüğe daha çok odaklanır. Liberteryenler otonomi ve seçme özgürlüğünü maksimize etmeye çalışır; seçim özgürlüğü, gönüllü iş birliği ve bireysel karar önceliğini vurgular, bu doğrultuda da devletin minimize edilmesini savunur. Popüler anlamda, otoriterlik ile zıt anlamda kullanılır. Liberteryenler otorite ve devlet iktidarı konusunda aynı şüpheciliği paylaşıyorlar, ancak bazıları mevcut ekonomik ve politik sistemlere muhalefetlerinin kapsamı konusunda farklılaşıyor. Çeşitli liberteryen düşünce okulları, devletin ve özel iktidarın meşru işlevlerine ilişkin bir dizi görüş sunar ve genellikle zorlayıcı sosyal kurumların sınırlandırılmasını veya tasfiye edilmesini ister.
Bireycilik, bireyin özgürlüğüne büyük ağırlık veren ve genellikle kendine yeterli, kendi kendini yönlendiren, görece özgür bireyi ya da benliği vurgulayan siyaset ve toplum felsefesidir.
Anarşist ekonomi, anarşizm felsefesinin kapsamındaki ekonomik teori ve uygulamaların bütünüdür.
Sosyal bilimlerde, siyasi ideoloji, belirli bir toplumsal hareketin, kurumun, sınıfın veya büyük bir grubun etik ideallerini, prensiplerini, doktrinlerini, mitlerini veya sembollerini açıklayan ve toplumun nasıl çalışması gerektiğini ve belirli bir toplumsal düzen için bazı siyasi ve kültürel bir plan sunan bir dizi fikirler bütünüdür. Siyasi ideoloji, gücün nasıl dağıtılması gerektiği ve hangi amaçlar için kullanılması gerektiği konularıyla ilgilenir. Bazı siyasi partiler belirli bir ideolojiyi sıkı bir şekilde takip ederken diğerleri genel olarak ilgili ideolojiler grubundan ilham alabilir, ancak belirli bir ideolojiyi açıkça benimsemezler. Bir ideolojinin popülaritesi, bazen çıkarları doğrultusunda hareket eden ahlaki girişimcilerin etkisiyle de ilgilidir. Siyasi ideolojilerin iki boyutu vardır: (1) hedefler: toplumun nasıl organize edilmesi gerektiği; ve (2) yöntemler: bu hedefe ulaşmanın en uygun yolu.

Egoist anarşizm, bireyci anarşizmin etkili biçimidir. Bireyci anarşizmin bilinen en eski savunucularından Max Stirner'ın, 1844'te yazdığı Biricik ve Mülkiyeti adlı eseri felsefesinin kurucu metnidir. Stirner’ın felsefesi bireyci anarşizmin egoist formudur; ona göre tanrı, devlet, ahlak kuralları ve toplumu dikkate almadan istediği gibi eyleyen bireyin, toplum üyelerine karşı hiçbir sorumluluğu yoktur. Stirner’a göre haklar insan aklındaki korkulardır ve toplum denen şey yoktur; “bireyler onun gerçekliğidir” Mülkiyeti haklarla değil, güç ve kudretle sahip olunan varlıklar olarak görür. Stirner egoistler birliğini insanları bir araya getirecek örgütlenme modeli olarak görür.
İsyancı anarşizm veya ensüreksiyonizm - İstediğimiz, devrimci şiddet, silahlı mücadele ve eylemle propaganda aracılığıyla devlet için yıkıcı bir eleştiri öne sürmektir. İsyancı Anarşizm, hem bireyci hem de daha az ölçüde sosyal anarşizmden etkilenir. Bununla birlikte, Modern isyancı anarşistlerin çoğu, yasadışılıktan devrim yerine isyana ve hızlandırmaya kadar uzanan bireyci, Egoizm veya post-sol inançlar dizisiyle ilişkilidir.
Postanarşizm, postmodern ve postyapısalcı düşünce gelenekleri ile anarşist düşünce geleneğinin bir sentezi olarak nitelendirilebilir. Aynı zamanda postyapısalcı anarşizm olarak da bilinen postanarşizm, tek bir çerçeveden ilerleyen bir düşünce geleneği olmaktan ziyade, birçok postmodern düşünce akımının etkisinde kalınarak geliştirilmiş farklı anarşist yaklaşımların bir bütün olarak ele alınmalıdır.

Türkiye’de anarşizm, 12 Eylül 1980 darbesinin ardından, özellikle de 1986 yılında Kara dergisinin yayınlanmaya başlamasıyla görünürlük kazanan, radikal bir sol harekettir. Öncesinde Türkiye siyaset sahnesinde anarşist hareketin bir gelenek ihtiva ettiği söylenemese de, Türkiye’de bir anarşist geleneğin oluşumuna dair “yüzyıllık gecikme”ye rağmen, Anadolu topraklarında anarşizmin tarihsel köklerine dair izlere rastlamak da mümkündür.
Kuir Anarşizm ya da anarko-queer, gey kurtuluş ve homofobi, lezbofobi, transmisojini, bifobi, transfobi, heteronormavite, ataerkillik ve ikili cinsiyet sistemi gibi hiyerarşilerin kaldırılmasının aracı olarak anarşizmi ve toplumsal devrimi savunan anarşist düşünce okuludur. Anarşist ve LGBT hareketlerin hem dışında hem içinde LGBT hakları için mücadele eden insanlara: John Henry Mackay, Adolf Brand ve Daniel Guérin dahildir. Bireyci anarşist Adolf Brand Berlin’de 1896’den 1932’ye kadar, gey sorunlarına adanmış ilk sürekli dergi olan Der Eigene’yi yayımlamıştır.
Sentez anarşizmi, sentezci anarşizm veya sentez federasyonları, katılımcıları üzerinde çeşitlilik arayan ve anarşizm ilkeleri altında farklı eğilimlerdeki anarşistlere sıfatsız katılmaya çalışan bir anarşist örgütlenme biçimidir. 1920'lerde, ana savunucuları olarak bulunan bu form, anarko-komünistler Voline ve Sébastien Faure'yi, bireyci anarşizm, anarşist komünizm ve anarko-sendikalizm olmak üzere üç ana eğilimin anarşistlerini bir araya getirdi. Anarşist Federasyonlar Enternasyonali etrafında gruplanan anarşist federasyonların arkasındaki ana ilkedir.
Max Stirner'ın " Egoistler Birliği " fikri ilk olarak başyapıtı Biricik ve Mülkiyeti'nde açıklanmıştır. Egoistler birliği, Stirner'ın devletin aksine önerdiği gönüllü ve sistematik olmayan bir birliktelik olarak açıklanır. Her birlik, bir irade eylemi yoluyla tüm tarafların desteğiyle sürekli olarak yenilenen egoistler arasındaki bir ilişki olarak anlaşılır. Birlik, tüm tarafların bilinçli bir egoizmle katılmasını gerektirir. Bir taraf sessizce acı çekiyorsa, ama bunu dile getirmiyor ve birlikte varlığını koruyorsa, birlik başka bir şeye dönüşmüştür. Bu birlik, kişinin kendi iradesinin üzerinde bir otorite olarak değil, üyelerinin iradesine tabi gönüllü bir ilişki olarak görülmektedir. Bu fikir siyaset, ekonomi, romantizm ve cinsel ilişkiler için yorumlar aldı.
Bazı gözlemciler[kim?] varoluşçuluğun anarşizm için felsefi bir zemin oluşturduğuna inanmaktadır. Anarşist tarihçi Peter Marshall, "varoluşçuların birey, özgür seçim ve ahlaki sorumluluk üzerindeki vurgusu ile anarşizmin temel prensipleri arasında yakın bir bağlantı olduğunu" iddia ediyor.
Etik felsefede etik egoizm, ahlaki faillerin kendi çıkarları doğrultusunda hareket etmesi gereken normatif konumdur. İnsanların yalnızca kendi çıkarları doğrultusunda hareket edebileceklerini iddia eden psikolojik egoizmden farklıdır. Etik egoizm aynı zamanda kişinin kendi çıkarları doğrultusunda hareket etmesinin rasyonel olduğunu savunan rasyonel egoizmden de farklıdır. Bu nedenle etik egoizm, sonuçları yapanın yararına olacak eylemlerin etik olduğunu savunur.