Polonya mutfağı
Polonya mutfağı, tarihte hem Avrupa-Asya arasındaki ticaret yollarının kesişim noktasında yer aldığından farklı ve komşu uluslardan gelen tüccarlar hem de Polonya'da yaşayan azınlıklar sayesinde içinde Rus, Alman, Avusturya, İtalyan, Litvanya, Çek, Yahudi, Fransız ve Macar yemek kültürlerinin izlerini taşımaktadır. Karbonhidrat ve protein ağırlıklı Polonya yemeklerinde sebzelerden genellikle tahıllar ile kök sebzeler kullanılsa dahi patates mutfağın baş tacıdır. Etlerden ise ördek, domuz ve balık tercih edilir. Polonya mutfağının en çok bilinen yemekleri; zapienkanka, pierogi, zurek, golabki, bigos, kielbasa, kanapka, uszka, rosol, barszcz, gzik, tatar ve tütsülenmiş ettir. İçecek olarak ise bira, votkalı ev yapımı bir çeşit likör olan nalewka, en ünlü Polonya votkası zubrowka, sütle karıştırarak içilen soplica votkası, bitki çayları ve kahveleri meşhurdur. Polonya'nın tatlılarıysa Macaristan-Avusturya İmparatorluğu'nun hamur işi lezzetlerinden gelmektedir. Yılbaşında tüketilen bir kek olan Mazurek, katmanları meyve veya meyve kabuklarıyla doldurulan Makowiec keki, Polonya'ya özgü bir puding olan Budyn ve donut benzeri bir tatlı olan Paczki örnek verilebilir.
Tarihçe
Orta Çağ
Orta Çağ süresince Polonya mutfağı sebzeleri, meyveleri, otları, mantarları, tahılları, yabani ve çiftlik hayvanlarının etleri, yerel baharatları ve balı yüksek kalorili yemeklerinde malzeme olarak kullanmışlardır. Günlük içecekleri ise peynir altı suyu, süt, bitki infüzyonları ve ayrandır. Yine de en popüler içecekleri en alkollüleri olan bal likörü ile biradır. Fakat bu durum 16. yüzyılda üst sınıf halkın Macar ve Silezya şaraplarını ihtal etmesiyle beraber değişmiştir. Hatta 13. yüzyılda Beyaz Prens Leszek, Papa'ya Kutsal Topraklarda bal şarabı olmadığı için Polonyalı şövalyelerin haçlı seferine katılmayacaklarını söylemiştir. Bu içecekler dışında votkanın Orta Çağ Polonya'sında ortaya çıktığı hakkında yazılı kanıtlar vardır. Çağın başlarında sadece et ve tahıl temel yemekken zamanla tahıl yelpazesi genişleyerek sadece darıyı kapsamamaya başlamıştır. Tahıl ve et dışında fasulye, bakla ve bezeyle Polonyalıların günlük öğünlerinde yer alırdı. Ayrıca insanların çoğunluğu yemeğin yanında ekmek yerine krepi andıran bir tür hamur işi kazsa ve kolacz gibi gözleme çeşitleri tüketirdi. amanda Kafkasya ve Türkiye ile geliştirdiği ticaret sayesinde ülke içerisinde Polonyalıların baharat fiyatları oldukça düşüktü, bu da baharat kullanımının artmasına neden olmuştur.
Rönesans
Polonya kralı I. Sıgısmund'un İtalyan kraliçesi Bona Sforza'yı kendine eş almasıyla beraber bir sürü İtalyan aşçı Polonya'ya gelerek kendi kültürlerini Polonya'ya aktardılar. Sebzeler zaten Polonya mutfağının bir parçası olmasına rağmen marul, pırasa, kereviz ve lahana bu dönem daha çok rağbet gördü. Saray kayıtları Kraliçe Bona'nın Amerika, Güney Avrupa ve Batı Asya'dan bolca patates, mısır, kestane, kuru üzüm, badem, portakal, limon, nar, zeytin, incir ve domates ithal ettiğini göstermektedir. Fakat Polonya'ya sebzeleri getiren ilk kişinin Kraliçe Bona olduğu söylencesi yanlıştır. Kayıtlara göre 1434'te saltanatından 80 yıl önce ölen Kral Jogalia'nın sarayında marul, pancar, lahana, şalgam, havuç, bezelye, karnabahar gibi bir sürü sebze çeşidi bulunduğu bir gerçektir. Aynı zamanda Batı Asya ticaret yolları üzerinden gelen baharatların kullanımı fiyatını ödeyebilen Polonyalılarla yaygınlaşmıştır.
Günümüz
Kahvaltı
Hızlı ve hafif bir biçimde kahvaltı yapan Polonyalılar kahvaltı öğünlerinde temelde sosisli ve jambonlu yahut peynirli sandviç tüketmektedirler. Sandviçlerden spesifik bir örnek vermek gerekirse Polonya'ya özgü olan kanapkayı gösterebilir. Kanapka yemeğinin normal bir sandviçten farkı üstünün açık olmasıdır. Sofralarında sandviç dışında omlet, tost ve mısır gevreğine de sıkça rastlanabilmektedir.
Erken Akşam Yemeği (Akşam Yemeği)
Polonyalılar da çoğu kültür gibi üç öğün tüketseler de öğle yemeği onların kültüründe yer almamaktadır. Bunun yerine saat akşam dört ya da beş civarı erken akşam yemeği adını verdikleri öğünle günlük yemek ihtiyaçlarını karşılarlar. Ana yemeğe geçmeden önce mutlaka çorba içmektedirler. Bu çorbalar genelde tavuk suyundan yapılan rosol, içeriğinde mantar bulunan zupa grzybowa, salatayla yapılan zupa ogorkowa ve domatesli bir çorba türü olan zupa pomidorowadır. Ardından et yemeği ile yanında haşlanmış, kızartılmış veya fırında patates yerler. Et yemekleri genelde domuz eti, püre ve salata kombinasyonuyla servis edilen kotlet schabowy, etli ve lahana turşulu bigos, mantar, kıyma ve lahana karışımı olan golabki, patetese ek olarak etli veya peynirli yemek Polonyalı pierogi ve Polonya sosisi kielbasadır. Ayrıca ana yemeğin yanında lahanalı salata bulunmaktadır. Yemekten sonra tatlı yiyerek öğünlerini tamamlamaktadırlar.
Geç Akşam Yemeği (Son Öğün)
Son öğün diğerlerine kıyasla daha uzun sürmektedir. Bunun nedeni daha fazla besin olması değil, yemek yerken bir yandan sohbet ederek sofradakilerle sosyalleşilmesidir. Bu öğün ne kahvaltı kadar basit ne de erken akşam yemeği kadar iddialıdır. Çoğunlukla sofra soğuk et, yumurtalı ekmek, salata, peynir ve ekmekten oluşmaktadır.