İçeriğe atla

Polly Matzinger

Polly Matzinger
Doğum21 Temmuz 1947 (77 yaşında)
La Seyne, France
EğitimKalifornia Üniversitesi, Irvine (BS)
Kaliforniya Üniversitesi, San Diego (PhD)
Kariyeri
Dalıİmmünoloji
Çalıştığı kurumlarUlusal Alerji ve Bulaşıcı Hastalıklar Enstitüsü

Polly Celine Eveline Matzinger (21 Temmuz 1947, La Seyne, Fransa), bağışıklık sisteminin nasıl çalıştığına dair tehlike modeli teorisini öneren Fransız doğumlu bir immünologdur.[1]

İlk yılları

Polly Matzinger, 21 Temmuz 1947'de Fransa'nın Provence-Alpes-Côte d'Azur bölgesine bağlı Var ilinde bulunan La Seyne'de, Fransız bir anne (Simone) ve Hollandalı bir babanın (Hans) çocuğu olarak dünyaya geldi.[1] 1954'te kız kardeşi Marjolaine ve ailesiyle birlikte ABD'ye göç etti. Önceki işleri arasında bas caz müzisyeni, marangoz, köpek eğitmeni, garson ve Playboy tavşan kızı olarak garsonluk vardı.[2][3] Lisans derecesini bitirmesi on bir yılını aldı ve 1976'da Kaliforniya Üniversitesi, Irvine'de biyoloji alanında lisans eğitimini tamamladı.[3] UC Davis'ten Profesör Robert Schwab tarafından lisansüstü eğitime gitmesi için teşvik edildi. 1979'da Kaliforniya Üniversitesi, San Diego'da biyoloji alanında doktorasını tamamladı.[4][5] Daha sonra Cambridge Üniversitesi'nde dört yıl doktora sonrası çalışma yaptı[3] ve Maryland, Bethesda'daki Ulusal Sağlık Enstitülerine gitmeden önce altı yıl Basel İmmünoloji Enstitüsünde bilim insanı olarak çalıştı.[5]

NIAID'de Hayalet Laboratuvarı

Matzinger, ABD'de Ulusal Alerji ve Bulaşıcı Hastalıklar Enstitüsü'nün (NIAID) T-Hücre Toleransı ve Hafıza Bölümü başkanlığı yapmaktadır. Laboratuvar, Matzinger'in araştırmasının ilk dokuz ayını kaos teorisine odaklanarak tek başına yürütmeyi tercih etmesi sebebiyle "Hayalet Laboratuvarı" olarak anmıştır. NIAID, 2013 yılında Hücresel ve Moleküler İmmünoloji Laboratuvarını yeniden yapılandırdı ve Matzinger'in bölümünü İmmünogenetik Laboratuvarı'na aktardı.[6]

2015 yılında Matzinger, bağışıklık sisteminin tehlike modeli üzerine, nakil reddi, tümörler, otoimmünite, T hücreleri, parazitler ve alarminler gibi konuları kapsayan sekiz bölümlük bir dizi hazırladı.[7]

Araştırma

Tehlike modeli

1949 yılında Avusturyalı virologlar Frank Macfarlane Burnet ve Frank Fenner tarafından önerilen Öz/Öz Olmayan Modeli, 1980'lerin sonlarında, immünologların, T hücrelerinin materyalleri sergileyen ve yardımcı uyarıcı sinyaller gönderen antijen sunan hücrelere bağlı olduğunu fark etmesinin ardından eleştirilere maruz kalmıştı. Amerikalı bir tarihçi ve bilim filozofu olan Thomas Kuhn'un bilimdeki paradigma değişimleri üzerine yazılarından yola çıkan ünlü immünolog Charles Janeway, 1989'da doğuştan gelen bağışıklık sisteminin, bağışıklık sistemi tepkilerinin gerçek bekçisi olduğuna dair bir öneride bulundu. Ayrıca, doğuştan gelen bağışıklık sisteminin, bir patojeni değişmeyen özelliklerine göre tanıyarak, bu kararları vermek için eski model tanıma reseptörlerini kullandığını da teorileştirdi.

Tehlike sinyalleri

Matzinger, 1994 tarihli "Tolerance, Danger, and the Extended Family" adlı makalesinde, antijen sunan hücrelerin, programlanmamış hücre ölümü geçiren hücrelerden salınan "tehlike sinyallerine" apoptozun (programlanmış hücre ölümü) aksine, yaralandığında veya stres altında yanıt verdiğini savunarak tehlike modelini genişletti (kontrollü hücre ölümü). Bu hücreler tarafından salınan alarm sinyalleri, bağışıklık sisteminin, bağışıklık tepkisi gerektiren bir sorun olduğundan haberdar olmasını sağlıyordu. T hücrelerinin ve düzenledikleri bağışıklık tepkisinin, önceki modeldeki gibi "öz"ün yenidoğan (neonatal) tanımı ya da Janeway'in argümanındaki gibi patojenlerin eski tanımlarından değil, hücresel hasar ile tanımlanan tehlikeye karşı, dinamik ve sürekli güncellenen bir sistemden kaynaklandığını savundu.[8]

Kapsam

Tehlike modeli geniş alanda ele alınır ve transplantasyon, anne/fetal bağışıklığı, otoimmünite, kanser tedavileri ve aşılar gibi çok çeşitli konuları kapsar. Matzinger, önceki modellerin, bağışıklık sistemi tepkilerinin neden belirli tehdidin konumu ve ciddiyetine göre değiştiğini açıklamakta başarısız olduğunu iddia eder. Önceki modeller ayrıca bağışıklık sisteminin tümörleri nasıl reddettiğini, otoimmün hastalıkları nasıl tetiklediğini veya alerjik tepkiler ürettiğini açıklamakta da başarısız oldular.

Bazı immünologlar, vücudun bağışıklık tepkisinin temel olarak mikroorganizmalar arasındaki benzerlikleri bilen ve programlanmamış hücre ölümünün etkilerini en aza indiren, doğuştan gelen, evrimsel olarak korunmuş "örnek tanıma reseptörleri" tarafından beslendiğine inanarak hala Janeway'in fikirlerini sürdürmeye devam etmektedirler.

Örüntü tanıma ve doku güdümlü bir bağışıklık sistemi

Güney Koreli bir immünolog ve mikrobiyolog olan Seung-Yong Seong ve Matzinger, tehlike modelinin hasarla ilişkili moleküler modelleri (DAMP'ler) arasında olduğu gibi, biyolojik bileşikler üzerinde açıkta kalan hidrofobik bölgeler önerdiler. Stresörlerle karşılaşan hücreler, proteinlerini yanlış katlar ve denatüre ederek su dolu ortama maruz kalmamak için kümeler halinde toplanan hidrofobik bölgeleri açığa çıkarır.[9]

Nature Immunology dergisinde 2013 yılında yayımlanan bir makalede Matzinger, tehlike modelinin, vücut dokularındaki bağışıklık tepkilerini yönlendirdiği şeklindeki birincil çıkarımını vurgulamıştır. Araştırmalar, her organın mikrobiyomunun, işlevini ve çıktılarını yönlendiren bakterileri göstermeye devam ederken, Matzinger, mikropların bağışıklık sistemi tepkilerini yönlendirdiğinin gösterilebileceğini bir teori haline getirdi.[10] Matzinger, DAMP'lerin, her bir bağışıklık sistemi yanıtının kapsamını ve doğasını belirleyen çok sayıda sinyal yolunu öneren tehlike modeliyle, Toll benzeri reseptörlerin neden hem dış hem de endojen ligand sinyallerine yanıt verdiğini açıklayabileceğini savunuyordu.

Matzinger'in teorilerine yönelik eleştiriler

Düzenleyici T hücrelerinin, Treg hücrelerinin ana düzenleyicisi işlevsiz olduğun zaman ortaya çıkan otoimmün IPEX sendromu ile örneklenen, bağışıklık tepkilerini baskıladığı gösterilmiştir.[11] Matzinger, Treg hücrelerini kendi "tehlike modeline" dahil etti ve bunların düzenleme aktivitelerinin mutlak olmadığını savunarak, nakil organlarının enfekte olması durumunda daha yüksek oranlarda reddedilmesine bağlı olarak tehlike sinyallerinin bağışıklık tepkisini dikte etmeye devam ettiğini iddia etti.[12]

Tehlike modeline yönelik eleştiriler genel olarak iki temel noktaya odaklanır: Birincisi, Matzinger, tümörlerin kansere neden olmaya devam ettiğini, çünkü hücrelerin sürekli olarak programlanmış hücre ölümüne maruz kaldıklarını ve bir bağışıklık tepkisi için tehlike sinyalleri salmadıklarını savundu. Bununla beraber, son yapılan araştırmalar, vücudun bağışıklık sisteminin bazı tümörleri tespit edip yok ettiğini de göstermiştir. İkincisi ise, tehlike modeli, nakil reddini, yapılan ameliyatın oluşturduğu hasarın bir sonucu olarak ortaya çıktığını açıklar. Öte yandan bu açıklama, aynı vücudun bölümleri arasında doku hareketi olan ototransplantasyonun ortaya koyduğu daha büyük toleransını hesaba katmaz.[13]

Matzinger tarafından türetilen "profesyonel antijen sunan hücre", "tehlike sinyali" ve "DAMP" gibi terimler, sıklıkla bağışıklık sisteminin öz/öz-olmayan modelinin açıklamaları için yeniden kullanılır. İmmünolog Russell E. Vance, tehlike modeli gibi immünolojik paradigmaların, evrimsel baskı altında üretilen farklı mekanizmaların kaçınılmaz olarak hatalı temsilleri olduğunu savundu.[14]

Köpek ortak yazar tartışması

1978'de Matzinger, Journal of Experimental Medicine'de dördüncü makalesini yayımladı ve kendi köpeği olan Afgan Tazısı Galadriel Mirkwood'u üçüncü şahıs anlatımcı şeklinde ortak yazar olarak listeledi.[15] Suistimali tespit ettikten sonra, dergide yayımlanması yasaklandı.[16]

Ödüller

Polly Matzinger, Uluslararası bir Film ve Televizyon Festivali olan Köln Film Festivali'nde 1986 yılında Immunity: The Inside Story'nin Almanca çevirisiyle "Eğitim Filmlerinde Özel Mükemmellik Ödülü"nü kazandı. 1996'da İskandinav İmmünoloji Derneği'nin ömür boyu fahri üyesi olarak kabul edildi. 2002'de Amerikan bilim dergisi Discover, Matzinger'ı bilimdeki en önemli elli kadından biri olarak tanıdı.[17] 2003 yılında Belçika'daki Hasselt Üniversitesi'nden fahri doktora unvanı aldı. 2008 yılında, Web of Science'ta kendi alanı için yapılan atıfların ilk %1'i arasında "Yüksek Atıf" araştırması olarak listelendi.[6]

2009'dan beri, Rhode Island merkezli bir Amerikan biyoteknoloji şirketi EpiVax, Rhode Island Üniversitesi İmmünoloji ve Bilişim Enstitüsü'ndeki zorlukların üstesinden gelen kadın bilim adamları için Polly Matzinger Korkusuz Bilim İnsanı Bursunu finanse ediyor.[18]

Yayınları

Filmleri

  • Immunity: the inside story. Matzinger P ve André Trauneker (1986) (video, 13 dakika). Bir grip enfeksiyonunun temizlenmesiyle ilgili olayları anlatan meslekten olmayan kişiler için ödüllü animasyon filmi. Almanca, Fransızca, İspanyolcaya çevrildi. Hoffmann-La Roche stüdyosu, Basel, İsviçre
  • A quick look at tissue rejection. Matzinger P. (1991) (Video, 2 dk). Bir deri naklinin reddedilmesine neden olan olayları anlatan meslekten olmayan kişiler için animasyon filmi. Ulusal Bilim Yazarları Derneği tarafından televizyon yapımcılarının bir toplantısı için görevlendirildi. NIH özel etkinlikler departmanı ve Capitol Studios
  • Death by Design/The Life and Times of Life and Times.[19] Peter Friedman ve Jean-François Brunet (1995) (Film, 73 dakika). Altı bilim insanının çalışmalarını konu alan, apoptotik hücre ölümü üzerine ödüllü film. P Matzinger, R Levy-Montalcini, M Raff, P Golstein, KM Debatin, R Horowitz ve diğerleri
  • Turned on by Danger. Michael Mosley (1997) (Film, 60 dakika). Tehlike modelini içeren ve betimleyen, kamu televizyonu için yapılmış bir BBC Horizon programı.
  • Microbe Invasion. David Green (2001) (Film, 60 dakika). İnsan bedenleri ile bunların üzerinde ve içinde yaşayan çok sayıda organizma arasındaki karşılıklı ilişkiyi tanımlayan bir program. Film, vücut içinde simbiyotik ilişkilere en iyi izin veren bağışıklık modeli olarak Tehlike modelini öne çıkarıyor. Öğrenme Kanalı

Kaynakça

  1. ^ a b Oakes, Elizabeth H (14 Mayıs 2014). A to Z of STS Scientists (İngilizce). Infobase Publishing. ISBN 9781438109251. 24 Şubat 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Şubat 2023. Oakes, Elizabeth H. (2014-05-14). A to Z of STS Scientists 24 Şubat 2023 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. Infobase Publishing. ISBN 9781438109251.
  2. ^ Cooper, Glenda (16 Nisan 1997). "Clever Bunny". The Independent (İngilizce). 27 Temmuz 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Temmuz 2018. 
  3. ^ a b c "Polly Matzinger: De conejita playboy a paradigma de la inmunología". Procrastina Fácil (İspanyolca). 29 Nisan 2018. 27 Temmuz 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Temmuz 2018. 
  4. ^ DREIFUS, CLAUDIA (16 Haziran 1998). "A Conversation With Polly Matzinger; Blazing an Unconventional Trail to a New Theory of Immunity". The New York Times. 18 Ocak 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Ocak 2015. 
  5. ^ a b Oakes, Elizabeth H. (2007). Encyclopedia of World Scientists (İngilizce). Infobase Publishing. ISBN 9781438118826. 
  6. ^ a b "Polly Matzinger, Ph.D." National Institute of Allergy and Infectious Disease (İngilizce). 19 Temmuz 2022. 24 Şubat 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Ocak 2023. 
  7. ^ Matzinger, Polly (22 Eylül 2015), Immunology Course based on the Danger Model: Session 1, National Institutes of Health, 10 Ocak 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi, erişim tarihi: 10 Ocak 2023 
  8. ^ Matzinger, Polly (April 1994). "Tolerance, Danger, and the Extended Family". Annual Review of Immunology (İngilizce). 12 (1): 991-1045. doi:10.1146/annurev.iy.12.040194.005015. ISSN 0732-0582. PMID 8011301. 28 Kasım 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Şubat 2023. 
  9. ^ Seong (1 Haziran 2004). "Hydrophobicity: an ancient damage-associated molecular pattern that initiates innate immune responses". Nature Reviews Immunology (İngilizce). 4 (6): 469-478. doi:10.1038/nri1372. ISSN 1474-1741. PMID 15173835. 13 Ocak 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Şubat 2023. 
  10. ^ Matzinger, Polly (1 Ocak 2007). "Friendly and Dangerous Signals: Is the Tissue in Control?". Nature Immunology (İngilizce). 8 (1): 11-13. doi:10.1038/ni0107-11. ISSN 1529-2916. PMID 17179963. 9 Ocak 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Şubat 2023. 
  11. ^ Bruhs, Anika; Proksch, Ehrhardt; Schwarz, Thomas; Schwarz, Agatha (1 Mart 2018). "Disruption of the Epidermal Barrier Induces Regulatory T Cells via IL-33 in Mice". Journal of Investigative Dermatology (İngilizce). 138 (3): 570-579. doi:10.1016/j.jid.2017.09.032. ISSN 0022-202X. PMID 29045819. 10 Ocak 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Şubat 2023. 
  12. ^ Matzinger, Polly (1 Ocak 2007). "Friendly and dangerous signals: is the tissue in control?". Nature Immunology (İngilizce). 8 (1): 11-13. doi:10.1038/ni0107-11. ISSN 1529-2916. PMID 17179963. 9 Ocak 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Şubat 2023. 
  13. ^ Pradeu, Thomas; Cooper, Edwin (2012). "The danger theory: 20 years later". Frontiers in Immunology. 3: 287. doi:10.3389/fimmu.2012.00287. ISSN 1664-3224. PMC 3443751 $2. PMID 23060876. 
  14. ^ Russell E. Vance2 (15 Ağustos 2000). "Cutting Edge Commentary: A Copernican Revolution? Doubts About the Danger Theory". The Journal of Immunology. Jimmunol.org. 165 (4): 1725-1728. doi:10.4049/jimmunol.165.4.1725. PMID 10925247. 6 Ekim 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  15. ^ Polly Matzinger (1978). "In A Fully H-2 Incompatible Chimera, T Cells of Donor Origin Can Respond to Minor Histocompatibility Antigens in Association With Either Donor or Host H-2 Type". Journal of Experimental Medicine. 148 (1): 84–92. doi:10.1084/jem.148.1.84. PMC 2184911 $2. PMID 78964. 
  16. ^ Anton, Ted (2000). Bold Science: Seven Scientists Who Are Changing Our World. W. H. Freeman and Company. ISBN 9780716735120. 
  17. ^ Svitil, Kathy (13 Kasım 2002). "The 50 Most Important Women in Science". Discover. 11 Mayıs 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Mayıs 2019. 
  18. ^ "Polly Matzinger Fearless Scientist Award". EpiVax (İngilizce). 13 Kasım 2009. 10 Ocak 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Ocak 2023. 
  19. ^ "Death By Design". Strange Attractions. 17 Ekim 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Ekim 2013. 

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Kök hücre</span> İnsan vücudunu oluşturan, sınırsız bölünme, her türlü vücut hücresine dönüşme ve yeni görevler üstlenme imkânına sahip ana hücre

Kök hücre, mitoz bölünmeyle özelleşmiş hücre tiplerine farklılaşabilen ve daha fazla kök hücre üretmek için kendini yenileme yeteneğine sahip olan, bütün çok hücreli canlıların doku ve organlarını oluşturan ana hücre türleridir.

<span class="mw-page-title-main">Bağışıklık sistemi</span> canlılarda hastalıklara karşı koruma sağlayan biyolojik savunma sistemi bütünü

Bağışıklık sistemi, bir canlıdaki hastalıklara karşı koruma yapan, patojenleri ve tümör hücrelerini tanıyıp onları yok eden işleyişlerin toplamıdır. Sistem, canlı vücudunda geniş bir çeşitlilikte, virüslerden parazitik solucanlara, vücuda giren veya vücutla temasta bulunan her yabancı maddeye kadar tarama yapar ve onları, canlının sağlıklı vücut hücrelerinden ve dokularından ayırt eder. Bağışıklık sistemi, çok benzer özellikteki maddeleri bile birbirinden ayırabilir, örneğin; bir amino asidi farklı olan proteinleri bile birbirinden ayırabilecek özelliğe sahiptir. Bu ayrım, patojenlerin konak canlıdaki savunma sistemine rağmen enfeksiyon yapmaları için yeni yollar bulmalarına, bazı uyumlar sağlamalarına neden olacak kadar karmaşıktır. Bu mücadelede hayatta kalmak için patojenleri tanıyan ve onları etkisizleştiren bazı mekanizmalar gelişmiştir. Doğadaki tüm canlılar kendilerinden olmayan doku, hücre ve moleküllere karşı savunma sistemlerine sahiptirler. Hatta bakteriler gibi basit tek hücreli canlılarda da onları viral enfeksiyonlara karşı koruyan enzim sistemleri bulunur. Yüksek canlılardaysa çok daha karmaşık bir bağışıklık sistemi vardır. Omurgalılarda bağışıklık sistemi özel işlevlere sahip çok sayıda farklı hücre ve molekül içermektedir.

<span class="mw-page-title-main">Lenfatik sistem</span> lenf damarları ve lenfatik organlar ile lenfodik dokudan oluşan bir organ sistemi

Lenfatik sistem veya lenfoid sistem, omurgalılarda dolaşım sistemi ve bağışıklık sistemi'nin bir parçası olan bir organ sistemi'dir. Geniş bir lenf ağından, lenfatik damarlardan, lenf düğümlerinden, lenfatik veya lenfoid organlardan ve lenfoid dokulardan oluşur. Damarlar lenf adlı berrak bir sıvıyı kalbe doğru taşır.

<span class="mw-page-title-main">Por</span>

Nükleer por veya Nükleer gözenek, ökaryotik hücrelerin nükleer zarında bulunan, moleküllerin hücre çekirdeği ile sitoplazma arasında hareketini düzenleyen bir yapıdır. Bu yapı, nükleer por kompleksi (NPC) olarak adlandırılır ve birçok farklı proteinden oluşur.

<span class="mw-page-title-main">Kanser immünoterapisi</span> kanseri tedavi etmek için bağışıklık sisteminin kullanılması

Kanser immünoterapisi, bağışıklık sisteminin hastalıkla savaşmak için doğal yeteneğini geliştirerek kanseri tedavi etmek için bağışıklık sisteminin uyarılmasıdır. Kanser immünolojisinin temel araştırmalarının bir uygulaması ve onkolojinin büyüyen bir alt uzmanlık alanıdır.

İmmünoterapi veya biyolojik terapi, bağışıklık sistemini aktive ederek veya baskılayarak hastalığın tedavi edilmesidir. Bir immün yanıtı ortaya çıkarmak veya güçlendirmek için tasarlanan immünoterapiler aktivasyon immünoterapileri olarak sınıflandırılırken, azaltan veya baskılayan immünoterapiler baskılama immünoterapileri olarak sınıflandırılır. İmmünoterapi, çeşitli kanser türlerini tedavi etme potansiyeli açısından ön araştırma aşamasındadır.

<span class="mw-page-title-main">Hücre iskeleti</span> Hücrelerin iç iskeletini oluşturan ipliksi protein ağı

Hücre iskeleti, bakteriler haricinde tüm hücrelerin sitoplazmasında bulunan, hücre çekirdeğinden hücre zarına uzanan ve protein filamentlerinin birbirine bağlayan kompleks ve dinamik bir ağıdır. Farklı organizmaların hücre iskeleti sistemleri benzer proteinlerden oluşur. Ökaryotlarda hücre iskeleti matrisi, hücrenin gereksinimlerine bağlı olarak hızlı büyüme veya küçülme yeteneğine sahip üç ana proteinden oluşan dinamik bir yapıdır.

<span class="mw-page-title-main">Glia hücresi</span> merkezi ve çevresel sinir sisteminde yer alan hücrelerin çoğunluğunu oluşturan ve sinir hücresi olmayan hücreler

Nörogliya, gliyal hücreler, yalnızca gliya ya da tutkal, merkezi ve çevresel sinir sisteminde yer alan hücrelerin çoğunluğunu oluşturan ve sinir hücresi olmayan hücreler. Miyelin üretimi ile beyin ve sinir sisteminin, otonom sinir sistemi gibi diğer bölümlerindeki sinir hücreleri için destek, koruma ve homeostaz sağlarlar.

<span class="mw-page-title-main">César Milstein</span> Arjantinli biyolog (1927-2002)

César Milstein, Arjantinli biyokimyacı. Antikor araştırmalarıyla tanınmıştır. 1984 yılında Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülünü Niels Kaj Jerne ve Georges J. F. Köhler ile birlikte antikor araştırmaları nedeniyle kazanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Dendritik hücre</span>

Dendritik hücreler memelilerin bağışıklık sistemini oluşturan immün hücrelerden biridir. Bu hücrelerin ana işlevi antijenleri işlemek ve immün sistemin diğer hücrelerine yüzeyinden sunmaktır. Diğer bir deyişle dendritik hücreler antijen sunan hücre görevi görürler. Doğuştan bağışıklık sistemi ve adaptif immün sistem arasında haberci olarak hareket ederler.

Corti organı, memelilerde kokleada yer alan, işitme için almaç görevi gören organ. Çeşitli epitel hücrelerden oluşan şerit şeklindeki bu organ, ses sinyallerinin sinirlerde aksiyon potansiyeline dönüştürülmesini sağlar. Bu dönüştürme (transdüksiyon) süreci, iç kulaktaki yapıların titreyip kokleadaki sıvının yer değiştirmesine yol açmasıyla başlar. Bu Corti organındaki tüy hücrelerini hareket ettirip bu hücrelerde elektrokimyasal sinyal üretimine neden olur.

T yardımcı hücresi 17, interlökin 17 (IL-17) üretimi ile tanımlanan pro-enflamatuar yardımcı T hücrelerinin bir alt kümesidir. Bu hücreler Düzenleyici T hücreleriyle (Treg) ilişkilidir ve Th 17'lerin farklılaşmasına neden olan sinyaller, Treg farklılaşmasını inhibe eder. Bununla birlikte Th 17'ler gelişimsel olarak Th1 ve Th2 hücre hatlarından farklıdırlar. Th 17 hücreleri mukozal bariyerlerin korunmasında ve mukozal yüzeylerden patojen atımında önemli bir rol oynar; bu tür koruyucu ve patojenik olmayan Th17 hücrelerine Treg 17 hücreleri denir.

<span class="mw-page-title-main">İnaktif aşı</span> bir hastalık patojeninin öldürülmüş bir halini kullanan aşı

İnaktif aşı, kültürde yetiştirilen ve daha sonra hastalık üretme kapasitesini yok etmek için öldürülen virüs partikülleri, bakteriler veya diğer patojenlerden oluşan bir aşıdır. Buna karşılık, canlı aşılar hâlâ canlı olan patojenleri kullanır. İnaktif aşılar için patojenler kontrollü koşullar altında yetiştirilir ve enfektiviteyi azaltmak ve böylece aşıdan kaynaklanan enfeksiyonu önlemek için bir araç olarak öldürülür.

<span class="mw-page-title-main">İnterlökin 10</span>

İnterlökin 10 (IL-10), anti-inflamatuar sitokindir. Aynı zamanda insan sitokin sentez inhibitör faktörü (SSIF) olarak da bilinir. Mikrop kaynaklı antijenlere karşı oluşan immun cevabı negatif yönde düzenlemektedir.

<span class="mw-page-title-main">CD86</span>

Farklılaşma Kümesi 86 (İngilizce: Cluster of Differentiation 86; CD86 ve B7-2 olarak da bilinir), dendritik hücreler, Langerhans hücreleri, makrofajlar, B hücreleri ve diğer antijen sunan hücreler üzerinde yapısal olarak eksprese edilen bir proteindir. CD80 ile birlikte CD86, T hücresi aktivasyonu ve hayatta kalması için gerekli olan kostimülatör sinyalleri sağlar. Bağlanan liganda bağlı olarak CD86, kendi kendini düzenleme ve hücre-hücre birleşmesi için veya düzenlemenin zayıflaması ve hücre-hücre ayrılması için sinyal verebilir.

<span class="mw-page-title-main">Gabrielle Belz</span> Avustralyalı bağışıklık uzmanı (d. 1901)

Gabrielle T. Belz, Avustralyalı bir moleküler immünolog ve viral immünologdur. Moleküler İmmünoloji bölümünde Walter ve Eliza Hall Tıbbi Araştırma Enstitüsü'nün öğretim üyesidir. Belz, özellikle virüslere karşı bağışıklık tepkisinin moleküler ve hücresel sinyal yollarıyla ilişkili olarak bağışıklık sistemi işlevinin anlaşılmasına önemli katkılarda bulunmuştur. Araştırmaları, influenza ve herpes virüsleri gibi patojen enfeksiyonlara karşı koruyucu bağışıklığın ilk gelişimini yönlendiren sinyalleri anlamaya odaklanmıştır. Bu, sitotoksik T hücrelerinin, enfeksiyondan sonra vücuttan virüsle enfekte olmuş hücreleri nasıl tanıdığını ve çıkardığını araştırmayı içerir. Enfeksiyon sırasında spesifik faktörlerin tanımlanması ve tepkinin araştırılması, bulaşıcı hastalıklar için uzun vadeli aşıların geliştirilmesine ve otoimmün hastalıklar için daha iyi tedavilerin geliştirilmesine katkıda bulunacaktır.

Biyolojide, hücre sinyalizasyonu veya hücre iletişimi, hücrelerin çevresi ve kendisi arasında sinyalleri alma, işleme ve iletme yeteneğidir. Bakteriler, bitkiler ve hayvanlar gibi her canlı organizmadaki tüm hücrelerin temel bir özelliğidir. Bir hücrenin dışından kaynaklanan sinyaller mekanik basınç, voltaj, sıcaklık, ışık veya kimyasal sinyaller gibi fiziksel ajanlar olabilir. Kimyasal sinyaller hidrofobik veya hidrofilik olabilir. Hücre sinyalleri kısa veya uzun mesafelerde meydana gelebilir ve sonuç olarak otokrin, jukstakrin, intrakrin, parakrin veya endokrin olarak sınıflandırılabilir. Sinyal molekülleri çeşitli biyosentetik yollardan sentezlenebilir ve pasif veya aktif taşıma yoluyla ve hatta hücre hasarından sonra salınabilirler.

Otoimmün hastalık, bir vücut kısmına anormal bir bağışıklık tepkisinden kaynaklanan bir durumdur. En az 80 otoimmün hastalık türü tanımlanmış olup, bazı kanıtlar 100'den fazla türün olabileceğini düşündürmektedir. Herhangi bir vücut parçası tutulabilir. Semptomlar çeşitlidir ve genellikle hafif ila şiddetli arasında değişen ve geçici olabilen düşük dereceli ateş ve yorgun hissetmeyi içerir.

Moleküler taklit veya moleküler mimikri, yabancı ve kişinin kendisine ait "öz" peptitler arasındaki sekans (dizi) benzerliklerinin, patojen türevli peptitler tarafından otoreaktif T veya B hücrelerinin çapraz aktivasyonu ile sonuçlanması için yeterli olduğu teorik olasılığı olarak tanımlanır. Doğası gereği hem yabancı hem de öz olabilen birkaç peptit sekansının yaygınlığına rağmen, tek bir antikor veya THR, moleküler taklit teorisinde yapısal homolojinin önemini vurgulayan sadece birkaç önemli amino asit rezidü tarafından aktive edilebilir. B veya T hücrelerinin aktivasyonu üzerine, taklit eden peptite spesifik T veya B hücrelerinin insan proteini kaynaklı "kendi" epitoplarıyla çapraz reaksiyona girebileceğine ve dolayısıyla doku patolojisine (otoimmünite) yol açabileceğine inanılmaktadır. Moleküler taklit, diğer ismi özbağışıklık olan otoimmünitenin harekete geçirilebileceği çeşitli yollardan biri olarak görece yakın zamanda keşfedilmiş bir olgudur. Bununla birlikte, bir moleküler taklit olayı, meydana gelme olasılığı düşük olmasına rağmen bir epifenomenden daha fazlasıdır ve bu olayların birçok insan otoimmün bozukluğunun başlangıcında ciddi etkileri vardır.

İmmünolojide adjuvan, bir aşıya karşı bağışıklık tepkisini artıran veya modüle eden bir maddedir. "Adjuvan" kelimesi Latince adiuvare kelimesinden gelmektedir ve yardım etmek veya yardımcı olmak anlamına gelmektedir. "İmmünolojik bir adjuvan, spesifik aşı antijenleri ile birlikte kullanıldığında antijene özgü bağışıklık tepkilerini hızlandıran, uzatan veya geliştiren herhangi bir madde olarak tanımlanır."