İçeriğe atla

Politeizm

Çoktanrıcılık ya da Politeizm, politeizm sözlük anlamıyla birden çok tanrıya inanmak, tapınmak manalarına gelmektedir. Sözcük, etimolojik açıdan, Yunanca πολύς poly (çok) ve θεοί theoiz (tanrı) sözcüklerinden türemiştir.

Birçok antik din, geleneksel tanrıların toplandığı panteonlarla, politeistik bir yapıya sahipti. Bu panteonlar ve farklı tanrılar uzun bir zaman dilimi içerisinde kültürel değiş tokuş ve deneyimle yoğrularak gelişmiştir. Eski toplumların birçoğu politeistti. Politeizmdeki önemli bir nokta, birçok tanrıya tapınmanın her şeyi bilen ve her şeyden güçlü bir ilahi varlığa inancı da içerebilecek olmasıdır. Nitekim çoğu politeistik dinde, panteonun başında, her şeyden ve diğer tanrılar da dahil herkesten güçlü ve bilge bir baş tanrı figürü bulunur.

Politeistik inanç sistemlerinde, tanrılar bireysel yetenek, ihtiyaç, hikâye, arzu ve özelliklere sahip karmaşık kişilikler olarak ortaya çıkar. Çoğu zaman bu tanrılar sınırsız güç ve bilgiye sahip değildir, bunun yerine, insan benzeri kişisel özelliklere sahip, ek olarak bazı bireysel (doğaüstü) güç, yetenek ve bilgiye sahip olarak tasvir edilirler.

Politeistik bir panteonda, tanrıların birden çok ismi olabilir ve her isim tanrının belirli bir rolüne veya hikâyesine gönderme yapıyor olabilir. Politeizm'in genel prensipleri arasında tanrılarının sayısının belirsiz olması ve her tanrının kendine özgü görevlerinin bulunması vardır.

Eski Anadolu uygarlıklarından olan Hitit ve Friglerin dinleri, Antik Yunan ve Roma dinleri, Arapların eski dini ve günümüze ulaşmış olan dinlerden Hinduizm çok tanrılı dinlere örnektir.

Değişim ve gelişimler

Politeizm dönemindeki tanrıların aşama aşama aile, kabile ve şehir ve ulus tanrılarına dönüştüğü düşünülmektedir[]. Bir sonraki aşama ise tanrılara soyut sıfatlar verilmesi, panteonda yer alan diğer tanrıların isim, sıfat ve eylemlerinin baştanrılarda toplanmasıdır. Bazen de bu tanrılar bir sonraki kültürde baştanrının yardımcılarına, melek, cin, şeytan gibi varlıklara dönüşür. Bu gelişime en açık örneklerden birisini Marduk oluşturur. Sümerlerin 50 kadar tanrısının ismi sonraları Marduk'a verilmiş ve tektanrıcılık yönünde adımlar atılmıştır.[1] Ne var ki Buhtunnasr, Marduk'un tektanrı olduğu inancını sadece kendi taşımış, ulusuna yaymak gücünü gösterememiştir. Bu tanrının birçok özelliklerinin Yahudi tanrısı Yahova'ya taşındığı, Hammurabi kanunlarının da Yahudi şeriatının temelini oluşturduğu ifade edilmiştir. Samuel Reinach, Orpheus adlı kitabında "Eğer Musevi kanunlarının Musa’ya Tanrı tarafından yazdırıldığı doğruysa, Tanrı, Hammurabi’nin yapıtını aşırmış demektir." ifadesini kullanmıştır.[2]

Çoktanrıcılıktan Tektanrıcılığa doğru gelişimin 4000 yıl kadar önce eş zamanlı olarak Mısır, Babil ve Hint toplumlarında ortaya çıkmaya başladığı ifade edilmektedir. Orhan Gökdemir'e göre tek tanrılı dinlere gidiş bir dinde sadeleşme ve devrim hareketidir. Bu devrim eski dini anlayışları dümdüz ederek yıkar. Ancak başlangıçta görülen hızlı bir yıkım sonrasında devrim yavaşlar ve eski pagan inançlar yeni kimliklere bürünerek yeniden ortaya çıkarlar. Musevilik, İsevilik ve Muhammedilik kurucuları kadar bu karşılaşmanın da ürünü olan dinlerdir.[3] Tek tanrılı dinlerde eski ilahların bir kısmı melek, cin, şeytan, aziz ve peygamberlere dönüştürülmüşlerdir. Yeniden kurgulanan mitolojik anlatımlarda Sümerlilerin eski tanrılarının tek tanrılı dinlerde Hızır, İlyas gibi peygamberlere ya da azizlere, velilere ve hatta meleklere, cinlere dönüştüğü görülebilmektedir.[4] Allah'ın isimlerinden bir kısmı da Arap ve diğer Orta Doğu mitolojilerinde eski ilahlara verilen isimlerle ortak kök isimlerden oluşur.[5][6]

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ "Kur'an İncil ve Tevrat'ın Sümerdeki Kökeni". 2 Nisan 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Nisan 2017. 
  2. ^ Hançerlioğlu, Orhan. "Düşünce Tarihi" (PDF). 2 Nisan 2015 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Nisan 2017. 
  3. ^ Orhan Gökdemir, Din ve Devrim s 25-32
  4. ^ "Dünyanın tek ve en büyük hikayesinin keşfedilişi". 20 Şubat 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Nisan 2017. 
  5. ^ ÇIĞ, Muazzez İlmiye. "Sümer ve Türkler" (PDF). 5 Mayıs 2012 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Nisan 2017. 
  6. ^ ÖZTÜRK, Resul. "İslam Öncesi Arap Toplumunun Tanrı Tasavvuru ve Bu Tasavvurun İslam'ın Tanrı Tasavvuruna Etkisi Sorunu". ss. 134-157. 25 Mart 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Nisan 2017. 

İlgili Araştırma Makaleleri

Din, nadiren de olsa ilmet, genellikle doğaüstü, transandantal ve cansal unsurlarla ilişkilendirilmiş, çeşitli ayinler ve uygulamaları içeren, ahlak, dünya görüşleri, kutsal metinler ve yerler, kehanetler, etik kuruluşlarından oluşan bir sosyo-kültürel sistemdir.

<span class="mw-page-title-main">Melek</span> dinler terminolojisindeki doğaüstü figür

Melek, dini bir terim. Melek, birçok dinde inanılan semavi verilen isimdir. Meleklerin görevleri Tanrı'ya hizmet etmektir. Meleklere inancın var olduğu her din ve inançta melek kavramına bakış farklıdır.

Tanrı ya da ilah, Klasik teistik inanç sistemlerinde Mutlak Varlık, Mutlak Benlik ve tüm varoluşun temel kaynağı olarak görülen varlık. Tek tanrılı inançlarda evrenin tek yaradanı ve yöneteni olarak kabul edilir. Çok tanrılı inançlarda genelde ilahların cinsiyeti bulunur ve eril olanlarına tanrı, dişi olanlarına tanrıça denir. Tektanrılı ve henoteistik inançlardaki Tanrı kavramını tanımlamak için ise sadece tanrı sözcüğü kullanılabilir.

Teizm ya da tanrıcılık, tanrı veya tanrıların var olduğu inancıdır. Klasik teizm anlayışında Tanrı; Mutlak Varlık, Mutlak Benlik ve Nihai Kişi olarak nitelenir. Klasik teistik Tanrı; tüm varoluşun kaynağı, öznesi ve tüm varoluşa nüfuz eden Nihai Şahıs olarak nitelendiği için Tanrı tüm varoluşun muhatapı olarak kabul edilir.

Monoteizm veya tek tanrıcılık, tek bir tanrının varlığına ya da Tanrı'nın birliğine duyulan inanç olarak tanımlanır. Monoteizm sözcüğü, etimolojik açıdan Yunanca mono (tek) ve theoi (tanrı) sözcüklerinden türemiştir.

<span class="mw-page-title-main">Marduk</span> Mezopotamya Tanrılarından Biri

Marduk, antik Mezopotamya'daki geç dönem tanrılarından birinin adıdır. Hammurabi zamanında Babil, Fırat vadisinin politik merkezi olduğunda, Babil panteonunun başı olarak Marduk'a tapınılmaya başlanmıştır. Babil yaratılış destanı olan Enûma Eliş'te tanrıların en büyüğü ilan edilmiştir.Destana göre o aynı zamanda babil'in koruyucu tanrısıdır.

<span class="mw-page-title-main">Tammuz</span>

Tammuz veya Tamuz daha sonra İştar olarak da adlandırılacak İnanna tanrıçasının kocası olan bir Antik Mezopotamya tanrısıdır. Sümer, Akad ve bazı Sami halkların dinlerinde yer almış tanrıdan, Tanah gibi Musevi kaynaklarında da bahsedilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Arap mitolojisi</span>

Arap mitolojisi, Arapların İslamiyet öncesi çoktanrıcı inanç ve söylencelerini konu almakla birlikte Hristiyan, Yahudi ve İran dinlerinin de etkisinde kalmıştır. Samilerin bir kolu olan Arapların mitolojisinin bir özelliği de Sümer ve Mezopotamya mitolojisiyle devamlılık konumunda olmasıdır. Toplumların yaşamlarında bir sonraki kültür öncekileri yok etmez, Kutsal anlatılar alındıkları kaynaktan birtakım değişimlerle gelecek nesillere aktarılır ve devam ettirilir. Ayrıca o dönemde çevre bölgelerde yaşayan toplulukların mitolojileri ve inançları da Arap mitolojisiyle büyük oranda etkileşim gösterir. Arapların inanç sistemlerini oluşturmada diğer semitik toplumlarla etkileşim çok önemli roller oynamıştır.

<span class="mw-page-title-main">Tanrıça</span> kadın tanrı

Tanrıça, dişi ya da dişil ilah anlamlarına gelebilir. Soyut bir ilahi varlıktır. Birçok kültürde tanrıçalardan bahsedilir. Bazen tek başına, ama çoğunlukla bir panteonun üyesi olarak tanrıça inanışı özellikle paganizmde yaygındır.

<span class="mw-page-title-main">Putperestlik</span>

Putperestlik veya putataparlık, genel anlamda bir nesne, görüntü veya fikre tapım içeren bir dini uygulama, anlayış veya inançtır. Putperestlik farklı şekillerde tanımlandığı ve farklı çeşitleri olduğu gibi bazen politeizm benzeri monoteist olmayan inanç yapılarını kastetmek için de kullanılır.

Tevhit ya da tevhid, teizm tarifinin İslâm terminolojisindeki karşılığıdır.

<span class="mw-page-title-main">Fetiş</span> nesnelerin doğaüstü güçlerine olan inanç

Fetiş, doğaüstü veya büyüsel gücü olduğuna inanılan tapınma nesnesidir.

<span class="mw-page-title-main">Anu</span> Sümer tanrısı

Anu, Sümer mitolojisinde ve daha sonra Asur ve Babil mitolojilerinde, gökyüzü tanrısı, cennetin tanrısı, takımyıldızların efendisi, tanrıların kralı olarak adlandırılır ve göksel katmanların en üstünde oturur. Suç işleyenleri yargılayacak güce sahip olduğuna ve kötülükleri yok etmek için asker olarak yıldızlar yarattığına inanılırdı. Anunnakunun babasıdır. Sanat eserlerinde bazen çakal olarak resmedilir. Çoğu zaman onun simgesi olarak kullanılan taç bir çift sığır ya da boğa boynuzu ile resmedilir.

Hubal veya Hubel, Arabistan'da Mekke'de Kureyş kabilesinin hüküm sürdüğü sıralarda tapınılan, Arap putlarının en büyüğü ve Kabe'nin baş tanrısıdır. Arabistan'ın en uzak yerlerinden insanlar O'nu ziyarete gelirlerdi.

İlāh, "tanrı" ile aynı anlama gelen bir Arapça terimdir. Dişil hâli "ilaha"dır ve bu tanrıça ile eşanlamlıdır. Dinsel inanışlarca kutsal görülen ve tapınılan doğaötesi bir varlıktır. İlah kelimesi İslami ritüellerde sıkça kullanılır: ezan, kelime-i şehadet.

Sümer mitolojisi, Sümerler'in yıkılışlarına kadarki dönemde din ve bilimle ilgili kültürünü içerir. Birçok tanrı ve tanrıçaları vardır ve onlar Sümer mitolojisini oluşturur. Bu tanrılar ve tanrıçalar Yaradılış Destanı, Tufan hikâyesi gibi edebî eserlerde açıkça belirtilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Antik Mezopotamya dini</span> din

Antik Mezopotamya dini, Antik Mezopotamya medeniyetlerinin, özellikle yaklaşık MÖ 3500 ve 400 yılları arasında Sümer, Akad, Asur ve Babil medeniyetlerinin dinî inançlarına ve uygulamalarına atıfta bulunur. Antik Mezopotamya dininin temelleri Erken Sümer Hanedanları tarafından atılmış, daha sonra oluşan uygarlıklar ve bölgeye yerleşen kavimler bu dinî yapıyı benimsemiştirler. Her ne kadar bölgenin bölümleri arasında farklılık gözlense de temel dinî figürler, destanlar ve inanışlar aynı kalmıştır. Politeistik bir din olan Mezopotamya dininin tanrı ve tanrıçaları zaman içinde isim değiştirse de özellikleri genelde aynı kalmıştır fakat dinler tinsel olarak nitelik kazanmıştır.

İran dinleri, Antik İran'da ortaya çıkan dinlerdir.

Yahudiliğin kökenleri, özellikle çok tanrılı antik Kenan dininden evrimleşen, daha sonra Babil diniyle birlikte var olan ve Babil inancının unsurlarını, Tanah'ın erken peygamberlik dönemi kitaplarında yansıtıldığı gibi Yahova'ya ibadete bağlayarak bir araya getiren (Synkretizm), çok tanrılı antik Sami dinlerinin ortasındaki Tunç Çağı'na uzanır.

<span class="mw-page-title-main">İlahi varlık</span> doğal veya doğaüstü tanrı veya tanrıça, yüce varlık

İlahi varlık, ilahi ya da kutsal kabul edilen doğaüstü varlıklardır. Dinler, taptıkları tanrı sayısına göre sınıflandırılabilir. Politeist dinler birden çok ilahi varlığı kabul ederken, monoteist dinler yalnızca bir tane ilahi varlığı kabul eder. Henoteist dinler, diğer tanrıları inkâr etmeden yalnızca bir ilahi varlığı kabul eder ve diğer inançları aynı ilahi ilkenin farklı yönleri olarak görür. Nonteist dinler, herhangi bir yaratıcıyı reddeder ancak bir panteonu kabul edebilir.