İçeriğe atla

Polarizör

Polarize filtre (üst) yansımayı kestiğinden ve fotoğrafçı neredeyse Brewster açısında bulunduğundan görünmektedir ancak arabanın arka camından gelen yansımalar Fresnel denklemlerine göre daha az güçlü şekilde polarize olduklarından polarize filtre o yansımayı kesmemektedir.

'Polarizör tanımlanmamış ya da karışık polarizasyona sahip elektromanyetik dalgalardan oluşan bir ışın demetini iyi-tanımlanmış bir polarizasyona sokan bir alettir. Genel polarizör tipleri doğrusal polarizörler ve dairesel polarizörlerdir. Polarizörler birçok optik teknikle ve aletle, polarize filtreler ise fotoğrafçılık uygulamalarında ve sıvı kristal ekran teknolojisinde kullanılmaktadır.

Doğrusal polarizörler

Doğrusal polarizörler iki genel kategoriye ayrılabilir: istenmeyen polarizasyon durumu cihaz tarafından emilen emici polarizörler ve polarize olmayan ışın demetini iki zıt polarizasyon durumuna ayıran ışın demeti-ayırıcı polarizörler.

Emici polarizörler

Bir tel ızgara polarizör polarize olmayan ışın demetini tek bir lineer polarizasyona sahip bir demet haline getiriyor. Renkli oklar elektrik alan vektörünü betimliyor. Çapraz-polarize dalgalar aynı zamanda iletilen polarizasyona katkıda bulunur. Yatay bileşenleri emilip yansırken dikey bileşenleri iletilir. (Tam olarak gösterilmemiştir.)

Kavramsal olarak en basit doğrusal polarizör, gelen ışına dik şekilde yerleştirilmiş bir dizi ince paralel metal tellerden oluşan tel-ızgara polarizörüdür. Tellere paralel elektrik alan bileşenleri bulunan elektromanyetik dalgalar elektronların teller boyunca hareketine neden olur. Elektronlar serbestçe hareket edebildiğinden, polarizör ışığı yansıtan bir metal yüzeye benzer şekilde davranır; enerjinin bir kısmı tellerdeki Joule ısınması nedeniyle kaybolur ve geri kalan dalga gelen dalga boyunca geri yansır.

Tellere dik şekilde elektrik alana sahip dalgalar için ise, elektronlar her bir telin genişliğinden daha uzağa gidemezler; bu yüzden, gelen dalga ızgara boyunca hareket edebilir. Tellere paralel olan elektrik alan bileşenleri emildiğinden ya da yansıdığından, iletilen dalga sadece tellere dik bir elektrik alana sahip olur ve bu yüzden doğrusal polarizedir. Polarizasyon yönünün tellere dik olduğunu göz önünde bulundurun; dalgaların aralıklardan "kayıp geçtiği" olgusu yanlıştır.[1]

Pratik kullanımda, teller arasındaki aralık radyasyonun dalgaboyundan daha az olmalıdır ve teller bu uzaklığın ufak bir parçası kadar olmalıdır. Buradan çıkan sonuç, tel-ızgara polarizörlerinin mikrodalgalar ve uzak- ve orta-kızılötesi ışık için kullanıldığıdır. İleri düzey litografik teknikleri kullanarak görünen ışığın polarizasyonu çok kısa aralıklara sahip metal ızgaralar ile yapılabilir. Polarizasyon derecesi dalgaboyuna ve geliş açısına az miktarda dayandığından, projeksiyon gibi geniş bant uygulamalarında kullanılmaktadır.

Problem, tellerdeki elektronların bütün yönlerde yeniden yayılacağını öneren bir simetriye sahip olduğunda, neden yansıyan ışının var olup da iletilen ışının var olmadığını düşünmek ilginçtir. Basit bir ifadeyler, iletlien ışın "var"dır; ancak, devam eden ışınla tam olarak zıt-fazdadır, bu yüzden birbirlerini "iptal ederler". Bu durum, sırayla, gelen dalganın tellerdeki elektronları "ilerlettiği" ve böylece "tükettiği" fikriyle çelişkiye düşüyor görünmektedir. Aslında, eğer hiçbir ısınma olmadığını varsayarsak, böylece elektronları hareket ettirmek için hiçbir enerji kullanılmadığını söyleyebiliriz — daha iyi bir düşünce tekniği elektronları etkileşim sonucu oluşan dalgalara "binmiş" şekilde hayal etmek olabilir.

Belirli kristaller, kristal optiği tarafından tarif edilen etkiler nedeniyle, belirli yönlerde polarize olmuş ışığın öncelikli emilmeysiyle oluşan ikirenklilik gösterirler. Bu yüzden doğrusal polarizör olarak kullanılabilirler. Bu tipteki en bilinen kristal turmalindir. Ancak, bu kristal dikroik etki yüksek şekilde dalgaboyuna bağlı olduğundan ve kristal renkli gözüktüğünden polarizör olarak çok sık kullanılmaz. Herapathite de ayrıca dikroiktir ve çok renkli değildir, ancak büyük kristaller içinde yetiştirmek zordur.

Polaroid polarize filtre orijinal biçiminde birçok mikroskobik herapathite kristallerinin bir düzenlemesidir. Daha sonraki H-levha formu ise tel-ızgara polarizöre daha benzerdir. İyot katkılı polivinil alkol (PVA) plastikten yapılmıştır. Üretim sırasında levhanın esnetilmesiyle PVA zincirlerinin belirli bir yönde dizilmeleri sağlanır.. İyot katkı maddesindeki elektronlar, zincirlere paralel polarize olmuş ışığın levha tarafından emildiğine emin olunmasını sağlamak üzere zincirler boyunca hareket edebilirler; zincirlere dik şekilde polarize olan ışık geçmektedir. Polaroidin dayanıklılığı ve pratikliği, onu kullanılan en yaygın polarizör haline getirmektedir, örneğin güneş gözlükleri, fotoğraf filtresi ve sıvı kristal ekranlar. Ayrıca diğer polarizörlere gçre daha ucuzdur.

Emici polarizörün modern bir tipi ince (≤0.5 mm) cam plakalar içine gömülü uzatılmış gümüş nanopartikülleri ile yapılmaktadır. Bu polarizörler daha dayanıklıdır ve ışığı plastik Polaroid filmden daha iyi bir şekilde, 100,000:1 gibi yüksek polarizasyon oranlarında ve %1.5 gibi düşük seviyede doğru-olarize ışık emilme seviyelerinde, polarize edebilirler.[2] Böyle cam polarizörler en iyi kısa dalgaboylarındaki kızılötesiışık için uygulanır ve genel olarak optik fiber komünikasyonlarda kullanılır.

Işın-dağıtıcı polarizörler

Işın-dağıtıcı polarizörler gelen ışını doğrusal polarizasyonları farklı iki ayrı ışına ayırır. İdeal bir polarize eden ışın-dağıtıcı için bu iki ışın tamamen polarize olmuş birbirine dik polarizasyonlar olabilir. Ancak, birçok yaygın ışın-dağıtıcı polarizörlerin iki çıkış ışınlarından sadece biri tamamen polarizedir. Diğeri polarizasyon durumlarının bir karışımı halindedir.

Emici polarizörlerin aksine, ışın dağıtıcı polarizörler reddedilen polarizasyon durumunun enerjisini emme ve yaymak gereksimi duymazlar ve böylece, laser ışığı gibi yüksek yoğunluktaki ışınlar için daha uygun hale gelirler. Her iki polarizasyon bileşeninin analiz edilmesi ya da birlikte kullanılması gereken durumlarda gerçek polarize ışın-dağıtıcılar da ayrıca kullanışlıdır.

Yansımayla polarizasyon

Bir ışına Brewster açısında bulunan bir grup levha s-polarize ışığın bir kısmını her bir yüzeyde yansıtıyor ve p-polarize ışını bırakıyor. Brewster açısında tamamen polarizasyon görünenden çok daha fazla levha gerektirmektedir. Oklar elektrik alanının yönünü göstermektedir, manyetik alanın değil.

Işık iki transparan materyal arasındaki arayüzden belli bir açıda yansırsa, geliş düzlemindeki ve buna dik polarize olan ışıkların yansıma katsayıları farklıdır. Düzlem üzerindeki polarize ışık p-polarize, buna dik olan ise s-polarize olarak adlandırılır. Brewster açısı olarak bilinen özel bir açıda yüzeyden hiç p-polarize ışık yansımaz, yani, bütün yansıyan ışık elektrik alanı geliş düzlemine dik olan s-polarize olmalıdır.

Basit bir doğrusal polarizör bir cam yığınını Brewster açısında eğerek yapılabilir. Bir kısım S-polarize ışık her bir plakanın her bir yüzeyinden yansıtılır. Havadaki görünür ışık ve tipik cam için Brewster açısı yaklaşık 57°dir ve ışın içinde bulunan yaklaşık %16'lık s-polarize ışık hem havadan cama hem de camdan havaya geçişlerde yansır. Işının bu şekilde ortalama bir polarizasyonu bile birçok tabaka gerektirir. 10 levhalık bir yığın için (20 yansıma), s-polarize ışığın yaklaşık %3ü (= (1-0.16)20) geçmektedir. Yansıyan ışın, tamamen polarize halde olmasına rağmen, yayılmaktadır ve pek kullanışlı olmayabilir.

Daha kullanışlı bir polarize ışın levha yığınını gelen ışına daha dik bir açıya yerleştirerek elde edilebilir. Buna karşın, Brewster açısından daha büyük geliş açıları kullanmak iletilen ışının daha yüksek dereceden polarizasyonuna neden olur. 80°den daha dik geliş açıları için iletilen ışın, yoğunluğu çok az olmasına rağmen dört levha kadar az bir sayıyla %100e ulaşabilir.[3]

Çift kırınımlı polarizörler

Diğer doğrusal polarizörler kuartz ve kalsit gibi kristallerin çift kırınım özelliklerinden yararlanır. Bu kristallerde, yüzeylerine gelen polarize olmamış ışın demeti kırınımla iki ışına ayrılır. Bu ışınlardan biri için, o-ışını, Snell yasası geçerli iken diğeri için, e-ışını, geçerli değildir. Genel olarak, iki ışın farklı polarizasyon durumlarında olacaklardır. Ancak belirli kristal eksenlerine göreli yayılım doğrultuları dışında doğrusal polarizasyon durumlarında olmayacaklardır. İki ışın ayrıca kristal farklı kırınım indislerine sahip olacaklardır.

Nikol prizma

Nikol prizma, ayrıldıktan sonra Kanada balsamı ile birleştirilmiş kalsit kristallerinden oluşan çift kırınımlı polarizörlerin ilk örneklerindendir. Kristal öyle şekilde kesilmiştir ki o- ve e-ışınları dik doğrusal polarize durumdadırlar.

Polarizörlerle ilgili diğer başlıklar

PolarizasyonDairesel PolarizasyonDoğrusal PolarizasyonDoğrusal Polarizör
Dalga LevhasıElektromanyetik Dalgalar3D GözlüklerRealD sinema
Polarize filtre (Fotoğrafçılık)Fresnel dörtgeni

Ayrıca bakınız Şablon:Genel kategori

  • Fotoğraf filtresi
  • Poincaré küresi

Notlar ve referanslar

  1. ^ Ahn, S. W. (2005). "Fabrication of a 50 nm half-pitch wire grid polarizer using nanoimprint lithography". Nanotechnology. 16 (9). ss. 1874-1877. Bibcode:2005Nanot..16.1874A. doi:10.1088/0957-4484/16/9/076. 
  2. ^ "Polarcor glass polarizers: Product information" (pdf). Corning.com. Aralık 2006. 14 Şubat 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 8 Ağustos 2008. 
  3. ^ Collett, Edward. Field Guide to Polarization, SPIE Field Guides vol. FG05, SPIE (2005) ISBN 0-8194-5868-6.

Kaynaklar

  • Hecht, Eugene. Optics, 2nd ed., Addison Wesley (1990) ISBN 0-201-11609-X. Chapter 8.
  • Kliger, David S. Polarized Light in Optics and Spectroscopy, Academic Press (1990) ISBN 0-12-414975-8

Polarizör

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Elektromanyetik radyasyon</span>

Elektromanyetik radyasyon, elektromanyetik ışınım, elektromanyetik dalga ya da elektromıknatıssal ışın bir vakum veya maddede kendi kendine yayılan dalgalar formunu alan bir olgudur. Elektromanyetik dalgalar, yüklü bir parçacığın ivmeli hareketi sonucu oluşan, birbirine dik elektrik ve manyetik alan bileşeni bulunan ve bu iki alanın oluşturduğu düzleme dik doğrultuda yayılan, yayılmaları için ortam gerekmeyen, boşlukta c ile yayılan enine dalgalardır. Elektromanyetik dalgalar, frekansına göre değişik tiplerde sınıflandırılmıştır. Bu tipler sırasıyla :

<span class="mw-page-title-main">Işık</span> elektromanyetik spektrumun insan gözü tarafından algılanabilen kısmı içindeki elektromanyetik radyasyon

Işık veya görünür ışık, elektromanyetik spektrumun insan gözü tarafından algılanabilen kısmı içindeki elektromanyetik radyasyon. Görünür ışık genellikle 400-700 nanometre (nm) aralığında ya da kızılötesi ve morötesi arasında 4.00 × 10−7 ile 7.00 × 10−7 m dalga boyları olarak tanımlanır. Bu dalga boyu yaklaşık 430-750 terahertz (THz) frekans aralığı anlamına gelir.

Fotoelektrik etki ya da fotoemisyon, ışık bir maddeyi aydınlattığında elektronların ya da diğer serbest taşıyıcıların ortaya çıkmasıdır. Bu bağlamda ortaya çıkan elektronlar, fotoelektronlar olarak adlandırılır. Bu olay genellikle elektronik fiziğinde hatta kuantum kimyası ya da elektrokimya gibi alanlarda çalışılır.

İnterferometri bilgi çıkarımı için elektromanyetik dalgaların üst üste getirildiği tekniktir. İnterferometri, astronomi, fiber optik, mühendislik, optik, oşinografi, sismoloji, spektroskopi, kuantum mekaniği, nükleer ve parçacık fiziği, plazma, uzaktan algılama, biyomoleküler etkileşimler, yüzey profili, mikroakışkanlar, mekanik gerilme/gerilim ölçümü, velosimetri ve optimetri alanlarında önemli bir araştırma tekniğidir.

<span class="mw-page-title-main">X ışını</span> Elektromanyetik radyasyon

X ışınları veya Röntgen ışınları, 0,125 ile 125 keV enerji aralığında veya buna karşılık, dalgaboyu 10 ile 0,01 nm aralığında olan elektromanyetik dalgalar veya foton demetidir. 30 ile 30.000 PHz (1015 hertz) aralığındaki titreşim sayısı aralığına eşdeğerdir. X ışınları özellikle tıpta tanısal amaçlarla kullanılmaktadırlar. İyonlaştırıcı radyasyon sınıfına dahil olduklarından zararlı olabilirler. X ışınları 1895'te Wilhelm Conrad Röntgen tarafından Crookes tüpü (Hittorf veya Lenard tüpleri ile de) ile yaptığı deneyler sonucunda keşfedilmiştir. Klasik fizik sınırları içinde, X-ışınları aynı görünür ışık gibi bir elektromanyetik dalga olup, görünür ışıktan farkı düşük dalga boyu, dolayısıyla yüksek frekansları ve enerjileridir. Morötesi'nin ötesidir. X Işınlarının ötesi ise Gama ışınları'dır.

Optik yalıtıcı veya diğer adıyla optik diyot, ışığın sadece bir tarafa geçmesine izin veren, diğer yöne geçmesini engelleyen bir optik bileşendir. Genel olarak, bir optik salınıcının içinde oluşabilecek, ters yönde ilerleyen istenmeyen ışığı engellemek için kullanılır. Ana bileşeni bir Faraday döndürücüsüdür. Faraday döndürücüsü, bir manyeto-optik etki olan Faraday etkisini kullanarak çalışır.

Yansıma, homojen bir ortam içerisinde dalgaların yansıtıcı bir yüzeye çarparak yön ve doğrultu değiştirip geldiği ortama geri dönmesi olayına denir. Yansımanın genel örnekleri ışık, ses ve su dalgalarıdır. Düzlem aynalarda yansıma, saydam ortamda hareket eden ışığın herhangi bir yüzeye çarpıp geri dönmesi olayıdır. Yansıma olayında ışığın hızı, frekansı, rengi yani hiçbir özelliği değişmez. Sadece hareket yönü değişir.

<span class="mw-page-title-main">Polarizasyon</span>

Polarizasyon dalganın hareket yönüne dik gelen düzlemdeki salınımların yönünü tanımlayan yansıyan dalgaların bir özelliğidir. Bu kavram dalga yayılımı ile ilgilenen optik, deprembilim ve uziletişim gibi bilim ve teknoloji sahalarında kullanılmaktadır. Elektrodinamikte polarizasyon, ışık gibi elektromanyetik dalgaların elektrik alanının yönünü belirten özelliğini ifade eder. Sıvılarda ve gazlarda ses dalgaları gibi boyuna dalgalar polarizasyon özelliği göstermez çünkü bu dalgaların salınım yönü uzunlamasınadır yani yönü dalganın hareketinin yönü tarafından belirlenmektedir. Tersine elektromanyetik dalgalarda salınımın yönü sadece yayılımın yönü ile belirlenmemektedir. Benzer şekilde katı bir maddede yansıyan ses dalgasında paralel stres yayılım yönüne dik gelen bir düzlemde her türlü yönlendirmeye tabi olabilir.

Fizikte, Faraday etkisi ışığın ve manyetik alanın bir ortam içindeki ilişkisini ele alan bir manyeto-optik olgudur. Faraday etkisi, yayınım yönündeki manyetik alan bileşenine neredeyse dik olan bir polarize levhanın dönmesine neden olur.

Çift kırılma, bir ışının anisotropik (eşyönsüz) maddelerden geçerken iki ışına ayrışmasıdır. Kalsit ya da boron nitrit bu türden maddelere örnek olarak verilebilir. Bu etki ilk olarak Danimarkalı bilim adamı Rasmus Barthonlin tarafından 1669da kalsit üzerinde gözlemlendi. Bu etkinin belli plastik, manyetik, çeşitli kristal yapıda olmayan maddeler ve sıvı kristallerde de olur.

<span class="mw-page-title-main">Brewster açısı</span>

Brewster açısı, belirli bir polarizasyona sahip ışığın transparan bir dielektrik yüzeyden mükemmel şekilde geçip hiç yansımadığı geliş açısıdır. Bu açıda "polarize olmamış" bir ışık gelirse, yüzeyden yansıyan bu ışık dolayısıyla mükemmel polarizedir. Bu özel geliş açısına İskoç fizikçi Sir David Brewster'dan sonra (1781-1868) kendisinin ismi verilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Dağınık yansıma</span>

Dağınık yansıma, gelen ışığın yüzeye geldiği açıyla yansıması yerine birçok açıyla yansıması durumudur. İdeal dağınık yansıma yüzeyinde, yüzeyi çevreyen yarım küre içerisinde her doğrultuda eşit aydınlanma şiddeti görülür.

<span class="mw-page-title-main">Polarizörler</span>

Polarizörler belirli bir polarizasyondaki ışığı geçirip diğer polarizasyondaki dalgaları bloke eden optik filtrelerdir. Tanımlı olmayan veya karışık bir polarizasyona sahip bir ışık demetini iyi tanımlanmış polarizasyondaki bir demete dönüştürür. Yaygın polarizör çeşitleri lineer(doğrusal) polarizörler ve dairesel polarizörlerdir. Polarizörler birçok optik teknik ve alette kullanılır, polarize filtreler de fotoğrafçılıkta ve sıvı kristal ekranlarda uygulama sağlar. Polarizörler aynı zamanda ışıktan başka elektromanyetik dalgalar, örneğin radyo dalgaları, mikrodalgalar, X-ışınları için de yapılabilir.

<span class="mw-page-title-main">X ışını kristalografisi</span> bir kristalin atomik veya moleküler yapısını belirlemek için kullanılan, sıralanmış atomların gelen X-ışınları demetinin belirli yönlere kırılmasına neden olduğu teknik

X ışını kristalografisi bir kristalin atomik ve moleküler yapısını incelemek için kullanılan ve kristalleşmiş atomların bir X-ışını demetindeki ışınların kristale özel çeşitli yönlerde kırınımı olayına dayanan, bir yöntemdir. Kırınıma uğrayan bu demetlerin açılarını ve genliklerini ölçerek bir kristalografi uzmanı kristaldeki elektronların yoğunluğunun üç boyutlu bir görüntüsünü elde edebilir. Bu elektron yoğunluğundan kristaldeki atomların kimyasal bağları, kristal yapıdaki düzensizlikler ve bazı başka bilgilerle birlikte ortalama konumları tespit edilebilir.

<span class="mw-page-title-main">Enine dalga</span>

Enine dalga, enerji transferi doğrultusuna dik olarak, titreşim hareketi yaparak ilerleyen bir dalga türüdür. Eğer enine dalga pozitif x-yönünde hareket ediyorsa dalganın titreşimleri aşağı ve yukarı şekilde y-z düzleminde hareket ediyordur. Işık, enine dalgalara bir örnektir. Maddedeki enine dalgalar ise, ortamda dalganın aldığı mesafe, dalganın yayılma doğrultusuna diktir. Havuzda oluşabilecek hafif dalgalanma ve ipteki dalgalanma enine dalgaların zihnin kolayca canlandırabildiği örneklerdendir.

Elektrooptik etki, bir maddenin optik özelliklerinin ışık frekansına göre daha yavaş değişen elektrik alana tepkisidir. Terim, alt bölümlere ayrılabilir birçok farklı olguyu kapsar.

X ışını optiği, optiğin görünen ışık yerine X ışınları kullanılan bir dalıdır. Görünen ışık için lensler kırılma indisi esasen 1’ den büyük olan şeffaf materyalden yapılırken ; X ışınları içinkırılma indisi birden biraz daha küçüktür. X ışınlarını yönetmenin prensip methodları yansıma, kırınım ve girişimden gelir. Uygulama örnekleri X ışını teleskopları ve X ışını mikroskoplarını içerir. Kırınım, bileşik kırınım merceği için bir temeldir, birçok küçük X ışını merceği seriler halinde X ışınlarının kırınım indisi anı numaralarına göre denklenmişlerdir. Kırınım indisinin hayali kısmı da, X ışınlarını yönlendirmek için kullanılabilir. Görünür ışık için de kullanılabilen pim deliği kamerasi buna bir örnektir.

DALGABOYU SEÇEN ANAHTARLAMA

<span class="mw-page-title-main">Doğrusal olmayan optik</span>

Doğrusal olmayan optik ya da nonlineer optik, ışığın doğrusal olmayan sistem ve malzemelerdeki davranışı ile özelliklerini inceleyen optiğin bir alt dalıdır. Bu malzemelerde elektrik alan () ile polarizasyon yoğunluğu () arasındaki ilişki doğrusal değildir; bu durum daha çok yüksek genlikte (108 V/m seviyelerinde) ışık veren lazerlerde ve lityum niobat gibi kristal yapılarında görülür. Schwinger sınırından daha kuvvetli alanlarda vakum da doğrusallığını kaybeder. Süperpozisyon prensibi bu malzemeler için geçerli değildir.

Fotokırılma etkisi, belirli kristallerde ve ışığa kırılma indekslerini değiştirerek tepki veren diğer malzemelerde görülen doğrusal olmayan bir optik etkidir. Bu etki, geçici, silinebilir hologramları saklamak için kullanılabilir ve holografik veri depolaması için kullanışlıdır. Aynı zamanda bir faz eşlenik ayna veya optik uzaysal soliton oluşturmak için de kullanılabilir.