İçeriğe atla

Pnömokonyoz

Pnömokonyoz

Pnömokonyoz, işyerlerindeki çeşitli tozların veya kimyasal maddelerin uzun süre solunmasıyla ortaya çıkan interstisyel akciğer hastalıklarının ortak adıdır.[1][2] Meslek hastalıklarının en önemlilerindendir;[3] SSK uygulamasında "C Grubu: Pnömokonyozlar ve diğer Mesleki Solunum Sistemi hastalıkları" grubunda yer alır.[4] Etken ortadan kaldırılmazsa akciğerler kalıcı şekilde zarar görür.[5] Belirtileri soluk almada güçlük, KOAH (kronik bronşit, emfizem ve bronşiektazi) olarak saptanır:[1][3][4][5]

Solunum Sisteminin Engelleri

Akciğerler günde 10,000 litre hava filtre eder. Sağlıklı bir solunum sisteminde akciğerlere giren hava içindeki tüm partiküllere karşı bir engel vardır. Engeller:[1][3][5]

Toz hastalığı riskleri

Pnömokonyoz hastalığına ortam hazırlayan başlıca nedenler:[1][3][5]

  • Mukosiliyar sistemin çalışmasıdaki aksamalar: Sigara, kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) ve hastalık yapma gücü yüksek olan mikroplar (coronavirus) tüm engelleri etkisizleştirir.
  • Bağışıklık sistemi aksamaları: Transplantasyon ve kanser kemoterapisi akciğerdeki akyuvarların sayısal ve işlevsel eksiklikleri bağışıklık temelli engeli bozar.
  • Bilincin yitirilmesi: Alkol, uyuşturucu, kafa travması, vb durumlarda öksürük refleksi ve mukosiliyar işlevler aksamaktadır.

Partiküllü (parçacıklı) hava kirlenmesi

Partiküllü kirlenme (particulate matter; PM), solunum havasının katı ya da sıvı partiküller içermesidir; duman ve kül, metal tozları, kurum, fosil yakıt dumanı ve kimyasal madde partikülleri (kükürt, karbon, silisyum), vd çevre kirliliğinde yaygın olan partikül kaynaklarıdır.[6] Hava kirliliğinin ölçümünde ölçütlerin en önemlisi, solunan havadaki partiküllerin niteliği ve niceliğidir.[6]

Partikül büyüklüğüne göre yapılan değerlendirmelerde en tehlikeli olanlar büyüklükleri 1-5 PM (Particulate Matter; mikrometre) çapında olan partiküllerdir. Partiküller büyüdükçe solunum sisteminin refleksleriyle (öksürük, siliaların dalgalanması) dışarı atılırlar ya da fagositler tarafından yakalanarak bloke edilirler.[1][3][5]

  • Büyüklükleri 2.5-10 PM olan partiküller arasında duman ve tozlar (termoelektrik santralleri, kömür tozu, taş ocağı, yol yapımı, çiftçilik ve hayvancılık, rüzgarla savrulan toprak) önemlidir. Uzun süreli solunmalarında kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) ve akciğer kanseri riskinde önemli artışlar görülür.[1][6]
  • 2.5 PM'den küçük olan partiküller genellikle toksik nitelikli organik bileşikler ve ağır metal tozlarıdır. Sigara dumanı, motorlu araçların ekzos gazları, çöplerin ve atıkların yakılması, anız yakılması, metal üreten işyerlerinden kökenli dumanlar akciğer kanserine ve kronik obstrüktif akciğer hastalığına (KOAH) neden olurlar.[1][6]

Pnömokonyozlarda etkin faktörler

1. Solunan maddenin akciğerlerde kalan miktarı: Etkin maddelerin solunum havasındaki yoğunluğu, havanın solunma süresi, akciğerdeki temizleme sisteminin gücüne bağlıdır.[1][6]

2. Solunan partiküllerin (parçacıkların) büyüklüğü ve biçimi: Oldukça önemlidir.[1][6]

3. Solunan partiküllerin eriyebilirliği ve organizmaya etkileri: Mukosiliyar sistem ve bağışıklık sisteminin işlevleri için önemlidir.[1][6]

4. Solunan maddelerin etkisinin başka kimyasallarla birlikte artması: Sık görülen bir faktördür; örneğin, ssigara dumanı, akciğerlerdeki titrek tüylerin (siliaların) hareketlerini olumsuz yönde etkilediği için pnömokonyoza yol açan etkenlerin savunma mekanizmalarından kaçmalarını kolaylaştırmaktadır.[1][6]

Önlemler ve Tedavi

Yaşam alanlarına yönelik önlemler

Yaşam alanlarının yakınlarındaki tekmoelektrik santrallardan kaynaklı dumanların filtrasyonu çok önemlidir. Çöplerin ve atıkların yakılması, anız yakılması, otların ve budanmış ağaçların yakılması gibi nedenlerle havaya karışan partiküllerin akciğerler üzerindeki olumsuz etkileri kadar atmosferdeki CO2 artışına ve sera etkisinin oluşmasına neden olmaktadır.[2][3][4][5][7]

Çalışma alanlarındaki önlemler

Çalışma ortamındaki tozların ve kimyasalların giderilmesi, bu maddelerden kaynaklanan meslek hastalıklarının önlenmesindeki temel ilkedir. Kömür madenleri, taş ocakları, metal ve mineral üretimi ve taşınması, mermercilik ve taş cila işlemler, döküm ve metal kaynakçılığı toz hastalığının en önemli kaynaklarıdır.[2][3][4][5][7]

Tedavi

Pnömokonyozların özgün bir tedavisi yoktur. Klinik tabloda ortaya çıkan bulguların ve yakınmaların giderilmesine yönelik çabalar gösterilir.[3]

Antrakoz (Antrakozis) en sık görülen pnömokonyoz türüdür. Kömür tozların (karbon partikülleri) solunmasıyla ortaya çıkar. Kömür madeni emekçileri ve büyük kentlerde yaşayanlarda görülür. Kömür tozları akciğerlerde ve lenf düğümlerinde birikir.[1][3][4][5]

Silikoz (Silikozis), silisyum tozlarının solunmasıyla ortaya çıkan önemli meslek hastalıklarından biridir; zımpara işleri, mermer ve granit işleri, seramik, porselen ve kaolin işleri, metal döküm işleri, kumaş aşındırma (taşlama) emekçilerinde görülür. Kum fırtınalarının sık olduğu yörelerde yaşayanlarda da saptanabilir.[1][3][4][5] Demir ve silikat tozları karışımının solunmasıyla “siderosilikozis” tablosu ortaya çıkar.

Asbestozis

Silisyumun sodyum, demir, magnezyum ve kalsiyumla oluşturduğu ısıya, aşınmaya ve kimyasal maddelere çok dayanıklı, lifsel mineral yapısında hidrate silikatlara asbestos (asbest) adı verilir. Asbestozis, asbestos solunmasıyla oluşan toz hastalığıdır.[1][3][4][5][7] Asbestos, 1970'li yıllara dek günlük yaşantımızın bir parçasıydı. Tehlike fark edilince terk edildi. Avrupa Birliği ülkeleri 1999'da, Türkiye 2010 yılında asbestos kullanımını yasakladı.

Berilliyozis (Berylliosis)

Berilliyozis, beryllium üretimi ve işlenmesi ile ilgili işkolundaki meslek hastalıklarındandır. Elektrik (floresan ampul üretimi), elektronik, uzay ve nükleer endüstrisinde kullanılan beryllium tozlarının solunmasıyla ortaya çıkar. Yoğun solumalarda akut pnömoni gelişir. Hafif ve uzun süreli solumalarda akciğerlerde aşırı duyarlılık kökenli, sarkoidozu andıran granülomlu yangı tablosu görülebilir. Zamanla restriktif akciğer hastalığı niteliğini kazanır.[1][3][4][5]

Öteki Pnömokonyoz Türleri

  • Siderosis - demir
  • Bisinoz - pamuk
  • Silicosiderozis - (silica ve demir)
  • Labrador lung (Labrador, Kanada) - (Demir, silika and anthophyllite, (asbest çeşidi), karışık)

Kaynakça

  1. ^ a b c d e f g h i j k l m n o Kumar V, Abbas AK, Aster JC. Robbins and Cotran Pathologic Basis of Disease. 9th edt., Elsevier Saunders, Philadelphia, 2015
  2. ^ a b c ILO. List of Occupational Diseases. Identification and recognition of occupational diseases: Criteria for incorporating diseases in the ILO list of occupational diseases, Occupational Safety and Health Series, No. 74, International Labour Organization, Geneva, 2010
  3. ^ a b c d e f g h i j k l Beckett WS. Occupational respiratory diseases. New England Journal of Medicine, 342(6):406–413, 2000
  4. ^ a b c d e f g h Meslek Hastalıkları ve İşle İlgili Hastalıklar Tanı Rehberi, İSGİP, 2020
  5. ^ a b c d e f g h i j k Karkhanis VS, Joshi JM. Pneumoconioses. Indian Journal of Chest Disseases & Allied Sciences, 55(1):25-34, 2013
  6. ^ a b c d e f g h Measuring Data - Understanding Particulate Matter and How It Impacts Our Health 19 Eylül 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  7. ^ a b c Demir BM, Ercan S, Aktan M, Öztaşkın H. Türkiye’nin Asbest Profili ve Asbest Güvenliği Sorunu (Turkey’s Asbestos Profile and Safety Problem of Asbestos). Jeoloji Mühendisliği Dergisi (Journal of Geological Engineering), 42:215-232, 2018

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Astım</span> solunum yolları rahatsızlığı

Astım , küçük bronşların ve bronşiollerin, çeşitli uyaranlara aşırı tepki vermesinin sonucu ortaya çıkan, solunum yolu daralmasına sebep olan kronik bir rahatsızlıktır. Buna hava yollarında iltihap da eşlik eder. Çocukların %10'u, erişkinlerin %6'sı astım hastasıdır. Astım atakları esnasında solunum güç ve hırıltılıdır, çoğu zaman öksürük de vardır. Hastaların bir bölümünde astım, ilaçlarla kontrol altına alınmazsa KOAH hastalığına sebep olabilir.

Zatürre, pnömoni ya da batar, akciğerde görülen yangılardır. Klasik pnömonilerde, akciğerlerin hava geçitlerindeki son bölüm ve hava kesecikleri (alveoller) etkilenir. İnterstisiyel pnömonilerde, hava kesecikleri (alveoller) arasındaki bölmeler yoğunlukla etkilenen alanlardır. Akciğerler günde 10.000 litre havayı süzer. Kan dolaşımına oksijen taşıyan solunum havasıyla birlikte çok sayıda katı ve sıvı partikül ile zararlı gazlar da akciğerlere ulaşır. Solunum havası içindeki zararlı etkilere verilen tepkilerin büyük bölümü canlı etkenlerden kökenli infeksiyon hastalıklarıdır. Toksik gazların ve sıvıların büyük bölümü “kimyasal pnömoniler” olarak nitelenir.

<span class="mw-page-title-main">Kömür</span> katmanlı tortul çökellerin arasında bulunan katı, koyu renkli, karbon ve yanıcı gazlar bakımından zengin kayaç

Kömür, katmanlı tortul çökellerin arasında bulunan katı, koyu renkli, karbon ve yanıcı gazlar bakımından zengin kayaçtır. Taşkömürü torkugillerden oluşur. Kömür çoğunlukla diğer elementlerin değişken miktarlarda bulunmasıyla oluşur. Asıl bileşeni karbondur; bunun yanında değişken miktarda hidrojen, kükürt, oksijen ve azot içerir. Isı için yakılan bir fosil yakıt olan kömür dünyanın birincil enerjisinin yaklaşık dörtte birini ve elektriğinin beşte ikisini sağlar. Bazı demir ve çelik üretimi yapan işletmeler ve diğer endüstriyel faaliyetler kömürü yakar. Kömürün ekstraksiyonu ve kullanımı birçok erken ölüme ve çok fazla hastalığa neden olur. Kömür'den her yıl binlerce kişi erken ölüyor.

<span class="mw-page-title-main">Zehirlenme</span> Kimyasal bir maddenin canlı üzerindeki patolojik etkisidir

Zehirlenme, kimyasal bir maddenin canlı organizma üzerindeki patolojik etkisidir. Görece küçük miktarlarda kimyasal ya da biyokimyasal etki gösteren zehir, süresi ve ağırlığı değişebilen bir hastalık haline ya da ölüme yol açar. Adli tıp uzmanları, zehirlenme olgularını 3 orijine ayırarak inceler:

  1. Kaza
  2. İntihar
  3. Cinayet
<span class="mw-page-title-main">Verem</span> Mycobacterium tuberculosis adlı bakterinin neden olduğu bulaşıcı hastalık

Verem veya tüberküloz, bakteriyel ve bulaşıcı bir hastalık. Halk arasında ince hastalık olarak da bilinir. Mycobacterium tuberculosis mikrobunun neden olduğu uzun seyirli ve granülomatöz karakterde bakteriyel ve bulaşıcı bir enfeksiyon hastalığıdır. Bulaşma yolu, çoğu zaman, bir tüberküloz hastasının çevreye tükürdüğü balgamı ya da öksürdüğünde saçılan basil yüklü damlacıklarla olur.

<span class="mw-page-title-main">Madde bağımlılığı</span>

Madde bağımlılığı, uyutucu-uyarıcı-keyif verici psikotrop maddelere bağımlı olma durumudur. Bu maddeler, halk dilinde uyuşturucu olarak bilinirler ve bu maddeler merkezi sinir sistemini doğrudan etkileyen kimyasallardır. 4 ana grupta toplanırlar;

  1. Uyarıcı maddeler,
  2. Uyutucu/uyuşturucu maddeler,
  3. Halüsinojenler,
  4. Uçucular
  5. Tütün ürünleri
  6. Alkol içeren ürünler,
  7. Enerji içeceği
<span class="mw-page-title-main">Fagositoz</span>

Fagositoz, bir fagositin solid partikülleri yakalayıp yutması ve sitoplazmasında oluşturduğu fagosom adı verilen boşluğa hapsederek eritme (sindirme) çabasıdır. Fagosite ettikleri başlıca solid partiküller canlı etkenler (mikroplar), ölü hücre ve doku artıkları, suda erimeyen mineraller ve metal tuzları, yabancı cisimler vb. oluşumlardır. Fagositler ve fagositoz olgusu ilk kez 1882 yılında İlya İlyiç Meçnikov tarafında bulundu. Bu buluşu ona Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülünü kazandırdı.

<span class="mw-page-title-main">Asbest</span>

Asbest (asbestos) ya da amyant, lifli yapıda bir silikat mineralidir. Silisyumun sodyum, demir, magnezyum ve kalsiyumla oluşturduğu ısıya, aşınmaya ve kimyasal maddelere çok dayanıklı, lifsel mineral yapısında hidratlı silikatlardır. Halk arasında ak toprak, çorak toprak, gök toprak, çelpek, höllük veya ceren toprağı gibi isimlerle de bilinir. Asbest liflerinin solunması mezotelyoma, asbestozis ve akciğer kanseri dâhil olmak üzere çeşitli tehlikeli akciğer rahatsızlıklarına yol açabilir, bu nedenle artık ciddi bir sağlık ve güvenlik tehlikesi olarak kötü bir üne sahiptir. Asbestozis, asbestos solunmasıyla oluşan toz hastalığıdır (pnömokonyoz).

<span class="mw-page-title-main">Asit yağmuru</span> ph oranı 7den küçük olan yağış tipi

Asit yağmuru, asidik kimyasalların yağmur, kar, sis, çiy veya kuru parçacıklar hâlinde yeryüzüne düşmesine verilen isimdir.

<span class="mw-page-title-main">Kükürt dioksit</span> Yoğunluğu 2,3 olan, renksiz, boğucu kokulu ağır bir gaz

Kükürt dioksit formülünde bir kükürt atomu iki oksijen atomu yer alır. Aralarında kovalent-polar bağ yaparlar. SO2 formülü ile gösterilir. Şeker endüstrisinde kullanılır. Hava kirliliğine ve asit yağmurlarına sebep olur. (SO2), renksiz, keskin kokulu reaktif bir gaz olup kömür, fuel-oil gibi kükürt içeren yakıtların yanması sırasında, metal eritme işlemleri ve diğer endüstriyel işlemler sonucu oluşur. Ana kaynakları, termik santraller ve endüstriyel kazanlardır. Genel olarak, en yüksek SO2 konsantrasyonları büyük endüstriyel kaynakların yakınında bulunur.

<span class="mw-page-title-main">Çevre kirliliği</span> Doğa sorunu

Çevre kirliliği, çevrenin doğal olmayan bir şekilde insan eliyle doğallığının bozulmasıdır. Bu ekosistemi bozma eylemleri; kirlenme şeklinde tabir edilmektedir.

Silikozis, silika (SiO2) adı verilen maddenin uzun süre solunması sonucu gelişen kronik bir pneumoconiosis (pnömokonyoz) tablosudur. Önemli bir meslek hastalığıdır; zımpara işleri, mermer ve granit işleri, seramik, porselen ve kaolin işleri, metal döküm işleri, kumaş aşındırma (taşlama) emekçilerinde görülür. Kum fırtınalarının sık olduğu yörelerde yaşayanlarda da saptanabilir. Maden işçileri arasında bir dönem "Dul Bırakan Hastalığı" olarak anılmıştır. Bir işçinin kot taşlama işinde altı ay çalışması bu hastalığa yakalanması için yeterli bir süre olup nefes darlığı, yorgunluk gibi belirtilerle ortaya çıkar. Ancak toza maruz kalma ortadan kalksa bile hastalığın ilerlemesinin önüne geçilemez.

<span class="mw-page-title-main">Kronik obstrüktif akciğer hastalığı</span> Uzun süreli zayıf hava akışını içeren akciğer hastalığı

Kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH), akciğerlerdeki hava akımında görülen kronik ve yineleyen engellemelerin görüldüğü bir hastalık topluluğudur. Ana belirtileri nefes darlığı, öksürme ve balgam üretimidir. KOAH'nın dört ana tipi vardır: kronik bronşit, amfizem (emfizem), bronşiektazi ve bronşiyal astım. Solunum güçlüğü (dispne) ana bulgudur. Astımdaki solunum güçlüğü, hava kanallarının daralması; bronşiektazi ile emfizem ise akciğerin elastik yapısının bozulması sonucu ortaya çıkar.

Meslek hastalığı, belirli bir meslek ya da sanayi kolunda çalışanlarda çalışılan ortamdan, işin niteliğinden ya da çalışma koşullarından dolayı, bedensel ya da ruhsal bütünlüğün bozulmasıyla ortaya çıkan hastalıkların ortak adıdır. İş kazası ile meslek hastalığı arasındaki temel fark, ilkinde ani bir gelişmeye yol açan bir olay bulunmasına karşılık, ikincisinde sağlığın tedrici bir gelişme sonucunda bozulmasıdır. Türkiye'de Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'na göre meslek hastalığı; çalıştırıldığı işin niteliğine göre tekrarlanan bir sebeple veya işin yürütüm şartları yüzünden uğradığı geçici veya sürekli hastalık, sakatlık ya da ruhî arıza hâlidir.

Caplan sendromu , ilk kez çoğu antrakozis türü pnömokonyoz hastası olan kömür madencilerinde saptanmıştır. Hastaların bazılarında saptanan pnömokonyoz, asbestozis ya da silikozis niteliğindedir. Pnömokonyoz ve romatoid artrit bulgularının birlikte görülmesi sendromun özgü bir tablodur. Sigara içenlerdeki nodüller görece yoğundur. Caplan sendromu hastalarında tüberküloza sıkça rastlanır. Patofizyolojisinde, romatoid artrit ile ilintili otoimmun bir tepkinin etkili olduğu varsayılmaktadır.

Restriktif akciğer hastalığı, solunumun kısıtlanması, eforla artan solunum güçlüğü ve akciğer vital kapasitesinin azalmasıyla karakterize bir klinik tablodur. Restriktif hastalıkların tümünde etkilenen sistemin işlevlerinde azalma vardır. Solunum sistemini kısıtlayan etkiler akciğer dokusuna özgü faktörler ya da akciğer zarları (plevra) veya akciğer-dışı faktörlerden kaynaklıdır. Akut olguların büyük bölümünde saptanan nedenler ve bulgular "akut solunum güçlüğü sendromu" olgularında saptananlardır. Kronikleşen olgularda, giderek yoğunlaşan eforsuz solunum güçlüğü ve zamanla solunum yetmezliği gelişir.

<span class="mw-page-title-main">Antrakoz</span>

Antrakoz (Antrakozis) en sık görülen pnömokonyoz türüdür. Kömür tozların (karbon partikülleri) solunmasıyla ortaya çıkar. Kömür madeni emekçileri ve büyük kentlerde yaşayanlarda görülür. Kömür tozları akciğerlerde ve lenf düğümlerinde birikir. Kömür madein emekçilerindeki etkilerine göre, 3 tip antrakoz saptanır:

  1. Antrakoz (belirti vermeyen tip ): Kömür madeni emekçilerinde, sigara içenlerde ve büyük kentlerde yaşayanlarda akciğer dokusunun yer yer kapkara olduğu görülür.
    Belirti vermeyen (asemptomatik) antrakoz: Klinik bulgu saptanmayan olgulardır. Kömür madeni emekçilerinin yanı sıra büyük kentlerde yaşayanlarda ve sigara içenlerde de görülür. Otopsilerde karbon partiküllerinin neden olduğu değişik şekillerde lekeler belirlenir. Akciğerlerin kömür rengini almasının nedeni solunum havasıyla gelen karbon partiküllerinin fagositoz yapan hücrelerde, lenf damarlarında ve bronşlar çevresinde birikmesidir.
  2. Basit tip antrakoz: Otopsilerde, akciğer yüzeyinde görülen kara çizgiler lenf yollarının boyandığını gösterir. Lenf düğümlerinin kapkara olduğu saptanır. İlk ve yoğun birikmelerin görüldüğü küçük hava geçitlerinde (bronşiyol) kalıcı genişlemeler yol açabilir (emfizem). Akciğer fonksiyonlarını düşük düzeyde azaltan hafif bir katılaşma (fibrozis) olabilir; bu tablo, kronik obstrüktif akciğer hastalığının (KOAH) ilk adımlarıdır. Kömür ve silisyum tozlarının birlikte solunduğu ortamlarda çalışanlarda görece sık görülür.
  3. Progressif masif akciğer fibrozisi: Akciğerler kapkaradır; bu koyu renkli ortam içinde bazılarının çapları 2 cm’yi aşabilen, 10 cm'ye dek ulaşabilen fibröz nodüller ile bunların kaynaşmasından oluşan geniş katılaşma (fibrozis) alanları izlenir. İçinde silisyum kristalleri görülen nodüllere “silikotik nodül” tanımı yapılır. Bazı nodüllerin ortasında nekroz olabilir. Akciğer fonksiyonları oldukça azalır; prognozu kötüdür. Bazı olgulara otoimmun bir hastalık eşlik ederse oluşan tabloya “Caplan sendromu” adı verilir. En sık görülen otoimmun hastalık romatoid artrittir; skleroderma ya da SLE görece seyrektir. Bu tür toz hastalıklarında akciğerlerde fibrozis, pulmoner hipertansiyon ve bunlara bağlı cor pulmonale belirebilir. Tümör ve tüberküloz oluşumuna uygun bir ortamdır.

Sideroz (Siderosis), vücutta aşırı demir birikmesidir. Sideroza neden olan demir ya dış ortamdan gelir ya da vücutta açığa çıkan demir dokulara ve organlara birikir. Dış ortamdan gelen demir vücuda iki yoldan girer: (i) Solunum havasıyla gelerek akciğerlere birikir ; (ii) Sindirim yolu ile girerek bağırsaklardan kan dolaşımına ulaşır.

<span class="mw-page-title-main">İnterstisyel akciğer hastalığı</span>

İnterstisyel akciğer hastalığı (İAH) veya diffüz parankimal akciğer hastalığı (DPAH), interstisyumu (akciğerlerin alveolleri çevresindeki doku ve boşluğu etkileyen bir grup solunum yolu hastalığıdır. Aslında bu hastalıklarda interstisyumun yanı sıra alveol boşlukları, küçük hava yolları, damarlar, hatta plevra tutulabilmektedir. Akciğerlerdeki bir hasar anormal bir iyileşme yanıtını tetiklediğinde ortaya çıkabilir. Normalde vücut, hasarı onarmak için doğru miktarda doku üretir, ancak interstisyel akciğer hastalığında, onarım süreci bozulur ve hava keseciklerinin etrafındaki doku yaralanır ve kalınlaşır. Bu da oksijenin kan dolaşımına geçmesini zorlaştırır. Hastalık kendini şu semptomlarla gösterir: nefes darlığı, balgamsız öksürük, yorgunluk ve birkaç ay içinde yavaş gelişme eğiliminde olan kilo kaybı. Bu hastalığa sahip birinin ortalama hayatta kalma süresi üç ila beş yıl arasındadır. İAH terimi, bu hastalıkları obstrüktif hava yolu hastalıklarından ayırmak için kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Solunum yolu hastalığı</span> solunum sisteminin hastalığı

Solunum yolu hastalıkları, solunum sistemi hastalıkları veya akciğer hastalıkları, hava soluyan hayvanlarda gaz alışverişini zorlaştıran organ ve dokuları etkileyen patolojik durumlardır. Soluk borusu, bronşlar, bronşiyoller, alveoller, plevra, plevral boşluk, sinirler ve solunum kasları dahil olmak üzere solunum yollarının durumlarını içerir. Solunum yolu hastalıkları soğuk algınlığı, grip ve farenjit gibi hafif ve kendi kendini sınırlayan hastalıklardan bakteriyel pnömoni, pulmoner emboli, tüberküloz, akut astım, akciğer kanseri ve COVID-19 gibi ciddi akut solunum sendromları gibi hayatı tehdit eden hastalıklara kadar uzanır. Solunum yolu hastalıkları, ilgili organ veya doku, ilişkili belirti ve semptomların türü ve şekli veya hastalığın nedeni de dahil olmak üzere birçok farklı şekilde sınıflandırılabilir.