İçeriğe atla

Plummer hastalığı

Plummer hastalığı; aşırı işlevli tiroid adenomu, toksik adenom veya toksik multinodüler guatr. Bu hastalık genellikle kadınlarda görülür. Adenom genellikle 40-50 yaş arasında görülür.

Patofizyoloji

Adenom hipotalamus-hipofiz denetimi olmayan bir tiroid bezi gibi çalışır. Kanda iyotlu tiroid hormonlarının aşırı artmasına karşın adenom bu hormonları bol miktarda salgılamaya devam eder. Adenom ön hipofizin TSH'sıyla uyarılmaya gereksinim duymaz. Zaten kandaki tiroid hormonlarının düzeyi çok arttığından hipotalamus geri denetim yoluyla TRH salgılamaz ve ön hipofiz TSH serbestleştirmez. Böylece tiroit bezinin adenomlu olmayan bölümü çalışmaz.

Klinik belirtiler ve teşhis

Tiroid bezi veya adenom muayenede her zaman ele gelmeyebilir ve ultrason veya iyot-131 gibi tamamlayıcı incelemelerle incelenmesi gerekebilir.

Kalp-damar bozukluklarına, çarpıntı ve üfürüme, zayıflamaya ve sinirliliğe çok sık rastlanır. Egzoftalmi veya üst göz kapağı çekilmesi görülebilir.

Semptomları ve belirtileri Graves hastalığına benzer ancak ayırıcı özelliği bu hastalığın daha az şiddetli olması ve ekstratiroid belirtileri olmamasıdır.

Tamamlayıcı muayeneler

Teşhis radyoaktif iyotla incelemelere dayanır.

Radyoaktif 131′i az bağlayan bir tiroit bezi içerisinde Adenom sıcak bir düğüm olarak gözükür. Tiroid hormonlarının düzeyi çok yüksek, TSH düzeyi düşüktür. Dışarıdan verilen TSH'yla yapılan test (ya da Querido ve Stanbury testi) tiroid bezinin sağlam bölümünün yeniden canlanmasına yol açar. Adenom özellikle tiroksin salgılar. Aşil refleksi çizimi bacak arka kaslarının yarı kasılma süresinin kısaldığını ortaya koyar.

Hastalığın gidişi

Tedavi edilmediğinde belirtiler ilerleyerek zayıflama, kalp çarpıntıları, huzursuzluk, egzoftalmi gibi kişinin genel görünüm ve sağlığı bozulabilir.

Tedavi

Tedavi genellikle adenomun cerrahi girişimle çıkarılmasına dayanır. Gerekirse kişiye tiroit hormanları dışarıdan verilir.

Guatr

Genellikle Adenom tiroit bezinin tümünü kapsar. Kıvamı yumuşaktır. Tiroyit bezinin hacmi ile klinik belirtiler arasında hiçbir orantı yoktur; kadında âdet kanaması döneminde bezin hacmi artabilir. Yutkunmayla hareket eder. Elle muayenede kalbin kasılma dönemindeki üfürümle ilgili bir titreşim algılanır.

İlgili Araştırma Makaleleri

Endokrinoloji, Yunanca ἔνδον endon (iç) + κρίνειν krinein (salgı) + loji (bilimi) ve endokrin sistem, endokrin sisteme ait hastalıklar ve endokrin sistem tarafından salgılanan spesifik bileşikler olan hormonlar ile ilgilenenen bir tıp ve biyoloji dalıdır. Ayrıca hormonların neden olduğu gelişimsel olayların çoğalması, büyümesi ve farklılaşması ile metabolizmanın psikolojik veya davranışsal aktiviteleri, büyüme ve gelişme, doku fonksiyonu, uyku, sindirim, solunum, atılım, ruh hali, stres, emzirme, hareket, üreme ve duyusal algı ile ilgilidir. Uzmanlık davranışları davranışsal endokrinoloji ve karşılaştırmalı endokrinolojiyi de kapsar.

<span class="mw-page-title-main">Hormon</span> İç salgı bezlerinden kana geçen ve organların işlemesini düzenleyen adrenalin, insülin, tiroksin ve benzeri fizyolojik etkisi olan maddelerin genel adı

Hormon,, çok hücreli organizmalarda fizyoloji ve davranışı düzenlemek için karmaşık biyolojik süreçler yoluyla uzak organlara veya dokulara gönderilen sinyal molekül sınıfıdır.

<span class="mw-page-title-main">Nükleer tıp</span> Tıbbi uzmanlık

Nükleer tıp, canlılara verilen ışın etkin (radyoaktif) maddelerin yaydıkları ışınların özel yöntemler veya aygıtlarla dışarıdan sayımı ya da görüntü olarak izlenmesi ya da tanımlanması ile tanı konulmasını sağlayan tıp dalıdır.

<span class="mw-page-title-main">Endokrin sistem</span>

Hayatta kalmak, büyümek ve çoğalmak için, insan dahil çok hücreli bir organizmanın, fizyolojik talepleri ve çevresel zorlukları karşılamak için dokular, organlar ve organ sistemleri arasında etkili bir uyuma sahip olması gerekmektedir. Endokrin sistem, iç ve dış koşullara yanıt vermektedir. Ayrıca kanalsız organ ve dokulardaki salgı hücreleri tarafından üretilen hormonlar aracılığıyla iletişim kurmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Böbrek üstü bezleri</span>

Böbrek üstü bezleri, üçgen biçimini andıran iç salgı (endokrin) bezleridir. Anatomik olarak böbreklerin hemen üstlerinde bulunduklarından bu adı almışlardır. Kabuk (korteks) ve öz (medulla) olarak anılan iki ayrı katmandan oluşan bezlerin temel işlevi fizyolojik gerilim (stres) karşısında kortikosteroid ve katekolamin bireşimleyip kana salgılamaktır. Adrenalin ve nöradrenalin salgılarlar.

<span class="mw-page-title-main">Hipotalamus</span> diensefalonun bir parçası

Hipotalamus, beyinde talamusun altında bulunan ve üçüncü ventrikülün tabanını oluşturan önbeyin bölgesidir. Küçük nukleuslardan oluşur ve en önemli görevlerinden birisi hipofiz bezi aracılığı ile beyin ve endokrin sistem arasındaki bağlantıyı sağlamaktır.

<span class="mw-page-title-main">Tiroit bezi</span> Boyunda bulunan endokrin bez; metabolizmayı etkileyen hormonlar salgılar

Tiroit bezi, tiroit ya da kalkan bezi, boynun ön ve yanlarını saran kelebek şeklinde çok damarlı iç salgı bezi. Her biri ortalama 5 cm uzunluğunda, 3 cm genişliğinde ve 2 cm derinliğinde, sağ ve sol olmak üzere 2 lobu ve bu lobları birleştiren isthmus adı verilen bir parçası bulunur. İnsanların yaklaşık %40'ında isthmustan hyoid kemiğe uzanım gösteren piramidal lob adı verilen bir bölüm de bulunabilir. Normal ağırlığı insanda 20 gr'dır. Paratiroit bezi genellikle tiroidin arkasında mercimek şeklinde 4 tane küçük bezdir.

<span class="mw-page-title-main">Hipofiz</span>

Hipofiz bezi veya diğer adıyla Pitüiter bez, bir fasulye tanesi büyüklüğünde yaklaşık 0,5 gram ağırlığında bir endokrin bezdir. Beyin tabanında, hipotalamusun altında bir çıkıntı şeklinde uzanır. Beyni örten dura mater ile çevrilmiştir. Hipofiz hormonu üretip salgılayarak Homeostasiyi düzenler. Bunu bütün iç salgı bezlerini denetleyerek yapar. Bu anlamda hipofiz, endokrin sistem ve sinir sistemi arasındaki en büyük organizasyon ağını kontrol eder. Hipotalamusun salgısı olan RF, kan yoluyla hipofizi uyarır ve hipofizin hedef organının uyarılmasını sağlayan hormonu üretmesini sağlar. Hipofiz bezi ön, orta ve arka lop olmak üzere üç parçalıdır. Ara lob insan embriyosunda görüldüğü halde, ergin insanda körelmiştir.

Hipotiroidi, Hipotiroidizm, tiroit bezinin yapısal ya da işlevsel bozuklukları nedeniyle ortaya çıkan tiroit hormonu eksikliği olgusudur. Hipotalamus-Hipofiz-Tiroit aksındaki sorunlar hipotiroidiye neden olabilirler.

<span class="mw-page-title-main">Guatr</span> Tiroksin hormonu iyot ile çalışabilen bir hormon olduğundan iyot eksikliğinde aktif şekilde çalışamaz ve hipotalamusa geri bildirim etkisi yapamaz.Bu durumda hipotalamus hipofizi,hipofiz ise tiroit bezini uyarmaya devam eder ve tiroit bezi büyü

Guatr tiroid bezinin normal dışı olarak büyümesi hastalığıdır.

Cushing sendromu, 1932 yılında Harvey Williams Cushing tarafından tanısı ilk kez konmuş olan kortizol hormonunun olağanın üstünde bir düzeyde olduğu durumlarda ortaya çıkan belirtiler bütünüdür. Diğer isimleri Itsenko-Cushing sendromu, hiperadrenokortisizm veya hiperkortisizm. Cushing sendromunun alışılmış nitelikleri kilo artması, obezite, kan basıncının artması (hipertansiyon) ve derinin zayıflaması sonucu oluşan çizgilerdir. Her hastada belirtilerin tümü gözlenmeyebilir. Belirtilerin ağırlığı ve niceliği hastanın ne denli uzun bir süredir kortizol etkisinde kalmasına bağlıdır. Ancak kimi belirtiler bu durumdan bağımsız, iveğen olarak da gelişebilir. Örneğin, özellikle uyluk kemiğinin baş bölgesinin iveğen doku ölümüne uğraması çok kısa bir süredir hafif izleyen ya da yıllardır ağır izleyen Cushing sendromlu hastalarda da rastlanabilir.

<span class="mw-page-title-main">TSH</span> Omurgalılarda glikoprotein hormon ailesi

Tiroit Uyarıcı Hormon (tirotropin, tirotropik hormon veya kısaltılmış TSH olarak da bilinir), tiroit bezini tiroksin (T4) ve ardından vücuttaki hemen hemen her dokunun metabolizmasını uyaran triiyodotironin (T3) üretmesi için uyaran bir hipofiz hormonudur.

Gebelikte maternal fizyolojik değişiklikler, gebe bir kadının hamileliği esnasında vücudunda ve metabolizmasında meydana gelen embriyonun veya fetüsün gelişimi için gerekli olan normal adaptasyon mekanizmalarıdır. Bazı değişimler gebelik dışında patolojik kabul edilmelerine rağmen gebelikte fizyolojik kabul edilirler. Bu değişimler temel olarak metabolizma, kardiyovasküler sistem, hematolojik sistem, solunum sistemi, Üriner sistem, endokrin sistem ve bağışıklık sisteminde meydana gelir.

<span class="mw-page-title-main">İyot eksikliği</span>

İyot eksikliği, kalbin hareketlerini, uyarılan sinirlerin verdiği yanıtı, canlının büyüme hızını ve metabolizmayı denetleyen tiroit bezi salgısını doğrudan etkileyen iyot elementinin vücuda yeterli miktarda alınamaması durumudur.

Papiller tiroit kanseri ya da papiller tiroit karsinomu en sık tiroit malignitesidir. 1 cm'den küçük olanları papiller mikrokarsinom olarak adlandırılır. Kadınlar erkeklerden daha çok etkilenir. Herhangi bir yaşta görülebilmekle birlikte ortalama görülme yaşı 40'tır. Hastaların %5-10'unda boyuna radyoterapi hikâyesi mevcuttur.

<span class="mw-page-title-main">Endokrin hastalıkları</span>

Endokrin hastalıkları endokrin sisteme ait bozukluklarıdır. Endokrin bozukluklarla ilişkili tıp dalı endokrinoloji olarak bilinir.

Atrofi ya da körelme, normal büyüklükteki bir organın sonradan küçülmesidir; edinsel bir olgudur. İrileşim ve aşırı gelişim (hiperplazi), körelmenin karşıtı olan olgulardır.

Hipogonadizm (hypogonadism), cinsiyet hormonlarının yetersizliğidir. Gonadotropik hormonlar (GnRH) hipotalamusta üretilir ve özel bir kan dolaşım sistemiyle hipofize yönlendirilir. Gonadotropik hormonlar (GnRH), gonadotropin salgılatıcı hormonlardır; hipofizi uyarır ve hipofiz gonadotropinleri üreterek kan dolaşımına boşaltır. Hipofiz ön lobuna ulaşan GnRH, follitropin (FSH) ve lutropin (LH) adı verilen iki gonadotropin hormonun aralıklı olarak kana verilmesini (sekresyonunu) tetikler. Pulsatil sekresyon olarak bilinen bu mekanizmada; her 60-90 dakikada bir, 1 dakika süreyle hipofize gelen GnRH uyarısıyla gonadotropin hormonlar kan dolaşımına verilir. Hipofizden kan dolaşımına dökülen gonadotropin hormonlar, kadınlarda ovaryumlara (yumurtalık), erkeklerde testislere ulaşarak cinsiyet hormonlarının üretimini tetikler; GnRH, kadınlarda yumurtlamayı ve östrojen hormon üretimini düzenleyen folikül uyarıcı hormon (FSH) ve luteinize edici hormon (LH) sentezini tetikler. LH testislerdeki Leydig hücrelerinden testosteron salgılanmasını denetler ve sperm üretimini uyarır. FSH ve LH sekresyonu, yine hipofiz ön lobunda üretilen ve prolactin adı verilen hormon tarafından frenlenir. LH testislerdeki Leydig hücrelerinden testosteron salgılanmasını denetler.

<span class="mw-page-title-main">De Quervain tiroiditi</span>

De Quervain tiroidi, subakut granülamatöz tiroidit veya dev hücreli tiroidit olarak da bilinir, geçici tiroiditler olarak bilinen bir grup tiroidit hastalıklarının bir üyesidir. De Quervain tiroiditinden her yaştan ve her cinsiyetten insan etkilenebilir.

<span class="mw-page-title-main">Tiroit kanseri</span> boyunda tiroit kıkırdağının altında yer alan tiroid bezinde bulunan endokrin bezi kanseri

Tiroit kanseri, tiroit bezinin dokularından gelişen kanserdir. Hücrelerin anormal şekilde büyüdüğü ve vücudun diğer bölgelerine yayılma potansiyeline sahip olduğu bir hastalıktır. Belirtiler arasında boyunda şişlik veya yumru olabilir. Kanser, başka yerlerden yayıldıktan sonra tiroitte de ortaya çıkabilir, bu durumda tiroit kanseri olarak sınıflandırılmaz.