İçeriğe atla

Plotinos

Plotinos
Plotinos
Plotinos
Tam adıPlotinos
Doğumu205
Lycopolis
Ölümü270 (64-65 yaşlarında)
Campania
ÇağıAntik felsefe
BölgesiBatı felsefesi
OkuluYeni Platonculuk
İlgi alanlarıPlatonizm, metafizik, mistisizm
Önemli fikirleriNous
Etkilendikleri
  • Aristoteles
Etkiledikleri

Plotinos (Yunanca: Πλωτίνος) (M.S. 205–270), Neoplatonizmin kurucusu antik filozof. Plotinos hakkındaki bilgilerimizin çoğu, kendisi de filozof olan Porfirios'un Plotinos'un baş eseri Enneadlar'a yazdığı önsözden gelmektedir. Plotinos'un mistik felsefesi Yahudi, Hristiyan, gnostik ve Müslüman filozoflara ve mistiklere yüzyıllar boyunca esin kaynağı olmaya devam etmiştir.

Hayatı

Porfirios Plotinos'un, İmparator Claudius II'un başa geçmesinin ikinci yılında, yani 270 yılında öldüğünde altmış altı yaşında olduğuna inanmıştır. Plotinos maddi varlığı daha yüksek ve mükemmel seviyedeki bir şeyin zayıf bir imajı veya hatırası (mimesis) olarak gördüğünden önemsemez ve kendi bedenini de bu varlığa dahil olduğu için önemsememiştir. Muhtemelen bu sebeple Porfirios'un aktardığına göre kendi portresinin yapılmasını reddetmiş, çocukluğu, ailesi veya doğum yeri ve tarihi hakkında bilgi vermekten kaçınmıştır. Yine de Eunapius onun Mısır'da Deltaya bağlı Lycopolis'de doğduğunu aktarmıştır. Geçmişi hakkındaki bu belirsizliğe karşın öğrencilerinin aktardığı tüm detaylar felsefesini en yüksek düzeyde yaşamına aktardığını göstermektedir.

Plotinos yirmi yedi yaşında, yaklaşık 232 yıllarında felsefe tahsili yapmak arzusuyla İskenderiye'ye gitmiştir. Orada daha sonra hocası olacak Ammonius Saccas (Amon-ius Saccas- Güneş kalkanı Hamal diye çevrilebilir) ile karşılaşıncaya kadar hiçbir öğretmenden hoşnut olmamıştır. (Amonius Saccas hammallık yaparak yaşayacak kadar alçakgönüllüğüyle etkiledi belki de Plotinos'u). Ammonius'un konuşmasını dinleyince arkadaşına "aradığım adam buydu" demiş ve onun eğitimi altına girmiştir. Ammonius'tan başka Afrodisyaslı İskender ve Numenius'un eserlerinden de etkilenmiştir.

İskenderiye'de on bir yıl geçirmiş ve 38 yaşında Perslerin ve Hintlerin felsefi öğretilerini araştırmaya karar vermiştir. Bu gerekçeyle Persler üzerine yürüyen III. Gordian'ın ordusuna katılmıştır. Sefer başarısızlıkla son bulup Gordian'ın ölümüyle sonuçlanınca Plotinos Antakya'ya dönmek zorunda kalmıştır.

Kırk yaşında, Arap Philip'in hakimiyeti altındaki Roma'ya dönmüş ve hayatının geri kalanını, çok sayıda öğrenci edindiği Roma'da geçirmiştir. Öğrencileri arasında filozoflar, Roma senatosu üyeleri, doktorlar, Roma'da evinde kaldığı Gemina ve Iamblichus'un oğlu Ariston'un karısı Amphiclea gibi kadınlar da vardı.

Plotinos 253 yılından başlayarak ölümüne kadar geçecek on yedi yıl içinde daha sonra adı Enneadlar olacak denemelerini kaleme almıştır. Porphyry Enneadların kendisi onları derlemeden önce tam bir kitap olmaktan çok Plotinos'un konuşmalarında kullandığı deneme ve notlar külliyatı olduğunu ifade etmiştir. Plotinos gözlerindeki zayıflık nedeniyle eserini yeniden gözden geçirememiştir, ayrıca Porphyry'nin ifadesine göre de düzeltme işleminden hoşnut olmayan Plotinos'un el yazısı da özensizdi.

Plotinos'un felsefesi

Plotinos'da monist bir varlık anlayışı bulunur. Onun felsefesinin ontolojik hiyerarşisinin ilkesi hem Varlık, hem İyilik ve hem de Tanrısallık olan Bir'dir. Her şey Bir'den südûr (emanation) eder. İlk olarak ruh (spirit), idealar dünyası olan Nous südûr eder. Nous'un kendi kendine yönelişi ile ikilik (düalizm) ortaya çıkar ve dolayısıyla da tin, ruh (soul) belirir. Ancak bu ruh tek tek fertlerin değil dünyanın ruhudur ve bireysel ruhları olduğu gibi tüm dünyayı da canlandırır. Varlık bulan ruhlar (souls) nous ile biçim aldıkları bedenin arasındaki bir konumda bulunurlar. Bir'den en son südûr eden şey maddedir ve madde varlığın en alt kademesidir.

Bir

Plotinos felsefesindeki en yüce olanda, yani tamamen aşkın (transcendent) olan "Bir"de ne fark ne çokluk ne de oluş vardır. O, varlık ve varolmama şeklindeki tüm kategorilerin ötesindedir. Bizler "varlık" kavramını kendi tecrübemizin objelerinden çıkarmaktayız ve varlık bu nesnelerin kendisine izafe edildiği şeydir fakat sonsuz, aşkın Bir tüm bu nesnelerin ötesindedir ve bu yüzden tüm kavramların ötesindedir. Bir "herhangi bir şey" olamaz ve ayrıca "tüm şeylerin toplamı" da olamaz, çünkü O, tüm mevcudâttan öncedir. Bu sebeple Bir'e hiçbir sıfat yüklenemez.

Düşünce de Bir'e izafe edilemez çünkü düşünce düşünen özne ve düşünce nesnesi şeklindeki bir ayrımın varlığını zımnen içinde barındırmaktadır. Aynı şekilde her ne kadar O'ndan ileri gelse de irade de Bir'e yüklenemez çünkü irade de nesneye yönelmesi bakımından bir şeyin mevcudiyetini gerektirir ki bu anlamda Bir'e değil fakat ondan südûr eden ilk unsur (uknum, hypostases) olan Nous'a atfedilebilir. Plotinus'taki nous, yaratıcı ya da ikinci sudurdur. "Algılayan" ve dolayısıyla gücün (potansiyel veya Bir) enerji olarak tezahür etmesine neden olan şey, yaratıcı, eylem, enerji) veya nous'tur veya maddi dünya adı verilen ikilidir. Nous varlık olarak; varlık ve algı (akıl), ruh (Dünya Ruhu) denilen şeyi tezahür ettirir.

Bir'den Sudur

Antik Yunan düşüncesinde İbrahimi dinlerdeki gibi bir Tanrı tarafından yoktan (ex nihilo) yaratılış söz konusu değildir. Tüm Antik Yunan filozoflarında ortak olan şey ezeli bir Tanrı'nın karşısında yine ezeli bir varlığın, maddenin, boş uzayın veya kaosun bulunduğu yönündedir. Evren veya madde varlığa gelmediği, getirilmediği hatta aksine her zaman var oludğu için onun neden var olduğu sorusu da Antik Yunan düşünürler tarafından sorgulanmamıştır. Ancak maddeyi düzenleyen bir ilk ilke ya da akıl anlayışı bu düşünürlerde geliştiğinden akıl tanrılaştırılmıştı.[1] Helen düşüncesinde Hristiyanlığın aksine evren bir dizi kürelerin birbirleriyle ilişki içinde var olmuş olan rasyonel bir düzendir, dolayısıyla da akıl, bir akıl tarafından biçimlendirilen bu düzeni akıl yoluyla kavrayabilir. Plotinos kendisinden önceki Yunan düşüncesinden evren fikrini ve aklın yerini onaylamış ancak Bir'i aklın üzerine yerleştirmiş ve varoluşu bir evrene aşkın bir Tanrı'nın iradesiyle yaratmasıyla değil Bir'den kendiliğinden gerçekleşen bir sudur (yayılım/taşma/feyz/emanasyon) yoluyla oluştuğu firini ortaya atmıştır. Bununla birlikte Plotinos Bir'in asaleti ve yüceliğini de korumak için onun sudurdan etkilenmeden kaldağını ifade etmiştir. E.Brehier geç Antik Çağ ve Orta Çağ insanlarının bir tür evrim benzeri yaklaşımını sudur kategorisi altında düşündüklerini yazmıştır.[2]

Gerçek İnsan ve Mutluluk

Plotinos'un Batı düşüncesi üzerindeki en büyük izlerinden biri mutluluk meselesidir, çünkü o, eudaimonia'nın (mutluluğun) yalnızca bilinçle elde edilebileceği fikrini ilk ortaya atanlardan biridir. Mutluluk fiziksel olan her şeyin ötesinde olduğundan Plotinos, insanın ancak sudurun kaynağı olan Bir'e yolculuğu ve onunla özdeşleşmesi yoluyla sağlanabileceğini kabul eder. Bu yolculuk her insan için mümkündür “… mutluluğu oluşturduğuna inandığımız bu şeye potansiyel olarak veya fiilen sahip olmayan tek bir insan yoktur.” (Enneads I.4.4) Acıyı bilinçli benlikle değil bedenle ilişkisiyle nitelendiren Plotinos için bu sebeple mutluluk bilincin bedenden uzaklaşması ve İlke'ye yaklaşmasıyla mümkün olabilir. Aklın kendisinin üstündeki Bir'e ulaşabilmesinen tek yolu güzeli arzulaması ve aşık olmasıdır. Platon için bilginin iki türü vardı, bunlar felsefi ve diyalektik yolla aşk yoluydu. Plotinos, Platon'dan hareketle fakat ondan farklı olarak ikinci yolu yani aşk yolunu kabul etmiş ve Tanrı bilgisine akılsal-felsefi yolla asla ulaşılamayacağını düşünmüştür.[3]

Temaşa/Görü

Temaşa kavramı Plotinos'dan önce Platon ve Aristoteles'in felsefelerinde yer alan ve duyusal unsurları duyular dışı, akli yoldan kavramasında kullanılmış bir kavramdır. Plotinos kavramı bu iki filozoftan farklı olarak evrenin tümünü içine alacak şekilde genişletmiş ve evrende bulunan varlıklarla ilgili olarak mümkün olan tek fiilin, tek eylem türünün düşünme, temaşa eylemi olduğunu iddia etmiştir. Bir'den ilk sudur eden Nous da ondan çıkar çıkmaz ilkesine yani Bir'e dönmekte ve onu temaşa etmektedir. Nous da kendisinden sonra gelen veya taşan Ruh'un kaynağıdır. Ruh da Nous'dan çıktıktan sonra Nous'u temaşa eder. Plotinos'a göre sadece akıllı varlıklar değil akla sahip olmayan canlı varlıklar, bitkiler hatta cansız varlıkların da amacı düşünme veya temaşadır. Plotinos için insan ruhunun farkı akılsal bir form oluşudur. Aklın özelliği ise düşünmek, temaşa etmektir ve temaşa edenle temaşa edilenin birbirinden ayrı olmadıkları, aynı şey oldukları durumda düşünme veya temaşa en mükemmel formuna ulaşır.[4]

Henosis

Henosis, klasik Yunancada mistik "birlik", "birlik" veya "birlik" anlamına gelen kelimedir. Platonculukta ve özellikle neoplatonizmde henosisin amacı gerçeklikte asıl olanla birliktir: Bir (τὸ Ἕν), Kaynak veya Monad. Her şey Monad'ın içindedir ve Monad her şeydir (panteizm). Tekilliğe ulaşmadan önceki son aşama olan dualite (dyad) Monad, Kaynak veya Bir'de tamamen uzlaştırılır (bkz. monizm). Tüm bölünmeler birde uzlaştırılır. Bireyin meditasyon yoluyla Bir'le tam olarak örtüşmesi söz konusudur. Plotinos Bir'e veya İyi'ye ilişkin rasyonel bilginin ondan çıkan varlıkların yükselme derecelerinin sistematik bilgisini sağlasa da Bir'i kendinde ne ise o olarak, içeriden, dolaysız bir biçimde kavratacak olan rasyonel bilgi değil öznel ve bireysel bir kendin geçme deneyi olan görü (müşahede) ile mümkündür. Ruh'un Bir'in veya İyi'nin görüsüne ise ulaşması aşk (eros) iledir. Aşk hakiki bilgiye ulaşmada estetik duyarlılık ve Akıl'ın kılavuzudur. Onun kılavuzluğu sayesinde Ruh kendi içine çekilir, kendini tanır ve eksikliğinin bilincine varmış olarak mükemmelleşmeye çalışır.[5] Ruhun bu yolculuğu Plotinos'a göre iki aşamalıdır; Nous'a doğru olan ilk aşama ve Nous'tan başlayarak tinsel yaşamın doruğu olan Bir'de son bulan ikinci aşama. İlk aşamada duyusal olandan (fizikselden) kavranılır olana (akli) yükselen estetik görü söz konusudur, ikinci aşamada ise Nous haline gelen Ruh'un Bir'in görüsüne geçmesidir.[6]

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ Ahmet Arslan, İlkçağ Felsefe Tarihi", Cilt.5, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, 2010, s.80-81 9756176083
  2. ^ Émile Bréhier, Plotinos'un Felsefesi, çev. Ayşe Meral - Ahmet Faruk Çağlar, Albaraka Yayınları, 2023, s.55-56 9786054137411
  3. ^ Ahmet Arslan, İlkçağ Felsefe Tarihi", Cilt.5, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, 2010, s.194 9756176083
  4. ^ Ahmet Arslan, İlkçağ Felsefe Tarihi", Cilt.5, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, 2010, s.91-94 9756176083
  5. ^ Zerrin Kurtoğlu, Plotinos'un Aşk Kuramı", Asa Kitabevi, 2000, s.153-154 9758149199
  6. ^ Zerrin Kurtoğlu, Plotinos'un Aşk Kuramı", Asa Kitabevi, 2000, s.155 9758149199

* İngilizce Vikipedi Plotinos maddesi21 Temmuz 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.

  • Julian Marias, History of Philosophy, Dover Publications, Inc, New York, 1967
  • Zerrin Kurtoğlu, Plotinos'un Aşk Kuramı", Asa Kitabevi, 2000
  • Ahmet Arslan, İlkçağ Felsefe Tarihi", Cilt 5, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, 2010
  • Émile Bréhier, Plotinos'un Felsefesi, çev. Ayşe Meral - Ahmet Faruk Çağlar, Albaraka Yayınları, 2023

Türkçede Plotinos

  • Plotinus, Enneadlar (Seçmeler) Çev. Zeki Özcan, Asa Kitabevi, Bursa, 1996.
  • Zerrin Kurtoğlu, Plotinos'un Aşk Kuramı, Gündoğan Yayınları, 1996.
  • Plotinus: Dokuzluklar I, Çev. Zeki Özcan, Alfa Aktüel Yayınları, Bursa, 2006
  • Plotinus: Dokuzluklar V, Çev. Zeki Özcan, Birleşik Kitabevi Ankara, 2011

Batı dillerinde Plotinos

  • A.H.Armstrong, Plotinus. 7 Volumes. Harvard University Press, 1966, 1978, 1989.
  • Plotinus, George Allen & Unwin Ltd. London, 1953
  • E. Brehier, Plotin Enneades. Paris: Les Belles Lettress. 6 tomes en 7 volumes.
  • R. Harder. Plotins Schriften. Hamburg: Felix Meiner
  • Stephen MacKenna, Plotinus-The Enneads, Penguin Books, 1991

Dış bağlantılar

Dipnotlar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Platon</span> Antik Yunan filozofu

Platon veya Eflatun, Antik Yunan filozofu ve bilgesi.

<span class="mw-page-title-main">Baruch Spinoza</span> Hollandalı filozof

Baruch Spinoza, Yahudi kökenli Hollandalı filozof. Aydınlanmanın erken dönem düşünürlerinden olan Spinoza, evren ve insan hakkında modern fikirler ileri sürerek öncü ahit eleştirileri yapmış ve zamanla 17. yüzyıl felsefesinin en önde gelen rasyonalistlerinden biri olarak kabul edilmiştir. Descartes'ın fikirlerinden etkilenen Spinoza, Hollanda Altın Çağının önde gelen filozofu olmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Ludwig Andreas Feuerbach</span> Alman filozof ve ahlakçı (1804-1872)

Ludwig Andreas Feuerbach, Alman filozof ve ahlakçı. Marx üzerindeki etkisi ve hümanist ilahiyat görüşleri ile ünlenmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Logos</span>

Logos, Yunancada duyguları kavrama anlamındaki pathos sözcüğünün karşıt anlamı olan us ile kavrama anlamındadır.

<span class="mw-page-title-main">Din felsefesi</span> Felsefe dalı

Din felsefesi, dinin kendiliğinden varoluşsal hareketi için bir tür rasyonel bir meşrulaştırma sağlayan felsefe dalıdır. Kutsallık, Tanrı, kurtuluş, ibâdet, peygamber, kurban, dua, vahiy, ayin ve sembol gibi dinler tarihinin temel konularını analiz eden din felsefesi; dinin, dini tecrübenin ve onun ifadesinin doğasını belirler. Din felsefesi dini konu edinen, dinin insan var oluşunun kaynağı, insan doğasının ve kaderinin kaynağı ve değerleri ile ilgili sorunları ele alarak sorgulayan felsefe disiplinidir.

Tanrı'nın varlığıyla ilgili argümanlar filozoflar, teologlar ve diğer düşünürler tarafından öne sürülmüştür. Felsefi terminolojide, Tanrı'nın varlığı problemi, tanrı ontolojisinin bilgi kuramı ile ilgilidir. Bilgi kuramı, epistemoloji, bilgiye olan yaklaşımı, doğru bilgiye nasıl ulaşılacağını inceler. Ontolojiyse, varlık/yokluk konuları üzerindeki argümanlardan oluşur. Yani, tanrı ontolojisinin bilgi kuramı, Tanrı'nın var olup olmadığı konusunda nasıl akıl yürüteceğimiz üzerinedir.

<span class="mw-page-title-main">Heraklitos</span> Yunan filozof

Efesli Heraklitos, döneminde Pers toprakları içinde bulunan Efes'te yaşamış Pre-socratik Yunan filozof. Platon ve Aristoteles'in eserleri de dahil olmak üzere Batı felsefesini geniş ölçüde etkilemiştir. Herakleitos’un yaşadığı şehir daha sonra ilk Yunan filozofların yaşadığı Miletos’a yakındır fakat mahut Miletoslu düşünürlerden herhangi biriyle tanıştığına ve hayatı boyunca seyahat edip etmediğine dair bir bilgi yoktur.

Ammonius Saccas, İskenderiye'den, genellikle Neoplatonizmin öncüsü ve/veya kurucularından biri olarak kabul edilen, Helenistik Platoncu, kendi kendini yetiştirmiş bir filozoftu. Esas olarak 232'den 242'ye kadar eğitim verdiği, Plotinus'un öğretmeni olarak bilinir. Kendi felsefi görüşleri hakkında çok az şey bilinmesine rağmen, Neoplatonizm'i geliştirmesinde Plotinus üzerinde şüphesiz en büyük etkiye sahipti. Daha sonra Hıristiyan yazarlar Ammonius'un bir Hristiyan olduğunu belirttiler, ancak şimdi genel olarak İncil metinlerini yazan farklı bir İskenderiyeli Ammonius olduğu varsayılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Antik Çağ felsefesi</span>

Antik Çağ felsefesi ya da Antik Çağ Yunan felsefesi, MÖ 700'lü yıllardan başlayıp M.S. 500'lü yıllara, yani Orta Çağ'a kadar uzanan tarihsel dönemdeki felsefe tarihini kapsar. Antik Yunan ve Roma kültürlerinde süregelen felsefe eğilimleri ve öğretilerinden oluşur. Klasik İlkçağ felsefesi olarak adlandırılması da söz konusudur. Bu dönem İlk Çağ felsefesinden, Yunan ve Roma kültürlerine bağlı olmalarıyla ayrıştırılır. Böylece bilgi için bilgi gibi bir felsefe geleneğine geçilmiş olduğu varsayılır; bilgi burada gündelik yaşamdaki kullanılabilirliğinin ötesinde kendi başına bir değer ya da sorundur. Bu nedenle Batı felsefesi olarak adlandırılan felsefe geleneği kendisini Antik Çağ felsefesine dayandırır. Çağdaş ya da modern denilen düşünce biçiminin ve felsefe tarzının embriyon halinde bu dönem felsefe geleneğinde ortaya konulduğu varsayılmaktadır. Antik Çağ filozofları, bilginin anlamını, doğruluğun ne olduğunu, erdemin ne anlama geldiğini, evrenin ve yaşamın anlamını sorgulamışlar ve felsefi soruları şekillendirmişlerdir.

<span class="mw-page-title-main">Orta Çağ felsefesi</span>

Orta Çağ felsefesi tarihsel dönem itibarıyla ilkçağ felsefesinin bitiminden modern düşüncenin başlangıcına kadar olan dönemi kapsar. M.S. 2. yüzyıldan 15. yüzyıl sonlarına-16. yüzyıl başlarına, rönesansa kadar olan dönem olarak ele alınır. Bu dönemin felsefe tarihi açısından kendine özgü özellikleri vardır. Birçok felsefe tarihi kitabında Orta Çağ'da felsefe yok sayılır ya da Orta Çağ'ın karanlık bir çağ olduğu değerlendirmesine bağlı olarak felsefenin de karanlığa gömüldüğü öne sürülür. Bunun yanı sıra Orta Çağ'da felsefenin varlığını kabul eden ve bu felsefenin özgül niteliklerini açıklayan felsefe tarihi çalışmaları da söz konusudur.

Sofistler, MÖ 5. yüzyılda para karşılığında felsefe öğreten gezgin felsefecilerdir. Özellikle Atina’da çağın önde gelen bilgeleri var olan değerleri (kritias) eleştirmişlerdir. Göreceli ve kuşkucu düşüncenin köklerini atmışlar ve geliştirici olmuşlardır.

<span class="mw-page-title-main">17. yüzyıl felsefesi</span>

17. yüzyıl felsefesi, Rönesans'ın etkisiyle ortaya çıkan gelişmelere dayanarak, Yeni Çağ düşüncesinin temellerini atmak üzere ortaya çıkan felsefe eğilimidir. Rönesansın ortaya koyduğu düşünsel gelişmeleri ve belirsiz kavram içeriklerini kullanan 17. yüzyıl düşünürleri, felsefi formüllerini tam bir sağlamlık ve kesinlik içinde ortaya koyma arayışı içinde olmuşlar ve ortaya koydukları çalışmalarla sistematik felsefeyi yeni bir derinlikle temellendirmişlerdir. Aydınlanma çağı düşüncesinin ilkeleri ve temel kavramları büyük ölçüde 17. yüzyıl felsefesinde hazırlanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Epikür</span> Antik Yunan filozofu

Epikuros veya kısaca Epikür, felsefe tarihinin en etkili okullarından biri olan Epikürcülüğün kurucusu Antik Yunan filozoftur.

<span class="mw-page-title-main">Skolastik felsefe</span>

Skolastik felsefe/düşünce, Latince kökenli schola (okul) kelimesinden türetilen scholasticus teriminden gelmektedir ve kelime anlamı olarak okul felsefesi demektir. Bu anlam önemlidir, zira skolastik felsefe, Orta Çağ düşüncesinde doğrunun zaten mevcut olduğu düşüncesine ve felsefenin okullarda okutularak öğretilmesine dayanan bir yaklaşım sergiler. Bu felsefenin temeli teolojidir, ona dayanır ve onu desteklemeye çalışır.

<span class="mw-page-title-main">Çoğulculuk Okulu</span>

Çoğulculuk Okulu, Empedokles gibi doğa filozoflarının öncülerinden olan ve diğer doğa filozoflarından ya da birci görüşlerden arkhe'nin birden fazla olduğunu söylemesiyle ayrılan filozoflardan meydana gelir. Diğer bir temsilcisi de Anaxagoras'tır.

Allah-Alem İlişkisi, felsefenin en çetrefilli meselelerinden biridir. Allah-alem ilişkisi ister deist, ister teist, ister ateist veya agnostik olsun her filozofu yakından ilgilendiren bir konudur.

<span class="mw-page-title-main">Kötülük problemi</span> Gereksiz Acı Argümanında olduğu gibi Kötülüğün ve mutlak iyi olan Tanrının nasıl bağdaştığına ilişkin felsefi bir sorun

Epikür Paradoksu, din felsefesinde kötülük ile mutlak iyi olan bir Tanrı'nın varlığının nasıl bağdaştığı şeklindeki bir sorudur. Sorunu ilk olarak Epikür mantıksal bir formül ile ortaya koymuş, o zamandan beri de felsefe ile hiçbir ilişkisi olmayan kişilerden filozoflara kadar hemen herkesin zihnini meşgul etmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Monad (felsefe)</span> felsefe

Monad, atıfta kozmogonisine için, Yüce Varlık, ilahiyat veya her şeyin bütünü. Kavramın Pisagorcular tarafından tasarlandığı bildirildi ve çeşitli şekillerde tek başına hareket eden tek bir kaynağa veya bölünmez bir kökene veya her ikisine birden atıfta bulunabilir. Kavram daha sonra monaddan temel parçacık olarak söz eden Gottfried Wilhelm Leibniz gibi diğer filozoflar tarafından da benimsendi. Aynı insan grupları tarafından eş zamanlı olarak tartışılan ve tartışılan geometrik bir karşılığı vardı.

İyi ideası ya da Platon felsefesindeki bir kavramdır. Platon'un cumhuriyet diyaloğunda (508e2-3) Sokrates karakteriyle anlatılır. Bu form, eğitim gören bir filozofun bir filozof-krala ilerlemesini sağlayan formdur. Açıkça görülemez veya açıklanamaz, ancak kişinin diğer tüm formları gerçekleştirmesine izin veren formdur. İyinin tanımı, içinde belirli iyi şeylerin paylaştığı, uzay ve zamanın dışında var olan mükemmel, ebedi ve değişmeyen bir Formdur.

<span class="mw-page-title-main">İamblihos</span> Suriyeli Neoplatonist filozof (yaklaşık 245 – yaklaşık 325)

Iamblichus Arap kökenli Suriyeli bir Neoplatonist filozoftur. Daha sonra Neoplatonik felsefe tarafından izlenecek yönü belirledi. Aynı zamanda Yunan mistik, filozof ve matematikçi Pisagor'un biyografi yazarıdır.