İçeriğe atla

Platon'un ruh kuramı

Platon, Ruh Kuramı'nı öğretmeni Sokrates'in söylediklerinden yola çıkarak, ruhu(ψυχή) kişinin nasıl davranacağına karar veren güç, kişinin özü olarak kabul etmiştir. Yine bu bağlamda bu özün varlığımızın maddi olmayan, ebedi bir sakini olduğunu düşünür. Platon, ölümden sonra bile ruhun var olduğunu ve düşünebildiğini söylemiştir. Bedenler ölürken ruhun daha sonraki bedenlerde sürekli olarak yeniden doğduğuna (metampsikoz) inanmıştır. Platonik ruh, vücudun farklı bölgelerinde bulunan üç bölümden oluşmaktadır:[1][2][3]

  1. Başta bulunan logolar (λογιστικόν ) veya logistikon mantıkla ilgilidir ve diğer tüm kısımları düzenler.
  2. Timos (θυμοειδές) göğüs bölgesine yakın bir yerde bulunur ve öfke ile ilgilidir.
  3. Midede bulunan eros (ἐπιθυμητικόν) ise kişinin arzu ve istekleriyle ilgilidir.

Platon, Devlet incelemesinde ve ayrıca Phaedrus'taki savaş arabası alegorisinde, ruhun üç parçasının toplumun üç sınıfına karşılık geldiğini ileri sürmüştür.[4] İster bir şehirde ister kişilerin kendisinde, adalet (δικαιοσύνη, dikaiosyne), her bir parçanın işlevini eksiksiz yerine getirdiği bütünün durumu olarak ilan edilirken; ölçülülük, her bir parçanın diğerinin işlevine müdahale etmeye çalışmadığı bütünün durumudur.[5] Epitimetikonun işlevi zevk üretmek ve aramaktır. Logistikonun işlevi, öğrenme sevgisiyle nazikçe yönetmektir. Timoidlerin işlevi, bütünü dış istila ve içsel bozukluktan acımasızca savunurken logistikonun talimatlarına uymaktır. İster bir şehirde ister kişinin kendisinde, adaletsizlik ise (ἀδικία, adikia) bu bütünün tam tersi durumudur, genellikle ruhlu olanın iştahı dinlediği biçimken, birlikte hepsi ya mantığı tamamen görmezden gelir ya da kendi zevk arayışlarını kullanırlar.

Devlet'te

Devlet'in IV. kitabında, Sokrates ve muhatapları (Glaukon ve Adeimantos), ruhun tek mi yoksa parçalardan mı oluştuğunu yanıtlamaya çalışırlar. Sokrates ise şöyle der: "Aynı şeyin asla aynı yerde ve aynı zamanda yine aynı şeye zıt şeyler yapmayacağı veya bunlara maruz kalmayacağı açıktır; bu yüzden bunun gerçekleştiğini görürsek, bunun tek bir şey olmadığını ama birden fazla şey olduğunu bileceğiz.[6](Bu, Platon'un Çelişkisizlik İlkesi'nin bir örneğidir.) Mesela, -öyle görünüyor ki- her insana verilmiş tek bir ruhu vardır ve bu nedenle bir kişinin bir şeyi arzulaması ve anı zamanda ona karşı çıkması imkansız olmalıdır, tıpkı bir kişi bir suçu işlemeye meyilliyken aynı zamanda ona karşı isteksiz olması durumundaki gibi.[7] Hem Sokrates hem de Glaukon, ruhun aynı anda hem bir hem de onun tersi durumda olmasının mümkün olmaması gerektiği konusunda hemfikirdir. Buradan ise, ruhun en az iki yönü (görünüşü) olması gerektiği sonucu çıkar.[8]

Mantık (λογιστικόν)

Mantık veya logistikon (logostan), gerçeği seven ve onu öğrenmeye çalışan, ruhun düşünen parçasıdır. Platon, başlangıçta bu bölümün hakim olduğu ruhu Atinalı yaradılışıyla tanımlamıştır.[9]

Platon, logistikon'un ruhun en küçük kısmı olacağına (yöneticiler Devlet'teki en küçük nüfus olduğu için) işaret etmiştir, ancak yine de ruhun üç bölümü de hemfikir ise bu üç bölümü de logistikon'un yönetmesi deklare edilebilir.[10]

Ruh (θυμοειδές)

Platon'a göre, timoidler (timos'tan gelir), ruhun kızdığımız veya sinirlendiğimiz kısmıdır.[11] Ayrıca bu kısma 'yüksek (aydınlık) ruh' adını vermiştir ve başlarda bu parçanın hakim olduğu ruhu Traklar, İskitler ve 'kuzey bölgeleri' halkıyla özdeşleştirmiştir.[12]

İştah (ἐπιθυμητικόν)

İştah. (epithymia, Latinceden concupiscentia veya desiderium olarak çevrilmiştir.)[13]

Reenkarnasyon

Platon; Sokrates ve Pisagor'un ruh anlayışını, insanların ilahi ayrıcalıklarını farklı hayvan türleri arasındaki reenkarnasyon yollarıyla karıştırarak birleştirmiştir. O, erdemli insan ödülünün ya da suçlu için verilen cezanın yeraltı dünyasının farklı yerlerine değil, doğrudan Dünya'ya atfedildiğine inanmıştır. Suçlu bir ruh, bir kadında veya herhangi bir hayvan türünde, doğal ölçeğin daha düşük seviyelerinde listelenmiş olarak bedeninden çıkarılmalı ve bedenlenmelidir. Tanrılar, kadınları erkeklerden sonra, aşağılanmış ruhların tapınağı olarak yaratmışlardır ve onlar; dört ayaklılar, yılanlar ve balıklar içindir.[14]

Ayrıca Bakınız

Kaynakça

  1. ^ The Gift of Logos: Essays in Continental Philosophy. Cambridge Scholars Publishing. 2009. ss. 33-35. ISBN 978-1-4438-1825-4. 9 Ekim 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Şubat 2016. 
  2. ^ Hommel (1 Ekim 2019). "Affect and control: A conceptual clarification". International Journal of Psychophysiology (İngilizce). 144: 1-6. doi:10.1016/j.ijpsycho.2019.07.006. ISSN 0167-8760. PMID 31362029. 9 Ekim 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Kasım 2020. 
  3. ^ Long, A. A. Psychological Ideas in Antiquity. In: Dictionary of the History of Ideas. 1973-74 [2003]. link 26 Nisan 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi..
  4. ^ "Plato's Ethics and Politics in The Republic" at the Stanford Encyclopedia of Philosophy 15 Eylül 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. – Retrieved August 29, 2009
  5. ^ "Plato Republic IV (433a)". 7 Şubat 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Kasım 2020. 
  6. ^ Republic IV: 436 b6–C1 (W. H. D. Rouse translation)
  7. ^ Plato's psychology of action and the origin of agency. L'Harmattan. 2012. ss. 9-22. ISBN 978-963-236-587-9. 
  8. ^ Plato’s Psychology of Action and the Origin of Agency 28 Kasım 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.; "Ancient Theories of Soul" at the Stanford Encyclopedia of Philosophy 23 Mart 2019 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  9. ^ Republic IV 435 e8–9
  10. ^ Republic IV 442 a
  11. ^ Republic IV 439 e3–4
  12. ^ Republic IV 435 e4–8
  13. ^ Dixon, T. 2003. From Passions to Emotions: The Creation of a Secular Psychological Category. Cambridge: Cambridge University Press. p. 39. link 3 Kasım 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi..
  14. ^ "Socrates vs Darwin". Christ's College, Oxford. 30 Kasım 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Kasım 2020. 

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Pisagor</span> İyonyalı filozof, matematik ve gökbilimci

Sisamlı Pisagor, Antik İyonya'nın en ünlü düşünürlerinden birisidir. Yunan düşünür ve Pisagorculuğun kurucusudur. Siyasal ve dinsel öğretilerini daha çok Magna Graecia'da yayan Pisagor, önce Platon ve Aristo'nun felsefelerini sonra ise tüm Batı felsefesini etkiledi. Yaşam öyküsünün çoğu halk efsaneleriyle gölgelendirilmiştir, ancak Sisam adasında bir mücevher oymacısı olan Mnesarchus'un oğlu olduğu neredeyse kesindir.

<span class="mw-page-title-main">Platon</span> Antik Yunan filozofu

Platon veya Eflatun, Antik Yunan filozofu ve bilgesi.

<span class="mw-page-title-main">Reenkarnasyon</span> ölümden sonra ruhun yeniden bedenlendiği inancı

Reenkarnasyon veya ruh göçü, ruhun sürekli olarak tekrar bedenlendiğine inanan spiritüalistlerin bu olaya verdiği addır. Reenkarnasyon kavramı Asya dinlerindeki tenasüh kavramından biraz farklı olmakla birlikte, benzerlik arz eder. Günümüzde ruh göçüne inanan insanların sayısı bir milyarı aşmaktadır. Ayrıca Dürzîlik ve Nusayrîlik gibi Orta Doğu'da yayılmış bazı dinlerde de bu inanış mevcuttur.

<span class="mw-page-title-main">Demokritos</span> Antik Yunan filozofu, Leucippusun öğrencisi, atom teorisinin kurucusu

Demokritos, geliştirdiği atomcu evren teorisi formülasyonu ile tanınan Sokrates öncesi Antik Yunan filozof.

<i>Devlet</i> (Platon)

Devlet, Sokrates'in sağlıklı ve mutlu bir toplum hayatı için düşündüğü devlet modelini anlatan Platon'un bir eseridir. Günümüzdeki devlet felsefesi üzerinde temel kaynaklardan biri olması açısından önemlidir. Aynı zamanda mutluluk felsefesi üzerine yazılmış bir metindir. Eserde Platon'un hocası olan Sokrates'in konuşmaları yer almaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Ruh</span> yaşayan bir varlığın manevi özü

Ruh, can ya da tin; din ve felsefede, insan varlığının fiziksel olmayan yönü ya da özü olarak tanımlanır ve genellikle bireysellikle eşanlamlı olarak ele alınır. Teolojide ruh kişinin tanrısallığa ortak olan kısmı olarak tanımlanır ve genellikle bedenin ölümünden sonra kişinin varlığını sürdüren kısmı olarak ele alınır.

<span class="mw-page-title-main">Heraklitos</span> Yunan filozof

Efesli Heraklitos, döneminde Pers toprakları içinde bulunan Efes'te yaşamış Pre-socratik Yunan filozof. Platon ve Aristoteles'in eserleri de dahil olmak üzere Batı felsefesini geniş ölçüde etkilemiştir. Herakleitos’un yaşadığı şehir daha sonra ilk Yunan filozofların yaşadığı Miletos’a yakındır fakat mahut Miletoslu düşünürlerden herhangi biriyle tanıştığına ve hayatı boyunca seyahat edip etmediğine dair bir bilgi yoktur.

<span class="mw-page-title-main">Pisagorculuk</span>

Pisagorculuk, Pisagor ve takipçileri tarafından Sicilya'da uygulamaya koyulmuş ezoterik ve metafizik inançlar içeren felsefi bir öğretidir. İlk Pisagorcuların benzeri görüşlerini benimseyen daha sonraki oluşumlar Yeni Pisagorculuk terimi altında ele alınır.

<span class="mw-page-title-main">Mantinealı Diotima</span>

Mantinealı Diotima, bir Antik Yunan'ın adı veya takma adıdır. Mantinealı Diotima'nın Arkadya'da bir rahibe olduğu varsayılmaktadır. Sokrates'in hocası olduğu bildirilmektedir. Böyle bir kişinin olup olmadığı bir bilmeceye dönüşmüş görünmektedir. Ancak Antik yazarların onun varlığından kuşku duymadıkları söylenebilir. Platon'un Symposium ("Şölen") diyaloğundaki karakter, muhtemelen MÖ. 440 civarında yaşadığı belirtilen gerçek bir tarihi figürdür. Diyalogdaki Sokrates karakteri tarafından aktarılan Eros fikirleri ve doktrini, bugün Platonik aşk olarak bilinen kavramın kökenidir. Platon, bu diyalogda Diotima'nun ağzından, Eros'u anlatır ve onu "güzellik sevgisi" anlamında tanımlayarak aşk'ı yüceltir.

<span class="mw-page-title-main">Anaksagoras</span> MÖ 5. yüzyıl Yunan filozofu

Anaksagoras, Klazomenailı olup, Sokrates öncesi düşünürlerden bir tanesidir. Ana madde ve ilk hareket ettirici neden öğretisi vardır.

<span class="mw-page-title-main">Filolaos</span> Yunan filozof, astronom ve Pisagorcu (MÖ yak. 470 - yak. 385)

Filolaos Pisagorcu ve Sokrates öncesi bir Yunan filozof idi. Her şeyin temelinde, uyum içinde bir araya gelen, sınırlayıcı ve sınırsızın oynadığı rol olduğunu savundu. Ayrıca, Dünya'nın Evrenin merkezi olmadığı teorisi olan güneşmerkezciliğin ortaya çıkmasıyla da tanınır. Nicomachus'tan alıntı yapan August Böckh'e (1819) göre Philolaus, Pisagor'un halefiydi. MÖ 5. yüzyılda Pisagorcu okulun önemli filozoflarından biri olmuştur. Çoğulculuk Okulu gibi Pisagorcuların da çatışan iki görüş arasında bir çözüm arayışında oldukları söylenebilir. Bir yanda sürekli olarak değişen bir evren düşüncesi, öte yandan değişmez bir evren düşüncesi arasındaki çatışmadır söz konusu olan. Pisagorcular bu yönde çözümlerini matematikte bulmaya çalışırlar. Filolaus da diğer Pisagorcu filozoflar gibi matematik ve müzik ile ilgilenmiş, evrenin ve varlığın açıklanmasında bunlardan yararlanmıştır. O da diğerleri gibi evrenin temelinin sayı olduğu fikrinden hareket etmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Eşitlikçilik</span>

Eşitlikçilik veya egaliteryanizm bir ya da tüm canlı varlıklar için belirli kategorilerde eşitlik talebinde bulunan düşünce biçimidir.

<span class="mw-page-title-main">Felsefe</span> soyut, genel ve temel birtakım probleme ilişkin yapılan sistematik çalışma

Felsefe veya düşünbilim; varlık, bilgi, değerler, gerçek, doğruluk, zihin ve dil gibi konularla ilgili soyut, genel ve temel problemlere ilişkin yapılan sistematik çalışmalardır. Felsefe ile uğraşan kişilere filozof denir.

<span class="mw-page-title-main">Antik Yunan felsefesi</span>

Antik Yunan felsefesi, MÖ. 6. yüzyılda başlamış ve Hellenistik çağ ile Roma İmparatorluğu arasında devam etmiştir. Felsefe kelimesi Yunanlar tarafından kullanılmaya başlandı. Önceleri bilimi, matematiği, siyaseti ve etiği de kapsayan bir terimdi. Yunan felsefesi Batı medeniyetinin bir ürünüydü. Roma'da, Rönesans'ta, Aydınlanma çağında ve İslam filozofları tarafından kullanıldı. Yunan felsefesi Antik Yakın Doğu felsefesinden etkilenmiş olabilir.

İyi ideası ya da Platon felsefesindeki bir kavramdır. Platon'un cumhuriyet diyaloğunda (508e2-3) Sokrates karakteriyle anlatılır. Bu form, eğitim gören bir filozofun bir filozof-krala ilerlemesini sağlayan formdur. Açıkça görülemez veya açıklanamaz, ancak kişinin diğer tüm formları gerçekleştirmesine izin veren formdur. İyinin tanımı, içinde belirli iyi şeylerin paylaştığı, uzay ve zamanın dışında var olan mükemmel, ebedi ve değişmeyen bir Formdur.

<span class="mw-page-title-main">İamblihos</span> Suriyeli Neoplatonist filozof (yaklaşık 245 – yaklaşık 325)

Iamblichus Arap kökenli Suriyeli bir Neoplatonist filozoftur. Daha sonra Neoplatonik felsefe tarafından izlenecek yönü belirledi. Aynı zamanda Yunan mistik, filozof ve matematikçi Pisagor'un biyografi yazarıdır.

Felsefede, kimlik, Latince identitas ("benzerlik") kelimesinden gelir ve her şeyin yalnızca kendisiyle olan ilişkisi demektir. Özdeşlik kavramı, ayırt edilemeyen özdeşlik ve zamanla değişen kişisel kimlik de dahil olmak üzere birçok felsefi sorgulamanın oluşmasına yol açar. Niteliksel özdeşlik ve sayısal özdeşlik arasındaki ayrımı yapabilmek önemlidir. Örneğin, annesi seyrederken birbiriyle aynı bisikletleri kullanan iki çocuğun yarıştığı varsayılırsa, bir yanda iki çocuğun aynı bisikleti kullanması, diğer yanda aynı anneye sahip olması arasındaki farktır. Burada işlenecek konu daha katı şekilde olan sayısal özdeşliktir. Felsefi kimlik kavramı, psikoloji ve sosyal bilimlerde kullanılan ve daha aşina olunan kimlik kavramından farklıdır. Felsefi kavram daha çok x ve y'nin sadece ve sadece tek ve aynı şey veya birbirleri ile birebir eş olanlar arasındaki ilişkiye odaklıdır. Sosyolojik kimlik kavramı ise bu durumun aksine, kişinin benlik algısı, sosyal sunumu ve daha genel anlamda kişinin kendisini diğerlerinden ayıran benzersiz veya niteliksel özelliklerine odaklıdır

<span class="mw-page-title-main">Algı felsefesi</span> Felsefi Yaklaşım

Algı felsefesi, algısal deneyimin doğası ve algısal verilerin durumuyla, özellikle de dünya hakkındaki inançlar veya dünya hakkındaki bilgilerle nasıl ilişkili olduklarıyla ilgilidir. Herhangi bir açık algı açıklaması, çeşitli ontolojik veya metafizik görüşlerden birine bağlılığı gerektirir. Filozoflar, nesnelerin algılarının ve bunlarla ilgili bilgi veya inançların bireyin zihninin yönleri olduğunu varsayan içselci açıklamaları ve bunların bireyin dışındaki dünyanın gerçek yönlerini oluşturduklarını belirten dışsalcı açıklamaları birbirinden ayırır. Son zamanlardaki felsefi çalışmalar, tek görme paradigmasının ötesine geçerek algının felsefi özelliklerini genişletmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Hareket felsefesi</span>

Hareket felsefesi, hareketin varlığı ve doğası hakkındaki soruları keşfetmekle ilgilenen bir felsefe dalıdır.

Benlik felsefesi bir deneyim öznesini diğer deneyimlerden farklı kılan birçok kimlik koşulunun incelenmesidir. Benlik bazen temelde bilinç, farkındalık ve failliğe bağlı birleşik bir varlık olarak anlaşılır.