Platon'un İdeal Devlet Anlayışı
Platon'un ideal devlet anlayışında insan ile devlet bir tutulmuştur. Platon'a göre devlet denilen mekanizma büyütülmüş insandır. Platon insanın ruh ve bedenden oluştuğunu, insan ruhunu da istekler, akıl ve irade olmak üzere üç bölüme ayırmıştır. Platon'un devlet anlayışı da üç bölüme ayrılmıştır.[1] Yöneticiler akla, savaşçılar-devleti korumakla yükümlü olan kişiler iradeye ve meslek sahibi sınıf ise ruhun istekler bölümüne tekabül etmektedir. Platon'a göre devlette bulunan bu üç kısım aklıyla, iradesiyle ve istekleriyle birbiri arasında çatışmaya girmeden, sağlıklı bir şekilde yaşarsa ideal devlet meydana gelecektir.[2] Ona göre ideal devleti aristokratlar yönetmelidir.
Devlet ve İnsan
Platon toplumun ya da aynı anlama gelen devletin insanların arzularına bağlı olmadığını, tümüyle doğal bir oluşum olarak karşımıza çıktığını savunmuştur.[3] Toplumun sade, yalın yaşamını yitirmesi, yani gereksinimlerin, lüks tutkusunun artması iş bölümünün bozulmasına neden olmuştur. Platon, devleti başka deyişle toplumu doğal olan iş bölümüne dayandırmıştır. Devleti canlı bir organizma gibi düşünmektedir. Ona göre devletin her organı ancak bütün yapı içinde yaşamını sürdürebilecektir. Bu nedenle birey toplum dışında var olamayacak; toplum da bireylerle var olacaktır.[4]
Platon'da İdeal Yönetim Biçimleri
Platon siyasete dair yazdığı Devlet, Devlet Adamı ve Yasalar gibi eserlerinde ideal devletini oluştururken, o güne kadar var olan yönetim biçimlerinin eksiklikleri onun ideal devlet kuramını şekillendirmesinde etkili olmuştur. Platon, bu yönetim biçimlerinin sayısı konusunda tereddütlü davranmaktadır. Devlet Adamın'nda önce "monarşi", "oligarşi" ve "demokrasi" olmak üzere üç yönetim biçiminden bahsetmiştir. Devamında bu üç devlet şeklini kanunları uygun olup olmaması açısından altıya çıkarmıştır. Bunlar; "timokrasi", "monarşi", "tiranlık", "aristokrasi" "oligarşi" ve "demokrasi" idir.[5] Devlet'te ise kaç çeşit insan yaradılışı varsa o kadar da devlet biçimi olduğunu söylemiştir. Burada da beş çeşit insanı ve karşılığında da beş çeşit devlet biçimini sıralar; "aristokrasi" "timokrasi", "oligarşi", "demokrasi" ve "tiranlık".[6] Bu devlet biçimlerinin yanında, Platon Yasalar'da var olan ilk yönetim biçimi olarak gösterilen "patriarşi" adı verilen devlet şeklinden de bahsetmiştir.
Patriarşi
İdeal devlete en yakın devlet tarzıdır. Özel mülkiyet ve zenginliğin baş göstermediği, herkesin en yaşlı etrafında toplandığı gelenek ve ataların sözleri dışında yazılı yasalara ihtiyaç duyulmayan yalın bir devlet tarzıdır. Platon, bu topluluğun kendi aralarında bir kral seçmelerinden sonra var olan başkanlık düzeninden aristokrasiye ya da krallığa geçtiklerini belirtir.[7]
Monarşi ve Aristokrasi
Patriarşi yönetimindeki bahsedilen topluluk büyüdüğünde, farklı gelenek ve göreneklere sahip aileler ortaya çıkmıştır ve bunlar çoğaldığında düzeni sağlayacak kanunlara gereksinim duyulmuştur. Böylece konulan kanunlar ile yeni bir yönetim şekline geçilmiştir. Bu yönetim, tek bir aile şefinin elinde olursa monarşi kurulmuş olur.[8] Aile şefleri bir araya gelerek yönetime sahip olurlarsa ortaya aristokrasi çıkar.[9] Platon yönetme sanatına kalabalığın, yani çoğunluğun sahip olamayacağını düşünür. Ona göre, ideal yönetim tek bir kişinin ya da seçkin bir grubun başta olduğu yönetimdir.[10]
Platon'da İdeal Olmayan Yönetim Biçimleri
Timokrasi
Aristokrasi düzeninin bozulması sonucu ortaya çıkar. Monark veya aristokratların bilgelik ve doğruluktan daha ziyade şan ve şöhrete önem vermesi, şan ve ün peşinde koşan askerlerin yönetim ele geçirmesiyle kurulmuş olan yönetimdir. Bu tür yöneticiler sadece kendi menfaatlerini önemseyip ve yönetilenler üzerinde şiddet yoluyla kendi zenginliklerini arttırmayı amaçlamışlardır.[11] Platon, şan şeref arayan insanın karşısında gösterdiği bu yönetim şekline Girit ve Lakedemonya devlet şekilleri örnek gösterir.[12] Bu yönetim şekli, ideal devletin bozulmasıyla, yani ruhun ya da devletin içindeki akla dayalı yanın, akıl dışı tarafından sürülüp atılmasıyla ortaya çıkar. Bu yönetimde, iyilik ve kötülük birbirine karışmıştır.[13] Varlık sahibi olmayı ölçü alan, yoksulların yönetime hiç katılmadığı, para ve maddiyatın ön plana çıktığı ideal olmayan devlet biçimlerindendir.
Oligarşi
Para üzerine, zengin yurttaşların verdiği vergi nispeti üzerine kurulu bir yönetim şeklidir. Gelir üzerine dayanan, zenginlerin yönettiği, yoksulların yönetime katılmadığı, filozofların düşüncelerinin yönetime karışmadığı bir düzen olan oligarşi, servet biriktirme arzusundan doğar.[14] Ekonomik eşitsizliklerle toplum parçalanmıştır bunun yanında, yönetici grubun birliği de zenginlik hırsı ile dağılmıştır. Ezilen, hor görülen yurttaş kalabalığı, paranın gücüne dayanan bu devleti şiddetle yıkarlar.[15] Bu da oligarşinin sonunu getirir.[16] Platon için devlette tek kişinin yönetiminin başında olmasını, mümkün değilse birden fazla kişinin yönetiminin başında olması gerektiğini vurgular. Oligarşi ise yönetimin bir grup tarafından sağlandığı bir yönetim biçimidir. Platon için oligarşi ideal devletin uzağındadır. Çünkü o devleti yönetim sanatına hiçbir zaman zenginlerin sahip olamayacağını belirtir.[17]
Demokrasi
Platon'a göre zengin sınıfın alabildiğine zengin olma isteği sonucu demokratik düzene geçilmiştir. Soylu ve cesur kişilerin birleşerek site düzenini yıkması sonucunda demokrasi kurulmuştur. Böylece dileyenin dilediği gibi yaşadığı, herkesin kendisine bir düzen kurduğu bir "düzen panayırı" ortaya çıkar ki, bu da düzensizliğin ayrı bir türüdür.[18] Platon, demokrasiyi çekici, anarşik, eşit kadar eşitsize de bir türlü eşitlik veren bir yönetim olarak görmektedir.[19] Platon demokraside üç sınıftan bahseder: Oligarşideki yönetici sınıftan çok daha kalabalık olan yöneticiler, zenginler ve küçük gelirli halktır.[20] Yöneticilerin, zenginler ile diğer sınıf arasında denge kurma çabaları kutuplaşmayı engelleyememiştir. Platon'a göre demokrasi yönetiminde özgürlük düşüncesinin her yere yayılmaması imkansızdır. Satın alınmış kadın, erkek köleler, kendilerini satın almış kişiler kadar özgürlerdir. Sıradan bir insanın yönetimde yer alması Platon için büyük bir tehlike oluşturmaktadır. Çünkü o her işin ustası tarafından yapılmasını ısrarla savunmuştur. Oysa demokrasi, yönetimi bu işin ustaları denilecek az sayıda kişiye değil, halka yani çoğunluğa bırakmaktadır. Çoğunluğun yönetimi Platon için asla doğru bir yönetim şekli değildir. O, bilgisiz ve tasasız devlet yönetme şekli olarak gördüğü demokrasiyi, filozof-kral yönetimindeki aristokratik devlet ile değiştirmeyi önermektedir.[21]
Tiranlık
Demokrasinin yarattığı aşırılık ve kaos ortamında menfaatlerini korumaya çalışan zenginler yeniden oligarşiyi kurmaya çalışmışlardır, buna karşılık halkın onlara karşı mücadele vermesi için içlerinden birisine olağanüstü yetkiler vererek tiranlık sisteminin ortaya çıkmasına yol açmışlardır. Tiran, halkı baş kaldırmaması için vergilerle ezerek yoksullaştırmıştır. Şiddet üzerine kurulu olan iktidar, halkın hep korku içinde yaşamasına neden olmuştur. Tiran, devlette kötüyü hâkim kılmıştır. Platon'a göre nasıl aklın denetimindeki aristokratik devlet, yönetimlerin en iyisi ve en mutlusu ise, aynı şekilde hırs ve arzunun kölesi olan tiranın yönettiği devlette, yönetimlerin en kötüsü ve en mutsuz olunanıdır.[22] Platon'a göre tiran, mutlak iktidarını felsefe lehinde kullanacak olursa ya kendisi filozof-kral olur, yahutta filozof-kralı dinlerse, aranılan devleti kurmakta öteki resimlerden daha yararlı olabilir.[23] Platon, tiranlıktan sonra bir yönetim tarzı belirtmemekle beraber eğer tiranlar ıslah edilebilirlerse ideal devlete geçişin çok hızlı olabileceğini savunmuştur.[24]
Platoncu İdeal Devlet Düzeninde Akıl ve Filozof-Kral
Platon, ideal devletini oluştururken, "tek bir şey var ki, onu değiştirirsek, sanırım bu devletin durumu değişir" dediği filozof-kralın ideal devlet sistemindeki yerini belirtirken, filozof-kralın toplumsal yaşamda kötülüklere son vermesi ve siyasal istikrarın sağlanmasındaki önemine vurgu yapar.[25] Platon'a göre filozoflar bütünü ve gerçeği görmeyi severler. Bu yüzden Platon, dönemindeki filozof tanımlarından farklı olarak, insanın gücü yettiği ölçüde Tanrının fiillerine benzemesi ebedi ve tümel olan varlıkların hakikatini, mahiyet ve sebeplerini bilmesi, hakikati sevmesi, formlar ya da idealar dünyasının âşıkları ve gözlemcisi gibi tariflerle filozofa yeni tanımlar katmıştır.[26] Platon, ideal sitede filozofun görevini anlatırken, "âlemde Demiurgos, insan ruhunda akıllı parça neyse, sitede de filozof odur ve tanrısal aklı temsil eder" diyerek, site için onların önemine değinir.[27] Platon'a göre ideal site yönetiminde eğitim, iyinin elde edilmesidir. Bilginin en yüksek konusu iyi kavramı ya da ideasıdır. Bu bilgi sitede düzene ve erdeme dair ne varsa hepsini bütünleyen en yüksek ilkedir. Bu yüzden, kurulan devletin eksiksiz olması için, bu bilgiye ulaşan ve önem veren en azından bir yönetici bulunması gerekir.[28]
Kaynakça
- ^ Brand, Russell (2016). Batı Felsefesi Tarihi (1 bas.). İstanbul: ALFA.
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 22 Haziran 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Nisan 2022.
- ^ Yalçınkaya, Ayben. "Siyasi Düşünceler Tarihi" (PDF). 24 Kasım 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 19 Haziran 2020.
- ^ Platon (2000). Devlet. İstanbul: Türkiye İş Bankası.
- ^ Eflâtun (1994). Devlet Adamı. İstanbul: MEB. s. 68.
- ^ Platon (2000). Devlet. İstanbul: Türkiye İş Bankası. s. 646.
- ^ Platon (1994). Yasalar (I.-XII. Kitaplar). İstanbul: Kabalcı.
- ^ Vural, Betül. "Platon ve Farabi'nin Siyaset Felsefelerinde İdeal Yönetim" (PDF). 21 Aralık 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 18 Nisan 2022.
- ^ Ağaoğulları, Mehmet Ali (1989). Eski Yunan'da Siyaset Felsefesi. Ankara: V. s. 161.
- ^ Platon (2000). Devlet. İstanbul: Türkiye İş Bankası. s. 647.
- ^ Başıbüyük, Ozan. "İlkel Topluluk ve Düşünüş" (PDF). 24 Haziran 2020 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Haziran 2020.
- ^ Platon (2000). Devlet. İstanbul: Türkiye İş Bankası. s. 646.
- ^ Göze, Ayferi (1995). Siyasi Düşünceler ve Yönetimler. İstanbul: Beta.
- ^ Michels, Robert. "Demokrasi ve Oligarşinin Tunç Kanunu" (PDF). 16 Mayıs 2011 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Haziran 2020.
- ^ Ağaoğulları, Mehmet Ali (1989). Eski Yunan'da Siyaset Felsefesi. Ankara: V. s. 63.
- ^ Karasan, Mehmet (1964). Eflâtun'un Devlet Görüşü. İstanbul: MEB. s. 63.
- ^ Platon (1994). Yasalar (I.-XII. Kitaplar). İstanbul: Kabalcı. s. 53.
- ^ Platon (2000). Devlet. İstanbul: Türkiye İş Bankası. s. 658.
- ^ Karasan, Mehmet (1995). Eflâtun'un Devlet Görüşü. İstanbul: MEB. s. 65.
- ^ Platon (2000). Devlet. İstanbul: Türkiye İş Bankası. ss. 668-669.
- ^ Hacıkulaoğlu, Hale (1991). Platon'un Devlet Kuramı. İstanbul: Ara. s. 41.
- ^ Tosun, Sibel. "Platon ve Farabi'nin Siyaset Felsefelerinin Karşılaştırılması ve Siyaset Felsefelerinde Erdem" (PDF). 21 Aralık 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 18 Nisan 2022.
- ^ Platon (2000). Devlet. İstanbul: Türkiye İş Bankası. s. 674.
- ^ Yılmaz, Zafer. "Platon'un Tiranlık Eleştirisi" (PDF). 21 Aralık 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 18 Nisan 2022.
- ^ Hacıkulaoğlu, Hale (1991). Platon'un Devlet Kuramı. İstanbul: Ara. s. 36.
- ^ Popper, Karl R. (1989). Açık Toplum ve Düşmanları (1.Cilt bas.). İstanbul: Remzi Kitapevi. s. 144.
- ^ Cevizci, Ahmet (199). Paradigma Felsefe Sözlüğü. İstanbul: Paradigma. ss. 210-211.
- ^ Platon (2000). Devlet. İstanbul: Türkiye İş Bankası. ss. 604-605.