İçeriğe atla

Platon'un İdeal Devlet Anlayışı

Platon'un ideal devlet anlayışında insan ile devlet bir tutulmuştur. Platon'a göre devlet denilen mekanizma büyütülmüş insandır. Platon insanın ruh ve bedenden oluştuğunu, insan ruhunu da istekler, akıl ve irade olmak üzere üç bölüme ayırmıştır. Platon'un devlet anlayışı da üç bölüme ayrılmıştır.[1] Yöneticiler akla, savaşçılar-devleti korumakla yükümlü olan kişiler iradeye ve meslek sahibi sınıf ise ruhun istekler bölümüne tekabül etmektedir. Platon'a göre devlette bulunan bu üç kısım aklıyla, iradesiyle ve istekleriyle birbiri arasında çatışmaya girmeden, sağlıklı bir şekilde yaşarsa ideal devlet meydana gelecektir.[2] Ona göre ideal devleti aristokratlar yönetmelidir.

Devlet ve İnsan

Platon toplumun ya da aynı anlama gelen devletin insanların arzularına bağlı olmadığını, tümüyle doğal bir oluşum olarak karşımıza çıktığını savunmuştur.[3] Toplumun sade, yalın yaşamını yitirmesi, yani gereksinimlerin, lüks tutkusunun artması iş bölümünün bozulmasına neden olmuştur. Platon, devleti başka deyişle toplumu doğal olan iş bölümüne dayandırmıştır. Devleti canlı bir organizma gibi düşünmektedir. Ona göre devletin her organı ancak bütün yapı içinde yaşamını sürdürebilecektir. Bu nedenle birey toplum dışında var olamayacak; toplum da bireylerle var olacaktır.[4]

Platon'da İdeal Yönetim Biçimleri

Platon siyasete dair yazdığı Devlet, Devlet Adamı ve Yasalar gibi eserlerinde ideal devletini oluştururken, o güne kadar var olan yönetim biçimlerinin eksiklikleri onun ideal devlet kuramını şekillendirmesinde etkili olmuştur. Platon, bu yönetim biçimlerinin sayısı konusunda tereddütlü davranmaktadır. Devlet Adamın'nda önce "monarşi", "oligarşi" ve "demokrasi" olmak üzere üç yönetim biçiminden bahsetmiştir. Devamında bu üç devlet şeklini kanunları uygun olup olmaması açısından altıya çıkarmıştır. Bunlar; "timokrasi", "monarşi", "tiranlık", "aristokrasi" "oligarşi" ve "demokrasi" idir.[5] Devlet'te ise kaç çeşit insan yaradılışı varsa o kadar da devlet biçimi olduğunu söylemiştir. Burada da beş çeşit insanı ve karşılığında da beş çeşit devlet biçimini sıralar; "aristokrasi" "timokrasi", "oligarşi", "demokrasi" ve "tiranlık".[6] Bu devlet biçimlerinin yanında, Platon Yasalar'da var olan ilk yönetim biçimi olarak gösterilen "patriarşi" adı verilen devlet şeklinden de bahsetmiştir.

Patriarşi

İdeal devlete en yakın devlet tarzıdır. Özel mülkiyet ve zenginliğin baş göstermediği, herkesin en yaşlı etrafında toplandığı gelenek ve ataların sözleri dışında yazılı yasalara ihtiyaç duyulmayan yalın bir devlet tarzıdır. Platon, bu topluluğun kendi aralarında bir kral seçmelerinden sonra var olan başkanlık düzeninden aristokrasiye ya da krallığa geçtiklerini belirtir.[7]

Monarşi ve Aristokrasi

Patriarşi yönetimindeki bahsedilen topluluk büyüdüğünde, farklı gelenek ve göreneklere sahip aileler ortaya çıkmıştır ve bunlar çoğaldığında düzeni sağlayacak kanunlara gereksinim duyulmuştur. Böylece konulan kanunlar ile yeni bir yönetim şekline geçilmiştir. Bu yönetim, tek bir aile şefinin elinde olursa monarşi kurulmuş olur.[8] Aile şefleri bir araya gelerek yönetime sahip olurlarsa ortaya aristokrasi çıkar.[9] Platon yönetme sanatına kalabalığın, yani çoğunluğun sahip olamayacağını düşünür. Ona göre, ideal yönetim tek bir kişinin ya da seçkin bir grubun başta olduğu yönetimdir.[10]

Platon'da İdeal Olmayan Yönetim Biçimleri

Timokrasi

Aristokrasi düzeninin bozulması sonucu ortaya çıkar. Monark veya aristokratların bilgelik ve doğruluktan daha ziyade şan ve şöhrete önem vermesi, şan ve ün peşinde koşan askerlerin yönetim ele geçirmesiyle kurulmuş olan yönetimdir. Bu tür yöneticiler sadece kendi menfaatlerini önemseyip ve yönetilenler üzerinde şiddet yoluyla kendi zenginliklerini arttırmayı amaçlamışlardır.[11] Platon, şan şeref arayan insanın karşısında gösterdiği bu yönetim şekline Girit ve Lakedemonya devlet şekilleri örnek gösterir.[12] Bu yönetim şekli, ideal devletin bozulmasıyla, yani ruhun ya da devletin içindeki akla dayalı yanın, akıl dışı tarafından sürülüp atılmasıyla ortaya çıkar. Bu yönetimde, iyilik ve kötülük birbirine karışmıştır.[13] Varlık sahibi olmayı ölçü alan, yoksulların yönetime hiç katılmadığı, para ve maddiyatın ön plana çıktığı ideal olmayan devlet biçimlerindendir.

Oligarşi

Para üzerine, zengin yurttaşların verdiği vergi nispeti üzerine kurulu bir yönetim şeklidir. Gelir üzerine dayanan, zenginlerin yönettiği, yoksulların yönetime katılmadığı, filozofların düşüncelerinin yönetime karışmadığı bir düzen olan oligarşi, servet biriktirme arzusundan doğar.[14] Ekonomik eşitsizliklerle toplum parçalanmıştır bunun yanında, yönetici grubun birliği de zenginlik hırsı ile dağılmıştır. Ezilen, hor görülen yurttaş kalabalığı, paranın gücüne dayanan bu devleti şiddetle yıkarlar.[15] Bu da oligarşinin sonunu getirir.[16] Platon için devlette tek kişinin yönetiminin başında olmasını, mümkün değilse birden fazla kişinin yönetiminin başında olması gerektiğini vurgular. Oligarşi ise yönetimin bir grup tarafından sağlandığı bir yönetim biçimidir. Platon için oligarşi ideal devletin uzağındadır. Çünkü o devleti yönetim sanatına hiçbir zaman zenginlerin sahip olamayacağını belirtir.[17]

Demokrasi

Platon'a göre zengin sınıfın alabildiğine zengin olma isteği sonucu demokratik düzene geçilmiştir. Soylu ve cesur kişilerin birleşerek site düzenini yıkması sonucunda demokrasi kurulmuştur. Böylece dileyenin dilediği gibi yaşadığı, herkesin kendisine bir düzen kurduğu bir "düzen panayırı" ortaya çıkar ki, bu da düzensizliğin ayrı bir türüdür.[18] Platon, demokrasiyi çekici, anarşik, eşit kadar eşitsize de bir türlü eşitlik veren bir yönetim olarak görmektedir.[19] Platon demokraside üç sınıftan bahseder: Oligarşideki yönetici sınıftan çok daha kalabalık olan yöneticiler, zenginler ve küçük gelirli halktır.[20] Yöneticilerin, zenginler ile diğer sınıf arasında denge kurma çabaları kutuplaşmayı engelleyememiştir. Platon'a göre demokrasi yönetiminde özgürlük düşüncesinin her yere yayılmaması imkansızdır. Satın alınmış kadın, erkek köleler, kendilerini satın almış kişiler kadar özgürlerdir. Sıradan bir insanın yönetimde yer alması Platon için büyük bir tehlike oluşturmaktadır. Çünkü o her işin ustası tarafından yapılmasını ısrarla savunmuştur. Oysa demokrasi, yönetimi bu işin ustaları denilecek az sayıda kişiye değil, halka yani çoğunluğa bırakmaktadır. Çoğunluğun yönetimi Platon için asla doğru bir yönetim şekli değildir. O, bilgisiz ve tasasız devlet yönetme şekli olarak gördüğü demokrasiyi, filozof-kral yönetimindeki aristokratik devlet ile değiştirmeyi önermektedir.[21]

Tiranlık

Demokrasinin yarattığı aşırılık ve kaos ortamında menfaatlerini korumaya çalışan zenginler yeniden oligarşiyi kurmaya çalışmışlardır, buna karşılık halkın onlara karşı mücadele vermesi için içlerinden birisine olağanüstü yetkiler vererek tiranlık sisteminin ortaya çıkmasına yol açmışlardır. Tiran, halkı baş kaldırmaması için vergilerle ezerek yoksullaştırmıştır. Şiddet üzerine kurulu olan iktidar, halkın hep korku içinde yaşamasına neden olmuştur. Tiran, devlette kötüyü hâkim kılmıştır. Platon'a göre nasıl aklın denetimindeki aristokratik devlet, yönetimlerin en iyisi ve en mutlusu ise, aynı şekilde hırs ve arzunun kölesi olan tiranın yönettiği devlette, yönetimlerin en kötüsü ve en mutsuz olunanıdır.[22] Platon'a göre tiran, mutlak iktidarını felsefe lehinde kullanacak olursa ya kendisi filozof-kral olur, yahutta filozof-kralı dinlerse, aranılan devleti kurmakta öteki resimlerden daha yararlı olabilir.[23] Platon, tiranlıktan sonra bir yönetim tarzı belirtmemekle beraber eğer tiranlar ıslah edilebilirlerse ideal devlete geçişin çok hızlı olabileceğini savunmuştur.[24]

Platoncu İdeal Devlet Düzeninde Akıl ve Filozof-Kral

Platon, ideal devletini oluştururken, "tek bir şey var ki, onu değiştirirsek, sanırım bu devletin durumu değişir" dediği filozof-kralın ideal devlet sistemindeki yerini belirtirken, filozof-kralın toplumsal yaşamda kötülüklere son vermesi ve siyasal istikrarın sağlanmasındaki önemine vurgu yapar.[25] Platon'a göre filozoflar bütünü ve gerçeği görmeyi severler. Bu yüzden Platon, dönemindeki filozof tanımlarından farklı olarak, insanın gücü yettiği ölçüde Tanrının fiillerine benzemesi ebedi ve tümel olan varlıkların hakikatini, mahiyet ve sebeplerini bilmesi, hakikati sevmesi, formlar ya da idealar dünyasının âşıkları ve gözlemcisi gibi tariflerle filozofa yeni tanımlar katmıştır.[26] Platon, ideal sitede filozofun görevini anlatırken, "âlemde Demiurgos, insan ruhunda akıllı parça neyse, sitede de filozof odur ve tanrısal aklı temsil eder" diyerek, site için onların önemine değinir.[27] Platon'a göre ideal site yönetiminde eğitim, iyinin elde edilmesidir. Bilginin en yüksek konusu iyi kavramı ya da ideasıdır. Bu bilgi sitede düzene ve erdeme dair ne varsa hepsini bütünleyen en yüksek ilkedir. Bu yüzden, kurulan devletin eksiksiz olması için, bu bilgiye ulaşan ve önem veren en azından bir yönetici bulunması gerekir.[28]

Kaynakça

  1. ^ Brand, Russell (2016). Batı Felsefesi Tarihi (1 bas.). İstanbul: ALFA. 
  2. ^ "Arşivlenmiş kopya". 22 Haziran 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Nisan 2022. 
  3. ^ Yalçınkaya, Ayben. "Siyasi Düşünceler Tarihi" (PDF). 24 Kasım 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 19 Haziran 2020. 
  4. ^ Platon (2000). Devlet. İstanbul: Türkiye İş Bankası. 
  5. ^ Eflâtun (1994). Devlet Adamı. İstanbul: MEB. s. 68. 
  6. ^ Platon (2000). Devlet. İstanbul: Türkiye İş Bankası. s. 646. 
  7. ^ Platon (1994). Yasalar (I.-XII. Kitaplar). İstanbul: Kabalcı. 
  8. ^ Vural, Betül. "Platon ve Farabi'nin Siyaset Felsefelerinde İdeal Yönetim" (PDF). 21 Aralık 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 18 Nisan 2022. 
  9. ^ Ağaoğulları, Mehmet Ali (1989). Eski Yunan'da Siyaset Felsefesi. Ankara: V. s. 161. 
  10. ^ Platon (2000). Devlet. İstanbul: Türkiye İş Bankası. s. 647. 
  11. ^ Başıbüyük, Ozan. "İlkel Topluluk ve Düşünüş" (PDF). 24 Haziran 2020 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Haziran 2020. 
  12. ^ Platon (2000). Devlet. İstanbul: Türkiye İş Bankası. s. 646. 
  13. ^ Göze, Ayferi (1995). Siyasi Düşünceler ve Yönetimler. İstanbul: Beta. 
  14. ^ Michels, Robert. "Demokrasi ve Oligarşinin Tunç Kanunu" (PDF). 16 Mayıs 2011 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Haziran 2020. 
  15. ^ Ağaoğulları, Mehmet Ali (1989). Eski Yunan'da Siyaset Felsefesi. Ankara: V. s. 63. 
  16. ^ Karasan, Mehmet (1964). Eflâtun'un Devlet Görüşü. İstanbul: MEB. s. 63. 
  17. ^ Platon (1994). Yasalar (I.-XII. Kitaplar). İstanbul: Kabalcı. s. 53. 
  18. ^ Platon (2000). Devlet. İstanbul: Türkiye İş Bankası. s. 658. 
  19. ^ Karasan, Mehmet (1995). Eflâtun'un Devlet Görüşü. İstanbul: MEB. s. 65. 
  20. ^ Platon (2000). Devlet. İstanbul: Türkiye İş Bankası. ss. 668-669. 
  21. ^ Hacıkulaoğlu, Hale (1991). Platon'un Devlet Kuramı. İstanbul: Ara. s. 41. 
  22. ^ Tosun, Sibel. "Platon ve Farabi'nin Siyaset Felsefelerinin Karşılaştırılması ve Siyaset Felsefelerinde Erdem" (PDF). 21 Aralık 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 18 Nisan 2022. 
  23. ^ Platon (2000). Devlet. İstanbul: Türkiye İş Bankası. s. 674. 
  24. ^ Yılmaz, Zafer. "Platon'un Tiranlık Eleştirisi" (PDF). 21 Aralık 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 18 Nisan 2022. 
  25. ^ Hacıkulaoğlu, Hale (1991). Platon'un Devlet Kuramı. İstanbul: Ara. s. 36. 
  26. ^ Popper, Karl R. (1989). Açık Toplum ve Düşmanları (1.Cilt bas.). İstanbul: Remzi Kitapevi. s. 144. 
  27. ^ Cevizci, Ahmet (199). Paradigma Felsefe Sözlüğü. İstanbul: Paradigma. ss. 210-211. 
  28. ^ Platon (2000). Devlet. İstanbul: Türkiye İş Bankası. ss. 604-605. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Demokrasi</span> tüm bireylerin eşit haklara sahip olduğu yönetim biçimi

Demokrasi veya el erki, halkın yasaları müzakere etme ve yasal düzenlemelere karar verme yetkisine veya bunu yapmak için yönetim görevlilerini seçme yetkisine sahip olduğu bir yönetim biçimidir. Kimin "halk" kabul edildiği ve yetkinin insanlar arasında nasıl paylaşıldığı veya hangi yetkilerin verildiği konuları zaman içinde ve farklı ülkelerde farklı oranlarda değişiklik göstermiştir. Demokrasinin özellikleri arasında genellikle toplanma özgürlüğü, örgütlenme özgürlüğü, mülkiyet hakları, din özgürlüğü, ifade özgürlüğü, vatandaşlık, yönetilenlerin rızası, genel oy hakkı, özgürlük hakkından ve yaşam hakkından haksız yere mahrum bırakılmamak ve azınlık hakları yer alır. Türkçeye kelimesinden geçmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Platon</span> Antik Yunan filozofu

Platon veya Eflatun, Antik Yunan filozofu ve bilgesi.

<span class="mw-page-title-main">Oligarşi</span> küçük ve ayrıcalıklı bir grubun iktidarda olduğu yönetim şekli

Oligarşi veya takım erki, küçük ve ayrıcalıklı bir grubun iktidarda olduğu yönetim şeklidir. Oligarşinin üyesi ya da destekçisi olan kişi ya da grupları tanımlamak için oligark terimi kullanılır.

Siyaset veya politika, gruplar arasında kararların alındığı veya bireyler arasındaki güç ilişkilerinin, kaynakların dağıtımı veya statü gibi diğer etkileşim biçimlerinin ilişkilendirildiği bir dizi faaliyeti ifade eder. Siyaset ve hükümeti inceleyen sosyal bilim dalı ise siyaset bilimi olarak adlandırılır.

Elitizm, bir elitin veya bir azınlığın yönetmesi gerektiği fikri veya yönetim işinin bir elit veya azınlık tarafından yapılması anlamına gelir. Siyaset teorisinde üç tür elitizmden söz edilebilir: Normatif elitizme göre, elit yönetimi arzuya şayandır; zira, yönetim en akıllıların veya en iyilerin elinde olmalıdır.

<span class="mw-page-title-main">Montesquieu</span> Fransız politik düşünür (1689–1755)

Charles-Louis de Secondat, baron de La Brède et de Montesquieu, daha çok bilinen adıyla Montesquieu, bir Fransız politik düşünürdür.

<span class="mw-page-title-main">Siyaset felsefesi</span> felsefe ve siyaset bilimi alt disiplini

Siyaset felsefesi, devlet, hükûmet, siyaset, özgürlük, mülkiyet, meşruiyet, haklar, hukuk gibi konular hakkındaki, bu kavramlar nedir, neden ihtiyaç vardır, bir hükûmeti ne meşru kılar, devlet hangi özgürlükleri ve hakları neden korumalıdır, hangi biçimde kurumsallaşmalıdır, kanun nedir, vatandaşın devlete karşı yükümlülükleri nelerdir, bir hükûmet yasal olarak neden ve nasıl görevden çekilmelidir gibi temel sorulara cevap arayan ve bu konuları felsefeden faydalanarak inceleyen sosyal bilim dalıdır.

<span class="mw-page-title-main">Hükûmet</span> organize bir topluluğu yöneten sistem, kişi veya bir grup insan, genellikle bir devlet

Hükûmet, genellikle bir devlet olan düzenli bir topluluğu yöneten sistem veya insan grubudur.

<span class="mw-page-title-main">Atina demokrasisi</span> Antik Yunan şehir devletlerinde uygulanmış olan demokrasi çeşidi

Atina demokrasisi veya Klasik demokrasi, Antik Yunan şehir devletlerinde uygulanmış olan demokrasi çeşididir. Atina devlet yönetimi, antik çağın bilinen ilk demokrasisi ve belki de en önemlisidir. Diğer Yunan şehirleri de demokrasi yönetimi kurmalarına rağmen ya Atina modelini seçmemişler ya da istikrarı sağlayamamışlardır. Bilinen ilk doğrudan demokrasi denemesidir. Doğrudan demokrasi, Atina'da yaşayan herkesin devlet yönetimine katılma hakkı olduğu anlamına gelmez. Fakat, karar alıcı sistemin içinde yer alanlar için ekonomik düzey gibi herhangi bir ölçüt de yoktur. Atinalı vatandaşlar temsilci seçmezler, onun yerine yasaları ve vergi icralarını oylayarak karar verirlerdi.

<span class="mw-page-title-main">Şehir devleti</span>

Şehir devleti veya site devlet, sadece bir şehir ile ona bağlı bölgelerden oluşan bağımsız devlet. Günümüzde Singapur, Vatikan ve Monako şehir devletlere birer örnektir. Ayrıca tam olarak bir şehir devlet olmasalar da, küçük yüzölçümü ve tek bir noktada yoğunlaşmış şehirleşme gibi özellikleri nedeniyle Katar, Brunei, Kuveyt, Bahreyn ve Malta da bazen şehir devlet olarak sınıflandırılabilir. Yüksek nüfus yoğunluğuna sahip, ancak şehir devletler ile karakterize edilen bir şehir merkezi barındırmayan San Marino da bazen bu terim altında sınıflandırılabilir.

Paternalizm veya Babacılık, toplum veya aile yönetimlerinde kararların, rehber ve ideal kabul edilen kişi veya kişilerce alınmasını öngören yönetim sisteminin adıdır. Toplum ve aile içerisinde bir hiyerarşik yapı bulunması gerekliliğine ve hiyerarşide en üst olan kişiler veya kişinin yürütmeyi elinde bulundurması gerekliliğini savunur.

<i>Sokratesin Savunması</i> Sokratesin ölümüne ilişkin Sokratik bir diyalog

Sokrates'in Savunması, Yunan filozof Platon tarafından yazılmış, Sokrates'in bir grup Atinalı tarafından kentin ilahlarına inanmaması ve gençlerin ahlakını bozması iddialarıyla suçlanışı, Atina demokrasisi tarafından yargılanma ve cezalandırılma sürecini konu alan Sokratik diyalogdur. Yapıt, Euthyphron ve Kriton ile birlikte bir üçleme oluşturur. Euthyphron mahkemenin hemen öncesini, Savunma yargılama sürecini, Kriton ise yargılama sonrasını anlatır. Sokrates'in Savunması, Euthyphron adlı diyaloğun devamı niteliğindedir.

Toplumsal sözleşme veya sosyal sözleşme; bireylerin karşılıklı uzlaşma, bazı kurallara uymak üzerinde anlaşma ve birbirlerini şiddet, sahtekarlık veya dikkatsizlikten korumak için birleştirdiğini varsayan bir kavramdır. İnsanlar arasındaki kullanımı, insanların bir devlete ya da otoriteye bağımsızlıklarının bir kısmından hukukun üstünlüğü anlayışı ile vazgeçmeleridir. Yönetilenler tarafından, bir takım bazı kurallar ile yönetilme üzerine anlaşma olarak da düşünülebilir.

Lâik hukuk insanların bir toplum olarak birlikte yaşama ihtiyacından doğan, kaynağını doğrudan insan aklından alan, toplumsal gereksinimlere göre değişebilen, evrensel nitelikte genel geçerliliğe sahip olduğu kabul edilen hukuk anlayışıdır.

Çoğunluğun tiranlığı ya da çoğunluk diktatörlüğü, demokrasi sistemlerinin tartışılması sırasında kullanılan ve kararların çoğunluğa göre alınmasını öngören çoğunluk kuralı doğrultusunda birey veya azınlık gruplara yönelik uygulanan baskıyı ifade eden bir kavramdır.

Yönetim sistemleri veya siyasal sistemler, herhangi bir devletin, mikrodevletin ve mikroulusun yönetimi için, hükmetme gücünün kimin veya kimlerin elinde bulunacağını belirleyerek oluşan ve farklılaşan devlet iktidarı türlerini ifade eder.

<span class="mw-page-title-main">Amerika'da Demokrasi</span>

Amerika'da Demokrasi, Alexis de Tocqueville’in 1830 yılında Gustave de Beaumont ile birlikte, cezaevi sistemini incelemek üzere gönderildiği Amerika’da edindiği gözlemlerden yararlanarak Amerikan demokrasi deneyimini incelediği kitabıdır. İki ciltten oluşan eser Fransızca olarak kaleme alınmış ve ilk olarak Paris’te yayınlanmıştır. Alexis de Tocqueville, Amerika’da Demokrasi ‘nin 1835 yılında yayınlanan ve çok ilgi gören birinci cildinde çoğunluğun tiranlığı kavramından bahsetmiş, 1840 yılında yayınlanan ikinci cildinde ise demokratik despotizm kavramını açıklamıştır. İlk cildi kadar ilgi görmeyen kitap hakkında John Stuart Mill, “demokrasi üstüne yazılmış ilk büyük siyaset felsefesi eseri” ifadesini kullanmıştır.

<i>Yasalar</i> (kitap)

Yasalar, Platon'un Devlet kitabını yazdıktan sonra yazmış olduğu son ve en uzun kitabıdır. Bu kitapta Platon, Devlet' teki birtakım görüşlerinde değişiklik yapmakla birlikte farklı görüşlere de yer vermiştir. Yasalar, Devlet ile birlikte siyaset felsefesinin temelini atan bir eserdir. Platon'un çoğu diyaloğunun aksine Sokrates, bu kitapta yer almaz.

Eski Yunan’da devlet ile ilgili en önemli görüşler, Platon(427-347) ile Aristoteles(384-322) tarafından ileri sürülmüştür. Bunlardan özellikle Platon üzerinde Sokrates (469-399)’in önemli tesirleri olmuştur. Bu üç büyük Yunan düşünürleri de hayatı çeşitli tehlikelere maruz kalmış ve Sokrates, inandığı fikirler uğruna ölümlünü kendisi hazırlamıştır. Devlet ile ilgili görüşler, Platon ve Aristoteles’ten sonra da devam etmişse de bu görüşlerin hiçbiri bu iki filozofun devret teorileri ile kıyaslanamaz. Ancak, ortaya çıkan çeşitli okullar önemli siyasi hadiseleri hazırlamaları bakımından ayrı bir değer taşımaktadır. Örneğin, M.Ö. 3. yüzyılda ortaya çıkan Stoacı mektep evrensel bir dinin (Hristiyanlık) belirtisini bünyesinde toplamaktadır. Bu mektep ve bundan sonrakiler ise, tesirlerini Roma üzerinde de icra etmişlerdir. Roma İmparatorluğunun yayılması ile Eski Yunan felsefesi daha geniş bir bölgeye yayılmıştır. Yunan felsefesinin sona erdiği tarih M.S. 529 yılıdır. Bu tarihte Kayzer Justinian’ın emri ile Yeni Platon Mektebi Atina’da kapatılmıştır.

Karma hükûmet, aristokrasi ve monarşinin unsurlarını bir araya getiren bir yönetim biçimidir;anarşi, oligarşi ve tiranlık olarak kabul edilen ayrımların imkansız hale getirilmesini amaçlar. Bu fikir, Roma anayasası altında geliştirilen bir hükûmet biçimi olan cumhuriyetin istikrarını, yeniliğini ve başarısını tanımlamak için klasik antik çağda yaygınlaştırılmıştır.