İçeriğe atla

Plasmodium malariae

Plasmodium malariae
Giemsa boyalı kan yaymasında eritrosit içerisinde P.Malariae görüntüsü
Biyolojik sınıflandırma
Âlem: Protista
Şube: Apicomplexa
Sınıf: Aconoidasida
Takım: Haemosporida
Familya: Plasmodiidae
Cins: Plasmodium
Tür: P. malariae
Plasmodium malariae
(Welch, 1897)

Plasmodium malariae, insanlarda sıtma hastalığına neden olan parazitik bir protozoondur. Plasmodium falciparum, plasmodium vivax gibi mikroorganizmaların da içinde bulunduğu, insanlar gibi diğer birçok canlıyı da patojen olarak enfekte edebilen plasmodium cinsinin bir üyesidir. Dünyanın her tarafında gözlenebilen bu parazit plasmodium flaciparum ve plasmodium vivax kadar tehlikeli bir tür olmadığından iyi huylu (benign) sıtma paraziti de denmektedir. Diğer plasmodium tiplerinden üç günde bir yükselen ateş beliritisi ile ayrılır. Plasmodium flaciparum ve plasmodium vivax'ta iki günde bir yükselen ateş gözlenir.

Parazitin Kökeni

Sıtma ilk olarak 2000'yıl önce Eski Yunan ve Roma imparatorlukları tarafından, birkaç günde bir tekrarlayan ateş olarak tanımlandı.[1] 1880 yılında Alphonse Laveran sıtma etkenin bir parazit olduğunu keşfetti. Golgi detaylı çalışmaları sayesinde 1886'da 72 saatlik döngü ve hastalardaki üşüme, ateş paternleri arasında bir korelasyon olduğunu saptadı.[1] Ayrıca gözlemlerinde, farklı olarak bazen 48 saatlik döngüler de görülebildiğini bildirdi.[1] Bu bilgiler ışığında sıtmanın sadece tek bir etkeni olmadığını, farklı türde sıtma etkenleri de olabileceğini düşündü.[1]

Epidemiyoloji

Dünyada her yıl yaklaşık 500 milyon insan sıtma paraziti ile enfekte oluyor.[2] Bu enfekte insanlar arasından ise hemen hemen 2 milyonu hayatını kaybediyor.[3] Sıtmaya neden olan altı tane plazmodium türü bulunur: Plasmodium falciparum, Plasmodium vivax, Plasmodium ovale curtisi, Plasmodium ovale wallikeri, Plasmodium malariae ve Plasmodium knowlesi.[1] Her an, her saniye hesaplanana göre 300 milyona yakın insan bu plazmodium türlerinden herhangi biri ile enfekte durumdadır. Bu yüzden bu hastalıktaki mortalite (ölüm) ve morbidite sayılarını azaltacak yeni efektif tedavilere günümüzde çokça ihtiyaç duyulmaktadır.[4]

Sıtmanın dünya üzerindeki yayılımı

Dünya üzerinde düşük prevalansa sahip olduğu ve diğer türlere göre daha az ölümcül olduğu için P.malariae diğer Plasmodium türlerine nazaran araştırmacılar tarafından daha az araştırılmıştır. Sahra Altı Afrika dolaylarından, Güneydoğu Asya, Endonezya, Batı Pasifikte bulunan birçok ada ve Amazon Ormanları'nın bir kısmına yayılmıştır.[3] Endemik bölgelerde hastalığın prevalansı %4'ten %20'ye kadar değişmektedir ancak P.malariae enfeksiyonlarının büyük çoğunluğunun bildirilmediği bilinmektedir.[5]

Hastalıktaki Rolü

P. malariae birçok farklı sivrisinek türü aracılığı ile insanlarda sıtmaya neden olabilir.[1] P. malariae diğer Plasmodium'ların aksine insan vücudunda uzun süre bulunup tekrar sivrisinekleri enfekte edebilmesi nedeniyle seyrek de olsa hareketli bir grup insanda olsa korunabilir ve başka bölgedeki sivrisineklere taşınabilir.[5]

Vektör

Parazitin taşındığı ana vektör Anofel cinsi dişi sivrisineklerdir ancak diğer sivrisinek türleri ile de parazitin taşınabileceği deneysel olarak kanıtlanmıştır. Collins ve Jeffrey bu paraziti taşıyan 30 farklı türde sivrisineğin olduğunu ve bunların bulunduğu bölgeye göre varyasyon gösterdiğini bildirmiştir.[1]

İnkübasyon periyodu

İnkübasyon periyodu genelde 16-59 gün arasında değişir. P.malariae görülme sıklığı düşük olan bir parazit olduğundan, inkübasyon periyodu hakkında çok ayrıntılı veriler yoktur. İnkübasyon periyodundaki bu büyük değişkenlik, alınan parazit yükü ile ilişkilendirilmiştir.[1]

İnsanlarda oluşturduğu enfeksiyon

Plasmodium malariae bazı insanlarda ömür boyu vücutta kalan kronik enfeksiyona neden olabilir. P. malariae paraziti kendi arasında ve diğer Plasmodium'lar arasında bazı farklara sahiptir. P. falciparum ve P. vivax ile enfekte olmuş vakalardakine kıyasla vücutta bulunan maksimum parazit miktarının düşük olması bu farklardan biridir.[1] Bunun nedenleri, her eritrosit döngüsünde daha az merozoitin çoğalması, eritrositler içinde 72 saatlik uzun bir gelişim döngüsün olması, daha yaşlı eritrositleri enfekte etmesi ile immün sistemin erken uyarılmasıdır.[1] P.malariae'nın ayrıcı etkenlerinden bir diğeri ise hastalıkta görülen ateşin P.vivax ve P.falciparum'a göre daha ılımlı olması ve üç-dört günlük periyot döngüsüne uymasıdır.[6] Ateş dönemleriyle birlikte üşüme, titreme, bulantı ve kusma gibi daha genel klinik semptomların yanı sıra; ödem ve nefrotik sendrom gibi durumların varlığı da bildirilmiştir.[1] Biriken immün komplekslerin glomerüler hasara yol açabildiği öne sürülmüştür.[1]

P.knowlesii ile görünüş olarak benzer olduklarından dolayı P.malariae enfeksiyonu genelde yanlış tanı almaktadır. Tam bir ayırıcı tanı için moleküler tetkikler gerekir.[7]

Tanı

P.malariae enfeksiyonu için tercih edilen esas tanı yöntemi Giemsa boyalı kan yayması preparatlarında parazitin gösterilmesidir.[1] Çoklu Plasmodium enfeksiyonlarının ayrılmasında ise sıklıkla PCR kullanılır.[1] Kullanılan bu tekniklere rağmen, Plasmodium enfeksiyonların tam olarak ayırt etmek parazitler arası benzerliklerden dolayı zor bir işlemdir ve her zaman tam ayrım mümkün olmayabilir.[1]

Biyoloji

Yaşam Döngüsü

Plasmodium paraziti

P.malariae üç günlük ateş döngüsü olan tek insan sıtma parazitidir. Diğer sıtma parazitleri ise iki günlük ateş döngüsüne sahiptir.[8]

Enfeksiyon süreci

Karaciğer fazı

Karaciğerdeki her şizontun içinde binlerce merozoit üretilir.[1] Merozoitler kana salındıktan sonra eritrositlerin içerisine girer ve eritrosit döngüsünü başlatırlar. Eritrosit içerisine giren merozoitler, protein sentezinde kullanacağı aminoasitler için eritrosit içerisinde bulunan hemoglobini sindirirler.[3]

İntraeritrotik döngü süresi P.malariae için yaklaşık 72 saattir.

Şizogonik bölünmeden sonra, şizont aşamasında, eritrosit içerisinde yaklaşık 6-8 parazit hücresi oluşmuş durumdadır.

En fazla 72 saat süren bu eritrosit döngüsü sonucu oluşan 6-14 merozoit, diğer eritrositlere invaze olmak üzere kana salınırlar.[1] Sonunda bazı merozoitler gelişip mikro- veya makrogametositlere dönüşür. Bu iki tipteki gametositler sivrisinekler tarafından alınır ve döngü devam eder.[1] P.Malariae'nın hayvan rezervuarı yoktur.

Sivrisinek fazı

Diğer insan Plasmodium parazitlerine benzer olarak, Plasmodium malaria da Anofel cinsi sivrisinek ve insanda belirgin bir gelişim döngüsü gösterir.

Genom

Parazitin tüm genomu 2017'de paylaşılmıştır. Genom dizilerine geneDB.org 18 Ocak 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. ve plasmoDB.org 29 Kasım 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. adresinden ulaşılabilir.[9]

Kaynakça

  1. ^ a b c d e f g h i j k l m n o p q r Collins, William E.; Jeffery, Geoffrey M. "Plasmodium malariae: Parasite and Disease". Clinical Microbiology Reviews. 20 (4): 579-592. doi:10.1128/CMR.00027-07. ISSN 0893-8512. PMC 2176047 $2. PMID 17934075. 
  2. ^ Madabushi, Amrita; Chakraborty, Sibani; Fisher, S. Zoë; Clemente, José C.; Yowell, Charles; Agbandje-McKenna, Mavis; Dame, John B.; Dunn, Ben M.; McKenna, Robert (1 Şubat 2005). "Crystallization and preliminary X-ray analysis of the aspartic protease plasmepsin 4 from the malarial parasite Plasmodium malariae". Acta Crystallographica Section F: Structural Biology and Crystallization Communications. 61 (Pt 2): 228-231. doi:10.1107/S1744309105001405. ISSN 1744-3091. PMC 1952262 $2. PMID 16511002. 
  3. ^ a b c Westling, Jennifer; Yowell, Charles A.; Majer, Pavel; Erickson, John W.; Dame, John B.; Dunn, Ben M. (1 Kasım 1997). "Plasmodium falciparum, P. vivax,andP. malariae:A Comparison of the Active Site Properties of Plasmepsins Cloned and Expressed from Three Different Species of the Malaria Parasite". Experimental Parasitology (İngilizce). 87 (3): 185-193. doi:10.1006/expr.1997.4225. ISSN 0014-4894. 
  4. ^ Clemente, J. C.; Govindasamy, L.; Madabushi, A.; Fisher, S. Z.; Moose, R. E.; Yowell, C. A.; Hidaka, K.; Kimura, T.; Hayashi, Y.; Kiso, Y.; Agbandje-McKenna, M. (1 Mart 2006). "Structure of the aspartic protease plasmepsin 4 from the malarial parasite Plasmodium malariae bound to an allophenylnorstatine-based inhibitor". Acta Crystallographica Section D: Biological Crystallography (İngilizce). 62 (3): 246-252. doi:10.1107/S0907444905041260. ISSN 0907-4449. 
  5. ^ a b Mohapatra, P. K.; Prakash, Anil; Bhattacharyya, D. R.; Goswami, B. K.; Ahmed, Atique; Sarmah, Bibhash; Mahanta, J. (Temmuz 2008). "Detection & molecular confirmation of a focus of Plasmodium malariae in Arunachal Pradesh, India". The Indian Journal of Medical Research. 128 (1): 52-56. ISSN 0971-5916. PMID 18820359. 31 Temmuz 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Aralık 2020. 
  6. ^ BRUCE, M. C.; MACHESO, A.; GALINSKI, M. R.; BARNWELL, J. W. (Mayıs 2007). "Characterization and application of multiple genetic markers for Plasmodium malariae". Parasitology. 134 (Pt 5): 637-650. doi:10.1017/S0031182006001958. ISSN 0031-1820. PMC 1868962 $2. PMID 17140466. 
  7. ^ Singh, Balbir; Kim Sung, Lee; Matusop, Asmad; Radhakrishnan, Anand; Shamsul, Sunita S. G.; Cox-Singh, Janet; Thomas, Alan; Conway, David J. (27 Mart 2004). "A large focus of naturally acquired Plasmodium knowlesi infections in human beings". Lancet (London, England). 363 (9414): 1017-1024. doi:10.1016/S0140-6736(04)15836-4. ISSN 1474-547X. PMID 15051281. 27 Kasım 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Ocak 2021. 
  8. ^ "Biology: Malaria Parasites | CDC Malaria". web.archive.org. 13 Ekim 2008. 13 Ekim 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Ocak 2021. 
  9. ^ Rutledge, Gavin G.; Böhme, Ulrike; Sanders, Mandy; Reid, Adam J.; Cotton, James A.; Maiga-Ascofare, Oumou; Djimdé, Abdoulaye A.; Apinjoh, Tobias O.; Amenga-Etego, Lucas; Manske, Magnus; Barnwell, John W. (2 Şubat 2017). "Plasmodium malariae and P. ovale genomes provide insights into malaria parasite evolution". Nature. 542 (7639): 101-104. doi:10.1038/nature21038. ISSN 0028-0836. PMC 5326575 $2. PMID 28117441. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Sıtma</span> Dişi anofel sivrisinekler yoluyla taşınan, ateşe yol açan, parazitle bulaşan bir hastalık

Sıtma, hastalık yapıcı bir grup parazit olan plazmodiumların, dişi anofel sivrisinekleriyle insanlara bulaşmasıyla yayılan ateşli bir hastalıktır.

<span class="mw-page-title-main">Sarılık</span> İnsan hastalığı

Sarılık (ikter; icterus), bir hastalık değil, çoğu karaciğerle ilgili olan bazı hastalıkların belirtisidir. İkter tablosunda gözakı (sklera), deri, mukozalar ve organlar sarıya boyanır. En önemli nedeni kandaki bilirubin düzeyinin artmasıdır. Normalde periferik kanın 100 ml’sinde 1 mg kadar bilirubin bulunur. Kandaki bilirubin düzeyinin 2.5 mg’ın üzerine çıkmasına “hiperbilirubinemi”, bunun neden olduğu klinik tabloya "sarılık; ikter (icterus)” adı verilir.

<i>Plasmodium falciparum</i>

Plasmodium falciparum, Plasmodiidae familyasına ait bir tek hücreli türü.

<i>Toksoplazma gondii</i>

Toksoplasma gondii, protozoonlardan Sarcocystidae ailesine,Toksoplasma cinsine mensup tipik bir koksidyan parazittir. Ara konak insan, kuş, sığır gibi omurgalı hayvanlardır. İnsan ve diğer bütün memelilerde hücre içi paraziti olarak yaşar. T.gondii'nin asıl rezervuar konağı yaygın olarak kediler ve kedigillerdir.

<span class="mw-page-title-main">Anofel</span> yaklaşık 400 türü bulunan bir sivrisinek cinsi

Anofel (Anopheles), yaklaşık 400 türü bulunan bir sivrisinek cinsidir.

<span class="mw-page-title-main">Ateş (tıp)</span> vücut sıcaklığının yükselmesi ile karakterize olan yaygın tıbbi belirti

Ateş veya pireksi insanlarda, organizmanın enfeksiyona karşı savunma mekanizmasının bir belirtisidir ve vücut sıcaklığının hipotalamustaki sıcaklık set noktasının artması nedeniyle normal aralığı aşmasıyla ortaya çıkar. Normal sıcaklık için üzerinde mutabık kalınmış tek bir üst sınır yoktur: Kaynaklar insanlarda 37,2 ve 38,3 °C aralığında değerler kullanmaktadır. Set noktasındaki artış, artan kas kasılmalarını tetikler ve soğuk veya üşüme hissine neden olur. Bu durum, daha fazla ısı üretimine ve ısıyı koruma çabalarına yol açar. Set noktası sıcaklığı normale döndüğünde, kişi sıcak hisseder, kızarır ve terleme başlayabilir. Nadir olarak, ateş ateşli nöbeti tetikleyebilir, bu durum özellikle küçük çocuklarda daha yaygındır. Ateşler genellikle 41 ila 42 °C aralığını geçmez.

<span class="mw-page-title-main">Babesiosis</span>

Babesiosis, Babesioz ya da Piroplazmoz, Babesia cinsine ait türlerin neden olduğu, malaria benzeri bir hastalıktır. Trypanosomos'dan sonra en çok görülen memelilerin önemli kan parazitidir. İnsanlarda da Babesia bovis, Babesia divergens türleri görülmesinden dolayı, Babesiosis zoonoz özellikte bir hastalıktır. Vektör kenenin ise genelde Ixodes keneleri olduğu bildirilmiştir.

<i>Plasmodium vivax</i>

Plasmodium vivax bir protozoon parazit ve insan patojenidir. Yinelenen sıtmanın en sık ve en yaygın nedenidir. P. vivax insanlara sık bulaşan sıtma parazitlerinin dört türünden birisidir. Bu dördünden en ölümcül olan Plasmodium falciparum'dan daha az şiddetli ve nadiren ölümcüldür. P. vivax, anofel cinsi dişi sivrisinekler tarafından taşınır.

<span class="mw-page-title-main">Layşmanyaz</span>

Layşmanyaz, Leishmania cinsi protozoa parazitlerinin sebep olduğu ve belli tatarcık (yakağan) sineği türlerinin ısırmasıyla bulaşan bir hastalıktır. Hastalık kütanöz, mukokütanöz ve viseral layşmanyaz (kala-azar) olmak üzere üç şekilde görülür. Kütanöz tip hastalığa deri ülserleri eşlik ederken, mukokütanöz tipte deri, ağız ve burun ülserleri görülür. Viseral (içorgansal) layşmanyaz ise deri ülserleriyle başlar ve daha sonra ateş, alyuvar sayısında azalma ve dalak ile karaciğerde büyüme görülür.

<span class="mw-page-title-main">Konak (biyoloji)</span> başka bir organizmayı barındıran organizma

Biyolojide, daha küçük canlıları parazitizm, mutualism veya kommensalism gibi simbiyotik bir ilişki içerisinde vücudunda barındıran canlılara konak denir. Konak canlı, misafirine genellikle besin ve barınma imkanı sağlar. Virüslerin konak hücreleri, köklerinde azot bağlayan bakterileri barındıran baklagiller ve parazit kurtlara konak sağlayan hayvanlar örnek olarak sayılabilir. Botanikte daha spesifik bir örnek ise, bir tür ektoparazit olan mikropredatörlere besin kaynağı sağlayan konak bitkilerdir.

<span class="mw-page-title-main">Giemsa boyası</span>

Giemsa boyası, adını Alman kimyager ve bakteriyolog Gustav Giemsa'dan alan, sıtma ve diğer parazitlerin histopatolojik tanısında ve sitogenetikte kullanılan bir nükleik asit boyasıdır.

Herpes simpleks, herpes simpleks virüsünün neden olduğu bir enfeksiyon hastalığıdır. Enfeksiyonlar, vücudun enfekte olan kısmına göre kategorize edilir. Oral uçuk, yüzü veya ağzı içerir. Genellikle uçuk veya gruplanmış küçük kabarcıklara neden olabilir veya sadece boğaz ağrısına neden olabilir. Genellikle basitçe herpes olarak bilinen genital herpes, minimal semptomlara sahip olabilir veya küçük ülserlerle sonuçlanan kabarcıklar oluşturabilir. Bunlar tipik olarak iki ila dört hafta içinde iyileşir. Kabarcıklar ortaya çıkmadan önce karıncalanma veya ağrılar oluşabilir. Herpes, aktif hastalık dönemleri arasında döngü yapar ve arada semptomsuz dönemler mevcuttur. İlk bölüm genellikle daha şiddetlidir ve ateş, kas ağrıları, şişmiş lenf düğümleri ve baş ağrıları ile ilişkilendirilebilir. Zamanla, aktif hastalık ataklarının sıklığı ve şiddeti azalır. Herpes simpleksin neden olduğu diğer bozukluklar şunları içerir: parmakları tuttuğunda herpetik dolama gözün herpes enfeksiyonu, beynin herpes enfeksiyonu ve yenidoğanı etkilediğinde yenidoğan herpes enfeksiyonu.

Tritrichomonas blagburni, kedilerin sindirim sistemini enfekte eden bir parazit cinsidir.

<span class="mw-page-title-main">2009 Bolivya dang humması salgını</span>

2009 Bolivya dang humması salgını, 2009 yılının başlarında Bolivya'yı vuran ve Şubat ayına kadar ulusal bir acil duruma yükselen bir dang humması salgını yedi. BBC, olayı ülke tarihindeki en kötü dang humması salgını olarak nitelendirdi. En az 18 kişi öldü ve 31.000 kişiye sivrisinek yoluyla bulaşan arbovirüs bulaştı.

Primakin, sıtmayı tedavi etmek ve önlemek ve <i id="mwCw">Pneumocystis</i> pnömonisini tedavi etmek için kullanılan bir ilaçtır. Spesifik olarak diğer ilaçlarla birlikte Plasmodium vivax ve Plasmodium ovale nedeniyle sıtma için ve diğer seçenekler kullanılamıyorsa önleme için kullanılır. Pneumocystis pnömonisi için klindamisin ile birlikte alternatif bir tedavidir. Ağızdan alınır.

<span class="mw-page-title-main">Amodiakin</span> kimyasal bileşik

Amodiakin, komplike olmadığında Plasmodium falciparum sıtması da dahil olmak üzere sıtmayı tedavi etmek için kullanılan bir ilaçtır. Direnç riskini azaltmak için artesunat ile birlikte verilmesi önerilir. Nadir fakat ciddi yan etki riskinden dolayı sıtmayı önlemek için genellikle önerilmez. Yine de, DSÖ 2013 yılında yüksek risk altındaki çocuklarda sülfadoksin ve pirimetamin ile kombinasyon halinde mevsimsel koruyucu olarak kullanılmasını önermiştir.

<span class="mw-page-title-main">Edwin Klebs</span>

Theodor Albrecht Edwin Klebs, Alman-İsviçreli bir mikrobiyologdu. Özellikle bulaşıcı hastalıklar konusundaki çalışmaları ile tanınır. Çalışmaları modern bakteriyolojinin yolunu açmış ve Louis Pasteur ve Robert Koch'a ilham vermiştir. Klebs-Loeffler bakterisi olarak adlandırılan difteriye neden olan bir bakteriyi tanımlayan ilk kişidir.

Eperythrozonsis, riketsiyal mikoplazma Eperythrozoon coccoides'i neden olduğu, dünya çapında ruminantlarda görülen, nadir, sporadik, kan yoluyla bulaşan bir hastalıktır.

<span class="mw-page-title-main">Alain Chabaud</span>

Alain Chabaud, esas olarak nematod ve sporozoa uzmanı olan Fransız parazitolog. 1960'tan 1989'a kadar Paris'teki Muséum National d'Histoire Naturelle'deki Laboratoire de Zoologie'nin (Vers) Direktörü olarak görev yaptı. 1962'de Société Française de Parasitologie'nin kurucularından biri ve 1975'e kadar başkanlığını yaptı. Ayrıca 1967'de Société zoologique de France'ın başkanlığını da yaptı.

<span class="mw-page-title-main">Piroterapi</span>

Piroterapi, ısı tedavisi anlamına gelir ve tıbbi olarak, vücuda dışarıdan uygulanan sıcaklığın terapötik amaçlarla kullanıldığı bir yöntemdir. Bu terapi türü, kas-iskelet sistemi bozuklukları, yaralanmalar, kronik ağrılar, iltihaplanmalar ve stres gibi çeşitli rahatsızlıkların tedavisinde kullanılır. Piroterapi, doğal tedavi yöntemlerinden biri olarak kabul edilir ve antik dönemlerden bu yana birçok kültürde farklı şekillerde uygulanmıştır. Günümüzde, özellikle fizyoterapi ve rehabilitasyon alanlarında yaygın olarak kullanılmaktadır.