İçeriğe atla

Plantar siğil

Plantar siğil
Diğer adlarVerruca myrmecia, verruca plantaris[1]
Büyük bir plantar siğilin yakından görüntüsü
UzmanlıkDermatoloji, Podiatri
BelirtilerDeriyle aynı renkte olan bir lezyon, ağrıya neden olabilir[2]
KomplikasyonYürümede sorunlar,[2] vücudun diğer bölgelerine yayılma, nasıl oluşumu
Süreİki yıl[2]
Nedenleriİnsan papilloma virüsü (HPV)[2]
Risk faktörüToplu duşlar ve havuzlar, çıplak ayak yürümek, önceden siğil oluşması, zayıf bağışıklık sistemi[2][3]
TanıSemptomlara göre[3]
Ayırıcı tanıNasır, molluscum contagiosum, skuamöz hücre karsinomu[2]
TedaviSalisilik asit, kemoterapi temelli florourasil ve bleomisin,[4] kriyoterapi, ameliyatla alma[2]
SıklıkYaygın[5]

Plantar siğil veya verruca vulgaris,[6] ayak tabanında veya ayak parmaklarının altında oluşan bir siğildir.[5] Bu siğillerin rengi, derinin rengine benzer.[2] Genellikle bu siğillerin yüzeyinde küçük siyah noktalar oluşur.[5] Bir alanda bir veya birden fazla siğil oluşabilir.[2] Bu siğiler, basınca bağlı olarak ağrıya neden olabilir ve yürümeyi zor hale getirebilir.[2]

Siğillere insan papillom virüsü (HPV) neden olur.[2] Enfeksiyon oluşması için deride bir açıklık olması gerekir.[2] Plantar siğil riskini arttıran etmenler arasında toplu duş kullanımı, önceden siğil oluşması ve zayıf bağışıklık sistemi bulunur.[2][3] Tanı, genellikle semptomlara dayanarak yapılır.[3]

Bu siğiller için tedavi uygulamak, sadece semptomlara neden oldukları zaman gereklidir.[3] Tedavi seçenekleri; salisilik asit, kriyoterapi, kemoterapi temelli florourasil veya bleomisin ve ameliyatla çıkarma seçeneklerini içerir.[2] Lezyonun üzerindeki derinin tedaviden önce genellikle alınması gerekir.[2] Vakaların üçte biriyle üçte ikisi arası, herhangi bir tedavi olmadan ortadan kalkabilir ancak bu birkaç yıl alır.[2] Plantar siğiller, yaygındır.[5] En sık çocuklar ve genç yetişkinler etkilenir.[3]

Belirtiler ve semptomlar

Bu siğillerin renkleri, genellikle yakındaki derinin rengine benzer.[2] Bu siğillerin yüzeylerinde küçük, siyah noktalar oluşabilir.[5] Bir alanda bir veya birden fazla siğil oluşabilir.[2] Bu siğiler, basınca bağlı olarak ağrıya neden olabilir ve yürümeyi zor hale getirebilir.[2]

Nedenler

Plantar siğiller, benign epitel tümörlerdir; bu lezyonlara genellikle insan papillom virüsü tipleri 1, 2, 4, 60 veya 63[7] neden olur ancak bazı vakalarda insan papillom vürüsü tipleri 57,[8] 65,[9] 66[10] ve 156[11] görülür. HPV tipleri, klinik olarak (görünür semptomlara göre) sınıflandırılır. Virüs, zayıf deriye doğrudan temasla, muhtemelen (derinin en dış katmanı) stratum corneum'daki ufak kesikler ve sıyrıklardan girerek, saldırır. Enfeksiyondan sonra siğiller birkaç hafta veya ay boyunca görünür hale gelmeyebilir. Ayak topuğu veya parmaklarının maruz kaldığı basınç, siğilleri içeri iter ve siğilin üzerinde sert bit deri katmanı oluşur. Plantar siğiller, tedavi edilmezse ağrılı olabilir.[12][13]

Siğiller, otoinokülasyon, yakındaki derinin enfeksiyonu veya enfekte yüzeylerin üzerinde yürüme sonucunda yayılabilir. Bu siğiller, birleşebilir veya mozaik siğil olarak bilinen kümelere dönüşebilir.[7]

Tanı

Plantar siğil, derinin yüzeyinin üzerinde görülen küçük bir lezyondur ve merkezinde ufak siyah peteşiler (derinin altındaki ufak kanamalar) bulunmakla birlikte karnabahar şekline benzer bir şekle sahiptir. Bu lezyonlar kazındığı zaman noktasal kanamalar olabilir. Plantar siğiller, ayak tabanlarında ve parmaklarında oluşur. Bu siğiller, ayakta dururken veya yürürken ağrıya neden olabilir.

Plantar siğiller genel olarak nasırlara benzer ancak derieki çizgilerin yakından incelenmesiyle nasırlardan ayırt edilebilir. Ayaklar, ayaklardaki parmak izlerine benzeyen sürtünme çıkıntılarıyla kaplıdır. Plantar siğiller, sürtünme çıkıntılarının yapısını bozar; lezyon plantar siğil değilse bu çizgiler derinin en üst katmanı boyunca devam eder. Plantar siğiller, doğrudan basınç uygulandığında ağrıya neden olan nasırların aksine her iki yandan basınç uygulandığında ağrıya neden olur.

Engelleme

HPV, enfeksiyonu kapmış bir kişiyle doğrudan ve dolaylı temasla bulaşır. Toplu soyunma odaları ve, duş zeminleri ve oturakları gibi enfekte yüzeylerden kaçınmak, ayakkabı ve çorap paylaşmaktan kaçınmak ve vücudun diğer bölgelerindeki ve diğer insanların vücudundaki siğillere temastan kaçınmak, enfeksiyonun yayılmasını azaltmaya yardımcı olabilir. Bu enfeksiyon, yetişkenlerde çocuklara kıyasla daha nadir görülür.[13]

Tüm siğiller bulaşıcı olduğu için bu enfeksiyonun yayılmasını engellemek için önlemler alınmalıdır. Bu önlemler, şunları içerir:

Plantar siğiller, HPV aşısı yapılarak engellenemez çünkü siğillere başka HPV tipleri neden olur. Gardasil HPV 6. 11, 16 ve 18 tiplerine karşı koruma sağlarken Cervavix HPV 16 ve 18 tiplerine karşı koruma sağlar, ancak plantar siğillere HPV 1, 2, 4 ve 63 tipleri neden olur.

Tedavi

İlk tedavi yöntemi Reçetesiz salisilik asit
İkinci tedavi yöntemi 60% salisilik asit, lezyon içi immünoterapi
Üçüncü tedavi yöntemi Florourasil kremi, kriyoterapi, lazer tedavisi
Dördüncü tedavi yöntemi Bleomisin enjeksiyonu, ameliyatla alım
Plantar siğile pamuk çubuğuyla uygulanan kriyoterapi

Birkaç tane tedavi yönteminin işe yaradığı keşfedilmiştir.[15] Başka bir sağlık sorunu olmayan hastalardaki deri siğilleri için uygualanan farklı tedaviler için 2012'de yapılan bir incelemede, salisilik asit tedavisinin biraz faydası olduğu ve kriyoterapinin salisilik asit terapisine benzer sonucuna varılmıştır.[16]

İlaçlar

Salisilik asit, siğillerin keratolizle tedavisini sağlar, yüzeydeki ölü deri hücrelerinin salisilik asit veya tirkloroasetik asit gibi keratolitik kimyasallarla soyulması şeklinde uygulanır. Bu ilaçlar, reçetesiz ürünler veya bir doktor tarafından reçete edilmesi gereken daha yüksek konsentrasyonlarda mevcuttur. 12 haftalık günlük salisilik asit tedavisinin, vakaların 10-15%'inde siğillerin tamamen ortadan kalkmasını sağladığı gösterilmiştir.[17]

Formik asit, topikal olarak uygulanır, plantar siğiller için yaygın bir tedavi yöntemidir. Bu ilaç, uzun bir süre boyunca uygulanarak vücudun siğili reddetmesini sağlar.[18]

Florourasil kremi, bazen deri kanserini tedavi etmek için kullanılan bir kemoterapi ajanıdır, özellikle dirençli siğillerde kullanılabilir; viral DNA ve RNA üretimini ve tamirini engeller.

Bleomisin, daha etkili bir kemoterapi ilacı, derin yaralara enjekte edilebilir ve, viral DNA veya RNA'yı ortadan kaldırabilir. Bleomisin, ABD'deki FDA (Gıda ve İİaç İdaresi) tarafından bu kullanım şekli için onay almamıştır. Bu ilacın muhtemel yan etkileri parmakların nekrozu, tırnak kaybı ve Raynaud sendromudur. Bu ilacın yaygın uygulanma şekli, bir veya iki enjeksiyondur.[19][20]

İmmünoterapi, lezyon içine antijen (kabakulak, candida veya trichophytin antijenler) enjeksiyonu olarak uygulanır, siğil virüsüne karşı bir bağışıklık tepkisi oluşmasını sağlayarak siğilin ortadan kalkmasını sağlayan bir siğil tedavisidir. Bu tedavi, artık ikinci bir tedavi seçeneği olarak önerilmektedir.[21]

Cerrahi

Diğer tedavi yöntemleri başarısız olduktan sonra ayak topuğundan ameliyatla alınan 7 mm'lik bir plantar siğil

Sıvı azot ve benzer kriyocerrahi yöntemleri, yaygın cerrahi tedavilerdir; bu tedaviler, siğillerin hücre dışı yapısını dondurarak canlı dokuyu öldürür.

Elektrodesikasyon ve ameliyatla çıkarma, yara doku oluşumuna neden olabilir.

Lazer cerrahisi, pahalı ve ağrılı olduğu için genellikle son tedavi yöntemi olarak kullanılır, ancak büyük, tedavi etmesi zor siğillerin tedavisi için gerekli olabilir.[22]

Koterizasyon, uzun süreli bir tedavi olarak işe yarayabilir. Lezyon tabanının anezteziyle koterize edilmesi, kısa süreli bir tedavi olarak etkili olabilir ancak bu yöntemde yara doku veya keloit oluşma riski vardır. Lezyon, gerekli durumlarda bu işlem sonrasında cerrahi olarak alınabilir ancak bu işlemde de keloit ve/veya operasyon bölgesinde yara doku oluşumu riski vardır.[23]

Kaynakça

  1. ^ James, William D.; Berger, Timothy G. (2006). Andrews' Diseases of the Skin: clinical Dermatology. Saunders Elsevier. ss. 405. ISBN 978-0-7216-2921-6. 
  2. ^ a b c d e f g h i j k l m n o p q r s Vlahovic, TC; Khan, MT (July 2016). "The Human Papillomavirus and Its Role in Plantar Warts: A Comprehensive Review of Diagnosis and Management". Clinics in Podiatric Medicine and Surgery. 33 (3): 337-53. doi:10.1016/j.cpm.2016.02.003. PMID 27215155. 
  3. ^ a b c d e f Ferri, Fred F. (2017). Ferri's Clinical Advisor 2018 E-Book: 5 Books in 1 (İngilizce). Elsevier Health Sciences. s. 1375. ISBN 9780323529570. 2 Mart 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Mart 2023. 
  4. ^ Salk, Robert S.; Grogan, Kirk A.; Chang, Thomas J. (May 2006). "Topical 5% 5-Fluorouracil Cream in the Treatment of Plantar Warts: A Prospective, Randomized, and Controlled Clinical Study". Journal of Drugs in Dermatology. 5 (5): 418-24. PMID 16703777. 19 Ekim 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Mart 2023. 
  5. ^ a b c d e "Plantar Warts". AOFAS (İngilizce). 11 Kasım 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Kasım 2017. 
  6. ^ Adigun, Chris G. "Verruca Vulgaris". Merck Manual. 7 Eylül 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Aralık 2022. 
  7. ^ a b eMedicine'de Human Papillomavirus
  8. ^ Egawa K, Kitasato H, Honda Y, Kawai S, Mizushima Y, Ono T (1998). "Human papillomavirus 57 identified in a plantar epidermoid cyst". Br. J. Dermatol. 138 (3): 510-4. doi:10.1046/j.1365-2133.1998.02135.x. PMID 9580810. 
  9. ^ "Human Papillomaviruses Compendium" (PDF). Los Alamos National Laboratory. 27 Mayıs 2010 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Şubat 2013. 
  10. ^ Davis MD, Gostout BS, McGovern RM, Persing DH, Schut RL, Pittelkow MR (2000). "Large plantar wart caused by human papillomavirus-66 and resolution by topical cidofovir therapy". J. Am. Acad. Dermatol. 43 (2 Pt 2): 340-3. doi:10.1067/mjd.2000.100534. PMID 10901717. 
  11. ^ Chouhy D, Bolatti EM, Piccirilli G, Sánchez A, Fernandez Bussy R, Giri AA (2013). "Identification of human papillomavirus type 156, the prototype of a new human gammapapillomavirus species, by a generic and highly sensitive PCR strategy for long DNA fragments". J. Gen. Virol. 94 (Pt 3): 524-33. doi:10.1099/vir.0.048157-0Özgürce erişilebilir. PMID 23136368. 
  12. ^ eMedicine'de Warts, Plantar
  13. ^ a b "Understanding Plantar Warts". Health Plan of New York. 21 Mart 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Aralık 2007. 
  14. ^ "Clinical Knowledge Summaries: Previous version – Warts (including verrucas)" (PDF). National Health Service. January 2007. s. 2. 1 Haziran 2011 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Aralık 2010. 
  15. ^ Bacelieri R, Johnson SM (2005). "Cutaneous warts: an evidence-based approach to therapy". Am Fam Physician. 72 (4): 647-52. PMID 16127954. 9 Temmuz 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Mart 2023. 
  16. ^ Kwok, Chun Shing; Gibbs, Sam; Bennett, Cathy; Holland, Richard; Abbott, Rachel (12 Eylül 2012). "Topical treatments for cutaneous warts". Cochrane Database of Systematic Reviews (9): CD001781. doi:10.1002/14651858.CD001781.pub3. PMC 8101088 $2. PMID 22972052. 
  17. ^ Cockayne, S; Curran, M; Denby, G; Hashmi, F; Hewitt, C; Hicks, K; Jayakody, S; Kang’ombe, A; McIntosh, C; McLarnon, N; Stamuli, E; Thomas, K; Turner, G; Torgerson, D; Watt, I; EVerT team (September 2011). "EVerT: cryotherapy versus salicylic acid for the treatment of verrucae – a randomised controlled trial". Health Technology Assessment. 15 (32): 1-170. doi:10.3310/hta15320Özgürce erişilebilir. PMID 21899812. 
  18. ^ Bhat, RM; Vidya, K; Kamath, G (June 2001). "Topical formic acid puncture technique for the treatment of common warts". International Journal of Dermatology. 40 (6): 415-9. doi:10.1046/j.1365-4362.2001.01242.x. PMID 11589750. 
  19. ^ Soni, Prasoon; Khandelwal, Kanika; Aara, Naushin; Ghiya, Bhikam C; Mehta, Rajesh D; Bumb, Ram A (2011). "Efficacy of Intralesional Bleomycin in Palmo-plantar and Periungual Warts". Journal of Cutaneous and Aesthetic Surgery. 4 (3): 188-191. doi:10.4103/0974-2077.91250. PMC 3263129 $2. PMID 22279384. 
  20. ^ Champion, R. H., et al. (1998).
  21. ^ Bacelieri R, Johnson SM (2005). "Cutaneous warts: An evidence-based approach to therapy". American Family Physician. 72 (4): 647-652. PMID 16127954. 21 Nisan 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Mart 2023. 
  22. ^ "Laser Surgery for Warts" 2 Haziran 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., webmd.com
  23. ^ Kunnamo, Ilkka (2005). Evidence-based Medicine Guidelines. John Wiley and Sons. s. 422. ISBN 978-0-470-01184-3. 2 Mart 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Mart 2023. 

Dış bağlantılar

Sınıflandırma


Şablon:Viral cutaneous conditionsŞablon:Human papillomavirus

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">HIV/AIDS</span> HIV virüsünün sebep olduğu bulaşıcı ölümcül hastalık

AIDS, ilk kez 1980'lerin başında Orta ve Güney Afrika'da gündeme gelen ve giderek ürkütücü boyutlara ulaşan, etkeni HIV (İngilizce: Human Immunodeficiency Virus / Türkçe: İnsan bağışıklık yetmezliği virüsü) olan bir enfeksiyon hastalığıdır. HIV, bağışıklık sistemindeki akyuvarların (özellikle CD4+ lenfositler) yapısını bozarak ve sayısını azaltarak vücudun enfeksiyonlara karşı direncini ortadan kaldırır.

<span class="mw-page-title-main">Bleomisin</span> farmasötik ilaç

Bleomisin, kanser tedavisinde kullanılan antitümöral etkili bir ilaçtır. Streptomyces verticillus isimli bakteri tarafından üretilen bir antibiyotik olan bleomisinin, pulmoner toksik etkileri yüzünden kullanımı kısıtlıdır. Hücrelerde serbest radikaller oluşturarak DNA zincirlerinde kırılmalara neden olur.

<span class="mw-page-title-main">İnsan papilloma virüsü</span>

İnsan papilloma virüsü, insan papilloma virüs ya da human papillomavirus papillomavirus ailesine mensup, deri ve mukozal yüzeylerdeki bazal epitelyal tabaka hücrelerini enfekte eden bir DNA virüsüdür ve neden olduğu HPV enfeksiyonu, dünyada cinsel yolla bulaşan en yaygın hastalıktır.

Salisilik asit, karboksil grubunun fenoldeki OH grubuna orto pozisyonunda olduğu bir bileşiktir. C6H4 (OH)CO2H kimyasal formülüne sahiptir. Salisilik asit renksiz ve kristal yapıda olan bir beta hidroksi asittir (BHA). Bu asit "2-hidroksibenzoik asit" olarak da bilinir ve suda çok az çözünmektedir. Beyaz söğüt ve keklik üzümü yapraklarının kabuğundan elde edilir. Bir anti-enflamatuar ajan olarak doğrudan aktiviteye sahip olmakla birlikte pul pul dökülmeyi teşvik etme yeteneği nedeniyle topikal bir antibakteriyel ajan görevi görmektedir. Organik yapıdaki bu asit, organik asit sentezinde kullanılmasının yanı sıra bitkisel hormon olarak da kullanılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Frengi</span> bulaşıcı enfeksiyon

Frengi, spiroket bakterisi Treponema pallidum alttürünün sebep olduğu cinsel yolla bulaşan bir enfeksiyondur. Cinsel yolla bulaşmanın yanı sıra kan transfüzyonlarıyla da bulaşabildiği gösterilmiştir. Aynı zamanda anneden fetüse, hamilelik ya da doğum sırasında bulaşabilir. Treponema pallidum ile alakalı olarak insanlarda görülen diğer hastalıklar arasında veremdutu, pinta ve endemik frengi bulunmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Kıl dönmesi</span> tıbbi durum

Kıl dönmesi, kılın geriye doğru kıvrılması veya derinin içine doğru yanlamasına uzaması durumudur. Bu durum en çok kaba veya kıvırcık kıllı kişiler arasında yaygındır. Kıl folikülünde bir enfeksiyon (folikülit) veya boyutları değişen "jilet şişlikleri" eşlik edebilir veya etmeyebilir. Kıl dönmesi en sık cildin tıraş edildiği veya ağda yapıldığı bölgelerde görülmekle birlikte, her yerde ortaya çıkabilir. Kılın keskin bir uçla düzensiz bir şekilde kopmasına neden olan her şey kıl dönmesine neden olabilir. Kıl dönmesi ayrıca ciltteki doğal eksfoliasyon eksikliğinden de kaynaklanır.

<span class="mw-page-title-main">Pap smear</span>

Papanikolaou testi, Papanicolaou testi, Pap smear, Pap test, servikal smear veya smear testi, jinekolojide kullanılan bir tarama testidir. Test, onu keşfeden Georgios Papanikolaou'nun adıyla anılmaktadır, bununla beraber Aurel Babeş de bağımsız olarak aynı testi geliştirmiştir. Testin adında geçen smear, İngilizce bir kelime olup Türkçe "yayma" demektir; alınan hücrelerin incelenmek üzere bir mikroskop lamı üzerinde yayılmasını belirtmek amacıyla kullanılır. özellikle ektoserviksdeki premalign ve malign durumları belirlemek için geliştirilmiş bir tıbbi görüntüleme metodu olan Pap testi, ayrıca endoserviks ve endometriumdaki anormallikleri belirlemek için de kullanılır. Kanser öncülü değişikliklerin erken saptanması mortaliteyi azaltır, bilhassa serviks kanserinin bu yöntemle taranması sonucunda mortalite büyük oranda düşmüştür. Sonuç olarak serviks kanserinin tarama testi olarak kullanılan Pap smear testi, erken tanı olanağı sağlamaktadır. Buna ek olarak birçok enfeksiyon süreci de tanımlanabilmektedir, Kandida albicans ve Trichomonas vaginalis gibi.

<span class="mw-page-title-main">Rahim ağzı kanseri</span> Rahim ağzında meydana gelen kötücül kanser

Serviks kanseri, servikal kanser ya da rahim ağzı kanseri, rahim ağzının malign (kötücül) kanseridir. Serviks kanseri, epitelden köken alan malign tümör, yani karsinomdur. İlk belirtisi vajinal kanama olabilir, ama iyice ilerleyene kadar bir belirti göstermeme durumu da söz konusudur. Tedavisi, erken evrelerde ameliyat, ileri aşamalarda kemoterapi ve radyoterapidir.

<span class="mw-page-title-main">Cinsel yolla bulaşan hastalık</span> insan cinsel davranışı yoluyla bulaşan enfeksiyon

Cinsel yolla bulaşan hastalık (CYBH) veya cinsel yolla bulaşan enfeksiyon (CYBE), daha eski adıyla zührevi hastalık, özellikle vajinal seks olmak üzere anal seks, oral seks, bazen de sürtünme yoluyla cinsel ilişkiyle bulaşabilen enfeksiyonların genel adıdır. CYBE'ler genellikle başlangıçta semptomlara neden olmadığından başkalarına bulaştırma riskleri fazladır. İngilizce literatürde Cinsel yolla bulaşan enfeksiyon terimi, semptomatik hastalığı olmayan vakaları da kapsadığından cinsel yolla bulaşan hastalık veya zührevi hastalık terimlerinin yerine tercih edilmektedir. CYBE'lerin belirti ve bulguları olarak vajinal akıntı, penis akıntısı, cinsel organların üzerinde veya çevresinde ülserler ve pelvik ağrı sayılabilir. Bazı CYBE'ler kısırlığa neden olabilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Rahim ağzı</span>

Rahim ağzı veya serviks, kadın üreme sisteminde bulunan rahmin alt bölümüne verilen ad. Genellikle silindir şeklinde ve 2–3 cm uzunluğundaki serviks hamilelik ile birlikte şekil ve boyut değiştirebilir. Dar ve merkezinde bulunan servikal kanal rahim ağzının içinden geçerek vajinayı rahim boşluğuna bağlar. Serviksin rahime açılan kısmına internal os, vajinaya açılan kısmına ise eksternal os denir. Rahim boynuzları, rahim ve fallop tüplerinin birleştiği noktalardır. Serviksin supravajinal kısmı önden fibröz doku ile mesaneden ayrılır. Rahim ağzı anatomik açıdan yaklaşık 2,000 yıldır, Hipokrat'ın yaşadığı zamanlardan beri bilinmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Siğil</span> genellikle ellerde bulunan, karnabahar veya katı bir kabarcığa benzeyen küçük, pürüzlü büyüme.

Siğil derinin üst tabakasına veya mukozaya yerleşen İnsan papilloma virüsü/HPV olarak bilinen bir virüse ait enfeksiyonlardır. Siğillerin şekli bulunduğu bölgeye veya tipine göre değişmekle beraber, genellikle deriyle aynı renkte, kabarık, nasırımsı sert görünümdedirler.

<span class="mw-page-title-main">Layşmanyaz</span>

Layşmanyaz, Leishmania cinsi protozoa parazitlerinin sebep olduğu ve belli tatarcık (yakağan) sineği türlerinin ısırmasıyla bulaşan bir hastalıktır. Hastalık kütanöz, mukokütanöz ve viseral layşmanyaz (kala-azar) olmak üzere üç şekilde görülür. Kütanöz tip hastalığa deri ülserleri eşlik ederken, mukokütanöz tipte deri, ağız ve burun ülserleri görülür. Viseral (içorgansal) layşmanyaz ise deri ülserleriyle başlar ve daha sonra ateş, alyuvar sayısında azalma ve dalak ile karaciğerde büyüme görülür.

<span class="mw-page-title-main">Eritrazma</span> yüzeysel deri enfeksiyonu

Eritrazma, kahverengi, pullu deri yamalarına neden olan yüzeysel bir deri enfeksiyonudur. Deri florasının normal bir parçası olan Corynebacterium minutissimum bakterisi neden olur.

Konak hastalığı , bebeğin kafa derisinde kabuklu veya yağlı pullu lekelere neden olur. Durum ağrılı veya kaşıntılı değildir, ancak çıkarılması kolay olmayan kalın beyaz veya sarı pullara neden olabilir . En sık olarak ilk üç ayda başlar, ancak daha sonraki yıllarda ortaya çıkabilir. Daha büyük çocuklarda benzer semptomların kepek olma olasılığı beşik başlığından daha fazladır. Döküntü genellikle kulak, kaş veya göz kapaklarının çevresinde belirgindir. İnfantil seboreik dermatit olarak adlandırılan başka yerlerde de görünebilir. Bu durumun sadece özel ve daha iyi huylu bir durumudur. Kesin nedeni bilinmemektedir. İnsandan insana bulaşmaz. Ayrıca kötü hijyenden de kaynaklanmaz. Alerjik ve tehlikeli değildir. Genellikle birkaç ay sürer. Bazı çocuklarda durum 2 veya 3 yaşına kadar sürebilir.

<span class="mw-page-title-main">Hepatit B</span> İnsan viral enfeksiyonu

Hepatit B hastalığı (sarılık), karaciğeri etkileyen hepatit B virüsünün (HBV) neden olduğu bulaşıcı bir hastalıktır ve bir tür viral hepatittir. Hem akut hem de kronik enfeksiyona neden olabilir. Virüs bulaştıktan sonra hastalık bulgularını yaratması, sonrasında iyileşmesi ve virüse ait vücutta bir iz kalmaması akut enfeksiyon iken, virüsün karaciğer hücrelerine yerleşerek orada uzun süreli bulunması ve çoğalması ise kronik enfeksiyondur.

İnsan papilloma virüsü (HPV) aşıları, belirli insan papilloma virüsü (HPV) türlerinin neden olduğu enfeksiyonu önleyen aşılardır. Mevcut HPV aşıları, iki, dört veya dokuz tip HPV'ye karşı koruma sağlar. Tüm HPV aşıları, en büyük rahim ağzı kanseri riskine neden olan en az HPV tip 16 ve 18'e karşı koruma sağlar. HPV aşılarının rahim ağzı kanserinin %70'ini, anal kanserin %80'ini, vajina kanserinin %60'ını, vulva kanserinin %40'ını önleyebileceği ve HPV pozitif orofaringeal kanserlerin önlenmesinde %90'dan fazla etkinlik gösterdiği tahmin edilmektedir. Ayrıca HPV tiplerine karşı koruma sağlayan dörtlü ve nonvalan aşılar ile bazı genital siğilleri önlerler. HPV-6 ve HPV-11 daha fazla koruma sağlar.

Eozinofilik folikülit (EF), bilinmeyen bir neden dolayı ortaya çıkan bir kaşınan kızarıklıktır. Bu hastalık en çok HIV enfeksiyonu olan kişilerde görülür ancak HIV negatif kişilerde de ortaya çıkabilir, bu durumda eponim bir hastalık olan Ofuji hastalığı olarak bilinir. Eozinofilik folikülitte saç foliküllerinde kaşınan kırmızı şişlikler (papül) görülür, eozinofilik folikülit karnı ve bacakları etkilememekle birlikte üst vücudu tutar. Eozinofilik folikülit adı, hastalıkta görülen en belirgin bağışıklık sistemi hücreleri (eozinofil) ve saç folikülü tutulumunu ifade eder.

<span class="mw-page-title-main">Papillomaviridae</span>

Papillomaviridae; üyeleri papillomavirüsler olarak bilinen, zarfsız DNA virüslerinin bir ailesidir. Geleneksel olarak "tipler" olarak adlandırılan birkaç yüz papillomavirüs türünün tüm memelileri ve ayrıca kuşlar, yılanlar, kaplumbağalar ve balıklar gibi diğer omurgalıları enfekte ettiği tespit edilmiştir. Tipe bağlı olarak çoğu papillomavirüs türü tarafından oluşturulan enfeksiyon ya asemptomatiktir veya papillomlar veya siğiller olarak bilinen küçük iyi huylu tümörlere neden olur. Bununla birlikte insan papilloma virüsleri tip 16 ve 18 gibi bazı türlerin neden olduğu papillomlar kansere dönüşme riski taşırlar.

<span class="mw-page-title-main">Trikloroasetik asit</span>

Trikloroasetik asit, metil grubundaki üç hidrojen atomunun tamamının klor atomları ile değiştirildiği bir asetik asit analoğudur. Trikloroasetik asitin tuzları ve esterlerine trikloroasetatlar denir.

ABVD, Hodgkin lenfoma tedavisinde birinci basamakta kullanılan ve daha eski MOPP protokolünün yerini alan bir kemoterapi rejimidir. Aşağıdaki kemoterapi ilaçlarının eşzamanlı tedavisini içerir: