Yeni Zelanda, Güney Büyük Okyanus'ta bir ada ülkesidir. Güney Yarımkürede, Okyanusya'daki Güney Pasifik adaları arasında, Avustralya'nın yaklaşık 2.000 km güneydoğusunda yer almaktadır. Başlıca iki büyük ve 700'den fazla küçük adadan oluşur. Toplamda 268.021 kilometrekarelik bir yüz ölçümüne sahiptir. Bölgedeki tektonik hareketler ve volkanik olaylar nedeniyle Yeni Zelanda birçok yüksek dağa sahiptir. Yeni Zelanda'nın başkenti Wellington ve en büyük şehri Auckland'dır.
Evrim, popülasyondaki gen ve özellik dağılımının nesiller içerisinde seçilim baskısıyla değişmesidir. Bazen dünyanın evrimi, evrenin evrimi ya da kimyasal evrim gibi kavramlardan ayırmak amacıyla organik evrim ya da biyolojik evrim olarak da adlandırılır. Evrim, modern biyolojinin temel taşıdır. Bu teoriye göre hayvanlar, bitkiler ve Dünya'daki diğer tüm canlıların kökeni kendilerinden önce yaşamış türlere dayanır ve ayırt edilebilir farklılıklar, başarılı nesillerde meydana gelmiş genetik değişikliklerin bir sonucudur.
Ayak, birçok omurgalıda bulunan anatomik bir yapıdır. Ağırlık taşıyan ve hareket etmeye olanak sağlayan bir uzvun terminal kısmıdır. Ayakları olan birçok hayvanda, ayak, bacağın terminal kısmında, genellikle pençeler veya tırnaklar da dahil olmak üzere bir veya daha fazla segment veya kemikten oluşan ayrı bir organdır.
Kalp yetmezliği, kalbin sağ, sol veya her iki karıncığının içindeki kanı, her vuruşunda damarlara yeterli miktarda gönderememesi sonucu oluşur.
İnsan anatomisinde ayak bileği eklemi, ayak ile bacağın birleştiği yerde oluşmuştur. Ayak bileği veya talocrural eklem, tibia ve fibulanın iki distal ucunu bağlayan sinoviyal menteşe tipi bir eklemdir. Tibia ve talus arasındaki eklem, daha küçük olan fibula ve talus arasındaki eklemden daha fazla ağırlık taşır.
Eutheria, keselilere göre etenelilerle daha yakından ilişkili olan tüm doğurgan memelileri (Theria) kapsayan bir kladdır.
Miyosen, Senozoyik çağın neojen dönemine dahil olan ve jeolojik zamanda 23.03 ile 5.3 milyon yıl önce arasında yer alan bir jeolojik devirdir. Bilimsel literatürde bu devir 3 parça altında incelenir. Bunlar: Erken Miyosen, Orta Miyosen ve Geç Miyosen'dir. Aynı zamanda Miyosen devri, Aquitanian, Burdigalian, Langhian, Serravallian, Tortonian ve Messinian gibi 6 alt zamana ayrılır. Miyosen devrinin öncesinde oligosen devri varken; akabinde pliyosen devri gelmektedir. İlk olarak 19. yy'ın başında Paris havzası etrafında yapılan stratigrafik incelemeler sırasında Charles Lyell tarafından bulunmuş ve tanımlanmış bir zaman dilimidir.
Sudan karaya çıkış, evrimsel biyolojide tamamıyla su yaşamına adapte olmuş sucul canlıların aşamalı olarak kara hayatına uyum sağlamaları, canlılığın karalara çıkarak yeni yaşam alanları keşfetmeleri ve bu kara parçalarında koloniler kurmaya başladıkları süreci tanımlayan terim. Sudan karaya çıkış, örneğin tekhücreliler, mantarlar, bitkiler, omurgasızlar ve omurgalılarda olduğu gibi birbirinden bağımsız bir şekilde gelişmiş ve birden çok olayda tekrarlanmış bir süreçtir.
Deplasman golü kuralı, futbol ve diğer sporlarda, çift maçlı eleme sistemiyle oynanan turlarda eşitliği bozmak için kullanılan bir yöntem. Deplasman golü kuralına göre, iki maç toplamında sonuçlar eşitse, deplasmanda daha fazla gol atan takım kazanır. Bu durum, zaman zaman "deplasmanda atılan goller iki gol sayılır" diye de bilinmektedir.
Topuk dikeni topuk kemiğinde (calcaneus) oluşan bir tür osteofit'tir. Tipik radyolojik inceleme ile tespit edilebilir (X-ray).
İran Meşrutiyet Devrimi, 1905-1907 yılları arasında İran'da meşrutiyet talebiyle gerçekleşen devrimdir. Devrimin sonucunda meşrutiyet ilan edilmiş, yeni bir anayasa hazırlanmış ve meclis açılmıştır.
Sevr Devrimi, Afganistan Demokratik Halk Partisi tarafından, Afganistan Cumhuriyeti Devlet Başkanı Muhammed Davud Han'a karşı 27-28 Nisan 1978 tarihlerinde gerçekleştirilen devrim ve askerî darbe. Darbe sonucunda Muhammed Davud Han öldürüldü ve hükûmet devrildi. Oluşturulan devrim konseyinin başına geçen Nur Muhammed Terakki, kurulan Afganistan Demokratik Cumhuriyeti'nin devlet başkanı oldu. Yeni hükûmete karşı olan bazı kesimlerin ayaklanması sonrasında ülkede başlayan savaşa, hükûmetin çağrısı doğrultusunda Aralık 1979'da Sovyetler Birliği de askerî müdahalede bulundu.
John Ray, İngiliz doğabilimci ve bitki bilimci. Bitki bilim mahlası Ray'dir.
Teropod veya Theropoda, kertenkele kalçalı dinozorlar (Saurischia) takımına bağlı, boş kemikleri ve üç parmaklı uzuvları ile karakterize edilen bir dinozor kladı. Karga boyutundaki Microraptor cinsi ile devasa Tyrannosaurus rex gibi boyutsal açıdan çeşitliliğe sahiptirler. Modern kuşlar da Theropoda kladına bağlıdır.
Saurischia, kuşları (Aves) ve kuşlarla kuş kalçalı dinozorlara göre daha yakın akraba olan tüm dinozorları barındıran iki ana dinozor grubundan biridir.
Tarsus, her ayağında tibianın alt ucu ile alt bacağın fibulası ve metatarsus arasında yer alan yedi eklem kemiği kümesi. Orta ayak ve arka ayaktan oluşur.
Species Plantarum, Carl Linnaeus tarafından 1753'te yayımlanan ve o dönemde bilinen tüm bitki türlerinin cinslere göre sınıflandırıldığı bir eserdir. Eser, ikili adlandırma sistemini tutarlı bir şekilde uygulayan ilk çalışmadır ve bitkilerin bilimsel olarak isimlendirilmesi için başlangıç noktası olmuştur.
Solanales veya Tubiflorae, çiçekli bitkilerin bir takımıdır. 5 familya 165 cins ve yaklaşık 4.145 tür ile temsil edilir.
Avemetatarsalia, 1999 yılında Britanyalı paleontolog Michael Benton tarafından, timsahlardan çok kuşlara daha yakın olan tüm taç grubu arkozorlar için oluşturulmuş bir kladdır. Ayrıca Panaves terimi de timsahlardan çok kuşlarla daha yakın akraba olan tüm yaşayan veya soyu tükenmiş hayvanlar için kullanılır. Hemen hemen tüm avemetatarsaliyenler, benzer bir ayrıma sahip Ornithodira alt grubunun üyeleridir. Ornithodira, dinozorların ve teruzorların son ortak atası ve onun soyundan gelenler olarak tanımlanır.
Plantar siğil veya verruca vulgaris, ayak tabanında veya ayak parmaklarının altında oluşan bir siğildir. Bu siğillerin rengi, derinin rengine benzer. Genellikle bu siğillerin yüzeyinde küçük siyah noktalar oluşur. Bir alanda bir veya birden fazla siğil oluşabilir. Bu siğiler, basınca bağlı olarak ağrıya neden olabilir ve yürümeyi zor hale getirebilir.