İçeriğe atla

Planlı ekonomi

Planlı ekonomi; üretim faktörlerinin tümü veya büyük kısmının devlet denetiminde bulunduğu, üretim ve dağıtım kararlarının devlet tarafından alındığı ekonomik sistemdir.[1]

Planlı ekonomiler, kuramsal olarak devlet denetiminin olmadığı serbest piyasa ekonomilerinin tam olarak zıddı bir ekonomik sistemi temsil ederler. Dünyada bu iki uçta bulunan ülke ekonomilerinden söz etmek çok mümkün değildir. Her iki sistemin de özelliklerini taşıyan karma ekonomiler çoğunlukla görülen ekonomik sistemlerdir. Sovyet tipi ekonomik planlama bu ekonomi türüne örnektir.

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ Karalar, Rıdvan; İnan.(2004). Genel İşletme. Eskişehir: Anadolu Üniversitesi. s. 4 6 Haziran 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. ISBN 975-06-0016-9

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Ekonomi</span> belirli bir alandaki farklı temsilciler tarafından sınırlanmış mal veya hizmetlerin üretimi, dağıtımı veya ticaretinden oluşan sistem

Diğer anlam için Ekonomi sayfasına bakınız

<span class="mw-page-title-main">Ekonomi (bilim dalı)</span> İktisat bilimi

Ekonomi veya İktisat, mal ve hizmetlerin üretim, dağıtım ve tüketimini inceleyen sosyal bilimdir. Ekonomi, ekonomik aktörlerin davranış ve etkileşimlerine ve ekonomilerin nasıl işlediğine odaklanır. Mikroekonomi, bireysel ajanlar ve piyasalar, bunların etkileşimleri ve etkileşimlerin sonuçları da dahil olmak üzere ekonomideki temel unsurlar olarak görülen şeyleri analiz eden bir alandır. Bireysel aracılar arasında örneğin hane halkı, firmalar, alıcılar ve satıcılar yer alabilir. Makroekonomi, üretim, tüketim, tasarruf ve yatırımın etkileşim içinde olduğu bir sistem olarak ekonomi ve emek, sermaye ve toprak kaynaklarının istihdamı, para birimi enflasyonu, ekonomik büyüme ve bu unsurlara etkisi olan kamu politikaları gibi ekonomiyi etkileyen faktörleri analiz eder.

<span class="mw-page-title-main">Makroekonomi</span> Bir bölge veya bir ülkenin toplam gider, gelirlerinin ve gelecek öngörüsünü yapmak ve irdelemek

Makroekonomi, ekonomi biliminin; toplam tüketim, toplam üretim, toplam tasarruf, toplam yatırım, toplam gelir ve istihdam gibi toplam büyüklüklerini inceleyen ve bunlar ile ilgili çözümleme ve çıkarımlar yapan alt dalı. Mikroekonomiden farklı olarak, ekonomiyi bir bütün olarak ele alarak, makro denge çözümlemeleri üzerinde çalışır. İşsizlik, enflasyon, toplam üretim ve tüketim, gelir dağılımı makroekonominin ana konuları olarak sayılabilir. Kurucusu John Maynard Keynes'dir. Keynes 1930 yılına kadar temel ekonomik karar birimleri seviyesinden bakılan ekonomi bilimine yeni bir boyut kazandırmış, toplam talep kavramını gündeme getirerek işsizlik ve toplam üretim konularını bununla açıklamaya çalışmıştır. Modern makroekonomideki düşünce okullarından bazıları şunlardır:

Sosyalizm, sosyal ve ekonomik olarak toplumsal refahın, katılımcı bir demokrasiyle gerçekleşeceğini ve üretim araçlarının hakimiyetinin topluma ait olduğunu savunan, işçi sınıfının yönetime katılmalarına ağırlık veren, özel üretim yerine kamu bazlı üretimi destekleyen, telkin ve propagandalarını eğitim, tarım ve vergi reformları üzerinde yoğunlaştıran ekonomik ve siyasi bir teoridir. Siyasi yelpazede ve dünyanın çoğu ülkesinde sosyalizm, standart sol ideoloji olarak kabul edilir. Sosyalizm türleri, kaynak tahsisinde piyasaların ve planlamanın rolüne ve kuruluşlardaki yönetim yapısına göre değişir.

22 Haziran 1993 tarihinde yapılan Kopenhag Zirvesi'nde, Avrupa Konseyi, Avrupa Birliği'nin genişlemesinin merkezi Doğu Avrupa ülkelerini kapsayacağını kabul etmiş ve aynı zamanda adaylık için başvuruda bulunan ülkelerin tam üyeliğe kabul edilmeden önce karşılaması gereken kriterleri de belirtmiştir. Bu kriterler siyasi, ekonomik ve topluluk mevzuatının benimsenmesi olmak üzere üç grupta toplanmıştır.

Kapitalizm ya da diğer adlarıyla sermayecilik ve anamalcılık, üretim araçlarının özel mülkiyetine ve kâr amacıyla işletilmesine dayanan ekonomik sistemdir. Kapitalizmin tanımlayıcı özellikleri arasında sermaye birikimi, rekabetçi piyasalar, fiyat sistemleri, özel mülkiyet, mülkiyet haklarının tanınması, kişisel çıkar, ekonomik özgürlük, meritokrasi, iş ahlakı, tüketici egemenliği, ekonomik verimlilik, hükûmetin sınırlı rolü, kâr güdüsü, kredi ve borcu mümkün kılan finansal bir para ve yatırım altyapısı, girişimcilik, metalaşma, gönüllü değişim, ücretli emek, mal ve hizmet üretimi, inovasyon ve ekonomik büyümeye güçlü bir vurgu yer alır. Bir piyasa ekonomisinde kararlar ve yatırımlar, servet, mülk veya sermaye ya da üretim kapasitesini yönlendirme yeteneğine sahip kişiler tarafından belirlenir. Fiyatlar, mal ve hizmetlerin dağıtımı ise büyük ölçüde mal ve hizmet pazarlarındaki rekabet tarafından şekillendirilir.

Serbest piyasa, ürün fiyatının alıcı ve satıcının karşılıklı anlaşmasıyla belirlendiği, arz ve talebe hükûmet tarafından müdahale edilmeyen piyasadır. Ekonomik faaliyet tam rekabet şartları içinde serbestçe yapılır, ekonomik sorunların çözümünde müdahale değil, fiyat mekanizmasının kullanımı esastır. Fakat, her ne kadar serbest piyasa, hükûmetin arz, talep veya fiyatlar üzerine herhangi bir müdahale yapmamasını gerektirse de, tüccarların birbirlerini zorlamamasını ya da aldatmamasını da gerektirir. Bu yüzden tüm alım ve satımlar gönüllü olarak yapılır.

Piyasa ekonomisi; yatırım, üretim ve dağıtım ile ilgili kararların arz ve talebe dayalı olduğu, mal ve hizmet fiyatlarının serbest fiyat sistemi içinde belirlendiği ekonomidir. Çoğu mevcut piyasa ekonomisi belirli bir derece kadar ekonomik planlama veya devletin ekonomik aktiviteleri yönlendirmesini içerir ve dolayısıyla karma ekonomi olarak sınıflandırılır. Piyasa ekonomisi terimi bazen serbest piyasa ekonomisi ile eşanlamlı kullanılır, ancak serbest piyasa ekonomisi ayrıca laissez-faire veya serbest piyasa anarşizmini ifade eder. Piyasa ekonomisi çeşitli kooperatif türlerinin, kolektif veya özerk devlet kurumlarının bulunduğu bir serbest fiyat sisteminde de var olabilir. Piyasaların devlet tarafından gerekli şartlarda müdahaleye uğradığı sistem ise sosyal piyasa ekonomisidir.

Ordoliberalizm, devletin serbest piyasanın kendi teorik potansiyeline yakın sonuçlar üretmesini sağlama ihtiyacı üzerinde duran, sosyal devlet içermeyen sosyal piyasacı bir Alman ekonomik liberalizm modelidir.

Ekonomik liberalizm, piyasa ekonomisinin bireyci hatlara dayanmasını ve üretim araçlarının özel mülkiyette olmasını destekler. Ekonomik liberaller, serbest ticareti ve açık rekabeti engellediği için piyasaya yapılan hükümet müdahalesine ve korumacılığa karşı çıkma eğilimindedir, ancak mülkiyet haklarını korumak ve piyasa başarısızlıklarını çözmek için yapılan hükûmet müdahalesini destekler. Ekonomik liberalizm, Büyük Buhran ve Keynesyenizm'in yükselişine kadar genel olarak klasik liberalizmin ekonomik modelini ifade etmek için kullanılmıştır.

Karma ekonomi, kamu hizmetleri, güvenlik, askeriye, refah ve eğitim gibi hem özel işletmeleri hem de kamulaştırılmış devlet hizmetlerini kabul eden bir ekonomik sistemdir. Karma ekonomi aynı zamanda halkı, çevreyi veya devletin çıkarlarını korumaya yönelik bir tür düzenlemeyi de teşvik eder.

İktisadi kıtlık ya da ekonomik kıtlık kâr amaçlı ekonomik sistem tarafından kar elde etmek amacıyla kasıtlı olarak yaratılan ve bir toplumun sahip olduğu üretim kaynaklarının, mevcut teknolojik gelişmişlik düzeyiyle işletilmesi ile ulaşılan üretim düzeyinin, sonsuz insan ihtiyaçları ve isteklerini karşılamakta yetersiz olduğunu ifade eden iktisadi bir terimdir. Gündelik hayatta kullanılan kıtlık kavramı somut bir yokluğu veya yetersizliği ifade ederken iktisadi anlamıyla kıtlık, mevcut kâr bazlı ekonomik sistem ve üretim teknolojisiyle ulaşılan üretim düzeyi ile ilgili bir yetersizliği ifade eder. Her adım başı üretilmiş envai çeşit ürünlerle dolup taşan çeşitli dükkân ve marketlerin boy gösterdiği günümüzde, ekonomi biliminin temeli olan kıtlığın anlamı üzerine derin düşünmek gereklidir.

<span class="mw-page-title-main">İslam ekonomisi</span>

İslam ekonomisi ya da İslamî ekonomi, Müslüman bilim insanları tarafından "İslam din ve gelenekleri ile uyumlu bir ekonomik düzeni teşvik olarak" tanımlanır. İslamda insan mutlak anlamda özgür değildir. Dolayısıyla insan, diğer alanlarda olduğu gibi ekonomiyle ilgili faaliyetlerinde de Allah’ın koyduğu sınırlara uymak zorundadır. İslam faizi ve gararı, kumarı ve ticarette aldatmayı yasaklar. Belli miktarda (nisab) zenginlerden mallarının bir kısmını fakirlere zekât olarak vermeyi zorunlu kılar. Faiz ve gararın yasaklanması ile parası olanın çalışmadan para kazanması engellenmiş ve kazanç emeğe dayalı hale getirilmiştir. Duran paradan zekat alınması ile de paranın durağan durması engellenerek yatırım teşvik edilmiştir.

Ekonomik sistem, bir toplumda mal ve hizmetlerin üretimini, ticaretini, dağıtımını ve kaynakların üretime tahsis edilmesini düzenleyen, ayrıca üretimi kimlerin yapacağına karar veren uygulama ve ilkeler bütünüdür.

Pazar sosyalizmi veya Piyasa sosyalizmi, arz ve talebe dayalı olarak oluşan sosyalist ekonomik sistemdir. Bu sistemde üretim araçları kooperatiflere aittir. Yani üretim aracın üstündeki hakimiyet işçinindir. İşçi, üretimi gelen talebe göre belirler. Bu talebi belirlemek için de komite oluştururlar. Uygulanış olarak değişen pazar sosyalizmi ilk kez Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti'nde uygulandı. Burada sistem her ne kadar serbest piyasa mekanizmasına tabi olsa da üretim araçları devlete aitti. Ancak merkezi planlamadan farklı olarak neyin üretileceğine devlet değil işçiler karar veriyordu. Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti'nde uygulanan bu sistemde işçilerin küçük de olsa fabrika mülkiyetine ortak olma hakları vardı. Tito döneminde geniş bir şekilde uygulama alanı bulan piyasa sosyalizmi Tito'nun ölümüyle uygulamadan kalktı.

Liberteryen Transhümanizm veya Özgürlükçü Transhümanizm Liberteryenizm ve Transhümanizm'i birleştiren bir siyasi ideolojidir. Kendini Liberteryen Transhümanist olarak tanımlayan Ronald Bailey ve Glenn Reynolds gibi kişiler "İnsan güncellenmesi hakkı"nı savunurlar ve serbest piyasanın bu hakkı en iyi sağlayan şey olduğunu çünkü serbest piyasanın diğer ekonomik sistemlere göre daha fazla refah ve kişisel özgürlük sağladığını öne sürerler.

Sosyalist piyasa ekonomisi, Çin Halk Cumhuriyeti'nde uygulanan ekonomik model. Deng Şiaoping'in getirdiği ekonomik reformlardan ortaya çıkan açık piyasa ekonomisi çerçevisinde ekonominin büyük oranda Kamu İktisadi Teşebbüsleri'nden oluşmasına dayanır. İdeolojik açıdan bu sistemin esas mantığı, Çin'in sosyalist üretim biçiminin erken bir evresini oluşturan sosyalizmin birincil evresinde bulunması ve bu nedenle küresel bir pazar sistemi kapsamında kapitalist teknikler benimsemesi gerekmesidir. Buna rağmen, bu sistem yaygın olarak devlet kapitalizminin bir türü olduğu belirtilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Doğu Almanya ekonomisi</span>

Doğu Almanya, kapitalist devletlerin piyasa ekonomileri veya karma ekonomilerinin aksine, Sovyetler Birliği ve diğer Comecon üye devletlerindeki ekonomik sisteme benzer bir planlı ekonomiye sahipti. Devlet üretim hedefleri belirledi, fiyatları belirledi ve ayrıca bu kararları kapsamlı planlar halinde kodlayarak kaynakları tahsis etti. Üretim araçları neredeyse tamamen devlete aitti.

<span class="mw-page-title-main">Ekonomik sosyoloji</span>

Ekonomik sosyoloji veya ekonomi sosyolojisi, ekonomik olay, olgu ve ekonomik çıkarları, tek­nolojiye dayalı sosyal ilişkiler ağı içinde ele alan bir bi­lim dalıdır. Bilim dalının kurucuları Weber ve Durkheimdir.

Ekonomide fiyat sistemi, herhangi bir mülk biçiminin değerlemeleri belirlendiği bir sistemdir. Tüm toplumlar, kıtlığın sonucu olarak kaynakların tahsisinde ve mübadelesinde fiyat sistemlerini kullanır. Fiyat sistemleri, parasız bir takas sisteminde bile mülklerin değiş tokuşundaki değişim oranlarının belirlenmesinde hala kullanılmaktadır.