İçeriğe atla

Planetaryum

Planetaryum veya gezegenevi, güneşin, yıldızların, gezegenlerin ve diğer gök cisimlerinin yapay görüntüsünün özel bir yansıtıcı yardımıyla kubbe şeklindeki tavana yansıtıldığı gösteri salonlarına verilen isimdir. Bir gezegenevinin başta gelen en büyük özelliği kubbe şeklinde ekranı ve o ekran üzerine özel araçlarla yansıtılan gökyüzü, gökcisimleri ve benzeri görüntülerdir. Uzay boşluğundaki hareketlerin gerçekçi bir şekilde simüle edilebilmesini sağlar. Kullanılan görüntüler optik ve elektro-mekanik birçok teknolojik araç kullanılarak elde edilebilir. Bu sistemler, dünyanın herhangi bir noktasından geçmişte, gelecekte veya bulunulan anda görülebilecek gökyüzünü görüntüleyebilirler. Yeni nesil dijital yansıtıcılar OpenGL ve Silicon Graphics teknolojisi sayesinde gösteri yelpazesini genişletmiş, insanin kan damarları içinde yolculuktan, Rönesans sanatçılarının eserlerine kadar çok çeşitli konularda gösteriler sunmaktadır. Bu açıdan bakıldığında çağdaş bir yıldızevi sanattan bilime her konunun sunulabildiği bir gösteri ortamıdır. Gelişmiş yansıtıcılar gece gökyüzünü canlandırmanın yanı sıra bilgisayar destekli simülasyonlarla yerden havalanma ve göktaşları arasından geçilerek Satürn'ün halkaları arasında dolaşma gibi gösteriler sunar. Bir yıldızevinde seyirciler dairesel bir düzenlemeyle oturarak kubbe şeklindeki tavanda çeşitli projeksiyonlar izlerler. Gösteriler çoğunlukla gökbilim konusunda yetkin bir kişi tarafından canlı olarak sunulur. Salonun ortasında yer alan yansıtıcı yıldızlar ve gezegenlerin görüntülerini kubbeye yansıtarak gece gökyüzünü canlandırır.

İlk çağdaş yıldızevi yansıtıcısı 1923'ta Alman Zeiss firması tarafından üretilmiştir. Kuzey yarımkürede yapılan ilk ve bugün aktif olan en eski gezegenevi ise Chicago'daki The Adler Planetarium & Astronomy Museum' dur.[1] Hayden Yıldızevi, New York ortasında parlak bir ışık kaynağı bulunan kapalı bir metal kutu şeklindeki yansıtıcı yardımıyla üzerindeki deliklerden süzülen ışığın kubbeye vurması sonucu yıldız görüntülerini canlandırıyordu. Başlangıçta sadece ışık kaynağı ve merceklerden oluşan yansıtıcılar günümüzde çoğunlukla bilgisayar kontrollü optoelektronik cihazlar halini almıştır.

Tarihçe

Güneş ve Ay'ın hareketlerini tahmin edebilen ilk aracın Arşimet’e ait olduğu düşünülmektedir. Antikythera Mekanizması'nın keşfi de bu tür araçların antik çağda bile bulunduğuna işaret etmektedir. Campanus Nouariensis (1220–1296) Theorica Planetarum adlı yapıtında “gezegenimsi ekvatoryum” dan bahsetmekte ve nasıl yapılabileceğini açıklamaktadır. Bu araçlar bugün İrlandalı Orrery Lord'u Earl'e atfen “orrery” (güneş sistemi modeli) adıyla anılmaktadır. Bugün birçok gezegenevinin kubbesine Güneş etrafında doğru göreli dönemleriyle yansıttıkları görüntülere güneş sistemi modeli denilmektedir.

Onsekizinci yüzyıldaki güneş sistemi modellerinin küçük olması etkilerini azatlığından, aynı yüzyıl sonunda birçok eğitmen daha büyük simülasyonlar için kolları sıvadı. Adam Walker (1730–1821) ve oğullarının eğitim istekleri ve gösterilerdeki başarı gayretleri kayda değerdir. Walker’ın Eidouranion adını verdiği makine [2] halk günlerinin ve diğer gösterilerinin başrolündeydi denebilir. Oğlu, bu makinenin 6 m boyunda ve 8 m çapında olduğunu, seyircilerin önüne dikey olarak yerleştirildiğini ve bulundurduğu kürelerin çok büyük olduğunu ve salonun en uzak yerlerinden farklı farklı göründüğünü belirtmiştir. Walker’dan başka bu tür araçları olan kişilerden R E Lloyd’un Dioastrodoxon’u veya “Büyük Saydam Güneş Sistemi Modeli” ve William Kitchener'ın 13 m çaplı Ouranologia'sı gezegenevlerine örnek verilebilir.[3] En eski ve halen çalışır durumdaki güneş sistemi modeli Hollanda'nın Franeker kentindedir. Şu anda müzeye dönüştürülen binada bulunan model Eise Eisinga (1744–1828) tarafından evinin oturma odasında kurulmuştur. Bu gezegenevinin yapımı Eisinga'nın yedi yılını almış ve 1781'de tamamlanmıştır.

1095'te Münih'teki DeutschesMüzesi'nden Oskar von Miller (1855–1934) ayarlı güneş sistemi modelinin ve gezegenevinin gelişmiş bir versiyonunu yapmakla görevlendirildi. Daha sonra Jena'daki Karl Zeiss optik işlerinde çalışan Franz Meyer ile güneşmerkezli ve yermerkezli hareketi gösterebilen en büyük gezegenevi üzerine çalıştı. Gezegenevi Deutsches Müzesi'nde faliyete girmesine rağmen savaş nedeniyle gösterimler iptal oldu. Bu gezegenevinde gezegenler yukarıya asılan raylarda elektrik motoru yardımıyla hareket etmekteydi ve Satürn modelinin yörüngesinin çapı 11.25 m idi. Elektrik ampülleri kullanılarak 180 yıldızın görüntüsü duvara veriliyordu. Bu gezegenevi yapılırken von Miller Heidelberg Üniversitesi Landessternwarte Heidelberg-Königstuhl Gözlemevi yöneticisi alman astronom Max Wolf ile Zeiss fabrikasında Wallace W. Atwood'un ve Chicago Bilimler Akademisi'ndeki Walther Bauersfeld'in Zeiss'teki fikirlerinden esinlenerek yeni bir gezegenevi tasarımı üzerinde çalışıyordu. Sonuç, gösteri salonunun merkezine konabilen, görüntüyü bir yarım küre yüzeyine aktarabilen ve tüm gerekli yıldız ve gezegen hareketlerini oluşturabilen bir gezegenevi oldu. 1923 yılının Ağustos ayında ilk Zeiss gezegenevi (Model I) Zeiss fabrikasının çatısına kurulan beyaz 16 m'lik beton yarımküreye yıldız ve gezegenlerin görüntüsünü yansıtmaya başladı.[4]

New York şehrindeki Hayden Gezegenevi baş eğitmeni Phillip Stern programanabilir küçük gezegenevi yapma fikrine sahipti. 1967 yaptığı Apollo modeli plastik bir program panosu, kaydedilmiş ders ve bir film şeridinden ibaretti. Bu aracın masraflarını karşılayamadığından Long Island’daki orta ölçekli bir odyo-görsel firma olan Viewlex’in gezegenevi bölümüne atandı. Model için farklı eğitim seviyeleri ve halk gösterimleri için yaklaşık 30 tane program oluşturdu. Apollo modeli 1970’ler in sonunda birkaç yüz tane satılmıştı. Massachusetts’teki Learning Technologies firması 1977’de ilk kolay taşınabilir gezegenevini sundu. Philip Sadler bu patentli sistemi yıldızlar, mitolojik takımyıldız şekilleri, yıldızıl koordinat sistemleri ve daha birçok etki içerecek şekilde tasarlamıştı. 1989’da Almanya’nın birleşmesi ile Zeiss firması portföyünü farklı boyutlarda kubbe sunacak şekilde genişletti.

1983 yılında Evans & Sutherland ilk bilgisayar grafiği görüntüleme destekli gezegenevi, Hansen Gezegenevi’ni Salt Lake City’de kurdu. Bugünkü gezegenevi sistemleri fulldome video teknolojisi kullanan tamamen dijital yansıtma sistemlerinden oluşmaktadır. Bu özellik, kullanıcıya, gösteri sırasında sadece gökyüzünü değil dilediği görseli kullanma fırsatı vermektedir. 2009’da Microsoft Research ve Go-Dome WorldWide Telescope projesinde birleştiler. Bu, amacı büyük halk gezegenevleri kadar küçük gruplara da ulaşabilecek düşük bütçeli bir gezegenevi projesiydi.

2011 yılında Türk Sureyyasoft Techonologies firması taşınabilir planetaryum sistemleri ile baraber düşük bütçeli sabit planetaryumlar için tüm evreni modelleyen, verileri Japonya Ulusal Gözlemevi (NAOJ) - 4D2U projesinin özel izni alınarak geliştirilen "Shira Universe" dijital yazılımının tanıtımını yaptı. Yazılım dünya çapında birçok kâr amacı gütmeyen vakıf, eğitim kurumu ve üniversite tarafından kullanılır hale geldi.[5]

Gösteriler

Çoğu gezegenevinin gösterileri halka açıktır. Bu gösteriler genellikle belirli bir gecede gökyüzünde görülebilecek gök olayları veya seçilen bir konu üzerinedir. 1990'ların başında kullanılmaya başlanan 3-boyutlu dijital gezegenevleri gösteri yapanlara yeni olanaklar tanımış, sadece Dünya merkezli görüntüleri değil, evrende her noktada gerçeğe yakın durumda dolaşma tecrübesi tanıyarak yararlı bir eğitim aracı haline gelmiştir. Örneğin, bu özellik sayesinde bir takımyıldıza odaklanılıp onu oluşturan yıldızlara yolculuk yapan izleyici bu yıldızların birbirileri ile fiziksel ilişkide olmadığını, takımyıldız adlandırmasının bu yıldızların gök küresi üzerindeki izdüşümüne göre yapılmış olduğunu kolayca anlayabilmektedir. Gösteriler sırasında ardalanda çalınan uygun müzik de gezegenevi gösterilerinin ayrılmaz bir parçasıdır.

Kaynakça

  1. ^ "Adler Planetarium". National Historic Landmark summary listing. National Park Service. 21 Eylül 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Ekim 2007. 
  2. ^ "Glossary of the Magic Lantern Society". 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Eylül 2013. 
  3. ^ "Priaulx Library". 
  4. ^ Chartrand, Mark (Eylül 1973). "A Fifty Year Anniversary of a Two Thousand Year Dream (The History of the Planetarium)". The Planetarian. 2 (3). International Planetarium Society. ISSN 0090-3213. 20 Nisan 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Şubat 2009. 
  5. ^ SureyyaSoft https://www.sureyyasoft.com/index.php/en/ 11 Ocak 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.

Dış bağlantı

WPD (Worldwide Planetariums Database) 13 Mart 2023 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Dünya çapındaki planetaryum veritabanı

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Astronomi</span> kökenleri, evrimleri, fiziksel ve kimyasal özellikleri ile gök cisimlerini açıklamaya çalışmak üzere gözleyen bilim dalı

Astronomi, gök bilimi ya da gökbilim gök cisimlerinin kökenlerini, evrimlerini, fiziksel ve kimyasal özelliklerini açıklamaya çalışan doğa bilimi dalıdır. Astronominin sınırlı ve özel bir alanı olan gök mekaniği ile karıştırılmaması gerekir. Astronomi daha açık bir deyişle, yörüngesel cisimleri ve Dünya atmosferinin dışında gerçekleşen, yıldızlar, gezegenler, kuyrukluyıldızlar, kutup ışıkları, gökadalar ve kozmik mikrodalga arkaalan ışınımı gibi gözlemlenebilir tüm olay ve olguları inceleyen bilim dalıdır.

<span class="mw-page-title-main">Güneş Sistemi</span> Güneş ve Güneş merkezli astronomik cisimler

Güneş Sistemi, Güneş'in kütleçekim kuvvetiyle yörüngede tutulan ve çeşitli gök cisimlerinden oluşmuş bir sistemdir. Güneş ve 8 gezegen ile onların doğruluğu onaylanmış 150 uydusu, 5 cüce gezegen ile onların bilinen toplam 8 uydusu ve milyarlarca küçük gök cisminden oluşur. Küçük cisimler kategorisine asteroitler, Kuiper Kuşağı cisimleri, kuyruklu yıldızlar, gök taşları ve gezegenler arası toz girer.

<span class="mw-page-title-main">Venüs</span> Güneş sisteminde yer alan, Güneşe en yakın 2., sıcaklık açısından 1. sırada yer alan gezegen

Venüs, Güneş Sistemi'nde Güneş'e uzaklık bakımından ikinci sıradaki, sıcaklık bakımından ise birinci sıradaki gezegendir.

<span class="mw-page-title-main">Merkür</span> Güneş sisteminde yer alan, Güneşe en yakın ve sistem içerisindeki en küçük gezegen

Merkür, Güneş Sistemi'ndeki en küçük ve Güneş'e en yakın gezegendir. Adını, ticaret ve iletişim tanrısı ve tanrıların habercisi olan antik Roma tanrısı Mercurius'tan (Mercury) almıştır. Yüzey kütleçekimi yaklaşık olarak Mars ile aynı olan bir karasal gezegen olarak sınıflandırılır. Yüzeyi, milyarlarca yıldır biriken sayısız çarpma olayının bir sonucu olarak yoğun şekilde kraterlerle kaplıdır. En büyük krateri olan Caloris Planitia, 1.550 km (960 mi) çapındadır ve gezegenin çapının üçte biri kadardır. Dünya'nın uydusu Ay'a benzer şekilde Merkür'ün yüzeyi, bindirme faylarından kaynaklanan geniş bir uçurum sistemi (yarıklar) ve çarpma olayı kalıntıları tarafından oluşturulan parlak ışın sistemleri sergiler.

<span class="mw-page-title-main">Jüpiter</span> Güneş Sisteminde yer alan en büyük gezegen

Jüpiter, Güneş Sistemi'nin en büyük gezegenidir. Güneş'ten uzaklığa göre beşinci sırada yer alır. Adını Roma mitolojisindeki tanrıların en büyüğü olan Jüpiter'den alır. Büyük ölçüde hidrojen ve helyumdan oluşmakta ve gaz devi sınıfına girmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Jüpiter'in doğal uyduları</span> Vikimedya liste maddesi

Jüpiter'in bilinen 95 doğal uydusu vardır. Bu uydular yörüngeleri, boyut ve fiziksel özellikleri ve bu verilere göre tahmin edilebilecek oluşum mekanizmaları ile çok büyük çeşitlilik göstermektedir. Jüpiter'in, halkaları, manyetik alanı ve uyduları ile birlikte oluşturduğu ve küçük bir güneş sistemini andıran bu karmaşık yapı, Güneş Sistemi'nin evrimini aydınlatabilecek çok sayıda ipuçları barındırmaktadır. İç uyduları olan İo, Europa, Ganymede ve Callisto büyük ve aydın iken diğerleri soluk ve küçüktür.

<span class="mw-page-title-main">Güneş Sistemi'ndeki cisimlerin listesi</span> Vikimedya liste maddesi

Aşağıda Güneş Sistemi'ndeki cisimlerin Güneş'ten uzaklıklarına göre sıralanmış bir listesi bulunmaktadır. Çapı 500 km'den küçük cisimler listeye alınmamıştır.

<span class="mw-page-title-main">Tutulum</span>

Tutulum, ekliptik veya tutulum düzlemi ya da ekliptik düzlem, Dünya'nın Güneş etrafındaki yörünge düzlemidir. Dünya'da bulunan bir gözlemcinin bakış açısından, Güneş'in bir yıl boyunca gök küre etrafındaki hareketi, yıldızların arka planına karşı ekliptik boyunca bir yol izler. Ekliptik önemli bir referans düzlemidir ve ekliptik koordinat sisteminin temelidir.

<span class="mw-page-title-main">Astrometri</span>

Gök ölçümü, gökölçüm veya astrometri, yıldızların ve diğer gökyüzü cisimlerinin konumlarının ve hareketlerinin yüksek hassasiyetle hesaplanmasını içine alan bir gök bilimi dalıdır. Astrometrik ölçümlerden elde edilen bilgiler kinematik, Güneş Sistemi'nin fiziksel kökeni ve galaksimiz Samanyolu ile ilgili bilgiler sunar.

<span class="mw-page-title-main">Teleskop</span> uzaydan gelen her türlü radyasyonu alıp görüntüleyen, astronomların kullandığı, bir rasathane cihazı

Teleskop veya ırakgörür, uzaydan gelen her türlü radyasyonu alıp görüntüleyen astronomların kullandığı, bir rasathane cihazıdır. 1608 yılında Hans Lippershey tarafından icat edilmiştir ve 1609 yılında Galileo Galilei tarafından ilk defa gökyüzü gözlemleri yapmakta kullanılmıştır. Uzaydaki cisimlerden yansıyarak veya doğrudan gelen görülen ışık, ultraviyole ışınlar, kızılötesi ışınlar, röntgen ışınları, radyo dalgaları gibi her türlü elektromanyetik yayınlar; kozmos hakkında bilgi toplamak için çok gerekli kanıtlardır. Bu kanıtlar, klasik manada optik teleskoplarla ya da çok daha modern radyo teleskoplarla incelenir.

<span class="mw-page-title-main">Kuiper Kuşağı</span> gök cisimlerinden oluşan halka

Kuiper Kuşağı, Güneş Sistemi'nin kenarında bulunan bir halkadır. Esas olarak uzay kayaları ve cüce gezegenlerden oluşur. Neptün'ün yörüngesinin ötesine oturur. Gezegensel hareket düzeyinde ve Güneş'ten yaklaşık olarak 30 ila 50 astronomik birimden uzak bir disktir. Edgeworth-Kuiper Kuşağı adıyla da anılmaktadır. Hawaii'deki astronomlar 1992 yılında bu bölgede sayıları 1.000'i bulan buzlu cisimlerin ilkini keşfetmişlerdir. Bu cisimlerin bir bölümü çok yığışık olup çapları da yüzlerce kilometreyi bulabilmektedir. Kuiper Kuşağı ile Oort Bulutu'nun da üst üste bindiği bugünkü varsayımlar arasında yer almaktadır. Kuiper Kuşağı'nda bulunan gök cisimlerinin birer gezegen olup olmadığı yönünde de büyük tartışmalar bulunmaktadır. Kuiper Kuşağı'nda şimdiye kadar 400 gezegenimsi gök taşı bulunmuştur. Bu kuşakta çapı 100 km'den büyük en az 70.000 gök cismi olduğu varsayılmaktadır. Bu bölgeye Kuiper Uçurumu da denmektedir. Bu ismin verilmesindeki sebep ise kaya yoğunluğunun bu bölgede birdenbire azalmasıdır. NASA'nın Kuiper Kuşağı ve Plüton'a doğru yol alacak olan New Horizons uzay aracı da 2006 yılının Ocak ayında fırlatılmış, bir sene sonra 2007'de Jüpiter gezegeninin yanından geçmiştir. 14 Temmuz 2015'te Plüton'a en yakın noktadan geçerek gezegenin yapısı ve atmosferini incelemiştir. 2015 Nisan ayı itibarıyla New Horizons uydusu Plüton ile ilgili düşük çözünürlüklü görüntüleri göndermiş ve bilgilerimizi tazelemiştir.

<span class="mw-page-title-main">Kepler'in gezegensel hareket yasaları</span>

Kepler'in gezegensel hareket yasaları, Güneş Sisteminde bulunan gezegenlerin hareketlerini açıklayan üç matematiksel yasadır. Alman matematikçi ve astronom Johannes Kepler (1572-1630) tarafından keşfedilmişlerdir.

Gezegen bilimi, gezegenlerin, gök cisimlerinin ve gezegen sistemlerinin ve bunların oluşum süreçlerinin bilimsel olarak incelenmesidir.

Gökyüzü koordinat sistemi, gökyüzü konum haritası için kullanılan koordinat sistemidir.

<span class="mw-page-title-main">Ön gezegen diski</span> Yeni oluşmuş bir yıldızı çevreleyen gaz ve toz

Ön gezegen diski, yeni oluşmuş genç bir yıldızın etrafını çevreleyen ve yoğun gaz ve tozun oluşturduğu dönen bir çöküntü çemberidir. Ön gezegen diski, yıldızın kendisi için bir toplanma diski olarak da düşünülebilir; çünkü gazlar veya diğer malzemeler diskin iç kenarından yıldızın yüzeyine düşüyor olabilir. Bu süreç gezegenlerin oluştuğu düşünülen birikme süreci ile karıştırılmamalıdır. Dış bir kaynak tarafından aydınlatılan foto-buharlaşan Ön gezegen disklerine ilgediskler denir.

<span class="mw-page-title-main">Kopernik günmerkezliliği</span> Güneş merkezli evren modeli

Kopernik günmerkezliliği, Nicolaus Copernicus tarafından geliştirilen ve 1543 yılında yayımlanan bir astronomik modeldir. Bu modele göre Güneş, evrenin merkezinde hareketsiz olarak konumlandırılmıştı ve her şeyin başlangıcı olarak kabul edilirdi. Modern astronomik ve bilimsel gelişmelerin başlangıç noktası olarak gösterilir. Dünya ve diğer gezegenler ise sabit Güneş etrafında, sabit hızla periyodik hareketler yapmaktadırlar.

<span class="mw-page-title-main">Antik Yunan astronomisi</span>

Yunan astronomisi klasik antik dönemde Yunan dilinde yazılmıştır ve antik Yunan, Helenistik, Greko-Romen ve geç dönem antik çağlarını kapsar. Yunanca, Helenistik dönemden Büyük İskender'in fethini takip eden süreçte bilimin dili haline geldiği için antik Yunan astronomisi coğrafi sınırları aşmıştır. Bu yüzden Helenistik astronomi olarak da adlandırılır. Helenistik ve Roma dönemleri boyunca Yunan olan veya olmayan birçok astronom, çalışmalarını Yunan geleneklerini kullanarak Ptolemaios krallığındaki İskenderiye kütüphanesini de içeren büyük bir enstitüde yürütüyordu.

<span class="mw-page-title-main">Astraryum</span>

Astraryum, ayrıca diğer adıyla planetaryum, astronomik cisimlerin döngüsel niteliğini mekanik olarak temsil eden astronomik saat.

<span class="mw-page-title-main">Işıldama karşılaştırıcısı</span>

Işıldama karşılaştırıcısı, geçmişte gökbilimciler tarafından gece gökyüzünün iki fotoğrafı arasındaki farkları bulmak için kullanılan bir görüntüleme cihazıdır. Gökyüzünün aynı alanından farklı zamanlarda alınan iki görüntü arasında ileri geri kontroller ile "yanıp sönen" bir fotoğrafın görüntülenmesine olanak tanır. Bu, gözlemcinin gece gökyüzünde konumu veya parlaklığı değişen nesneleri daha kolay tespit etmesine imkan sağlar. Zaman zaman göz kırpma mikroskobu olarak da bilinir. 1904 yılında Carl Zeiss AG'de fizikçi Carl Pulfrich tarafından icat edilmiş ve daha sonra Carl-Zeiss-Stiftung olarak adlandırılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Güneş Sistemi'nin ana hatları</span> genel bakış ve başlık listesi

Aşağıda yer alan ana hat, Güneş Sistemi'ne genel bir bakış ve güncel bir rehber olarak hazırlanmıştır: