İçeriğe atla

Planck yasası

Planck yasası (renkli eğriler) kara cisim ışımasının ve ultraviyole dönüm noktasının (siyah eğri) kesin olarak bir ifade şeklidir.

Planck yasası belirli bir sıcaklıkta termal denge durumunda bulunan bir kara cisim ışımasının yaydığı elektromanyetik radyasyonu ifade eder. Yasa 1900 yılında Max Planck bu ismi önerdikten sonra isimlendirilmiştir. Planck yasası modern fiziğin ve kuantum teorisinin öncül bir sonucudur.

Herhangi bir yüzeyin spektral radyansı, , farklı frekansların ne kadar enerji yaydığının bir ifade şeklidir. Yüzeyin birim alanına, üzerinde radyasyonun ölçümü yapılabilen bir katı bir cismin açısına ya da birim frekansından yayılan güce göre ölçülür. Planck, T ile gösterilen belirli bir sıcaklıktaki cismin spektral radyasyonunun şu şekilde olduğunu gösterdi:

Burada kB Boltzmann sabiti, h the Planck sabiti, and c ışığın ortamdaki hızını (vakumda ya da herhangi bir materyalde olabilir) ifade eder.[1][2][3] Spektral radyans ayrıca birim frekans yerine birim dalga boyuna göre de ölçümlenebilir. Bu durumda olayın matematiksel tanımı şu hali alır:

.

Uluslararası birim sistemine göre W·sr−1·m−2·Hz−1 Bν'nin ve W·sr−1·m−3 ise Bλ'nin birimidir. Planck yasası bu birimler dışında ayrıca belirli bir dalga boyunda yayılan foton sayısına göre ya da yayılan radyasyonun bir hacimdeki enerji yoğunluğuna göre de ifade edilebilir.

Planck yasası yüksek frekanslarda (yani düşük dalga boylarında) Wien yaklaşımı uygulamaya eğilimliyken, düşük frekanslarda (yani yüksek dalga boylarında) Rayleigh–Jeans yasası kullanılmaya eğilimlidir.

Max Planck bu yasayı 1900 yılında yalnızca ampirik olarak karar verilmiş sabitler kullanarak geliştirdi. Ancak daha sonra bunların termodinamik denge halindeki radyasyon için özel durumda kararlı bir enerji dağılımı olarak ifade edilebileceğini gösterdi.[4] Bir enerji dağılımı olarak bu durum, Bose–Einstein dağılımı, Fermi–Diracdağılımı ve Maxwell–Boltzmanndağılımını içeren termal denge ailesi dağılımlarından biridir.

Giriş

Her fiziksel cisim kendiliğinden ve devamlı olarak elektromanyetik radyasyon yayar. Termodinamik denge durumu yakınındayken yayılan radyasyon da Planck yasasıyla ifade edilebilir. Sıcaklığa bağımlılığı sebebiyle Planck radyasyonuna termal diyebilmek mümkündür. Bir cismin sıcaklığı yükseldikçe her dalgaboyunda daha çok radyasyon yayar. Planck radyasyonu maksimum şiddetine sıcaklığına bağlı olarak özel bir dalga boyunda ulaşır. Örnek verecek olursak, oda sıcaklığında (~300 K) bulunan bir cisim genellikle kızılötesi veya görülemeyen dalga boyunda termal radyasyon yayarlar. Sıcaklık arttıkça kızılötesi radyasyon miktarı artarken aynı zamanda ısı olarak hissedilebilir ve cisim görülebilir bir şekilde kırmızı bir parıltı yayar. Daha yüksek sıcaklıklarda bir cisim göz kamaştırıcı şekilde sarı ya da mavi-beyaz parıldayabilir ve yüksek miktarda ultraviyole ve x-ray dalga boylarını bile içine alan kısa dalga boylarında radyasyon yayar. Güneş'in yüzeyi (~6000 K) yüksek miktarda hem kızılötesi hem de ultraviyole ışık yayar ve bu yayılımlar görülebilir spektrumda maksimum değerine ulaşılar.

Fiziksel medyumun içerisinde radyasyon madde tarafından emilebilir ve yayılabilir. Bu durum enerjinin ısı olarak transfer edilmesine aracı olabilir ve maddenin iç enerjini değiştirebilir. Ayrıca farklı durumlarda bulunan moleküllerin sayısını da değiştirebilir.

Termal denge durumunda en yüksek miktardaki  radyasyon olan Planck radyasyonu herhangi bir cismin kimyasal bilişimi ya da yüzey yapısı nasıl olursa olsun yüzeyden yayılan radyasyondur. Radyasyonun medya arasındaki bir ara yüzeyi boyunca radyasyon geçişi arayüz emisyonu ile karakterize edilebilir. Geçen radyasyonun radyansı Planck radyansına bölünerek bulunur. Bu da genellikle radyasyonun kimyasal bileşimine, fiziksel yapısına, sıcaklığına, dalgaboyuna, faz açısına ve polarizasyona bağlı olarak değişir.[5] Bir ara yüzeyin radyasyonunun yayılabilirliği ayrıca onun transmitansı ya da absorbansı olarak bilinir. Doğal bir ara yüzeyin bu yayılabilirliği daima sıfır ile bir arasındadır. Bir ara yüzeyin yayılabilirliğinin ve yansıtabilirliğinin toplamı bire eşittir. Yani mükemmel bir yansıtma özelliğine sahip bir ara yüzeyin yayılabilirliği sıfırken, yansıtabilirliği birdir. Mükemmel olarak yayılabilme özelliğine sahip ara yüzeyler içinse yansıtabilirlik sıfırken yayılabilirlik bire eşittir.

Yayılabilirliği bir olan başka bir medyum ile arayüzeyi olan ve bütün radyasyonu kendi içine absorbe eden cisimler kara cisim olarak adlandırılabilir. Kara bir cismin yüzeyi, herhangi bir dalga boyunda mükemmel olarak yansıtamayan bir katı ve opak duvar ile birlikte sıcaklığı sabit kalan büyük bir duvarla çevrelenmiş bir duvardaki küçük bir delik olarak modellenebilir. Denge durumundayken bu duvarın içindeki radyasyon Planck yasası ile izlenebilir. Bu radyasyon delikten dik bir açıyla yayınlan radyasyon olarak iyi örneklendirilmiştir.

Tıpkı Maxwell-Boltzmann dağılımı gibi belirli bir sıcaklıktaki termodinamik denge durumunda birçok korunmuş masif parçacık için özel bir maksimum entropi enerji dağılımı vardır ve sıfır kütleye sahip korunmayan bu fotonların gazı bir Planck dağılımıdır.[6][7] Kütlelerin ve kaç tane parçacık bulunduğunun bir rol oynadığı gaz materyalinin aksine, spektral radyans, denge durumundaki bir foton gazının enerji yoğunluğu ve basıncı tamamıyla sıcaklığa göre karar verilir. Eğer foton gazı başlangıçta Planckian değilse termodinamiğin ikinci yasasına göre fotonlar ve diğer parçacıklar arasında ya da fotonların kendi arasındaki etkileşimi bile Planck dağılımını değiştirmek ve yaklaşmak için foton enerji dağılımına sebep olabilirler. Termodinamik dengedeki fotonlara böyle bir yaklaşım muhtemel denge durumundaki bir sıcaklıkta bulunan, doğru sayıda ve doğru enerjide saptanan Planck dağılımındaki boşlukları doldurmak için oluşturulabilir ya da imha edilebilirler.

Türetimi

Bir köşesinin uzunluğu L olan T sıcaklığında termal denge durumunda bulunan elektromanyetik radyasyon ile dolu iletken duvarlarla oluşan bir küp düşünün. Eğer duvarlardan birinde küçük bir delik bulunuyorsa bu delikten yayılan radyasyon kara cismin karakteristik özelliklerini mükemmel bir şekilde taşıyacaktır. Biz öncelikle bir boşluğun içindeki spektral enerji yoğunluğunu hesaplayacağız ve ondan sonra ise yayılan radyasyonun spektral radyansına karar vereceğiz.

Kübün duvarlarında elektrik alanın paralel bileşenleri ve manyetik alanın ortogonal bileşinlerinin kesinlikle sıfırlanması gerekir. Bir kutuda bulunan yalnız bir parçacığın dalga fonksiyonuna benzer bir şekilde manyetik alanın ve elektrik alanın periyodik fonksiyonun süperpozisyonda olduklarını söyleyebiliriz. Duvarlara ortogonal olan üç yöndeki üç adet dalga boyu λ1, λ2 ve λ3 şu şekilde olacaktır.

Formüldeki ni bir tam sayıyı ifade etmektedir. Her bir ni kümesi için birbirinden bağımsız iki tane liner çözüm bulunur(modlar). Kuantum teorisine göre bir modun enerji seviyeleri şu şekilde formülize edilebilir:

Bir kuantum numarası olan r moddaki foton sayısını ifade eder şeklinde yorumlayabiliriz. Her bir ni kümesi için bulunan iki mod spini 1 olan fotonların iki polarizasyon durumuna karşılık gelmektedir. Buradaki önemli noktalardan biri de r = 0 için modun enerjisi sıfır değildir. Elektromanyetik alanın bu vakum enerjisi Casimir etkisi nden sorumludur. Devam eden işlemlerde T gibi belirli bir sıcaklıkta bulunan bir kutunun iç enerjisini hesaplayacağız.

İstatistiksel mekanik göz önünde bulundurulduğunda, belirli bir modun enerji seviyeleri üzerindeki olasılıksal dağılımı şu şekilde formülize edilir:

Burada,

Paydadaki Z(β), yalnız bir modun bölüşüm fonksiyonunu ifade eder ve Pr düzgün bir şekilde normalize edilir:

Burada dolaylı olarak tanımlama yapılmıştır

ve tek bir fotonun enerjisidir. Bir moddaki ortalama enerji bölüşüm fonksiyonu ile ifade edilebilir:

İlk vakum enerjisi terimi dışında bu formül Bose-Einstein istatistiğine göre tanımlanabilen parçacıklar için genel formüle nazaran özel bir durumdur. Bunun nedeni ise fotonun toplam sayısında herhangi bir kısıtlamanın olmamasıdır, yani kimyasal potansiyelinin sıfır olmasıdır.

Eğer biz enerjiyi yerel duruma göre ölçersek, kutudaki toplam enerji bütün tek foton durumlarının toplamıyla bulunur. Bu işlem aynı zamanda aynı şekilde termodinamik limitte L sonsuza yaklaşırken de yapılıp çözüme ulaşılabilir. Bu limitte ε sürekli olur ve sonrasında ifadesinin belirlediğimiz parametre üzerinden integrali alınır. Bu yolla kutudaki toplam enerjiyi hesaplamak için verilen enerji aralığında kaç tane foton olduğunu bilmemiz gerekir. Eğer enerjisi ε ve ε + böylece g(ε), burada g(ε) yoğunluğu (belirli bir anda hesaplayabileceğimiz) ifade eder. Sonuç olarak:

Yoğunluğu hesaplamak için denklemi (1) yeniden aşağıdaki gibi yazarız:

burada n norm vektörüdür n = (n1, n2, n3):

Her n vektörünün tam sayı bileşeninin büyük ya da sıfıra eşit olduğu koşulda iki foton durumu vardır. Bunun anlamı belirli bir n-uzayda bölgesindeki toplam foton sayısının bu bölgedeki hacimden iki kat daha fazla olduğudur. şeklinde bir enerji aralığı n-uzayda dn = (2L/hc) kalınlığındaki bir kabuğa tekabül eder. Bu kabuk bir kürenin oktantına yayılır çünkü n bileşenleri pozitif olmak zorundadır. Foton sayısı g(ε), bir enerji aralığında yi ifade eder. Böylece:

Bunu denklem (2)'de yerine koyarsak elde edeceğimiz formülizasyon şudur:

Bu denklemden herhangi biri spektral enerji yoğunluğunu frekansının bir fonksiyonuymuş gibi ve bir dalga boyu fonksiyonuymuş uλ(T) gibi türetebilir:

burada:

Ve:

burada:

Bu aynı zamanda birim hacimdeki birim dalga boyunun enerjisinin birimiyle beraber bir spektral enerji yoğunluğu fonksiyonunu ifade eder. Bose ve Fermi gazları için bu tip integraller polilogaritmalarla ilgili olarak ifade edilebilirler. Ancak bu durumda, yalnızca temel fonksiyonları kullanarak kapalı formdaki integrali hesaplamak mümkün olmaktadır. Böylece:

Denklem (3) integrasyonu boyutsuz bir şekilde aşağıdaki gibi yapar:

buradaki J aşağıda verildiği üzere bir Bose–Einstein integrali'dir:

Kutunun içerisindeki toplam elektromanyetik enerji böylelikle şu hali alır:

burada V = L3 kutunun hacmini ifade eder.

hc/kB kombinasyonu 14 387.770 μm·K değerindedir.

Bu bir Stefan-Boltzmann yasası (birim zamanda birim yüzeye kara cisim tarafından yansıtılan toplam enerjiyi ifade eder) değildir ama Stefan–Boltzmann sabiti σ kullanılarak aşağıdaki gibi daha öz bir şekilde yazılabilir:

4σ/c sabiti bazen radyasyon sabiti olarak ifade edilir.

Küçük delikten çıkan radyasyonun spektral radyansı aşağıdaki gibidir çünkü radyasyon bütün yönlerde birbirine eşittir ve ışık hızında (c) yayılır.

buradan

Dalga boyu birimindeki Bλ(T) için bu formülizasyon ifadesi yerine c/λ koyularak ve hesaplanarak başka bir ifade şekline dönüştürülebilir:

Unutulmamalıdır ki boyutsal analiz yukarıdaki denklemin sol tarafındaki paydadaki steradyanın birimini gösterir. Bu birim türetim sürecinde oluşturulmuş ve bitene kadar devam etmiştir ancak denklemin sol tarafındaki parçası için hiçbir boyutun hiçbir parçasında yoktur.

Bu türetme Brehm & Mullin'in 1989 yılındaki çalışmalarına dayanmaktadır.

Kaynakça

  1. ^ Planck 1914, pp. 6, 168
  2. ^ Chandrasekhar 1960, p. 8
  3. ^ Rybicki & Lightman 1979, p. 22
  4. ^ Planck 1914, p. 42
  5. ^ Hapke 1993, pp. 362–373
  6. ^ Planck 1914
  7. ^ Loudon 2000, pp. 3–45

İlgili Araştırma Makaleleri

Planck sabiti (h), bir fizik sabitidir ve kuantum mekaniğindeki aksiyonum kuantumu için kullanılır. Değeri h= 6.62607015×10−34 J⋅s' dir. Planck sabiti daha önceleri bir Fotonun enerjisi (E) ile elektromanyetik dalgasının frekansı (ν) arasında bir orantı idi. Enerji ile frekans arasındaki bu ilişki Planck ilişkisi veya Planck formülü olarak adlandırılır:

Sabit hacim çevrimleri, buji ile ateşlemeli motorlarda kullanılan, ateşlemenin piston üst ölü noktaya geldiği ve sıkıştırma sonu basıncının en üst seviyeye çıktığı anda bujilerden kıvılcım çaktırılarak yapılan bunun sonucunda da pistonu aşağıya iten maksimum basıncın elde edildiği çevrimlerdir. Sabit basınç ya da dizel çevrimlerinden farkı ateşleme sabit bir hacimde yapılması ve buji kullanılmasıdır. Sabit hacim derken, dizel çevrimlerinde olduğu gibi piston aşağıya doğru inerken sisteme ısı girişi yapılmamaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Üstel dağılım</span>

Olasılık kuramı ve istatistik bilim dallarında üstel dağılımı bir sürekli olasılık dağılımları grubudur. Sabit ortalama değişme haddinde ortaya çıkan bağımsız olaylar arasındaki zaman aralığını modelleştirirken bir üstel dağılım doğal olarak ortaya çıkar.

<span class="mw-page-title-main">Beer-Lambert yasası</span>

Optikte Beer–Lambert yasası ışığın soğurulmasını ışığın içinden geçtiği malzemenin özelliklerine bağlar.

Planck formülü, kuantum fiziğinde frekansı bilinen bir taneciğin enerjisinin hesaplanabildiğini gösteren formüldür. Max Planck tarafından 1900 yılında keşfedilmiştir. Planck formülü, ilk olarak bir fotonun enerjisi (E) ile ona eşlik eden elektromanyetik dalganın frekansı (ν) arasındaki bağıntı olarak tarif edilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Enerji biçimleri</span>

Enerji biçimleri, iki ana grubu ayrılabilir: kinetik enerji ve potansiyel enerji. Diğer enerji türleri bu iki enerji türünün karışımdan elde edilir.

<span class="mw-page-title-main">Emisyon</span> bir cismin elektromanyetik enerji yayma kapasitesi

Salım ya da emisyon, bir materyalin yüzeyinin nispi olarak radyasyon ile enerji yayma yeteneğidir. Ayrıca emisyon, aynı sıcaklıkta, belirli bir materyalin yaydığı enerjinin, bir kara cisim tarafından yayılan enerjiye oranı olarak da ifade edilmektedir. Bir gerçek nesne için ε < 1 koşulu olduğu zaman, gerçek bir kara cisim için ε = 1'dir. Emisyon boyutsuz bir niceliktir.

<span class="mw-page-title-main">Kara cisim ışınımı</span> opak ve fiziksel yansıma gerçekleştirmeyen siyah cisimden yayılan ve sabit tutulan tekdüze ısı

Siyah cisim ışıması içinde elektromanyetik ışıma ya da çevresinde termodinamik dengeyi sağlayan ya da siyah cisim tarafından yayılan ve sabit tutulan tekdüze ısıdır. Işıma çok özel bir spektruma ve sadece cismin sıcaklığına bağlı olan bir yoğunluğa sahiptir. Termal ışıma, birçok sıradan obje tarafından kendiliğinden yayılan bir siyah cisim ışıması sayılabilecek türden bir ışımadır. Tamamen yalıtılmış bir termal denge ortamı siyah cisim ışımasını kapsar ve bir boşluk boyunca kendi duvarını yaratarak yayılır, boşluğun etkisi göz ardı edilebilecek kadar küçüktür. Siyah cisim oda sıcaklığında siyah görünür, yaydığı enerjinin çoğu kızılötesidir ve insan gözü ile fark edilemez. Daha yüksek sıcaklıklarda, siyah cisimlerin özkütleleri artarken renkleri de soluk kırmızıdan kör edecek şekilde parlaklığı olan mavi-beyaza dönüşür. Gezegenler ve yıldızlar kendi sistemleri ve siyah cisimler ile termal dengede olmamalarına rağmen, yaydıkları enerji siyah cisim ışımasına en yakın olaydır. Kara delikler siyah cisim olarak sayılabilirler ve kütlelerine bağlı bir sıcaklıkta siyah cisim ışıması yaptıklarına inanılır . Siyah Cisim terimi, ilk olarak Gustav Kirchhoff tarafından 1860 yılında kullanılmıştır.

Compton dalgaboyu bir parçacığın kuantum mekaniği özelliğidir. Compton dalgaboyu Arthur Compton tarafından elektronların foton saçılması olayı izah edilirken gösterilmiştir. Bir parçacığın Compton dalga boyu; enerjisi parçacığın durgun kütle enerjisine eşit olan fotonun dalgaboyuna eşittir. Parçacığın Compton dalgaboyu ( λ) şuna eşittir:

Doğrusal cebirde veya daha genel ifade ile matematikte matris çarpımı, bir matris çiftinde yapılan ve başka bir matris üreten ikili işlemdir. Reel veya karmaşık sayılar gibi sayılarda temel aritmetiğe uygun olarak çarpma yapılabilir. Başka bir ifade ile matrisler, sayı dizileridir. Bu yüzden, matris çarpımını ifade eden tek bir yöntem yoktur. "Matris çarpımı" terimi çoğunlukla, matris çarpımının farklı yöntemlerini ifade eder. Matris çarpımının anahtar özellikleri şunlardır: Asıl matrislerin satır ve sütun sayıları, ve matrislerin girişlerinin nasıl yeni bir matris oluşturacağıdır.

Bohr yarıçapı bir fizik sabitidir. Hidrojen atomunun, protonu ve elektronu arasındaki mesafeye eşittir. Bohr yarıçapının, bir atomda Bohr atom modeli içindeki rolünden dolayı adlandırılmak istenmiştir. Fakat bu olay Niels Bohr'dan sonra gerçekleşmiştir. Uluslararası birimler sisteminde Bohr yarıçapı:

 : serbest uzayın elektriksel geçirgenliği
 : Planck sabiti
 : elektronun kütlesi
 : elemanter yük
 : ışık hızı sabiti
 : ince yapı sabiti

Modern kuantum (nicem) mekaniğinden önce gelen eski kuantum (nicem) kuramı, 1900 ile 1925 yılları arasında elde edilen sonuçların birikimidir. Bu kuramın, klasik mekaniğin ilk doğrulamaları olduğunu günümüzde anladığımız bu kuram, ilk zamanlar tamamlanmış veya istikrarlı değildi. Bohr modeli çalışmaların odak noktasıydı. Eski kuantum döneminde, Arnold Sommerfield, uzay nicemlenimi olarak anılan açısal momentumun (devinimin) z-bileşkesinde nicemlenim yaparak önemli katkılarda bulunmuştur. Bu katkı, electron yörüngelerinin dairesel yerine eliptik olduğunu ortaya çıkarmıştır ve kuantum çakışıklık kavramını ortaya atmıştır. Bu kuram, electron dönüsü hariç Zeeman etkisini açıklamaktadır.

Dalga vektörü, fizikte dalgayı ifade etmemize yardımcı olan vektördür. Herhangi bir vektör gibi, yöne ve büyüklüğe sahiptir. Büyüklüğü dalga sayısı ve açısal dalga sayısıdır. Yönü ise genellikle dalga yayılımının yönüdür. İzafiyet kuramında, dalga vektörü, aynı zamanda dört vektör olarak tanımlanabilir.

<span class="mw-page-title-main">Elektromanyetizmanın eşdeğişim formülasyonu</span>

Klasik manyetizmanın eşdeğişimli formülasyonu klasik elektromanyetizma kanunlarının(özellikle de, Maxwell denklemlerini ve Lorentz kuvvetinin) Lorentz dönüşümlerine göre açıkça varyanslarının olmadığı, rektilineer eylemsiz koordinat sistemleri kullanılarak özel görelilik disiplini çerçevesinde yazılma sekillerini ima eder. Bu ifadeler hem klasik elektromanyetizma kanunlarının herhangi bir eylemsiz koordinat sisteminde aynı formu aldıklarını kanıtlamakta kolaylık sağlar hem de alanların ve kuvvetlerin bir referans sisteminden başka bir referans sistemine uyarlanması için bir yol sağlar. Bununla birlikte, bu Maxwell denklemlerinin uzay ve zamanda bükülmesi ya da rektilineer olmayan koordinat sistemleri kadar genel değildir.

Isıl ışınım maddedeki yüklü parçacıkların ısıl hareketiyle meydana gelmiş elektromanyetik ışınımdır. Isısı mutlak sıfırdan büyük olan her madde ısıl ışınım yayar. Isısı mutlak sıfırdan büyük olan maddelerde atomlar arası çarpışmalar, atomların ya da moleküllerin kinetik enerjisinde değişime neden olur.

Einstein-Hilbert etkisi genel görelilikte en küçük eylem ilkesi boyunca Einstein alan denklemleri üretir. Hilbert etkisi genel görelilikte yerçekiminin dinamiğini tarifleyen fonksiyonel işlemdir. metrik işaretiyle, etkinin çekimsel kısmı,

Termodinamikte, Kirchoff'un termal radyasyon kanunu, ışınımsal değişim dengesini de içeren, termodinamik dengede kendine özgü salınım ve emilim yapan herhangi bir maddenin dalga boyuna denktir.

<span class="mw-page-title-main">Stres-enerji tensörü</span>

Stres-enerji tensörü, fizikte uzayzaman içerisinde enerji ve momentumun özkütle ve akısını açıklayan, Newton fiziğindeki stres tensörünü genelleyen bir tensördür. Bu, maddedinin, radyasyonun ve kütleçekimsel olmayan kuvvet alanının bir özelliğidir. Stres-enerji tensörü, genel göreliliğin Einstein alan denklemlerindeki yerçekimi alanının kaynağıdır, tıpkı kütle özkütlesinin Newton yerçekiminde bu tip bir alanın kaynağı olması gibi.

<span class="mw-page-title-main">Poisson oranı</span>

Poisson oranı, bir malzemenin enine geriniminin boyuna gerinimine oranının negatif değeridir.

MS 2. yüzyılda Mısır'da Yunan astronom, coğrafyacı ve jeolog Batlamyus tarafından oluşturulan kirişler tablosu, matematiksel astronomi üzerine bir inceleme olan Batlamyus'un Almagest adlı eserinin Kitap I, bölüm 11'inde yer alan bir trigonometrik tablodur. Esasen sinüs fonksiyonunun değer tablosuna eşdeğerdir. Astronomi de dahil olmak üzere birçok pratik amaç için yeterince kapsamlı olan en eski trigonometrik tablodur. 8. ve 9. yüzyıllardan beri sinüs ve diğer trigonometrik fonksiyonlar, İslam matematiği ve astronomisinde kullanılmış ve sinüs tablolarının üretiminde reformlar yapılmıştır. Daha sonra Muhammed ibn Musa el-Harezmi ve Habeş el-Hâsib bir dizi trigonometrik tablo üretmiştir.