İçeriğe atla

Piroksen

Piroksen

Piroksen, mantonun önemli bileşenlerinden biri olduğu sanılan, magmatik ve metamorfik taşlarda sıkça rastlanan karmaşık bir inosilikat mineral grubudur.

En yaygın üyesi ojit, siyah opak bir mineraldir. Birbirine dik iki yönde klivaj gösterir. Kristal yapısı tekli tetraedr zincirinden ibarettir. Tekli zincirlar birbirine demir ve magnezyumla bağlanmıştır. Bu son elementlerin bağlantı yerleri klivaj düzlemine karşılık gelir. Ojit bazaltların yaygın bileşenidir. Okyanus kabuğunda bolca bulunur.[] Piroksenler (genellikle Px olarak kısaltılır), birçok magmatik ve metamorfik kayaçta bulunan bir grup önemli kayaç oluşturan inosilikat mineralidir. Piroksenlerin genel formülü XY (Si, Al) 2O6'dır (X'in kalsiyum, sodyum, demir veya magnezyum ve daha nadiren çinko, manganez veya lityumu temsil ettiği ve Y'nin, krom, alüminyum, demir, magnezyum gibi daha küçük boyutlu iyonları temsil ettiği, kobalt, manganez, skandiyum, titanyum, vanadyum veya hatta demir). Alüminyum, feldspatlar ve amfiboller gibi silikatlarda silisyum için geniş ölçüde ikame edilmesine rağmen, ikame, çoğu piroksenlerde sadece sınırlı bir ölçüde meydana gelir. Silika tetrahedranın tek zincirlerinden oluşan ortak bir yapıyı paylaşırlar. Monoklinik sistemde kristalleşen piroksenler klinopiroksenler olarak bilinir ve ortorombik sistemde kristalize olanlara ortopiroksen adı verilir. Pyroxene adı ateş (πυρ) ve yabancı (ξένος) için Eski Yunanca sözcüklerden türetilmiştir. Piroksenler, volkanik camlarda bulundukları için, bazen volkanik camlara gömülmüş kristaller olarak görüldükleri için çok isimlendirilmiştir; Camda safsızlıklar olduğu varsayıldı, dolayısıyla adı "yangın yabancılar". Bununla birlikte, bunlar, lavlar patlak vermeden önce kristalleşen, erken biçimlendirici minerallerdir. Kayaç yapıcı mineraller arasında önemli bir yer tutan piroksenler iki farkl kristal sisteminde kristalleşir. A - Ortorombik piroksenler MgSi03 Enstatit % 0-10 Fe(Si03 ) Bronzit % 10-30 Fe(Si03 ) Hipersten % 30-50 Fe(Si03 ) Ferrohiperrsten % 50-70 Fe(Si03 ) Eulit % 70-90 Fe(Si03 ) FeSi03 Ferrosilit % 90-100 Fe(Si03 ) B- Monoklinik piroksenler 1- Kalsiyumlu ve ferro-magnezyumlu piroksenler Klinoenstatit Mg(Si03 )2 = MgSi2 06 Klinoferrosilit Fe(Si03 )2 = FeSi206 Diyopsit CaMg(Si03 )2 = CaMgSi2 06 Hedenberjit CaFe(Si03 )2 = CaFeSi2 0(s Johansenit CaMn (Si03 )2 = CaMnSi2 06 Ojit Ca(Mg, Fe, Al)Si2 06 2 - Alkalen piroksenler Ejirın NaFe+,(Si03 )2 =NaFe+1Si206 Jadeit NaAl (Si03 )2 =NaAlSi2 06 Şpodumen LiAl(Si03 )2=LiAlSi2 06 532 rURKIYE IV. MERMER SEMPOZYUMU (MERSEM^OOJ) BİLDİRİLER Kİ I ABI 18-19 Altılık 2003 Piroksenler, kimyasal bakımdan iki değerli elementlerin basit meta sikatlanna uyan, dilinimleri birbirine dik (87°) kristaller halindedir. Rombusal, monoklinal ve triklinal sistemde kristalleşir. En önemli monoklinik üyeleri ojittir. Piroksenlerden bazıları şunlardır. . Ojit CaMgSi2Ofl Sertlik = 6 Yoğunluk = 3,3 - 3,5 gr/cm1 Bileşiminde Al ve Fe'de bulunabilir. Monoklinal sistemde kristalleşir. Yan saydam, genellikle opak: koyu yeşil veya kahverengi, çoğunlukla siyahtır. Üfleçte eriyerek siyah ve çoğunca manyetik cam halini alır. * Bayağı ojit (Fe 2 0 3 > AI 2 0 3 ) Rengi siyah olup, piroksenitlerde ve piroksen-hornfelslerde bulunur. * Bazaltik ojit Genç lavların çoğunda, özellikle bazaltlarda, melafirlerde ve diyabazlarda bulunur. Her tarafından tam şekilli olarak büyümüş kristalleri bazen volkanlar tarafından fırlatılmışlardır. . Fassait Yeşil renklidir. Kontakt metamorfik kayaçların çatlaklarında, kristalen kireçtaşları içinde büyümüş olarak bulunur. . Diallaj Kahverengi, yeşilimsi gri metal parıltılıdır. Gabro, peridotit ve piroksenit gibi bazik ve ultrabazik derinlik kayaçlarının ana minerallerindendir. . Ejirin (NaFeSi2 06 ) Alkali yüzey kayaçlarının ve pegmatitlerin karakteristik bir minerali olarak bulunur. Yeşilimsi veya kahverengimsi siyahtır. Opak ve kenarları yarı saydamdır. Ejirin ile ojitin izomorf karışımlarına ejirin-ojit denir. 533 7 URKİYEIV. MERMER SEMPOZYUMU (MERSEM'2003) BİLDİRİLER KITABI I8-I9 Aralık 2003 . Spodümen LiAlSi2 06 Mücevher taşı olarak değer taşır. Menekşe veya pembe renklisine kumzit, yeşil renklisine hiddenit denir. Pegmatitlerde görülür. Çok iyi dilinimlidir. Üfleçte kolay erir. Lityum tuzları elde etmek için önemlidir. .Jadeit NaAlSi 2 06 Sıkı ve yoğun görünüşlü, mikro kristalin taneli veya lifli keçemsi agregatlı, çok fazla sert, beyaz veya yeşilimsi, çoğunlukla damarlıdır. . Diopsid CaMgSi2 06 . Enstatit MgSiCh Çoğunlukla sıkı, gri beyaz, yeşilimsi, kahverengimsidir. Bazik kayaçların (derinlik kayaçları=gabro gibi) minerallerindendir. Pegmatit ve aplit damarlarında 50 cm. ye varan uzunlukta kristallerine rastlanır. . Bronzit (Fe, Mg ) SiOı Bronz renginde parıltılıdır. Lifımsi şekilde (100 ) düzlemi boyunca ayrılır. . Hipersten (Fe, Mg ) Si0 3 Çoğunlukla sıkı dilinim parçası ve taneli yaprağımsı agregatlar halindedir. Zift siyahı, Kahverengi siyahtır. (100) düzlemi üzerinde parıltılıdır. Tüm piroksenler genel olarak ele alındığında şu özellikleri belirtilebilir. Yassı ve prizmatik görünüşe sahip kristaller halinde olan piroksenlerde hemen hemen dik iki dilinim sistemi vardır ve dilinim düzlemleri boyunca kırılır. El örneklerinde genellikle siyahtır. Yahut yeşilin çeşitli tonlanndandır. Sertliği: 6 civarında olup, yoğunluğu 3.2 - 3.5 gr/cm3 tür. Biyotitten daha az parlaktır.Piroksenleri amfibollerden gözle ayırt etmek çoğunlukla güçtür. Dilinim düzlemleri arasındaki açıya ve amfibol ile piroksene eşlik eden minerallere dikkat edilmelidir ( Piroksen 87' - Amfibol 56"- 124" ). Bazik plajiyoklaslar (labrador, bitownit, anortit ) ile birlikte bazik kayaçlar içinde bulunur (örneğin, gabro). Ayrıca olivin ile birlikte ultrabazik kayaçları oluşturur. 534 TURKIYEIV MERMER SEMPOZYUMU (MERSEM'IOOI) BİLDİRİLER KİTABI IH 19 Atalık 2003

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Mineral</span> inorganik kristalleşmiş katı madde

Mineral, doğal şekilde oluşan, homojen, belirli kimyasal bileşime sahip inorganik kristalleşmiş katı bir maddedir. Buna göre minerallerin özellikleri şöyledir; doğal olarak oluşur, herhangi bir parçası bütününün özelliklerini taşır, belirli bir kimyasal formülü vardır, katı hâlde olup nadiren sıvıdır ve inorganiktir.

<span class="mw-page-title-main">Granit</span>

Granit, sert, kristal yapılı minerallerden meydana gelen tane görünüşlü magmatik felsik müdahaleci magmatik bir kaya türüdür. Granit kelimesi, tamamen kristalli bir kayanın kaba taneli yapısında bulunan Latince granumdan gelir. Plüton içindeki taneler çoğunlukla gözle görülebilir büyüklüktedir. Feldispatın esas mineralleri ortoklas cinsi ile az miktarda plajioklas ve kuvarstır. Ayrıca mika, hornblend, piroksen ve ikinci gruba giren turmalin, apatit, zirkon, grena, manyetit gibi mineraller de bulunabilir. Ancak genellikle "granit" terimi daha geniş bir yelpazede ifade etmek için kullanılır.

Mika bir düzleme göre çok iyi dilinimli bir takım mineralleri içeren bir mineraller grubudur. Dilinim (şistozite), yaprakcıkları elastik olarak bükülebilir. Dilinim yüzeyleri sedef parıltıdır. Mika grubu mineraller, yer kabuğunu oluşturan kayaçlar içerisinde ortalama % 3.8 oranında dağılım frekansına sahiptir.

<span class="mw-page-title-main">Feldspat</span> Kaya oluşturan tektosilikat minerallerinden oluşan bir grup

Feldspat (Feldispat) (KAlSi3O8 – NaAlSi3O8 – CaAl2Si2O8) bir grup kaya formundaki tektosilikat mineralidir ve Dünya kıtasal kabuğunun ağırlıkça yaklaşık % 41'ini oluşturur.

<span class="mw-page-title-main">Silikat</span> mineral grubu

Silikat, mineral grupları arasında en geniş gruptur.

<span class="mw-page-title-main">Biyotit</span>

Biyotit (K(Mg, Fe)3AlSi3O10(F, OH)2), mika ailesinin koyu renkli demirce zengin üyesidir. Diğer mikalar gibi levha yapısına sahiptir. Biyotit siyah parlak görünüşe sahiptir, bu onu diğer ferromagnezyen minerallerden ayırmaya yardım eder. Hornblend gibi biyotit de granit gibi kıtasal kayaçların bileşenidir.Biyotit 1998 yılına kadar mineral parçası olarak görülmüş fakat 1998 yılında Uluslararası Mineral Birliği tarafından mineral grubu olarak adlandırılmıştır. Biyotit terimi hala arazide bulunup analiz edilmemiş koyu renkli mika parçalarını tanımlamada kullanılmaktadır.Biyotit ismi 1847 yılında Fransız fizikçi Jean Baptiste Biot'un anısına ve yaptığı çalışmalara ithafen J.F.L Hausmann tarafından verilmiştir.Biyotit grubun üyeleri levha silikat minerallerdir. Demir,magnezyum,silikon,alüminyum,oksijen ve hidrojen elementleri bir araya gelerek potasyum iyon bağlarıyla birbirlerine zayıf bir şekilde bağlanırlar. "Demir Mika" terimi bazen demir yönünden zengin biyotitler için kullanılır bazı durumlarda dolgun mika yapılı hematitlerde de kullanılır. Biyotit bazı durumlarda "Siyah Mika" olarak da adlandırılır.

<span class="mw-page-title-main">Olivin</span>

Olivin, yüksek sıcaklık silikat minerali ailesidir. Rengi siyahtan zeytin yeşiline değişir. Olivin adını, tephroit (Mn2SiO4), monticellit (CaMgSiO4), larnit (Ca2SiO4) ve kirschsteinite (CaFeSiO4)içeren mineraller grubuyla ilgili bir yapıya denir. Ortorombik simetride kristalleşen olivin grubu minerallerden (Mg,Fe)-olivinlerde Mg2SiO4 ve Fe2SiO4 uç üyeleri arasında tam bir katı çözelti oluştururlar. Ayrıca Fe ve Mn olivinler arasında da sürekli bir seri bulunmaktadır.. Ultrabazik ve bazik kayaçlarda görülen önemli bir mafik mineraldir. Dünit adı verilen ultrabazik kayalar %90,100 olivinden oluşur. Dolomitik Kireç taşı bölgesel ve kontak metamorfizmaları sırasında yüksek dereceli metamorfizma koşullarında forsterit bakımından zengin olivinler oluşur. Olivinlerin kimyasal bileşimleri -plajioklaslarda An (anortit) cinsinden olduğu gibi- içerisinde barındırdığı forsterit (Fo) yüzdesi ile ifade edilir. Örneğin Fo47 şeklindeki bir ifade mineralin % 47 forsteritten, % 53 fayalitten oluştuğunu gösterir.

<span class="mw-page-title-main">Başkalaşım kayaçları</span> Isı ve basınca maruz kalan kaya

Başkalaşım kayaçları ya da metamorfik kayaçlar, magmatik ve tortul kayaçların çeşitli etkilerle değişime uğraması sonucu oluşurlar. Mermer, başkalaşım kayaçlarına bir örnek olarak verilebilir. Gnays, elmas ve şist de bu kayaçlara verilebilecek diğer örneklerdir.

<span class="mw-page-title-main">Magma</span> yeraltında bulunan, erimiş haldeki kayaçlar

Magma, yeraltında bulunan, ergimiş haldeki kayaçlar. Kayaçların basınç düşmesi, sıcaklık yükselmesi, H2O ilavesi gibi etkenler altında erimesi sonucu oluşan silikat hamuru durumundaki eriyiklerdir. Yeryüzüne ulaşarak yanardağlardan püsküren magmaya lav denir. Magma, dünya yüzeyinin altında bulunur ve diğer karasal gezegenlerde ve bazı doğal uydularda da magmatizmanın kanıtı keşfedilmiştir. Erimiş kayanın yanı sıra, magma ayrıca kristaller ve volkanik gazlar içerebilir.

<span class="mw-page-title-main">Magmatik kayaçlar</span> Magmanın yeryüzüne çıkarken soğumasıyla meydana gelen kayaçlardır.

Magmatik kayaçlar, magmanın yükselerek yer kabuğunun içerisine girip veya yeryüzüne ulaşıp soğuyarak katılaşması sonucu oluşan kayaç türüdür. Üç ana kaya türünden biridir, diğerleri tortul ve metamorfiktir. Magmatik kaya magma veya lavın soğutulması ve katılaşmasıyla oluşur. Magmatik kayaçlar çok çeşitli jeolojik ortamlarda meydana gelir: kalkanlar, platformlar, orojenler, havzalar, büyük magmatik bölgeler, genişletilmiş kabuk ve okyanus kabuğu. (Resim1) Magmatik kayaçlar temel olarak silikat minerallerinden oluşmuşlardır. Magmanın bileşimi temel bazı elementlerin dağılımını yansıtsa da oranları değişmekte ve bu da belli başlı magma tiplerinin oluşmasına neden olur.

Ortorombik kristal sistemi kristal kafes yapılarından biridir. Bu sistemde a, b ve c eksenleri farklı boylarda, bunlar arasındaki açılar da 90o'e eşittir a≠b≠c ve α=β=γ=90° olmalıdır.

İnosilikatlar ya da diğer bilinen adlarıyla "zincir silikatlar" veya "meta-silikatlar"; mineral gruplarının en genişi olan ve yapılarına göre 6 gruba ayrılan silikat ailesinin bir alt grubudur.

Demir(Fe), magnezyum(Mg) ya da her ikisini birden içeren silikat minerallerine ferromagnezyen silikatlar denir. Bu mineraller yüksek sıcaklık ve basınç etkisi altında kristalize olurlar. Bu tür mineraller genelde koyu renkli ve ferromagnezyen olmayan silikatlara göre daha yoğundur.Olivin, piroksenler, amfiboller ve biyotit yaygın rastlanan bazı ferromagnezyen silikat mineralleridir. Zeytin yeşili renkli olan olivin bazı magmatik kayaçlarda yaygın olarak bulunurken diğer birçok kayaçta rastlanmaz. Piroksenler ve amfiboller mineral grupları olup çeşitleri olan ojit ve hornblend çok yaygındır. Biyotit mika, ayırt edici bir tabaka yapısı olan yaygın, koyu renkli bir ferromagnezyen silikatıdır. Piroksenler kayaç yapıcı ferromagnezyen (mafik) minerallerin en önemli topluluğunu oluşturur.

<span class="mw-page-title-main">Amfibolit</span>

Amfibolit, esas olarak hornblend ve plajyoklaz minerallerinden oluşan bir kayaçtır. Bu minerallerin yanı sıra içlerinde epidot, ojit, biotit ve almandit mineralleri de yer alabilir. Yeşil, gri ve siyah renkli olan amfibolitler ferromagnezyumlu katılaşım kayaçları ile saf olmayan kalkerlerin orta veya yüksek derecede metamorfizmaya uğramaları sonucu meydana gelmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Riyolit</span>

Riyolit, silis içeriği çok yüksek olan ekstrüzyonla üretilmiş magmatik bir kayaçtır. Riyolit, kuvarstan oluşur ve az miktarda hornblende ve biyotit içerir. Sıkıştırılmış gazlar genellikle kayada vig üretirler. Genellikle kristaller, opal veya camsı maddeler içerirler. Riyolit, plütonik granit kayaya göre eşdeğer olarak düşünülebilir ve sonuç olarak, riyolitin yüzeyleri de granite benzeyebilir.granitle kimyasal yapı yönünden aynı olan, serbest silisçe zengin, içinde mikrolitler bulunan kayaçtır. Riyolit, granitle aynı kimyasal yapıda olan camsı bir kütledir. İçinde mikrolitler olan kayaçtır.Mikrolit: Mezolitik Çağ'da insanların küçük boyuttaki aletlerinde kullandığı küçük taşlarla yapılmış aletlere minitaş anlamında mikrolit ismi verilmiştir. Eş anlamlısı Yüksek silika içeriği ve düşük demir ve magnezyum içeriği nedeniyle, riyolitik magmalar oldukça viskoz lavlar oluşturur. Granitin yüzey eşdeğeridir ve granit gibi başlıca açık renkli silikat minerallerinden oluşur. Bu mineralojik bileşim riyolitlerin boz ile pembe arasında, bazen de açık gri renkli olmasını sağlar. Riyolit ince taneli bir kayaçtır ve sıklıkla cam parçaları ve gaz boşlukları kapsar. Bu özellikler onun yüzey koşullarında hızlı soğuma ile oluştuklarına işaret etmektedir. Eğer riyolitler fenokristal içeriyorsa bunlar küçük boyutludur, kuvars veya potasyum feldispatlardan oluşur. Kabukta çok yaygın ve büyük magmatik gövdeler halinde bulunan granitlerin tersine riyolitler hem daha az yaygın hem de küçük hacimli kütleler halinde görülmektedir. Riyolit plütonik granit kaya ekstrüzyon eşdeğer olarak kabul edilebilir ve sonuç olarak, riyolit mostra granit bir benzerlik taşıyabilir. Yüksek silika içeriği ve düşük demir ve magnezyum içeriği nedeniyle, riyolitik magmalar oldukça viskoz lavlar oluşturur. Ayrıca breccias veya volkanik fişler ve pençeler olarak ortaya çıkar. Kristalleri büyütmek için çok hızlı soğuyan riyolitler, obsidyen olarak da adlandırılan doğal bir cam veya vitrophyre oluşturur. Daha yavaş soğutma, lavda mikroskobik kristaller oluşturur ve akış yaprakları, sferulitik, nodüler ve litofizal yapılar gibi dokularla sonuçlanır. Bazı riyolit oldukça veziküler pomza. Riyolitin birçok patlaması oldukça patlayıcıdır ve tortular serpinti tefra/tüf veya ıgnimbritlerden oluşabilir. Riyolit püskürmeleri, daha az felsik lavların püskürmelerine kıyasla nispeten nadirdir. 20.yüzyılın başından bu yana sadece üç riyolit patlaması kaydedildi: Papua Yeni Gine'deki St. Andrew Boğazı yanardağı, alaska'daki Novarupta yanardağı ve Güney Şili'deki Chaiten. Riyolit, karadan uzak adalarda bulunmuştur, ancak bu tür okyanus olayları nadirdir. Etimoloji ve tarih Riyolit Yunanca kelime ῤεῖν bir yenilikçilik, rheîn “akış” ve λίθος, líthos, “taş”dır. Kayanın bilimsel tanımı Baron Ferdinand von Richthofen tarafından 1860 yılında yapılmıştır. Mineral topluluğu genellikle kuvars, sanidin ve plajiyoklaz Bir riyolit başlıca kuvars ve feldispat oluşmaktadır. Kuvars içeriği muhtemelen Riyolitik eriyiğin kristalleşme ile meydana gelmeyecektir, sadece kaya takip eden zenginleştirme işlemlerinden ile % 50'den fazla bir kuvars paylarıyla, %20 ve %60 arasında değişmektedir. Kristal-fakir riyolitlerle için QAR ve kuvars-zengin tipleri, kısaltma QRR kısaltmasıdır. Kalan %40-80 ağırlıklı alkali feldspat %35-90,10 ve %65 plajiyoklaz ve tamamlayıcı arasındaki dar anlamda riyolit onlar için hesap feldspat oluşur. Daha fazla %65 plajiyoklaz riyodasit ile paylaşımın alkali riyolit, yani, fazla %90 alkali feldspat ile felsik volkanitler görülür. Buna ek olarak, bir riyolit küçük miktarlarda - genellikle en fazla %2, azami %15 - on mafik minerallerin. Riyodasitler tür hisselerin %20 fazla olabilir. Bu maddeler arasında sık sık biyotit oluşur, ancak ek olarak, aynı zamanda hornblendli veya ojit. Riyolit çok küçük miktarlarda gibi manyetit, hematit, kordiyerit, granat veya olivin gibi mineraller çoğunlukla hala içerirler. Kaldaklofsfjöll: Genellikle riyolit bir porfirik dokuya sahiptir. Bu çoğunlukla kuvars ve feldispat oluşmaktadır olan tek kristaller man fenokristalleri denilen dağınık büyük kristaller, sadece bir mikroskop altında görülebilen ve gömülü bir yoğun, ince taneli matrisi oluşur anlamına gelir ve boyutu birkaç santimetre birkaç milimetre. Ancak, Afirik veya felsitischen riyolitlerden sonra yani tamamen ince taneli herhangi Einsprengling olmadan riyolit, manspricht vardır. Kısmi de riyolit kayalar kolayca tanınabilir akış dokular gösterir. Genç jeolojik zamanda riyolit gaz kabarcıkları vardı. Bu boşluk kabarcıkları genellikle orada zaman içinde çökeldi. Bu boşluklar minerallerle dolduruldu. Obsidyenle aynı kimyasal bileşime sahip riyolit volkanik bir camdır.

Düzlemsel veya çizgisel paralelliği çok iyi gelişmiş, oldukça ileri derecede değişikliğe uğramış orta taneli bir kayaçtır. Bazen, özellikle mika grubu minerallerin çokluğunda kayaç yaprak yaprak ayrılır. Şist içindeki tek tek mineral taneleri, sıcaklık ve basınç sonucu gözle görülebilen ince tabakalar halinde oluşabilir. Bu karakteristik yaprak yaprak ayrılma dokusu, şistozite kavramını oluşturur. Diğer bir deyişle, şistozitesi oldukça belirgindir. Şistlerin mineralleri gözle ayırtlanabilir. Orta ve iri tanelidir. Şistlerde içerdikleri en fazla mineral cinsine göre sınıflandırırlar;

<span class="mw-page-title-main">Gabro</span>

Gabro, yeryüzü yüzeyinin altında yer alan bir holoskristalin kütlesine magnezyum ve demir bakımından zengin magmanın yavaş soğumasından meydana gelen magmatik bir kayadır. Dünyanın okyanusal kabuklarının çoğu, okyanus ortasındaki sırtlarda oluşan gabrodan meydana gelir. Gabro ayrıca kıtasal volkanizma bağlı plütonlar olarak bulunur.

İç püskürük kayaçlar, mantodan kök alan magmanın yavaş soğumasıyla oluşan bir kayaç türüdür. Magmatik kayaçlar genel olarak 3 başlık altında sınıflandırılırlar. İç püskürük, dış püskürük ve yarı derinlik kayaları. Magmanın kompozisyonu veya başka bir sebepten ötürü yüzeye olan uzaklıklarına göre farklı soğuma şekilleri gösterdikleri için her biri farklı karakteristikler göstererek kayaç oluştururlar.

<span class="mw-page-title-main">Amfibol</span>

Amfibol, çift zincirli SiO'dan oluşan prizma veya iğne benzeri kristallerden oluşan önemli bir inosilikat mineral grubudur.