Diğer anlam için Ekonomi sayfasına bakınız
Tekel veya monopol, bir pazarda belirli bir ürün için üretici ya da dağıtımcı olarak tek bir firmanın bulunması durumudur. Bir monopol, rakip firmaların daha düşük fiyat koyması korkusu olmadan kendi fiyatını belirleme gücüne sahiptir. Monopoli, serbest rekabeti ortadan kaldırarak kaynakların verimli kullanımını önleyen bir durum yaratır.
Joseph Eugene "Joe" Stiglitz Amerikalı ekonomist ve Columbia Üniversitesi öğretim görevlisi. 1973'te John Bates Clark Madalyası'na layık görüldü ve 2001 yılında Nobel Ekonomi Ödülü aldı. Bill Clinton'nın hükûmetinde ekonomi danışmanlığı başkanlığıyla ünlendi ve daha sonra Dünya Bankası Başkan Yardımcılığı ve Başekonomistliğini görevinde bulundu. Küreselleşme, piyasa tutuculuğu ve Uluslararası Para Fonu, Dünya Bankası gibi bazı uluslararası kurumlar hakkındaki kıritik bakış açılarıyla ünlü. 2001'de Stiglitz, Columbia Üniversitesinde bir düşünce takımı olan Initiative for Policy Dialogue (IPD)'yi kurdu. 2001'den beri Columbia Üniversitesi'nin bir üyesi ve 2003'ten beri üniversite profesörü. Stiglitz ayrıca University of Manchester'nin Dünya Yoksulluk Sınırıları Kurumu(Brooks World Poverty Institute) başkanı ve Papaya ait Sosyal Bilimler Akademisi üyesi.
Yönetim iktisadı, belirli işletme kararlarına mikroekonomik analizin uygulandığı bir iktisat dalıdır. Yani, uygulamada iktisadi teori ile iktisat arasındaki köprüdür. Yoğun bir şekilde regresyon ve korelasyon, (doğrusal) Lagrange Analizi gibi nicel (matematiksel) teknikleri kullanır. İşletme iktisadı kıt kaynaklarla belirlenmiş kısıtlar ve firma amaçlarının en iyilenmesi sağlayarak tek bir sonuca ulaşmayı sağlar.
Keynesyen iktisat veya Keynesçilik, adını İngiliz ekonomist John Maynard Keynes'ten alır), toplam talebin ekonomik çıktı ve enflasyonu nasıl güçlü bir şekilde etkilediğine dair çeşitli makroekonomik teori ve modellerdir. Keynesyen görüşe göre, toplam talep ekonominin üretken kapasitesine eşit olmak zorunda değildir. Bunun yerine, üretimi, istihdamı ve enflasyonu etkileyen - bazen düzensiz davranan - bir dizi faktörden etkilenir.
Ronald Harry Coase, Büyük Britanya asıllı fakat çalışma hayatının çoğunu ABD'de geçirmiş bir ekonomisttir.
İşlem maliyeti veya işlem maliyetleri, ekonomi ve ilişkili disiplinlerde, ekonomik alışveriş yapıldığındaki giderlerin ücretidir. Genel olarak firma ya da bireylerin herhangi bir mal ve/veya hizmete ulaşmak için geçirdiği zaman, istenilen mal ya da hizmete ulaşmak için yapılan tüm araştırma, ulaşma ve pazarlık-takip çabalarına ilişkin giderlerin toplamıdır.
İktisadi kıtlık ya da ekonomik kıtlık kâr amaçlı ekonomik sistem tarafından kar elde etmek amacıyla kasıtlı olarak yaratılan ve bir toplumun sahip olduğu üretim kaynaklarının, mevcut teknolojik gelişmişlik düzeyiyle işletilmesi ile ulaşılan üretim düzeyinin, sonsuz insan ihtiyaçları ve isteklerini karşılamakta yetersiz olduğunu ifade eden iktisadi bir terimdir. Gündelik hayatta kullanılan kıtlık kavramı somut bir yokluğu veya yetersizliği ifade ederken iktisadi anlamıyla kıtlık, mevcut kâr bazlı ekonomik sistem ve üretim teknolojisiyle ulaşılan üretim düzeyi ile ilgili bir yetersizliği ifade eder. Her adım başı üretilmiş envai çeşit ürünlerle dolup taşan çeşitli dükkân ve marketlerin boy gösterdiği günümüzde, ekonomi biliminin temeli olan kıtlığın anlamı üzerine derin düşünmek gereklidir.
Serbest bölge veya serbest limanlar; bulunduğu ülkede geçerli ticari, mali ve iktisadi alanlara ilişkin hukuki ve idari düzenlemelerin uygulanmadığı veya kısmen uygulandığı, sanayi ve ticari faaliyetler için daha geniş teşviklerin tanındığı, fiziki olarak veya idari kararla ülkenin diğer kısımlarından çitle çevrilerek ayrılan özel ekonomik bölgelerin bir alt türü olarak malların ithal edilebildiği, depolanabildiği, işlenebildiği, üretilebildiği veya re-export edilebildiği planlı yatırım alanlarıdır.
Gayri safi yurtiçi hasıla (GSYİH), bir ülke veya ülkeler tarafından belirli bir zaman diliminde üretilen ve satılan tüm nihai malların ve hizmetlerin piyasa değeri’nin parasal bir ölçü’südür.
Alfred Marshall,, döneminin en etkili iktisatçısı. Neoklasik iktisadın ve Cambridge Okulu'nun kurucusu. 1890 yılında yayımlanan İktisadın İlkeleri adlı kitabı uzun bir dönem İngiltere'de iktisat ders kitabı olarak okutuldu. Aynı zamanda John Maynard Keynes'in hocası olarak da bilinmektedir.
Norveç ekonomisi, stratejik alanlarda devlet mülkiyeti barındıran gelişmiş bir karma ekonomidir. Küresel iş döngülerine duyarlı olmasına rağmen, Norveç ekonomisi sanayi devrinin başlangıcından bu yana sağlam bir büyüme göstermiştir. Ülke, diğer Avrupa ülkeleriyle karşılaştırıldığında çok yüksek bir yaşam ölçünlerine ve güçlü bir şekilde bütünleşik refah sistemine sahiptir. Norveç'in çağdaş üretim ve refah sistemi, doğal kaynakların, özellikle Kuzey Denizi petrolünün kullanımı ile üretilen bir finansal birikime bağlıdır.
Piyasa başarısızlığı, mal ve hizmetlerin serbest piyasa tarafından tahsisinin Pareto verimliliğine sahip olmaması ve genellikle net ekonomik değer kaybına yol açtığı bir durumdur. Piyasa başarısızlıkları, bireylerin saf kişisel çıkarları artırmalarının, toplumsal açıdan bakıldığında geliştirilebilecek verimli olmayan sonuçlara yol açtığı senaryolar olarak görülebilir. Terimin ekonomistler tarafından ilk olarak 1958'de kullanılması karşın konsept Victoria dönemi filozofu Henry Sidgwick'e kadar uzanıyordu. Piyasa başarısızlıkları genellikle kamu malları, zaman tutarsız tercihler, bilgi asimetrileri, rekabetçi olmayan pazarlar, ana temsilci sorunları veya dışsallıklarla ilişkilidir.
Karbon vergisi, ulaşım ve enerji sektöründe, yakıtların karbon içeriğine uygulanan bir vergi'dir. Karbon vergileri karbon fiyatlandırması'nın bir biçimidir. Karbon vergisi terimi ayrıca karbon dioksit eşdeğeri vergiyi ifade etmek için kullanılır. Oldukça benzerdir, ancak herhangi bir ekonomik sektör tarafından yayılan her türlü sera gazı veya sera gazı kombinasyonuna uygulanabilir.
Düz oranlı vergi, vergi ödemesinin vergi matrahından bağımsız olarak tek bir oran ile hesaplandığı bir vergi sistemidir. Örneğin, matrah 10.000 TL ise, ödenmesi gereken vergi %20 x 10.000 TL = 2.000 TL ve matrah 100,000 TL ise ödenmesi gereken vergi 20.000 TL'dir. Vergi yüzdesi oranı matrahın bir fonksiyonu olarak grafiğe dökülürse grafik "düz" bir çizgi olur.
Aşamalı vergi, vergilendirilebilir miktar arttıkça vergi oranının da arttığı bir vergidir. Aşamalı terimi, bir vergi mükellefinin ortalama vergi oranının kişinin marjinal vergi oranından daha düşük olmasıyla sonuçlanan, vergi oranının düşükten yükseğe doğru ilerleme şeklini ifade eder. Terim, bireysel vergilere veya bir bütün olarak bir vergi sistemine uygulanabilir. Daha düşük ödeme gücüne sahip kişilerin vergi oranlarını düşürmek amacıyla aşamalı vergiler uygulanmaktadır, çünkü bu tür vergiler oranı giderek daha yüksek ödeme gücüne sahip olanlara kaydırmaktadır. Aşamalı verginin tersi, fakirlerin zenginlere kıyasla gelirlerinin daha büyük bir kısmını ödediği satış vergisi gibi gerileyen bir vergidir.
Marjinal ürün veya marjinal fiziksel üretkenlik, ekonomide ve özellikle neoklasik ekonomide bir girdinin, belirli bir girdiden bir birim daha kullanılmasından kaynaklanan çıktıdaki değişikliktir diğer girdilerin miktarlarının sabit tutulduğu varsayılarak beşten altı birime yükseltilir.
Hukuk ve ekonomi veya hukukun ekonomik analizi, ekonomik teorilerin, çoğunlukla Chicago Ekonomi Okulundan akademisyenlerle başlayan, hukuk analizine uygulanmasıdır. Ekonomik kavramlar, yasaların etkilerini açıklamak, hangi hukuk kurallarının ekonomik açıdan verimli olduğunu değerlendirmek ve hangi hukuk kurallarının yürürlüğe gireceğini tahmin etmek için kullanılmaktadır. Hukuk ve ekonominin iki ana dalı vardır: Bunlardan birincisi, neoklasik ekonominin yöntem ve teorilerinin hukukun pozitif ve normatif analizine uygulanmasına dayanır. İkincisi ise ekonomik, politik ve sosyal sonuçlara daha geniş bir odaklanma ile hukuk ve yasal kurumların kurumsal analizine odaklanır. Hukuk ve ekonominin bu ikinci dalı, daha genel olarak siyasi kurumlar ve yönetişim kurumları üzerindeki çalışmalarla daha çok örtüşmektedir.
Ekonomide dağıtım, toplam çıktının, gelirin veya servetin bireyler arasında veya üretim faktörleri arasında dağıtılma şeklidir.
Neoklasik iktisat, mal ve hizmetlerin üretim, tüketim ve değerlemesinin (fiyatlandırma) arz ve talep modeli tarafından yönlendirildiğinin gözlemlendiği bir ekonomi yaklaşımıdır. Bu düşünceye göre, bir mal veya hizmetin değeri, geliri kısıtlı bireyler tarafından faydanın ve üretim maliyetleriyle karşı karşıya olan ve mevcut bilgi ve üretim faktörlerini kullanan firmalar tarafından kârın varsayımsal maksimizasyonu yoluyla belirlenir. Bu yaklaşım genellikle rasyonel seçim teorisine başvurularak gerekçelendirilmiştir.