İçeriğe atla

Pişmanlık

John Greenleaf Whittier'ın kurgusal karakteri Maud Muller uzaklara bakar, eylemsizliğinden pişman olur ve ne olabileceğini düşünür.

Pişmanlık, bir insanın geçmişteki davranışlarından hoşnut olmama duygusudur. İnsanın belirli bir eylemi yerine getirdikten sonra üzüntü, utanç, mahcubiyet veya suçluluk karışımı bir duygu hissetmesi; "Keşke öyle yapmasaydım!" diye düşünmesidir. Pişmanlık bir eylemi yerine getirmekten dolayı ortaya çıktığı gibi, eylemsizlikten dolayı da ortaya çıkabilir. "Keşke bir şey yapsaydım!" şeklindeki bir düşünce de pişmanlık olarak değerlendirilir.

Pişmanlık suçluluk duygusu içerebilir ama genel anlamda suçluluktan farklıdır. Pişmanlık, rahatsız edici bir duygu olmakla birlikte etkisi suçluluk duygusuna göre daha zayıf ve daha geçicidir. Vicdan azabı, pişmanlığın en güçlü şeklidir ve çok daha derin bir suçluluk bileşenine sahiptir. Utanç ve mahcubiyet duygularının pişmanlıktan farkı, taşıdıkları toplumsal ve kültürel unsurlardır. Örneğin toplumun onaylamadığı bir eylemi işleyen bir insan, toplumun baskısı yüzünden utanç hissedebilir ama işlediği eylemden kişisel bir çıkar sağlamışsa pişmanlık duymayabilir.

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Mensiyüs</span> Çinli filozof

Mensiyüs ya da Mıngzi, MÖ 372-289 yılları arasında yaşamış ve insan doğası ve siyaset üzerine olan görüşleriyle Konfüçyusçuluğu temellendirmeye ve güçlendirmeye çalışmış olan Çinli düşünür. Mensiyüs, insanın eğiliminin iyiliğe doğru olduğunu, doğru yolu bulmak için, vicdanımızın sesine, bizde doğuştan var olan doğal bilgiye dayanmamız gerektiğini, uyum içinde yaşamamızın anahtarının kendi içimizde olduğunu ve bizim uyum içinde yaşadığımız takdirde, toplum düzeninin de, kendiliğinden en iyi bir biçimde kurulacağını söylemiştir.

Psikolojik işkence, özellikle korku, utanç ve suçluluk duygusu gibi duygular yaratarak bir kişiyi cezalandırma yöntemi.

Yarışma, insanların belirli bir hedefe ulaşmak için sergiledikleri mücadelelerin toplamıdır.

<span class="mw-page-title-main">Utanç (duygu)</span> değersizlik veya aşağılanma duygularıyla ilişkili bilinçli bir duygu

Utanç, içinde bulunulan durumdan kurtulmak isteme durumudur. Bir insan herhangi bir olaya karşı iç açıcı olmayan duygular besliyorsa bu kişi böyle bir durum karşısında utanç duygusu yaşayabilir. Utanç, çoğu zaman benzer durumlara karşı gösterilebilir. Fakat bu, kişinin genetik yapısı ya da çevresel koşullarla değişmeler yaratabilir. Utanç duygusunu yaşama eylemine ise "utanma" adı verilir.

<span class="mw-page-title-main">Acıma</span>

Acıma, bir insanın, güç durumda olan veya herhangi bir yönü bakımından belirgin bir eksikliği olan canlılara veya varlıklara karşı beslediği bir duygudur. Bu his üzüntü, şefkat ve sevgi kavramlarının oluşturduğu karmaşık bir duygudur. Kısaca; başka bir kimsenin veya canlının mutsuzluğuna karşı duyulan üzüntü veya merhamettir.

<span class="mw-page-title-main">Şüphe</span> bir olay karşısında duyulan emin olamama veya güvensizlik duygusu

Şüphe veya kuşku, bir insanın, bir olay karşısında duyduğu emin olamama duygusu veya güvensizlik duygusudur. Şüphenin en genel tanımı ise; "inanç ve inançsızlık arasında kalan duygu"dur. Şüphe, çoğu insan için olağan bir duygu olsa da, kimi zaman bu duygu gereksiz veya aşırı olarak belirebilir. Aşırı şüphe duyan insanlara "paranoyak" veya "kuşkucu" adı verilir.

<span class="mw-page-title-main">Yalnızlık</span>

Yalnızlık veya yalnız kalma, bir insanın boşluk duygusuyla karışık kendini dünyadan kopmuş hissetme duygusudur. Yalnızlık, arkadaş eksikliğinden veya başkalarıyla birlikte olma arzusundan daha da öteye giden bir duygudur. Yalnızlık çeken insan kendisini toplumdan kopmuş hissedebilir. Başka insanlarla anlamlı bir iletişime girmekte zorluk çeker. Yalnızlık çeken bir insan içindeki boşluk veya kopukluk hisleriyle doludur. Ayrıca yalnızlığın farklı türleri vardır. Örneğin bir kişi kalabalık içinde de yalnız hissedebilir. Yalnızlık, sadece etrafında kimsenin olmaması değildir.

<span class="mw-page-title-main">Vicdan azabı</span> Geçmişte yaptıkları bir olaydan dolayı pişmanlık duyan kişilerin deneyimlediği rahatsız edici duygu

Vicdan azabı başkasına zarar verdiğine inanan bir kişinin duyduğu pişmanlık duygusunun bir ifadesidir. Vicdan azabı suçluluk duygusuyla ilintili bir duygu olup kişinin kendi kendine yönelttiği bir kızgınlık halidir. Vicdan azabı, kişinin geçmişteki bir eyleminden kaynaklanabildiği gibi eylemsizlikten de kaynaklanabilir.

<span class="mw-page-title-main">Halinden memnunluk</span> duygusal durum

Hâlinden memnunluk, bir insanın bulunduğu fiziksel ve ruhsal durumdan hoşnut olma duygusudur. Bu duyguya sahip olan kişi kendini kaygı, ihtiyaç veya arzu duygularından arınmış hisseder. Sevinç ve mutluluk kavramlarına kıyasla daha kendi hâlinde bir hoşnutluk hâlidir. Kişiyi rahatsız edecek kuvvetler azaltılmış ve bir denge hâline ulaşılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Minnet</span>

Minnet veya şükran bir insanın aldığı yardımdan dolayı duyduğu hoşnutluk duygusudur. Genellikle teşekkür etme yoluyla ifade edilen bir duygudur.

<span class="mw-page-title-main">İğrenme</span>

İğrenme veya tiksinme insanların kirli, yemeğe uygun olmayan ve mikroplu nesneleri itici bulma duygusudur.

Kendine acıma, bir insanın durumunu kabullenememesi ve etrafındaki olaylara uyum gösterememesi halinde ortaya çıkan bir duygudur. Bu kişilerde mağduriyet duygusu ve diğer kişilerden sempati beklentisi hakimdir.

Kafa karışıklığı insanlarda oluşan karmaşıklık hissi veren bir duygudur.

<span class="mw-page-title-main">Düşmanlık</span> duygu yüklü öfkeli davranış biçimi

Düşmanlık bir insana karşı duyulan öfke ve nefretin birleşmesiyle insanın, öfke ve nefret duyduğu kişiye beslediği bir tür kötü duygudur.

<span class="mw-page-title-main">Suçluluk</span> insanın benimsediği kurallara aykırı bir hareket yaptığına inanmasından dolayı ortaya çıkan bir ruh hali

Suçluluk, bir insanın benimsediği kurallara aykırı bir hareket yaptığına inanmasından dolayı ortaya çıkan bir ruh halidir. Pişmanlığa benzeyen bu duygu tamamen öznel bir duygudur. Suçluluk duygusu, kişinin gerçekliği yorumlamasına bağlıdır.

<span class="mw-page-title-main">Erik Erikson</span> Alman asıllı Amerikalı psikoanalist (1902-1994)

Erik Erikson, Danimarka ve Alman kökenli Amerikalı psikolog.

<span class="mw-page-title-main">Dayanışma</span> ortak bir çıkar üzerinde duygu veya eylem birliği

Dayanışma, solidarizm veya solidarite; bir topluluğu oluşturan gruplar veya sınıflar arasında psikolojik bir birlik duygusu yaratan duygu, düşünce ve ortak çıkarlarla birbirlerine karşılıklı olarak bağlanmasıdır. Sınıf işbirliği savunur ve sınıf çatışmasını reddeder. Kolektivizmden farklı olarak dayanışmacılık, bireyleri reddetmez ve bireyleri toplumun temeli olarak görür. Toplum içindeki sosyal ilişkilerden yararlanarak insanların birbirlerine bağlı olduğunu savunur. Terim sosyal bilimlerde, özellikle sosyolojide ve psikolojide yaygın olarak kullanılır.

Ahlakın Soykütüğü Üstüne: Bir Kavga Yazısı, Alman filozof Friedrich Nietzsche’nin son dönem yapıtlarındandır. Önsöz ve üç bölümden oluşan eser, 1887 yılının temmuz ve ağustos aylarında yazılmış ve aynı yılın kasım ayında basılmıştır. Nietzsche bu kitapta ceza,suç, adalet, hınç duygusu, vicdan gibi ahlaki kavramların tarihsel gelişimini inceleyip, Yahudiliğin ve Hristiyanlığın modern Avrupa kültüründe hakim kıldıkları 'ahlaki önyargıların' eleştirisini yapar. Nietzsche yorumcuları tarafından onun en sistematik kitabı olarak görülen Ahlakın Soykütüğü Üstüne, modern Avrupa kültürünün en önemli yapıtlarından biri olarak kabul edilmektedir.

Psikolojik şiddet, failin mağduru duygusal olarak sindirmek ve aşağılamak, ona yaptırım uygulamak veya cezalandırmak için toplumdan soyutlamak üzere baskı uyguladığı bir saldırganlık ve istismar biçimidir.

<span class="mw-page-title-main">İnsan cinsel eylemi</span>

İnsan cinsel eylemi, insanların cinselliklerini deneyimleme ve ifade etme biçimidir. İnsanlar, çok çeşitli nedenlerle, tek başına yapılan faaliyetlerden başka bir kişiyle değişen sıklıkta farklı davranışlara kadar çeşitli cinsel eylemlerde bulunurlar. Cinsel eylem, genellikle uyarılmış kişide cinsel uyarılma ve fizyolojik değişikliklere neden olur, bunlardan bazıları telaffuz edilirken bazıları daha kısaltılır. Cinsel eylem, partner bulma veya çekme stratejileri veya bireyler arasındaki kişisel etkileşimler gibi bir başkasının cinsel ilgisini uyandırmayı veya başka birinin cinsel yaşamını geliştirmeyi amaçlayan davranışları ve faaliyetleri de içerebilir. Cinsel eylem, cinsel uyarılmayı takip edebilir.