İçeriğe atla

Philipp Lenard

Philipp Eduard Lenard
1900'de Philipp Lenard
DoğumPhilipp Eduard Anton von Lenard
7 Haziran 1862(1862-06-07)
Pressburg, Macaristan Krallığı, Avusturya İmparatorluğu
Ölüm20 Mayıs 1947 (84 yaşında)
Messelhausen, Almanya
VatandaşlıkMacar[1] (1862–1907)
Alman(1907–1947)
Mezun olduğu okul(lar)Heidelberg Üniversitesi
Tanınma nedeniKatot ışınları
Fotoelektrik etkisi
Şebeke kontrolü
Lenard penceresi
EvlilikKatharina Schlehner
ÖdüllerMatteucci Madalyası (1896)
Rumford Madalyası (1896)
Nobel Fizik Ödülü (1905)
Franklin Madalyası (1932)
Kariyeri
DalıFizik
Çalıştığı kurumBudapeşte Üniversitesi
Breslau Üniversitesi
Aachen Üniversitesi
Heidelberg Üniversitesi
Kiel Üniversitesi
Berlin Üniversitesi
Doktora
danışmanı
R. Bunsen
G. H. Quincke
Doktora öğrencileriEdward Andrade
Walther Kossel

Philipp Eduard Anton von Lenard (7 Haziran 1862 – 20 Mayıs 1947), 1905'te katot ışınları ve özellikleri araştırmasıyla Nobel Fizik Ödülü almış Alman fizikçidir. Kendisi milliyetçi ve Yahudi aleyhtarı; aktif bir Nazi ideoloji savunucusudur. 1920'lerde Adolf Hitler'i desteklemiş ve Nazi döneminde “Deutsche Physik” hareketinde önemli bir rol-model olmuştur.

İlk yılları ve iş hayatı

Philipp Lenard 7 Haziran 1862 yılında Bratislava'da (Pressburg, Macaristan Krallığı) doğmuştur. Lenard ailesinin kökleri 17. Yüzyıl Tyrol'e dayanmakta ve Lenard'ın ebeveynleri Almanca konuşmaktadır. Babası Philipp von Lenardis (1812-1896), Preeburg'da şarap tüccarıydı. Annesi Antonie Baumann'dı (1831-1865). Genç Lenard yazdığı otobiyografisine göre 'A Pozsonyi királyi katholikus fögymnasium'de (şimdiki adıyla Gamča) eğitim gördü. Bu eğitimi kendi üzerinde büyük bir etki bıraktı (özellikle öğretmeninin –Virgil Klatt- kişiliği ile). 1880 yılında Budapeşte ve Viyana'da fizik ve kimya üzerine eğitim gördü. 1882 yılında Lenard Budapeşte'den ayırılıp Pressburg'a geri döndü fakat 1883'te Budapeşte Üniversitesi'ne yaptığı asistanlık başvurusu reddedilince Heidelberg'e taşındı. Heidelberg'de ünlü Robert Bunsen'in altında çalıştı, bir dönemliğine Berlin'deki Hermann von Helmholtz sebebiyle Heidelberg'deki işi kesintiye uğradı ve 1886 yılında doktora unvanını kazandı. 1887 yılında tekrar Budapeşte'de Loránd Eötvös altında asistan olarak çalıştı. Aachen, Bonn, Breslau, Heidelberg'deki (1896-1898) ve Kiel’deki (1898-1907) mektupları sonrası 1907 yılında Philipp Lenard Enstitüsü’nün başı olarak Heidelberg Üniversitesi’ne döndü. 1905 yılında İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi üyesi ve 1907 yılında Macaristan Bilimler Akademisi üyesi oldu.

Ayrıca fosforlanma, ışıldama ve alev iletkenliği çalışmaları da erken eğitim dönemine dahildir.

Fiziğe Katkıları

Fotoelektrik araştırmaları

Bir fizikçi olarak Lenard’ın asıl katkısı 1888 yılında gerçekleştirdiği katot ışınları araştırmasıydı. Araştırmasından önce katot ışınları ilkel, kısmen boşaltılmış ve içlerinde metalik elektrotlar bulunan -ki buraya yüksek voltaj yerleştirilebilirdi- cam tüpler içerisinde üretilmişti. Katot ışınlarını çalışmalarında kullanması zordu; çünkü mühürlenmiş, ulaşılması güç cam tüpler içerisinde bulunuyordu. Bunun sebebi ışınların hava molekülleri varlığında olabilmesiydi. Lenard bu problemlerin üstesinden camın içine küçük metalik pencereler yerleştirerek geldi. Bu pencereler basınca dayanacak kadar küçük ve ışınların geçebileceği kadar inceydi. Işınlar için pencere yaparak ışınların laboratuvara, diğer bir deyişle tamamen boşaltılmış bölmelere geçişini sağladı. Fosforlu materyaller ile kaplı kâğıtlar sayesinde ışınların yoğunluğunu doğru bir şekilde ölçebiliyordu.

Lenard ışınların emiliminin ışınların içinden geçecekleri materyallerin yoğunluğu ile orantılı olduğu gözlemledi ve ışınların bir çeşit elektromanyetik radyasyon olduğu fikrinin yanlış olduğunu ortaya çıktı. Ayrıca ışınların birkaç inç normal yoğunluktaki havadan geçebildiğini ve onun tarafından dağıtıldığını gösterdi. Buradan hareketle hava moleküllerinden daha küçük parçacıkların olması gerektiğini düşündü. J.J Thomson’ın çalışmalarından bazılarını -sonunda katot ışınlarının negatif yüklü parçacık akım olduğu sonucuna çıktı- onayladı. Parçacıkları “quanta of electricity”, kısaca “quanta” olarak ve daha sonra da Helmholtz olarak adlandırırdı. Aynı zamanda J.J Thompson onları “cisimcikler” olarak adlandırdı fakat isimleri günümüzdeki kullanımıyla elektron olarak değişti. Metallerin ışın emilimi üzerine onun deneyleriyle ve diğer eski deneylerle birlikte, elektronların atomu oluşturan temel parçalardan olduğu genel görüşü Lenard'ın atomun büyük bir bölümünün boşluk olduğu iddiasına olanak verdi.

Crookes Tüpü buluşu sonucu olarak, ışınların ultraviyole ışıkla vakumlanmış metallere ışık tutulmasıyla üretilmesinin birçok bakımdan katot ışınlarına benzediğini göstermişti. Onun en önemli gözlemi ışınların enerjisinin gönderilen ışığın yoğunluğundan bağımsız olasıydı fakat ışınların enerjisi düşük dalga boylarında daha fazla idi.

Bu son iki gözlem Albert Einstein’ın kuantum etkisiyle açıklandı. Bu teori katot ışın hedefi enerjisinin frekansa karşı Planck sabitine eşit bir eğimle düz bir çizgi şeklinde olacağını öngörür. Ancak bu birkaç yıl sonra gösterilecektir. Foto-elektrik kuantum teorisi Einstein Nobel Fizik Ödülünü aldığında bahsettiği işti. Genel, Einstein dalkavukluk yapma şüphesi, örnek olarak Lenard görecelik ve genel Einstein teorilerinin belirgin kuşkucusu oldu fakat kendi öyle değildi; ancak Einstein’ın fotoelektrik etkisi açıklamasına karşı çıkmıştır.

Meteorolojik Katkıları

Lenard 1982’deki “Lenard etkisi” üzerine çalışmalar yapan ilk kişiydi. Bu çalışma su damlalarının aerodinamik düşüşüne eşlik eden elektrik yüklerinin ayrılışıydı. Ayrıca sprey elektriklenmesi veya şelale etkisi olarak da bilinir.

Yağmur damlalarının şekil ve ebat dağıtımı üzerine yapılan çalışmalara rehberlik etti ve çeşitli ebatlardaki yağmur damlacıklarının birkaç saniye sabit durabileceği yeni rüzgâr tüneli inşa etti. O büyük yağmur damlalarının damla şeklinde olmadığını aksine hamburger topuzu gibi olduğunu fark eden ilk kişiydi.

“Deutsche Physik”

Lenard günümüzde fikirlerini Almanya'dan çaldığını iddia ettiği “İngiliz fiziği”ni küçümseyen koyu Alman milliyetçisi olarak hatırlanıyor. Politik olarak gerekli veya popüler olmadan önce Nasyonal Sosyalist Parti üyesi oldu. Nazi rejimi sırasında Almanya'nın "Deutsche Physik"i desteklemesi gerektiğini ve “Jewish physics”in aldatıcı ve kasıtlı olarak yanlış yönlendirdiği fikirlerini görmezden gelmesi gerektiğini –ki özellikle “the Jewish fraud” göreceliği teorisi (Ayrıca Bkz. Görecelik teorisi kritiği) dahil Albert Einstein'ın teorilerini kastederek- açık bir şekilde savundu. Adolf Hitler'in danışmanı olarak Naziler altında Lenard “Aryan physics”in başına geçti.

Lenard’ın belli bilim adamları üzerine görüşleri 1933'te yayımlanan Lenard’ın kitabının (Great Men in science, a History of scientific progress) incelemesi ile yapılan çıkarımlardır. Kitap İngilizceye Dr. H. Stafford Hatfield tarafından ünlü bilim insanı College London Üniversitesi'nden Edward Andrade (ironik olarak, kendi sefarad bir Yahudidir.) tarafından yapılan bir giriş ile çevrilmiştir ve II. Dünya Savaşı sonrası dünya genelinde okullarda ve üniversitelerde okunmuştur. Lenard tarafından Einstein, Curie ve herhangi bir 20. Yüzyıl bilim insanı hariç bazı özgün bilim adamları dahil edilmemiştir. Andrade şunu not etmiştir: “Bu kitabın yazarındaki gibi kuvvetli bir bireysellik hissi kuvvetli bireysel yargıların oluşmasına yol açar.” Yayımcı kitabın 1954 İngilizce baskısının 19. Sayfasında dikkat çekiçi bir not yayımlamıştır: “Lenard’ın çalışmaları sadece derin bilgi değil aynı zamanda takdire değer denge içinde olduğunu gösterdi. Kendi zamanının insanlarına gelince çağdaş meselelerde o kendi görüşlerini belirtmekten kaçınmadı. Hayatı boyunca son çalışmalarda belli değişim önerilerine rıza göstermedi.”

Lenard Heidelberg Üniversitesi'nden 1931 yılında teorik fizik profesörü olarak emekli oldu. Emeritus mevkisi kazandı fakat 83 yaşında 1945 yılında müttefik işgal güçleri tarafından sınırdışı edildi. 1947 yılında Messelhausen'de (Almanya) öldü.

Onur ve Ödülleri

  • Royal Society Rumford Madalyası, 1896
  • İtalian Society of Sciences Matteucci Madalyası, 1896
  • Frenc Academy of Sciences ödülü, 1897
  • Franklin İnstitute Frankling Madalyası, 1932
  • Nobel Fizik Ödülü, 1905

Medyada

  • Lenard'ın görecelik teorisi kritiği ve Einstein ve teorilerine karşı savaşı bir Dark Matters: Twisted But True bölümünde “Einstein’ın İntikamı” başlığı altında işlenmiştir.
  • Lenard'ın hayatı ve çalışmalarının Albert Einstein ile karşılıklı ilişkisi The Man Who Stalked Einstein: How Nazi Scientist Philipp Lenard Changed the Course of History kitabına Bruce J. Hillman, Birgit Ertl-Wagner ve Bernd C. Wagner tarafından konu edilmiştir.

Kaynakça

  1. ^ "Lénárd Fülöp (1862–1947)". Sulinet (Macarca). 16 Kasım 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Albert Einstein</span> Almanya doğumlu fizikçi (1879–1955)

Albert Einstein, Almanya doğumlu teorik fizikçi ve bilim insanı. Tüm zamanların en iyi fizikçilerinden birisi olarak kabul edilen Albert Einstein, en çok görelilik teorisini geliştirmesiyle tanınır. Aynı zamanda kuantum mekaniğinin gelişimine önemli ölçüde katkılarda bulunmuştur. Kendisi tarafından bulunan ve bilim dünyasında yeni bir çığır açan kütle-enerji denkliği formülü E = mc2 dünyanın en ünlü denklemi olarak adlandırılmıştır. Fizik ve matematik alanına sağladığı katkılardan dolayı ve fotoelektrik etki yasasının keşfi sebebiyle 1921 yılında Nobel Fizik Ödülü'ne layık görüldü. 1999 yılında Time dergisi tarafından yüzyılın en önemli kişisi seçilmiştir.

Dalga-parçacık ikililiği teorisi tüm maddelerin yalnızca kütlesi olan bir parçacık değil aynı zamanda da enerji transferi yapan bir dalga olduğunu gösterir. Kuantum mekaniğinin temel konsepti, kuantum düzeyindeki objelerin davranışlarında ‘’parçaçık’’ ve ‘’dalga’’ gibi klasik konseptlerin yetersiz kalmasından dolayı bu teoriyi işaret eder. Standart kuantum yorumları bu paradoksu evrenin temel özelliği olarak açıklarken, alternatif yorumlar bu ikililiği gelişmekte olan, gözlemci üzerinde bulunan çeşitli sınırlamalardan dolayı kaynaklanan ikinci dereceden bir sonuç olarak açıklar. Bu yargı sıkça kullanılan, dalga-parçacık ikililiğinin tamamlayıcılık görüşüne hizmet ettiğini, birinin bu fenomeni bir veya başka bir yoldan görebileceğini ama ikisinin de aynı anda olamayacağını söyleyen Kopenhag yorumu ile açıklamayı hedefler.

<span class="mw-page-title-main">Wilhelm Röntgen</span>

Wilhelm Conrad Röntgen, Alman fizikçi. Nobel Fizik Ödülü sahibi olup, Röntgen ışınlarını bulmuştur.

Fotoelektrik etki ya da fotoemisyon, ışık bir maddeyi aydınlattığında elektronların ya da diğer serbest taşıyıcıların ortaya çıkmasıdır. Bu bağlamda ortaya çıkan elektronlar, fotoelektronlar olarak adlandırılır. Bu olay genellikle elektronik fiziğinde hatta kuantum kimyası ya da elektrokimya gibi alanlarda çalışılır.

<span class="mw-page-title-main">Proton</span> artı yüke sahip atom altı parçacık

Proton, atom çekirdeğinde bulunan artı yüklü atomaltı parçacıktır. Elektronlardan farklı olarak atomun ağırlığında hesaba katılacak düzeyde kütleye sahiptirler. Şimdiye kadar Protonların İki yukarı bir aşağı kuarktan oluştuğu kabul edilse de yeni yapılan bilimsel çalışmalarda araştırmacılar protonun kütlesinin yüzde 9'unun kuarkların ağırlığından, yüzde 32'sinin protonun içindeki kuarkların hızlı hareketlerinin meydana getirdiği enerjiden, yüzde 36'sının protonun kütlesiz parçacıkları olan ve kuarkları bir arada tutmaya yardımcı olan gluonların enerjilerinden, geriye kalan yüzde 23'lük bölümünse kuarkların ve gluonların protonun içinde karmaşık şekillerde etkileşimlerde bulunduklarında meydana gelen kuantum etkimelerden oluştuğunu buldular. Evrendeki bütün protonlar 1,6 x 10−19 değerinde pozitif yüke sahiptirler. Bu, atomlardaki çeşitli protonların birbirlerini itmelerini sağlar. Ama aradaki çekim, itmeden 100 kez daha güçlü olduğu için protonlar birbirlerinden ayrılmazlar. Protonun kütlesi elektronunkinden 1836 kat fazladır. Buna karşın, bilinmeyen bir nedenden ötürü elektronun yükü protonunkiyle aynıdır: 1,6 x 10−19 C. Atom içinde her biri (+1) pozitif elektrik yükü taşıyan taneciğe proton denir. Bu yüke yük birimi denir. Protonun yüklü elektronun yüküne eşit fakat ters işaretlidir.Bir protonun yoğunluğu yaklaşık olarak 4 x 1017 Kg/m³ 'tür. (2,5 x 1016 Lb/Ft3)

<span class="mw-page-title-main">Thomson atom modeli</span> John Thomson tarafından öne sürülen günümüzde geçerliliğini yitirmiş bir atom modeli

Thomson atom modeli, atomun yapısını tanımlayan birkaç bilimsel modelden biridir. Katot ışınlarının doğasını anlamaya çalışan İngiliz fizikçi Joseph John Thomson tarafından, elektronların parçacık olarak tanımlamasından kısa bir süre sonra atomun çekirdeğinin keşfinden önce 1904 yılında ortaya atıldı. Aynı zamanda üzümlü kek modeli olarak da bilinen bu model atomdaki negatif yüklü parçacıkların yerini ve atomların yüksüzlüğünü açıklamaktadır: Modele göre atomda pozitif yüklü bir gövdenin içinde bir kekin içindeki üzümler gibi negatif yüklü elektronlar homojen olarak dağılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">William Crookes</span>

William Crookes, İngiliz fizikçi ve kimyacı, metapsişik araştırmacı, İngiliz Psişik Araştırma Derneği başkanlarından, spiritüalisttir.

<span class="mw-page-title-main">X ışını</span> Elektromanyetik radyasyon

X ışınları veya Röntgen ışınları, 0,125 ile 125 keV enerji aralığında veya buna karşılık, dalgaboyu 10 ile 0,01 nm aralığında olan elektromanyetik dalgalar veya foton demetidir. 30 ile 30.000 PHz (1015 hertz) aralığındaki titreşim sayısı aralığına eşdeğerdir. X ışınları özellikle tıpta tanısal amaçlarla kullanılmaktadırlar. İyonlaştırıcı radyasyon sınıfına dahil olduklarından zararlı olabilirler. X ışınları 1895'te Wilhelm Conrad Röntgen tarafından Crookes tüpü (Hittorf veya Lenard tüpleri ile de) ile yaptığı deneyler sonucunda keşfedilmiştir. Klasik fizik sınırları içinde, X-ışınları aynı görünür ışık gibi bir elektromanyetik dalga olup, görünür ışıktan farkı düşük dalga boyu, dolayısıyla yüksek frekansları ve enerjileridir. Morötesi'nin ötesidir. X Işınlarının ötesi ise Gama ışınları'dır.

<span class="mw-page-title-main">Robert A. Millikan</span> Amerikalı fizikçi (1868 – 1953)

Robert Andrews Millikan , temel elektrik yükü ve fotoelektrik etki üzerine çalışmaları ile 1923 Nobel Fizik Ödülü'nü kazanan Amerikalı deneysel fizikçidir.

<span class="mw-page-title-main">Walther Bothe</span> Alman nükleer fizikçi, Nobel Ödülünü Max Born ile paylaştı

Walther Wilhelm Georg Bothe, 1954'te Max Born ile Nobel Fizik Ödülü'nü paylaşan bir Alman nükleer fizikçiydi.

<span class="mw-page-title-main">William Bragg</span> Britanyalı biliminsanı

William Henry Bragg,, İngiliz fizikçidir.

<span class="mw-page-title-main">Kozmik ışın</span> Çoğunlukla Güneş sistemi dışından kaynaklanan yüksek enerjili parçacık

Kozmik ışınlar, temelde Güneş Sistemi'nden yıldızlardan hatta uzak galaksilerden kaynaklanan, yüksek enerjili bir parçacık yağmurudur. Bu ışınlar Dünya atmosferi ile etkileştiğinde, bazen yüzeye ulaşan ikincil kozmik ışın duşlarını üretebilir. Öncelikle yüksek enerjili protonlardan ve atom çekirdeğinden oluşan bu ışınlar güneş veya güneş sistemimizin dışından kaynaklanır. Fermi Uzay Teleskobu'ndan (2013) elde edilen veriler, birincil kozmik ışınların önemli bir bölümünün yıldızların süpernova patlamalarından kaynaklandığının kanıtı olarak yorumlanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Satyendra Nath Bose</span> Hint matematikçi ve fizikçi (1894–1974)

Satyendra Nath Bose, Royal Society üyesi Hint matematikçi ve fizikçi.

<span class="mw-page-title-main">Crookes tüpü</span>

Crookes tüpü, William Crookes ve arkadaşlarının 1869-1875 yılları arasında icat ettiği eski bir elektrikli gaz tüpüdür. Tüp, elektronların neden olduğu katot ışınlarının keşfedilmesini sağlayan deneyde kullanılmasıyla bilinmektedir.

de Broglie hipotezini doğrulayan fizik deneyi, Davisson-Germer deneyi, Amerikalı fizikçi olan Clinton Davisson ve Lester Germer tarafından 1923-1927 yılları arasında yapıldı. Bu hipotez Louis de Broglie tarafından 1924 yılında ortaya konulmuştur ve hipoteze göre elektron gibi maddenin parçacıklarında dalga tipi bir özellik vardır. Bu deney ise sadece de Broglie hipotezini onaylama ve dalga-parçacık ikilisini sunmakla kalmayıp aynı zamanda kuantum mekaniğine ve Schrödinger denklemi için önemli bir tarihi gelişmedir.

Kuantum mekaniğinin tarihi modern fizik tarihinin önemli bir parçasıdır. Kuantum kimyası tarihi ile iç içe olan kuantum mekaniği tarihi özünde birkaç farklı bilimsel keşif ile başlar; 1838’de Michael Faraday tarafından elektron demetlerinin keşfi, Gustav Kirchhoff tarafından 1859-60 kışı siyah cisim ışıması problemi beyanı, Ludwig Boltzmann’ın 1877 yılındaki fiziksel bir sistemin enerji seviyelerinin ayrıklardan olabileceği önerisi, 1887 yılında Heinrich Hertz’in fotoelektrik etkiyi keşfetmesi ve Max Planck’ın 1900 yılında ileri sürdüğü, herhangi bir enerji yayan atomik sisteminin teorik olarak birkaç farklı “enerji elementi” ε (epsilon) ne bölünebilmesi, bu enerji elementlerinden her birinin frekansına ν orantılı olması ve ayrı ayrı enerji üretebilmesi hipotezi, aşağıdaki formülle gösterilmiştir;

<i>Annus Mirabilis</i> makaleleri Einstein tarafından yayımlanan bazı makaleler

Annus Mirabilis makaleleri, Albert Einstein tarafından 1905 yılında Annalen der Physik bilim dergisinde yayınlanan makalelerdir. Bu dört makale modern fiziğin temelinin oluşturulmasına büyük ölçüde katkıda bulunmuş ve uzay, zaman, kütle ve enerji üzerindeki görüşleri değiştirmiştir. Annus Mirabilis, İngilizcede Miracle Year veya Almancada Wunderjahr olarak adlandırılır ve mucize yıl anlamına gelir.

<span class="mw-page-title-main">Fotomultiper tüp</span>

Fotomultiper tüpler (kısaca fotomultiperler veya PMTs), vakum tüp ailesinin bir üyesidir ve vakum tüplerden özel olarak çok daha hassas bir ışığın ultraviyole, görülebilir ve yakın kızılötesi dalga boylarındaki elektromanyetik spektrumunu kapsayan sensöre sahiptir. Bu dedektörler gelen ışıktan kaynaklanan akımı 100 milyon kat kadar katlarlar. Dinot katlama sürecinde fotonların tek tek gözlemlenmesi mümkün olur ve ışığın akısı çok düşüktür. Çoğu vakum tüpünün aksine modası geçmiş değillerdir ve halen kullanılmaktadır.

Alman fiziği ya da ari fizik, 1930'ların başında Alman fizik topluluğunda görülen ve "Yahudi fiziği" şeklinde etiketlenen, Albert Einstein’ın çalışmalarına ve diğer modern teorik fizik öğretisine muhalif milliyetçi bir akım. Terim, 1930’larda Philipp Lenard tarafından yazılan dört ciltlik fizik ders kitabının başlığından alınmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Elektron demeti</span> Vakum tüplerinde gözlemlenen elektron akışları

Elektron demeti veya eski adıyla katot ışını, vakum tüplerinde gözlemlenen elektron akışlarıdır. İki elektrot içeren ve bir gerilim uygulanan havası boşaltılmış bir cam tüpte, elektronların katottan yayılması nedeniyle pozitif elektrodun parlamasıyla gözlemlenmektedir. Seyreltilmiş gazlarda elektriksel iletkenlik üzerine çalışmalarda bulunan Julius Plücker, 1859 yılında, katottan yayılan radyasyonun yol açtığı fosforesans ışığın, katodun yanındaki tüpte göründüğünü ve bu ışığın, manyetik alan uygulanmasına bağlı olarak hareket ettiğini gözlemledi. 1869'da Johann Wilhelm Hittorf, katot ile tüpün duvarları arasında koyduğu katı bir cismin bir gölge oluşturduğunu tespit etti. 1876'da Eugen Goldstein, bu cismin gölgesinin, cismin kendisinden daha büyük boyutlarda olduğunu gözlemleyerek fosforesansı oluşturan ışınların katottan direkt bir yol izleyerek geldiğini belirledi ve bu ışınlara katot ışını adını verdi. 1897'de J. J. Thomson, katot ışınlarının daha önceleri bilinmeyen, sonraları elektron olarak adlandırılan negatif yüklü parçacıklardan meydana geldiğini tespit etmiştir. Günümüzde kavram, daha yaygın bir biçimde "elektron demeti" olarak adlandırılmaktadır.