
Kolesterol, hayvanların vücut dokularındaki hücre zarlarında bulunan ve kan plazmasında taşınan bir sterol, yani bir steroid ve alkol birleşimidir. Daha düşük miktarlarda bitkilerde de bulunur. İlk defa 1754'te safra taşlarında kolesterol bulunduğu için bu maddenin ismi Yunanca chole- (safra) ve steros (katı) sözcükleri ile kimyadaki -ol ekinden türetilmiştir.

HMG-KoA redüktaz kolesterol ve benzeri moleküllerin sentezlendiği reaksiyon zincirinin ilk adımının enzimidir. Statin diye adlandırılan HMG-KoA redüktaz ketleyicileri (inhibitörleri) kan kolesterol seviyelerini düşürerek kalp hastalığı riskini azaltmak için kullanılırlar. Bu ilaç sınıfında bulunlar arasında atorvastatin
Mevalonat yolu veya HMG-KoA redüktaz yolu hemen tüm canlı hücrelerinde görülen bir metabolik yolaktır. Bu reaksiyonlar zinciri sonunda oluşan hidrofobik moleküllerin hücre zarı bakımı, hormon üretimi, proteinlerin zarlara tutturulması ve N-glikasyon gibi çeşitli görevleri vardır.

Lipit düşürücü bir ilaçlar grubu olan statinler yüksek kan kolesterol düzeylerinden dolayı kardiyovasküler hastalık riski taşıyan kişilerde kolesterolu düşürmek için kullanılırlar.

Kromozom 4, 22 çift otozomal insan kromozomlarından 4. olanıdır. İnsanlarda normalde bir çift halinde bulunur. 186 milyon baz çiftine ve toplam hücre DNA'sının %6 ve %6,5'ine sahiptir. Kromozom 4 muhtemelen 700 ile 1,100 arasında gen içermektedir.

Kromozom 9, 22 çift otozomal insan kromozomlarından 9. olanıdır. İnsanlarda normalde bir çift halinde bulunur. 136 milyon baz çiftine ve toplam hücre DNA'sının %4 ya da %4,5'ine sahiptir. Kromozom 9, muhtemelen 800 ile 1,200 arasında gen içermektedir.

Kromozom 11, toplamda 22 çift olan otozomal insan kromozomlarından on birincisidir. İnsanlarda normalde bir çift halinde bulunur. 134,5 milyon baz çiftine ve toplam hücre DNA'sının 4% ya da 4,5%'ine sahiptir. Kromozom 11, muhtemelen 1.300 ile 1.700 arasında gen içermektedir.

Tiroit bezi, tiroit ya da kalkan bezi, boynun ön ve yanlarını saran kelebek şeklinde çok damarlı iç salgı bezi. Her biri ortalama 5 cm uzunluğunda, 3 cm genişliğinde ve 2 cm derinliğinde, sağ ve sol olmak üzere 2 lobu ve bu lobları birleştiren isthmus adı verilen bir parçası bulunur. İnsanların yaklaşık %40'ında isthmustan hyoid kemiğe uzanım gösteren piramidal lob adı verilen bir bölüm de bulunabilir. Normal ağırlığı insanda 20 gr'dır. Paratiroit bezi genellikle tiroidin arkasında mercimek şeklinde 4 tane küçük bezdir.

Oksijenli solunum, organik besinlerden oksijen yoluyla ATP elde etme işidir. Hücrelerdeki bazı kimyasal tepkimelerde kullanılan enerjinin oksijen kullanılarak açığa çıkarılması demektir. Biyoloji ders kitapları sık sık hücresel solunum sırasında glikoz molekülü başına 38 ATP molekülü üretildiğini söylese de sızıntılı zarların yanı sıra mitokondriyal matrikse pirüvat ve ADP hareketinin maliyetinden dolayı %100 verim olamayacağından bu sayıya asla ulaşılmaz, mevcut tahminler glikoz başına 29 ilâ 30 ATP dolayındadır.

Beyaz kas hastalığı, White muscle disease (WMD), Stiff Lamb Disease veya Nutrisyonel muskuler distrofi; Selenyum ve/veya Vitamin E 'nin eksikliği nedeniyle çizgili kaslarda doku yıkımı ile karakterize, kuzu, oğlak ve buzağıların önemli kas dejenerasyonu hastalığıdır. Genellikle hastalık kuzu ve buzağılarda 0-1 yaş arasında görülür. Taylarda veya kulunlarda da görülebilir. Özetle hastalık, mineral yetersizliğine bağlı şekillenen bir myopati'dir.
Ksiluloz, beş karbonlu bir monosakkarittir. Beş karbona ek olarak bir keton grubu barındırdığından ötürü, ksiluloz bir ketopentozdur. Kimyasal formülü C5H10O5 şeklindedir. Doğada ksilulozun L- ve D-enantiyomerleri mevcuttur.
Biyokimyada, oksidoredüktaz, bir elektronun bir molekülden (indirgenden) bir diğerine aktarılmasını katalizleyen enzimdir. İndirgen için elektron veya hidrojen vericisi olarak da değinilir. Yükseltgen için hidrojen veya elektron alıcısı olarak da değinilir.

Dihidrotestosteron; erkek vücudunda bulunan testosteron hormonunun aktif versiyonu olan güçlü metobolitine verilen addır. DHT hormonu, büyük oranda testosteronun çevre dokularda 5- Alfaredüktaz enzimi aracılığı ile dönüşümünden oluşur. Testosteron hormonunun etkin hale gelebilmesi ve dokular üstünde androjenik etki gösterebilmesi için 5 Alfa Redüktaz isimli enzimle DHT hormonuna dönüşmesi şarttır. Testosteron, tip-1 5-Alfa Redüktaz ve tip-2 5-Alfa Redüktaz adı verilen iki enzimle DHT hormonuna dönüşür. Bu dönüşme olmadan testosteron birçok doku ve organda etkili olamaz. DHT hormonu, anne karnındaki fetus halinde bulunan çocuğun erkek cinsel özellikleri kazanmasını ve cinsel organlarının gelişmesini sağlar. DHT hormonu ayrıca anne karnındaki fetusun beyni üstünde de birçok etkide bulunur. Henüz anne karnında olan fetusun cinsiyet kimliğinin oluşmasını sağlar. DHT hormonu, bunun dışında ergenlik döneminde ikincil seks karakterlerinin meydana gelmesini ve erkek tipi farklılaşmayı meydana getirir. Böylece ergenlik döneminden önce kız çocuğundan kolay kolay ayırt edilemeyecek olan erkek çocuğu gittikçe farklılaşır ve çocukluktan erkekliğe adımını atar. Sakalları ve bıyıkları çıkmaya, sesi kalınlaşmaya, boyu uzamaya, kas kütlesi artmaya, penisi büyümeye, testisleri sperm üretmeye başlar. Tüm bu farklılaşmayı testosteron, DHT hormonuna dönüşerek meydana getirir. DHT hormonunun bir diğer görevi glandüler prostat dokusunun fonksiyonlarının devamlılığını sağlamaktır. Bunun dışında da, erkek metabolizmasında DHT hormonunun sperm üretiminden, aerobik kapasitenin artışına kadar birçok önemli katkısı vardır.
Bu sayfa, enzimlerin EC numaralarına ve alt kategorilerine göre sınıflandırıldığı bir listedir.

Katalaz, oksijene maruz kalan hemen hemen bütün canlılarda bulunan, yaygın bir enzim. Hidrojen peroksiti su ve oksijene ayırır. Katalaz enzimi H2O2'yi ayıran bir enzimdir. Havuçta ve patateste bulunur. Bir diğer görevi de besinlerin içerisindeki peroksidazı ortaya çıkarmaktadır. İnsanlarda karaciğer organında salgılanır. 1818'de Louis Jacques Thenard tarafından keşfedildi.

Kellik ya da saç kaybı, en yaygın saç hastalığı'dır. Kalıtsal bir neden olup yeniden çıkmayacak şekilde saçları döker. Kemoterapi görmek veya diğer bazı kanser ilaçlarını kullanmak da yeniden çıkmak üzere saçların dökülmesine sebep olabilir.

Denitrifikasyon ya da nitrat solunumu, nitrat ve nitrit bileşiklerinin, anaerobik koşullarda mikroorganizmalar tarafından redüksiyona Uğratılarak elementer azota dönüştürülmesi olayı.
L- Selenosistein Sec ya da U şeklinde kısaltılır ve L-Amino asitlerinin 21. proteinogenidir. Bu amino asit L-Sistein’den farklı olarak kükürt atomunun yerine Selenyum atomu barındırır. D-Selenosistein möleküle L- Selenosistein’ın enantiyomerisidir ve önem bakımından pek fazla önemli değildir. Bu yüzden bu yazıda ya da bilimsel makalelerde Selenosistein L- ya da D- olarak hiçbir ön ek almayarak sadece Selenosistein diye bahsedilmişse, burada bahsi geçen L- Selenosistein’dir.

Hipobromöz asit, kimyasal formülü HOBr olan çok zayıf ve kararsız bir asittir. Esas olarak sulu çözelti içinde üretilir ve işlenir. Dezenfektan olarak hem biyolojik hem de ticari olarak üretilir. Hipobromit tuzları nadiren katı madde olarak izole edilir.
Hiponitröz asit, H2N2O2 veya HON=NOH formülüne sahip kimyasal bir bileşiktir. Bir nitramid, H2N−NO2 izomeridir.