
Anatomi, organizmaların ve parçalarının yapısının incelenmesi ile ilgili biyoloji dalıdır. Anatomi, canlıların yapısal organizasyonu ile ilgilenen bir doğa bilimi dalıdır. Tarih öncesi çağlarda başlangıcı olan eski bir bilim dalıdır. Anatomi doğası gereği gelişimsel biyoloji, embriyoloji, karşılaştırmalı anatomi, evrimsel biyoloji ve filogeniye bağlıdır, çünkü bunlar anatominin hem anlık hem de uzun vadeli zaman ölçeklerinde üretildiği süreçlerdir. Sırasıyla organizmaların ve parçalarının yapısını ve işlevini inceleyen anatomi ve fizyoloji, birbiriyle ilişkili disiplinlerin doğal bir çiftini oluşturur ve genellikle birlikte çalışılır. İnsan anatomisi, tıpta uygulanan temel bilimlerden biridir.

Kadın, dişi cinsinde olan yetişkin insandır.

Burun, anatomik olarak hayvan ve insan yüzü üzerinde alınla üst dudak arasında bulunan, dışa çıkıntılı, iki delikli koklama ve solunum organıdır. İnsan burnu ve hayvan burnu arasında birçok anatomik farklar bulunur.

Nöroloji ya da sinir bilimi, genel olarak beyin, beyin sapı, omurilik ve çevresel sinir sistemiyle kasların hastalıklarını inceleyen, cerrahi dışındaki tedavi uygulamalarını içeren tıp bilimi dalıdır. Nöroloji zamanla içine kapalı ve sınırlı bir dal olmaktan çıkmış, epilepsi, hareket bozuklukları, beyin damar hastalıkları, bunamalar, uyku bozuklukları gibi ayrıca özelleşmişlik gerektiren alt disiplinlere bölünmüştür, bunun yanı sıra 19. yüzyılda ruh hastalıklarıyla birlikte ele alınırken, 20. yüzyıldan itibaren psikiyatri ayrı bir dal olarak ayrılmıştır. Tüm bu alanlardaki ciddi laboratuvar arka planının yanı sıra günümüze nöroloji pek çok başka tıp alanı ile multidisipliner bir ilişki içindedir.

Rahim, dölyatağı veya uterus, memelilerde gebelik organıdır. İnsanlarda ve memelilerin çoğunda üreme sisteminin kadınlık hormonuna duyarlı, ikincil cinsel organıdır.

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi (GEAH) veya eski adıyla Gülhane Askerî Tıp Akademisi (GATA), II. Abdülhamit tarafından 1898 yılında İstanbul'da Gülhane Seririyat Hastanesi olarak kurulmuş olup günümüzde Etlik, Keçiören'de Eğitim ve Araştırma Hastanesi olarak devam etmektedir.

Madde bağımlılığı, uyutucu-uyarıcı-keyif verici psikotrop maddelere bağımlı olma durumudur. Bu maddeler, halk dilinde uyuşturucu olarak bilinirler ve bu maddeler merkezi sinir sistemini doğrudan etkileyen kimyasallardır. 4 ana grupta toplanırlar;
- Uyarıcı maddeler,
- Uyutucu/uyuşturucu maddeler,
- Halüsinojenler,
- Uçucular
- Tütün ürünleri
- Alkol içeren ürünler,
- Enerji içeceği

Sinir sistemi veya sinir ağı, canlıların içsel ve dışsal çevresini algılamasına yol açan, bilgi elde eden ve elde edilen bilgiyi işleyen, vücut içerisinde hücreler ağı sayesinde sinyallerin farklı bölgelere iletimini sağlayan, organların, kasların aktivitelerini düzenleyen bir organ sistemidir. Sinir sistemi iki bölümden oluşur: Merkezî sinir sistemi (MSS) ve çevresel sinir sistemi (ÇSS). MSS, beyin ve omurilikten oluşur. ÇSS, MSS'yi vücudun diğer tüm kısımları ile bağlayan uzun fiberlerden oluşur. ÇSS, motor nöronları, dolaylı istemli hareket, otonom sinir sistemi, sempatik sinir sistemi, parasempatik sinir sistemi, düzenli istemsiz işlevler ve enterik sinir sisteminden oluşur.

Bağırsak, gastrointestinal kanalın mide ile anüs arasındaki kısım. Bağırsaklar, insanlarda ve diğer memelilerde ince bağırsak ve kalın bağırsak olacak şekilde iki ana kısımdan oluşur. Vücudun gıdadan besinlerin çıkarımı ve emiliminden sorumlu kısmı bağırsaktır. Midenin görevi büyük oranda gıda moleküllerinin besinlere parçalamak iken, bağırsak bu besinlerin kana girmesini sağlar.

Merkezî sinir sistemi sinir sisteminin en büyük bölümünü teşkil eder. Beyin ve omurilikten oluşur. Bazı sınıflandırmalarda retina ve kraniyal sinirler de MSS'ye dâhil edilir. Çevresel sinir sistemi ile birlikte davranış kontrolünde temel bir göreve sahip olan merkezî sinir sistemini çevresel sinir sisteminden ayıran belirgin bir sınır olmayıp ayrım keyfîdir. MSS, vücut boşluğunda, kraniyal boşluktaki beyni ve spinal boşluktaki omuriliği kapsar. Omurgalılarda beyin kafatası ile korunurken, omurilik de omurga ile korunur. Bunların her ikisi de, meninskler ile çevrilmiştir. Şekilde kırmızı ile gösterilenler MSS'ye ait ana sinirlerdir.

Yumuşakçalar, ilkin ağızlılar (Protostomia) kladı, Lophotrochozoa üst şubesinden bir hayvan şubesidir. Ahtapot, kalamar gibi kafadan ayaklılar, salyangoz ve sümüklü böcek gibi karından ayaklılar, midyeler ve kitonlar bu şubedendir. Çizgili kas ilk defa bu sınıfta ortaya çımıştır. Yaklaşık 85,000 yaşayan türü bulunur.

Apandis veya apendiks, insan anatomisinde çekuma bağlı ucu kapalı tüp. Embriyolojik olarak çekumdan gelişir. Latince "vermiform" kelimesi "solucanımsı görünen" anlamına gelir. Çekum karın boşluğundaki ilk kese türü yapıdır.

"Endoskopi", Gastrointestinal endoskopi adıyla da bilinen yemek borusu, mide, oniki parmak bağırsağı ve kalın bağırsağın incelendiği tetkik yöntemlerinin genel adı. Ayrıca böbrek taşı düşürenler için de geçerli bir teşhis yöntemidir, sadece mideyle sınırlı değildir. Endoskopi prosedüründe içi boş bir organın veya vücut boşluğunun içini incelemek için bir endoskop kullanılır. Diğer birçok tıbbi görüntüleme tekniğinden farklı olarak endoskoplar doğrudan organın içine yerleştirilir.
Demiroğlu Bilim Üniversitesi 28 Mart 2006 tarihli ve 26122 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 5475 sayılı kanun ile Prof. Dr. Cemi Demiroğlu Türk Kardiyoloji Vakfı tarafından kurulmuş bir üniversitedir.

İlkin ağızlılar ya da birincil ağızlılar (Protostomia), Bilateria grubundan hayvanların ayrıldığı iki alt gruptan biri.

Karın zarı ya da peritoneum, abdomen ve pelvis boşluğu duvarlarının iç yüzünü ve bu boşlukta yer alan tüm organları saran veya örten zara verilen isimdir. İki kısımdan oluşur:
- Karın ön ve arka duvarlarının iç, diyaframın alt ve pelvis boşluğunun üst yüzünü saran bölümüne peritoneum parietale adı verilir.
- Karın arka duvarından ve diyafram bazı bölgelerde ayrılarak, iç organların bir kısmını veya tamamını saran bölümüne ise peritoneum viscerale denir.

Robert Bárány Avusturyalı otolojist. Kulaktaki vestibüler sistemin fizyoloji ve patolojisi üzerine yaptığı çalışmaları sayesinde 1914 yılında Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülü'nü aldı.

Karın boşluğu, insanlarda ve diğer birçok hayvanda çok sayıda organ içeren büyük bir vücut boşluğudur. Abdominopelvik boşluğun bir parçası olan karın boşluğu, torasik boşluğun altında ve pelvik boşluğun üzerinde bulunur.
Bilom veya biloma, karın boşluğu içinde safra birikmesidir. Safranın drenajı sağlanamadığında ya da drenaj için yerleştirilen drenlerin çalışmaması durumunda gelişir. Safra kaçağına yol açabilecek bir işlem yapıldığında, örneğin safra kesesinin çıkarılması ameliyattından sonra %0.3-2 sıklıkta meydana gelir. Diğer nedenler biliyer cerrahi, karaciğer biyopsisi, abdominal travma ve nadiren spontan perforasyondur.

Erozyon (erosion) ve Ülser (ulcus), deri ve mukozaların nekrozlu yangısıdır. Deri ve mukozalardaki yüzeysel nekrozla erozyon (erosion) denir. Yalnız epitel tabakası ortadan kalkmıştır. Rejenerasyonla iz bırakmadan iyileşir ya da derinleşerek ülser halini alır. Bir ülserde, deri ve mukozanın epitel örtüsüyle birlikte daha derin katmanlar da nekroza uğrar, erir ve yerinde defekt bırakır.