İçeriğe atla

Perennial felsefe

Perennial Felsefe ya da perennializm (daimicilik), evrensel hakikat ilkelerinin insanlık tarihi boyunca tüm kültürlerde ve ruhsal geleneklerde ortak olarak mevcut olduğuna ilişkin felsefi düşünüş.

William Blake'in "Tüm Dinler Birdir" kitabının başlık sayfasının bilinen iki baskısından biri. Basım tarihi 1795. Blake insanlık tarihindeki tüm din ve felsefelerin aynı biricik kaynaktan türediği için bir olduğunu kabul etmekteydi.

Tarihi arkaplan

Rönesans Dönemi

Philosophia Perennis ya da Perennial Felsefe ifadesi ilk olarak İtalyan Augustinusçu Agostino Steuco (1497-1548) tarafından 1540 yılında yayınlanan bir incelemesinin başlığında kullanıldı. Steuco muhtemelen bu ifadeyi kullanan ilk kişi olsa da ona sistematik anlamını ilk veren ve kendi felsefesiyle din ve tarih sentezini bu ifadeye dahil ederek kullanan kişi filozof Leibniz oldu.[1]

Marsilo Ficino

Arapça ve diğer Sami dillerini bilen Vatikan Kütüphanesinde çalışan bir kütüphaneci olan Steuco'nun entelektüel öncüleri ise Rönesans döneminde Aristocu olmayan felsefi geleneklere dikkati çeken Marsilio Ficino (1433-99) ve Giovanni Pico della Mirandola (1463-94) hatta Cusalı Nicholas olmuştu.[2] Floransa Platonik Akademisi'nin kurucusu ve Platon, Plotinus ve Yeni Platoncu filozofların çevirmeni olan Ficino, Lucretius, Plotinus, Iamblichus, Augustine, Proclus, Sözde-Dionysius, Psellus, Pletho, çeşitli takma isimler altında yazılmış mistik yazmayı Hermetik külliyat, Kalde Kahinleri ve sözde-Orfik metinlerle biraraya getirmiş ve tüm bu farklı geleneklerin tek bir ortak mesaja sahip olduğunu öne sürmüştü.

Giovanni Pico della Mirandola

Ficino'ya göre felsefe de din de farklı dillerle aynı hakikati dile getirmekteydi ve Platon da Yunanca konuşan Musa idi. Ficino'ya göre Hristiyanlık öncesinden itibaren taşınan tek bir hakikat vardı ve o bu hakikati prisci yani kadimlerin teolojisi veya felsefesi anlamlarına gelen prisca theologia ya da prisca philosophia veya philosophia priscorum gibi ifadelerle adlandırmaktaydı. Ficino gibi Giovanni Pico da geçmişin tüm felsefe ve teolojilerini tek bir felsefi hakikat sisteminin formülasyonu için kullanmış ve tüm felsefi, teolojik ve bilimsel geleneklerin bu tek ve biricik hakikatin inşasında katkıda bulunduğunu öne sürmüştü. Ficino gelenekler arasında uyumsuzluk durumunda sorunu Platoncu geleneği merkeze alarak çözmeye çalışırken Giovanni Pico ise tüm filozofları eşit şekilde takdir ederek çözüm yoluna gidiyordu. Bunun dışında Ficino Platon ve Aristoteles arasındaki farklarda Platonu öne çıkarırken Pico her iki filozofun temelde benzer şekilde düşündüğü kanaatindeydi.[3]

19.Yüzyıldan Günümüze

William Blake

Batı'da özellikle 19.yüzyıldan itibaren tüm kültürlerde hakikatin var olduğunu ve eşzamanlı olarak geçerli olduğunu savunan perennial bakışı savunan ancak başka çeşitli noktalarda birbirinden ayrılan hatta kimi zaman birbirlerine muhalif bazı kişi ve akımlar ortaya çıkmıştır.

William Blake

İngiliz şair, ressam ve mistik William Blake (1757-1827) Rönesans sonrası dönemde perennial bakışı savunan önemli ilk figürlerden biridir. Blake "Doğal Din Yoktur-Bütün Dinler Birdir" adlı şiirinde insanlığın aynı şiirsel dehasından türediği düşüncesiyle tüm dinlerin bir olduğunu ilan eder.[4]

Blake 1788 tarihli Bütün Dinler Birdir şiirinin beşinci ilkesinde "Tüm Milletlerin Dinleri, her Milletin, her yerde Kehanet Ruhu olarak adlandırılan Şiirsel Dehayı farklı şekilde kabul etmesinden türemiştir." demektedir.[5]

Transandantalizm ve Teosofi

Madam Blavatsky

19. yüzyılın sonunda evrenselci, perennial bakış Transandantalizm'de ve Madam Blavatski'nin Teosofist hareketinde yeniden ortaya çıkmıştı. Transandantalistler hakikatin farklı dinlerde de mevcut olduğunu çünkü Tanrı sadece belirli bir inanç sahiplerini kabul ederek insanlığın geri kalanını sapkınlık içinde bırakmayacağını iddia etmişler ve Friedrich Schleiermacher'in de etkisiyle bireysel sezgi üzerinde daha fazla durmuşlardı.[6]

Özellikle Teosofistler Hindu felsefesiyle olan ilgileri sebebiyle bu evrenselciliğin merkezine Hint Advaita Vedanta felsefesini koymuşlardı.

Gürciyev ve Dördüncü Yol

Gürciyev

Çok farklı mistik geleneklerden eğitim alarak kendine özgü bir ruhani yol geliştiren Kafkasya doğumlu olmakla birlikte çocukluğunu Kars'ta geçirmiş olan Gürciyev (1866-1949) de yirminci yüzyıl başında perennial bakışı savunmuş etkili ruhani rehberlerden biridir.

İnsan hayatının amacını sorgulayarak yanıt arayışıyla Hindistan, Tibet, Orta Asya, Anadolu ve Mısır'da yirmi yıl kadar gezgin olarak dolașmıș olan Gürciyev Hint sufi fakirlerden (beden kontrolü), rahiplerden (duygu kontrolü) ve yogilerden (zihin kontrolü) etkilenmiș, ancak yolculuğunun sonunda kendisinin Dördüncü Yol adını verdiği bir öğreti yaratmıștır.

İnayet Han ve Evrensel Sufizm

Pir İnayet Han

Perennial bakışı bu ifadeyi kullanmadan savunan önemli tarihi figürlerden biri de sufi üstatlardan biri olan Pir İnayet Han (1882-1927) olmuştur. Çiştiyye sufi okuluna mensup olan İnayet Han 1910 yılında doğup büyüdüğü Hindistan'dan Amerika'ya gitmiş ve Batı dünyasına tasavvufu anlatan ilk Sufi üstatlardan biri olmuştur. Tasavvufu evrensel yönüyle ve diğer dinlerin mistik kollarıyla aynı müşterek mesajı tekrarladığını ifade ederek kitlelere anlatmış, farklı dini/mistik geleneklere de konuşma ve yazılarında sıkça atıflarda bulunmuştur.[7]

Aldous Huxley

Aldous Huxley

Yirminci yüzyılda ise terimin literatürdeki kullanımı 1945 yılında "The Perennial Philosophy" adındaki kitabıyla Aldous Huxley'a borçludur. Huxley kitabında Antik Yunan bilge filozoflarından Hint ve Budist kutsal metinlerine Hristiyan azizlerinden ve Sufi dervişlerine farklı kaynaklardan alıntılar eşliğinde her kültürde çeşitli ifade şekillerine bürünen Perennial bir felsefe veya bilgeliğin izini sürmektedir.[8]

Tradisyonalizm

René Guénon, Ananda Coomaraswamy ve Frithjof Schuon.

Perennial bakış açısı daha sonra kendisi de bir dönem Teosofist hareket içinde bulunmuş olan René Guénon'un kurucusu ve sözcüsü olduğu felsefi/ezoterik bir okul olan tradisyonalizmde görülür. Tradisyonalist yazar Frithjof Schuon'un Aldous Huxley'in eserinden üç yıl sonra 1948 yılında dinlerin dış çizgilerinde, ayinlerinde birbirlerinden farklı da olsa bâtıni/içrek yönleri bakımından ortak bir anlam taşıdıklarını iddia ettiği eseri Transcendent Unity of Religions adlı eseri basılmıştır.[9]

Hindu, Budist ve İslami kaynakların yanı sıra Eflatun, Plotinus, Dionysius, Dante, Erigena, Eckhart ve Boehme ile incelemeleri ve karşılaştırmalı çalıştırmalarıyla bilinen Ananda Coomaraswamy özellikle 1944'te yayınlanan ""Paths That Lead to the Same Summit" (Aynı Zirveye Götüren Yollar) makalesiyle perennialist perspektife önemli katkılar sunmuştur.[10]

Seyyid Hüseyin Nasr

Doğuştan Müslüman olan tradisyonalist yazar Seyyid Hüseyin Nasr'ın yanı sıra tasavvufa giren René Guénon, Frithjof Schuon gibi tradisyonalist yazarlar da çeşitli dinlerin aynı anda nihai hakikate götüren otantik yollar olduklarını belirtmişlerdir.

Seyyid Hüseyin Nasr, Hristiyanlığın üçlük ilkesinin kutsal bilgi evreninde bir yeri olduğuna ve bu sebeple sırf diğer dinlerin itikatlarında bulunmadığı için hemen reddedilmesi veya üçlük ilkesinin kaldırılmasının doğru olmadığını kabul eder. Buna göre Tanrı kendisini farklı dünyalara farklı yollarla bildirir bu durumda İsa'nın İslam ve Hristiyanlıktaki iki değişik tasvirinin ikisi de doğru olmaktadır.[11]

Trasdisyonalistlerin bu yaklaşımı geleneksel dini çevreler tarafından geleneğe aykırı olduğu düşüncesiyle ve dinlerin tarihinde buna benzer görüşlerin dile getirilmediği dolayısıyla son derece yeni ve modern bir icat (İslamiyet literatüründe bid'at) görülerek şiddetle eleştirilmiştir.

New Age

Çağdaş Batı kültüründe kökleri yirminci yüzyılın ikinci yarısına kadar geri giden ancak 1980'lerde daha fazla görünürlülük kazanan New Age klasik mistik akımlardan ve çağın bilimsel ve kültürel akımlarından yararlanan senkretik bir hareket olarak perennialist yaklaşımı bünyesinde barındırmaktadır.

Neo Advaita

Rupert Spira

Günümüzde klasik Advaita Vedanta okulunun görüşlerini yeniden revize ederek modern dünyaya adapte eden Neo-Advaita denilen görüşleri savunan yazar ve konuşmacılar da farklı mistik geleneklerden beslenmekte ve doğal olarak da bu okullarla ilgili perennial bakışı benimsemektedirler. Bu isimler arasında Robert Adams, Rupert Spira, Mooji ve Budist, Zen geleneğinden yararlanan Adyashanti gibi isimler sıralanabilir.

İlkeleri

Perennial felsefenin ilkelerine göre farklı kültürlerde ve bölgelerde yaşayan insanlar gerçeklik, benlik, dünya ve mevcudiyetin anlamı ve amacı hakkında benzer kavrayışlara ve tecrübelere sahip olmuşlardır. Bu benzerlikler tüm dinlerin zeminini teşkil eden evrensel ilkelere işaret etmektedir. Kavrayışlar arasındaki farklılıklar beşeri kültürlerdeki farklılıktan kaynaklanır ve kültürel kayıtların ışığında açıklanabilir.

Aşağıda Perennial Felsefenin ilkelerinden bazıları bulunmaktadır:

  • Fiziksel veya fenomenal dünya tek gerçeklik değildir; fiziksel olmayan gerçeklik de mevcuttur. Maddi dünya duyu algılarıyla kavranamayan ancak ruh ve akıl ile kendisine şahit olunan daha yüksek bir gerçekliğin gölgesidir.
  • İnsan doğası bu iki taraflı gerçekliği yansıtmaktadır: Maddi beden doğum ve ölümün fiziksel yasalarına tabiyken beşer varlığının müdrike (intellect) veya ruh ile taşahhus eden diğer veçhesi kayıp veya yozlaşmaya tabi değildir ki bu veçhe beşer ruhunun özüdür.
  • Tüm insanlar her ne kadar kullanılmadığı için körelmişse de nihai veya mutlak hakikatin sezgisel bakımdan kavrama yetisine sahiptir. Bu kavrayış insanoğlunun nihai hedefidir ve ona ulaşmak varoluşunun amacıdır. Büyük dinler beşer ruhuyla bu daha yüksek ve nihai hakikat arasında bağ kurmaya çalışırlar. Bu nihai hakikat İbrahimi dinlerde (Yahudilik, Hristiyanlık ve İslamiyet) Allah, Tanrı, Yehova şeklinde isimlendirilir. Tanrı tüm mevcudiyetin kendisinden neşet ettiği ve kendisine döneceği Mutlak İlke'dir. Budizm ve Taoizm gibi teistik olmayan dinlerde nihai veya mutlak, özünde aynı olmakla birlikte ibrahimi dinlerden daha farklı şekillerde ifade edilir.

Akademide perennializm

Dini Deneyim

Friedrich Schleiermacher (1768-1834)

Farklı dinlerin insan-doğa ve kişi-toplum ilişkisi haricinde bireyin iç dünyasında bir tür "deneyim" olarak tanımlanması dinler arasındaki evrensel öğeyi tanımlama yönündeki incelemelere yeni bir boyut katmıştır. Dinin bir deneyim olabileceği anlayışının kökleri dinin sonsuzluk hissine dayandığını savunan Alman ilahiyatçı Friedrich Schleiermacher'e (1768-1834) kadar uzanmaktadır. Schleiermacher için din ne teolog ve filozofların muhakemeleri ve salt metafizik teorileri ne de kurumsal dinin eylemleriydi bunlar dinin özü değil ona sonradan eklenen unsurlardı. Dinin özü ise ona göre sezgi ve hissedişti.[12]

Schleiermacher'in döneminde itibar kaybeden dinin savunmasında kullandığı "dini deneyim" kavramı birçok din bilgini tarafından da benimsenmiştir. Bu isimlerin aralarında en etkilisi ise William James olmuştur.

Amerikalı filozof ve psikolog William James (1842-1910), 1902 tarihli The Varieties of Religious Experience adlı kitabında "dini deneyim" ifadesini popülerleştirmiştir.[13] James'in temel yaklaşımı kendisinden sonraki felsefecileri ve bilim insanlarını etkilemiş ve akademik düzeyde dinlerin özellikle mistik yönleri itibarıyla mukayesesini teşvik eden bir unsur oldu. Örneğin Hegel ve mistisizm üzerine çalışmaları olan felsefeci W.T. Stace, dinler tarihçisi Huston Smith ve dinbilimleri profesörü Robert Forman gibi yazarlar çağlar boyunca çeşitli kültürlerde tekrarlanan mistik deneyimler arasında temel benzerliklere dikkati çekmişlerdir.[14]

Dini deneyim Hümanist psikolojinin kurucusu Abraham Maslow tarafından da ele alınmıştır. Maslow'a göre çeşitli dinlerdeki mistik, zirve deneyimlerine bakıldığında hepsinin özünün bir ve aynı olduğunun görülebileceğini iddia etmiştir. Farklılıklar ise ona göre zaman ve coğrafyalara göre değişen ve asli olmayıp göz ardı edilebilecek ikincil kültürel öğelerdir.[15]

Dinler Tarihi cephesinde ise Mircea Eliade dini deneyim üzerinde durmuş ve dinin zorunlu olarak Tanrı'ya, ilahlara ya da ruhlara inancı içermese dahi daima kutsalın tecrübesiyle ilişkili olduğunun altını çizmiştir.[16]

Dini çoğulculuk

Dini çoğulculuk anlayışında çeşitli dünya dinlerinin kendilerine özgü tarihsel ve kültürel bağlamlarla sınırlı olduğunu ve dolayısıyla hiçbir dinin bizatihi biricik ve mutlak olmadığını yalnızca eşit derecede geçerli birçok dinin mevcut olduğu savunulur. Her din bir bakıma insanlığın anlaşılmaz ilahi gerçekliği kavrama ve anlama çabasının bir sonucudur. Bu nedenle, her din, ilahi gerçekliğin otantik fakat sonuçta yetersiz bir algısına sahiptir; bu durumda her din evrensel hakikatin kısmi bir anlayışını üretir. Bu nokta senkretizme de açık kapı bırakır.[17]

Dinlerde perennializm

Diğer din mensuplarının da aynı hakikate eriştiğine dair anlayış tarihte apaçık biçimde görünmese de hemen her dinde özellikle mistiklerin bu anlama gelebilecek veya en azından sonraki yazarlarca bu anlamda yorumlanacak sözleri, ifadeleri vardır.

Hinduizmde

Şri Ramakrişna

Hinduizm'de Sri Ramakrishna, Sri Chandrasekharendra Saraswathi gibi swamilerin bazı ifadeleri perennialist bakışa sahip olduklarını göstermekte veya en azından bu manada yorumlanmaktadır. Bunlar arasından 19. yüzyılda yaşamış Hint aziz Sri Ramakrishna tüm dinlerin temel ilkelerinin benzerliğine atıf yapmakla kalmamış o dinleri tecrübe ederek hepsinin aynı hedefe ulaştırdığını açıkça ifade etmiştir:

“Tanrı çok çeşitli vasıtalarla idrak edilebilir. Bütün dinler doğrudur. Önemli olan çatıya ulaşmaktır. Bunu isterseniz taş merdivenler, ahşap merdivenler veya bambu merdivenlerden çıkarak sağlayabilirsiniz ya da oraya bir iple de ulaşabilirsiniz. Ayrıca bir bambu direğiyle de oraya tırmanabilirsiniz." [18]

Hristiyanlıkta

İskenderiyeli Klement

Hristiyanlıkta Origenes ve İskenderiyeli Klement (150 - yaklaşık 215) gibi bilge/azizler İsa'dan önce de hakikatin varlığından söz etmişler ve İsa'dan habersiz olup bu hakikate yönelenlerin de kurtulacağını ilan etmişlerdir.

Yunan felsefesine dair hem bilgisi hem de hayranlığı olan İskenderiyeli Klement, Yunan bilgeliğinin Hristiyanlıkla çelişmediğini çünkü onunla kaynağı paylaştığını düşünür. Ona göre felsefe dindışı bilgi değil Mesih'te vahyedilen akıldan türemiş kutsal bilgidir.[19]

Ancak genel olarak Hristiyanlık öğretisindeki Kilise dışında kurtuluşun olmadığına (Extra Ecclesiam nulla salus) ve kurtuluşa vesile olan tek hakiki kilisenin farklı Hristiyan mezhep mensuplarınca kendi mezhepleri olduğu yaklaşımı Hristiyanlık içindeki ayrımlar kadar Hristiyanlık dışı dinlerin kurtuluşa eriştirebileceklerine dair yaklaşım ve öğretilerin reddiyesinde dayanak oluşturabilmektedir.

İslamiyette

Hallac-ı Mansur

İslamiyette Hallac Mansur, İbn Arabi ve Mevlana Celaleddin-i Rumi, Yunus Emre, Şems-i Tebrizi, Aziz Nesefi, Muhammed Gavs, Dârâ Şükûh, Aynülkudât Hemedânî, Şihabüddin Sühreverdi, Abdurrahman el-Çişti, İbn Miskeveyh, İhvân-ı Safâ mensupları gibi bazı sufiler, mistikler ve düşünürler farklı din ve inanç mensuplarının da hakikate erişebileceklerini yazmış veya bu şekilde yorumlanabilecek ifadelerde bulunmuşlardır.

12.yüzyıldan bir İhvân-ı Safâ risalesi yazması

Örneğin Hallac ile ilgili bir anekdotta ondan aktarılan aşağıdaki satırlar onun perennial bakışa sahip olduğunu net çizgilerle göstermektedir:

"Bilesin ki, Yahudilik, Hıristiyanlık ve diğer dinler, sadece çeşitli sanlar ve farklı isimlerdir; fakat hepsinde maksat aynıdır,farklı değildir. Ben dinlerin ne olduğu konusunu çok düşündüm. Neticede gördüm ki, dinler, bir kökün çeşitli dallarıdır. Bir insandan, onu alışkanlıklarından alıkoyan ve bağlarından koparan bir din seçmesini talep etme. O zaten varlığın sebebini ve yüce gayelerin manasını kendisinin en iyi anladığı şekilde arayacaktır." [20]

Dârâ Şükûh sufi üstadı hocası Miyan Mir ile görülüyor.

İslam dünyasında felsefe içinde perennial felsefeye en yakın düşünce biçimi Kadim Hikmet anlamına gelen Arapça el-''Hikmetü’l-hâlide'' ve Farsça ''Câvidân-ı Hıred'' kavramlarını kullanarak farklı dinlere mensup bilgelerin sözlerini topladığı bir tür antoloji hazırlayan İbn Miskeveyh'e (940-1030) aittir. Miskeveyh eserinin girişine eserinin telif sebebi olarak yazdıkları düşünürün perennial felsefenin tarih ve kültür üstü niteliğine yönelik düşüncelerini net biçimde yansıtmaktadır:

“Bu teliften amacım, daha önce de belirttiğim gibi Câvidân-ı Hıred adlı kadim hikemiyât kitabını Fars, Hind, Arap ve Rum hikemiyâtı ile tamamlamaktır ki bu hikmetler, insanların çoğunluğu tarafından yararlanılan ve seçkinleri tarafından da iştirak edilen hikmetlerdir. Bunların, hem mana hem lafız bakımından her millette tekrarlandığını göreceksin. Bu tekrarları belirtmekten kasıt şuna dikkatini çekmektir; Bütün ümmetlerin akılları, tek bir yolu izlemekte, ülkelere ve zamanlara göre değişmemektedir. Hiçbir şey bu akılların zaman ve devirler üstü seyrini geri çeviremez. Dolayısıyla bu kitaba Câvidân-ı Hıred adını vermek gayet uygun düşmektedir.” [21]

Kalkütta'da Viktorya Anıtında bulunan Mecma-ül-Bahreyn nüshası

Perennial tutumun belki en fazla görüldüğü yer dinler arasında karşılaşmaların en yoğun olduğu Hindistan olmuştur.

Hindistan'da Babür imparatoru Şah Cihan'ın en büyük oğlu ve vârisi olan Dârâ Şükûh (1615-1659) başta Hinduizme olmak üzere çeşitli dinlere yakın bir ilgi duymuş hatta tarihte ilk karşılaştırmalı dini çalışma olarak geçebilecek eserler hazırlatmış ve Hindistan'ın çeşitli panditleriyle birlikte hazırladığı İki Denizin/Okyanusun Birleşmesi anlamına gelen Farsça Mecma-ül-Bahreyn (Farsça: مجمع البحرین) adlı incelemesinde Sufi ve Vedantik görüşler arasında ortak zemini açığa çıkarmaya çalışmıştır.[22]

Perennializme yönelik eleştiriler

Perennial tutum on dokuzuncu yüzyıldan itibaren Transandantalizm, Teosofi, Tradisyonalizm gibi farklı felsefi ve mistik akımlarda ana unsuru teşkil etmiş bazıları bu akımların kurucuları olan Madam Blavatsky, René Guénon, William James, Frithjof Schuon, Gürciyev, Aldous Huxley, Mircea Eliade, Huston Smith, John Hick gibi çok sayıda düşünür, akademisyen ve yazarın da çesitli dinlere bakışında benimsediği bir perspektif olmuştur.

Ancak her akım ve düşünceye olduğu gibi doğal olarak perennial felsefe veya perennializme de eleştiriler yapılmıştır. Bu eleştiriler tahmin edilebileceği gibi geleneksel dini çevrelerden olduğu kadar akademik çevrelerden de gelmiştir.

Felsefi/akademik elestiriler şu noktalarda toplanmaktadır:

  • Perennialistlerin Kutsallık, Tanrı(lar) ve doğaüstü güçler hakkında pratikte doğrulanamayacak ontolojik iddialarda bulunmaları.
  • Tarih boyunca oluşan farklılıkları yok sayarak bir benzerlik, özdeşlik varsaymaları sebebiyle tarihdışı veya tarihüstü bakışa sahip olmaları.
  • Görünürde ampirik bir iddiada bulunurken konuların etrafından dolaşarak "hakiki falanca ...yok" yanılgısına benzeyecek şekilde yanlışlanamaz iddialarda bulunuyor olmaları.[23]

Dini cevreden yoğun eleştiriler daha çok Hristiyan dünyadan gelmiş olsa İslam dünyasından ve kısmen de Hinduizm cephesinden yapılmıştır.[24] Dinlerin kurumsal yapıları genellikle perennial tutuma sıcak bakmamış, kutsal metinleri ve kurucularının ifadelerine dayanarak benimsedikleri dışlayıcı tutum sebebiyle perennializmi bir tehdit olarak algılamışlar ve özellikle geleneğe referansla perennial tutumun savunulmasında çelişkiler olduğunu iddia etmişlerdir.

Genel olarak dini çevrelerden perennializme yönelik eleştiriler şu noktalarda toplanmaktadır:

  • Meşgul oldukları dini geleneklerde bulunan ayrıcalıklı Hakikat iddialarını sürekli ihmal ederek, görmezden gelerek veya yeniden yorumlayarak, bu iddialarla karşılaştıklarında da kişisel mistik deneyimi vahiy ve kutsal metinlere göre öncelik vermeleri ve kanonik anlayışa, ana kutsal metinlere bazen antipati düzeyine varacak derecede kayıtsız kalmaları.[25]
  • Dini açıdan tarihsel bazı figürlerin sözlerini kendi perennial bakışlarını dogrulayacak şekilde yorumlamaları hatta çarpıtmaları.[26]

Perennializme felsefi yönden olduğu kadar gündelik hayatta yol açtığı iddia edilen bazı olumsuz durumlara işaretle de de eleştiriler yapılmıştır. Özellikle ruhsal aydınlanma fikrinin insan merkezciliği ve bireyciliğini öne çıkarması, aydınlanmanın gerçekte ne olduğu konusunda aydınlanmış olduklarını ilan veya imâ edenler arasında bile herhangi bir anlaşmanın olmayışı, son zamanlarda tanınmış aydınlanmış olduğu düşünülen kimselerin çoğunluğunun rahatsız edici derecede etik olmayan davranışları bu eleştiride yer alan hususlardan bazılarıdır. Ayrıca yoğun meditasyonun beyin kimyasını ve işlevini zararlı bir şekilde değiştirebileceğine dair belirtiler de gittikçe arttığından ve bu sorunların bireylerin hayatını gercekten zor duruma düşürebileceğine dikkat çekilir.[27]

Ayrıca bakınız

Bibliyografya

Yabancı dilde

  • Aldous Huxley - The Perennial Philosophy
  • Frithjof Schuon, The Transcendent Unity of Religions
  • Norman D. Livergood - The Perennial Tradition: The Secret Legacy—The Single Stream of Initiatory Teaching Flowing Through All the Great Schools of Mysticism
  • Harry Oldmeadow - Journeys East : 20th Century Western Encounters with Eastern Religous Traditions
  • Harry Oldmeadow - Frithjof Schuon and the Perennial Philosophy, World Wisdom, 2010.
  • Martin lings & Clinton Minnaar - The Underlying Religion: An Introduction to the Perennial Philosophy
  • Frithjof Schuon - Islam and the perennial philosophy
  • Mateus Soares de Azevedo - Ye Shall Know the Truth :Christianity and the Perennial Philosophy
  • Charles Schmitt, "Perennial Philosophy: From Agostino Steuco to Leibniz", Journal of the History of Ideas, 27 (1): 1966, s.505–532 (doi:10.2307/2708338, JSTOR 2708338)
  • William Blake, The Complete Writings of William Blake, (Ed.) Geoffrey Keynes, London: Oxford University Press, 1966.
  • Wesley J. Wildman, Religious Philosophy as Multidisciplinary Comparative Inquiry: Envisioning a Future for the Philosophy of Religion, Suny Press, 2010.
  • Inayat Khan, The Unity of Religious Ideals, Sufi Order Publications, 1979.
  • Abraham Maslow, Religions, Values and Peak Experiences, Colombus: Ohia University Press, 1964
  • Jason Blum, Comparison and the Spectre of Perennialism, Method & Theory in the Study of Religion, Vol. 29, No. 4-5 (2017), s. 340-346
  • Craig Martin, “Yes, ... but ...”: The Neo-Perennialists", Method and Theory in the Study of Religion, 29 (2017), s.313-326

Türkçe eserler

Kitaplar

  • Aldous Huxley, Kadim Felsefe, çev.Mutlu Yetkin, İthaki Yayınları, 2014.
  • Hüseyin Yılmaz, Ezelî Hikmet ve Dinler, İstanbul: İnsan Yayınları, 2003.
  • Mustafa Tahralı, Çağ ve Hakikat, Rene Guenon'dan Seçme Makaleler ve Yorumlar, Kubbealtı Yayınevi, İstanbul 2018.
  • Abdullah Kasay, Düşüncemizde Gelenekselci Ekol Eleştirisi, Ankara:Pruva Yayınları, 2020
  • İhvân-ı Safâ Risaleleri, Ayrıntı Yayınları
  • Hazret İnayet Han, Mistik Yürek, Haz.Çiğdem Oygur, Satori Yayınları, 2020.
  • Frithjof Schuon, Dinlerin Aşkın Birliği, çev.Yavuz Keskin, Ruh ve Madde Yayınları, 1992.
  • Helena Petrovna Blavatsky, Peçesiz İsis, 1-2, çev.Rüya S.Uğurlu, Mitra, 2022.
  • H.P.Blavatsky, Gizli Öğreti, 1 ve 2, çev. Rüya S.Uğurlu, Mitra, 2023.
  • Annemarie Schimmel, Hallac: Kurtarın Beni Tanrı'dan, çev.G.Ahmetcan Asena, Pan Yayıncılık, 2009.
  • Toshihiko Izutsu, Taoculuktaki Anahtar Kavramlar, çev. Ahmet Yüksel Özemre, Kaknüs Yayınları,2011.
  • Toshihiko Izutsu, İbn Arabi'nin Füsûs'unda Anahtar Kavramlar, Çev. Ahmet Yüksel Özemre, Kaknüs Yayınları, 1999.
  • Constantin Tacou (Haz.), Din ve Fenomenoloji: Mircea Éliade'nin Eserlerine Toplu Bakış,çev.Havva Köser, İz Yayıncılık, 2000.
  • Frithjof Schuon, İslam ve Ezeli Hikmet, çev.Şahabettin Yalçın, İz Yayıncılık, 2013.
  • Frithjof Schuon, Varlık Bilgi ve Din, çev. Şehabeddin Yalçın, 1997.
  • René Guénon, Hindu Doktrinleri, çev. Esra Temür, Kapı Yayınları, 2022.
  • René Guénon, Hristiyan Ezoterizmi, çev. Yunus Emre Kalın, Kapı Yayınları, 2022.
  • William Chittick, Hayal Âlemleri, çev. Mehmet Demirkaya, İstanbul: Kaknüs Yayınları, 1999.
  • Seyyid Hüseyin Nasr, Bilgi ve Kutsal, çev.Yusuf Yazar, İz Yayıncılık, 2022.
  • Hakim Bey, Kutsal Sürükleniş:İslam'ın Kıyısındaki Yazılar, çev.Tolga Öztürk, SUB Yayınları, 2023.
  • Keith E. Johnson, Dini Çoğulculuk, çev.(ed.) Ruhattin Yazıoğlu-Hüsnü Aydeniz, İz Yayınları, 2006.
  • Mustafa Eren, John Hick'te Dini Çoğulculuk, Otorite Yayınları, 2016.

Makaleler

  • Ali İhsan Yitik, “Hinduizm’in Diğer Dinlere Bakışı”, DEÜ İlahiyat Fakültesinde Dergisi, Sayı:X, İzmir, 1998, s.77-91
  • Ahmet Arslan, “Dinler ve Mutlak Hakikat Kavramı: John Hick ve Seyyid Hüseyin Nasr'la Bir Mülâkat”, İslami Araştırmalar, Sayı:2,1997, s.175-188

Tezler

  • Sadettin Sağ, Frithjof Schuon'da din kavramı, (Master Tezi), Uludağ Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1998.
  • Serap Kılıç, Philosophia Perennis Kavramı Açısından İbn Miskeveyh'in El-Hikmetü'l-Hâlidesi, (Master Tezi), M.Ü.Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul, 2007.
  • Nurullah Koltaş, Batıdaki gelenekselci ekolün kelami konulara yaklaşımı- René Guénon ve Frithjof Schuon örneği, Selçuk Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2009.
  • Hatice Görgün, Muhammed Hüseyin Âzâd'ın Derbâr-i Ekberî adlı eserinde Türkler ve Türk kültürü, İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2013.
  • Hüsne Hilal Şahin, Ekber Şah ve dini reformu, Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2014.
  • Ali Gül, Senkretik bir oluşum olarak Teosofi Cemiyeti ve XX. yüzyıl kültürel yapıları üzerindeki etkisi, (Doktora Tezi), İstanbul Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2015
  • Mahmut Çınar, René Guénon'un bilgi teorisi, (Master Tezi), Gaziantep Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2015.
  • Sevgi Çakır, Frithjof Schuon'da dini çoğulculuk, (Master Tezi), Süleyman Demirel Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2017.
  • Bihter Kaba, Abraham Maslow ve din, (Master Tezi), Eskişehir Osmangazi Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2018.
  • Cennet Ceren Çavuş, İbn Arabi ve Frithjof Schuon'un metafizik düşüncelerinin karşılaştırılması, (Doktora Tezi), Marmara Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2019
  • Saniye Tağbuğa, René Guénon'da dinî sembolizm düşüncesi, Erciyes Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2019.
  • Zeynep Akgül, René Guénon'un gelenekselci düşüncesinde din ve sanat, (Master Tezi), Atatürk Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2020.
  • İslam Emir, René guénon'un ezeli hikmet anlayışı, (Master Tezi), Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2020.
  • Elif Ayşe Hacıfazlıoğlu, Kutsaldan uzaklaşma bağlamında hümanizm eleştirisi: Roger Garaudy ve René Guénon örneği üzerinden, (Master Tezi), Marmara Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2021.
  • Samıka Asıkaer, Theory of self-actualization in Abraham Maslow, Carl Rogers and the idea of 'Perfect Man' in Aziz Nasafi, İbn Haldun Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2021
  • Semra Kızılarslan, Sühreverdî ve Leibniz'de Nur/Monad anlayışları: Mukayeseli bir yaklaşım, Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2021
  • Muhammet Şekerci, René Guénon'un din fenomenolojisi bağlamında din, dinler ve dinlerarası ilişkilere bakışı, (Master Tezi), Karabük Üniversitesi, 2023.

Dış bağlantılar

Eleştiriler

Kaynakça

  1. ^ Charles Schmitt, "Perennial Philosophy: From Agostino Steuco to Leibniz", Journal of the History of Ideas, 1966, 27 (1): s.506
  2. ^ Seyyid Hüseyin Nasr, Bilgi ve Kutsal, çev.Yusuf Yazar, İz Yayıncılık, 2001, s.81
  3. ^ Charles Schmitt, a.g.m.,s.507-513
  4. ^ William Blake, Corpus, çev. C.Hakan Arslan, Kült Yayınları, 2016, s.25-28
  5. ^ William Blake, The Complete Writings of William Blake, (Ed.) Geoffrey Keynes, London: Oxford University Press, 1966, s.98
  6. ^ What is Transcendentalism?
  7. ^ Inayat Khan, The Unity of Religious Ideals, Sufi Order Publications, 1979
  8. ^ Aldous Huxley, Kadim Felsefe, çev. Mutlu Yetkin, İthaki Yayınları, 2014
  9. ^ Kitap Türkçeye de çevrilmiştir. Bknz. Frithjof Schuon, Dinlerin Aşkın Birliği, çev. Yavuz Keskin, Ruh ve Madde Yayınları, 1992
  10. ^ Seyyid Hüseyin Nasr, Bilgi ve Kutsal, çev.Yusuf Yazar, İz Yayıncılık, 2001, s.119-120
  11. ^ Ahmet Arslan, “Dinler ve Mutlak Hakikat Kavramı: John Hick ve Seyyid Hüseyin Nasr'la Bir Mülâkat”, İslami Araştırmalar Dergisi, 1997, Sayı:2, s.183
  12. ^ Friedrich Schleiermacher, On Religion: Speeches to its Cultured Despisers trans.ed.Richard Crouter, Cambridge University Press, 2010, s.21-23
  13. ^ William James, Dini Deneyimin Çeşitleri, çev. İsmail Hakkı Yılmaz, Pinhan Yayınları, 2017.
  14. ^ Wesley J. Wildman, Religious Philosophy as Multidisciplinary Comparative Inquiry: Envisioning a Future for the Philosophy of Religion, Suny Press, 2010, s. 49,
  15. ^ Abraham Maslow, Religions, Values and Peak Experiences, Colombus: Ohia University Press, 1964, s.20
  16. ^ Douglas Allen, Dini Tecrübenin Fenomenolojik Tahlili, içinde yer aldığı eser Constantin Tacou (Haz.), Din ve Fenomenoloji: Mircea Éliade'nin Eserlerine Toplu Bakış,çev.Havva Köser, İz Yayıncılık, 2000, s.71
  17. ^ James Livingston, "Religious Pluralism and the Question of Religious Truth in Wilfred C. Smith", The Journal for Cultural and Religious Theory Vol.4, no. 3 (2003): s.58-65.
  18. ^ Ramakrishna, Gospel of Sri Ramakrishna, trans.Swami Nikhilananda, New York:Ramakrishna-Vivekananda Center, 1952, s.111
  19. ^ İskenderiye Klement'ten aktaran Seyyid Hüseyin Nasr, Bilgi ve Kutsal, çev.Yusuf Yazar, İz Yayıncılık, 2001, s.30
  20. ^ Annemarie Schimmel, Hallac: Kurtarın Beni Tanrı'dan, çev.G.Ahmetcan Asena, Pan Yayıncılık,2009, s.62
  21. ^ İbn Miskeveyh'in el-Hikmetü’l-hâlide adlı eserinden aktaran Serap Kılıç, Philosophia Perennis Kavramı Açısından İbn Miskeveyh'in El-Hikmetü'l-Hâlidesi, (Master Tezi), M.Ü.Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul, 2007, s.166
  22. ^ Berna Karagözoğlu, Hinduizm ve İslâm Tasavvufuna Yaklaşımı ile Hindistan’ın Ünlü Türk Bilgini Şehzade Dârâ Şükûh, Akademik Tarih ve Düşünce Dergisi,CiltIV/Sayı:XIII /Aralık, 2017, s.96-121
  23. ^ Craig Martin, “Yes, ... but ...”: The Neo-Perennialists,Method and Theory in the Study of Religion 29 (2017), s.314-315
  24. ^ "Problem With Hindu Universalism". 2 Mart 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Mart 2024. 
  25. ^ Tom Facchine, ""Are All Religions the Same? Islam and the False Promise of Perennialism" False Promise of Perennialism 29 Şubat 2024 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  26. ^ "Nuh Ha Mim Keller - On the validity of all religions in the thought of ibn Al-'Arabi and Emir 'Abd al-Qadir: a letter to `Abd al-Matin". 19 Ekim 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Mart 2024. 
  27. ^ "Gary Stogsdill, A Critique of Perennialism: Problems with Enlightenment, Gurus, and Meditation". 29 Şubat 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Şubat 2024. 

İlgili Araştırma Makaleleri

Din, nadiren de olsa ilmet, genellikle doğaüstü, transandantal ve cansal unsurlarla ilişkilendirilmiş, çeşitli ayinler ve uygulamaları içeren, ahlak, dünya görüşleri, kutsal metinler ve yerler, kehanetler, etik kuruluşlarından oluşan bir sosyo-kültürel sistemdir.

<span class="mw-page-title-main">İlahiyat</span> din ile ilgilenen bilim dalı

İlahiyat, teoloji veya tanrıbilim, "tanrı" kavramı ve din olgusunun sistematik olarak ele alan disiplindir. Temel konusu doğaüstü güçlerdir ancak dini epistemoloji ve vahiy ile ilgilenir. Vahiy üzerinden tanrı ya da tanrıların varlığının kabulüne ulaşır. Bunların sadece, doğa ötesi varlıklar olması ile değil, dünya ile ilişki kurmak ve insanlara varlığını göstermeye istekli olduklarını ispat etmeye çalışır.

Ezeli Hikmet. Kadim Hikmet, Aşkın Hikmet, Ezeli Felsefe, Kadim Felsefe veya Kalıcı Felsefe şeklinde kullanımları da bulunmaktadır. Kaynağı itibarıyla ilahi olan ve insanlığın başlangıcından bu yana farklı coğrafyalarda yaşayan toplumların din ve/veya geleneklerinde anlatımını bulan evrensel, ebedi, metafizik ilkeleri işaret etmekte kullanılan kavram. Frithjof Shuon'un ifadesiyle Ezeli Hikmet; sürekli var olan ve sürekli varolacak olan "irfan", yani evrensel bilgidir.

<span class="mw-page-title-main">Frithjof Schuon</span>

Frithjof Schuon, Perennelialist veya Gelenekselci düşünce okuluna ait, Alman asıllı İsviçreli bir metafizikçiydi. Metafizik, maneviyat, dini fenomen, antropoloji ve sanat üzerine İngilizceye ve diğer birçok dile çevrilmiş yirmiden fazla Fransızca eserin yazarıydı. Aynı zamanda ressam ve şairdi.

<span class="mw-page-title-main">Din bilimleri</span>

Din bilimleri, dinle teolojik bakış açısıyla ve normatif yöntemlerle ve apolejetik amaçla ilgilenen ilahiyatın aksine dinleri sosyal bilimler perspektifinden ve herhangi bir dini veya dinleri apolejetik (savunmacı) gaye gütmeden ve ideolojik muhalefet tavrı içine girmeden olgusal temelde araştıran ve analiz eden çeşitli sosyal bilim disiplinlerinin ortak adı.

<span class="mw-page-title-main">René Guénon</span>

René Guénon, Şeyh Abdülvahid Yahya adıyla da tanınır, Fransız metafizikçi yazar.

<span class="mw-page-title-main">Gazzâlî</span> Fars İslam bilgini ve polimat (y. 1058–1111)

Gazzâlî, yaygın adıyla Îmam-ı Gazzâlî, Ortaçağ Avrupası'nda Latinize edilmiş haliyle Algazelus ya da Algazel, İranlı, Sünni İslam âlimi, mutasavvıfı, müderrisidir. İslam düşünce tarihindeki en önemli ve en etkili fakih, müftü, filozof, teolog, mantıkçı ve mistiklerden birisi olarak kabul edilmektedir. XI. yüzyıl'ın müceddidi olarak nitelendirilmektedir. Gazzali'nin çalışmaları çağdaşları tarafından büyük bir önem ve övgüyle karşılanmış ve "İslam'ın delili" anlamına gelen Hüccetülislam unvanını almıştır.

<span class="mw-page-title-main">Tradisyonalizm</span>

Tradisyonalizm ya da tradisyonalist ekol, kişi veya topluluk düzeyinde ve gündelik yaşamdan bilgi anlayışına kadar pek çok alanda yönlendirici unsurun zaman ve mekanı aşan ilahi-kutsal ilkelere dayalı olması gerektiğini iddia eden felsefi ve mistik akım.

<span class="mw-page-title-main">Titus Burckhardt</span>

Titus Burckhardt. Doğu ve Batı gelenekleri üzerine yazan İsviçreli yazar.

<span class="mw-page-title-main">Agnostisizm</span> Tanrının varlığının bilinemeyeceğini savunan öğreti

Agnostisizm ya da bilinemezcilik, en yaygın ve bilinen tanımıyla, tanrı veya tanrısal varlıkların bilinemez veya varlığı ile birlikte yokluğunun da kanıtlanamaz olduğunu savunan bir felsefi görüştür. Agnostik düşünce epistemolojik alanda yer alan bir felsefi görüş olmakla birlikte, zayıf agnostisizm, güçlü agnostisizm gibi alt türlere ayrılır. Bununla birlikte agnostik felsefe varsayımların, özellikle tanrı gibi daha yüksek bir otoritenin varlığına veya yokluğuna ilişkin teolojik varsayımların bilimsel olarak hiçbir zaman açıklanamayacağı görüşündedir. Bu fikir akımının destekçilerine agnostik denir. Agnostisizm kendi içinde de farklı görüşlere ayrılır.

<span class="mw-page-title-main">William Stoddart</span>

William Stoddart, Perennial felsefenin önemli yazarlarından İngiliz tıp adamı ve yazarı. Din felsefesi alanında kitapları ve çok sayıda makalesinin yanı sıra Stoddart, Frithjof Schuon ve Titus Burckhardt'ın kitaplarını Fransızca ve Almancadan İngilizceye aktarmıştır.

İçrekçilik, batınilik ya da ezoterizm, bir konudaki derin bilgilerin ve sırların ehil olmayanlardan gizlenerek, bir üstat tarafından sadece ehil olanlara inisiyasyon yoluyla öğretilmesidir. Ezoterizm bir din veya bir inanç sistemi değildir. Çoğunlukla ezoterik (içrek) yani ezoterizm ile ilgili veya ezoterizme dair şeklinde kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Teozofi</span>

Teozofi, "tanrı" ve "bilgi" sözcükleri birleştirilerek türetilmiştir. Günümüzde teozofi denildiğinde, öncelikle, kaynağını esas olarak Hint mistisizminin insan ile evren ve Tanrı arasındaki ilişkileri açıklayan felsefî denebilecek Hint teozofisinden almış olmakla birlikte Batı teozofisi akla gelir. Batı teozofisi bir yandan okült gelenek, diğer yandan Doğu gelenekleri üzerine kurulmuş, ezoterik bilgilerden yararlanan felsefî bir sistemdir.

Salime Leyla Gürkan. Türk dinler tarihçisi.

<span class="mw-page-title-main">Felsefe</span> soyut, genel ve temel birtakım probleme ilişkin yapılan sistematik çalışma

Felsefe veya düşünbilim; varlık, bilgi, değerler, gerçek, doğruluk, zihin ve dil gibi konularla ilgili soyut, genel ve temel problemlere ilişkin yapılan sistematik çalışmalardır. Felsefe ile uğraşan kişilere filozof denir.

<span class="mw-page-title-main">İbn Rüşdcülük</span>

İbn Rüşdcülük 13. yüzyılda latin hristiyan skolastisizmini etkileyen, İbn Rüşd çevirilerinin etrafında şekillenerek etkisini gösteren Aristotelesçi felsefi akım, görüş. İlk ve etkin takipçileri arasında; Brabantlı Siger, Daçyalı Boetius, Dry Townlu John, Jondunlu John ve Padualı Marsiliu gibi isimler bulunmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Yaşam felsefesi</span>

Yaşam felsefesi, yaşamın anlamı ya da yaşamın nasıl yaşanması gerektiğine ilişkin herhangi bir genel tutum ya da felsefi görüştür.

<span class="mw-page-title-main">Algis Uždavinys</span>

Algis Uždavinys (1962-2010), bir Litvan filozof ve bilgindi. Çalışmaları, Mısır ve Yunan dinlerinin, özellikle Sami dinleriyle olan ezoterik ilişkilerinin ve özellikle İslam'ın içsel yönünün tefsirî karşılaştırmalı çalışmasına öncülük etti. Kitapları, Plotinus, Frithjof Schuon ve Ananda Coomaraswamy'nin Rusça ve Litvancaya çevirileri de dahil olmak üzere, Litvanca, Rusça, İngilizce ve Fransızca olarak yayınlandı.

Meryemiyye tarikatı, 1932'de Şeyh Ahmed el-Alavi'nin tarikatına katılan Frithjof Schuon (1907-1998) tarafından kurulan Şâzelî tarikatının bir koludur.

<i>Kadim Felsefe</i>

Kadim Felsefe, İngiliz yazar ve romancı Aldous Huxley'in karşılaştırmalı mistisizmle ilgili çalışmasıdır. Eserin başlığı Huxley'in farklı mistik geleneklerin ortak zeminine işaret eden perennial felsefeye atıfta bulunmaktadır. Eser Türkçeye iki kez çevrilmiştir.