İçeriğe atla

Peleliu Muharebesi

Peleliu Muharebesi
II. Dünya Savaşı, Pasifik Savaşı
Tarih15 Eylül – 27 Kasım 1944
Bölge
Sonuç Amerikan zaferi
Taraflar
Amerika Birleşik Devletleri ABDJaponya Japon İmparatorluğu
Komutanlar ve liderler
Amerika Birleşik Devletleri William H. RupertusJaponya Kunio Nakagawa (ölü)
Güçler
1. Deniz Tümeni: 17,490
81. Piyade Tümeni: 10,994
14. Piyade Tümeni: yaklaşık olarak 11,000 kişi
Kayıplar
1. Deniz Tümeni:
1,252 ölü, 5,274 yaralı
81. Piyade Tümeni:
542 ölü, 2,736 yaralı
Toplam: 1,794 ölü, 8,010 yaralı
10,695 ölü,
202 esir

Peleliu Muharebesi (kod adı: Operation Stalemate II), Peleliu Adası'nda 1944 yılı Eylül ve Kasım ayları arasında Amerika Birleşik Devletleri ve Japonya arasında II. Dünya Savaşı'nın Pasifik Cephesi'nde gerçekleşmiş bir muharebe.

ABD kuvvetleri başlangıçta sadece ABD 1. Deniz Piyade Tümeni'nden oluşuyordu, daha sonra tümenin yerini ABD Ordusu'ndan 81. Piyade Tümeni alıp küçük mercan adasındaki havaalanı ele geçirmek için Japon kuvvetleriyle çarpıştı. 1. Deniz Piyade Tümen komutanı ve ABD Tümgenerali olan William Rupertus, adanın dört gün içerisinde emniyet altına alınabileceğini öngörmüştür, fakat Japonların dayanıklı tahkimatından ve sert direnişinden dolayı, savaş iki ay sonrasına kadar sona ermemiştir.

Muharebe sona ermesinin ardından gerek kesin olmayan stratejik önemine gerekse de yüksek ölü sayısından dolayı çok tartışılmıştır. Ölü sayısı göz önüne alındığında, Peleliu, Pasifik Savaşları arasında en çok kayıp yaşanan savaştır.[1]

Arka plan

1944 yazında gerek orta ve güneybatı Pasifikteki Amerikan zaferleri ve gerekse buralarda ele geçirilen adalardan kalkan B-29 Superfortress ağır bombardıman uçaklarının Japon anakarasına yaptığı saldırılar Japonya açısından savaşın sonunu getirmeye başlamıştı. Amerikan askeri liderleri arasında Japonya'yı yenmek için önerilen iki plan arasında anlaşmazlık bulunuyordu. General Douglas MacArthur'un önerdiği plana göre önce 1942'nin başlarında kaybedilen Filipinler tekrar alınacak burayı takiben Okinawa adası işgal edilecek ve buradan da Japon anakarasına saldırılacaktı. Amiral Chester Nimitz'in planına göre Filipinler yerine Formosa (Tayvan) ve Okinawa adaları alınacak, buradan Çin'deki güçlerle birleşilecek ve buradan da Japon anakarasına saldırılacaktı. Planları farklı olmasına rağmen her iki komutan da bir adanın alınması konusunda birleşiyordu "Peleliu". Zaten 1. deniz piyade tümeni bir saldırı yapmak için hazır durumdaydı. Pearl Harbour'a ziyarete gelen Franklin D. Roosevelt her iki komutanın da planlarını dinledi. MacArthur'un planı seçildi ancak, Filipinler istila edilmeden önce Palau Adaları özellikle Peleliu ve Angaur adaları etkisiz hale getirecek, bir hava alanı inşa edilecek böylece MacArthur'un sağ kanadı korunacaktı.

Savaş hazırlıkları

Japonlar

Tahkim Edilmiş Japon Mevzileri.

1944 yazında Palau Takımadalarını koruyan 30.000 Japon askeri bulunuyordu. Buradaki Peleliu adasında 14. piyade tümenini oluşturan 11.000 civarı Japon askeri, birkaç yüz de Okinawalı ve Koreli işçi bulunuyordu. Tümenin 2. alay komutanı Albay Kunio Nakagawa adanın korunması için hazırlıklara başladı.

Solomon, Gilbert, Marshall ve Mariana Takımadaları'nın kaybedilmesinden sonra Japon İmparatorluk ordusu yeni bir ada savunma stratejisi geliştirmeye başladı. Terk edilmiş plaj tabanlı çevre savunma taktikleri ve pervasız Banzai Saldırıları terk edildi. Yeni stratejiye göre düşman daha kıyıdayken karşılanacak ve dağıtılacak, kuvvetler tahkim edilmiş yer altı savunma mevzilerinde konuşlandırılacak, sonuçsuz Banzai saldırısı yerine koordine edilmiş karşı saldırılar yapılacak ve düşmana karşı çok kanlı bir yıpratma savaşı uygulanarak insan ve cephane kaynaklarının tüketilmesi sağlanacaktı. Albay Nakagawa özellikle iç savunma mevzilerine konsantre olmuştu. Arazinin pürüzlü yapısının sağladığı avantajı kullanmak için ağır tahkimatlı sığınaklar inşa ettirmiş, mağaralar ve büyük yeraltı pozisyonları kazdırmıştı.

Nakagawa'nın savunmasının çoğunluğu Peleliu'nun en yüksek noktası olan Umurbrogol Dağı, tepeler zinciri ve dik sırtlarda yoğunlaşmıştı. Peleliu merkezinde yer alan Umurbrogol önemli havaalanı dahil olmak üzere adanın büyük bir bölümünü görüş alanı içerisine alıyordu. Bu dağda 500'den fazla mağara bulunuyordu ve bunlar birbirine tüneller yoluyla bağlanıyordu. Bunların çoğu eski madenlerden savunma pozisyonlarına dönüştürülmüştü. Mühendisler bu mağaraların girişlerine çelik sürgülü kapılar eklemişlerdi. Bu kapılardaki açıklıklar hem makineli tüfeklere hem de toplara hizmet verebiliyordu.

47 mm top.

Japonlar Urumbrogol boyunca daha pek çok mevziler kazdılar. Buralara 81 mm ve 150 mm havanlar, 20mm toplar, hafif tank birlikler ve uçaksavar topları konuşlandırıldı. Mağara girişleri el bombaları ve alev silahlarına karşı eğimli inşa edildi. Mağaralar ve sığınaklar peleliu boyunca uçsuz bucaksız bir bağlantı sistemiyle birbirine bağlanıyordu ve bu mağara ve sığınaklar Japonların boşaltmasına ve tekrar ele geçirebilmelerine izin veriyordu bu durum Japonlara büyük bir avantaj sağlıyordu.

Japonlar ayrıca sahilin yapısının sağladığı avantajları da kullandılar. Çıkartmanın kuzey ucunda plajların bittiği noktada mercan kayalarından oluşan küçük bir çıkıntı bulunuyordu. Bu çıkıntı oradaki plajlara karşı güzel bir görüş açısı sağlıyordu. Bu çıkıntıda bulunan mevzilere bir tane 47 mm anti tank topu ver 6 tane 20mm top konuşlandırılmıştı. Bu pozisyonlar sadece küçük bir açıklık bulunacak şekilde tamamen kapatılmış ve mühürlenmişti. Buna benzer pozisyonlar sadece 2 km güneydeki plajlara da konuşlandırılmıştı. Japonlar sahili binlerce engel, mayın ve toprağa gömülü patlamaya hazır top mermileri ile kapatmışlardı. Sonunda çıkartma birlikleri iç kısımlardaki müstahkem sırt ve tepeler boyunca parçalanmış hale gelecekti.

Amerikalılar

Japonlar yaklaşan savaş için savaş taktiklerinde şiddetli bir değişim içine girerken Amerikalılar amfibik taktiklerinde herhangi bir değişikliğe gitmedi. Hatta Peliliu Muharebesi'nden önce gerçekleşen, Amerikalılara 3000 kayıp ve 2 ay gecikmeye mal olan Biak Muharebesi'ne rağmen Amerikalılar Japonların bu yeni savaş taktiklerine karşı herhangi bir yenilik içerisine girme çabasında bulunmadılar.

Amerikan stratejistleri, Peleliu'nun güneyinde bulunan havaalanına yakınlıkları nedeniyle çıkartma yeri olarak güneybatı Peleliu plajlarını seçtiler. Albay Lewis B. Puller komutasındaki 1. Deniz Piydesi Alayı kuzeyde plajların bittiği bölgeden çıkartma yapacaktı. Onun altında albay Harold D. Harris komutasındaki 5. Deniz Piyadesi Alayı merkezden, onun altında Albay Herman H. Harreken güneyden plajlarından çıkartma yapacaktı.

Tümenin topçu alayı (11. deniz piyadeleri) piyadelerin çıkartmasının tamamlanmasından sonra karaya çıkartılacaktı. Plana göre 1. ve 7. deniz piyade alayları kara içlerine ilerleyerek asıl ilerlemeyi gerçekleştirecek olan 5. deniz piyadelerinin sağ ve sol kanadını koruyacak ve havaalanını ele geçirmesine imkân tanıyacaktı. 5. deniz piyadeleri ise kara içlerine ilerleyerek hem hava alanını ele geçirecek hem de adadaki japon güçlerini 2ye bölecekti. Kuzeydeki 1. deniz piyadeleri kuzeye doğru ilerleyerek umurbrogol dağlarını temizlerken güneydeki 7. piyadelerde adanın güneyini temizleyecekti. Adadaki birliklere takviye olarak sadece bir tümen mevcuttu o da Peleliu'nun güneyindeki Angaur adasını ele geçirmeye çalışan 81. piyade tümeniydi.

Operasyona denizden 5 savaş gemisi, 4 ağır kruvazör, 4 hafif kruvazör, 3 uçak gemisi ve 5 hafif uçak gemisi destek veriyordu.

Amiral Jesse Oldendorf bombardımanın başarılı olduğunu ve artık adadaki dış hedeflere ilerlenebileceğini iddia ediyordu. Oysaki Japonların çoğunluğu hâlâ mevzilerinde sağ salim oturuyorlardı. Saldırı sırasında adadaki savunmacılar, olağandışı atış disiplinleriyle düşmana mevzilerini vermediler. sadece Havaalanına yöneltilen bombardımanlar başarılı olmuştu. Hem havaalanı hem de çevresindeki binalar imha edilmişti. Sadece alandaki tahkim edilmiş mevziler ayakta kalmıştı onlar da yakında gelecek olan saldırganları karşılamak için hazır bekliyorlardı.

Muharebe

Çıkartma

Piyade alayları 15 Eylül 1944 saat 08.32de karaya çıkmaya başladılar. 1. Deniz Piyade Alayı kuzeydeki beyaz plajdan, 5. ve 7. Deniz Piyade alayları ise merkez ve güneydeki turuncu plajdan çıkartmaya başladılar. Çıkartma araçları sahile yaklaşmaya başlamasıyla birlikte, mevzilerinde bulunan Japon birlikleri mevzilerinin önünü kapatan çelik sürgülü kapıları açmaya başladılar. Mercan kayalıklarındaki mevzilere konuşlandırılmış 47mm toplar ve 20 mm'lik otomatik toplarla araçlara yoğun bir şekilde ateş açmaya başladılar. Japonların bu şiddetli ateşi sonucu 60 tane çıkartma aracı imha edildi.

Karaya çıkmayı başaran 1. deniz piyade alayı askerleri ise yoğun topçu ateşi karşısında sahile saplanıp kaldılar.

Albay Puller kendisini taşıyan çıkartma aracıyla sahili terk etmeye çalışırken bir yüksek hızlı top mermisi aracına isabet etti. Albay aracına isabet eden bu 47 mm'lik mermi yüzünden tüm iletişimini kaybetti. Güneyde bulunan 7. alayda benzer sorunlarla boğuşuyordu. Pek çok çıkartma aracı isabet alıp savaş dışı kalmış, bu araçlarla karaya çıkmakta olan askerler karaya uzak bir mesafede bu araçları terk etmek zorunda kalmış, derin tabanı çamurlu sularda karaya çıkmaya çalışan bu askerlerin çoğu Japon makineli tüfeklerinin ateşiyle biçilmişlerdi.

5. alay çıkartma günü nispeten daha başarılı olmuştu. Ağır silahlara yakın olması ve sağ ve sol kanatlarının diğer alaylar tarafından korunması nedeniyle hava alanına kadar ilerlemeyi başardılar. Bu kez de Nakagawa'nın hazırladığı ilk karşı saldırıyla karşılaştılar. Tanklarla desteklenen bu saldırı Amerikan askerlerini geri çekilmeye zorladı fakat kısa sürede Amerikalılar tanklar, toplar, donanmanın ateşi ve uçaklarla bu saldırıyı durdurmayı başardılar. Japonların zayıf zırhlı, modası geçmiş tankları kendisine eşlik eden piyadelerle birlikte imha edildiler.

Çıkartma günü sona ererken Amerikalılar 3 km'lik sahil boyunca çıkartma yapmışlardı. Kıyıdan içeriye en fazla ilerleme güneyde olmuş ancak o da sadece 2 km olmuştu. Kuzeydeki 1. alay ise maruz kaldığı korkunç saldırılar nedeniyle çok az ilerleyebilmişlerdi. Çıkartma günü deniz piyadeleri toplam 1100 asker kaybetmişlerdi (200 ölü 900 yaralı).

Rupertus Japonların hızla dağılmaya başladıklarına inanıyordu fakat Japonların taktik değiştirdiklerinden haberi yoktu.

The Point

Adeta kale konumundaki ve Amerikalılar tarafından The Point olarak adlandırılan mevzilerden sahildeki birliklere ateş yağmaya ve dolayısıyla zayiatlar yaşanmaya devam ediyordu. Albay Puller'in emrindeki 1. alaya 3. tabura bağlı K birliğinin komutanı Yüzbaşı George Hunt, The Point'i ele geçirmekle görevlendirildi. Hunt'a bağlı bir takım tahkim edilmiş mevziler arasında tüm gün boyunca savunmasız çakılıp kalmıştı. Birliklerin geri kalanı, Japonların hatlarında bir delik meydana getirmesinden dolayı çok tehlikeli bir durum içerisine düştüler.

Bu arada, bir tüfekçi takımı Japon mevzilerini tek tek imha etmeye başladı. Sis bombası kullanarak mevzilerdeki Japonların görüş açılarını kapattılar ve tüfeklerinin ucuna taktıkları el bombalarıyla bu mevzileri imha ettiler. Altı tane makineli tüfek yuvası imha edildikten sonra deniz piyadeleri 47mm top mağaralarıyla karşılaştılar. Bir yüzbaşı mağaranın girişine sis bombası atarak mağaradaki savunmacıların görüş açılarını kapattı. Hemen ardından Onbaşı Henry W. Hahn mağaradan içeriye bir el bombası attı. Bomba 47 mmlik top mermilerinin yanında patlayınca mermilerde infilak etmeye başladı. Mağaranın içindeki Japonlar derhal mağarayı terk etmeye başladılar fakat bu kez de dışardaki deniz piyadelerinin ateşine maruz kaldılar ve hemen hepsi vuruldu.

The Point K Birliği tarafından ele geçirildi fakat Nagakawa derhal bir karşı saldırı düzenledi. 3 saat boyunca cephanenin ve suyun çok azalmasına rağmen K birliği 4 büyük karşı saldırıyla mücadele etti. Artık çaresi kalmayan askerler Japon saldırganlarla göğüs göğse çarpışmak zorunda kaldı. Sonunda K birliğine destek ulaştığında birlik 18 adama düşmüştü, birliğin toplam kaybı 157 idi.

Ngesebus Adası

5. Deniz Piyade Alayı, havaalanının ele geçirilmesinden sonra Ngesebus adasını ele geçirmek üzere görevlendirildi. Ngesebus adasında birçok Japon Topçu mevzileri bulunuyordu ve küçük bir hava alanı inşa edilmişti. Bu küçük ada küçük bir geçitle Peleliu'ya bağlanıyordu. Fakat 5. alayın komutanı Albay Harris bu geçidi kullanmanın Japon askerlerine açık hedef olmak anlamına geldiğini düşündüğü için bir çıkartma harekâtını tercih etti.

Harris, 28 Eylül'de çıkartma öncesi adaya bir dizi bombardıman düzenledi. Bu bombardımanlar Peleliu'nun aksine çok etkili oldu ve pek çok savunmacı etkisiz hale getirildi. Piyadeler adaya çıktıklarında mağara ve sırtlardan derhal ateş altına alındılar ancak adanın alınması kısa sürdü. Deniz piyadelerinin zayiatları hafif olmuştu. Denizciler 15 ölü 33 yaralı verirken Japonların kaybı 470 kadardı.

Umurbrogol tepeleri

Bir Corsair Japon mevzilerine Napalm bombası atıyor.
deniz piyadeleri bir mağaranın girişinde bekliyorlar.

The Point'in alınmasından sonra 1. Deniz Piyadeleri Kanlı Burun Yamaçları diye adlandırdıkları Umurbrogol cebine doğru ilerlemeye başladılar. Pullerin adamları sayısız saldırılar düzenlemelerine rağmen tüm saldırılar Japonlar tarafından etkisiz hale getirildi. 1. Peniz piyadeleri sırtlar arasındaki dar yollarda çeşitli tuzaklarla karşılaşıyor ve mağaralardan sürekli ölümcül bir yaylım ateşine maruz kalıyorlardı. Japonlar olağandışı bir ateş disipliniyle saldırıyorlar ve maksimum kayıpların yaşanmasına neden oluyorlardı. Japon sniperler sedye taşıyıcıları da hedef almaya başlamışlardı. Eğer 2 sedye taşıyıcıdan biri yaralanır veya ölürse oraya onları almak için daha çok sedye taşıyıcı gelecekti ve daha çok deniz piyadesi vurulabilecekti. Japonlar Amerikan hatlarına sızabilmek için geceleri mevzilerinden çıkıyor Banzai saldırıları gerçekleştiriyorlardı. Amerikalılar bunu önlemek için 2 kişilik bir mevzi kazıyor bir asker uyurken diğeri gözcülük yapıyordu.

Umurbrogol sırtlarında özellikle bir çatışma çok kanlı geçmişti. 1. Deniz Piyade Alayına bağlı Raymond Davis komutasındaki 1. Tabur 100 nolu tepeye(Hill 100) saldırmıştı. Taburun %71'i zayiata uğradı. Yüzbaşı Everett Pope ve birliği tam bir gün boyunca bu tepeyi almak için savaştı ama tam tepeyi aldıklarında tepe başka Japon savaşçıları tarafından işgal edildi.

Japonlar savaşın başından bu yana 3000 adamdan oluşan 1. Deniz Piyade Alayına tam 1749 tane kayıp verdirmişti bu taburun %60'ına eşitti. Sonraki 6 gün boyunca Umurbrogol dağındaki şiddetli çatışmalar devam etti. 3. Çıkartma kolordusu komutanı general Roy Reiger 81. Piyade tümenini Peleliu'daki birliklere destek olmak için Peleliu'ya gönderdi. 321. alay Batı ve Kuzeybatı Peleliu plajları boyunca çıkartma yaptı ve doğrudan Umurbrogol çatışmalarına katıldı. 5. ve 7. Deniz Piyade Alayları da Umurbrogol dağlarına doğru yöneldi. Sonunda hepsi de benzer kayıplara uğrayacaktı.

Ekimin ortalarında 5. ve 7. Deniz Piyadeleri hemen hemen mevcutlarının yarısı kadar zayiata uğramış durumdaydılar. Geiger tüm 1. Deniz Piyade alayını boşaltarak yerine 81. Piyade tümenini yerleştirmeye kararlıydı. 15 Ekimde 321. alayın çıkartması tamamlandı ve yine 3 hafta içerisinde 1. Deniz Piyade Alayının tamamı Peleliudan ayrılarak Pavuvuya çekildi.

Birlikler tepelerde kalan Japon birlikleriyle savaşmak için yola koyuldular ve sonraki ay ada tamamen temizlenene kadar savaşmaya devam ettiler. Sonunda Nagakawa "Kılıçlarımız kırıldı ve mızraklarımızı çektik," diyerek alaya ait tüm belgeleri yaktı ve intihar etti. Ölümünden sonra Peleliu'da gösterdiği cesaretten dolayı rütbesi korgeneralliğe yükseltildi. Bir Japon teğmeni yanında kalan son 30 adamla Peleliu'da bir mağarada saklanmaya devam etti. 22 Nisan 1947'de teslim olan bu askerler İkinci Dünya Savaşı'nın resmî olarak son teslim olan askerleri oldular.

Savaştan sonra

Umurbrogol dağı etrafında gerçekleşen mücadele Amerikalılar açısından tüm II. Dünya Savaşı'nın en zor mücadelesi kabul edilmektedir. 1 Deniz Piyade Tümeni 1 Nisan 1945'teki Okinawa Çıkartmasına kadar en ağır kayıplarını burada yaşadı. 1 Deniz Piyade Tümeni tam 6500 asker kaybetti. 81. Piyade Tümeni ise adada bulunduğu süre boyunca tam 3000 asker kaybetti.

Savaş adanın stratejik komunu nedeniyle devamlı bir tartışma konusu olmuştur. Peleliu'da ele geçirilen bu havaalanı Filipinlerin istilası sırasında çok az kullanıldı. Ayrıca bu ada sonraki operasyonların hiçbirinde kullanılmadı. Hatta bu adadaki savaş hakkında çok az haber yapılmıştı. Rupertus'un adanın 3 gün içerisinde alınacağı tahmini nedeniyle karaya sadece 6 muhabir ayak basmıştı. Mc Arthur'un Filipinlere tekrar dönmesi ve Müttefiklerin Avrupa istilası nedeniyle bu savaş gölgede kalmış ve kısa sürede unutulmuştur.

Müttefiklerin bu adada ödedikleri büyük bedeller Amerikalılar için sonraki ada istilaları için bir örnek teşkil etmiş, bu örnekler Iwo Jima ve Okinawa'da kendisini göstermişti. Çıkartma öncesi gerçekleşen bombardımanlar Iwo jima'da Peleliu'ya nazaran daha etkili Okinawa'da ise mükemmel olarak gerçekleşmişti. Amerikalılar Peleliu'da kazandıkları deneyimleri Okinawa da uygulama fırsatı bulacaklardı.

Amiral William F. Halsey, Jr. tavsiyeler üzerine Carolina Adaları üzerinde bulunan Yap Adasını işgal planından vazgeçti. Aslında Halsey birliklerin Peleliu ve Angaur'a çıkmak yerine doğrudan Filipinlere çıkmasını tavsiye etmiş olmasına rağmen bu öneri Nimitz tarafından reddedilmişti.

Kaynakça

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Gözleve Muharebesi</span>

Gözleve Muharebesi, Kırım Savaşı'nın muharebelerinden biri. Serdar-ı Ekrem Ömer Paşa komutasında Osmanlı Ordusu Kırım'ın Gözleve 'deki istihkam noktasına saldıran Rus İmparatorluğu güçlerini ağır kayıplarla geri püskürttü.

<span class="mw-page-title-main">Birinci İnönü Muharebesi</span> Askeri harekât

I. İnönü Muharebesi, 6 Ocak 1921 tarihinde iki koldan taarruza geçen Yunan kuvvetleriyle İnönü mevzilerinde savunmada olan Ankara Hükümeti kuvvetleri arasında yapılan muharebedir. 6 Ocak 1921 tarihine kadar Uşak ve Bursa bölgesinde hazırlıklarını sürdüren Yunanlar, Türk-Batı Cephesi birliklerinin Çerkez Ethem Kuvvetlerinin Tenkili harekâtı ile meşgul olmasından da faydalanarak, İnönü-Eskişehir istikametinde taarruza başladılar. 6-9 Ocak 1921 tarihleri arasındaki muharebeler, örtme ve emniyet kuvvetleri harekâtı şeklinde cereyan etti. İnönü mevzilerindeki muharebeler 10 Ocak 1921 tarihinde başlamış, Yunan kuvvetlerinin taarruz çıkış hatlarına çekildiği 11 Ocak 1921 tarihine kadar sürmüştür.

<span class="mw-page-title-main">Arıburnu Cephesi</span> Çanakkale Savaşının bir parçası olan I. Dünya Savaşı cephesi

Arıburnu Cephesi, 25 Nisan 1915 tarihindeki Arıburnu Çıkarması ile başlayan ve 6 Ağustos 1915 tarihine kadar süren çarpışmaları kapsayan, Çanakkale Savaşı'nın bir parçası olan cephedir. Bu tarihte Müttefik kuvvetlerce üçüncü bir cephe olarak açılan Anafartalar Cephesi ile birleşmiştir. Arıburnu Çıkarması, 25 Nisan 1915 günü Gelibolu Yarımadası’nın Ege Denizi sahillerinde, “Anzak Koyu” olarak bilinecek olan kumsal ve civarına Anzak Kolordusu tarafından yapılan çıkarmadır.

<span class="mw-page-title-main">Seddülbahir Cephesi</span> Çanakkale Savaşında bir cephe

Çanakkale Savaşı'nın bir parçası olan Seddülbahir Cephesi, 25 Nisan 1915 tarihinde Seddülbahir bölgesine beş ayrı noktadan yapılmıştır. Her iki tarafın da ağır kayıpları ile sonuçlanan saldırılar yapılmıştır. Sonuç olarak Haziran ayının sonlarında Osmanlı güçleri ilerlemeyi durdurmuş ve çıkarma başarısız olmuştur, daha sonra bu bölgede savaşın sonuna kadar kısıtlı ve etkisiz siper çatışmaları devam etmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Tugay</span> alaydan büyük, tümenden küçük olan askeri taktik birliği

Tugay, alaydan büyük, tümenden küçük askeri taktik birim. Personel sayısı ihtiyaçlara göre değişmekle beraber 5.000 askerden oluşan askerî birliklerdir. Organizasyonunda piyade bölüklerinden, tank gücüne, istihkâm bölüğüne her türlü ikmal ve muhabere birimine sahiptir. Tugayın en önemli özelliği, kendi kendine yetebilen en küçük askerî birlik olmasıdır. Komutanı Tuğgeneral'dir.

<span class="mw-page-title-main">1. Amfibi Deniz Piyade Tugayı</span>

1. Amfibi Deniz Piyade Tugayı, Türk Deniz Kuvvetleri'ne bağlı amfibi deniz piyade tugayıdır. Amfibi Görev Grup Komutanlığı'na bağlı olarak görev yapar. Karargahı, Foça'dadır. 1968 yılında ilk olarak Gölcük'te kurulan birlik 1977 yılında Foça'ya intikal etmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Guadalcanal Muharebesi</span>

Guadalcanal Muharebesi, II. Dünya Savaşı'nda Japonya'nın 3. Ana Savunma Hattının bulunduğu bölge olarak bilinir. Amerika Birleşik Devletleri Donanması Midway zaferinden sonra gözünü Guadalcanal'a çevirdi. Japon İmparatorluğu, Solomon Adaları'na bağlı bu adayı ele geçirip ada üzerinde bir askeri havaalanı yapımına başladı. Bu durum, hali hazırda Yeni Gine'de Japonlarla çarpışan Avustralya için ikinci bir tehdit anlamına geliyordu. Aynı zamanda bu havaalanının tamamlanması demek ABD'nin Avustralya'ya olan ikmal hattının kesilmesi demekti. Japon kuvvetlerini Avustralya'dan uzaklaştırmak için ABD Deniz Kuvvetleri adaya bir çıkartma planladı. Çıkarmada görev alacak birlikler Avustralya ve Yeni Zelanda'dan harekete geçtiler. Sahil çıkartmasında oldukça zorlanacaklarını sanıyorlardı. Fakat Japon askerlerinden çıkartma anında hiçbir ses gelmedi. O anlık Amerikan askerleri kendilerini şanslı hissettiler. Guadalcanal'da yaşayan yerliler sayesinde Japonların bulunduğu mevzilere kadar ilerlediler. Guadalcanal Operasyonu oldukça yeşillik bir ortamda gerçekleşti. Japonlar bu ortamın avantajından yararlanarak askerleri kolayca uzaklaştırabildiler. Askerler ilerlerken birden çimenlerin altından çıkan askerleri görünce ölmekten kurtulamadı. ABD, gemilerden topçu ve uçak bombardımanları sayesinde Guadalcanal mevzilerini ve yapılmakta olan askeri havaalanını kısa bir sürede ele geçirmeyi başardı. Bahriyeliler havaalanına Midway Muharebesi'nde ölen ilk bahriyeli havacı olan Lofton Henderson'ın anısına Henderson sahası adını vermişlerdir. Üssün bulunduğu yerde günümüzde Honiara Uluslararası Havalimanı bulunmaktadır.

Birinci Kirte Muharebesi Çanakkale Savaşı sırasında Seddülbahir Cephesi'nde İngiliz-Fransız kuvvetleriyle Osmanlı tarafı arasında gerçekleşen 28 Nisan 1915 tarihli muharebedir.

Birinci Kerevizdere Muharebesi veya 83 Rakımlı Tepe Muharebesi, Çanakkale Savaşı'nın Seddülbahir Cephesi'nde Fransız Kolordusu'nun 21 Haziran 1915 tarihinde başlayan saldırısı ve iki gün süren çatışmalardır.

<span class="mw-page-title-main">Pasifik Cephesi (II. Dünya Savaşı)</span> 2. Dünya Savaşında Pasifik Okyanusu ve adalarını, Güneydoğu Asyayı ve Çini kapsayan 7 Temmuz 1937 ile 14 Ağustos 1945 tarihleri arasındaki savaşların sürdüğü cephedir

Pasifik Cephesi, Pasifik Okyanusu ve adalarını, Güneydoğu Asya'yı ve Çin'i kapsayan 7 Temmuz 1937 ile 14 Ağustos 1945 tarihleri arasındaki savaşların sürdüğü cephedir. Cephenin 7 Temmuz 1937'de Çin-Japon Savaşı ile açıldığı kabul edilir. Savaşın en önemli olayı; Japonya'nın çeşitli ülkelere saldırması sonrasında 7 Aralık 1941'de Pearl Harbor'da ABD güçlerine yaptığı Pearl Harbor Saldırısı'dır. Bu saldırıyla beraber ABD savaşa katılmış ve savaş gerçek anlamıyla bir dünya savaşı halini almıştır. Bugün Japonların çoğu tarafından bu savaş Pasifik Savaşı olarak bilinir.

<span class="mw-page-title-main">Anafartalar Cephesi</span> Çanakkale Savaşında bir cephe

Çanakkale Savaşı'nın üçüncü cephesi olan Anafartalar Cephesi, 6 Ağustos 1915 tarihindeki Suvla Koyu civarında Müttefik kuvvetlerce yapılan çıkarma harekâtıyla başlamış ve hemen ertesinde Arıburnu Cephesi kuvvetleriyle birleşmiştir.

Sarı Bayır Harekâtı veya Ağustos Taarruzları, Çanakkale Savaşı sırasında müttefikler tarafından Arıburnu Cephesi’ndeki çıkmazı sonlandırmak için yapılan son büyük girişim. Taarruzlar, Arıburnu Cephesi’nin kuzey (sol) bölümünden, takviyeli bir Anzak tümeni tarafından gerçekleştirilmiştir. Aynı zamanda güneyden de (sağ) bir Avustralya tümeni bir şaşırtma taarruzu gerçekleştirmiştir. Harekâtın stratejik hedefi, müttefiklerin "Sarı Bayır" olarak adlandırdığı Kılıçbayırı, Düztepe, Conkbayırı ve Kocaçimen Tepe hattının işgal edilmesidir.

<span class="mw-page-title-main">Okinawa Muharebesi</span>

Okinawa Muharebesi, Pasifik Savaşı'nın son aşamasında 1945 yılında Okinawa Adalarına çıkarma yapan Amerika Birleşik Devletleri ile Japon İmparatorluğu arasında meydana gelen savaştır.

<span class="mw-page-title-main">Iwo Jima Muharebesi</span>

Iwo Jima Muharebesi, 19 Şubat 1945 - 26 Mart 1945 tarihlerinde Pasifik Okyanusunda bulunan Iwo Jima adlı küçük bir adada Japon İmparatorluğu ile Amerika Birleşik Devletleri arasında meydana gelen çatışmadır. 1945 yılı Şubat ayında Amerikan birlikleri Japon ana vatanından sadece 1200 km uzaktaki bir adaya toplanmıştı. Iwo Jima; 21 km² büyüklüğünde volkanik bir ada. Ama Japon ana vatanının istilası için hayati önem taşıyan 2 hava alanına sahipti. İkinci Dünya Savaşının sembol fotoğrafı olan ABD askerlerinin bayraklarını bir tepeye dikmelerini gösteren fotoğraf bu muharebe esnasında çekilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Makin Muharebesi</span>

Makin Muharebesi, Gilbert Adaları'nda bulunan Makin Mercan Adası üzerinde 20 Kasım 1943 ile 24 Kasım 1943 tarihleri arasında gerçekleştirilmiş Pasifik Cephesi'ne dahil edilen bir muharebedir.

<span class="mw-page-title-main">Kırım Seferi (1941-1942)</span> Wikimedia anlam ayrımı sayfası

Kırım Seferi, II. Dünya Savaşı'nın Doğu Cephesi'nde Alman ve Rumen ordularının Kırım Yarımadası'nın işgali ve Sivastopol'ün düşürülmesi için giriştikleri bir askeri seferdir. Barbarossa Harekâtı'nın başlarında Aşağı Dinyeper'e kadar ilerleyen Alman 11. Ordusu ve Rumen 3. Ordusu, Kırım'ı anakaraya bağlayan Perekop Kıstağı'nda Kızıl Ordu savunmasını 29 Ekim 1941'de aşmış, hızla Kırım işgal ederek Sivastopol'ü kuşatmıştır. Ancak Kızıl Ordu'nun Kırım Cephesi kuvvetlerinin Kerç Yarımadası'na 26 Aralık 1941'de bir çıkarma yapmaları üzerine Sivastopol taarruzu durdurulmuştur. Daha sonra Mihver kuvvetlerin Kerç Yarımadası'nda yerleşmiş olan Sovyet kuvvetlere taarruz etmiştir. Yenilgiye uğrayan Kızıl Ordu birlikleri geride tüm ağır silahlarını ve çok sayıda tutsak bırakarak denizden tahliye edilmiştir. Sivastopol'e ikinci taarruz 2 Haziran 1942 tarihinde başlatıldı ve bir aydan biraz fazla süren şiddetli çatışmalardan sonra 3 Temmuz 1942 tarihinde kent Alman-Rumen kuvvetlerinin eline geçti.

<span class="mw-page-title-main">Shingle Harekâtı</span> 1944te İtalyada yaşanmış savaş

Shingle Harekâtı, Müttefikler'in Monte Cassino Muharebesi'ndeki birliklerini desteklemek için yaptığı çıkartmadır. Müttefikler Almanlara karşı Monte Cassino için çatışmaya girdiler. Fakat şehir, kurulan Gustav Hattı'nın gerisindeydi ve bu hattı yaramamışlardır. Bu yüzden Wehrmacht askerî gücünü ikiye bölmek ve Roma'ya daha hızlı ulaşabilmek için bu çıkartmayı yapmışlardır.

<span class="mw-page-title-main">Birinci Çatalca Muharebesi</span>

Birinci Çatalca Muharebesi 17 ve 18 Kasım [E.U. 4-5 Kasım] 1912 tarihinde gerçekleşmiş ve Osmanlı zaferi ile sonuçlanmıştır. Birinci Balkan Savaşı'nın Lüleburgaz Muharebesi'yle birlikte en büyük muharebelerinden biri olmuştur.

<i>Heaven Knows, Mr. Allison</i> (film)

Heaven Knows, Mr. Allison, John Huston tarafından yönetilen 1957 yapımı bir Amerikan CinemaScope savaş filmi. Başrollerinde Deborah Kerr İrlandalı bir rahibeyi ve Robert Mitchum bir ABD Deniz Piyadesini canlandırıyor. Her ikisi de II. Dünya Savaşı sırasında Pasifik Okyanusu'ndaki Japon işgali altındaki bir adada mahsur kalmış.