Psikoloji veya Ruh bilimi, içgüdüsel davranışları ve zihni inceleyen bilimdir. Bilinçli ve bilinçsiz olayların yanı sıra daha çok duygu ve düşüncenin incelemesini içeren Psikoloji, çok kapsamlı bir bilimsel alandır. Bu alanda uzman olan ve aynı zamanda bilgi araştırması yapanlara psikolog denir. Psikologlar, beyinin ortaya çıkan özelliklerini ve ortaya çıkan özelliklerle bağlantılı tüm fenomenleri anlamaya çalışırlar ve bu şekilde daha geniş nöro-bilimsel araştırmacı grubuna katılırlar. Psikoloji bilimi, bir sosyal bilim olmasına rağmen aynı zamanda doğa bilimleri olarak da kategorize edilebilir. Özellikle beyin biyolojisi bilgisini oldukça kullanır ve geliştirir.
Eğitim; okullar, kurslar ve üniversiteler vasıtasıyla bireylere hayatta gerekli olan bilgi ve kabiliyetlerin sistematik bir şekilde verilmesi. Öğretmen, eğitmen, mentor, pedagoglar gerekli bilgileri öğrencilere verirler.
Zihin yetersizliği veya mental retardasyon, zihinsel işlev kapasitesi, normal kabul edilen sınırların anlamlı ölçüde altında olan ve uyumsal davranışlarda yetersizlikleri olan bireyleri tanımlamak için kullanılır. Zihinsel işlevlerde görev alan beyin bölgelerinin, sinir hücrelerinin ve beyin ağında meydana gelen bir sapma veya zihinsel işlevlerde görev alan beyin bölgelerinde meydana gelebilecek bir zedelenme sonucu oluşan ve 18 yaşından önce gelişim dönemlerinde farklılık olarak kendisini gösteren Nörogelişimsel bir bozukluktur.
Sosyal pedagoji, Alman bilim insanı Adolf Diesterweg (1790-1866) tarafından ilk defa ortaya atılan bu terim, toplumda mağdur duruma düşmüş, sosyal yönden tecrit edilmiş veya şahsî yönden problemleri olan insanların sosyal hayata yeniden kazandırılmaları, bağımsız ve üretken hâle gelmelerini sağlayan terapoytik, eğitimsel ve danışmaya yönelik hizmetlerin bütünüdür. Daha basit bir yaklaşımla sosyal pedagoji, sosyal sorunlu çocuk, genç ve yetişkinlerin okul dışı eğitim ve terbiyesidir.
Psikolojik danışmanlık ve rehberlik, bir koruyucu ruh sağlığı hizmetidir. Eğitim kurumları bu hizmetin uygulama alanlarından bir tanesidir. Ruh sağlığı açısından normal, ancak gelişimsel ve uyum sorunları olan herkesin bu hizmetlere ihtiyacı vardır. Örneğin, yeni okula gelmiş bir öğrencinin uyum sorunu olabilir, arkadaşsızlık çekebilir, bir başka öğrencinin sınavlara ilişkin kaygısı olabilir ya da bir üst eğitim kurumu veya meslek seçimiyle ilgili yardım isteyebilir gibi. İşte, tüm bu sorunlara, psikolojik danışma ve rehberlik programlarından mezun olan psikolojik danışmanlar yardımcı olabilirler. Eğitim ortamında öğrencilere, psikolojik danışma ve rehberlik hizmetleri sunulduğu takdirde, öğretim ve yönetim işleri kolaylaşacak, hem geleceğin yetişkinleri olan çocuk ve gençlerin, dolayısıyla toplumun ruh sağlığı korunmuş hem de çağdaş eğitim ortamı sağlanmış olur. Rehberlik hizmet alanına ve problem alanın göre kendi içinde ayrılmaktadır. Hizmet alanına göre; eğitim, sağlık ve sosyal rehberlik olarak ayrılır. Problem alanına göre ise kişisel, eğitsel ve mesleki rehberlik olarak ayrılmaktadır.
Okul, eğitim-öğretim verilen kurum ve bu faaliyetlerin gerçekleştirildiği eğitim kurumu ve diğer tesislerdir. Ayrıca temel öğrenim, ortaokul, lise ve üniversite toplam 16 yıldır. Öğretmenlerin rehberliğinde öğrencilerin öğretimi için öğrenme alanı ve öğrenme ortamı sağlar. Okul sözcüğü çocuk ve gençlerin, devam ettiği örgün eğitim kurumlarının yanı sıra tek bir alanda eğitim veren kurumlar ve bazı yüksek eğitim kurumları için de kullanılır: sanat okulu, spor okulu, müzik okulu, dil okulu, dans okulu, gazetecilik okulu, meslek yüksek okulu gibi. Herhangi bir okulda eğitim alan kimselere öğrenci denir. Öğrenciler için okul üniforması tasarımları vardır.
Eğitim bilimleri ya da pedagoji, eğitimi inceleyen bilim dallarının tamamına verilen addır. Eğitim bilimleri ailesi özellikle son yüzyıl içerisinde büyük bir gelişim kaydetmiş, 1960 sonrasında, post-sputnik döneminde hızlanarak bugünkü geniş aileyi oluşturmuştur.
Okul psikolojisi, klinik psikoloji ve eğitsel psikolojinin ilkelerinin öğrencilerin davranış ve öğrenim sorunlarını tespit ve tedavisine yönelik kullanıldığı bir alandır. Okul psikologları çocuk ve ergen gelişimi, öğrenme teorileri, kişilik teorileri gibi alanlarda eğitim, mesleklerinin etik, hukuki ve idari kuralları hakkında da bilgi sahibidirler.
Ortopedagoji, davranış bozuklukları ile ilgilenen, pedagojinin alt branştır. Pedagoji bilimi, ortopedagojinin yanı sıra, Transkültürel pedagoji, Eğitim pedagojisi ve Antropedagoji alt başlıklarını içermektedir.
Antropedagoji, pedagojinin alt branşıdır. Orthopedagoji, Transkültürelpedagoji ve Eğitim pedagojisi ile birlikte çocukların davranış sapmalarının nedenleri üzerinde durarak çözümler üretmeye çalışır.
Pedagog, çocuk ve ergenin psikolojisini, psikososyal, bilişsel ve duygusal gelişimini takip eden, gerektiğinde ebeveynlere psikolojik ve pedagojik danışmanlık yapan, çocuk ve ergenler ile çalışan psikolojik danışmanlardır. Pedagoglar, toplum tarafından kabul gören normlar doğrultusunda çocuklardaki bedensel, zihinsel, duygusal ve psikososyal gelişimlerini inceler, buralarda meydana gelen sapmaların düzeltilmesinde rol alırlar. Türkiye'de bu unvana sahip olmak için Eğitim Fakültesi bünyesinde bulunan Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Anabilim dalında 4 yıllık ihtisas yapmak gereklidir.
Klagenfurt Üniversitesi, Avusturya'da bulunan bir araştırma üniversitesidir. 1964 yılında Karintiya eyaletinin en büyük üniversitesi olarak kurulmuştur. İlk olarak “Hochschule für Bildungswissenschaften” adıyla kurulan üniversite, 1970 yılında “Universität Klagenfurt” adını almıştır. civarında öğrencisi ve kültür bilimleri, ekonomi bilimleri, disiplinler arası araştırma ve teknik bilimler olmak üzere 4 adet fakültesi, 20 bölüm ve 60'tan fazla enstitüye sahip bir araştırma üniversitesine dönüşmüştür.
Ayşegül Ataman, Türk akademisyendir.
Lightner Witmer, klinik psikoloji hareketinin öncüsü Amerikalı psikologdur.
Psikoloji, davranış ve zihinsel süreçlerin bilimidir. Öncelikli hedefi, hem genel prensipler oluşturarak hem de spesifik vakaları araştırarak bireyleri ve grupları anlamaktır.
Psikoloji temel bilimi, psikoloji alanında yapılan araştırmaların bazıları, uygulanan psikolojik disiplinlerde yapılan araştırmalardan daha "temel" dir ve doğrudan bir uygulaması yoktur. Psikoloji içerisindeki temel bilim yönelimini yansıttığı düşünülen alt disiplinler arasında biyolojik psikoloji, bilişsel psikoloji, nöropsikoloji vb. alt dallar sayılabilmektedir. Bu alt disiplinlerdeki araştırmalar, metodolojik titizlik ile karakterizedir. Psikolojinin temel bilim olarak kaygı, davranış, biliş ve duyguların altında yatan yasaları ve süreçleri anlamaktır. Temel bilim olarak psikoloji, uygulamalı psikoloji için bir temel sağlar. Uygulamalı psikoloji, aksine, temel psikolojik bilimlerin ortaya koyduğu psikolojik ilkelerin ve teorilerin uygulanmasını içerir; bu uygulamalar zihinsel ve fiziksel sağlık ayrıca eğitim gibi alanlarda sorunların üstesinden gelmeyi veya refahı artırmayı amaçlamaktadır.
Psikolojinin tarihi, çok eski uygarlıklara uzanmaktadır. Psikoloji "davranış ve zihinsel süreçlerin bilimsel olarak incelenmesi" olarak tanımlanmaktadır. İnsan zihnine ve davranışına felsefi ilgi, Mısır, İran, Yunanistan, Çin ve Hindistan'ın eski uygarlıklarına dayanmaktadır.
Dimitri Uznadze, Gürcü psikolog ve psikoloji profesörü, Tiflis Devlet Üniversitesi (TSU) ve Gürcistan Bilimler Akademisi'nin (GAS) kurucu ortağı.
Öğrenme güçlüğü, öğrenme bozukluğu veya özel öğrenme güçlüğü, okuma, yazma, dinleme, konuşma, ilişkilendirme veya matematik alanlarından birinde veya daha fazlasında ortaya çıkan öğrenme problemlerine verilen nörolojik bir bozukluktur. İnsanların ne gördüğü ve ne işittiğini yorumlama yeteneğini hem de beynin farklı bölümlerinden gelen bilgiyi ilişkilendirme yeteneğini etkileyen bir grup sınırlılıktır. Bu sınırlılıklar sözlü ve yazılı dilde güçlükler, koordinasyon, kendini kontrol etme ya da dikkat gibi birçok şekilde ortaya çıkabilir. Öğrenme güçlüğü olan bireylerin zeka skalası normal veya normal üstüdür; normalin altında olan bireyler öğrenme güçlüğü sınıfından ayrılarak zihinsel yetersizlik sınıfına dahil olurlar. Öğrenme güçlüğü tek bir bozukluk olmayıp bir grup bozukluğu ifade eder ve ortak bir tanımı yoktur. Birçok disiplinlerce farklı tanımlamalar yapılmıştır.