İçeriğe atla

Peçe

Peçe, doğal etkilerden ve kötü amaçlı bakışlardan korunmak amacıyla yüzün tamamını veya gözler hariç bir kısmını kapatmaya yarayan bir çeşit örtüdür.

Yemen'de peçe takmış bir kadın

Köken

Fransa Kralı VI. Charles'ın eşi Bavyeralı Isabeau

Peçe kelimesinin kökeninin Arapça piçe kullanımından geldiği bir varsayımdır. Bir diğer iddia ise İtalyancada küçük bez anlamına gelen "pezzoto" kelimesinden türediği yönündedir. Peçe yerine diğer dillerde bürku, nikāb, vesvesa, ruband gibi kelimeler de kullanılmaktadır. Ortaya çıkışı itibarıyla Samî kavimlerinin bir geleneği olan peçenin kanıtlanabilir tarihi M.Ö. 2000 başlarına kadar gitmektedir.[1]

Kullanımı

Suriyeli bir kadının giydiği peçe, Halep, 2010.

Peçe fiziksel olarak yüzü dış etkilerden koruyan bir örtüdür. Bu nedenle güneş ışınlarına karşı ve çöl ortamında rüzgarla uçuşan kumlara karşı koruma vazifesi görür. Peçe, alnın üst hizasında başörtüsünde veya çarşafa tutturulan bir bez parçasıdır ve kullanılmadığı zamanlarda kaldırılarak başın üstüne atılır. Tesettür açısından bakıldığında örtünmenin yüz için de sağlanması için çeşitli coğrafyalarda yaygındır. Özellikle Müslüman, Hindu ve Sih nüfusun yoğun olarak yaşadığı ülkelerde kadınlar arasında kimi bölgelerde yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu ülkeler arasında Suudi Arabistan, Hindistan, Pakistan, Afganistan, Irak, Bangladeş ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkeler sayılabilir. Peçe ne başörtüsünün bir parçasıdır ne de burka gibi bütün vücudu kaplayan bir örtünme aracıdır.

İslam coğrafyasında özellikle Emevî ve Abbâsî dönemlerinde kadınların sokağa çıkarken peçe taktıkları bilinmektedir. Osmanlı toplumunda da özellikle büyük kentlerdeki müslüman kadınlar arasında peçe kullanımı yaygındır. Fransa Kralı II. Henri (Fransa Kralı)'nin 16. yüzyılda İstanbul'a gönderdiği elçilik heyetinde yer alan Nicolas de Nicolay'ın seyahatnâmesine koyduğu feraceli Türk kadını ve hamama giden Türk kadını resimlerinde ferace üstünde kenarları sırmalı, uçları püsküllü yaşmaklarla fes biçimli hotozlara iliştirilmiş süslü peçeler göze çarpmaktadır.[1] Üç defa İstanbul'a gelen Ogier Ghislain de Busbecq de gönderdiği mektuplarda sokağa çıkan kadınların keten ve ipek peçeler arkasından erkekleri mükemmelen gördüklerini, fakat erkeklerin onların yüzünü göremediklerini yazmaktadır. Osmanlılar'da yalnız kadınlar değil 18. yüzyılın ortalarından itibaren Yeniçeri Ocağı'ndaki genç yeniçeri adayı civelekler de "civelek peçesi" denilen ince hasır bir peçe kullanmışlardır.

Sadece İslam dini bakımından değil, Hinduizm ve Sih inançlarında da kadının örtünmesi gereklidir ve peçe ayrı olarak kullanılabileceği gibi yaygın olarak örtünmek için uzun eşarpların kenarlarını peçe amaçlı kullanabilir. Sadece dini açıdan örtünme dışında cazibe katma aracı olarak da peçe kullanılabilir. Dansözlerin peçe takması bu nedenledir. Bazı kültürlerde de gelinlerin damatla buluşmazdan evvel peçe ile düğünde gezmeleri gerekir. Türkiye'de de kına gecelerinde gelinin yüzünün örtülmesi ve nazardan korunması için peçe takılması adettendir.

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ a b "- Türkiye diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, cilt: 34, sayfa: 211". 11 Eylül 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Ağustos 2016. 
  • Bahaeddin Ögel, Türk Kültür Tarihine Giriş, Ankara 1985, V, 191, 192

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Sarık</span> en çok Sihler ve Müslümanlarca kullanılan baş örtüsü

Sarık, genellikle pamuklu veya ipek kumaştan yapılmış, doğrudan başa veya fes, kavuk gibi bir başlığın üzerine sarılan kumaş baş örtüsü. Sih ve Müslüman toplumlarında, genellikle Asya ülkelerinde yaygındır. Türkçede sarık dendiğinde özel olarak Osmanlı'da kullanılan, fes veya kavuk üzerine sarılan sarık türü de kastedilir.

<span class="mw-page-title-main">Tesettür</span> Müslüman kadınların giydiği bir tür giysi

Hicap veya modern kullanımda tesettür, Müslüman kadınların farklı biçimlerde olabilen giyim ve örtünme davranışlarını, başörtüsü ise saçları örten ve genellikle baş ve boynu saran, ancak yüzü görünür hâlde bırakan bir giyim şeklini ifade eder.

<span class="mw-page-title-main">Başörtüsü</span> başa örtülen bez

Başörtüsü, başı özellikle saçları yıpratıcı dış etkenlerden korumak, örtünmeyi sağlamak, tanınmamak için kullanılan, başın üst kısmının çoğunu ya da tamamını kaplayan bir çeşit örtü ve giysi.

<span class="mw-page-title-main">Yaşmak</span> Osmanlı kadın giyim (örtünme) unsuru

Yaşmak, Osmanlı İmparatorluğu zamanında Müslüman kadınların ferace ile birlikte giydikleri, yalnızca gözleri açıkta bırakan ince kumaştan iki parçalı yüz ve başörtüsü. Türk-İslam kültüründe, özellikle Anadolu'da, kadınların baş örtülerinin alt ucu ile ağızlarını kapatmalarına da denir.

<span class="mw-page-title-main">Malezya'da İslam</span>

Malezya'da İslam, Malezya nüfusunun yüzde 61,3'ünü oluşturmaktadır. Malezya'da en kalabalık etnik kitle ülke nüfusunun yüzde 50'sinden fazlasını oluşturan Malaylardır. Malaylar Müslüman olarak tanımlanmakta ve gruba kamu görevleri, iş dünyası ve eğitim alanında birçok ayrıcalık tanınmaktadır. Malaylar din değiştirmeleri halinde bu ayrıcalıklarını kaybetmektedirler. İkinci en büyük etnik grup ise yüzde 35'lik nüfus yoğunluğuna sahip olan Çinlilerdir. Çinlilerin tamamına yakınını Budistler oluşturmaktadır. İçlerinde Müslüman olanları da vardır. Malezya'da yüzde 5 oranında ise Cavalılar, Minangkabululular, Samalar, Melunlar ve Güney Asyalılar yaşar. Bunların büyük bir bölümü İslam dinine mensuptur.

<span class="mw-page-title-main">Çarşaf (giyim)</span>

Çarşaf, Irak, Suriye, Suudi Arabistan, İran, Afganistan, Pakistan, Moritanya, Çad, Cezayir, Sudan, Yemen gibi çoğunluğu Müslüman olan toplumlarda bazı kadınların giydiği bir tesettür türü. Çeşitli stilleri ve renkleri olmak ile birlikte sadece eller ve yüzün açık kalmasına izin verilir. Burka adı verilen modelde ise yüze bir peçe de takılarak, gözler de gizlenir. Çarşaf giyen bazı kişiler eldiven takarak ellerini de kapatırlar.

<span class="mw-page-title-main">Giyim</span>

Giyim, vücudun bir kısmını veya tamamını kapsayan her türlü kıyafet ve aksesuar. Giyim kuşamın en önemli ve muhtemelen en eski işlevi, vücudu doğa şartlarından korumasıdır. Hava koşullarından korumasının yanı sıra, spor ve yemek yapmak gibi tehlikeli faaliyetler sırasında deri ile çevre arasında bariyer görevi görerek güvenliği artırır. Ayrıca vücuda hijyenik bir bariyer sağlayarak vücuda toksinlerin ve mikropların girişini sınırlandırır. Giyim kuşamın en önemli işlevlerinden biri de kişinin stilini, zevklerini ve modayı yansıtmasıdır. Her halka ve ülkeye ait ulusal giyimler mevcuttur.

<span class="mw-page-title-main">Çador</span>

Çador, Çadar ya da Çadur İran'da kadınlar tarafından giyilen bir çarşaftır. Kullanımı antik zamanlara, Ahameniş İmparatorluğu'na dayanır. Pehlevi Hanedanı döneminde Batılı kıyafetler tercih edilirken, İran İslam Devrimi'nden sonra yeniden yaygınlaşmıştır. Günümüzde İran'da örtünmek zorunlu olsa da, çador kullanımı zorunlu değildir, daha çok dini ya da geleneksel sebeplerle tercih edilir. Vücudun tamamını ve başı öreten şekildedir.

<span class="mw-page-title-main">Mısır'da feminizm</span>

Mısır'daki feminizm, tarih boyunca birtakım toplumsal ve politik olayları içerir. Her ne kadar Mısır birçok açıdan reform konularında, özellikle de "milliyetçiliğin, emperyalizme ve feminizmin direniş hareketlerinde" öncülük etmiş olmasına rağmen kadınların erkeklerle eşit olması kolay olmamıştır.

<span class="mw-page-title-main">Mısır'da peçe</span>

Mısır'da peçe, nüfusun büyük çoğunluğu Müslüman olan Mısır'da kullanılan İslâmî kıyafet olan peçenin giyinilmesidir. Kadınların %90'ı örtülü olan Mısır'da kullanılan bir örtü çeşididir.

Tesettür sözcüğü geleneksel olarak bazı Müslüman kadınların giydiği başörtüsünü ve genel olarak mütevazı İslami elbise tarzını ifade eder.

<span class="mw-page-title-main">Hüda Şaravi</span> Mısırlı kadın hakları savunucusu ve gazeteci

Hüda Şaravi, Mısırlı milliyetçi-feminist lider ve Mısır Feminist Birliği'nin kurucusudur.

<span class="mw-page-title-main">Eugénie Le Brun</span>

Eugénie Le Brun ya da Madam Rüşdi, düzenlediği Salon toplantılarıyla kanaat önderliği yapmış Fransa doğumlu Mısırlı feminist entelektüel. Hüda Şaravi'nin yakın arkadaşıdır.

<span class="mw-page-title-main">Afganistan'da kadın</span> Afganistanda kadın haklarına genel bakış

Afganistan'da kadın hakları tarih boyunca çeşitlilik göstermiştir. 1964'teki Afganistan anayasasıyla kadınlar resmen eşitlik kazandı. Ancak bu haklar, 1990'larda ortaya çıkan iç savaş sırasında Taliban gibi farklı geçici yöneticiler tarafından kadınların elinden alındı. Özellikle Taliban yönetimi sırasında kadınlar, özellikle sivil özgürlükler açısından çok az özgürlüğe sahip olmuş ya da bu haklardan tamamen mahrum kalmıştır. 2001 sonlarında Taliban rejiminin kaldırılmasıyla Afganistan İslam Cumhuriyeti'nde kadın hakları kademeli olarak iyileştirildi ve büyük ölçüde 1964'teki anayasaya dayanan 2004 anayasasında kadınlar bir kez daha hukuken erkeklerle eşit oldu. Bununla birlikte özellikle de kırsal kesimde yaşayan ve uluslararası endişe yaratmaya devam eden kadınlara yönelik gerici bir bakış açısından ötürü hakları hâlâ belli değildir. Taliban 2021'de Afganistan'ın çoğunu kontrol altına aldığında ise ülkedeki kadınların geleceğiyle ilgili endişeler arttı.

Avret, İslam'a göre insan vücudunun örtülü olması gereken bölümlerini tanımlar. Kur'ana dayanarak mahrem yerleri açığa çıkarmak haram veya günah olarak kabul edilir. Tuvalete gitmek veya banyo yapmak gibi gerektiğinde mahrem yerlerin açığa çıkarılması belirli bir dizi kurala tabidir. Tam olarak hangi vücut bölümlerinin örtülmesi gerektiği, farklı İslami düşünce okulları arasında farklılık gösterir.

<span class="mw-page-title-main">İslami giyim</span>

İslami giyim, İslam'ın öğretilerine uygun olarak yorumlanan giysilerdir. Müslümanlar, yalnızca dini düşüncelerden değil, aynı zamanda pratik, kültürel, sosyal ve politik faktörlerden de etkilenen çok çeşitli giysiler giyerler.

Himâr - Müslüman kadınların başını ve göğsünün önünü örttüğü, ancak yüzünü örtmediği bir eşarp. Bazen sadece bir eşarp değil, genel olarak herhangi bir örtü anlamına gelebilir

<span class="mw-page-title-main">Melek Hifni Nasif</span>

Melek Hifni Nasif ya da Bâhisetu'l-Bâdiye, 20. yüzyılın başlarında Mısırlı kadınların ilerlemesine ilişkin entelektüel ve politik söyleme büyük katkıda bulunan Mısırlı feminist yazardır.

<span class="mw-page-title-main">İran'da tesettür</span>

Müslüman kadınların yüzyıllardır tevazu amacıyla giydiği geleneksel örtü olan tesettür, İran'da son dönemde tartışmalara konu oluyor. 1920'lerde birkaç kadın örtüsüz görünmeye başladı. Rıza Şah döneminde örtünmeden caydırılmaya çalışıldı ve 1936'da beş yıl süreyle yasaklandı. Rıza Şah'ın halefi Muhammed Rıza Pehlevi döneminde başörtüsü "geriye dönük" olarak görülüyordu ve üst ve orta sınıf insanlar tarafından nadiren giyiliyordu. Sonuç olarak, 1970'li yıllarda Şah'a karşı muhalefetin sembolü haline geldi ve daha önce başörtüsüz olan kadınlar tarafından giyildi.

<span class="mw-page-title-main">İran'da örtünmenin yasaklanması</span>

8 Ocak 1936'da İran Şahı Rıza Şah, Keşf-i hicab olarak bilinen ve tüm İslami örtüleri yasaklayan bir ferman yayınladı; bu ferman hızla ve güçlü bir şekilde uygulandı. Hükûmet ayrıca birçok geleneksel erkek giyim türünü de yasakladı.