
Sarık, genellikle pamuklu veya ipek kumaştan yapılmış, doğrudan başa veya fes, kavuk gibi bir başlığın üzerine sarılan kumaş baş örtüsü. Sih ve Müslüman toplumlarında, genellikle Asya ülkelerinde yaygındır. Türkçede sarık dendiğinde özel olarak Osmanlı'da kullanılan, fes veya kavuk üzerine sarılan sarık türü de kastedilir.

Hicap veya modern kullanımda tesettür, Müslüman kadınların farklı biçimlerde olabilen giyim ve örtünme davranışlarını, başörtüsü ise saçları örten ve genellikle baş ve boynu saran, ancak yüzü görünür hâlde bırakan bir giyim şeklini ifade eder.

Başörtüsü, başı özellikle saçları yıpratıcı dış etkenlerden korumak, örtünmeyi sağlamak, tanınmamak için kullanılan, başın üst kısmının çoğunu ya da tamamını kaplayan bir çeşit örtü ve giysi.

Yaşmak, Osmanlı İmparatorluğu zamanında Müslüman kadınların ferace ile birlikte giydikleri, yalnızca gözleri açıkta bırakan ince kumaştan iki parçalı yüz ve başörtüsü. Türk-İslam kültüründe, özellikle Anadolu'da, kadınların baş örtülerinin alt ucu ile ağızlarını kapatmalarına da denir.

Malezya'da İslam, Malezya nüfusunun yüzde 61,3'ünü oluşturmaktadır. Malezya'da en kalabalık etnik kitle ülke nüfusunun yüzde 50'sinden fazlasını oluşturan Malaylardır. Malaylar Müslüman olarak tanımlanmakta ve gruba kamu görevleri, iş dünyası ve eğitim alanında birçok ayrıcalık tanınmaktadır. Malaylar din değiştirmeleri halinde bu ayrıcalıklarını kaybetmektedirler. İkinci en büyük etnik grup ise yüzde 35'lik nüfus yoğunluğuna sahip olan Çinlilerdir. Çinlilerin tamamına yakınını Budistler oluşturmaktadır. İçlerinde Müslüman olanları da vardır. Malezya'da yüzde 5 oranında ise Cavalılar, Minangkabululular, Samalar, Melunlar ve Güney Asyalılar yaşar. Bunların büyük bir bölümü İslam dinine mensuptur.

Çarşaf, Irak, Suriye, Suudi Arabistan, İran, Afganistan, Pakistan, Moritanya, Çad, Cezayir, Sudan, Yemen gibi çoğunluğu Müslüman olan toplumlarda bazı kadınların giydiği bir tesettür türü. Çeşitli stilleri ve renkleri olmak ile birlikte sadece eller ve yüzün açık kalmasına izin verilir. Burka adı verilen modelde ise yüze bir peçe de takılarak, gözler de gizlenir. Çarşaf giyen bazı kişiler eldiven takarak ellerini de kapatırlar.

Giyim, vücudun bir kısmını veya tamamını kapsayan her türlü kıyafet ve aksesuar. Giyim kuşamın en önemli ve muhtemelen en eski işlevi, vücudu doğa şartlarından korumasıdır. Hava koşullarından korumasının yanı sıra, spor ve yemek yapmak gibi tehlikeli faaliyetler sırasında deri ile çevre arasında bariyer görevi görerek güvenliği artırır. Ayrıca vücuda hijyenik bir bariyer sağlayarak vücuda toksinlerin ve mikropların girişini sınırlandırır. Giyim kuşamın en önemli işlevlerinden biri de kişinin stilini, zevklerini ve modayı yansıtmasıdır. Her halka ve ülkeye ait ulusal giyimler mevcuttur.

Çador, Çadar ya da Çadur İran'da kadınlar tarafından giyilen bir çarşaftır. Kullanımı antik zamanlara, Ahameniş İmparatorluğu'na dayanır. Pehlevi Hanedanı döneminde Batılı kıyafetler tercih edilirken, İran İslam Devrimi'nden sonra yeniden yaygınlaşmıştır. Günümüzde İran'da örtünmek zorunlu olsa da, çador kullanımı zorunlu değildir, daha çok dini ya da geleneksel sebeplerle tercih edilir. Vücudun tamamını ve başı öreten şekildedir.

Mısır'daki feminizm, tarih boyunca birtakım toplumsal ve politik olayları içerir. Her ne kadar Mısır birçok açıdan reform konularında, özellikle de "milliyetçiliğin, emperyalizme ve feminizmin direniş hareketlerinde" öncülük etmiş olmasına rağmen kadınların erkeklerle eşit olması kolay olmamıştır.

Mısır'da peçe, nüfusun büyük çoğunluğu Müslüman olan Mısır'da kullanılan İslâmî kıyafet olan peçenin giyinilmesidir. Kadınların %90'ı örtülü olan Mısır'da kullanılan bir örtü çeşididir.
Tesettür sözcüğü geleneksel olarak bazı Müslüman kadınların giydiği başörtüsünü ve genel olarak mütevazı İslami elbise tarzını ifade eder.

Hüda Şaravi, Mısırlı milliyetçi-feminist lider ve Mısır Feminist Birliği'nin kurucusudur.

Eugénie Le Brun ya da Madam Rüşdi, düzenlediği Salon toplantılarıyla kanaat önderliği yapmış Fransa doğumlu Mısırlı feminist entelektüel. Hüda Şaravi'nin yakın arkadaşıdır.

Afganistan'da kadın hakları tarih boyunca çeşitlilik göstermiştir. 1964'teki Afganistan anayasasıyla kadınlar resmen eşitlik kazandı. Ancak bu haklar, 1990'larda ortaya çıkan iç savaş sırasında Taliban gibi farklı geçici yöneticiler tarafından kadınların elinden alındı. Özellikle Taliban yönetimi sırasında kadınlar, özellikle sivil özgürlükler açısından çok az özgürlüğe sahip olmuş ya da bu haklardan tamamen mahrum kalmıştır. 2001 sonlarında Taliban rejiminin kaldırılmasıyla Afganistan İslam Cumhuriyeti'nde kadın hakları kademeli olarak iyileştirildi ve büyük ölçüde 1964'teki anayasaya dayanan 2004 anayasasında kadınlar bir kez daha hukuken erkeklerle eşit oldu. Bununla birlikte özellikle de kırsal kesimde yaşayan ve uluslararası endişe yaratmaya devam eden kadınlara yönelik gerici bir bakış açısından ötürü hakları hâlâ belli değildir. Taliban 2021'de Afganistan'ın çoğunu kontrol altına aldığında ise ülkedeki kadınların geleceğiyle ilgili endişeler arttı.
Avret, İslam'a göre insan vücudunun örtülü olması gereken bölümlerini tanımlar. Kur'ana dayanarak mahrem yerleri açığa çıkarmak haram veya günah olarak kabul edilir. Tuvalete gitmek veya banyo yapmak gibi gerektiğinde mahrem yerlerin açığa çıkarılması belirli bir dizi kurala tabidir. Tam olarak hangi vücut bölümlerinin örtülmesi gerektiği, farklı İslami düşünce okulları arasında farklılık gösterir.

İslami giyim, İslam'ın öğretilerine uygun olarak yorumlanan giysilerdir. Müslümanlar, yalnızca dini düşüncelerden değil, aynı zamanda pratik, kültürel, sosyal ve politik faktörlerden de etkilenen çok çeşitli giysiler giyerler.
Himâr - Müslüman kadınların başını ve göğsünün önünü örttüğü, ancak yüzünü örtmediği bir eşarp. Bazen sadece bir eşarp değil, genel olarak herhangi bir örtü anlamına gelebilir

Melek Hifni Nasif ya da Bâhisetu'l-Bâdiye, 20. yüzyılın başlarında Mısırlı kadınların ilerlemesine ilişkin entelektüel ve politik söyleme büyük katkıda bulunan Mısırlı feminist yazardır.

Müslüman kadınların yüzyıllardır tevazu amacıyla giydiği geleneksel örtü olan tesettür, İran'da son dönemde tartışmalara konu oluyor. 1920'lerde birkaç kadın örtüsüz görünmeye başladı. Rıza Şah döneminde örtünmeden caydırılmaya çalışıldı ve 1936'da beş yıl süreyle yasaklandı. Rıza Şah'ın halefi Muhammed Rıza Pehlevi döneminde başörtüsü "geriye dönük" olarak görülüyordu ve üst ve orta sınıf insanlar tarafından nadiren giyiliyordu. Sonuç olarak, 1970'li yıllarda Şah'a karşı muhalefetin sembolü haline geldi ve daha önce başörtüsüz olan kadınlar tarafından giyildi.

8 Ocak 1936'da İran Şahı Rıza Şah, Keşf-i hicab olarak bilinen ve tüm İslami örtüleri yasaklayan bir ferman yayınladı; bu ferman hızla ve güçlü bir şekilde uygulandı. Hükûmet ayrıca birçok geleneksel erkek giyim türünü de yasakladı.