İçeriğe atla

Paul Ekman

Paul Ekman
Paul Ekman
Doğum15 Şubat 1934(1934-02-15)
Washington, DC
MeslekPsikolog
MilliyetAmerika
Dönem20-21. yy
TürAraştırma-psikoloji
KonuPsikanaliz
Resmî site

Paul Ekman (d. 15 Şubat 1934), insan duyguları ve bunların yüz ifadeleri (mimikler) üstündeki etkileriyle ilgili yaptığı çalışmalarıyla öncü olan bir psikologdur.

Ekman'ın araştırmasının temeli insan davranışlarının ve durumlarının zaman içerisindeki gelişiminin araştırılmasına dayanmaktadır.

2009 Yılının en çarpıcı televizyon şovlarından Fox Life ve Dizimax kanallarında gösterilmekte olan Lie to Me (Bana Yalan Söyle) adlı dizide aktör Tim Roth tarafından canlandırılan Cal Lightman adlı karakter, genel hatlarıyla Paul Ekman'ın hayatı ve çalışmalarından esinlenerek yaratılmıştır.

Biyografisi

Paul Ekman 1934'te bir çocuk doktorunun oğlu olarak Washington, DC'de Dünya'ya geldi. Çocukluğu, New Jersey, Oregon ve California arasında geçmiştir.

Lisans eğitimini Chicago ve New York üniversitelerinde tamamlamıştır. Doktorasını ise 1958'de Langley Porter Nöropsikiyatri Enstitüsünde bir yıl staj yaptıktan sonra Adelphi Üniversitesi'nden almıştır.

Kendisine 1971'de Ulusal Akıl Sağlığı Enstitüsü (UASE) tarafından (National Institute of Mental Health (NIMH)) Araştırmacı Bilim İnsanı ödülü verilmiştir. Bu nişanı daha sonra 1976, 1981, 1987, 1991 ve 1997'de tekrar tekrar almıştır. 40 yılı aşkın bir süre UASE, Ekman'ın çalışmalarını burslar, ödüller ve maddi kaynak sağlamak gibi çeşitli şekillerde desteklemiştir.

2001'de Ekman John Cleese ile birlikte BBC için The Human Face (İnsan Yüzü) belgeselini hazırlamışlardır.

2004'te California Üniversitesi Psikiyatri Departmanında profesör olarak emekli oldu. 1960 - 2004 arasında Langley Porter Psikiyatri Enstitüsünde görev yaptı.

11 Mayıs 2009 tarihli Time dergisinde en çok iz bırakan 100 insan arasında adı anılmıştır.

Çalışmaları

Ekman'ın, yüz ifadeleri (mimikler) konusundaki çalışmalarının esin kaynağı, psikolog Silvan Solomon Tomkins'in (1911 – 1991) aynı konu üstünde yaptığı çalışmaları olmuştur. Ekman, Margaret Mead gibi bazı antropologların iddialarının aksine yüz ifadelerinin kültürel kökenli olmadığını, aksine tüm yüz ifadeleri ve mimiklerin evrensel olduğunu ortaya çıkarmıştır.

Üstelik bu durumun sadece insanlarda değil, insanlarla aynı evrimsel köklere sahip tüm canlılarda (ör. primatlar) aynı şekilde olduğunu göstermiştir. İlk aşamada gözlemlenen en temel evrensel yüz ifadeleri (mimikler) şöyle olmuştur; kızgınlık (sinirlenme), iğrenme (tiksinme), korku, zevk, üzüntü ve şaşırma olmuştur. Bunların dışında, aşağılama (hor görme) ifadesi diğerlerine göre daha zayıf belirginliğe sahip olmasına rağmen evrensel kabul edilen bir başka ifade olarak tespit edilmiştir.

Dr. Maureen O'Sullivan ile birlikte yürüttükleri daha önceleri Diojen Projesi olarak adlandırdıkları Büyücüler Projesi (İng.Wizards Project) adlı çalışma sırasında Ekman, insan yüzünde, eğitilmemiş veya doğuştan yeteneğe sahip olmayan kişilerin göremediği mikro ifadeler (yüz ifadeleri) (İng.Microexpressions) bulunduğunu ve bunların gözlemlenmesi sayesinde yalan tespiti çalışmalarına yeni bir bakış açısı getirilebileceğini savunmuştur.

İleriki safhalarda, tüm sınıf ve mesleklerden oluşan 15.000 denekle yürütmüş olduğu testlerin sonucunda, aralarından sadece 50 kişi tamamen eğitimsiz olarak tam başarılı yalan tespiti yapabildikleri görülmüştür. Bu doğal yetenekli bireylere Doğruluk Büyücüleri (Truth Wizards) denilmiştir.

Bununla birlikte, Yüz Hareketleri Tanımlama Sistemi (YHTS) (Facial Action Coding System (FACS)) adını verdiği bir sınıflandırma sistemi geliştirmiştir. Bu sistemin amacı insan yüzüyle oluşturulabilecek tüm ifadelerin belli kodlar vererek sınıflandırmaktır.

Ayrıca Ekman, sözel olmayan iletişim paternleri üstüne çok miktarda araştırma yapmış ve yayımlamıştır. Özellikle yalan tespiti konusunda yapmış olduğu çalışmalar sadece yüzle sınırlı kalmamış, vücudun geri kalanını da kapsamıştır.

Bütün fiziksel ve sözel olmayan belirteçlerin dışında, sözel belirteçlerin de yalan tespiti konusunda nasıl yorumlanacağı üzerinde de çalışmıştır. Monika Lewinsky skandalıyla ilgili röportajında, eğer Bill Clinton'u ben sorgulasaydım yalanını hemen yakalardım demiştir, bunu da Bill Clinton'un Monika Lewinsky'den bahsederken kendinden uzaklaştırıcı lisan kullanmasını tespit ederek desteklemiştir.

Ekman'ın çalışmaları, sosyal olarak, yalanın nasıl ve neden söylendiği ve insanların yalan yakalamak konusundaki ilgisizliği konularının incelenmesine büyük katkı sağlamıştır. Katkıları arasında altürizm (diğergamlık), şefkat ve barışçıl insan ilişkilerinin kökenleri hakkında yaptığı bilimsel araştırmalar da vardır.

Şu anda Paul Ekman, tüm bu çalışmalarına ek olarak görsel bilişim araştırmacısı Dimitris Metaksas ile birlikte görsel yalan tespit cihazı üstünde de çalışmaktadır.

Çalışmalar sırasında kültürler arası araştırmaların temellendirilebilmesi için dış kirlenmeye çok az maruz kalmış izole bir kültüre sahip olan Papua Yeni Gine yerlilerinden referans alınmıştır. Bu çalışmanın sonucunda tüm insan halklarında, her bireyde aynı olan temel yüz ifadeleri, mikro mimikler şöyle bir listede sıralanmıştır:

Fakat 90'lı yıllara gelindiğinde araştırmalarını sürdüren Ekman bu mikro ifade listesini genişletmiştir:

FACS ve F.A.C.E Eğitimleri

Paul Ekman insan yüzünün incelenmesi ve yüz ifadelerinin anlamlandırılmasının öğretilmesi için 2 çalışma programı geliştirmiştir. Bu programlar; FACS - Facial Action Coding System ve F.A.C.E - Facial Expression.Awareness.Compassion.Emotions'dır.

FACS eğitimi insan yüzü tarafından yapılabilecek tüm hareket varyasyonlarının tek tek AU0'lara (hareket birimleri; İng. AU - Action Unit) ayrılması ve kodlanması amacıyla yapılan bir çalışmadır. FACS eğitimi, 1978 yılından beri bireylerin kendi kendilerini eğitebilecekleri bir kullanım kılavuzu şeklinde meraklılara ve eğitim göreceklere sunulmaktadır. Şu anda CD temelli bir el kitabı olarak temin edilebilmektedir.

F.A.C.E eğitimi ise insan yüzündeki hareket kombinasyonlarından duyguların ve hislerin yakalanması için yapılan bir çalışmadır. Bu eğitim iki ayrı eğitim aracı vasıtasıyla verilmektedir.

Bu araçlar; Mikro ifade eğitim aracı METT (Micro-expression Training Tool) ve gizli ifade eğitim aracı SETT (Subtle-expression Training Tool)'dır.

Eğitimlerin ve araçların tamamı bireylerin kendi kendilerini eğitebilecekleri şekilde dizayn edilmiştir ve Paul Ekman'ın şirketinin internet sayfası üzerinden meraklılara belli ücretler karşılığında tedarik edilmektedirler.

Şu anda dünyada yaygın olarak Paul Ekman International tarafından ESaC (Emotional Skills and Competencies - Duygusal Beceriler ve Yetkinlikler) ve ETaC (Evaluating Truthfulness and Credibility - Gerçekliği ve Güvenilirliği Değerlendirmek) adlı eğitimler verilmektedir. Türkiye'de Paul Ekman International eğitimlerinin yetkili temsilcisi Sola Unitas Akademi 23 Ocak 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. dir.

Aldığı Ödüller

  • 1983 - Fakülte Araştırma Lektörü, California Üniversitesi, San Francisco
  • 1991 - Üstün Bilimsel Katkı Ödülü - Temel araştırmalarda Amerikan Psikoloji Birliği'nin en büyük ödülü.
  • 1994 - Beşeri Çalışmalar Onursal Doktoru, Chicago Üniversitesi
  • 1998 - William James Emsal Ödülü, Amerikan Psikoloji Derneği
  • 2001 - Amerikan Psikoloji Derneği tarafından 20. yüz yılın en iz bırakan psikologlarından biri olarak belirlendi.
  • 2008 - Beşeri Çalışmalar Onursal Doktoru, Adelphi Üniversitesi
  • 2009 - TIME Dergisi 2009'un en iz bırakan 100 insanı arasında seçildi.

Eserleri

Ayrıca bakınız

İngilizce Wikipedia'dan konuyla alakalı bazı başlıklar

Dış bağlantılar

Wikimedia Commons'ta Paul Ekman ile ilgili çoklu ortam belgeleri bulunur.

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Kaş</span>

Kaşlar, alın kemiğinin göz çukurunu sınırlayan tümsekleri üzerinde bulunan özelleşmiş kıllardır. Kaşlarda yer alan kıllar kalın ve kısadır ve burnun üst noktasından dışa doğru kavis çizerler. Kaşlar ayrıca kadınlarda, erkeklere nazaran daha dar bir şerit halinde bulunur. Kaş kıllarının uzunluğu 6 ile 10 mm arasında değişirken, kalınlıkları kadınlarda 50 mikron, erkeklerde 90 mikron olmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Tebessüm</span>

Tebessüm ya da gülümseme, fizyolojide özellikle ağzın iki kenarındaki ve gözlerin çevresindeki kasların hareketiyle oluşan bir yüz ifadesidir. Gülümseyen bir simaya veya sık sık gülümseyen bir kişiye mütebessim veya güleç denir. Bazı insanlarda tebessüm esnasında yanakta avurdun üzerinde küçük bir çukur hâlinde beliren iki gamze meydana gelir. Bu gamzeler, o insana ayrı bir güzellik katar. Çizgi şeklinde belirense gamze değil, avurt çizgisidir.

Manipülasyon, başkalarını kendi yararı için kullanmak, kontrol etmek veya başka bir şekilde etkilemek için tasarlanmış davranış.

<span class="mw-page-title-main">Merak</span>

Merak, insanlarda ve diğer hayvanlarda görülen, keşif, araştırma ve öğrenme gibi meraklı düşünmeyle ilgili bir niteliktir.

Azalmış duygulanım, bazen duygusal küntlük, duygusal donukluk veya duygusal uyuşma olarak da bilinir, bireyde azalmış duygusal tepkenlik durumudur. Bu durum, özellikle normalde duygusal tepkiler uyandırması beklenen konular hakkında konuşurken, duyguların sözlü veya sözsüz olarak ifade edilememesi ile karakterize edilir. Bu durumdaki bireylerde, ifade edici jestler nadirdir ve yüz ifadesi veya ses tonlamasında çok az değişiklik vardır. Ayrıca, azalmış duygulanım otizm, şizofreni, depresyon, travma sonrası stres bozukluğu, depersonalizasyon-derealizasyon bozukluğu, şizoid kişilik bozukluğu veya beyin hasarının belirtileri olabilir. Ayrıca bazı ilaçların yan etkisi olarak da gözlenebilir.

<span class="mw-page-title-main">Burrhus Frederic Skinner</span>

Burrhus Frederic Skinner, Amerikalı ruhbilimci, yazar, mucit, sosyal reform savunucusu ve şairdir. Toplum felsefesi ile ilgilenmiştir. 1958 yılından emekli olduğu 1974 yılına kadar Harvard Üniversitesi'nde psikoloji profesörü olarak görev yapmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Yüz ifadeleri</span>

Mikro ifadeler insanların, yaşadıkları bir hissi veya düşünceyi bastırmak veya gizlemek isterken yaptıkları ani ve istem dışı yüz hareketleridir. Genellikle bir kazanım veya yitirim söz konusu olan gergin durumlarda ortaya çıkarlar. Normal yüz ifadeleri gibi taklit edilmeleri ve gizlenmeleri neredeyse imkânsızdır fakat çok kısa sürede olup bittikleri veya bir başka yüz ifadesinin altında anlık olarak ortaya çıktıkları için gözleri eğitilmemiş veya doğal yeteneği olmayan kişilerin dahi bunları yakalaması zordur. Mikro ifadeler temelde 6 evrensel hissi dışa vururlar: iğrenme, kızgınlık, korku, üzüntü, mutluluk, şaşkınlık. Bir mikro-ifade saniyenin 1/15'i ile 1/25'i arasındaki hızlarda gerçekleşirler.

Lie to Me, 21 Ocak 2009 tarihinde Fox Broadcasting Company'de gösterilmeye başlanan ABD televizyon dizisi. Dizide Dr. Cal Lightman ve meslektaşları, beden dili ve mikro ifadeler aracılığıyla yerel veya federal soruşturmaları desteklemektedirler.

Görsel algı çevredeki objelerin görülebilir spektruma yansıttığı ışığı kullanarak çevreyi yorumlayabilme yeteneğidir. Bu, etrafı ne kadar net görmeyi ifade eden görsel keskinlikten farklıdır. Bir kişi 20/20 vizyonu olsa bile görsel algısal işleme ile ilgili problemler yaşayabilir.

<span class="mw-page-title-main">Brigitte Kieffer</span>

Brigitte Kieffer, opioid reseptörleri üzerine çalışmalarıyla tanınan Fransız moleküler sinirbilimci. Uzmanlık alanları arasında moleküler psikiyatri, bağımlılık, ruh hali bozuklukları, acı ve gelişim bozuklukları yer alır. Kieffer, opioid reseptörleri konusundaki araştırmalarıyla acı, akıl hastalıkları ve uyuşturucu bağımlılığının altında yatan beyin mekanizmaları üzerine yeni bulgular elde etti. 300'den fazla kişilik ekibiyle araştırma yapmaya devam etmektedir. Araştırmaları, morfin ve eroin gibi maddelerin ağrı kesici ve bağımlılık yapıcı özelliklerinin nasıl oluştuğunu göstermiştir.

Psikofizyoloji psikolojinin psikolojik süreçlerin fizyolojik temelleri ile ilgilenen dalıdır. Psikofizyoloji 1960'larda ve 1970'lerde genel bir araştırma alanı iken, şimdi oldukça özelleşmiş ve sosyal psikofizyoloji, kardiyovasküler psikofizyoloji, bilişsel psikofizyoloji ve bilişsel sinirbilim gibi alt uzmanlıklara dallanmıştır.

Kültürlerarası psikoloji, değişkenlik ve değişmezlik de dahil olmak üzere, farklı kültürel koşullar altında insan davranışlarının ve zihinsel süreçlerin bilimsel bir çalışmasıdır. Davranış, dil ve anlamdaki kültürel farklılığı tanımak için araştırma yöntemlerini genişleterek psikolojiyi genişletmeyi ve geliştirmeyi amaçlar. Akademik bir disiplin olarak psikoloji büyük ölçüde Kuzey Amerika ve Avrupa'da geliştiği için, bazı psikologlar, evrensel olarak kabul edilen yapıların, daha önce varsayıldığı kadar değişmez olmadığı konusunda endişe duymuşlardır, özellikle de diğer kültürlerde dikkate değer deneyleri çoğaltma girişimlerinin değişen başarıları vardır. Etki, biliş, benlik kavramları ve psikopatoloji, anksiyete ve depresyon gibi ana temaları ele alan teorilerin, diğer kültürel bağlamlara "dışa aktarıldığında" dış geçerliliğe sahip olup olamayacağı, kültürel psikoloji, kültürel farklılıkları hesaba katmak için kültürel farklılıkları hesaba katmak için tasarlanmış yöntemleri kullanarak bunları yeniden inceler. Her ne kadar bazı eleştirmenler kültürlerarası psikolojik araştırmalardaki metodolojik kusurlara işaret etseler ve kullanılan teorik ve metodolojik temellerdeki ciddi eksikliklerin psikolojideki evrensel ilkeleri araştırmaya engell olduğunu iddia etseler de, kültürler arası psikologlar, fizik veya kimya gibi evrenselleri aramaktan ziyade farklılıkların (varyans) nasıl ortaya çıktığını araştırmaya yönelmektedirler.

Psikolojide konfabulasyon, kişinin kendisi ya da dünya hakkında uydurma, çarpık veya yanlış yorumlanmış anılar üretmesi olarak tanımlanan bir bellek hatasıdır. Konfabulasyon sergileyen insanlar, “ince değişikliklerden tuhaf uydurmalara” kadar, geniş bir ölçekte çeşitlenen yanlış anılar sunarlar ve çelişkili olduklarına ilişkin kanıtlara rağmen genellikle hatırladıkları anılardan çok emindirler.

<span class="mw-page-title-main">Prosopagnozi</span> kişinin insan yüzlerini ayırt etmekte zorlandığı bilişsel bozukluk

Prosopagnozi veya yüz körlüğü, insanın kendi yüzü dahil olmak üzere çevresindeki insanların yüzlerini ayırt etmekte zorlandığı yüz algısıyla ilgili bir bilişsel bozukluktur. Bundan bağımsız olarak kişinin entelektüel işlevsellik ve görsel işleme yeteneği gibi diğer yönleri bozulmadan kalır. Terim başlangıçta akut beyin hasarını takip eden bir durumu tanımlamak için kullanılsa da, bozukluğun yaygınlık oranı %2.5 olan konjenital veya gelişimsel bir formu da vardır. Prosopagnozi ile ilişkili spesifik beyin alanı genellikle insanların diğer insanların yüzlerini benzer karmaşıklığa sahip cansız nesnelerden ayırt etmesini sağlayan fusiform girustur. Fusiform girusun işlevselliği çoğu insanın yüzleri kompleks cansız objelere göre daha detaylı olarak tanımasına izin vermesidir. Prosopagnoziye sahip kişiler için yüz tanımak için kullanılan yeni method daha az hassas olan obje-tanıma sistemine dayanır. Tanıdık yüzleri tanımada sağ yarımküre fusiform girus, sola göre daha önemli yer tutmaktadır. Fusiform girusun sadece insan yüzlerinin tanınması için spesifik olup olmadığı ise belirsizliğini korumaktadır.

Yapılandırılmış duygu teorisi, duygu deneyimini ve algısını açıklayan bilimsel bir teoridir. Bu teori, Lisa Feldman Barrett tarafından, onlarca yıldır duygu araştırmacılarını şaşkına çevirdiğini iddia ettiği "duygu paradoksu" olarak adlandırdığı sorunu çözmek için önerildi ve şöyle açıkladı: İnsanlar günlük yaşamda canlı ve yoğun duygu deneyimlerine sahiptir: başkalarında "öfke", "üzüntü", "mutluluk" gibi duyguları gördüklerini ve kendi kendilerine "öfke", "üzüntü" yaşadıklarını bildirirler. Bununla birlikte, psikofizyolojik ve nörobilimsel kanıtlar, bu tür ayrı deneyim kategorilerinin varlığı için tutarlı bir destek sağlayamadı. Bunun yerine, deneysel kanıtlar, beyinde ve vücutta var olanın etkilendiğini ve duyguların, birbiri ardına çalışan birden çok beyin ağı tarafından inşa edildiğini öne sürüyor.

<span class="mw-page-title-main">Lisa Feldman Barrett</span> Amerikan psikoloji bilimcisi ve nörobilimci

Lisa Feldman Barrett (1963) Northeastern Üniversitesi'nde Psikoloji alanında kıdemli profesördür. Afektif bilim üzerine çalışmaktadır. Interdisciplinary Affective Science Laboratory'nin direktörlüğünü yapmaktadır. James Russell ile birlikte, Emotion Review dergisinin kurucu baş editörüdür. Beynin duyguları nasıl ürettiğini araştırmak üzere, Sinirbilim alanında Guggenheim Bursu'nu ve NIH Ödülü'nü kazanmıştır.

Duygular tarihi, insan duygularıyla, özellikle de duyguların deneyimlenmesi ve ifade edilmesinde kültürler ve tarihsel dönemler arasındaki farklılıklarla ilgili bir tarihsel araştırma alanıdır. Lucien Febvre'in 1941 tarihli bir makalesi alanın öncü çalışması kabul edilir. Ancak duygular tarihinin asıl gelişimi 2000'li yıllarda yaşanmıştır.

Beden dili veya vücut dili, bir sözsüz iletişim biçimidir. Beden dili insanın bedeni vasıtasıyla hislerini, fikirlerini karşı tarafa doğru ve anlaşılır bir şekilde iletmesidir.

James Samuel Coleman, Chicago Üniversitesinde çalışmış Amerikalı bir sosyolog, teorisyen ve ampirik araştırmacıdır.

<span class="mw-page-title-main">Kaş çatmak</span>

Kaş çatma, kaşların bir araya getirildiği ve alnın kırıştığı, genellikle hoşnutsuzluk, üzüntü veya endişeyi simgeleyen ama aynı zamanda kafa karışıklığını veya konsantrasyonu da belirten bir yüz ifadesidir. Kaş çatmanın görünümleri kültüre göre değişir. Kuzey Amerika'da alternatif bir kullanımın ağız ifadeleri ile simgelendiği düşünülmektedir.