İçeriğe atla

Pasifizm

Pasifizm ile de sıkça ilişkilendirilen bir barış işareti.
Dünya Barış Duası Günü (2011), Assisi, İtalya

Pasifizm, uyuşmazlıkların çözümü ya da çıkar sağlama aracı olarak savaşa ve şiddete karşı olmak demektir. Pasifizm, uluslararası uyuşmazlıklara barışçıl yollarla çözüm bulunabileceği ve bulunması gerektiği inancından; askeri ve savaş kurumlarının ortadan kaldırılmasına yönelik çağrılara; toplumun herhangi bir şekilde devlet gücü aracılığıyla örgütlenmesine karşı olmaya (anarşist ya da liberteryen pasifizm); politik, ekonomik ya da toplumsal amaçlara ulaşmak için fiziksel şiddet kullanılmasının reddedilmesine; barış davasını savunmak için mutlaka gerekli durumlar dışında güç kullanılmasının mahkûm edilmesine (pasifisizm); kendini ve başkalarını savunmak dahil, her türlü koşul altında şiddete karşı olmaya dek uzanan, geniş bir düşünce yelpazesini kapsar.

Pasifizmin dayanağı ahlaki ilkeler (deontolojik bir görüş) ya da pragmatizm (nedensel bir görüş) olabilir. İlkesel pasifizm, savaş ile bireyler arası fiziksel şiddet arasındaki yelpazenin bir noktasında şiddetin ahlaken yanlış hale geldiğini ileri sürer. Pragmatik pasifizm, savaşın ve bireyler arası şiddetin bedellerinin çok fazla olması nedeniyle uyuşmazlıkların çözümü için daha iyi yollar bulunması gerektiğini ileri sürer. Genel olarak pasifistler, Haklı Savaş teorilerini reddederler.

Pasifistler şiddetsizlik ilkelerini izleyip, şiddetsiz eylemin ahlaki olarak üstünlüğe sahip olduğuna ve/ya da pragmatik olarak en etkili yol olduğuna inanırlar. Ancak, bazı pasifistler, kendi ya da başkaları için acil savunma adına fiziksel şiddet kullanımını desteklerler. Diğerleri, böylesi acil durumlarda ya da askerlik şubelerinin önüne temsili kan olarak kırmızı boya dökmek ya da hava üslerine girip askeri uçaklara çekiç vurmak gibi sembolik eylemlerde bulunmak için mülke zarar verilmesini desteklerler. Ancak, tutuklanmayı kabullenip mahkemede yargılanmayı savaşa ve şiddetin diğer biçimlerine karşı muhalefetin tanıtımı için kullanarak kendi hareketlerinin sorumluluğunu üstlenmek, pasifist inanç sisteminin bir parçasını oluşturur.

Güvercin ya da barış güvercini, gayri resmi olarak, özellikle politika alanında, savaştan kaçınılmasını ya da savaşın son çare olarak düşünülmesini tercih eden kişiler için kullanılan terimlerdir. Bu terimler, güvercinin barış ve kurtuluş umudunu simgelediği Nuh'un Gemisi öyküsünden kaynaklanmaktadır. Benzer şekilde, genel deyişte, güvercinin karşıtı olarak şahin ya da savaş şahini terimleri kullanılır.

İlk tarih

Vasili Vereşçagin'in Savaşın Yüceltilmesi (1871) adlı tablosu pasifizmin ilk sanatsal betimlemelerinden biri olarak sayılagelmiştir.

Pasifizm savunusu tarihte ve edebiyatta çok eski zamanlardan beri görülebilir. Mahavira (MÖ 599–527) tarafından kurulan Jainizmin merkezinde insan hayatına ve diğer tüm hayat biçimlerine saygı yer alır. Bu doktrin insan hayatına aydınlanmaya ulaşmak için eşsiz bir fırsat olarak değer verir ve ne suç işlemiş olursa olsun herhangi bir kişinin öldürülmesini akıl almaz bir iğrençlik sayar.

Ancak, Antik Yunanistan'da bireyler arasında şiddete karşı genel bir ahlak kuralı dışında bir pasifizmin mevcut olmadığı görülür. Devletler arasında şiddeti ya da şiddetin tüm biçimlerini reddeden hiçbir felsefi program olmadığı görülür. Aristofanes tarafından MÖ 431–404 yıllarındaki Peloponez Savaşı sırasında Atinalı kadınların savaşa karşı seks grevi yaptıkları şeklinde bir senaryo yaratılan Lisistrata adlı tiyatro oyunu savaş karşıtı bir mesajı olmasından dolayı uluslararası ün kazanmıştır. Bununla birlikte, bu oyun hem kurmaca hem komedidir ve savaşın yıkıcılığına pragmatik bir karşı çıkışta bulunmasına rağmen, mesajının şiddete ya da savaşa karşı felsefi bir konum almaktan çok (o sıralarda yirminci yılında olan) mevcut çatışmadan usanmış olmaktan kaynaklandığı görülür. Aynı şekilde, Taşözlü Hegetorides'in şiddetsiz protestosu da bir kurmacadır.

Tarih boyunca Nazaretli İsa birçok kişi tarafından Dağdaki Vaazına dayanarak pasifist[1] olarak düşünülmüştür (bkz. Hristiyan pasifizmi). Bu vaazda İsa "kötüye karşı direnmemek" gerektiğini belirterek öteki yanağını çevirmek felsefesini savunmuştur. "Sağ yanağınıza bir tokat atana öbür yanağınızı da çevirin; ve size karşı davacı olup mintanınızı almak isteyene abanızı da verin... Düşmanlarınızı sevin, sizden nefret edenlere iyilik yapın, size lanet edenler için iyilik dileyin, size hakaret edenler için dua edin." öğütlerinde bulunmuştur.[2][3][4] Yeni Ahit'te İsa'nın bu sözleri telkin etmesinin yanı sıra, kendisini öldürmeye niyetli düşmana öylece teslim olup kendisini izleyenlerin onu savunmalarına karşı çıktığı anlatılır.

Ancak, İsa'nın pasifist olduğunu reddeden,[1] onun asla savaşmamalısınız demediğini söyleyen[4] ve Yeni Ahit'ten bütünüyle pasifist bir İsa ile tezat oluşturan örnekler verenler de bulunur. Böylesi bir olayda, öfkeli İsa, düzenbaz pazarcıları tapınaktan kırbaçla dışarı atar,[4] ancak İsa'nın kırbacı insanlara karşı kullandığına gösteren ilahiyat verileri bulunmamaktadır. Luka 22:36 sık alıntılanan bir pasajdır: “O da onlara, ‘Şimdi ise kesesi olan da, torbası olan da yanına alsın. Kılıcı olmayan, abasını satıp bir kılıç alsın.’ dedi.” Başkaları ise Yeni Ahit'teki pasifizmle uyuşmayan ifadeleri mecazi anlamda yorumlayıp İsa'nın hiçbir zaman kan dökmediğini ve başkalarını kan dökmeye çağırmadığını belirtirler.[1]

İlk Hristiyan kilisesi İsa'nın pasifist öğretilerini oldukça harfi harfine uyguladı.[5] Ancak, Roma imparatoru I. Konstantin ile başlayarak kilise, iktidar ve otorite konumları kazanmak dahil, toplumun diğer kesimleriyle bütünleşmeye başladı. Hristiyanlar kötülük ve haksızlıkla karşılaşıldığında iktidar gücünü kullanabilecek duruma geldiği zaman, pasifizmin katı bir şekilde uygulanılmasının pratik olmadığı ve hatta sorumsuzluk olduğu düşünülmeye başladı. Augustin gibi ilk kilise liderleri ve daha sonra Thomas Aquinas tarafından, saldırı ve haksızlıklara karşı masum hayatların korunması için son çare olarak silah kullanımı haklı sayıldı ki buna günümüzde genellikle Haklı Savaş Teorisi adı verilir.

Modern Tarih

"Yönetici Yurttaşlar Savaş ister ve Savaş ilan eder; Yönetilen Yurttaşlar Savaşırlar" 1910 yılı karikatürü
Savaştan sonra bir madalya ve belki de bir iş: Karikatürde bağırsağını peşinden sürükleyerek kollarıyla sürünen I. Dünya Savaşı gazisi, koltukta oturan ve kendisinin yaptığı askerî hizmet için bir madalya vermek üzere eğilen şişman bir kapitaliste yaklaşıyor (John Sloan, 1914)

Tarihi barış kiliseleri, “Dostlar Toplumu” (Quakerlar), Amiş toplumu, Mennonistler ve “Church of the Brethren" yüzyıllardır pasifisttir. ABD'nin Pensilvanya eyaletinde sömürge döneminde Quakerların denetiminde pasifist, anti-militarist bir kamu politikası uygulanmıştır. Bu sömürge vilayeti 1681 ile 1756 yılları arasında 75 yıl boyunca esas olarak silahsız olup, bu dönem içerisinde neredeyse hiç savaş yapmamıştır.

Batıda 19. yüzyılda savaş karşıtı duygular güçlüydü. Bu yüzyılda birçok sosyalist gruplar ve hareketler anti-militarist olup, savaşın asla ön saflarda acı çekmeyen politik ve ekonomik güç sahiplerinin buyruklarıyla kendilerine hiçbir yararı olmayan savaşlarda savaşmak ve ölmek zorunda kalan işçi sınıfı üzerinde devletin uyguladığı bir tür zorlama olduğunu ileri sürüyorlardı. Fransız sosyalist lider Jean Jaurès'in 31 Temmuz 1914 tarihinde öldürülmesinin ardından İkinci Enternasyonal'in şovenizm ve militarizme kayması ve I. Dünya Savaşına karşı koymayı başaramaması sosyalist hareketin en büyük başarısızlıklarından biri olarak görülür.

Tolstoy, pasifizmin bir başka ateşli savunucusuydu. Son çalışmalarından biri olan Tanrı'nın Hükümdarlığı Kendi İçimizdedir'de Tolstoy pasifizmin ayrıntılı bir tarihini, muhasebesini ve savunmasını sunar. Bu kitabın Mohandas K. Gandi (1869–1948) üzerinde daha ilk başlarda büyük etkisi oldu ve ikisi Gandi'nin Güney Afrika'da aktif olduğu sıralarda düzenli olarak mektuplaştılar.

19. yüzyılın ikinci yarısında Britanyalılar Aotearoa/Yeni Zelanda'da Māori'lerden toprak almak için savaş dahil birçok taktikler denediler. Bir defasında bir Māori lideri savaşçılar arasında o kadar büyük bir ilham gücüne sahipti ki onları silahlarını kullanmaksızın haklarını savunmaya ikna edebildi; önceki yıllarda benzer savaşçıların karşı kuvvetleri yendiği koşullarda Te Whiti-o-Rongomai 2000 kişiyi savaşlarda bilenmiş askerleri köylerine kabul etmeye ve hatta onlara yiyecek ve içecek ikram etmeye ikna etti. Bu aynı, barışçı lider kendisinin ve halkının tutuklanmasına karşı direniş göstermedi.

Gandi, Hindistan'ın ve Hint bağımsızlık hareketinin büyük bir politik ve ruhani lideriydi. Onun öncülük ettiği Satyagraha hareketi, Ahimsa (mutlak şiddetsizlik) ilkelerini güçlü bir şekilde temel alan kitlesel sivil itaatsizlik aracılığıyla tiranlığa karşı bir direniş olarak Hindistan'ın bağımsızlığa kavuşmasına yol açmanın yanı sıra, tüm dünya çapında temel hak ve özgürlükler uğrundaki hareketlere ilham verdi.

I. Dünya Savaşı ardından Batının büyük bölümünde savaşa büyük tepki duyuluyordu ve pasifist doktrinler birçok yeni taraftar kazandı. Ancak, pasifist yayınlar ve savaş karşıtı ideallerin açıkça savunulması Mussolini yönetimi altındaki İtalya, Sovyetler Birliği ve Hitler'in iktidara gelmesinden sonra Almanya gibi bazı ülkelerde yasaklanmıştı. Bu ülkelerde pasifizm korkaklık olarak kınanıyordu. II. Dünya Savaşı'nın başlamasıyla pasifist duygular azaldı. Bertrand Russell, Hitler'i yenilgiye uğratmak gerektiğini ve bunun savaşın olası kötülükler arasında en kötü seçenek olmadığı benzersiz bir durum oluşturduğunu iddia etti; bu konumunu ise göreceli pasifizm olarak tanımladı. I. Dünya Savaşına son veren ateşkesin ardından Britanyalıların savaştan çektiklerinin Almanya'ya teslim olunmasından daha fazla olduğunu iddia eden H. G. Wells 1941 yılında Hitler'e ve Nazizme karşı savaşmak için Britanya'nın Avrupa anakarasında büyük çaplı bir saldırıya geçmesini savundu.

II. Dünya Savaşı döneminde ender görülen bir pasifizm örneği olarak, Katolik İşçi Hareketi liderlerinden Dorothy Day genç Amerikalıları orduya katılmamaya çağırdı.

Pasifist duygular bir kuşak sonra 1960'larda tekrar yükseldi. Bunun önde gelen bir örneği olarak Baptist bir papaz olan Martin Luther King, Jr (1929 - 1968) Amerikan temel haklar hareketinin lideri sayılıyordu. 1960 yılında Thich Nhat Hanh ABD'ye Princeton Üniversitesi'nde karşılaştırmalı din okumak üzere gelip, daha sonra Columbia Üniversitesi'nde Budizm okutmanı olarak görevlendirilmişti. Thich Nhat Hanh 1965 yılında Martin Luther King'e “İnsanın Düşmanını Aramak” başlıklı bir mektup yazmıştı ve Thich Nhat Hanh ABD'de 1966 yılında bulunduğu sırada Martin Luther King ile görüşerek onu Vietnam Savaşını açıkça kınamaya çağırmıştı.[6] Dr. King 1967 yılında New York şehrindeki Riverside Kilisesinde ABD'nin Vietnam'a müdahalesini ilk kez açıkça sorguladığı ünlü konuşmasını yaptı.[7]

Kaynakça

  1. ^ a b c Weidhorn, Manfred (2004). "Pacifism Lost". International Journal of Humanities and Peace. 20 (1). ss. pp.13-18. 
  2. ^ "oremus Bible Browser : Matthew 5". 3 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Mart 2007. 
  3. ^ "oremus Bible Browser : Luke 6". 3 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Mart 2007. 
  4. ^ a b c Cleave, Joanne; Geddes, Gordon D.; Griffiths, Jane; (2004). GCSE Religious Studies for AQA Christianity: Christianity: Behaviour, Attitudes & Lifestyles. Oxford: Heinemann Educational Publisher, s. 75 ISBN 0-435-30714-2
  5. ^ "Just War Theology". 17 Nisan 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Mart 2007. 
  6. ^ "Searching for the Enemy of Man", in Nhat Nanh, Ho Huu Tuong, Tam Ich, Bui Giang, Pham Cong Thien. Dialogue. Saigon: La Boi, 1965. P. 11-20., archived on the African-American Involvement in the Vietnam War website [1] 27 Ekim 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  7. ^ "Beyond Vietnam", April 4, 1967, speech made by Dr. Martin Luther King, Jr. at the Riverside Church, NYC, archived on the African-American Involvement in the Vietnam War website [2] 20 Ağustos 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

1968 (MCMLXVIII) bir yıldır.

<span class="mw-page-title-main">Yeni Ahit</span> Kitâb-ı Mukaddesin ikinci kısmı

Yeni Ahit veya Yeni Antlaşma, Kitab-ı Mukaddes'in Eski Ahit'in ardından gelen ve Grekçe kaleme alınmış olan ikinci kısmına Hristiyanların verdiği isimdir. İnançlı Yahudilerce "Yeni Ahit" kabul edilmez. Hristiyanlarca kutsal kabul edilen 27 kitapçıktan oluşan bir kitap bütünüdür.

<span class="mw-page-title-main">Mahatma Gandi</span> Hint bağımsızlık aktivisti (1869–1948)

Mohandas Karamçand Gandi, Hindistan'ın ve Hindistan Bağımsızlık Hareketi'nin siyasi ve ruhani lideri. Görüşleri Gandizm olarak anılır. Kötülüğe karşı aktif ama şiddetsiz direniş ve gerçek ile ilgili olan Satyagraha felsefesinin öncüsüdür. Bu felsefe Hindistan'ı bağımsızlığına kavuşturmuş ve dünya üzerinde vatandaşlık hakları ve özgürlük savunucularına ilham kaynağı olmuştur. Gandi, Hindistan'da ve dünyada, Tagore tarafından verilen ve yüce ruh anlamına gelen Mahatma ve baba anlamına gelen bapu adlarıyla anılır. Hindistan'da resmî olarak "Ulusun Babası" ilan edilmiştir ve doğum günü olan 2 Ekim Gandhi Jayanti adıyla ulusal tatil olarak kutlanır. 15 Haziran 2007'de Birleşmiş Milletler Genel Kurulu oybirliği ile 2 Ekim gününü "Dünya Şiddetsizlik Günü" olarak ilan etmiştir. Gandi, hakkında en fazla eser yazılan kişiler listesinde 8. sırada yer almıştır.

<span class="mw-page-title-main">Martin Luther</span> Protestanlık reformunu başlatan Alman rahip, teolog, üniversite profesörü ve yazar (1483–1546)

Martin Luther, Alman keşiş, teolog, üniversite profesörü, Protestanlığın babası ve Lüterciliği yaratan, geliştiren ve yayan kişi. Almanya'da baskılara rağmen Kutsal Kitap'ın Latinceden Almancaya tercüme edilmesinde rol oynamıştır.

<span class="mw-page-title-main">Martin Luther King Jr.</span> Afrikalı-Amerikalı Baptist pastör ve Amerikan yurttaş hakları hareketi önderi

Martin Luther King Jr. veya doğum adıyla Michael King Jr., 1955'ten 1968'deki suikastına kadar sivil haklar hareketinin en önde gelen liderlerinden biri olan Amerikalı Baptist papaz, aktivist ve siyaset filozofuydu. Siyahi bir kilise lideri ve ilk sivil haklar aktivisti olan papaz Martin Luther King Sr.'ın oğlu olan King, Jim Crow yasalarına ve diğer yasallaştırılmış ayrımcılık biçimlerine karşı şiddet içermeyen direniş ve şiddet içermeyen sivil itaatsizlik yöntemlerini kullanarak Amerika Birleşik Devletleri'ndeki beyaz olmayan insanların sivil haklarını geliştirdi.

<span class="mw-page-title-main">Nelson Mandela</span> Güney Afrika Cumhuriyetinin ilk cumhurbaşkanı

Nelson Rolihlahla Mandela ya da kabile adıyla Madiba, Güney Afrikalı Anti Apartheid aktivist ve Güney Afrika Cumhuriyeti'nin ilk siyahî devlet başkanı. 1994'te ilk defa tüm halkın katıldığı seçimlerde devlet başkanı seçilmiştir. Yönetimi, Apartheid'ın mirasının dağılmasına, ırkçılığı engellemeye, fakirlik ve eşitsizliğe odaklanmıştır. Siyasi görüş olarak Demokratik Sosyalist olan Mandela, Afrika Ulusal Konseyi siyasi partisinde 1990'dan 1999'a kadar parti başkanlığı yapmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Lev Tolstoy</span> Rus yazar ve aktivist (1828–1910)

Lev Nikolayeviç Tolstoy, Rus yazar ve asker. Dünya tarihinin en iyi yazarlarından birisi olarak bilinmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Komintern</span> uluslararası kuruluş

Komintern 1919 Martında, savaş komünizmi döneminin (1918-1921) ortasında Vladimir Lenin ve Sovyetler Birliği Komünist Partisi tarafından kurulan, "silahlı kuvvetler de dahil tüm mümkün araçlarla uluslararası burjuvaziyi yıkmak ve devletin tamamen yok oluşu için bir geçiş aşaması demek olan Uluslararası Sovyet Cumhuriyetini yaratmak için" mücadele etme amacı güden uluslararası bir komünist örgüt.

Kökten dincilik, genellikle dinî esaslı aslî kaidelere geri dönme talebiyle kendini belli eden ve bu kaidelere katı bir biçimde bağlı olan, diğer görüşlere karşı toleranssız ve laiklik karşıtı dinî hareket veya bakış açısı. Kökten dincilik, genellikle dinî tabiattaki bir dizi kurala sıkı sıkıya bağlı, çağdaş, sosyal ve siyâsî yaşam ile ilgili üzerinde uzlaşılmış prensiplere karşı tepkisi olan inancı belirtir.

<span class="mw-page-title-main">Hippi</span> Yaşam tarzı, Karşı kültür oluşumu

Hippi yaşam tarzı, modern mutlak retçiliğin temellerini atan bir karşı kültür oluşumdur. Dünyanın, üzerindeki tüm bitki, hayvan ve insanlara ait olduğunu kabul eden apolitik bir görüştür. Kendilerine asla sınır koymayan, var olan tüm yetkilileri reddeden, komün hayatını savunan özgürlükçü bir harekettir. 1960'lı yıllarda dönemin komünist ve faşist yapılanmalarına karşı çıkan, özgürlüğün bireyin kendi içinde olduğunu savunan ancak uygulamaları ile anarşist düşünce tarzından ayrılan, düşünce biçiminin gerçek yaşama dönüştüğü bir yaşam tarzıdır.

<span class="mw-page-title-main">Keşiş</span> evlenmeyen inzivaya çekilmiş din adamı

Keşiş, Hristiyanlık'ta evlenmemiş, manastırda yaşayan rahip ve rahibe.

<span class="mw-page-title-main">Şiddetsizlik</span> Şiddetsizlik, bir amaca ulaşmak için fiziksel gücün uygulanmasından kaçınmaktır.

Şiddetsizlik, her koşulda kendine ve başkalarına zarar vermemeyi benimseyen bir kişisel uygulamadır. Bir sonuca ulaşmak için insanlara, hayvanlara ve/ya da çevreye zarar vermenin gereksiz olduğu inancından kaynaklanabileceği gibi, genel olarak şiddetten kaçınma felsefesine de dayanabilir. Ahlaki, dini ya da manevi ilkelere dayanabilir fakat bunun nedenleri tamamen programatik ya pragmatik olabilir.

<span class="mw-page-title-main">Thích Nhất Hạnh</span>

Thích Nhất Hạnh Vietnamlı bir Zen Budist rahip, öğretmen, yazar, şair ve barış aktivisti. Güney Fransa'da Dordogne bölgesinde Plum Village manastırında yaşamakta, çeşitli ülkelere giderek inzivalar ve konferanslar düzenlemektedir.

LGBT tarihi, ilk çağlardan günümüze kadar gelen çok eski bir uygarlık tarihine sahiptir. Lezbiyen, gey, biseksüel ve trangender bireylerin duygusal ve cinsel birlikteliğini ifade eder.

Ahimsa ("merhamet"), genel olarak şiddete başvurmama, saldırmama, zarar vermeme anlamına gelen kadim bir Hint şiddetsizlik ilkesi olup Hinduizm, Budizm ve Jainizm inanç sistemlerinde önemli bir erdemdir. Buna göre insanlar, başkalarıyla ve genel olarak dünya ile barış içinde yaşamalı, asla bir canlıya zarar vermemeli, onu yaralamamalı ya da öldürmemelidir. Ahimsa aynı zamanda, kötülüğe karşı zora baş vurmadan dayanma şeklindeki bir dinî ahlâk görüşünü de ifade eder.

<span class="mw-page-title-main">Savaş karşıtı örgütlerin listesi</span> Vikimedya liste maddesi

Savaşlara organize, kararlı ve ilkeli muhalefeti kolaylaştırmak için insanlar genellikle savaş karşıtı örgütleri kurdular. Bu gruplar, bir savaşı veya bekleyen savaşı ele alan geçici koalisyonlardan, savaş kavramını ve büyük ölçekli yıkıcı çatışmalara yol açan faktörleri sona erdirmek için çalışan daha kalıcı yapılandırılmış örgütlere kadar uzanır. Savaş karşıtı olanların ezici çoğunluğu bunu şiddet içermeyen bir şekilde yapmaktadır. Aşağıdaki savaş karşıtı örgütler listesi, dünyanın dört bir yanından geçmiş ve mevcut savaş karşıtı gruplarını listelemektedir.

II.Dünya Savaşı öncesinde ve sırasında çeşitli grupların ve bireyler birçok ideolojik fikre kapıldılar bunlardan bazıları ölümcül seviyelere dahi ulaşabildi.

Siyahi milliyetçiliği veya Siyah milliyetçiliği, Siyahların bir ırk olduğu inancını benimseyen ve Siyah ırksal ve ulusal bir kimlik geliştirmeye ve sürdürmeye çalışan bir milliyetçilik veya panmilliyetçilik türüdür. Siyah milliyetçisi aktivizm, özellikle beyaz kültüre asimilasyona direnmek ve belirgin bir Siyah kimliğini korumak için Siyah toplulukların ve insanların sosyal, siyasi ve ekonomik olarak güçlendirilmesi etrafında döner.

Pasifisizm, barış davasını ilerletmek için gücün kesinlikle gerekli olduğu durumlar dışında, şiddete veya savaşa karşı etik muhalefeti ifade eden genel terimdir. Pasifizm ile birlikte barışseverlik geleneği ve tutumundan doğmuştur. Pasifizm savaşın desteklenmesini koşulsuz olarak reddedilmesini, mutlak pasifizmi içerirken, pasifisizm savaşın önlenmesini görev olarak görmekle birlikte, bu amaca ulaşmak için kontrollü bir silahlı güç kullanımını kabul eder. Martin Caedel'e göre, pasifisizm ya da pasifisist tutum liberalizm, sosyalizm ya da feminizm gibi belirli bir politik konum ya da ideolojiden kaynaklanır.

<span class="mw-page-title-main">Şiddetsiz direniş</span>

Şiddetsiz direniş ya da şiddetsiz eylem, ulaşma uygulamadır sosyal değişim gibi hedeflere sembolik protestolar, sivil itaatsizlik, ekonomik ya da politik iş birliği yapmamak, satyagraha ya da başka şiddetsiz yöntemlerle ulaşma uygulamasıdır. Bu tür bir eylem, direnen kişi ya da grubun mevcut durumunu iyileştirmek için bir şeylerin değişmesi gerektiğini düşünen bir bireyin ya da grubun arzularını ortaya koyar.