İşletme; kâr amaçlı kurumların kuruluşu, finansmanı, üretim araçlarının sağlanması, üretilen mal ve hizmetlerin pazarlanması, örgütlenmesi, yönetilmesi ve finansal olaylarının izlenmesini inceleyen bir sosyal bilimdir. Türkçede ayrıca mal ve hizmet üretiminin gerçekleştirildiği iktisadi birimler için de kullanılmaktadır.
Ekonomik ortamı değişmez kabul edip belli bir amaca en iyi şekilde ulaşmak için üretim faktörlerinin ne şekilde kullanılması gerektiğini gösteren mekanizmalara "kaynak dağılımı mekanizması" adı verilir. Kıt üretim faktörlerinin (kaynakların) çeşitli kullanım alanları arasında farklı dağılımı, farklı üretim, tüketim, bölüşüm ve yatırım büyükleri ortaya çıkaracak ve bunların sonucunda elde edilecek toplumsal refah düzeyleri de farklı olacaktır. Bu nedenle toplumsal refah maksimizasyonunu sağlamak için, hangi maldan, ne miktarda üretileceği, bunların ne kadarının tüketileceği ve ne kadarının yatırımlara ayrılacağı ve bu yatırımların sektörler arasındaki dağılımının ne olacağı soruları ekonomik sistemlerin özellikleri çerçevesinde kaynak dağılım mekanizması içinde yanıtını bulur.
Dışsal ekonomiler, mal ve hizmetlerin sosyal optimuma göre daha az veya daha fazla arzına neden olan özel bir piyasa başarısızlığıdır. Dışsallık, bir bireyin üretim veya tüketime ilişkin bir faaliyetinin bir başka bireyin fayda fonksiyonunu etkilemesidir. Negatif dışsallık, söz konusu mal ve hizmetin sosyal optimumdan daha fazla, pozitif dışsallık ise mal ve hizmetin sosyal açıdan optimum olan miktardan daha az arzına neden olur. En yaygın dışsallık örnekleri çevre kirliliği ve Ar-Ge faaliyetleridir. Negatif dışsal ekonomilerde üretici toplum tarafından üstlenilen marjinal maliyetleri dikkate almaz ve aşırı üretime yönelir. Pozitif dışsallıkta ise, tam tersine, üretici toplum tarafından sağlanan faydayı dikkate almaz ve optimum düzeyin altında bir üretim gerçekleştirir.
Deflasyon ya da para kısıtlaması, genel olarak piyasada fiyatların belirli bir zaman aralığında sürekli düşüş göstermesi durumudur. Enflasyonun tersidir. Bunun yanında enflasyon durumundan fiyat yükselişini durdurmayı ya da yavaşlatmayı veya enflasyon eğilimi karşısında fiyatları düşürmeyi öngören iktisat siyasetidir.
Tüketim toplumu, tüketimcilik, tüketicilik veya alıcılık, hizmetler ve üretim sektörü ekseninde olmaktan ziyade boş zamanın ve üretilen malların tüketimi ekseninde örgütlü hale gelen ya da örgütlenen toplumları ve bu eylemi açıklayan sosyoloji terimi. Bu kavram sosyoloji içerisinde net bir açıklığa sahip olmasa da tüketimcilik çoğunlukla zenginliğin, bireyciliğin ve popüler kültür özelliklerinin arttığı, toplumsal sınıfların sınırlarının azaldığı toplumlarda görülür.
Millî gelir ile ilgili iki temel kavram vardır. Bunlar Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYİH) ve Gayri Safi Millî Hasıla (GSMH) kavramlarıdır. GSYİH, bir ülkenin sınırları içerisinde hem o ülkenin yurttaşları hem de yabancılar tarafından elde edilen gelir, GSMH ise bir ülkenin yurttaşları tarafından o ülkenin sınırları içerisinde ve sınırları dışında elde edilen geliri ifade eder.
İhracat ya da dışsatım, bir malın veya hizmetin yurt dışındaki alıcılara satılmasıdır. Devletler, tüzel kişilikler ve gerçek kişilikler tarafından gerçekleştirilir. İthalatın karşıtıdır ve dış ticaret dengesini oluşturan etkenlerden biridir.
Refah iktisadı, bir makroekonominin kaynak dağıtım verimini ve onun gelir dağılımını beraberce belirlemek üzere mikroekonomik teknikler kullanan bir iktisat dalıdır.
Serbest piyasa, ürün fiyatının alıcı ve satıcının karşılıklı anlaşmasıyla belirlendiği, arz ve talebe hükûmet tarafından müdahale edilmeyen piyasadır. Ekonomik faaliyet tam rekabet şartları içinde serbestçe yapılır, ekonomik sorunların çözümünde müdahale değil, fiyat mekanizmasının kullanımı esastır. Fakat, her ne kadar serbest piyasa, hükûmetin arz, talep veya fiyatlar üzerine herhangi bir müdahale yapmamasını gerektirse de, tüccarların birbirlerini zorlamamasını ya da aldatmamasını da gerektirir. Bu yüzden tüm alım ve satımlar gönüllü olarak yapılır.
Heckscher-Ohlin modeli, Stockholm İktisat Okulu'ndan Eli Heckscher ve Bertil Ohlin tarafından geliştirilen bir uluslararası ticaret modelidir. Üniversitelerin ilgili bölümlerinde yoğun olarak yer verilir. David Ricardo'nun karşılaştırmalı üstünlükler teorisi üzerine bir ülkenin üretim faktörlerinin yoğunluğuna dayanan üretim ve ticaret kalıplarının tahmin edilmesi şeklinde kurulmuştur. Model esasen ülkelerin bol üretim faktörlerini kullandıkları malları ihraç, kıt olanları kullandıkları malları ise ithal edeceğini söyler.
Verimsizlik terimi, kullanıldığı bağlama göre farklı anlamlar kazanabilmektedir.
- Algoritmik verimsizlik - Yavaş çalışma ve aşırı kaynak tüketimi sorunlarının gözlendiği bilgisayar programlarının düşük başarımını ifade etmektedir.
- Dağıtım verimsizliği - Dağıtım verimliliği kuramı, kaynakların kişilere dağılımının tüketici beklentileriyle bağdaşmadığını vurgulamaktadır. Örneğin, tutarı görece düşük bir ürün her zaman için elde edilmek istenen mala karşılık gelmeyebilir.
- Paylaşımsal verimsizlik - Bir toplumdaki gelir ve birikimlerin adil paylaşılmaması anlamına gelir. Paylaşımsal verimsizlik genellikle ekonomik eşitsizlikle birlikte ele alınmaktadır.
- Ekonomik verimsizlik - Olanakların göz ardı edilip herkesin daha iyi bir işte çalışmasını sağlamaya yönelik durumu anlatmaktadır. Bu terim, kaynak ve teknoloji kısıtlamalarını göz önüne alan ekonomik verimliliğin tam karşısında yer almaktadır.
- Keynesçi verimsizlik - Kaynakların yetersiz iç talepten ötürü yetersiz kullanımı olarak tanımlanabilir. Dönemsel işsizlik nedeniyle potansiyel üretim düzeyine ulaşamayan bu tür ekonomiler bütçe açığı vermeli ya da gevşek bir para politikasına geçmelidirler.
- Pareto verimsizliği - Pareto verimliliği kuramına göre bir kişinin durumunu kötüleştirmeden başka bir kişinin durumunu iyileştirmek olasıdır. Ne var ki bu ölçüt, günümüzün değişken ekonomik yapısıyla pek uyumlu değildir. Bu nedenle, Kaldor-Hicks verimliliği ve verimsizlik terimleri daha sık kullanılmaktadır.
- Üretim verimsizliği - Belirli bir tutara karşılık elde edilen ürün miktarının artmaması olarak ifade edilmektedir.
- Kaynak-pazar verimsizliği - Kaynakların yanlış ya da eksik kullanımına yol açan bozukluklara neden olan engellerin genel adıdır. Çalışanların işgücüne gereksinim duyan bölgelere ulaşmasının engellendiği yapısal işsizlik bu duruma örnek olarak gösterilebilir.
- X-verimsizliği - Üretimin girdi ve çıktılarını birbirine bağlayan 'kara kutunun' yol açtığı verimsizlik olarak tanımlanmaktadır. 'Moral' ve 'bürokratik durağanlık', X-verimsizliğine yol açan ögeler arasındadır.
İktisadi kıtlık ya da ekonomik kıtlık kâr amaçlı ekonomik sistem tarafından kar elde etmek amacıyla kasıtlı olarak yaratılan ve bir toplumun sahip olduğu üretim kaynaklarının, mevcut teknolojik gelişmişlik düzeyiyle işletilmesi ile ulaşılan üretim düzeyinin, sonsuz insan ihtiyaçları ve isteklerini karşılamakta yetersiz olduğunu ifade eden iktisadi bir terimdir. Gündelik hayatta kullanılan kıtlık kavramı somut bir yokluğu veya yetersizliği ifade ederken iktisadi anlamıyla kıtlık, mevcut kâr bazlı ekonomik sistem ve üretim teknolojisiyle ulaşılan üretim düzeyi ile ilgili bir yetersizliği ifade eder. Her adım başı üretilmiş envai çeşit ürünlerle dolup taşan çeşitli dükkân ve marketlerin boy gösterdiği günümüzde, ekonomi biliminin temeli olan kıtlığın anlamı üzerine derin düşünmek gereklidir.
Uluslararası ticareti serbestleştirme çabalarını bir bölümünü oluşturan uluslararası birleşme ya da diğer ifadesiyle uluslararası ekonomik entegrasyonların tanımı entegrasyon kavramı çerçevesinde yapılabilir. Ekonomik birleşme, birleşmeye giden ekonomilerde mal ve hizmet akımlarına serbesti sağlayıp, ticarete engel olan kısıtlamaları kaldırarak, bir ortak pazar yaratmak şeklinde tanımlamaktadır. Bugün için dünyadaki bölgesel ekonomik entegrasyonlara verilebilecek en önemli örnek; temelleri 1957 yılında atılan Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET)'dir.
Gayri safi yurtiçi hasıla (GSYİH), bir ülke veya ülkeler tarafından belirli bir zaman diliminde üretilen ve satılan tüm nihai malların ve hizmetlerin piyasa değeri’nin parasal bir ölçü’südür.
Pareto diyagramı, bir tür kalite diyagramıdır.
Yönetici; mal ve hizmet üretimi için üretim faktörlerinin bir araya getirilmesini yöneten kişidir. Bir yönetici aynı zamanda girişimci olabilir ya da bir girişimci adına ücret karşılığında bu işi üstlenmiş olabilir. Eğer yönetici bu işi ücret karşılığında yapıyorsa, işletmenin kâr ve zarar durumlarından doğrudan etkilenmez fakat bu durumlar kariyer olarak başarı ya da başarısızlığının bir göstergesi olabilir.
Tüketim malı, ekonomide üretilmiş ve daha sonra tüketici tarafından ihtiyaçlarını karşılamak için tüketilen herhangi bir emtiadır. Tüketim malları hizmetlere göre(ör. tıbbi hizmetler), dayanıksız tüketim malları, yarı-dayanıklı tüketim malları ve dayanıklı tüketim mallarına ayrılır. Bir ülkenin bel kemiği olan tüketim malları bir ülkenin gelişmişlik seviyesinde büyük rol oynar. Bol miktarlarda üretim yapıp bunu halkına yansıtabilen devletler gelişim açısından önemli bir mesafe katetmiş bulunmaktadır.
Sermaye malları, malların veya hizmetlerin üretiminde kullanılan dayanıklı ürünlerdir. Sermaye malları, üretim faktörleri olarak toplu olarak bilinen üç ürün yelpazesinden biridir. diğer ikisi bölge ve emektir. Bu sınıflandırma, klasik ekonomi döneminde ortaya çıkmış ve sınıflandırmada egemen yöntem olmaya devam etmiştir.
Aşamalar kuramı, Walt Whitman Rostow'un ‘‘İktisadi Büyümenin Aşamaları’' adlı kitabında ileri sürdüğü; toplumların ekonomik büyüme temelli gelişmelerinin, birbirini izleyen beş farklı dönemden oluştuğunu ve her toplumun zorunlu olarak bu aynı tarihsel dönemlerden geçtiğini ya da geçeceğini savunan kuramdır.
Kamu giderleri veya Devlet masrafları, Hükümet ve diğer kamu tüzel kişilerinin, kamu yararına çalışmalarını finanse etmek üzere yaptıkları harcamalardır. Kamu giderleri ağırlıklı olarak eğitim, sağlık, adalet, ulaşım ve altyapı gibi alanlarda kullanılır. İnşa edilen köprüler, okullar, havalimanları veya herhangi bir devlet kurumu'nda çalışan bir memurun maaşı dar anlamlı kamu giderlerine örnek verilebilir. Devlet aynı zamanda büyüme ve kalkınma hızını artırmak, gelir dağılımını iyileştirmek, kaynak dağılımını düzeltmek için de çeşitli harcamalar yapar.