Kalenderhane Camii ya da eski adıyla Theotokos Kyriotissa Kilisesi, İstanbul'un Vefa semtinde Doğu Roma döneminden kalma bir yapıdır. Bozdoğan Kemeri'nin en doğu ucunun güneyinde yer alır. Doğu Ortodoks Kilisesi formundadır. 18. yüzyılda Osmanlı'lar tarafından camiye çevrilmiştir. Yüksek olasılıkla kilise ilk durumunda Theotokos Kyriotissa'ya adanmıştı. Yapı, Yunan haçı kemerli Bizans kilisesi örneğinin var olan birkaç örneğinden birini temsil eder. Plan ve üslup özelliklerine göre binanın 9. veya 10. yüzyıla ait olduğu varsayılır.
Tapınak, ibadethane ya da mabet; yüce bir varlığa tapınılan ve bazı diğer dinî ritüellerin gerçekleştirildiği kutsal yapı. Türkçe tapınak sözcüğü tapmak kökünden gelir. İbadethane sözcüğü Farsça ve mabet sözcüğü Arapça kökenlidir.
Nuruosmaniye Camii, İstanbul'da inşa edilmiş ilk barok özellikli camidir. Çemberlitaş semtinde, Kapalıçarşı girişinde yer alır. 1748-1755 yıllarında inşa edilmiştir.
Ankara Etnografya Müzesi, Ankara'nın Altındağ ilçesinde bulunmaktadır. Kurtuluş Savaşı'nda cuma namazlarının kılındığı eski adı Namazgâh Tepesi olan yerde kuruldu. Önceleri Arkeoloji Müzesi olarak kullanılması düşünülmüş, sonra Resim Heykel Müzesi olmasına karar verilmiş, açılış töreninden sonra bugünkü işlevine kavuşmuştur.
Fenari İsa Camii, Molla Fenari Camii ya da eski adıyla Lips Manastırı Kilisesi, İstanbul'da, eskiden Ortodoks kilisesi olarak kullanılırken Türklerin şehri ele geçirmesi ile birlikte camiye çevrilen bir ibadethanedir.
İmrahor İlyas Bey Camii veya Studios Manastırı, Hagios İoannes Prodromos Kilisesi, günümüze ulaşabilen en eski Bizans Dönemi dini yapısıdır. İstanbul'un Fatih ilçesi, Yedikule semtinde, İmam Aşir Sokak'ta bulunmaktadır.
Zeyrek Camii veya Pantokrator Manastırı, İstanbul'un Fatih ilçesine bağlı Fazilet Sokağı'nda Haliç'e bakan büyük bir camidir. İki eski Bizans kilisesi ve birleştirilmiş bir şapelden oluşur ve Konstantinopolis'teki Orta Bizans mimarisinin en iyi örneğini temsil eder. Ayasofya'dan sonra İstanbul'da ayakta kalan en büyük Bizans dinî yapısıdır.
Molla Gürânî Câmii, Vefa Kilise Camii İstanbul'un Vefa semtinde, kiliseden camiye çevrilmiş bir dinî yapıdır. Kilise iken adı, Aziz Teodoros Kilisesi'dir.. Muhtemelen Aziz Theodoros'a adanmıştı. Kompleks, Bizans mimarisinin Komnenos ve Paleologos dönemlerine ait bir örneğidir. Vefa Kilise Camii Doğu Ortodoks kilisesi formunda olup Yunan haçı planına göre yapılmıştır. İstanbul'un fethi'nden sonra cami olarak kullanılmıştır.
Gül Camii veya Azize Teodosya Kilisesi, İstanbul'un Ayakapı semtindeki Bizans İmparatorluğu döneminden kalma ve fetihten sonra camiye dönüştürülmüş bir dinî yapıdır. Eski adı ve yapım tarihi hakkında kesin bilgiler olmamakla birlikte 10. ya da 11. yüzyılda yapıldığı tahmin edilmektedir.Bu kilise, Bizans tarafından inşa edilen en yüksek kilise olarak bilinir. İkonoklazm akımı sırasında Büyük Saray'ın ana girişi Halki Kapısı üzerindeki İsa ikonasının indirilmesine karşı çıktığı için öldürülen Theodosia adlı kadının kutsal emanetlerinin bu kiliseye konduğu ve bu kilisenin Aya Theodosia olduğuna inanılır.
Mahfil veya maksure, bir camide mihrabın veya kıble duvarının ortasına yakın bir yerde konumlandırılan genellikle bir hükümdar ve maiyeti için ayrılmış alandır. Mahfil, ilk etapta devlet adamlarını namaz sırasında muhtemel suikastçılardan korumak amacıyla tasarlanmıştır. Mahfil içinde görev yapan imam genellikle hükümdarla aynı mezhebe sahipti.
Osmanlı mimarisi, Osmanlı İmparatorluğu'nun beylik olarak kurulup, imparatorluk olarak yayıldığı ve hüküm sürdüğü dönemlerde inşa ettiği veya fikir öncülüğü yaptığı mimari üslupları ve eserleri kapsar. Osmanlı mimarisi kendinden önce gelen Erken dönem Anadolu Türk mimarisi, Selçuklu mimarisi, Bizans mimarisi, İran mimarisi ve Memlük mimarisi'nden etkilenmiştir. Osmanlı mimarisinin, Akdeniz ile Ortadoğu mimari geleneklerinin sentezi olduğunu düşünen mimarlık eleştirmenleri de vardır. Her ne kadar farklı dönemlerdeki ihtiyaca ve teknolojiye göre farklı yapı türleri inşa edildiyse de, genelde Osmanlı'nın hakim olduğu bölgelerde camiler ve çevresinde yapıların inşa edilmesi sıklıkla rastlanan bir olguydu. Camiler, çevrelerine yapılan sosyal yapılarla birlikte bir külliye teşkil ediyorlardı.
Karacabey Camii Ankara'nın Hamamönü semtinde bulunan, 1427'de inşa edildiği sanılan bir camidir.
Sancaktar Hayrettin Camii (Sancaktar Hayreddin Mescidi) ya da Azize Gastria Manastırı, Osmanlı İmparatorluğu döneminde camiye çevrilen bir manastırdır. Bugün cami olarak kullanılan bölüm bir manastır kompleksinin yalnızca ayakta kalan küçük bir bölümü olduğu sanılmaktadır. Bu manastırın adının ne olduğu konusunda kesin kabul görmemiş değişik görüşler bulunmaktadır. Yapının Gastrion Manastırı'nın bir parçası olduğu düşünülse de, adı geçen manastırın fazla doğusunda olması nedeniyle bu görüş herkes tarafından kabul görmemektedir. İstanbul'da Komnenos ve Paleologos dönemi Bizans mimari yapıtlarının küçük bir örneğidir.
Bizans mimarisi, Bizans İmparatorluğu mimarisidir. İmparatorluk, Büyük Konstantin, Roma İmparatorluğu başkentini Roma'dan Byzantion'uma doğuya taşıdığı 330 yılından sonraki Roma İmparatorluğu'nun sanatsal ve kültürel varlığını adresler. Byzantion, "Yeni Roma", sonradan Konstantinopolis ismini almıştır, bugün İstanbul olarak adlandırılmaktadır. İmparatorluk, bir Milenyumdan fazla yaşamış, Avrupa'da Orta Çağ ve Rönesans mimarlığını etkin şekilde etkilemiş, 1453 yılında İstanbul'un fethinden sonra Osmanlı mimarisini etkilemiştir.
Apsis, Hristiyanlığın dini mabetleri olan kiliselerin sunak odasını kapsayan, çoğunlukla yarım daire ya da çokgen, çok nadir durumlarda dikdörtgen planlı bir yapı unsurudur. Apsisler antik döneme ait bazilikalarda yaygın olarak da mimari öğe olarak kullanılmıştır. Apsisler, yapının cephesinde dışa doğru göbekli bir yapı olabildiği gibi, bina içlerinde ya da dikdörtgen planlı duvarlarla da sarılı olabilir. Apsislerin çatısı çoğunlukla yarım kubbe biçiminde olur, ancak düz çatılı apsisler de mümkündür. Çoğunlukla kiliselerin yan neflerinden, yan şapellerinden veya apsislerinden açılan küçük apsislere ise, mimarlıkta apsidiyol denir.
Ayasofya veya Kutsal Bilgelik Kilisesi, Selanik'te bulunan dinî yapılardan biridir. Kilise olarak kurulup sonradan camiye dönüştürülen bu yapı, şehrin en eski yapılarından biridir ve UNESCO listesindedir. Üçüncü asırdan beri bu yerde bir kilise bulunmaktadır fakat şimdiki yapı 7. asırda inşa edilmiştir. İstanbul’daki Ayasofya örnek alınmıştır. Kilisenin içine ikonlar çizilmiştir. Binanın planı Yunan haçı şeklindedir ve orta Bizans devri mimarisinin en iyi örneklerinden biridir.
Ayasofya veya Azize Sofya Kilisesi, Bulgaristan başkenti Sofya'da bulunan tarihî dinî yapılardan biridir. Sofya'nın ismi şehirde bulunan bu kiliseden gelir. Kilise olarak kurulup sonradan camiye dönüştürülen bu yapı, şehrin en eski yapılarından biridir. Dördüncü asırdan beri bu yerde bir kilise bulunmaktadır fakat şimdiki yapı 6. asırda inşa edilmiştir. Ayasofya kutsal bilgelik anlamını taşır. Kilisenin içine 12. yüzyılda ikonlar çizilmiştir. Binanın planı haç şeklindedir ve Roma İmparatorluğu'nun devri mimarisinin en iyi örneklerinden biridir.
Arabahmet Camii, diğer isimleriyle Arap Ahmed Paşa Camii veya Ahmed Paşa Camii, Lefkoşa'nın kuzey kesiminde yer alan bir camidir. Arabahmet Mahallesi'nde yer alır.
Hacı Bendo Camii veya Hacı Bedo Camii (Xhamia e Haxhi Bedos), Arnavutluğun Borşi köyünün yanındaki Sopot tepesinin üstünde bulunmakta olan ve Osmanlı döneminde inşa edilen tarihî bir Türk dinî yapısıdır. Yapı, Borşi Kalesi'nin içinde bulunmaktadır. Fakat bu cami komünizm dönemde zarar görmüştür ve bugüne kadar yeniden ibadete açılamıştır. Eskiden kırmızı tuğladan olan kubbesi, bugün beton ile kapatılmıştır. Bölgedeki Bizans dönemi kiliseler ve manastırlar bugün restore edilirken Hacı Bendo Camii bugüne kadar restore edilmemiştir. İçindeki Müslüman freskler ve nakkaşlık işleri yok olma tehlikesindedir. Taştan olan minaresinin yarısı eksiktir.
Mozarap mimarisi, romanesk dönem öncesi Hristiyan Mozaraplar tarafından geliştirilmiş ve inşa edilen yapıların sahip olduğu mimari tarzdır. Mozarap mimarisi kendisini bilhassa Endülüs'te ve Reconquista dahilinde yeniden fethedilen bölgelerde göstermektedir. İspanyolca literatürde bu mimari tarz için Arte de Repoblación, kavramı da kullanılmaktadır. Kurtuba Emirliği ve Endülüs Emevi Devleti dönemine ait Mozarap mimarisi örnekleri büyük çoğunlukla günümüze ulaşamamıştır.