İçeriğe atla

Paratiroid hormon

Paratiroid hormon
Uygun yapılar
PDBOrtolog araması: PDBe RCSB
Tanımlayıcılar
Başka adlarPTH
Dış kimliklerOMIM: 168450 MGI: 97799 HomoloGene: 266 GeneCards: PTH
Gen yerleşimi (İnsan)
11. Kromozom (insan)
Krom.11. Kromozom (insan)[1]
11. Kromozom (insan)
Paratiroid hormon için genom yerleşimi
Paratiroid hormon için genom yerleşimi
Bant11p15.3Başlangıç13,492,054 [1]
Bitiş13,496,181 [1]
RNA ekspresyonu deseni
Daha çok ekspresyon verisi başvurusu
Ortologlar
TürlerİnsanFare
Entrez
Ensembl
UniProt
RefSeq (mRNA)

NM_000315
NM_001316352

NM_020623

RefSeq (protein)

NP_000306
NP_001303281

NP_065648

Yerleşim (UCSC)Krom. 11: 13.49 – 13.5 Mbn/a
PubMed araması[2][3]
Vikiveri
İnsan'ı Gör/DüzenleFare'yi Gör/Düzenle

Paratiroid hormon, parathormon veya PTH, paratiroid bezi tarafından salgılanan, vücutta kalsiyum metabolizmasının düzenlenmesinde rol alan hormon.

Vücutta kalsiyum metabolizmasını ayarlayan en önemli hormondur. Bu hormon dokularda kendi reseptorüne bağlanarak işlev göstermekte, kan kalsiyum seviyesinin yükselmesine ve kan fosfor düzeyinin düşmesine neden olur. Hormonun aşırı salgılandığı durum hiperparatiroidi, az salgılandığı duruma ise hipoparatiroidi adı verilir.

Biyokimyasal yapısı

Paratiroid hormon (PTH) polipeptid yapısında bir hormondur. PTH disülfit bağı içermeyen 84 amino asitlik tek bir polipepdit zinciri olarak salgılanır. Bazik amino asitlerin yapıya yüksek miktarda katılması proteine bazik bir karakter kazandırır. İnsülin ve pek çok peptit hormon gibi prehormon (hormon-öncülü) olarak sentezlenir.

Fonksiyonu

PTH plazma kalsiyum düzeylerini artırdığı için düşük kalsiyum düzeyi ile (hipokalsemi) sentezlenmesi uyarılır. Yüksek kalsiyum düzeyi ile de sentez inhibe olur. Ayrıca D vitamininin en aktif formu olan 1-25 dihidroksikolekalsiferol PTH sentezini inhibe eder. Beta adrenerjik agonistler ve düşük plazma magnezyum düzeyleri ise PTH salgısını artırır. []

PTH hücre zarındaki spesifik reseptörü ile etki gösterir. PTH adenilat siklazı aktive eder. Yükselen hücre içi cAMP düzeyleri sonuçta böbrek tübüllerinden kalsiyumun geri emilimini artırır. Böbreklerden kalsiyum atılımı azaltılırken fosfat atılımı artırılarak plazma fosfat düzeyleri düşer. Bu durum 25 hidroksikolekalsiferolün hidroksilasyonunu uyararak D vitaminin aktif formunun yapımını uyarır.

PTH salgısı arttığında kemikte rezopsiyonu arttırır. Düşük derişimde arka arkaya salınımlar ise mineralizasyonu arttırır.

PTH'un böbrekler üzerine olan etkisinin toplam sonucu, plazma kalsiyum düzeyinin artması, plazma fosfat düzeyinin düşmesi ve D vitamini aktivitesinin artmasıdır. D vitamini; kemik ve bağırsaklara etki ederek plazma kalsiyum düzeyini yükseltir.

İlişkili hastalıklar

Hormonun aşırı salgılandığı duruma hiperparatiroidi, az salgılandığı duruma ise hipoparatiroidi adı verilir. Primer ve sekonder hiperparatirodi görülebilir. Hormonun azlığı ya da çokluğu çeşitli sağlık sorunlarına neden olabilir. Ayrıca az salgılanmasında Ağrılı kasılmalar (tetani) ortaya çıkar ve çok salgılandığı zaman Böbrek taşı (nephrolithiasis) oluşur.

Kaynakça

  1. ^ a b c GRCh38: Ensembl release 89: ENSG00000152266 - Ensembl, May 2017
  2. ^ "İnsan PubMed Başvurusu:". National Center for Biotechnology Information, U.S. National Library of Medicine. 
  3. ^ "Fare PubMed Başvurusu:". National Center for Biotechnology Information, U.S. National Library of Medicine. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Hormon</span> İç salgı bezlerinden kana geçen ve organların işlemesini düzenleyen adrenalin, insülin, tiroksin ve benzeri fizyolojik etkisi olan maddelerin genel adı

Hormon,, çok hücreli organizmalarda fizyoloji ve davranışı düzenlemek için karmaşık biyolojik süreçler yoluyla uzak organlara veya dokulara gönderilen sinyal molekül sınıfıdır.

<span class="mw-page-title-main">Fosfor</span> simgesi P ve atom numarası 15 olan element

Fosfor, simgesi P ve atom numarası 15 olan ve insan vücudunda kalsiyumdan sonra en fazla bulunan kimyasal elementtir.

<span class="mw-page-title-main">Endokrin sistem</span>

Hayatta kalmak, büyümek ve çoğalmak için, insan dahil çok hücreli bir organizmanın, fizyolojik talepleri ve çevresel zorlukları karşılamak için dokular, organlar ve organ sistemleri arasında etkili bir uyuma sahip olması gerekmektedir. Endokrin sistem, iç ve dış koşullara yanıt vermektedir. Ayrıca kanalsız organ ve dokulardaki salgı hücreleri tarafından üretilen hormonlar aracılığıyla iletişim kurmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Böbrek üstü bezleri</span>

Böbrek üstü bezleri, üçgen biçimini andıran iç salgı (endokrin) bezleridir. Anatomik olarak böbreklerin hemen üstlerinde bulunduklarından bu adı almışlardır. Kabuk (korteks) ve öz (medulla) olarak anılan iki ayrı katmandan oluşan bezlerin temel işlevi fizyolojik gerilim (stres) karşısında kortikosteroid ve katekolamin bireşimleyip kana salgılamaktır. Adrenalin ve nöradrenalin salgılarlar.

Hipofosfatemi, kanda fosfat düzeyinin düştüğü bir elektrolit bozukluğudur. Fosforun normal kan düzeyi 2,5-4,5 mg/dl 'dir. Fosfor kemikteki temel minerallerden biridir. Toplam vücut fosfatının %85 'i kemiklerde bulunur. Geri kalan %14ü intraselüler alanda ve %1 'i ise ekstraselüler alandadır. Vücutta fosforun birçok görevi vardır. Fosfat nükleik asit ve hücre membranı yapısında bulunur. ATP gibi yüksek enerjili molekülleri oluşturur. Fosfor dengesinin en önemli düzenleyicisi böbrektir. Böbrekte filtre edilen fosforun %80-95 'i tübüllerden reabsorbe edilir. En önemli absorbsiyon proksimal tübüllerden olmaktadır. Proksimal tübül epitelinde bulunan Tip 2a ve Tip 2c Na-Pi kotransporteri bu emilimden sorumludur. Paratiroid Hormon ve FGF 23 gibi fosfatürik hormonlar tip 2a Na-Pi kotransporterini azaltarak fosfatürik etkilerini gösterirler. Diyetle alınan fosforun %60-65 'i emilir ve bu emilim ince barsak epitelinde bulunan benzer bir taşıyıcı olan Na-Pi 2b kotransporteri ile sağlanır.. Na-Pi 2b 'nin esas düzenleyici hormonu kalsitrioldür. Kalsitriol barsaktan fosfat emilimini arttıran bir hormondur.

<span class="mw-page-title-main">Kortizol</span> Vücudun strese gösterdiği tepkiyle ilişkili bir kortikosteroid hormon

Kortizol, böbrek üstü bezinin kabuk bölgesinde üretilen, vücudun strese gösterdiği tepkiyle ilişkili bir kortikosteroid hormondur. Kan basıncını ve şekerini artırır, kadınlarda kısırlığa neden olur ve bağışıklık sistemini baskılar. Hidrokortizon veya kortizon olarak bilinen yapay kortizol alerji ve yangı'ya karşı sağaltımda kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Glukagon</span> insan, fare ve sıçanda bulunan memeli proteini

Glukagon, pankreastaki Langerhans adacıklarının salgıladığı hormona verilen isimdir.

<span class="mw-page-title-main">Vazopressin</span> Hormon

Vasopressin ve Antidiüretik Hormon (ADH) olarak da bilinen Arginin Vasopressin (AVP), insan dahil olmak üzere memelilerin büyük çoğunluğunda bulunan bir hormondur. Vasopressinin birincil görevi, böbreklerden su geri emilimini artırmaktır.

Hiperkalsemi, kandaki kalsiyum seviyesinin normalin üstünde olması anlamına gelmektedir. Normal kandaki toplam kalsiyum değeri 8.5-10.2 mg/dl aralığındadır. Vücutta kalsiyum metabolizmasını ayarlamadaki en önemli hormon paratiroid hormonudur. Tiroid bezinin içinde bulunan paratiroid bezinden salgılanan parathormon kandaki kalsiyum seviyesinin ayarlanmasında baş rolü oynar. PTH reseptörleri aracılığı ile vücutta etkisini gosterir. PTH reseptörleri sadece kemik yapimindan sorumlu hücreler osteoblastlar üzerinde bulunmasına rağmen, kemik yıkımından sorumlu hücrelerin osteoklast sayı ve aktivitesini de arttırır. Osteoklastlar kemik rezorbsiyonunda yer alan başlıca hücrelerdir. Kemik yıkılırken kalsiyum açığa çıkar. PTH, ayrıca böbreklere etki ederek kalsiyumun tubulüsden emilimini arttırır ve 1,25 (OH)2 kolekalsiferol (aktif D vitamini) yapımını uyarır. D vitamini bağırsaklarda kalsiyum bağlayıcı protein yapımını uyararak bağırsaklardan kalsiyum emilimini arttırır. Bu hormonun fazla salgılanması (paratiroid adenomu veya paratiroid karsinomu sonucu) hiperkalsemi görülür. Ayrıca, habis hastalıklara bağlı hümoral hiperkalsemi vakalarında kemik metastazları mevcut değildir ve hiperkalsemiden tümörün yaptığı "PTH related peptide" (PTHrP) sorumlu tutulmaktadır. 141 veya daha fazla aminoasit zinciri bulunan bu peptid de aynı PTH gibi ilk 34 aminoasit mineral metabolizması üzerinde etkilidir. Lokal osteolitik hiperkalsemi malign hücrelerin iskelet sistemini doğrudan istila etmesi sonucu olmaktadır. Bu hücreler kemiği rezorbe eden sitokinler veya hümoral etmenler salgılamaktadır.

Böbrek fizyolojisi. Böbrekler insan vücudundaki en karmaşık organlardan biridir ve çok sayıda işlevleri bulunmaktadır. Böbreklerin işlevlerinin anlaşılması için fizyolojisinin iyi bilinmesi gerekmektedir. Boşaltım organları olarak böbrekler, kansıvısında derişimleri olağan değerleri dışında olan elementlerin ve bilesiklerin idrarda atılımlarını düzenleyerek, derişimlerini kontrol altında tutar. Böylece gerek fizyolojik önemi olan moleküller gerekse de organik atıklar kansıvısında belirli düzeyler arasında izler ve vücudun dengesini (homeostaz) bozmaz. Vücut dengesinin ayarlanmasını büyük ölçüde üstlenen böbrekler, ayrıca, vücuttaki türlü sıvı bölmelerinin hacmini ve bunların her birindeki çözeltilerin derişimlerini de düzenler. Böbrekler aynı zamanda birer iç salgı bezleridir : renin, eritropoietin salgılayıp, vitamin D'yi etkin duruma getiren tepkimeyi tetikler.

Lipoprotein lipaz, şilomikron ve VLDL lipoproteinlerindeki trigliseritleri bir monoasilgliserol molekülü ve serbest yağ asitlerine hidrolizleyen, lipaz türü bir enzimdir. Reaksiyon ürünleri dokunun kullanımına yarar. Kofaktör olarak apolipoprotein C-II'ye gerek duyar.

Gebelikte maternal fizyolojik değişiklikler, gebe bir kadının hamileliği esnasında vücudunda ve metabolizmasında meydana gelen embriyonun veya fetüsün gelişimi için gerekli olan normal adaptasyon mekanizmalarıdır. Bazı değişimler gebelik dışında patolojik kabul edilmelerine rağmen gebelikte fizyolojik kabul edilirler. Bu değişimler temel olarak metabolizma, kardiyovasküler sistem, hematolojik sistem, solunum sistemi, Üriner sistem, endokrin sistem ve bağışıklık sisteminde meydana gelir.

<span class="mw-page-title-main">Miyoglobin</span> genel omurgalılardaki ve neredeyse tüm memelilerdeki kaslarda bulunan Fe ve O bağlayıcı proteindir

Miyoglobin ; genel olarak omurgalılardaki ve hemen hemen tüm memelilerdeki kas dokusunda bulunan demir ve oksijen bağlayıcı bir proteindir. Miyoglobin, yapısı çözümlenen ilk protein niteliğindedir. 1958'de ilk kez Max Perutz ve Sir John Cowdery Kendrew tarafından kristalografi ile yapısı çözümlenmiştir. Miyoglobin, kanda bulunan, bundan ziyade kırmızı kan hücresinde bulunan demir ve oksijen bağlayıcı niteliğe sahip olan hemoglobin ile uzaktan bir ilişkisi bulunmaktadır. Miyoglobin kas dokusundan başka bir dokuda bulunamaz, ancak kas dokusunda oluşan bir yaralanma sonucunda kan dolaşımına katılabilir. Kanda bulunuşu sıra dışı bir durum olarak görülebilen miyoglobin, tanısal bir belirteç olabilir. Kas hasralanmasına duyarlı olan miyoglobin, göğüs ağrısı olan hastalarda kalp krizi için potansiyel bir belirteçtir. Ancak miyoglobinin kalp krizi tanısındaki özgünlüğü düşüktür; tanı koyulurken CK-MB, cTnT, EKG ve klinik bulguların dikkate alınması gerekmektedir. Rabdomiyoliz gibi kas hasarlanması sonucunda kandaki yoğunluğu artan miyoglobin, böbreklerce süzülür; ancak bu durum böbrekteki renal tübüler epiteller için toksiktir ve akut böbrek yetmezliğine neden olabilir.

<span class="mw-page-title-main">İç salgı bezi</span>

İç salgı bezleri endokrin sistemi oluştururlar. Önemli iç salgı bezleri bezlerine örnek olarak:

<span class="mw-page-title-main">İnsülin benzeri büyüme faktörü 1</span> Homo sapiens türünde protein kodlayıcı gen

İnsülin benzeri büyüme faktörü (IGF-1) veya somatomedin C, çocukluk büyümesinde önemli rolü olan ve yetişkinlerde anabolik etkileri olan insüline benzeyen bir molekül yapısında olan bir hormondur.

<span class="mw-page-title-main">Renin</span> Enzim

Renin (anjiotensinojenaz), böbrekten salgılanan aspartik proteaz enzimidir. Ekstraselüler sıvı volümü ve arteriyal vazokonstriksiyonu düzenleyen renin-anjiotensin-aldosteron sistemi'nde anjiotensinojeni anjiotensin I'e hidroliz eder. Bu sayede vücudun kan basıncının düzenlenmesinde görev alır.

<span class="mw-page-title-main">Hiperparatiroidizm</span>

Hiperparatiroidizm, paratiroid bezlerinin aşırı hormon üretmesi (hiperfonksiyonu) sonucu ortaya çıkan bir tablodur. Temel bulgu, hiperkalsemi olarak tanımlanan kandaki kalsiyum düzeyinin yüksek olması olgusudur. Hastaların bir bölümünde herhangi bir yakınma yoktur; yakınmalarından birinin nedeni için yapılan serolojik testlerde rastlantı olarak saptanabilir. Belirtilerin ortaya çıkması, bulguların sayısı ve gücü hiperkalseminin düzeyi ile koşuttur.

<span class="mw-page-title-main">CD20</span>

B-lenfosit antijeni CD20 veya CD20, pro-B aşamasından başlayarak tüm B hücrelerinin yüzeyinde eksprese edilir ve hücre olgunluğa erişinceye dek konsantrasyonu artar.

Kalsitriol, normalde böbrekte yapılan D vitamininin aktif formudur. 1,25-dihidroksikolekalsiferol olarak da bilinir. Hücre çekirdeğindeki D vitamini reseptörüne bağlanan ve aktive eden ve daha sonra birçok genin ekspresyonunu artıran bir hormondur. Kalsitriol, esas olarak bağırsaklardan kalsiyum alımını artırarak kan kalsiyumunu artırır.

<span class="mw-page-title-main">Fibroblast büyüme faktörü 23</span>

Fibroblast büyüme faktörü 23 (FGF23) bir proteindir ve, kandaki fosfat derişimini ve D vitamini metabolizmasını düzenlemede görev alan fibroblast büyüme faktörü (FGF) ailesinin bir üyesidir. Bu protein, insanlarda FGF23 geni tarafından kodlanır. FGF23, böbreklerdeki fosfat geri emilimini azaltır. FGF23'teki mutasyonlar, FGF23 aktivitesinin artmasına neden olarak otozomal baskın hipofosfatemik raşitizm ile sonuçlanabilir.