İçeriğe atla

Parapsikoloji

Parapsikolojiyi sembolize etmekte kullanılan Yunanca Psi harfi

Parapsikoloji; duyular-dışı algılama, psikokinezi, ölümden sonra yaşam gibi konulara ilişkin paranormal olayların; deneysel yöntem yoluyla, çok disiplinli (çok yöntemli) etüdü. Parapsikologlar tarafından, telepati, durugörü gibi paranormal yetenekleri, psikokinezi fenomenini ve diğer çeşitli psişik fenomenleri konu alan bir araştırma alanı olarak görülür.[1] Ortodoks psikoloji bilimi tarafından, kapsam dışı ya da açıklanamaz kabul edilir.[2]

Parapsikolojik deneyler prekognisyon ve telekinezinin varlığını test etmek için rastgele sayı üreteçleri kullanmayı, duyular-dışı algılamayı test etmek için Ganzfeld uyarımını,[3][4][5] durugörü ile kullanışlı casusluk bilgisi elde edilip edilemeyeceğini incelemek için Birleşmiş Devletler hükûmeti ile anlaşmalı olarak yürütülen araştırma denemelerini içerir.[6] Bu deneylerin sonuçları bazı parapsikologlar tarafından psişik yeteneklerin varlığının bir göstergesi olarak değerlendirilir.[7]

Buna rağmen, bilimsel çevreler bu psişik yeteneklerin varlığının kanıtlanmadığı konusunda fikir birliği içindedir.[8][9][10][11][12] Eleştirmenler görünen deneysel başarıların aslında yöntemsel kusurlardan oluşabileceğini kanıtlamışlardır.[13] Parapsikolojinin bilim olarak değerlendirilmesine itiraz edilmektedir.[14] Birçok bilim insanı, parapsikologların psişik yeteneklere dair hiçbir kesin kanıt sunamamalarına rağmen bunları doğal olayları açıklamakta kullandıklarından parapsikolojiyi "sözdebilim" olarak görür.[15][16][17]

Etimoloji

Fransızcadan Türkçeye geçen terim, Yunancada “ötesinde” anlamına gelen “para” (παρά) ekinin psikoloji sözcüğüne eklenmesiyle elde edilmiş olup, ilk kez 1889'da Alman psikolog Max Dessoir tarafından kullanılmıştır. Günümüzde parapsikologlar bu paranormal fenomenleri ifade etmek üzere, bu tür olayların herhangi bir düzenek kullanılmaksızın meydana geldiğini vurgulamak amacıyla psi terimini kullanmaktadırlar.[18]Yunan alfabesinin 23. harfi olan Psi'nin Parapsikoloji terminolojisinde bu amaçla kullanılmasının ya da seçilmesinin nedeni, Yunancada “ruh” ve “yaşam” anlamlarında kullanılan psikhe sözcüğünün baş harfi olmasıdır.[19]

Bilimsellik

İngiliz mistik, fizikçi ve astrolog Robert Fludd'un 17. yüzyıldaki çalışmalarını betimleyen bir çizim

Parapsikoloji yüz yılı aşkın süredir yapılan bilimsel araştırmalara rağmen psişik yeteneklere dair ikna edici bir kanıt ortaya koyamamakla eleştirilir.[20][21][22][23][24][25] Genel olarak bilim insanları Parapsikolojiyi sahte bilim veya sözdebilim olarak değerlendirir.[26][27][28][29]

Parapsikolojik araştırma laboratuvar araştırmasını ve bilimsel alan çalışmasını içeren bir dizi metodoloji gerektirir ki, günümüzde bu metodolojik parapsikoloji araştırmaları bazı özel laboratuvarlarda ve dünyanın çeşitli üniversitelerinde sürdürülmektedir.[30][] Bununla birlikte, günümüzde parapsikolojik araştırmalara etkin olarak destek veren (sponsorluğunu yapan, finanse eden) üniversiteler, tüm üniversitelerin sayısına oranla çok fazla değildir. Bu tür akademik araştırmalar özel parapsikolojik yayınlarda, bazı parapsikolojik araştırmalar da geleneksel gazetelerde makale olarak yayımlanmaktadır. Amerikalı parapsikologlarca sürdürülen deneyler iki alanda ya da iki yöntemde yoğunluk kazanmıştır. Kullanılan temel yöntemlerden biri, psikokinezinin varlığını ortaya koymak üzere RNG[31] yöntemidir, diğeri duyular-dışı algılamanın varlığını ortaya koymak üzere de uyaranlardan yalıtılmanın söz konusu olduğu “Ganzfeld uyarımı”dır. Bunlardan başka, parapsikolojik araştırma deneylerinin bir kısmını da, ABD'de, "gezici (coğrafi) durugörü" olasılıklarını incelemek üzere, devlet sözleşmesi altında sürdürülen araştırma deneyleri oluşturmaktadır.

Ray Hyman, Stanley Krippner, James Alcock ve bazı bilim insanları parapsikolojide kullanılan bu iki yönteme ve bu iki yöntemle elde edilen verilere eleştiri getirmektedirler. Kuşkucu araştırmacılara göre, yöntemsel (metodolojik) kusurlar, birçok parapsikolog tarafından sunulmuş normal-dışına ilişkin açıklamalardan ziyade, görünüşteki deneysel başarılar için en iyi açıklamayı sağlamaktadır.

Günümüzde parapsikolojik araştırma kuruluşlarının bir kısmı "psişik araştırma kurumu" adı altında etkinlik göstermektedir. Parapsikoloji günümüzde ABD'den Yunanistan'a dek yaklaşık 40 ülkede üniversitelerde kürsü edinmiş bulunmakta ve okutulmaktadır.[32][]

Kimilerine göre, parapsikoloji materyalist metapsişiğe verilen yeni isimdir ya da metapsişiğin materyalistleşmiş devamıdır.

Doğu Bloğu ülkelerindeki durum

Sheila Ostrander, Lynn Schroeder ve diğer birçok yazar vaktiyle Sovyetler Birliği’nde ve diğer birçok Doğu Bloğu ülkelerinde parapsikolojik alanda pek çok akademik araştırmanın yürütülmüş olduğunu, bu araştırmaların devlet tarafından desteklendiğini bildirmektedir.[33] Yazarlar kitaplarında CIA’nin çalışma programında da casusluk alanında kullanılmak üzere, parapsikolojik araştırma ve incelemelerin yer almış olduğuna dikkat çekmişlerdir.[34] Doğu Bloğu ülkelerindeki bu çalışmalar sonucunda söz konusu alanda Batı’daki parapsikolojik terimlerden farklı terimleri içeren bir terminoloji oluşmuştur. Doğu Bloğu ülkelerinde söz konusu alanda ortaya atılmış terimlerden bazıları psikotronik (parapsikoloji),[35] biyoenerji, biyoplazma, Kirlian fotoğrafçılığı olarak bilinir.[36]

Doğu Bloğu’nda Stalin döneminden itibaren medyumluk yeteneklerine sahip olduğunu iddia eden ünlü isimler arasında Wolf Messing, Nina Kulagina[37][38] ve Stanislawa Tmoczyk[39] sayılabilir. Bunlardan son ikisiyle bilim insanları sayısız deneyler yapmıştır.[]

Tarihçe

Parapsikolojik araştırma alanı için önceleri, özellikle Avrupa'da metapsişik ve parapsişik terimleri kullanılıyordu. Metapsişik terimi Aristo'nun "Metafizik" kitabının isminden esinlenen 1913 Nobel ödüllü fizyoloji profesörü Charles Richet (1850-1935)[40] tarafından 1905'te ortaya atılmış, parapsişik terimi ise, Dijon Akademisi ve Grenoble Akademisi rektörü olan Emden ödüllü bilimci ve filozof Emile Boirac (1851-1917)[41] tarafından ortaya atılmıştır. Prof. W. McDougall bu adı parapsikoloji terimiyle değiştirerek bu terimin uluslararası sahada kabul görmesini ve literatürde yerini almasını sağlamıştır. Fakat parapsikolojinin Amerikalı öncüsü biyoloji doktoru ve bitkibilimci olan Prof. J. B. Rhine’dır. Rhine çalışmaları sonucunda bazı kişilerin bedensel duyuları kullanmadan dış dünyadan ya da diğer insanların zihinlerinden bilgi edinebileceklerini iddia etti. Bu olguya duyular-dışı algılama (D.D.A.) ya da duyular-dışı idrak (D.D.İ.) anlamında "extra sensory perception" – (İngilizce kısaltılmışı: ESP) adını verdi.

Parapsikoloji terimi Alman psikolog Max Dessoir tarafından 1889’da ortaya atılmış, Rhine tarafından benimsenmiştir. Bununla birlikte 1930’lu yıllardan itibaren psişik fenomenin laboratuvar koşulları içine çekildiğinin, yani laboratuvar metodolojileri uygulanarak incelendiğinin vurgulanması amacıyla parapsikoloji terimi yerine “psişik araştırma" teriminin kullanımı daha yaygınlık kazanmıştır.[42]

Parapsikologlar parapsikolojinin tarihsel gelişim sürecini dört dönemde ele alırlar: Antik Dönem, Mesmerizm Dönemi, spiritüel bilgilerin yayıldığı, yani ekolleştiği Kurumlaşma Dönemi ve bir bilimsel araştırma alanı olarak üniversitelere yayıldığı Modern ya da Akademik Dönem.

Eski dönem

Ortaçağda radyestezi uygulamaları

Parapsikolojinin bu dönemine klasik dönem de denir. Bu dönem, tarih çağlarından başlayarak 1700'lü yıllara kadar sürmüştür. Psişik olduğu iddia edilen durumlar, yalnızca son yıllarda ilgi duyulup incelenenmemiştir. Örneğin Antik Yunan ve Roma’da kimi olguların, anlaşılamaz psişik güçler tarafından meydana geldiği sanılmaktaydı. O dönemde yaşamış Pisagor, Eflatun, Çiçero, Seneca, Virgil ve pek çok bilim, sanat ve devlet adamı bu konuları incelemişlerdi. Medyumluk yeteneklerine sahip olduğu iddia edilen insanlar, tarih boyunca büyücü, şaman, cadı, ermiş, kahin, mistik vs. adlarla ifade edilmişlerdir. Yine bazı yazıtlardan ve duvar resimlerinden anlaşılmaktadır ki eski insanlar da, günümüzde radyestezi olarak bilinen, "insan vücudu içindeki radyasyonun algılanması yeteneği" olduğu iddia edilen duruma inanmaktaydı; eski insanlar çatal çubuk yöntemiyle toprak altında su ve maden araması yapmışlardır. Bilinen en eski çatal çubuk resmi M.Ö. 1300 yıllarına aittir ve Mezopotamya’da bulunmuştur.[] Yine, Antik Yunan'da prekognisyon ve kehanet söylentileri oldukça yaygındı. Gerek Yunanistan’da gerekse Anadolu’da birçok kehanet merkezi, tapınağı mevcuttur. Bu döneme ait psişik konulardaki kayıtların hepsi elbetteki, günümüze kadar, olduğu gibi korunabilmiş değildir. Ancak, o dönemleri anlatan ikinci el eserlerden bunları elde etmemiz mümkün olmaktadır. Dolayısıyla arkeoloji biliminin bulguları, bilgileri ve birikimi arttıkça tarihi çağlarda psişik durumlar ile ne kadar ilgilenildiği hakkında daha doğrudan bilgi ve veri elde edilebilmektedir.

Mesmercilik dönemi

Mesmer’in baquet denilen kolektif tedavi uygulamasını tasvir eden gravür
Franz Anton Mesmer

Parapsikolojinin temelleri mesmercilik dönemde ortaya atılmıştır denilebilir. Çünkü bu dönemde ilk defa bir bilim insanı, bir tıp adamı, hastalarını ruhsal şifa yöntemleriyle tedavi ettiğini iddia ett. 1700’lü yıllarda Viyana'lı doktor Franz Anton Mesmer kendisine sinir rahatsızlığı ile gelen bazı hastaların tedavisi sırasında normal tıbbi müdahalenin yanı sıra mıknatıslı çubuklar kullanarak da sonuç alabildiğini iddia etti.[43] Araştırmalarına devam eden Mesmer bir müddet sonra mıknatıs çubuk yerine ellerini kullanarak da aynı işi yapabildiğini iddia etti.[43] Mesmer bunu, canlıların bedenlerinden yayılan canlısal manyetizma (hayvansal manyetizma ) adı verilen bir güçle açıklıyordu. Mesmer bu dönemlerde oldukça ciddi çabalar içerisinde bulunmuştur. Aleyhinde birçok meslektaşı vardı; ancak pek çok hastasının onun yöntemleriyle şifa bulduğu iddia edilir.[44] Mesmer’in çalışmalarını Fransız aristokrat Marki de Puysegur devam ettirmiştir. Puysegur bu bedensel manyetizma gücünün sadece şifacılarda bulunmadığını, her insanda mevcut olduğunu iddia ederek, hastadaki inanç ve iradenin fiziksel beden üzerinde değişiklikler meydana getirdiğini söylüyordu. Puysegur kendi yöntemleriyle insandaki "yapay uyurgezerlik" olayını ortaya çıkardı ve buna “somnambulizm” adını verdi. Bu değişik şuur halinin keşfi gelecekte birçok parapsikolog ve metapsişikçinin çalışmalarında büyük olanaklar sağlamıştır. Çünkü duyular-dışı algılama fenomenleri ya da halk arasındaki adıyla altıncı his, bu şuur halinde daha kolay ortaya çıkmaktaydı. Bu ön araştırmalarla ileride gelişecek olan parapsikoloji etüdünün temeli atılmış oluyordu. Artık parapsikologların eline birtakım veriler geçmiş bulunuyordu.[45]

Kurumlaşma dönemi

Henry Sidgwick
Salpêtrière ekolünden Charcot’nun bir histerik hasta üzerinde hipnoz gösterisi.
Ünlü spiritüalistlerden William Crookes
Charles Richet
Amerika’daki ilk psişik araştırmacılardan William James (1842-1910)
Medyum Eva Carrière’in elleri arasında belirdiği iddia edilen paranormal ışık (1912)

19. yüzyılın sonlarına doğru din ve bilimin insan varlığı ve ruhsal yapısı hakkındaki açıklamalarıyla yetinmeyen ve insan varlığının daha üstün, daha aşkın bir öze sahip olduğunu düşünen[46][47] bazı aydınlar, 1882 yılında Londra’da Psişik Araştırmalar Derneği’ni kurdular (İngilizce kısaltılmışı SPR: Society for Psychical Research). Derneğin ilk kurucuları arasında bulunan bilim insanlarının ve aydınların ortak düşüncesi, aynı zamanda, evrene şu soruyu sormaktı: "İnsanın öz varlığı bedenin ölümünden sonra varlığını sürdürür mü?" Dernek bazı bilim çevrelerince o kadar ilgi görüyordu ki gerek başkanları gerekse üyeleri tanınmış bilim insanlarıydılar. Başkanlar arasında Nobel Ödülü almış üç bilim insanı, bir başbakan ile çoğu fizikçi ve filozoflardan oluşan çok sayıda profesör bulunmaktaydı.[48][49] Yani, ruhsal araştırmalar alanında kurulmuş bu ilk dernek aslında önemsiz, küçük, kendi alanında araştırmalar yapan bir dernek değildi. Aksine gerek kurucuları, gerek başkanları, gerekse üyeleri o dönemin bilim ve düşünce tarihine isimlerini yazdırmış kimselerdi.[48][49][50]

Bu aydın bilim insanları 19.yy. biliminin kendilerini bir çeşit "mekanik kör düğüm" içine sürükleğini düşündüklerinden, kendilerini bu durumdan çıkaracak bir yol bulma konusunda uzlaşıyorlardı. İngiliz Psişik Araştırmalar Derneği üyeleri bu amaçla insan varlığının duyular-dışı yönlerini ve özellikle psişik yeteneklerini inceleme yoluna gittiler. Konuyla ilgili yüzlerce vaka topladılar ve bunları hiçbir ayrıntıyı kaçırmadan objektif bir biçimde incelediler. Bunun yanı sıra bu araştırmaları destekleyici birçok psikolojik araştırmalar da yaptılar.[51] Çoğunun yüksek dereceli çabalarından dolayı o günlerde açıklanamaz olarak görülen olaylar, bugün birçok ılımlı bilim insanı tarafından kabul edilmektedir. Ayrıca aralarında Freud, Pierre Janet ve C.G. Jung’un da bulunduğu ilk psikoterapistlerin çoğu bu derneğin üyesiydi. Bu ünlü psikologlar da dernek çevresinde çok önemli ve yararlı çalışmalar yapmışlardır.[52]

Psikanaliz ekolünün kurucusu Freud "eğer yaşamımı tekrarlayabilseydim, kendimi psikanaliz yerine parapsişik araştırmaya adardım" demiştir.[53] Kendisinin telepatiyle ilgili görüşlerini bildirdiği "Psikanaliz ve Telepati" başlıklı raporu bazı bilim çevrelerinin baskısı nedeniyle ancak ölümünden sonra yayınlanmış ve beklenildiği gibi, pek yankı da uyandırmamıştır.

Parapsikoloji araştırmalarının yakın tarihini oluşturan kurumlaşma döneminde başlıca üç kuruluşun faaliyetleri görülmektedir: Klasik deneyleri ile ilk adımları atan, 1882'de kurulan İngiliz Psişik Araştırmalar Derneği, (SPR)[54] 1919'da kurulan Uluslararası Metapsişik Enstitüsü (Institut Métapsychique International)[55] ve Prof. J. B. Rhine'ın 1932'de Kuzey Carolina'da Duke Üniversitesi Psikoloji Fakültesi'nde kurduğu Parapsikoloji Laboratuvarı'dır. Her üç kuruluşun da başkanları genellikle bilim insanları olmuştur.

Örneğin, İngiliz Psişik Araştırma Derneği'ne başkanlık yapmış isimlerden bazıları tarihsel sırasıyla şunlardır:

Uluslararası Metapsişik Enstitüsü'nün üyelerinden bazıları da şunlardır:

  • Prof. Charles Richet (d. 1850 - ö. 1935)Fransız fizyoloji bilgini, bakteriyolog, psikolog, patolog, tıp istatikçisi, şair, roman ve oyun yazarı, 1913 Nobel Fizyoloji-Tıp ödüllü. (I.M.I. başkanı)
  • Prof. Emmanuel Leclainche (1861-1953) Fransız Bilimler Akademisi başkanı
  • Prof. Robert Tocquet (1898-1993) Fransız kimyacı (I.M.I. başkanı)
  • Prof. René Dufour (1894-1977) Fransız fizikçi-mühendis
  • Prof. Bernard Cuneo (1873-1944) Tıbbi cerrahi anatomi profesörü
  • Prof. Olivier Costa de Beauregard (1911-2007) Fransız fizikçi, Ulusal Bilimsel Araştırma Merkezi (CNRS) araştırma müdürü
  • Prof. Hans Bender (1907-1991) Alman psikolog ve hekim, Institut für Grenzgebiete der Psychologie und Psychohygiène (IGPP) kurucusu
  • Prof. W.H.C. Tenhaeff (1894-1981) psikolog, Utrecht Devlet Üniversitesi'nde parapsikoloji profesörü
  • Prof. Leonid Leonidovitch Vassiliev (1891-1966) Rus fizyolog, Leningrad Üniversitesi'nde araştırmacı profesör
  • Prof. Gardner Murphy (d. 1895 - ö. 1979) Psikoloji profesörü
  • Prof. Sir Oliver Lodge (d. 1851 - ö. 1940) İngiliz fizik profesörü, Güneş’in radyo dalgaları yaydığını ilk fark eden bilim insanı[57]

Avrupa'daki kurumlaşma süreci ve kurumlaşma dönemi araştırmaları

Ünlü spiritüalistlerden Sir Arthur Conan Doyle

SPR’nin kuruluşundan birkaç yıl sonra 1885’te ABD'nde özellikle psikolog William James’in çabalarıyla parapsişik araştırmalar yapmak üzere yeni bir dernek kuruldu. SPR'yi örnek alan bu derneğin adı da Amerikan Psişik Araştırmalar Derneği'ydi.[58] Bu derneğin üyeleri de parapsikolojik, parapsişik ya da paranormal diye adlandırılan her türlü olayı incelemek amacını güdüyordu.

SPR ve ASPR’yi örnek alan diğer Avrupa ülkelerindeki aydın bilimciler de birbiri ardına, psişik araştırmalara eğilmeye, dernekler kurmaya başladılar. Fransızlar 1919’da söz konusu alanda önemli bir yer edecek olan Uluslararası Metapsişik Enstitüsü’nü kurdular.

Kısa bir süre sonra Almanya, İtalya ve İskandinav ülkelerinde de benzeri kuruluşlar ortaya çıkmaya başlamıştı. Ardından 1921 yılında Kopenhag’da ilk Uluslararası Psişik Araştırma Konferansı'nın düzenlenmesiyle parapsikolojik araştırmalarda uluslararası bir plâtform oluşmaya başlamıştı. O yıllarda artık ülkeler, bu alanda birbirlerinden bilgi almaya başlar hale gelmişlerdi. Araştırmacı Hereward Carrington’ın yayımladığı bir rapora göre 1930’a kadar -öncü ülkelerin dernekleri dışında- şu ülkelerde psişik dernekler kurulmuş bulunuyordu: Avusturya, Rusya, İspanya, Portekiz, Hollanda, Belçika, İsviçre, Yunanistan, Polonya, İzlanda, Japonya, Meksika, Kanada, İrlanda, Avustralya, Yeni Zelanda, Güney Afrika Cumhuriyeti, Hindistan, Çin ve Arjantin. (Bu listeye, resmi olmayan kuruluşlar dahil edilmemiştir.)

Londra'da 1882'de kurulan İngiliz Psişik Araştırmalar Derneği önce, inceleme konularını alanlarına göre sınıflandırdı: Bu sınıflandırılmış alanlar içinde, telepati, hipnotizma, Reichenbach fenomeni, aparisyonlar, tekinsizyer fenomeni, Spiritüalizm'deki "fiziksel medyumluk" fenomen ve yetenekleri, "döner masa" fenomeni, ektoplazma oluşumları, materyalizasyon sayılabilir. Bu kurum, Avrupa'nın diğer ülkelerindeki ve ABD'ndeki benzer kurumların oluşmasında örnek oluşturmuştur. Fransa'da 1919'da kurulan Uluslararası Metapsişik Enstitüsü de çalışmaları ve ardıl kurumlara örnek olması bakımından İngiliz Psişik Araştırmalar Derneği’nden aşağı kalmamıştır. Uluslararası Metapsişik Enstitüsü özellikle Charles Richet, Jean Meyer, Gustave Geley gibi bilimcilerin çalışmalarıyla metapsişik alanda adını duyurmuştur. Kurum, araştırma ve incelemelerinin yanı sıra metapsişik terimlerin ortaya atılmasında ve yerleşmesinde başarılı çalışmalarda bulunmuştur. Bu terminolojik çalışmalarda özellikle kurumun üç kurucusundan biri olan Jean Meyer’in katkısı büyüktür. Kurumun diğer iki kurucusu İtalyan kökenli Prof. Rocco Santoliquido ve Dr. Gustave Geley’dir. Prof. Charles Richet psişik deneylere istatistiksel yöntemi ilk kez uygulayan kişi olmuştur. İnsanda meydana geldiği iddia edilen normal psişik halleri aşan duyular-dışı yetenekleri ifade etmek üzere, metapsişik terimini de yine ilk kez Charles Richet kullanmıştır.

ABD'deki araştırmalar-parapsikoloji laboratuvarda

İlk parapsikoloji laboratuvarlarında telepatik iletişim olasılığını test etmek üzere kullanılan Zener kartları, iç yüzlerindeki sembollerle

1911’de Stanford Üniversitesi ABD'de duyular-dışı algılamayı ve psikokineziyi laboratuvar koşullarında etüd eden ilk akademik kurum oldu. Bu konuda John Edgar Coover yoğun çaba göstermiştir. 1930’da ise Duke Üniversitesi ABD'nde ESP ve psikokineziyi laboratuvar koşullarında etüd etmek isteyen ikinci akademik kurum oldu. Psikolog William McDougall’un ve Karl Zener, Joseph B. Rhine, Louisa E. Rhine gibi, Üniversite’nin psikoloji bölümünden çeşitli öğretim görevlilerinin önderliğiyle, üniversite öğrencileri içinden seçilmiş gönüllü deneklerin kullanıldığı laboratuvar deneyleri başladı. İlk deneylerde Zener kartları ve zar kullanılyor, niceliksel ve istatistiki bir yaklaşımın söz konusu olduğu bu deneylerde deneklerin tahminlerindeki başarılar istatistiki olarak kaydediliyordu. Duke Üniversitesi’ndeki bu deneylerin sonucu olarak, ESP’nin test edilmesindeki standart laboratuvar süreçleri gelişti ve bunlar dünyadaki pek çok ilgili araştırmacılar tarafından benimsendi.[59] Rhine’nın 1937’de yayımlanan “Zihnin Yeni Sınırları” kitabı laboratuvar sonuçlarının halka aktarılmasını sağladı. Rhine, kitabıyla üniversitede sürdürülen araştırmaları açıklarken, Alman psikolog Max Dessoir’ın 40 yıl önceye ortaya attığı “parapsikoloji” terimini de popüler hale getirmiş bulunuyordu. Rhine aynı zamanda özerk bir parapsikoloji laboratuvarı kurdu ve McDougall ile 6 ayda bir çıkan Journal of Parapsychology’ yi yayımlamaya başladı. Daha sonra bu çalışmalar, akademik psikologlardan pek çoğunun tepkisine neden olmuş ve eleştirilmiştir. Rhine ve çalışma arkadaşları bu eleştirilere yeni deney, makale, kitaplarla yanıt verdiler ki, yanıtlarını esas olarak “Altmış Yıldan Sonra Duyular-dışı Algılama” (Extra-Sensory Perception After Sixty Years) adlı kitaplarında ortaya koydular. Parapsikoloji tarihinde adından en çok söz edilen kişi parapsikolojinin babası olarak bilinen Prof. J. B. Rhine olmuştur. Rhine’ın iki önemli adımından biri 1932 yılında Duke Üniversitesi Psikoloji Fakültesi’nde Parapsikoloji Laboratuvarı'nı resmen kurması, diğeri de bu laboratuvarda yapmış olduğu iddialı, bilimsel çalışmalarıdır. Kurulan bu laboratuvar sembolik olarak büyük bir önem taşıyordu; parapsikoloji, bu laboratuvarla ilk kez akademik bir saygınlık kazanmıştı. Kimilerine göre, Rhine’ın Parapsikoloji Laboratuvarı’ndaki çalışmalarıyla parapsikoloji bilimsel temellere oturmuştur. Kuruluşundan bugüne kadar ruhsal olduğu düşünülen durumların farklı tiplerinin ölçümüyle ilgili yöntemler bu laboratuvarda geliştirilmiştir. Örneğin duyular-dışı algılama testlerinde kullanılan Zener kartları bu laboratuvarda Karl E. Zener tarafından bulunmuştur. Laboratuvarda istatistiksel yöntemler de sık olarak kullanılmıştır.

Fakat Duke Üniversitesi’nin yönetimindekiler, zamanla parapsikolojiye sempatilerini azaltmak zorunda kaldılar ve Rhine’ın 1965’te emekli olmasından sonra parapsikolojiyle bağlarını kopardılar. Rhine da daha sonra İnsan Doğasını Araştırma Vakfı’nı ve Duke Üniversitesi’ndeki laboratuvar çalışmalarının devamı için, bir Parapsikoloji Enstitüsü (the Institute for Parapsychology) kurdu.[59] Rhine’ın doğumunun yüzüncü yılı olan 1995’te söz konusu vakıf adını “the Rhine Research Center” olarak değiştirdi.

Parapsikoloji Kurumu’nun kurulması

Psikokinezinin ünlü isimlerinden Uri Geller: Uri Geller'ın tüm gösterilerinin bir illüzyon gösterisi olarak yapılabileceği gösterilmiştir.[60]

Psikolojinin giderek mekanik ve davranışçı anlayışa yönelmesiyle parapsikolojiye karşı azalan akademik ilgi, farklı psişik yeteneklere sahip üç medyum ya da psişik üzerinde yapılan deneyler sayesinde 1950’lerin sonunda yeniden artmaya başlamıştı. Bu üç ünlü psişik, düşünce fotoğrafçılığı alanında ün yapmış Ted Serios, kaşıkları eğip bükmesiyle psikokinezi alanında ün yapmış Uri Geller ve gezici durugörü yeteneğiyle ün yapmış Ingo Swann’dır.

Parapsikoloji Kurumu 19 Haziran 1957’de Durham’da (Kuzey Caroline) kuruldu. Oluşumu Duke Üniversitesi’nin parapsikoloji laboratuvarındaki çalışmalar sırasında Rhine tarafından önerilmişti. Rhine’ın önerisinde, parapsikoloji alanında uluslararası profesyonel bir kurumun çekirdeği olacak bir grubun oluşturulması fikri yatıyordu. Bu organizasyonun amacı, tüzüğünde belirtildiği gibi, “parapsikolojiyi bir bilim dalı olacak şekilde ilerletmek, bu alandaki bilgileri yaymak ve bu bilim dalında elde edilen sonuçları, diğer bilim dallarında elde edilen sonuçlarla bütünleştirmek” idi.[61]Antropolog Margaret Mead bakanlığındaki Parapsikoloji Kurumu, 1969'da dünyadaki en büyük genel bilimsel kurum olan Bilimin Gelişmesi Amerikan Kurumuna (American Association for the Advancement of Science) bağlanmasıyla parapsikolojiyi ilerletmesinde büyük bir gelişme kaydetmiş bulunuyordu.[42] 1957'de Rhine tarafından kurulan Parapsikoloji Kurumunun, 1969 Aralık ayında Amerikan Bilim Geliştirme Kurulunda (AAAS) kabul edilmesi parapsikolojinin saygınlığını kazanmasında önemli bir adım olarak kabul edilir. Kimilerince bu, parapsikolojinin bilimsel saygınlığının resmi biçimde onaylanması sayılabilirdi. Bu olay, özellikle ABD üniversitelerinde psi araştırmalarının artmasına neden olacaktı. Günümüzde Parapsikoloji Kurumu, üyeleri psi fenomenini inceleyen bilim insanları ve akademisyenlerden oluşan, yaklaşık 300 üye kuruma sahip büyük bir kuruluş olup, Bilimin Gelişmesi Amerikan Kurumuna bağlılığını sürdürmektedir.[62] Bilimin Gelişmesi Amerikan Kurumunun yıllık kongresi parapsikologlara, araştırmalarını diğer bilim dallarındaki bilim insanlarına sunabilecekleri ve ulusal bilim politikası güden Bilimin Gelişmesi Amerikan Kurumuna politikasına uygun olmak şartıyla parapsikolojiyi ilerletebilecekleri bir forum olanağı sağlamaktadır.[62]

1960'lı yıllarda Doğu Bloğu’ndaki çalışmalar

İlginçtir ki, Rhine'ın ardından yani 1960'lı yıllarda tüm Avrupa ve Amerika'da parapsikoloji alanında durgunluk dönemi yaşanmasına karşın, bu dönemde Sovyetler Birliği'nde ve ona bağlı sosyalist ülkelerde bu dalda büyük bir ilerleme görülmüştür. Örneğin 1968 yılında yapılan uluslararası parapsikoloji kongresinde Batılılar hâlâ istatistik ve olasılık hesaplamalarını tartışırlarken, Sovyet delegeleri bütün duyular-dışı algılama fenomenlerinin kanıtlanmış olduğundan bahsediyorlardı. Onlar Batılı meslektaşlarıyla aynı yöntemleri kullanmamışlardı. Parapsikolojik araştırmaların istatistik ve olasılık hesaplamalarıyla kanıtlanamayacağını, çünkü bu tür olaylarda tekrarlanabilirliğin her zaman mümkün olmadığını biliyorlardı. Bu mantık ve yöntemlerle hareket eden Çekoslovakya, Romanya, Bulgaristan, Çin, Moğolistan gibi ülkelerde de parapsikoloji çalışmaları devlet desteğinde sürdürülmüş ve pek çok olumlu sonuç elde edilmiştir.[63]

Araştırmanın genişlemesinin 10 yılı (1970’ler)

Stanford Araştırma Enstitüsü'nün Menlo Park Kampüsü'nün havadan görünüşü

Doğu Bloğu ülkelerinde parapsikolojik araştırmaların yoğun olarak sürdürüldüğünün öğrenilmesi, Parapsikoloji Kurumunun Bilimin Gelişmesi Amerikan Kurumuna bağlanması ve 1970'li yıllarda psişik ve okült fenomenlerin kabul edilebilir konuma gelişi parapsikolojik araştırmaların bu on yıl boyunca gitgide genişlemesini sağladı. Bu dönemde ABD'de pek çok saygın organizasyonlar oluşturuldu, önemli kurumlar kuruldu. Bunlar arasında, Parapsikoloji ve Tıp Akademisi (1970), Bilim-ötesi (Parascience) Enstitüsü (1971), Din ve Psişik Araştırma Akademisi, Zihinsel Etkinlik Bilimleri Enstitüsü (1973), Kirlian Araştırma Ulusal Kurumu (1975), Princeton Mühendislik Normal-dışı Araştırma Laboratuvarı (1979) sayılabilir. Bu dönemde Stanford Üniversitesi de,1946'da kurmuş olduğu Stanford Araştırma Enstitüsü yoluyla parapsikolojik çalışmalarına yeniden yoğunluk verdi.[42]

Parapsikoloji'nin gözlem ve bakış açısı bu yıllarda bir hayli gelişti. 1970'li yıllarda psikiyatr Ian Stevenson araştırmalarını reenkarnasyon konusunda yoğunlaştırdı. Psikolog Thelma Moss kendisini UCLA'nın parapsikoloji laboratuvarında Kirlian fotoğrafçılığı çalışmalarına adadı. Bu dönemde Asya’dan Amerika’ya mistik öğretmenlerin akını ve onların meditasyon yoluyla ortaya koydukları yetenekler araştırmacıları “değişik şuur halleri”ni araştırmaya yöneltti. Fizikçi Russell Targ 1974’te Stanford Araştırma Enstitüsü’ndeki bazı çalışmalarında gözlemlediği bir psişik yeteneği adlandırmak üzere “gezici (coğrafi) durugörü” terimini ortaya attı.[42][64]

Bu dönemde parapsikoloji dışındaki akademisyenlerde de bu tür araştırmalara karşı genel bir iyimserliğin hakim olduğu görülmekteydi. 1979'da 1100 profesör üzerinde yapılan bir araştırma bunu gözler önüne sermekteydi. Örneğin bu araştırmada psikologlardan yalnızca % 2'si duyular-dışı algılamanın olanaksız olduğunu ifade ediyordu. Bu profesörlerin % 34'ü ESP'ye inandıklarını, bunun saptanmış bir gerçek ya da muhtemel bir olasılık olduğunu belirtiyorlardı. Doğa bilimleri bilim insanlarının % 55'i, sosyal bilimlerdeki bilim insanlarının % 66'sı, sanat ve eğitimdeki akademisyenlerin de %77'si ESP araştırmalarını zahmete değer bulmaktaydılar.[65]Paranormal araştırmadaki bu yükseliş 1970'li ve 1980'li yıllarda devam etti. 1980'li yılların sonlarına doğru Parapsikoloji Kurumu, kendisine üye kurumların 30 ülkede faaliyet gösterdiğini açıklıyordu ki, bu sayıya Doğu Bloğu ülkelerindeki kurumlar dahil değildi.[42]

Günümüzde parapsikoloji

Beyin dalgalarından alfa ritminin ESP ile ve özellikle telepati fenomeniyle yakından ilgili olduğu saptanmıştır.

Çağdaş parapsikolojik araştırma ABD’de günümüze doğru, gitgide küçülme göstermiştir. Bunun nedenlerinden biri önceki araştırmaların sonuçlarının bilim insanları tarafından güvenilir ve inandırıcı bulunmaması ve özellikle, parapsikologların diğer bilim dallarındaki akademik meslektaşlarından gelen güçlü muhalefetle karşı karşıya kalmaları olabilir.[42] ABD'de parapsikoloji alanında araştırma yapan laboratuvarlardan birçoğu kapanmıştır. Bunun nedeni, parapsikolojinin ABD'de bilim otoriteleri tarafından tam manasıyla bir bilim olarak kabul edilmeyişidir. ABD'de giderek kapatılan bu akademik laboratuvarların yerini özel kaynaklarca kurulan özel kurumlar aldı ve böylece ABD'nde parapsikoloji özel kurumlar içine hapsolmuş oldu.[42] 28 yıllık araştırma faaliyetinden sonra Princeton Üniversitesi’nin normal-dışı araştırma laboratuvarı 2007'de tasfiye edildi.[66] ABD'de hâlen iki üniversite, akademik parapsikoloji laboratuvarını faaliyet halinde tutmaktadır:

  • Virginia Üniversitesi, Psikiyatrik Tıp Bölümü, Algı Etüdleri Dalı/Kürsüsü: Bedensel ölümden sonra şuurlu yaşam olasılığı üzerine çalışmalarını sürdürmektedir.
  • Arizona Üniversitesi, Veritas Laboratuvarı: Medyumları laboratuvar koşulları içinde incelemektedir.

Günümüzde parapsikolojik çalışmaların akademik olarak sürdürüldüğü Avrupa ülkeleri arasında başı çeken ülkelerden biri İngiltere’dir. Parapsikolojik araştırmalar, günümüzde psikolojinin alt dalları olarak da yaygınlaşmıştır. İnsan zihninin aşkın ya da spiritüel olduğu düşünülen yanını etüd eden "transpersonal psikoloji" ve sübjektif normal-dışı deneyimleri geleneksel psikolojik terimleri kullanarak inceleyen "anomalistic psikoloji" buna örnek olarak gösterilebilir.[67][68]

Edinburgh Üniversitesi

Avrupa'da parapsikoloji dalının bulunduğu bazı üniversiteler şunlardır:

  • Edinburgh Üniversitesi, Koestler Parapsikoloji Ünitesi (KPU), (İskoçya)[69]
  • Northampton Üniversitesi, Parapsikoloji Bölümü (İngiltere)[70]
  • Utrecht Üniversitesi, Parapsikoloji Kürsüsü (Hollanda)[71]
  • Lund Üniversitesi, Parapsikoloji Bölümü (İsveç)[72]
  • Herfortshire Üniversitesi, Psikoloji Bölümü, Perrott-Warrick Ünitesi (İngiltere)
  • London Üniversitesi, Goldsmith, Normal-dışı Psikoloji Araştırma Ünitesi (İngiltere)[73]
  • Liverpool Hope Üniversitesi, Parapsikoloji Araştırma Grubu (İngiltere)[74]
  • Liverpool John Moores Üniversitesi, Şuur ve Transpersonal Psikoloji Araştırma Ünitesi[75]

Elektroansefalogram aygıtı ve beyin dalgalarının ölçülmesi

Hayvanlarda beyin, merkezi kontrol organı olarak, tüm diğer organların işlevlerini denetler ve yönetir. Bu işlevlerini yürütürken, beynin faaliyetlerine elektriksel olayların eşlik ettiği yüzyılımızın başlarından beri bilinmektedir. Kafatası çevresine yerleştirilen elektrotlar yardımı ile, beynin faaliyeti sırasında kendiliğinden oluşan, sürekli ritmik elektriksel potansiyel değişimlerinin veya reseptör faaliyetlerine bağlı olarak uyarılmış durumda iken biraz daha farklı olan potansiyel değişimlerin yazdırılması yöntemine elektroansefalografi (EEG) denir.[76]

Alfa dalgaları

Beyin içinde veri iletimini sağlayan, tüm sinir sistemini oluşturan, nöron adı verilen hücrelerde, söz konusu verinin iletimi bir elektriksel sinyal şeklindedir.[77] Hücrenin farklı noktalarında farklı zamanlarda farklı iyon konsantrasyonu oluşur. Bu farklı iyon konsantrasyonları hücrenin farklı kısımlarının farklı elektriksel potansiyele sahip olmasına neden olur. Beyin bir bütün olarak düşünüldüğünde, insan farklı düşünce anlarında iken beynin farklı kısımlarında farklı veri iletimleri oluşacak, dolayısıyla kafatasının farklı kısımları farklı elektriksel potansiyellere sahip olacaktır. EEG aygıtı hassas bir gerilim ölçer olarak da düşünülebilir. Bu aygıt kafatasının farklı noktaları arasındaki potansiyel farkını ölçer. Bu potansiyel farkın zamana bağlı grafiği bir kâğıda çizdirildiğinde elde edilen şekil bir "dalga" ya benzer. Burada "beyin dalgası" olarak adlandırılan kavram, kafatasının farklı noktaları arasındaki potansiyel farkın zamana bağlı olarak kâğıda çizdirilmesi sonucu oluşan dalga şeklidir (Bkz. Şekil : Alfa dalgası).

Bu aygıt klinik araştırmalar kapsamında, beynin farklı düşünsel zamanlarda farklı noktaları arasındaki potansiyel farkı ölçmek için tasarlanmıştır.[78] Böylece normal bir insan ile epilepsi gibi çeşitli beyinsel hastalıklara sahip insanlar arasındaki farklılıklar gözlemlenmiş, insanın beyinsel bir rahatsızlığa sahip olup olmadığının tespiti kolaylaştırılmıştır. Örnek olarak bir insan beyninde, derin uyku durumunda veya genel anestezik durumlarda "delta" adı verilen dalgalar; rüyalı uyku durumu veya orta anestezik durumlarda "beta" adı verilen dalgalar; uyanık bireylerin fiziksel ve zihinsel olarak tam dinlenimde bulunduğu, dış uyaranların olmadığı, gözlerin kapalı durumlarda ise "alfa" adı verilen dalgalara karşılık genel potansiyel farklar oluşur. Bu farklı potansiyeller, tamamen beynin farklı düşünme anlarında, nöronlar arası farklı veri iletimleri sonucu beynin farklı kısımlarında farklı iyon konsantrasyonları oluşması ve bunun da bir potansiyel fark oluşturması fiziksel gerçeği sonucunda oluşur.[79]

Parapsikolojik araştırmalar kapsamında yapılan deneylerde hafif hipnoz,trans ve meditasyon hallerinde beynin alfa dalgaları yayınladığı saptanmıştır. Parapsikolojide hafif hipnoz, tranz ve meditasyon olarak adlandırılan durumların "uyanık bireylerin fiziksel ve zihinsel olarak tam dinlenimde bulunduğu, dış uyaranların olmadığı, gözlerin kapalı olduğu" durumlara karşılık geldiği göz önüne alındığında, bu durumlarda elde edilen alfa dalgalarının fizik-ötesi herhangi bir duruma karşılık gelmediği görülmektedir.

Parapsikoloji'nin içerdiği ve ilgilendiği konu ve alanlar

Bir psikokinezi seansında büküldüğü iddia edilen kaşık
Daniel Dunglas Home’un levitasyonunun tasviri, Les Mystères de la science 1887
Reenkarnasyonu tasvir eden bir sanat eseri

Günümüzde, parapsikolojik incelemelerde psişik yetenekler ve deneyimler, biçimleri bakımdan iki grupta ele alınırlar:

  • Zihinsel deneyimler: Parapsikoloji araştırmalarında zihinsel ya da öznel ortaya çıkan fenomenleri kapsar. Burada süjenin, yani deneğin dış dünyadan aracısız bilgi alması olayı söz konusudur. Bu fenomenler parapsikolojide duyular-dışı algılama başlığı altında incelenir. Durugörü (uzaktan görme), telepati (düşünce nakli, uzaduyum), prekognisyon (önceden bilme), psikometri (ruhsal ölçüm), şifacılık, beden-dışı deneyimler (astral seyahat) ve benzeri fenomenler bu gruba girer.
  • Fiziksel etkiler: Deneğin, çevresindeki eşyalar üzerinde bedenini kullanmaksın fiziksel etkiler oluşturması fenomenlerini kapsar. Bu tür fenomenler telekinezi ya da psikokinezi (P.K.) başlığı altında incelenmektedir. P.K. etkisine, ruhsal gücün madde üzerindeki fiziksel etkisi de denebilir.

Parapsikoloji'nin içerdiği ve ilgilendiği konu, alan ve fenomenlerden bazıları şöyle açıklanır:

  • Backster etkisi: Bitkisel algılama ya da bitkilerdeki psişik algılama.
  • Beden-dışı deneyim: Kişinin uyku gibi ruh ve beden bağlarının gevşediği hallerde esîrî beden ya da astral beden (spiritüalizm'de duble) denilen süptil maddelerden oluşan bedeniyle fiziksel bedeni dışında, bilinci yerinde olarak, başka mekanlarda dolaşmak üzere yolculuk yapması.
  • Değişik şuur halleri: İnsanın uyanıkken bulunduğu olağan şuur halinden farklı şuur halleri.
  • Durugörü: Canlı ve cansız nesnelerin ve olayların beş duyunun yardımı olmadan (paranormal olarak) algılanması. Bu alanda en tanınmış isim Ingo Swann'dır.
  • Düşünce fotoğrafçılığı: Bir fotoğraf cihazı kullanarak veya kullanmadan, insanın düşünce ve imajlarının hassas bir fotoğraf filmi üzerine kaydedilmesini konu alan paranormal fotoğrafçılık. Bu alanda en tanınmış isim Ted Serios'tur.
  • Ekminezi: Hipnoz veya "psikolojik ayrışma" içindeki süjede (denekte) içinde bulunduğu yaşamdaki veya geçmiş yaşamlarındaki (reenkarnasyonlarındaki) izlenimlerin tekrar canlanması ve bunu sağlayan yöntem.
  • Empati: Birbirlerine manevi bakımdan sıkıca bağlı iki canlı arasında, duygu ve ruhsal hallerin aktarılması fenomeni.
  • Felaket belirtisi: Kişide ölüm, kaza veya aniden rahatsızlanma gibi hoş olmayan olaylardan birkaç saat kadar kısa bir süre önce oluşan normal-dışı ön belirtiler.
  • Levitasyon: İnsan ya da hayvan vücudunun veya özgül ağırlık olarak havadan daha ağır nesnelerin görünür herhangi bir fiziksel etkenin yardımı olmadan havaya kaldırılması, havada asılı kalması veya havada gezinmesi. Batı'da levitasyon fenomeni konusunda en tanınmış isim Daniel Dunglas Home'dur. (Yogi Pullavar’ın 1936 yılında Hindistan’daki levitasyon gösterisi)
  • Ölüm döşeği vizyonları: İnsanın ölüm sırasındaki paranormal algıları.
  • Ölüm-ötesi deneyimi: Bedensel işlevleri bakımından tıbben ölü sayılmış, fakat bir süre sonra reanimasyon (yeniden canlandırma) yöntemleriyle veya kendiliğinden yeniden yaşama kavuşmuş kimselerin bu ölüm ve yeniden yaşama dönüş arasındaki sürede geçirdikleri deneyim.
  • Prekognisyon: Meydana gelecek olayların önceden paranormal olarak algılanması fenomeni.
  • Psikokinezi (Telekinezi): Kişinin maddeler üzerinde düşünce gücüyle etki yapması. Bu alanda en tanınmış isimler Uri Geller ve Nina Kulagina'dır.
  • Reenkarnasyon: Ruhun sürekli olarak tekrar bedenlenmesi.
  • Rüyalarda ESP
  • Tekinsizyer: Fantomların görülmesi, eşyaların kendiliğinden hareket etmesi, mahiyeti anlaşılamayan birtakım seslerin duyulması gibi olayların sıkça gözlemlendiği yerler.
  • Telepati: Düşünceler arasında doğrudan doğruya bağlantı kurulması, iki zihin veya ruh arasında imaj, fikir, sembol tarzında ortaya çıkan tesir alış verişi.[80]

Parapsikoloji'nin çeşitli alanlardaki uygulamaları

Belirli bir sayıda da olsa psi deneklerinin yardımıyla gerçekleştirilen arkeolojik keşifler olmuştur ve psi deneklerinin yardımıyla sürdürülen arkeoloji çalışmaları vardır.[81] Bu konuda özellikle, 4445 denek tarafından verilen enformasyonlardaki çakışmalardan yola çıkarak kazı yerlerini belirlemek amacını güden Stephan Schwartz'ın çalışmalarını belirtmek gerekir.[82] Bununla birlikte, psi denekleri tarafından sunulan, keşif yapma olanağı sağlayan enformasyonların kesinlik ölçüsünü saptamanın güçlüğüne de dikkat çekmek gerekir.

Bu konuda en tanınmış çalışmalar CIA’nin himayesinde gerçekleştirilmiş olanlardır ki bunların son kod adı “Stargate”dir.[83] Yaklaşık 20 yıl boyunca CIA tarafından çok gizli bir program uygulamaya kondu. Bu programda seçilmiş ve hazırlanmış bir grup deneğin istihbarat alanında kullanımı söz konusuydu. Bu ekipte en yetenekli denek olarak kabul edilen Joe McMoneagle çalışmasından dolayı liyakat nişanı aldı.[84]

  • Kayıp kişilerin aranması alanında

Yine psi deneklerinin verdikleri enformasyonlar sayesinde bulunan kayıp kişiler olmuştur.[85] Bu bakımdan ABD gibi kimi ülkelerde polisin kayıp kişileri bulmada çaresiz kaldığında zaman zaman medyumlara başvurduğu ileri sürülür.

Araştırmalar

Metodolojisi

Parapsikologlar, paranormal fenomen etüdünde fenomene çeşitli yöntemlerle yaklaşımda bulunurlar. Bu yöntemler, geleneksel psikolojide kullanılan niteliksel yaklaşımların yanı sıra, niceliğe dayalı deneysel ve gözlemsel metodolojileri de içerir. Parapsikologların çoğu, etütlerinde, psinin istatistiki kanıtını sınarken "meta-analiz" yöntemini kullanırlar.[86]

Ganzfeld uyarımı

Üzerinde telepati deneyi yapılacak olan, Ganzfeld uyarımına sokulmuş bir denek.

Ganzfeld uyarımı (ganzfeld stimulation) parapsikoloji laboratuvarlarındaki deneylerde denekte duyular-dışı algılamayı harekete geçirmek üzere “duyumsal yoksunluk” sağlanması (duyumsal uyaranların minimum düzeye indirildiği bir ortam sağlanması) olayına verilen addır.

Önceleri vizüel süreç testlerinde kullanılan terim, 1973 yılından itibaren psi testlerindeki uygulamalar için kullanılmaya başlanmıştır. Bu uyarım sayesinde, beş duyusunu kullanamayan deneğe paranormal algılamalar için bir çeşit fırsat ortamı yaratılmakta, denek, zorunlu olarak duyular-dışı algılama alanına itilmektedir. Fakat beklenen paranormal algılamalardan hangisinin oluşacağı bilinmez; yani denekte bir telepati fenomeni de oluşabilir, durugörü de, prekognisyon da.

Parapsikologlar ganzfeld uyarımını sağlamak üzere, “yüzme kabini” veya “izolasyon kabini” denilen, ısısı beden ısısına ayarlı, tuzlu suyla dolu, gürültü ve diğer uyaranlardan yalıtılmış çeşitli kabinler hazırlamışlardır.[87]

Ganzfeld uyarımı bir telepati denemesi için yapıldığı takdirde söz konusu “duyumsal yalıtılma” hem “alıcı” denek, hem de “verici” denek üzerinde uygulanır. Yaklaşık 20 ile 40 dakika arasında süren "telepatik gönderme" süresi sonunda “alıcı” “duyumsal yalıtılma”dan çıkarılır. Kendisine, örneğin dört imaj (ya da video) gösterilerek, hangisinin gerçek “hedef” olduğu, yani boş tuttuğu zihnine “verici”den hangi imajın geldiği sorulur. Sonuçlar, doğru seçimin şans olasılıklarına oranla çok daha fazla oranda olduğunu ortaya koymaktadır.[88] Bu meta-analiz sonuçları anlamlı olmakla birlikte, tartışmaya açık olduğundan akademik psikoloji dergilerinde tartışılmaktadır. Bununla birlikte, bazı deneylerde alıcıların “telepatik gönderme” sonrası kendilerine söz konusu test imajları gösterilmemesine rağmen, kimi zaman doğru yanıtı verdiklerine rastlanmıştır.

Gezici durugörü (coğrafi durugörü) deneyleri

Gezici durugörü deneyleri kişinin beş duyusuyla algılayamayacağı uzaklıktaki ya da kapalı bir ortamdaki olay, nesne, yer ve canlıları algılayabilmesi paranormal yeteneğini sınar. Laboratuvarda yapılan gezici durugörü deney türlerinden birinde, örneğin bir havuzun yüzlerce fotoğrafı çekilir, sonra bu fotoğraflardan biri denek için “hedef” olmak üzere rastgele seçilir ve denekten uzak bir yere konur. Gezici durugörü deneycisinden görmediği bu fotoğrafın bir kâğıda taslağını çizmesi ya da bu fotoğrafı bir şekilde betimlemesi istenir. Bu süreç belli bir sayıdaki "hedef fotoğraf"larla tekrarlanır. Bu yöntemin yeni, farklı ve gelişmiş usulleri sayesinde, bu tür deneylerin sonuçları daha isabetli ve verimli hale gelmiş bulunmaktadır. Bu tür deneyler ABD'nin devlet kontrolü ve sözleşmesi altında, Princeton Üniversitesi’nin normal-dışı araştırma laboratuvarı, Stanford Araştırma Enstitüsü ve Bilim Uygulamaları Uluslararası Kurumu’ndaki bilim insanları tarafından 25 yıl boyunca sürdürülmüştür. Biriken veriler hava-uzay bilimi profesörü Robert G. Jahn ve psikolog Brenda Dunne tarafından incelenmiş ve bu deneylerde yer ve olayların beklenilen şans olasılığının çok daha üzerinde bir oranla algılandığı belirtilmiştir.[89]

Gezici durugörü medyumları içinde en ünlüsü olan ABD'den Ingo Swann’ın bu psişik yeteneğini kullanabilmesi için, yerkürenin herhangi bir yerinin enlem ve boylam koordinatlarının kendisine verilmesinin yeterli olduğu ileri sürülür. Ayrıca, ABD'nin soğuk savaş döneminde Sovyetler Birliği’ne karşı Swann’ın bu paranormal yeteneğinden yararlanmış olduğu ileri sürülür.[90]

RNG ile Psikokinezi deneyleri

Güçlü ve ucuz elektronik ve bilgisayar teknolojilerine kavuşulması zihin ile madde arasındaki mümkün etkileşimler konusundaki tam otomatik deneylerin gelişimini sağlamış bulunmaktadır. Bu tür laboratuvar deneyleri içinde ABD'de en sık uygulananı, bir RNG (random number generator 6 Nisan 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.) yöntemidir. Yöntemin temelinde deneğin zihin yoluyla rastgele sayıların dağılımını değiştirmeye çalışması söz konusudur. Bu yönteme dayalı tekniklerle kişilerdeki psikokinezi kabiliyeti test edilebildiği gibi, bir topluluğun RNG’ler üzerindeki etkisi de test edilebilmektedir.[91] RNG veritabanlı temel meta-analizler ABD'de, Foundations of Physics gazetesinin 1986’da yayın hayatına başlamasından beri, birkaç yılda bir bu gazetede yayımlanmaktadır.[91]

Bio-PK deneyleri

“Zihnin canlı sistemler ile doğrudan etkileşimleri” (DMILS) ya da diğer deyişle bio-PK, bir kimsenin tesir yoluyla kendisinden uzaktaki bir kimsenin psikofizyolojik durumu üzerinde değişiklikler yapabilmesi anlamında kullanılmaktadır. Bu tür laboratuvar deneylerinden birinde “etkileyecek olan” ile “etkilenecek olan” birbirinden belli bir mesafedeki, farklı yerlerde yalıtılırlar. Etkileyecek olan bakışlarını diğeri üzerinde sabitleştirir, onu etkilemek üzere niyetlerine konsantre olur. Örneğin “etkileyecek olan” diğerinden düzenli olarak -sessizce, zihnen- bir şeye bakmasını ister.

Ölüm-ötesi deneyimi

Hieronymus Bosch'un 1490 sonrasına tarihlenen tablosu Kutsanmışın Göğe Yükselişi'nde ölüm-ötesi deneyimi yaşadığını iddia eden kişilerin anlattıklarına benzer bir ışık tünelinin etrafında ruhani figürler betimlenmiştir.

Ölüm-ötesi deneyimi, bedensel işlevleri bakımından tıbben ölü sayılmış, fakat bir süre sonra reanimasyon (yeniden canlandırma) yöntemleriyle veya kendiliğinden yeniden yaşama kavuşmuş kimselerin bu ölüm ve yeniden yaşama dönüş arasındaki sürede geçirdikleri deneyime verilen addır.

Bilimsel çevreler bu tip deneyimlerin bir çeşit halüsinasyon olduğunu belirtmekteyken,[92][93][94] paranormal uzmanları ve bazı ana-akım bilim insanları bu deneyimlerin ölümden sonra hayata kanıt olduklarını söylemektedirler.[95][96][97]

Terim ABD'nden araştırmacı hekim Dr.Raymond Moody tarafından ortaya atılmıştır. Özellikle psikiyatrlar tarafından sürdürülen ölüm-ötesi deneyimi araştırmaları Elisabeth Kübler-Ross, Karlis Osis, George Ritchie ve Raymond Jr tarafından başlatılmıştır denilebilir. Bunlardan Moody 1998'de Las Vegas'daki Nevada Üniversitesi'nde "bilinç çalışmaları"na başkan olarak atanmış biridir. Bu araştırma alanındaki ilk kurum, öncü araştırmacıların ve deneyimcilerin gereksinimlerini karşılamak üzere 1978'de kurulan "Ölüm-ötesi deneyimi Etütleri Uluslararası Kurumu"dur (IANDS). Bu alanda sonradan isim yapmış diğer araştırmacılardan psikiyatr Bruce Greyson, psikolog Kenneth Ring ve kardiyolog Michael Sabom ölüm-ötesi deneyimi araştırmalarını akademik ortama taşımışlardır.[98] Ölüm-ötesi deneyimi spiritüalistler ve az sayıdaki parapsikologlarca ölümden sonra yaşamın varlığına ilişkin kanıtlardan biri sayılmaktadır.

Dr. Raymond Moody ve Dr. Elisabeth Kubler-Ross bu deneyimi geçiren kimselerin anlattıklarının hastanelerde kaydedilen raporları üzerinde çalışmış ve binlerce vakanın titizlikle incelenmesinden sonra şu sonuçlara varmışlardır:

  • Reanimasyonla yaşama döndürülenlerin anlattıklarında büyük ölçüde ortak noktalar bulunmaktadır.
  • Öldü teşhisi konulan kimseler, bedenlerinin ölü sayıldıkları sürede, bilinçlerini yitirmemişler, gözleri kapalı oldukları ve yerlerinden kalkmadıkları halde, çevrede olup bitenleri görebilmişler, bilebilmişlerdirler. (Doktorun hemşireyle neler konuştuğu, hemşirenin neyi almak üzere, ne zaman, nereye gittiği vs.)
  • Ölü sayıldıkları sürede yalnızca ameliyat odasında olup bitenleri değil, oda dışındaki, oda duvarlarının ardında cereyan eden olayları bile görmüşler, yaşama döndüklerinde gördüklerini ayrıntılarıyla anlatmışlar, anlattıkları doktorları tarafından tümüyle doğrulanmıştır.[99][100]

Parapsikoloji araştırmacıları

Parapsikolog terimi ilk duyulduğunda genellikle psikoloji diplomasına sahip bir araştırmacı anlaşılır, oysa bu alanda uzmanlaşmaya gelen bilim insanları kökenleri itibarıyla çok farklı alanlardan (fizikçiler, hekimler, biyologlar) olabilirler. İngiltere gibi bazı ülkelerde parapsikoloji üzerinde uzmanlaşmış kimselere devlet diploması verilmektedir. Günümüzde parapsikologların çoğu Amerikan Bilim Geliştirme Kurulunun (AAAS) üyesi olan, Parapsikoloji Kurumu[101] adlı bilimsel kuruma üye olmaktadır. Bu kurumun tam üyesi olabilmek için gerekli koşullar şunlardır: Doktora yapmış olmak, parapsikoloji hakkında bilimsel bir gazete veya günlükte Kurum'un üyeleri tarafından kabul edilebilecek kaliteli bir makale yazmış olmak ve Kurum'un iki üyesi tarafından üye seçilmiş olmak.[102] Bu kriterler Amerikan Psikoloji Kurumunun kriterleriyle hemen hemen aynıdır. Bu noktadan hareketle parapsikoloji araştırmacısının diğer bilimsel etkinlik alanlarındaki araştırmacılardan hiçbir farkı yoktur.[103] Parapsikolojiye muhalif kuşkuculardan Ray Hyman bile bu konuda şöyle der: “Deneysel parapsikologların çoğu üniversite diplomalıdır. (…) Onlar bu alanda da kendi alanlarında edinmiş oldukları, bilimsel sorgulamanın deneysel denetimlerini ve istatistik tekniklerini kullanabilecek formasyona sahiptirler.[104] Yaklaşık 100 kadar “tam üye”ye sahip Parapsikoloji Kurumu’nun üye sayısı birkaç yıldan beri istikrar göstermektedir.[105] Kurumun çeşitli üye kategorileri de hesaba katılırsa, Parapsikoloji Kurumu’nun bünyesinde yer alan yaklaşık 200 araştırmacının dünyanın çeşitli ülkelerinde parapsikoloji alanında çalışmalarını sürdürdüğü söylenebilir ki, bunların yaklaşık dörtte biri araştırmalarını tümüyle resmi yapılarda sürdürmektedir.

Eleştiriler

Parapsikolojiyi eleştirenler Carl Sagan'ın “Olağanüstü iddialar olağanüstü kanıtlar gerektirir." sözünü sıkça tekrarlarlar. Parapsikolojik fenomenin gerçekliği ve parapsikolojik araştırmaların bilimsellik değeri akademik çevrelerde günümüze dek tartışılagelmiştir. Eleştirilerden biri, parapsikolojinin açıkça tanımlanmış bir konu maddesi olmaması, talep üzerine psi etkisini gösterecek kolayca tekrar ettirilebilen bir deneyinin olmaması ve henüz paranormal enformasyon aktarımını açıklayan bir teorisinin olmamasıdır.[106]

York Üniversitesi psikoloji profesörü James E. Alcock'a göre bu nedenlerden, fizik, biyoloji gibi daha geleneksel bilimlerin disiplinler arası araştırma alanına parapsikolojinin deney sonuçlarının ancak az bir kısmı dahil olabilir.[107] Aslında parapsikolojide enformasyon aktarımını açıklayan birkaç teori ortaya atılmışsa da, kuşkucular bu teorileri çağdaş fizik teorileri ile uyuşmamasından dolayı kabul edilemez bulmuşlardır. Buna karşılık, parapsikolojide psi etkilerini elde etme olanağı sağlayan parametrelerin neler olduklarını saptama imkânı sağlayan "kavrama modelleri"nin mevcut olduğunun ve pragmatik enformasyon modeli olarak betimleyici varsayım taslaklarının bulunduğunun da unutulmaması gerekir (Lucadou, 1987).[108]

Öte yandan bazı parapsikologlar da parapsikolojik konuların, fizik, matematik ya da biyolojinin konularından bir hayli farklı (ruhsal) olduğuna dikkat çekerek, bazı kıstasların tüm bilim dallarına uygulanamayacağına, bilimselliğin ölçüsünün teorik düzeyden ve tekrarlanabilirlikten ziyade bilimsel yöntemin uygulanması, deneysellik, çalışma biçimi v.s. olması gerektiğine dikkat çekmektedirler. Kuşkucuların teorik düzeydeki eleştirilerinden biri de vücuttaki D.D.A. organının ve paranormal enformasyon kaynağının parapsikologlarca keşfedilememiş olmasıdır. Buna yanıt olarak da parapsikologlar psi etkilerinin fiziksel fenomenlerdeki modaliteler gibi işlemediğini, dolayısıyla vücuttaki bir alıcı organdan veya enformasyon kaynağından söz edilemeyeceğini belirtmektedirler.[108]

Sahtekarlıklar-hileler

Édouard Isidore Buguet’in hileli olduğu sanılan telekinezi gösterisinin fotoğrafı (1875)
19.yy.’da bunun gibi sahte hayalet fotoğrafları oluşturmak çok popülerdi.

Spiritüalizm alanında sıkça rastlandığı gibi bu alanda da sık sık, hileye başvuran şarlatanların olduğu saptanmıştır.

Hile konusundaki ilk açıklamalardan biri 19.yy.'da bazı medyumları sahtekârlıkla suçlayan ünlü illüzyonist Harry Houdini'den gelmiştir. Gerçekten "deneysel spiritüalizm"in başlangıç döneminde hilelere başvuran şarlatanların sayısı azımsanamayacak kadar çoktu. Fakat unutulmaması gereken bir nokta, metapsişikçilerin ve parapsikologların bizzat kendilerinin bu şarlatanların hilelerini gün ışığına çıkarmış olmalarıdır ve ayrıca seanslarda olası hilelere karşı önlem almalarıyla deneylerin gitgide daha sağlıklı hale gelmesini sağlamışlardır. Hile denekten gelebileceği gibi deneycinin (deneyi düzenleyenin) kendisi tarafından da oluşturulabilir. Örneğin Rhine'ın bir öğrencisi olan Walter J. Levy, Rhine'ın baskısıyla yaptığı hileyi itiraf etmiş, Rhine da bu tespitini Journal of Parapsychology’da yazmış ve Levy’nin önceki makalelerinin dikkate alınmaması gerektiğini bildirmişti.

Buna karşılık, Charles Tart, bazı kuşkucuların da, kimi zaman, parapsikoloji protokollerinde hiçbir kusur ya da dolambaçlı yol bulamamalarına rağmen, yine de deneycinin bir hilesi olduğunu ileri sürdüklerini belirtmektedir.[109] Aşağıdaki olaylar buna örnek olarak gösterilmektedir :

  • Rupert Sheldrake ve köpeği Jaytee konusunda James Randi : Randi verileri analiz ettiğini ve hileleri keşfettiğini iddia etmiştir. Fakat Sheldrake’e[110]

bakılırsa, Randi verileri asla incelemediğini itiraf etmişti.

  • Rhine’ın deneyleri ve Pearce-Pratt Seansı konusunda Hansel : Bu deneylerde herhangi bir hile bulamayan Hansel sonunda kendisine bir hile iddiası sağlayabilecek laboratuvar planlarını inceledi. Oysa incelediği planlar binanın o dönemdeki planları değildi. Binanın o dönemdeki asıl planları incelendiğinde Hansel’in eleştirisi tamamen çürütülmüş duruma düşmektedir.[111]

Hansel bu bilgi hatasına rağmen iddiasından vazgeçmemiştir.

  • Rhine’ın deneyleri konusunda Henri Broch : Henri Broch Rhine’ın Zener kartları ile yaptığı deneylerdeki başarının nedeninin kartlarının şekilsiz yüzünün işaretli ya da kusursuz biçimde olmayışına ve deneklerin buradan yola çıkarak doğru yanıtı kolaylıkla bulabildiklerini iddia etmişti.[112]

Oysa, Rhine’ın araştırmalarının çoğunda deneklere kartların arka yüzleri de gösterilmezdi.[113]

Bazı parapsikologlara göre kuşkucular, parapsikolojik araştırmanın saygınlığını yitirip gözden düşmesi için, özellikle, « sahte hile» haberleri yayımlamaktadır.[114]

Son olarak belirtmek gerekir ki, parapsikolojik araştırma alanında, bilimsel her alanda olduğu gibi, kasıtlı olarak hilenin söz konusu olmadığı, irade-dışı hatalar da söz konusu olabilmektedir. Örneğin "Rosenthal ya da Pygmalion etkisi"nde deneycinin kanısından kaynaklanan bir hata söz konusu olmuştur.

Deneysel sonuçların eleştirisi

Bazı analizci eleştirmenler parapsikolojik etüdün bilimsel olduğunu kabul etmekle birlikte, bu etüdün deneysel sonuçlarının tatminkar olmadığını düşünmektedirler.[115][116]

Kuşkucu eleştirmenler ise psi araştırmalarında görünüşte başarılı sonuçlar alınmış olmakla birlikte, bu başarıların gerçek psi etkisinden ziyade, titiz olmayan, sağlıksız çalışmaların ya da metodolojik kusurların ürünü olduklarını ileri sürmektedirler.[117][118]

Deney-dışı psişik deneyimler

Kuşkusuz parapsikoloji deneylerden ve laboratuvar çalışmalarından ibaret değildir ve bu yönüyle bilimsel yönteme zıtlık gösterir. Parapsikoloji kökenini, yaygın olarak “paranormal deneyimler” olarak adlandırılan kendiliğinden ortaya çıktığı iddia edilen olaylardan almaktadır. Bu tür deneyimler hemen hemen tüm kültürlerin folklorlarında anlatılagelmiştir ve genel olarak rapor edilenler birbirinin çok benzeridir.

Chicago Üniversitesi Ulusal Düşünceyi Araştırma Merkezi tarafından yapılan bir araştırma göstermiştir ki, Amerikalıların büyük çoğunluğu yaşamlarının herhangi bir döneminde, bir ya da birden fazla psişik deneyim geçirdiğini iddia etmektedir. Amerika, Avrupa ve Avustralya'daki bazı araştırma ve anketler de, insanların çoğunun başından telepati, prekognisyon veya benzeri bir paranormal fenomenin geçmiş olduğunu iddia ettiğini ortaya koymaktadır.[67] Parapsikologlara göre, örneğin, uzun süredir görmediğimiz birini tam düşündüğümüz sırada veya onu düşünmemizden kısa bir süre onu görmemiz yahut ondan bize bir telefon ya da posta gelmesi telepatik irtibatın deney-dışı örneklerinden biridir. Aynı şekilde, parapsikologlara göre, karşımızdaki kişi daha lafa başlamadan ne söyleyeceğini bilmemiz de her zaman tahmin gücümüzden kaynaklanmamaktadır. Ancak bu yargı deneysel yöntem kullanılarak sistematik bir şekilde incenmediğinden bilimsel çevrede kabul görmez.

Psişik olayların en yaygın tiplerinden biri de “Duyular-dışı algılama rüyaları” olarak adlandırılan düşlerdir ki, bu tür rüyalarda kişinin aslında, o anda bulunduğu yerden uzakta meydana gelen bir olayı algıladığı sanılmaktadır. Kişi rüyasında gördüğü olay hakkında uykuya dalmadan önce hiçbir bilgisi ve düşüncesi olmadığını sanmaktadır; fakat rüyasını anlattıktan sonra yapılan incelemede doğruluğu ortaya çıkmaktadır[]. Sık rastlanan bir psişik rüya da telepatik rüyalardır, telepatik rüyalar ilk kez Maimonides ESP-rüya laboratuvarında keşfedilmiştir.[119]

Bazı Parapsikolojik süreli yayınlar

  • Journal of Society for Psychical Research (Society for Psychical Research[120]

tarafından yayımlanmaktadır)

  • Journal of the American Society for Psychical Research (American Society for Psychical Research[121]

tarafından yayımlanmaktadır)

  • Journal of Parapsychology (Rhine Research Center and Institute for Parapsychology[122]

tarafından yayımlanmaktadır)

  • International Journal of Parapsychology (Parapsychology Foundation[123]

tarafından yayımlanmaktadır)

  • Australian Journal of Parapsychology (Australian Institute of Parapsychological Research[124]

tarafından yayımlanmaktadır)

  • European Journal of Parapsychology[125]
  • Journal of Scientific Exploration[126]
  • Parapsychological Convention Proceedings
  • Parapsychology Foundation Review
  • Revue Française de Psychotronique[127]

İlgili kitap ve makaleler

Dış bağlantılar

Kaynakça

  • 31 Mart 2008 tarihli İngilizce Wikipedia’daki Parapsikoloji maddesi
  • 12 Nisan 2008 tarihli Fransızca Wikipedia’daki Parapsikoloji maddesi
  • Dharma Ansiklopedi,SALT, Alparslan ve ÇOBANLI, Cem. Dharma Yayınları, İstanbul,2001
  • Ansiklopedik Metapsişik Terimler Sözlüğü, ARIKDAL, Ergün.Ruh ve Madde Yayınları, İstanbul,1984
  • Fantastiques recherches parapsychologiques en U.R.S.S., OSTRANDER, Sheila et SCHROEDER, Lynn. Robert Laffont, 1973, coll. Les Énigmes de l'univers.
  • Les fantastiques facultés du cerveau, OSTRANDER, Sheila et SCHROEDER, Lynn. Robert Laffont, 1980, coll. Les Énigmes de l'univers. ISBN 2-221-00439-6
  • Encyclopedia of Psychic Science, FODOR, Nandor. University Books, Ne Hayde Park, New York, 1966
  • Sovyet Rusya Ruhu Arıyor, OSTRANDER, Sheila ve SCHROEDER, Lynn.Ruh ve Madde Yayınları,1979,İstanbul
  • The Encyclopedia of Parapsychology and Psychical Research, BERGER, Arthur S. and BERGER Joyce. Paragon House, New York, 1991.
  • The Founders of Psychical Research, GAULD, Alan. Routledge, London,1968.

Notlar

  1. ^ "Dharma Ansiklopedi", SALT, Alparslan ve ÇOBANLI, Cem, Dharma Yayınları, İstanbul, 2001.
  2. ^ "Parapsychology." Oxford Dictionary of English 2e, Oxford University Press, 2003.
  3. ^ Schmidt, Helmut (1969). "Clairvoyance Tests with a Machine". Journal of Parapsychology 33
  4. ^ Schmidt, Helmut (1970). "PK Experiments with Animals as Subjects". Journal of Parapsychology 34.
  5. ^ Schmidt, Helmut (1973). "PK Tests with a High Speed Random Number Generator". Journal of Parapsychology. 37.
  6. ^ Dunne, Brenda (2003). "Information and Uncertainty in Remote Perception Research" (PDF). Journal of Scientific Exploration. 17 (2). ss. 207-241. 26 Ocak 2012 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Şubat 2010. 
  7. ^ What is the state-of-the-evidence for psi? 30 Eylül 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., FAQ of the Parapsychological Association. Retrieved: 2009-01-07
  8. ^ Science Framework for California Public Schools. California State Board of Education. 1990
  9. ^ Wheeler, J. A. (1979). "Point of View: Drive the Pseudos Out...". Skeptical Inquirer. Cilt 3. ss. 12-13. 
  10. ^ Kurtz, P. (1978). "Is Parapsychology a Science?". Skeptical Inquirer. Cilt 3. ss. 14-32. 
  11. ^ Druckman, D. and Swets, J. A. eds. (1988). Enhancing Human Performance: Issues, Theories and Techniques. National Academy Press, Washington, D.C.. p. 22. ISBN 0-309-07465-7.
  12. ^ Reuters (5 September 2003). Telepathy gets academic in Sweden 28 Haziran 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. CNN. Retrieved on 9 March 2009 "Despite decades of experimental research ... there is still no proof that gifts such as telepathy and the ability to see the future exist, mainstream scientists say."
  13. ^ Hyman, R.. Parapsychological research: A tutorial review and critical appraisal 27 Haziran 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Retrieved on 20 September 2008.
  14. ^ Flew, Antony (1982), "Parapsychology: Science or Pseudoscience?", in Grim, Patrick, Philosophy of Science and the Occult
  15. ^ Cordón, Luis A. (2005). Popular psychology: an encyclopedia. Westport, Conn: Greenwood Press. pp. 182. ISBN 0-313-32457-3. "The essential problem is that a large portion of the scientific community, including most research psychologists, regards parapsychology as a pseudoscience, due largely to its failure to move beyond null results in the way science usually does. Ordinarily, when experimental evidence fails repeatedly to support a hypothesis, that hypothesis is abandoned. Within parapsychology, however, more than a century of experimentation has failed even to conclusively demonstrate the mere existence of paranormal phenomenon, yet parapsychologists continue to pursue that elusive goal."
  16. ^ Bunge, Mario (1991). "A skeptic's beliefs and disbeliefs". New Ideas in Psychology. 9 (2). ss. 131-149. 
  17. ^ Blitz, David (1991). "The line of demarcation between science and nonscience: The case of psychoanalysis and parapsychology". New Ideas in Psychology. Cilt 9. ss. 163-170. 
  18. ^ Bem, D. J.; Honorton, C. (1994). "Does psi exist? Replicable evidence for an anomalous process of information transfer". Psychological Bulletin 115: 4–18.
  19. ^ The Founders of Psychical Research”, Alan Gauld, Routledge, London,1968.
  20. ^ Hyman, R. "Parapsychological research: A tutorial review and critical appraisal". Retrieved 20 September 2008.
  21. ^ Flew, Antony (1982). "Parapsychology: Science or Pseudoscience?". In Grim, Patrick. Philosophy of Science and the Occult.
  22. ^ Cordón, Luis A. (2005). Popular psychology: an encyclopedia. Westport, Conn: Greenwood Press. p. 182. ISBN 29 Mayıs 2019 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. 0-313-32457-3. "The essential problem is that a large portion of the scientific community, including most research psychologists, regards parapsychology as a pseudoscience, due largely to its failure to move beyond null results in the way science usually does. Ordinarily, when experimental evidence fails repeatedly to support a hypothesis, that hypothesis is abandoned. Within parapsychology, however, more than a century of experimentation has failed even to conclusively demonstrate the mere existence of paranormal phenomenon, yet parapsychologists continue to pursue that elusive goal."
  23. ^ Bunge, Mario (1991). "A skeptic's beliefs and disbeliefs". New Ideas in Psychology 9 (2): 131–149. doi:10.1016/0732-118X(91)90017-G.
  24. ^ Blitz, David (1991). "The line of demarcation between science and nonscience: The case of psychoanalysis and parapsychology". New Ideas in Psychology 9 (2): 163–170. doi:10.1016/0732-118X(91)90020-M.
  25. ^ Gordon Stein. (1996). The Encyclopedia of the Paranormal. Prometheus Books. p. 249. ISBN 1-57392-021-5 "Mainstream science is on the whole very dubious about ESP, and the only way that most scientists will be persuaded is by a demonstration that can be generally reproduced by neutral or even skeptical scientists. This is something that parapsychology has never succeeded in producing."
  26. ^ Daisie Radner, Michael Radner. (1982). Science and Unreason. Wadsworth. pp. 38-66. ISBN 0-534-01153-5
  27. ^ Mario Bunge. (1987). Why Parapsychology Cannot Become a Science. Behavioral and Brain Sciences 10: 576-577.
  28. ^ Terence Hines. (2003). Pseudoscience and the Paranormal. Prometheus Books. pp. 113-150. ISBN 1-57392-979-4
  29. ^ Massimo Pigliucci, Maarten Boudry. (2013). Philosophy of Pseudoscience: Reconsidering the Demarcation Problem. University Of Chicago Press p. 158. ISBN 978-0-226-05196-3 "Many observers refer to the field as a "pseudoscience". When mainstream scientists say that the field of parapsychology is not scientific, they mean that no satisfying naturalistic cause-and-effect explanation for these supposed effects has yet been proposed and that the field's experiments cannot be consistently replicated."
  30. ^ Parapsychological Association FAQ 26 Haziran 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. Parapsychological Association (1995). Retrieved on 2007-07-02.
  31. ^ "Random number generation". 18 Kasım 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Nisan 2008. 
  32. ^ Lexicon der Para-psychology und ihrer Grenzgebiete”, Werner F. Bonin,Fischer Taschenbuch Verlag,Frankfurt,1981
  33. ^ "Psychic Discoveries", Sheila Ostrander and Lynn Schroeder,Published by Marlowe and Company,New York, 1970.
  34. ^ "Psychic Discoveries", Sheila Ostrander and Lynn Schroeder,Published by Marlowe and Company,New York, 1970.Kitabın içeriği hakkında
  35. ^ "Psikotronik". 29 Mayıs 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Mayıs 2012. 
  36. ^ Sovyet Rusya Ruhu Arıyor” OSTRANDER,Sheila ve SCHROEDER,Lynn,Ruh ve Madde Yayınları,1979,İstanbul.
  37. ^ "Nina Kulagina deney-1". 22 Şubat 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Nisan 2008. 
  38. ^ "Nina Kulagina deney-2". 25 Mayıs 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Nisan 2008. 
  39. ^ "Stanislawa Tmoczyk deney-3". 1 Nisan 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Nisan 2008. 
  40. ^ "Charles Richet". 3 Mayıs 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Nisan 2008. 
  41. ^ "Emile Boirac". 13 Eylül 2006 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Nisan 2008. 
  42. ^ a b c d e f g Melton, J. G. (1996). Parapsychology. In Encyclopedia of Occultism & Parapsychology. Thomson Gale. ISBN 978-0-8103-9487-2.
  43. ^ a b Nicholas Spanos et Jack Gottlieb, « Demonic Possession, Mesmerism, and Hysteria: A Social Psychological Perspective on Their Historical Interrelations », dans Journal of Abnormal Psychology, 1979
  44. ^ Alfred Binet et Charles Féré, Le Magnétisme Animal, 1887, p. 6.
  45. ^ The Art of Hypnosis
  46. ^ The Other World: Spiritualism and Psychical Research in England, 1850-1914/Janet Oppenheim
  47. ^ Thirty Years of Psychical Research/Charles Richet
  48. ^ a b Gauld, ALAN, The Founders of the Society for Psychical Research 22 Eylül 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Anthony Campbell (1999)
  49. ^ a b "Past Presidents". 28 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Şubat 2010. 
  50. ^ Grattan-Guiness, I. (1982) Psychical Research: A Guide to It's History, Principles & Practices
  51. ^ Psychological Research in Society for Psychical Research
  52. ^ Society for Psychical Research, Columbia University Librairies,İlgili Akademik Makaleler
  53. ^ İlgili Akademik Makaleler
  54. ^ Psişik Araştırma Derneği[]
  55. ^ "Uluslararası Metapsişik Enstitüsü". 10 Nisan 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Nisan 2008. 
  56. ^ "Dharma Ansiklopedi",SALT Alparslan ve ÇOBANLI Cem, Dharma Yayınları, İstanbul, 2001.
  57. ^ "I.M.I Üye ve başkanları". 13 Mayıs 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Nisan 2008. 
  58. ^ "ASPR: American Society for Psychical Research". 2 Mart 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Nisan 2008. 
  59. ^ a b Berger, Arthur S.; Berger, Joyce (1991). The Encyclopedia of Parapsychology and Psychical Research. Paragon House Publishers. ISBN 1-55778-043-9.
  60. ^ Randi, James - The Truth About Uri Geller ISBN 0-87975-199-1
  61. ^ History of the Parapsychological Association. 21 Aralık 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. The Parapsychological Association. Retrieved on 2007-06-29.
  62. ^ a b Irwin, Harvey J. (2007). An Introduction to Parapsychology, Fourth Edition 12 Temmuz 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. McFarland. ISBN 0-7864-1833-8. Retrieved on 2007-07-31.
  63. ^ "Psychic Discoveries", Sheila Ostrander and Lynn Schroeder, Published by Marlowe and Company, New York, 1970.
  64. ^ Gezici durugörü (remote viewing), “kişinin beş duyusuyla algılayamayacağı uzaklıktaki ya da kapalı bir ortamdaki olay, nesne ve canlıları algılayabilmesi yeteneği” olarak tanımlanan teleoptik yeteneğinin bir çeşididir. Gezici durugörü medyumları içinde en ünlüsü olan ABD'den Ingo Swann’ın bu yeteneğini kullanabilmesi için, yerkürenin herhangi bir yerinin enlem ve boylam koordinatlarının kendisine verilmesinin yeterli olduğu ileri sürülür. Ayrıca, ABD'nin soğuk savaş döneminde Sovyetler Birliği’ne karşı Swann’ın bu paranormal yeteneğinden yararlanmış olduğu ileri sürülür.Swann ve CIA-İngilizce 17 Ağustos 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi..Ingo Swann-2 23 Ekim 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  65. ^ Wagner, M. W; Monnet, M. (1979). "Attitudes of college professors toward extrasensory perception". Zetetic Scholar (5): 7–17
  66. ^ "Princeton Üniversitesi, Normal-dışı Araştırma". 30 Kasım 2004 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Nisan 2008. 
  67. ^ a b Cardena, Etzel (2004). Varieties of Anomalous Experience: Examining the Scientific Evidence. American Psychological Association (APA). ISBN 1-55798-625-8.
  68. ^ Odling-Smee, Lucy (2007-03-01). "The lab that asked the wrong questions". Nature (446): 10–11. doi:10.1038/446010a. Retrieved on 2007-06-29.
  69. ^ "Edinburgh Üniversitesi, Koestler Parapsikoloji Ünitesi". 26 Ekim 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Nisan 2008. 
  70. ^ "Northampton Üniversitesi, Parapsikoloji Bölümü". 19 Nisan 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Nisan 2008. 
  71. ^ "Utrecht Üniversitesi, Parapsikoloji Kürsüsü". 2 Kasım 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Nisan 2008. 
  72. ^ "Lund Üniversitesi, Parapsikoloji Bölümü". 3 Kasım 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Nisan 2008. 
  73. ^ "London Üniversitesi,Goldsmiths, Psikoloji Bölümü, Normal-dışı Psikoloji Araştırma Ünitesi". 21 Ağustos 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Nisan 2008. 
  74. ^ "Liverpool Hope Üniversitesi". 7 Mart 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Nisan 2008. 
  75. ^ "John Moores Universitesi". 12 Nisan 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Nisan 2008. 
  76. ^ Prof. Dr. Ferit Pehlivan - Biyofizik, 2.Baskı, sf:147 ISBN, 975-7731-45-5
  77. ^ Prof. Dr. Ferit Pehlivan - Biyofizik, 2.Baskı, sf:69-70 ISBN 975-7731-45-5
  78. ^ Prof. Dr. Ferit Pehlivan - Biyofizik, 2.Baskı, sf:154-155-156-157-158 ISBN 975-7731-45-5
  79. ^ Prof. Dr. Ferit Pehlivan - Biyofizik, 2.Baskı, sf:151-152 ISBN 975-7731-45-5
  80. ^ “Ansiklopedik Metapsişik Terimler Sözlüğü”,ARIKDAL,Ergün.Ruh ve Madde Yayınları, İstanbul,1984
  81. ^ "Voir notamment l'article du Bulletin Métapsychique dédié à cette question" (PDF). 5 Temmuz 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 16 Nisan 2008. 
  82. ^ "Preliminary Survey of the Easter Harbor" (PDF). 21 Ağustos 2008 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Nisan 2008. 
  83. ^ Joe Mc.Moneagle, The Stargate Chronicle,fr.wikipedia.org/Les applications potentielles de la parapsychologie
  84. ^ Joe Mc.Moneagle, The Stargate Chronicle,Rapport de Ray Hyman 16 Haziran 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. et Rapport de Jessica Utts 22 Ekim 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  85. ^ a1162.fmg.uva.nl[]
  86. ^ Odling-Smee, Lucy (2007-03-01). "The lab that asked the wrong questions" 13 Nisan 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. Nature (446): 10–11. doi:10.1038/446010a. Retrieved on 2007-06-29.
  87. ^ “Encyclopedia of Psychic Science”, Nandor Fodor,University Books, Ne Hayde Park, New York, 1966
  88. ^ Radin, Dean (1997). The Conscious Universe: The scientific Truth of Psychic Phenomena. HarperSanFrancisco. ISBN 0-06-251502-0.
  89. ^ Dunne, Brenda; Jahn, Robert G. (2003). "Does psi exist? Replicable evidence for an anomalous process of information transfer 16 Aralık 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.". Journal of Scientific Exploration 17 (2): 207–241. Retrieved on 2007-07-31.
  90. ^ "hl=tr&q=Swann&as_q=CIA&btnG=Sonu%C3%A7lar%C4%B1n%C2%A0i%C3%A7inde%C2%A0ara Swann and CIA". 6 Aralık 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Nisan 2008. 
  91. ^ a b Dunne, Brenda J.; Jahn, Robert G. (1985). "On the quantum mechanics of consciousness, with application to anomalous phenomena 4 Aralık 2012 tarihinde Archive.is sitesinde arşivlendi". Foundations of Physics 16 (8): 721–772. doi:10.1007/BF00735378. ISSN (Print) 1572-9516 (Online) 0015-9018 (Print) 1572-9516 (Online). 12 Ekim 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Retrieved on 2007-07-31.
  92. ^ Buzzi, Giorgio. "Correspondence: Near-Death Experiences. 19 Temmuz 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi." Lancet. Vol. 359, Issue 9323 (June 15, 2002): 2116-2117.
  93. ^ Britton, Willoughby B. and Richard R. Bootzin. "Near-Death Experiences and the Temporal Lobe." Psychological Science. Vol. 15, No. 4 (April 2004): 254-258.
  94. ^ Blackmore, Susan:Dying to Live: Near-Death Experiences (1993). London, Grafton.
  95. ^ Grossman, Neil (Indiana University and University of Illinois), Who's Afraid of Life After Death? Why NDE Evidence is Ignored, Institute of Noetic Sciences (IONS), 2002
  96. ^ Fontana, David (Cardiff University and Liverpool John Moores University), Does Mind Survive Physical Death?, 2003
  97. ^ London Telegraph, 10/22/2000 article: Soul-searching doctors find life after death, about Drs. Peter Fenwick 26 Eylül 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. and Sam Parnia 1 Şubat 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. studies of heart attack survivors
  98. ^ Mauro, James (1992).Bright lights, big mystery 3 Kasım 2012 tarihinde WebCite sitesinde arşivlendi. Psychology Today. Retrieved on 2007-07-31.
  99. ^ "Life After Life: The Investigation of a Phenomenon--Survival of Bodily Death", Elisabeth Kubler-Ross ve Raymond A., Jr. Moody
  100. ^ "At the Hour of Death", Karlis Osis, Erlendur Haraldsson.
  101. ^ "Parapsychological Association (PA)". 10 Mart 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Nisan 2008. 
  102. ^ "Become a Member of the Parapsychological Association". 13 Nisan 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Nisan 2008. 
  103. ^ "Member | APA Membership Types". 18 Nisan 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Nisan 2008. 
  104. ^ Ray Hyman, The Elusive Quarry, Prometheus Book, p.16
  105. ^ "PA Member Index". 18 Aralık 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Nisan 2008. 
  106. ^ Hyman, Ray (1995). " Evaluation of the program on anomalous mental phenomena 9 Temmuz 2012 tarihinde Archive.is sitesinde arşivlendi". The Journal of Parapsychology 59 (1). Retrieved on 2007-07-30.
  107. ^ Alcock, J. E. (1981). Parapsychology, Science or Magic?. Pergamon Press. ISBN 0-08-025772-0.
  108. ^ a b fr.wikipedia.org/wiki/Parapsychologie/Le problème de la théorie
  109. ^ "Skeptical Investigations - Investigating Skeptics - Examining Skeptics - Field Guide to Skepticism". 27 Mart 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Nisan 2008. 
  110. ^ "Rupert Sheldrake Online". 18 Nisan 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Nisan 2008. 
  111. ^ "Les travaux de J.B. Rhine". 13 Mayıs 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Nisan 2008. 
  112. ^ "Henri Broch et les critiques de J.B.Rhine - Zététique". 27 Aralık 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Nisan 2008. 
  113. ^ Rhine, Sixty years of ESP Research
  114. ^ "Skeptical Investigations - Controversies - Skeptics in the Media - index - The Downside of Skepticism". 1 Mayıs 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Nisan 2008. 
  115. ^ Alcock, James E.; Jahn, Robert G. (2003). "Give the Null Hypothesis a Chance 10 Ağustos 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi." (PDF). Journal of Consciousness Studies 10 (6-7): 29–50. Retrieved on 2007-07-30.
  116. ^ Hyman, Ray (1995). "Evaluation of the program on anomalous mental phenomena 9 Temmuz 2012 tarihinde Archive.is sitesinde arşivlendi". The Journal of Parapsychology 59 (1). Retrieved on 2007-07-30.
  117. ^ Akers, C. (1986). "Methodological Criticisms of Parapsychology, Advances in Parapsychological Research 4 27 Eylül 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.". PesquisaPSI. Retrieved on 2007-07-30.
  118. ^ Child, I.L. (1987). "Criticism in Experimental Parapsychology, Advances in Parapsychological Research 5 27 Eylül 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.". PesquisaPSI. Retrieved on 2007-07-30
  119. ^ "The Maimonides ESP-dream studies laboratory". 26 Mayıs 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Nisan 2008. 
  120. ^ "Society for Psychical Research". 22 Mart 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Nisan 2008. 
  121. ^ "American Society for Psychical Research". 21 Ağustos 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Nisan 2008. 
  122. ^ "Rhine Research Center and Institute for Parapsychology". 21 Ağustos 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Nisan 2008. 
  123. ^ "Parapsychology Foundation". 21 Ağustos 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Nisan 2008. 
  124. ^ "Australian Institute of Parapsychological Research". 21 Ağustos 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Nisan 2008. 
  125. ^ "European Journal of Parapsychology". 21 Ağustos 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Nisan 2008. 
  126. ^ "Journal of Scientific Exploration". 28 Eylül 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Nisan 2008. 
  127. ^ "Revue Française de Psychotronique". 14 Ocak 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Nisan 2008. 

İlgili Araştırma Makaleleri

Astral seyahat terimi okültizmde ve teozofide kullanılan bir terim olup kişinin uyku gibi hâllerde parapsikolojiye inanan kişilerce esîrî beden ya da astral beden ya da süptil maddelerden oluştuğu söylenen "bedeniyle" fiziksel bedeni dışında, yine bu kişiler tarafından iddia edildiğine göre bilinci yerinde olarak başka mekânlarda dolaşmak üzere yaptığı yolculuğa ve bu bedeniyle geçirdiklerini söyledikleri deneyimlere denir.

<span class="mw-page-title-main">Telekinezi</span> bir cismi ona dokunmadan veya temas etmeden hareket vs. şeyler yapabilme sanatıdır

Telekinezi ya da kısaca TK, maddeler üzerinde düşünce gücüyle etki yapma olarak tanımlanır.

<span class="mw-page-title-main">Telepati</span> bireyler arasında duyulardışı algılama yoluyla düşünce, fikir, duyum veya görüntünün aktarılması

Telepati ya da uzaduyum, bireyler arasında bilinen beş duyunun yardımı olmaksızın gerçekleştiği ileri sürülen bilgi aktarımıdır. Bir başka deyişle, telepati parapsikolojide incelenen paranormal bir yetenek olup, bireyler arasında duyular-dışı algılama yoluyla düşünce, fikir, duyum veya imajların aktarılmasını sağladığı ileri sürülen tesir irtibatıdır. Terim eski Yunancadaki “uzak” anlamına gelen tele (τηλε) sözcüğü ile “etkilenme, tesir almış olma, hissetme” anlamlarına gelen patheia (πάθεια) sözcüğünün birleştirilmesiyle elde edilmiş olup önceden kullanılan “düşünce aktarımı” teriminin yerini almak üzere SPR’nin kurucularından Fredric W. H. Myers tarafından 1882’de ortaya atılmıştır. Birçok Doğu Bloğu ülkesinde telepati yerine "bio enformasyon" terimi kullanılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Psi enerji</span>

Psi enerji ya da psi etkisi Parapsikoloji alanında kullanılan bir terim olup, insanın paranormal yeteneklerinde söz konusu olan gücü ya da etkiyi belirtmek üzere ortaya atılmıştır. Grek alfabesinin 23. harfi olan "psi", kimi filozoflarca "ruh" ya da "yaşamsal güç" anlamında kullanılan "psikhe" sözcüğünün ilk harfi olduğundan, Parapsikoloji'de ESP ve PK fenomenlerinin açıklanmasında kullanılan bir terim haline gelmiştir.

“Metafizik” terimiyle karıştırılmaması gereken “metapsişik” terimi, “insanın olağan ruhsal fenomenlerini aşan, henüz yeterince açıklanamayan, insanın birtakım bilinmeyen yetenekleriyle oluşturduğu tüm paranormal olayları konu alan araştırma alanı” olarak tanımlanır. “`Bedene bağlı ruh`a ait” anlamındaki “psişik” sözcüğü ile “ötesinde” anlamındaki “meta” sözcüklerinden türetilen metapsişik terimi ilk kez 1905’te Paris Tıp Fakültesi fizyoloji profesörü Charles Richet tarafından kullanılmıştır. Terim hem isim hem sıfat olarak kullanılmaktadır. Metapsişik, günümüzde parapsikolojinin kapsamı alanına giren konuları parapsikoloji terimi popüler hale gelmeden önce ele almış olduğundan, parapsikolojinin öncüsü olarak da kabul edilir. Fakat parapsikologların çoğunun paranormal fenomenlerde ruhun varlığının söz konusu olmadığını ileri sürmelerine karşın, metapsişikçilerin hepsi de bu fenomenlerde kaynağın bedenli veya bedensiz bir ruh olduğunu kabul etmişlerdir. Bu yüzden kimi spiritüalistler parapsikoloji terimi yerine parapsişik ya da metapsişik terimini kullanmayı tercih ederler.

<span class="mw-page-title-main">Vizyon</span>

Vizyon ya da görünüm, birtakım olayları görme organının yardımı olmadan (zihinsel) görme ya da algılama fenomenine ve bu fenomendeki imajlar bütününe verilen addır.

<span class="mw-page-title-main">Kaşık bükme</span>

Kaşık bükme, paranormal yollarla veya fiziksel güç kullanmaksızın nesnelerde deformasyon oluşturulabileceğini iddia eden inanca verilen genel addır.

Psişik; telepati, geleceği görme gibi doğaüstü yeteneklere sahip kişi. Aynı zamanda "bunlarla ilgili" anlamında bir sıfattır. Yunanca "ruh" anlamına gelen "psişe" sözcüğünün sıfatıdır ve zamanla isim anlamında da kullanılmaya başlanmıştır. Metapsişik alanda "bedene bağlı ruha ilişkin" ya da "alışılmamış ruhsal fenomenlere ilişkin" anlamında kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Ganzfeld uyarımı</span>

Ganzfeld uyarımı, parapsikoloji alanında, deneklerin bir duyular-dışı algılamaya sahip olup olmadığını test etmek için kullanılan tekniktir. Deneklerin, beş duyu organından gelen uyarılar minimum düzeye indirildiğinde, duyular-dışı algılamaya açık hale geleceği düşünülür.

<span class="mw-page-title-main">Durugörü</span>

Durugörü (clairvoyance) canlı ve cansız nesnelerin ve olayların beş duyunun yardımı olmadan algılanmasına verilen addır.

Psikometri, Metapsişikte kullanılan bir terim olup, “bir nesneye dokunarak, geçmişte o nesneye dokunmuş kişi ya da kişiler hakkında bilgi edinebilme” olarak tanımlanır.

Prekognisyon meydana gelecek olayların önceden paranormal olarak algılanması fenomenine Parapsikoloji'de verilen addır.

<span class="mw-page-title-main">Hayvansal psişizm</span>

Hayvansal psişizm hayvanlardaki psişik fenomenler bütününü ifade etmek üzere kullanılan bir terimdir.

Psişik yetenek Metapsişik'in ve Parapsikoloji'nin araştırma alanında bulunan, insanın paranormal denilen, bilinen fizikokimyasal yasalarla açıklanamayan psişik fenomenlerde söz konusu olan yeteneklerini ifade etmek üzere kullanılan bir terimdir. Paranormal yetenek terimiyle eşanlamlıdır.

<span class="mw-page-title-main">Levitasyon (paranormal)</span>

Levitasyon ya da yükselinim, insan ya da hayvan vücudunun veya özgül ağırlık olarak havadan daha ağır nesnelerin görünür herhangi bir fiziksel etkenin yardımı olmadan havaya kaldırılması, havada asılı kalması veya havada gezinmesi fenomenlerine verilen addır. Fiziksel medyumluk deneylerinde, kimi mistiklerde, yogilerde, fakîrlerde ve Tibet’li rahiplerde gözlemlendiği ileri sürülür. Yoga’da siddhi adı verilen psişik yetenekler arasında ancak gerçek bir yoginin gerçekleştirebileceği yeteneklerden biri olarak kabul edilir.

Duyular dışı algılama veya altıncı his, parapsikologların telepati, durugörü, prekognisyon gibi beş duyunun ötesindeki her türlü paranormal algılamaları belirtmek üzere kullandıkları bir terim olup, Türkçede DDA veya DDİ kısaltmasıyla, İngilizcede ise ESP kısaltmasıyla ifade edilir. Bilimsel konsensüs, duyular dışı algılamanın bilimsel bir olgu olmadığı yönündedir. Terim ilk kez 1870'te Sir Richard Burton tarafından kullanılmış, 1930'larda J.B. Rhine tarafından popüler hale getirilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Britanya Psişik Araştırma Derneği</span>

Britanyalı Psişik Araştırma Derneği, paranormal fenomenleri incelemek üzere 1882'de Birleşik Krallık'ta kurulmuş bir kurumdur.

<span class="mw-page-title-main">Brian Josephson</span>

Brian David Josephson, Galli teorik fizikçi ve Cambridge Üniversitesi’nden emekli olmuş fizik profesörüdür. En iyi bilindiği çalışmaları süper iletkenlik ve kuantum tünellemedir. 1962 yılında 22 yaşında doktorasını yaparken Cambridge’te yaptığı Josephson etkisi öngörüsü için 1973 yılında Nobel Fizik Ödülü aldı. Josephson Gallerli olup da Nobel Fizik Ödülü alan tek kişidir. Ödülü fizikçiler Leo Esaki ve Ivar Giaever ile paylaştı.

<span class="mw-page-title-main">Louisa E. Rhine</span>

Louisa Ella Rhine, Amerikalı bir botanik doktoruydu ve parapsikoloji alanındaki çalışmaları ile tanınıyordu. Ölümünden sonra, ani psişik deneyimlerin en önde gelen araştırmacısı olarak kabul edildi ve “Parapsikolojinin first lady'si” olarak anıldı.

Psionik, 1950'li ve 60'lı yılların Amerikan bilimkurgusunda, mühendislik ilkelerini duyular dışı algılama, telepati ve psikokinezi gibi paranormal veya psişik olayların incelenmesini uygulayan, önerilen bir disiplindi. Psi ile elektronikteki -onik sözcüklerinin karışımından oluşan bir terimdir. "Psionik" kelimesi, bilimkurgu camiasında bir sanat terimi olarak oluşmuş ve her zaman öyle kalmıştı ve -editör John W. Campbell, Jr.'ın tanıtım çabalarına rağmen- akademik parapsikologlar arasında bile hiçbir zaman genel bir geçerliliğe ulaşamamıştı. Terimin 1951'de icat edilmesinden sonraki yıllarda, hiçbir bilimsel kanıtın "psiyonik" yeteneklerin varlığını desteklemediği giderek daha belirgin hale geldi.