İçeriğe atla

Pap smear

Pap smear
Pap smear ile materyalin mikroskopik görüntüsü.
UzmanlıkJinekoloji
ICD-9-CM795.00
MeSHD014626
MedlinePlus003911

Papanikolaou testi, Papanicolaou testi, Pap smear, Pap test, servikal smear veya smear testi, jinekolojide kullanılan bir tarama testidir. Test, onu keşfeden Georgios Papanikolaou'nun adıyla anılmaktadır, bununla beraber Aurel Babeş de bağımsız olarak aynı testi geliştirmiştir. Testin adında geçen smear, İngilizce bir kelime olup Türkçe "yayma" demektir; alınan hücrelerin incelenmek üzere bir mikroskop lamı üzerinde yayılmasını belirtmek amacıyla kullanılır. özellikle ektoserviksdeki premalign ve malign durumları belirlemek için geliştirilmiş bir tıbbi görüntüleme metodu olan Pap testi, ayrıca endoserviks ve endometriumdaki anormallikleri belirlemek için de kullanılır. Kanser öncülü değişikliklerin erken saptanması mortaliteyi azaltır, bilhassa serviks kanserinin bu yöntemle taranması sonucunda mortalite büyük oranda düşmüştür. Sonuç olarak serviks kanserinin tarama testi olarak kullanılan Pap smear testi, erken tanı olanağı sağlamaktadır. Buna ek olarak birçok enfeksiyon süreci de tanımlanabilmektedir, Kandida albicans ve Trichomonas vaginalis gibi.

Endoserviksden, ektoservikal örnek almak için kullanılan aletle de örnek alınabilir, ancak bu bölgenin anatomisi sebebiyle güvenilir bir örnek almak her zaman mümkün değildir. Alınan örneklerde anormal endoservikal hücrelerden bulunabilmesi olasılığı nedeniyle, bu örnekleri inceleyenler bu konuda eğitimli olmalıdır. Endometriumdan örnek, doğrudan ektoserviks için kullanılan aletle alınmaz. Hücreler rahim ağzı (serviks) üzerine dağılmış olabilir ve buradan toplanabilir. Böylece analizlerde endoservikal hücrelerle birlikte, eğer varlarsa anormal hücreler de görülebilir. Ancak Pap Test endometrial malignite için bir tarama aracı olarak kullanılmamalıdır.

Genellikle cinsel açıdan aktif kadınların pap smear testini yıllık olarak yaptırmaları önerilir, ancak rehberlerde bu bilgi ülkeden ülkeye değişebilmektedir. Eğer sonuçlar anormal ise, anormalliğin tipine bağlı olarak test üç ile on iki ay arası bir sürede tekrarlanır. Eğer anormalik daha yakın bir inceleme gerektiriyorsa, hasta serviksin daha detaylı bir incelemesi için kolposkopi'ye alınabilir. Hastaya ayrıca Pap testinin eşdeğeri, hatta zaman zaman da alternatifi olan HPV DNA testi de uygulanabilir. Pap smear'ların %5 ile %7 arasında bir oranı displazi gibi kanser öncesi şartlar belirleyebilir. Birçok düşük dereceli servikal displazilerin servikal kansere yol açmadan kendi kendine gerilemesine rağmen, displasia daha dikkatli gözlem gereksinimi için bir belirteçtir. Endoservikal ve endometrial anormaliteler, mantar ve Trichomonas vaginalis gibi enfeksiyonlar, bu test sonucunda görülebilir. Anormalliklerin küçük bir bölümü "önemi belirsiz bulgu" olarak işaretlenir.

Yöntem

Pap smear ile alınan materyalin x200'lük büyütmede serviks kanserinin histolojik görüntüsü

Pap smear'de rahim ağzının dış tarafından hücreler alınır. Hastanın vajinasına bir spekulum sokularak serviksten hücre örneği alınır. Özel bir spatül veya fırça, dokunun yüzüne sürtülür, yüzey hafifçe kazınarak bir miktar hücre alınır. Toplanan hücreler bir mikroskop lamı üzerine yayılır ve laboratuvarda anormal özellikli hücrelerin varlığı için incelenir. Hücreler Papanicolau tekniği ile boyanır, bu teknik ile hücre çekirdeği ve sitoplazmadaki keratinizasyonlar belirginleşir, ama tanı koymak için asil hücre çekirdeğindeki şekillere bakılır. Bu geleneksel mikroskop lamı üzerine hücreleri yayma tekniğinin duyarlılığı %72, spesifisitesi %94 olarak bulunmuştur.[1]

Sıvı bazlı sitoloji testinde toplanan nümune, etanol bazlı muhafaza edici bir sıvı ortama konur. Laboratuvarda bu hücreler ince bir tabaka halinde bir lam üzerine yerleştirilir ve mikroskopla incelenir. Sıvı nümünenin avantajı HPV testi için de kullanılabilmesi, ayrıca uygunsuz nümüne oranını düşürmesidir. Bu testin duyarlılığı %61-66, spesifisitesi %82-91 olarak bildirilmiştir.[1][2]

Testin tarihçesi ve mevcut özellikleri

Sitoloji uygulaması, ilk olarak 1940 yılında Dr. George Papanicolaou'nun vajinal smear ile servikal kansere tanı konabileceğini ileri sürmesi ile başlamıştır. 1943 yılında ise Papanicolaou eksfoliatif sitolojiyi jinekoloji pratiğine sunmuştur. 1973'te WHO (Dünya Sağlık Örgütü) sitolojik tanı için bir rapor hazırlamıştır. 1988'de Ulusal Sağlık Enstitüleri servikal sitoloji için ortak bir konsensusa varmışlar ve Bethesda sistemini geliştirmişlerdir. Bu sistem 1991, 2000, 2001 tarihinde yeniden modifiye edilmiştir. Günümüzde Bethesda Sınıflaması kullanılmaktadır.[3][4][5][6]

Günümüzde genel olarak servikal kanserin tarama yöntemi olarak Pap smear tercih edilir. Pap smear sonuçları, serviks kanseri kesin tanı koymada ya da tedavi başlamasında kullanılmaz. Yalnızca servikal kanser gelişiminde artmış riskle ilişkili anormal hücreleri taramada kullanılır. Anormal hücre varlığı tespit edilirse daha ileri tetkiklerin yapılması gerekir.[6]

Günümüzde başlıca iki sitolojik yöntem kullanılmaktadır: geleneksel PAP smear ve sıvı bazlı preparatlar (ThinPrep, SurePath). Genel olarak servikal kanserin tarama yöntemi olarak Pap smear tercih edilir.[7][8][9][10] Sıvı bazlı sitoloji, konvansiyonel smear'e göre, intraepitelyal (epitel içi) lezyonları saptamada daha duyarlıdır. Yüksek dereceli lezyonlar için konvansiyonel Pap smear %70, sıvı bazlı sitoloji %95; HPV testiyle kombine sıvı bazlı sitoloji ise %100 duyarlıdır.[6][11][12][13]

Sıvı bazlı tekniklerin kullanılmaya başlanması

1990'ların ortalarından itibaren sıvı bazlı tekniklerin kullanılması artmıştır. Günümüzde, Sure-Path (TriPath Imaging) CellPrep (BIODYNE Inc) and Thin-Prep (Cytyc Corp) olmak üzere üç çeşidi vardır.

Sıvı bazlı sitolojide teknik özellikleri sebebiyle yetersiz smear alınma olasılığı azalttığı birçok çalışmada gösterilmiştir. Tek bir örnekle HPV ya da diğer seksüel geçişli hastalıkların taraması yapılabilir. Ayrıca sıvı bazlı sitoloji menstrüel kandan daha az etkilenir. Bununla beraber yine de menstrüasyon esnasında örnek alınması önerilmez.[6][14][15][16] Sıvı bazlı sitolojinin bu avantajlarının yanında çeşitli dezavantajları da mevcuttur. Bunlar arasında, bu yöntemin ek eğitim gerektirmesi, laboratuvar aşamasının daha uzun sürmesi ve yüksek maliyeti sayılabilir.[6]

Bethesda Sınıflaması (2001)

  • Numüne Tipi:
    • Konvansiyonel Pap smear
    • Likit bazlı veya diğer.
  • Numüne yeterliliği:
    • Yeterli; Likit bazlıda en az 5.000, konvansiyonel smearde 8.000-12.000 iyi izlenen skuamöz hücrelerin varlığı.
    • Yetersiz; İnflamasyon, kan ya da debris nedeniyle hücrelerin %75'ten fazlasının yorumlanamaması. Yetersiz smear varlığında mutlaka iki-dört ay içinde smear tekrarlanmalıdır. Enfeksiyon varlığında enfeksiyon tedavi edilmelidir. Tekrarlayan smear yine yetersiz ise, kolposkopi ve/veya biyopsi yapılması uygundur. Metaplastik ve endoservikal hücrelerin varlığı, transformasyon zonunun yeterli örneklendiğini gösterir.[4][6][7]

Serviks kanseri için tarama testi olarak kullanımı

Menopoza girmemiş bir kadından Pap test ile alınan materyalin mikroskobik görüntüsü (400x). Normal skuamoz epitel hücreleri.

Pap smear sonuçları, kesin tanı koymada ya da tedavi başlamasında kullanılmaz. Yalnızca servikal kanser gelişiminde artmış riskle ilişkili anormal hücreleri taramada kullanılır. Bu sayede, ileri tetkik gereken kadınların seçilmesini sağlar. Bu tarama yönteminin yaygınlaşması sayesinde erken tanı koyma imkânı artmıştır. Böylece, invaziv serviks kanserinin görülme oranı ciddi oranda azalmıştır. Smear sadece bir tarama testi olup, sonuç pozitif çıktığında kolposkopi, biyopsi, endoservikal küretaj, konizasyon gibi daha ileri tetkiklere başvurulması gerekir.[6]

Günümüzde servikal kanserlerin taranmasında kullanılan en yaygın yöntem; PAP smear tarama testidir. PAP smear testi, ucuz ve kolay olmasının yanında hastalar tarafından kolay kabul edilebilmesi açısından kullanılabilirliği yüksek bir testir. Bunlara ek olarak toplumsal taramalarda kullanıldığında erken tanı koydurması sayesinde, serviks kanserinden ölümleri yaklaşık %75 oranında düşürdüğü bildirilmiştir. Tüm bu özellikleri nedeniyle eşsiz bir tarama yöntemidir. Buna rağmen hiç pap smear yaptırmamış kadınların sayısı da hayli fazladır. Tarama testi yapılmadığından erken tanı konamayan bu hastalar genelde ileri evrelerde tanı alır. Nitekim Serviks kanserlerinin %50'den fazlasının daha önce hiç PAP smear testi yaptırmamış ve %60'tan fazlasının da son 5 yıl içinde hiç tarama yaptırmamış kadınlarda olduğunu gösteren çalışmalar vardır[17]

Pap smear ile servikal kanser taraması, hem kanser önlenmesinde etkili hem düşük maliyete sahip çok ender yöntemlerden biridir. Servikal kanser etiyopatogenezinde, başka kanser türlerine benzer olarak, belirli kanser öncesi (premalign) aşamalardan geçtikten belirli bir süre sonra invaziv lezyon haline gelmektedir. Bu nedenle servikal kanserlerin premalign aşamada yakalanması ve tedavi edilmesi, insidans ve mortaliteyi düşürecektir. Serviks kanseri riskini azaltan birçok sağlık davranışı bulunsa da hiçbiri rutin Pap smear yaptırma kadar etkili değildir.[18]

Pap smear yaptırma davranışları kadınların yaşı, eğitimi, sosyoekonomik durumu ve kültürel özelliklerine göre farklılık göstermektedir.[19] Pap smear yaptırma oranlarının, gelişmiş ülkelerde yaşlı, fakir ve düşük sosyoekonomik sınıflara ait azınlık gruplarda daha düşük olduğu çeşitli çalışmalarda ortaya konmuştur.[20][21] Türkiye'de yapılmış benzer bir çalışmada da, yaş ve eğitim seviyesi arttıkça ve sosyal güvence varlığında arttığı belirtilmiştir. Pap smear yaptırma davranışlarının farklı kültürlere, gruplara ve sosyodemografik özelliklere göre değişebildiğinin bilinmesi, sağlık personelinin hizmet verdiği gruba ulaşmasını ve hizmet sunmasını etkileyecek önemli bir bilgidir.[18]

Türkiye'de serviks kanseri tarama programlarının yaygınlaştırılması, kadın sağlığı açısından önemli bir halk sağlığı problemi olan serviks kanserlerinin insidans ve mortalitesinde önemli azalmalar sağlaması beklenmektedir.[17] Yapılan çalışmalar; kadınların bilgi eksikliği, önemsememe, utanma, kötü bir tanı konulması korkusu gibi nedenlere bağlı olarak jinekolojik muayeneden çekindiklerini belirtmiştir.[18][19]

Pap smear'ın servikal kanserin taramasında kullanılmasında bir avantajı bulunmasının yanında bazı sıkıntılar da vardır. Pap smear ile taramada yanlış pozitiflik sıktır. Tarama testlerinin pozitif prediktif değerlerinin düşüklüğü gereksiz girişimlere neden olmakta ve yalancı negatifliklerinin yüksekliği güvenirliklerini sınırlamaktadır. Yalancı negatiflik çeşitli sebeplerle olabilmektedir, nedenler arasında; smear alınımında anormal hücreler içeren alanların atlanması ve bu nedenle anormal hücrelerin camda görülmemesi, anormal hücre alınmasına rağmen cam hazırlama aşamasında anormal hücrelerin smear çubuğundan cama aktarılamaması, patoloğun anormal hücreleri camda görememesi veya görse bile normal değerlendirmesi, lezyonun servikal kanalın iç kısmına doğru yerleşmesi, enflamasyon varlığı sayılabilir. Yalancı negatifliği azaltmak için hücrelerin kan, mukus ya da inflamatuar oluşumlardan temizlenerek, lam üzerinde ince bir tabaka halinde ve uniform şekilde dağıldığı, sıvı içinde ince yayma preparatları (thin prep) geliştirilmiştir.[6][22]

Tarama aralığı ve taramanın kesilmesi

Pap test ile alınmış materyalin 400x büyütmede mikroskopik görüntü. Trichomonas vaginalis enfeksiyonu mevcut.

Servikal kanserin erken teşhisine yönelik PAP smear taramasıyla ilgili olarak Amerikan Kanser Derneği (American Cancer Society, ACS), kadınların ilk cinsel deneyimden 3 yıl sonra veya cinsel aktif olsun ya da olmasın 21 yaşına geldiklerinde, 30 yaş ve üzerinde her yıl, üç yıl negatif sonuç çıkması durumunda 3 yılda bir PAP smear testi yaptırmalarını, 70 yaşın üzerinde ve son 10 yılda anormal PAP test sonucu olmayan, üç veya daha fazla normal PAP test sonucu olan kadınların servikal kanser tarama programından çıkarılmalarını bildirmiş; benzer şekilde Amerikan Obstetrisyen ve Jünekologlar Kurulu (American College of Obstetricians and Gynecologist, ACOG), hayatı boyunca herhangi bir dönemde veya halen cinsel aktif olan ya da 21 yaşına gelmiş tüm kadınların yıllık pelvik muayene ve PAP smear yaptırmalarını, 30 yaş üzerinde ve 3 yıl ardışık yıllık normal pelvik muayene ve PAP smear sonucu olan kadınların daha uzun aralıklarla kontrol edilebileceğini bildirmiştir.[18]

Bunlara ek olarak immünsupresse ya da HIV tanısı alan kadınlarda ilk yıl iki kez, test sonuçları negatif ise yılda bir kez smear alınmalıdır. Ayrıca servikal kanser nedeniyle histerektomize olan kadınlarda başlangıçta sıkı monitorizasyon daha sonra ise yıllık izlem yapılmalıdır. CIN II/III nedeniyle histerektomize olan kadınlarda dört-altı ay aralarla vajinal epitelin sitolojisi, vulvar ve perianal epitelin inspeksiyonu yapılmalıdır. Üç yeterli negatif sonuç varlığında yıllık taramaya geçilebilir. Yıllık taramalara üç kez negatif sonıuç alınıncaya kadar devam edilmelidir. Akılda tutulması gereken bir diğer konu neoplastik olmayan nedenlerle histerektomize olmuş kadınlarda pap smear sonuçlarının yalancı pozitiflik gelme olasılığının artmış olmasıdır. Bu özel gruplarda taramanın ne zaman kesileceği hususunda da farklılıklar vardır. Anne karnında DES'e maruz kalmış ya da immünsuprese 70 yaş üstü kadınlarda yıllık taramaya devam edilmelidir. HPV-DNA testi (+) olan kadınlarda da yine taramaya devam edilmelidir. Herhangi bir nedenle yaşam beklentisi sınırlı olan kadınlarda -zaten servikal kanser tedavisini tolere edemeyeceğinden- tarama endike değildir[6][23]

Koruyucu etkisi

2007 yılında yayımlanan bir çalışmada Pap smear yapmanın enflamatuar sitokin tepkiye yol açtığı ve bunun HPV'nin bağışıklık sistem tarafından atılmasına önayak olup serviks kanseri olasılığını azaltabileceği öne sürülmüştür. Geçmişte tek bir Pap smear yaptırmış kadınların dahi kanser insidansı daha düşüktür. Hayat boyu yaptırılan Pap smear sayısı ile HPV pozitif olma arasında ters bir ilişkinin istatistiksel olarak anlamlı olduğu bulunmuştur[24]

Kaynakça

  1. ^ a b Coste J, Cochand-Priollet B, de Cremoux P; ve diğerleri. (2003). "Cross sectional study of conventional cervical smear, monolayer cytology, and human papillomavirus DNA testing for cervical cancer screening". BMJ. 326 (7392). s. 733. doi:10.1136/bmj.326.7392.733. PMID 12676841.  ACP Journal Club 20 Mart 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  2. ^ Kulasingam SL, Hughes JP, Kiviat NB; ve diğerleri. (2002). "Evaluation of human papillomavirus testing in primary screening for cervical abnormalities: comparison of sensitivity, specificity, and frequency of referral". JAMA. 288 (14). ss. 1749-57. PMID 12365959. 
  3. ^ Çiçek NM, Akyürek C, Çelik Ç, Haberal A. Kadın hastalıkları ve Doğum Bilgisi. 2. baskı. Ankara 2006; s: 863.
  4. ^ a b Davey DD, Austin RM, Birdsong G, Buck HW, Cox JT, Darragh TM, Elgert PA, Hanson V, Henry MR, Waldman J. ASCCP Patient Management Guidelines: Pap Test Specimen Adequacy and Quality Indicators. J Low Genit Tract Dis. 2002 Jul;6(3):195-199. PMID 17051020 17 Aralık 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Kaynak hatası: Geçersiz <ref> etiketi: "Davey DD" adı farklı içerikte birden fazla tanımlanmış (Bkz: )
  5. ^ Kurman RJ, Henson DE, Herbst AL, Noller KL, Schiffman MH. Interim guidelines for management of abnormal cervical cytology. The 1992 National Cancer Institute Workshop. JAMA. 1994 Jun 15;271(23):1866-9. PMID 8196145 17 Aralık 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  6. ^ a b c d e f g h i Uyanıkoğlu, Hacer. Servikal kanser taramasında asetikasit sonrası inspeksiyonla (VIA), servikal smear'in karşılaştırılması. Uzmanlık tezi. İstanbul-2006. [1] 3 Mart 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Kaynak hatası: Geçersiz <ref> etiketi: "Uyanıkoğlu" adı farklı içerikte birden fazla tanımlanmış (Bkz: )
  7. ^ a b Solomon D, Davey D, Kurman R, et al. The 2001 Bethesda system: terminology for reporting results of cervical cytology. JAMA 2002; 287:2114. Kaynak hatası: Geçersiz <ref> etiketi: "Solomon" adı farklı içerikte birden fazla tanımlanmış (Bkz: )
  8. ^ Fahey MT, Irwig L, Macaskill P. Meta-analysis of Pap test accuracy. Am J Epidemiol. 1995 Apr 1;141(7):680-9. PMID 7702044
  9. ^ McCrory DC, Matchar DB, Bastian L, Datta S, Hasselblad V, Hickey J, Myers E, Nanda K. Evaluation of cervical cytology. Evid Rep Technol Assess (Summ). 1999 Jan;(5):1-6. PMID 11925972
  10. ^ Nanda K, McCrory DC, Myers ER, Bastian LA, Hasselblad V, Hickey JD, Matchar DB. Accuracy of the Papanicolaou test in screening for and follow-up of cervical cytologic abnormalities: a systematic review. Ann Intern Med. 2000 May 16;132(10):810-9. PMID 10819705
  11. ^ Mitchell H, Hocking J, Saville M. Improvement in protection against adenocarcinoma of the cervix resulting from participation in cervical screening. Cancer. 2003 Dec 25;99(6):336-41. PMID 14681940
  12. ^ Lee KR, Ashfaq R, Birdsong GG, Corkill ME, McIntosh KM, Inhorn SL. Comparison of conventional Papanicolaou smears and a fluid-based, thin-layer system for cervical cancer screening. Obstet Gynecol. 1997 Aug;90(2):278-84. PMID 9241308
  13. ^ Wright TC Jr, Cox JT, Massad LS, Twiggs LB, Wilkinson EJ; ASCCP-Sponsored Consensus Conference. 2001 Consensus Guidelines for the management of women with cervical cytological abnormalities. JAMA. 2002 Apr 24;287(16):2120-9. PMID 11966387
  14. ^ Ashfaq R, Gibbons D, Vela C, et al. ThinPrep Pap Test. Accuracy for glandular disease. Acta Cytol 1999; 43:81.
  15. ^ Bai H, Sung CJ, Steinhoff MM. ThinPrep Pap Test promotes detection of glandular lesions of the endocervix. Diagn Cytopathol 2000; 23:19.
  16. ^ Hutchinson ML, Agarwal P, Deneault T, et al. A new look at cervical cytology: ThinPrep multicenter trials results. Acta Cytol 1992; 36:499.
  17. ^ a b Dağlı AF, Özercan MR. Servikal smear tarama programımızda sınırlılık/yetersizlik oranları ve nedenleri (1322 olgu). Fırat Tıp Dergisi 2006; 11(3):166-169.
  18. ^ a b c d Akyüz A, Güvenç G, Yavan T, Çetintürk A, Kök G. Kadınların Pap smear yaptırma durumları ile bunu etkileyen faktörlerin belirlenmesi. Gülhane Tıp Dergisi 2006; 48:25-29.
  19. ^ a b Kılıç MS. Jinekolojik muayeneye gelen kadınlarda olan anksiyeteye hemşirelik yaklaşımının etkisi. Fırat Üniversitesi Hemşirelik Programı Doktora Tezi. Ankara, 1994.
  20. ^ Cutts FT, Franceschi S, Goldie S, Castellsague X, de Sanjose S, Garnett G, Edmunds WJ, Claeys P, Goldenthal KL, Harper DM, Markowitz L. Human papillomavirus and HPV vaccines: a review. Bulletin of the world health organization 2007; 85:719-726.
  21. ^ Ault KA. Epidemiology and natural history of human papillomavirus infections in the female genital tract. Hindawi publishing corporation İnfections disease in obstetrics and gynecology 2006; article id 40470:1-5.
  22. ^ Jones BA, Davey DD. Quality management in gynecologic cytology using interlaboratory comparison. Arch Pathol Lab med 2000; 124:672
  23. ^ ACOG practice bulletin: clinical management guidelines for obstetrician-gynecologists. Number 45, August 2003. Cervical cytology screening (replaces committee opinion 152, March 1995). Obstet Gynecol 2003; 102:417.
  24. ^ Samuel Shapiro, Henri Carrara, Bruce R. Allan, Margaret Hoffman, Lynn Rosenberg, JudithP Kelly, DianeD Cooper and Anna-Lise Williamson. "Hypothesis: the act of taking a Papanicolaou smear reduces the prevalence of human papillomavirus infection: a potential impact on the risk of cervical cancer". Cancer Causes and Control. Cilt 14. s. 953-957. doi:10.1023/B:CACO.0000007966.59285.39. 

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Akciğer kanseri</span> Akciğer dokularında gelişen bir hastalık

Akciğer kanseri, akciğer dokularındaki hücrelerin kontrolsüz çoğaldığı bir hastalıktır. Bu kontrolsüz çoğalma, hücrelerin çevredeki dokuları sararak veya akciğer dışındaki organlara yayılmaları ile (metastaz) sonuçlanabilir. Dünya Sağlık Örgütünün (WHO) raporuna göre akciğer kanseri tüm dünyada kanser türleri arasında en sık ölüme neden olan kanser türüdür ve tüm dünyada her yıl yaklaşık 1,6 milyon ölüme neden olmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Rahim</span> Memelilerde dişi cinsel organı

Rahim, dölyatağı veya uterus, memelilerde gebelik organıdır. İnsanlarda ve memelilerin çoğunda üreme sisteminin kadınlık hormonuna duyarlı, ikincil cinsel organıdır.

<span class="mw-page-title-main">İnsan papilloma virüsü</span>

İnsan papilloma virüsü, insan papilloma virüs ya da human papillomavirus papillomavirus ailesine mensup, deri ve mukozal yüzeylerdeki bazal epitelyal tabaka hücrelerini enfekte eden bir DNA virüsüdür ve neden olduğu HPV enfeksiyonu, dünyada cinsel yolla bulaşan en yaygın hastalıktır.

<span class="mw-page-title-main">Prostat kanseri</span> Kanser çeşidi

Prostat kanseri eril üreme sisteminde yer alan bir bez olan prostatta gelişen bir kanserdir. Prostat kanserlerinin çoğu yavaş gelişim gösterir; bununla beraber, görece hızlı gelişim gösterenleri de vardır. Prostat kanseri hücreleri prostattan vücudun diğer kısımlarına, özellikle kemiklere ve lenf düğümlerine yayılabilir. Başlangıçta hiçbir belirti vermeyebilir. İlerleyen aşamalarda ise işemede zorluk, idrarda kan ya da pelviste, sırtta veya işeme sırasında ağrıya sebep olabilir. İyi huylu prostat büyümesi olarak bilinen hastalık da benzer belirtiler verebilir. İleri aşamada ortaya çıkan diğer belirtiler arasında düşük alyuvar hücresi sayısından kaynaklanan yorgunluk hissi sayılabilir.

<span class="mw-page-title-main">Rahim ağzı kanseri</span> Rahim ağzında meydana gelen kötücül kanser

Serviks kanseri, servikal kanser ya da rahim ağzı kanseri, rahim ağzının malign (kötücül) kanseridir. Serviks kanseri, epitelden köken alan malign tümör, yani karsinomdur. İlk belirtisi vajinal kanama olabilir, ama iyice ilerleyene kadar bir belirti göstermeme durumu da söz konusudur. Tedavisi, erken evrelerde ameliyat, ileri aşamalarda kemoterapi ve radyoterapidir.

İkili tarama testi ya da 11-14 testi olarak da bilinen ilk trimester tarama testi Down sendromu ve Trizomi 18 adı verilen kromozomal anomaliye sahip bebekleri gebeliğin çok erken dönemlerinde saptamaya yönelik bir tarama testidir. Yaşları kaç olursa olsun tüm kadınlar fiziksel veya zeka engelli bebek doğurma riski taşırlar. Down sendromuna sahip bir bebek doğurma riski 20 yaşındaki bir kadında 1530'da 1 iken bu risk artarak 44 yaşındaki bir kadında 30'da 1'e çıkar.

<span class="mw-page-title-main">Rahim ağzı</span>

Rahim ağzı veya serviks, kadın üreme sisteminde bulunan rahmin alt bölümüne verilen ad. Genellikle silindir şeklinde ve 2–3 cm uzunluğundaki serviks hamilelik ile birlikte şekil ve boyut değiştirebilir. Dar ve merkezinde bulunan servikal kanal rahim ağzının içinden geçerek vajinayı rahim boşluğuna bağlar. Serviksin rahime açılan kısmına internal os, vajinaya açılan kısmına ise eksternal os denir. Rahim boynuzları, rahim ve fallop tüplerinin birleştiği noktalardır. Serviksin supravajinal kısmı önden fibröz doku ile mesaneden ayrılır. Rahim ağzı anatomik açıdan yaklaşık 2,000 yıldır, Hipokrat'ın yaşadığı zamanlardan beri bilinmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Rahim kanseri</span> rahim içinde yerleşen kadın üreme organı kanseri

Rahim kanseri, kadın genital sisteminde rahim içini döşeyen endometriyumdan kaynaklanan bir kanserdir. Kanser, vücudun diğer bölümlerine yayılma veya dağılma yeteneğine sahip hücre'lerin anormal büyümesinin sonucudur.

<span class="mw-page-title-main">CA19-9</span>

Sialil-Lewis A olarak da bilinen karbonhidrat antijeni 19-9 (CA19-9), genellikle hücrelerin yüzeyindeki O- glikanlarına bağlanan bir tetrasakkarit. Antijenin, hücreler arası tanıma süreçlerinde önemli bir rol oynadığı bilinmektedir. Aynı zamanda özellikle pankreas kanseri tedavisinde kullanılan bir tümör markerıdır.

<span class="mw-page-title-main">Kedilerde kanser</span>

Kedilerde kanser, kediler arasında başlıca ölüm nedenidir. Kanser, kontrolsüz hücre büyümesinden kaynaklanır ve vücuttaki çeşitli hücre tiplerini ve organları etkiler. Kedi kanseri başlangıçta vücudun herhangi bir yerinde bir yumru veya yumru olarak kendini gösterir. Etkilenen hücrede hızla büyür; kendini o bölgedeki deri altındaki dokuya bağlar; ve tümöre bağlı olarak vücudun diğer bölgelerine yayılabilir. Kanser, on yaşın üzerindeki kedilerde ölümlerin yaklaşık %32'sini oluştursa da, erken teşhis edilirse başarıyla tedavi edilebilir.

<span class="mw-page-title-main">Tıbbi test</span> tıbbi işlem

Tıbbi test; hastalıkları, hastalık süreçlerini, kişinin duyarlılığını saptamak, teşhis ve muayene etmek, izlemek veya bir tedavi sürecini belirlemek için yapılan tıbbi prosedürdür. Biyokimya ve moleküler teşhisle ilgili fiziksel ve görsel muayeneler, tanısal görüntüleme, genetik testler, kimyasal testler ve hücresel analizler gibi tıbbi testler uygun ortam ve koşullarda gerçekleştirilmektedir. Testler tıbbi aletler ile tıbbi laboratuvarlarda yapılır.

<span class="mw-page-title-main">Georgios Papanikolaou</span>

Georgios Nikolaou Papanikolaou, kanser taramasında kullanılan "Pap smear"in mucidi Yunan doktor. Sitopatoloji alanının öncülerindendir.

<span class="mw-page-title-main">Servikal ektropiyon</span>

Servikal ektropion, glandüler hücreler olarak bilinen servikal kanalın iç kısmında bulunan hücrelerin, serviksin, vajinal kısmının dış kısmında bulunduğu bir jinekolojik durumdur. Serviksin "dış" tarafındaki hücreler tipik olarak skuamöz epitel hücreleridir. İki hücrenin buluştuğu yer, tabakalı skuamöz epitel olarak da bilinen dönüşüm bölgesi olarak adlandırılır. Servikal ektropion, erken serviks kanserinden büyük ölçüde ayırt edilemez ve riskleri ve prognozu belirlemek için bir doktor tarafından değerlendirilmelidir. Pap smear testi ile nadiren rapor edilir, vajinal muayene yapıldığında genellikle bulunabilir. Glandüler hücreler kırmızı olduğu için alan kırmızı görünebilir. Pek çok kadın servikal ektropiyonla doğmasına rağmen, buna aşağıdakiler gibi bir takım klasik sebepler neden olabilir:

<span class="mw-page-title-main">Servikal polip</span>

Bir servikal polip, servikal kanalın yüzeyinde yaygın olarak görülen iyi huylu bir polip veya tümördür. Düzensiz adet kanamasına neden olabilirler, ancak genellikle semptom göstermez denilmekle beraber vajinal akıntı gibi kronik jinekolojik problemler anamnezde vardır. Tedavi, polipin cerrahi müdahale ile (polipektomi) çıkarılmasından oluşur ve prognoz genellikle iyidir. Servikal poliplerin yaklaşık %1'i kansere yol açabilecek neoplastik değişiklik gösterecektir. Menarş sonrası, hamile olan premenopozal kadınlarda en sık görülürler.

<span class="mw-page-title-main">Naboth kisti</span>

Bir nabothian kisti, serviksin yüzeyinde mukusla dolu bir kisttir. Çoğu zaman, ektoserviksin tabakalı skuamöz epitelinin endoserviksin basit kolumnar epiteli üzerinde büyüdüğü zaman ortaya çıkarlar. Bu doku büyümesi servikal kriptleri bloke edebilir, kriptlerin içinde servikal mukusu hapseder. Ufak boyutlu naboth kistleri zaman içerisinde birleşerek dev boyutlara nadiren ilerleyebilir. Bu şekildeki büyük naboth kistlerinde serviks uterinin rezerv dokusu destrükte olduğundan, gebelik sürecinde erken doğumlara neden olabilmektedir.

Postkoital kanama, cinsel ilişkiden sonra vajinadan gelen kanamadır. Ağrı ile ilişkili olabilir veya olmayabilir. Kanama rahim, serviks, vajina ve vajina yakınında bulunan diğer doku veya organlardan olabilir. Postkoital kanama rahim ağzı kanserinin ilk belirtilerinden biri olabilir. İlişkiden sonra vajinal kanamanın ortaya çıkmasının başka nedenleri de vardır. Bazı insanlar ilk kez cinsel ilişkiden sonra kanar, ancak diğerlerinde olmaz. Kızlık zarı ince bir doku olduğu için gerilirse kanayabilir. Spor ve tampon kullanımı gibi diğer aktiviteler vajinayı etkileyebilir. Postkoital kanama tedavi olmaksızın durabilir. Bazı durumlarda, postkoital kanama adet düzensizliklerine benzeyebilir. Postkoital kanama gebelik boyunca ortaya çıkabilir. Servikal poliplerin varlığı gebelik sırasında postkoital kanamaya neden olabilir çünkü poliplerin dokusu daha kolay zarar görür. Postkoital kanama, rızalı ve rızasız cinsel ilişkiden sonra travmaya bağlı olabilir.

<span class="mw-page-title-main">Tarama (tıp)</span>

Tıpta tarama, henüz tanınmayan durumları veya risk belirteçlerini aramak için kullanılan bir stratejidir. Bireylere veya tüm popülasyona uygulanabilir. Test edilen kişilerde herhangi bir hastalık bulgusu veya semptomu görülmeyebilir veya tek başına kesin bir tanıya işaret etmeyen yalnızca bir veya iki semptom görülebilir.

<span class="mw-page-title-main">Polip (tıp)</span>

Anatomide polip, mukoza zarından çıkıntı yapan anormal doku büyümesidir. Yüzeye dar, uzun bir sapla tutturulmuşsa saplı olduğu söylenir; sapsız takılırsa sapsız denir. Polipler genellikle kolon, mide, burun, kulak, sinüs(ler), idrar kesesi ve rahimde bulunur. Ayrıca vücudun rahim ağzı, ses telleri ve ince bağırsak dahil olmak üzere mukoza zarlarının bulunduğu başka yerlerinde de oluşabilirler.

Kanser aşısı, mevcut kanseri tedavi eden ya da kanser gelişimini önleyen bir aşıdır. Mevcut kanseri tedavi eden aşılar, terapötik kanser aşıları veya tümör antijen aşıları olarak bilinir. Aşıların bazıları "otolog" olup, hastadan alınan örneklerden hazırlanır ve o hastaya özgüdür.

<span class="mw-page-title-main">Sitopatoloji</span> hastalıkları hücresel düzeyde inceleyen ve teşhis eden patoloji dalı

Sitopatoloji, hastalıkları hücresel düzeyde inceleyen ve teşhis eden bir patoloji dalıdır. Bu disiplin 1928 yılında George Nicolas Papanicolaou tarafından kurulmuştur. Sitopatoloji, tüm dokuları inceleyen histopatolojinin aksine, genellikle serbest hücre veya doku parçaları örnekleri üzerinde kullanılır. Sitopatoloji sıklıkla, daha az kesin olarak, "hücrelerin incelenmes" anlamına gelen "sitoloji" olarak adlandırılır.