İçeriğe atla

Panzehir

Panzehir, bir zehirin etkisini önleyen veya yok eden madde. Panzehirler ağız yoluyla zehirlenmelerde emilimi azaltmak amacıyla kullanılanlar (bölgesel panzehirler) ve kan dolaşımına çeşitli yollarla karışmış olan zehire karşı kullanılanlar (sistematik panzehirler) olmak üzere iki büyük grupta toplanırlar.

Bölgesel panzehirler

Mide yıkamalarında son yıkama suyuna karıştırılarak kullanılan bölgesel panzehirlerden en yaygın olanı aktif kömür (Carbon Vegetale)dür. Bitki kaynaklı kömürün ufaltılması ile elde edilen bu madde çok küçük parçalar halinde olduğu için zehiri tutucu sahası son derece arttırılmıştır. Bağırsakta emilme özelliği olmadığı için de vücuda zarar verme durumu yoktur. Çok yüksek dozlarda verilebilir. 20 gram aktif kömür 200 mililitre suda bulamaç haline getirilerek verilmesi en büyük faydayı sağlar. Aktif kömür birçok zehirlenmede kullanılan bir panzehirdir. Kuru ekmeğin yakılmasıyla da basit olarak aktif kömür elde edilebilir.

Potasyum permanganatın (KMnO4), 1/10.000'lik solüsyonu veya tentürdiyotlu su, alkaloidlerle olan zehirlenmelerde kullanılır. Bu iki panzehir alkaloitleri okside ederek etkisiz hale getirir.

Asit ve alkali (bazik) maddelerle olan zehirlenmelerde, zehiri hemen nötralize etmek gerekir. Çünkü bunlar çok fazla tahriş edici ve dokuyu harap edici özellikte maddelerdir. Sülfürik asit, nitrik asit, tuz ruhu gibi asit maddelerle olan zehirlenmelerde nötralizasyon için magnezyum sütü (Mg(OH)2 gibi anti asitler kullanılır. Alkali zehirlenmelerinde; sirke, sirkeli su, askorbik asit gibi asit maddeler kullanılır.

Anyon değiştirici bir reçine olan kolestiramin, aspirin ve asetaminofen gibi zayıf asit yapısındaki ilaçlarla olan zehirlenmelerde ağızdan verilir. Kolestiramin bunları bağlayarak emilip hızla kana geçmelerini önler. Yumurta akı, süt, yoğurt gibi proteini bol maddeler, cıva ve gümüş gibi ağır metal zehirlenmelerine karşı panzehir olarak etkilidirler.

Diğer bölgesel panzehirler arasında gümüş nitrata karşı sodyum klorür, iyota karşı nişasta, demire karşı sodyum karbonat, süt, yoğurt, nişasta sayılabilir.

Sistemik panzehirler

Kan dolaşımına geçmiş olan zehirlere karşı kullanılırlar. Kimyasal, fizyolojik ve farmakolojik panzehirler olarak üç gruptur.

Sistemik panzehirlerin kimyasal olanları genellikle şelasyon yapıcı (zehirle halkalı bileşik meydana getirici) maddelerdir. Bu yolla oluşan halkalı maddeye şelat adı verilir. Şelatlar suda kolay çözündüklerinden vücuttan atılmaları da kolaydır. Şelasyonla zehir etkisiz hale gelir, zehirlenme belirtileri giderek azalır ve kaybolur. Bu bakımdan zehir alımından sonra ne kadar erken verilirlerse o kadar iyi olur.

Şelat yapıcı maddelerden biri dimerkaprol'dür (British Anti Lewisite = BAL). Arsenik ve cıva bağlamak için kullanılır. Ayrıca altın, krom ve kadmiyum zehirlenmelerinde de etkilidir. Kas içine şırınga edilir. Dimerkaptosüksinik asit adlı bir türevi ise, ağızdan kullanılan bir panzehirdir.

Yaygın bir şelat yapıcı madde de kalsiyum disodyum etilendiamin tetra asetik asittir (CaNa2 EDTA). % 5'lik dextroz solüsyonu içine katılarak damardan uygulanır. Bilhassa kurşun zehirlenmelerine, ayrıca çinko ve manganez zehirlenmelerine karşı da kullanılır.

Kurşun zehirlenmelerinde bundan sonra ikinci güçlü madde penisilin parçalanırken meydana gelen penisilamindir. Bu bir amino asittir. Ayrıca cıva zehirlenmelerinde bilhassa N-asetil penisilamin türevi çok başarılıdır.

Desferrioksamin, demir bağlayan şelat yapıcı bir maddedir. Hem ağızdan verilir, hem de şırınga edilir.

Fizyolojik panzehirler, zehirin etkisiyle organın bozulan faaliyetini düzelten maddelerdir. Mesela, damarı büzücü maddelerle olan zehirlenmelerde damar genişletici olan bir ilaç, fizyolojik panzehir olarak kullanılır.

Farmakolojik panzehirler daha karışık etkileri olan maddelerdir. Daha çabuk etki gösterirler. Bunlardan biri organofosfat (böcek zehiri) zehirlenmelerinde kullanılan atropindir. Zehirlenme esnasında ağız kuruyuncaya kadar atropin verilir. Atropin ayrıca Karbamat (mesela Baygon) zehirlenmesinde de kullanılır. Morfin zehirlenmelerinde damardan Naloksan adlı madde veya cilt altına Nalorfin verilir. Bunlar verilince solunum düzelir ve morfinin diğer etkileri hızla silinmeye başlar.

Aşırı antikoagülan (kan pıhtılaşmasını önleyici) alınınca K vitamini, karbonmonoksit zehirlenmesinde oksijen, antifiriz zehirlenmesinde etil alkol, heparine karşı protamin sülfat, sayılabilecek diğer panzehirlerdir.

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Nikotin</span> kimyasal madde

Nikotin (C10H14N2), patlıcangiller (Solanaceae) bitki familyasında bulunan güçlü bir uyarıcı ve alkaloid.

<span class="mw-page-title-main">C vitamini</span> turunçgillerde ve diğer gıdalarda bulunan besin maddesi

C vitamini veya askorbik asit, suda çözünebilen ve birçok görevi olan vitamin. Çoğu Hayvanlar ve bitkiler, kendi C vitaminlerini glukozdan üretebilirler. İnsanlar, bazı meyve yarasaları, hint domuzu ve insan benzeri primatlar C vitamini üretemediklerinden bunu besinlerden almak zorundadırlar.

<span class="mw-page-title-main">Atropin</span>

Atropin, Atropa belladonna (Güzelavrat Otu) adlı bitkiden elde edilen bir alkaloiddir. Antikolinerjik yapıdadır. Tıpta çok değişik kullanım alanları vardır. Örneğin, göz dibinin muayenesinde, göz bebeğinin genişletilmesi için, ayrıca anesteziden önce üst solunum yollarında salgıların azaltılması için kullanılır.Ayrıca uyuşturucu madde olarak kullanımı 1984 yılında yaygınlaşmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Zehir</span>

Zehir, ağı veya sem, hücrelere ve yaşayan dokulara kimyasal, biyokimyasal ya da radyoaktif nitelikte zararlar veren her türlü maddeye verilen isimdir. Zehrin en tipik özelliği bu zararlı etkisini en küçük dozlarda bile göstermesidir.

<span class="mw-page-title-main">Zehirlenme</span> Kimyasal bir maddenin canlı üzerindeki patolojik etkisidir

Zehirlenme, kimyasal bir maddenin canlı organizma üzerindeki patolojik etkisidir. Görece küçük miktarlarda kimyasal ya da biyokimyasal etki gösteren zehir, süresi ve ağırlığı değişebilen bir hastalık haline ya da ölüme yol açar. Adli tıp uzmanları, zehirlenme olgularını 3 orijine ayırarak inceler:

  1. Kaza
  2. İntihar
  3. Cinayet
<span class="mw-page-title-main">Tanen</span>

Tanen, tannik asit olarak da bilinir. Tanenler polifenolik bileşikler olup, kolza, bakla, çay ve sorgumda gibi bitkilerden elde edilen, açık sarı-kahverengi toz, pul ya da süngersi bir kütle halindeki biçimsiz (amorf) maddelere verilen addır.

<span class="mw-page-title-main">Lipit</span> Katı ve sıvı yağ

Lipit, tüm canlıların yapısında bulunan temel organik bileşiklerden biridir. Lipitler, doymuş ve doymamış yağlar olarak ayrılır. Doymamış yağlar, oda sıcaklığında sıvı hâlde bulunan lipitler; doymuş yağlar ise oda sıcaklığında katı hâlde bulunan lipitlerdir. Biyolojik önemi olan lipitler için yağ asitleri, nötr lipitler (trigliserit), fosfolipitler ve steroitler örnek gösterilebilir. Lipitler, insan ve hayvanların temel besinleri arasında yer alır.

<span class="mw-page-title-main">Karbonmonoksit</span> 0,97 yoğunluğunda, renksiz, kokusuz, zehirleyici bir gaz. Bol miktarda ısı açığa çıkararak mavi bir alevle yanar ve hava ile birleşerek birçok uygulama alanı olan patlayıcı bir karışım oluşturur (CO)

Karbonmonoksit, CO formülüne sahip sadece bir karbon ve bir oksijen atomundan oluşan inorganik bileşiktir Karbonmonoksitte karbon ve oksijen arasında üçlü bağ vardır. Endüstride jeneratör gazı, su gazı, kuvvet gazı ve hava gazı içinde kullanılır. Yakıt olarak da kullanılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Nükleer tıp</span> Tıbbi uzmanlık

Nükleer tıp, canlılara verilen ışın etkin (radyoaktif) maddelerin yaydıkları ışınların özel yöntemler veya aygıtlarla dışarıdan sayımı ya da görüntü olarak izlenmesi ya da tanımlanması ile tanı konulmasını sağlayan tıp dalıdır.

<span class="mw-page-title-main">İlaç</span> bir sayrılığı iyi etmek ya da önlemek için türlü yollarla kullanılan madde

İlaç ya da em, canlı hücre üzerinde oluşturduğu etki ile bir hastalığın tanısını, iyileştirilmesi veya semptomlarının azaltılması amacıyla tedavisini veya bu hastalıktan korunmayı mümkün kılan, canlılara değişik uygulama yöntemleri ile verilen doğal, yarı sentetik veya sentetik kimyasal preparatlardır. İlaçların tüketimi inhalasyon, enjeksiyon, sigara içme, yutma, derideki bir yama yoluyla emilim, fitil veya dil altında çözünme yoluyla olabilir. Ticari ilaçlar ilaç firmaları tarafından üretilir ve genellikle patentlidir. Etken maddesinin patent süresi dolmuş ve birden çok firmanın üretebildiği ilaçlara ise jenerik ilaçlar denir. İlaçlar uygulama yoluna, kimyasal özelliklerine ve etkilediği biyolojik sistemlere göre sınırlandırılabilir. Daha güvenilir ve geniş kullanım alanına sahip sınıflandırma sistemi ise Anatomical Therapeutic Chemical Classification Systemdir.

Antihistaminik, histaminin etkisini önleyen maddelerdir. Histamin, kişinin alerjik olduğu madde ile karşılaştığında veya iltihap durumlarında ortaya çıkan önemli bir kimyasal ajandır. En iyi sonuç için bu ilaçlar alerji şikayetleri ortaya çıkmadan alınmalıdırlar.

<span class="mw-page-title-main">Kortizol</span> Vücudun strese gösterdiği tepkiyle ilişkili bir kortikosteroid hormon

Kortizol, böbrek üstü bezinin kabuk bölgesinde üretilen, vücudun strese gösterdiği tepkiyle ilişkili bir kortikosteroid hormondur. Kan basıncını ve şekerini artırır, kadınlarda kısırlığa neden olur ve bağışıklık sistemini baskılar. Hidrokortizon veya kortizon olarak bilinen yapay kortizol alerji ve yangı'ya karşı sağaltımda kullanılır.

Hümik asitler veya humus, kısmen veya tamamı ile çürümüş bitki veya hayvan artıklarının oluşturduğu siyah veya koyu kahverenkli maddelerdir.

<span class="mw-page-title-main">Çevre kirliliği</span> Doğa sorunu

Çevre kirliliği, çevrenin doğal olmayan bir şekilde insan eliyle doğallığının bozulmasıdır. Bu ekosistemi bozma eylemleri; kirlenme şeklinde tabir edilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">İntravenöz tedavi</span> Damar içine verilen ilaç

İntravenöz tedavi veya Damar içi tedavi, herhangi bir sıvı, ilaç veya besin kaynağının doğrudan kişinin damarına uygulayan tıbbi bir tekniktir. Damar içi tedavi özellikle rehidrasyon veya bireyin akli denge kaybı gibi herhangi bir sebepten ötürü, ağızdan sıvı veya yiyecek alamaması durumunda sıkça kullanılan bir yöntemdir. Ayrıyeten elektrolit dengesizliğini düzeltmek veya ilaç, kan bağışı ve elektrolit gibi tedavileri uygulamak için de kullanılabilir.

<span class="mw-page-title-main">Şelatlama</span>

Şelasyon iki veya çok dişli bir kimyasal ligandın iyonik bir substrata bağlanması veya komplekslenmesidir. Bu ligandlar ki genelde organik bileşiklerdir, şelatör veya şelat ajanı olarak adlandırılır. Şelatörler, ASTM-A-380 standardına göre, "belli metal iyonları ile suda çözünür kompleksler oluşturan kimyasallardır, bu sayede iyonu etkinsizleştirerek onun başka elementler veya iyonlarla tepkitmeyerek, çökelek veya tortu oluşmamasını sağlar". Ligand, substrat ile birleşip bir şelat kompleksi meydana getirir. Bu terim, metal iyonunu şelatördeki iki veya daha çok atomla bağlandığı kompleksler için kullanılır. Literatürde metal iyonu tutan bağların sayısına değinmek için dişlilik terimi kullanılır, örneğin yandaki resimde görülen EDTA altı dişli bir şelatördür.

Hepatotoksisite ; karaciğerde kimyasal madde kaynaklı oluşmuş hasara verilen addır. Karaciğer hasarı olarak da adlandırılabilir.

<span class="mw-page-title-main">Çamaşır deterjanı</span>

Çamaşır deterjanı çamaşır yıkamak için eklenen bir tür deterjan veya temizlik maddesidir. En yaygın kullanılan leke çıkarma ürünlerinden biridir. Deterjan hâlâ toz halinde satılırken, sıvı deterjanlar 1950'lerde piyasaya sürülmesinden bu yana birçok ülkede büyük pazar paylarını almaktadır. El yıkama ve çamaşır makinesi için mevcuttur.

<span class="mw-page-title-main">Zehirin tarihi</span>

Zehirin tarihi, MÖ 4500'den günümüze kadar uzanır. İnsanlık tarihi boyunca zehirler en yaygın olanları silahlar, antiveninler ve ilaçlar olmak üzere birçok amaç için kullanılmış, toksikoloji ve teknoloji gibi birçok bilim dalında gelişmelere yol açmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Nazogastrik entübasyon</span>

Nazogastrik entübasyon, plastik bir tüpün burundan, boğazdan geçerek ve mideye inmesini içeren tıbbi bir işlemdir. Orogastrik entübasyon, ağızdan plastik bir tüpün yerleştirilmesini içeren benzer bir işlemdir. Abraham Louis Levin, NG tüpünü icat etmiştir. Nazogastrik tüp, John Alfred Ryle etkisiyle Commonwealth ülkelerinde Ryle tüpü olarak da bilinir.