
Ayasofya, resmî adıyla Ayasofya-i Kebîr Câmi-i Şerîfi, İstanbul'da kiliseden camiye çevrilmiş önemli bir tarihî yapıdır. Bizans İmparatoru I. Justinianus tarafından, 532-537 yılları arasında İstanbul'un tarihî yarımadasındaki eski şehir merkezine inşa ettirilmiş bazilika planlı bir patrik katedrali olmuştur. 1453 yılında İstanbul'un Osmanlılar tarafından fethedilmesinden sonra II. Mehmed tarafından camiye dönüştürülmüştür. Mustafa Kemal Atatürk tarafından 1934 yılında yayımlanan kararname ile tadilat çalışmasına alınmış, 1935 yılında Bakanlar Kurulu kararı ile müzeye dönüştürülme kararı alınıp müzeye dönüştürülmüş, kazı ve tadilat çalışmaları başlatılmış ve 1935'ten 2020'ye kadar müze olarak hizmet vermiştir. 2020 yılında ise tekrar camiye çevrilmiştir. 2024 yılında caminin üst katı ücretli bir müze olarak hizmet vermeye başlamıştır. Böylelikle Ayasofya'nın alt katı cami, üst katı müze olmuştur.

Bazilika, eski Roma kentlerinde forumun yanında bulunan, içinde mahkemelerin görüldüğü veya diğer resmi hizmetlerin görüldüğü büyük çatılı kamusal binalara; Erken Hristiyanlık ve Orta Çağ dönemlerinde ise yan geçitleri bulunan, galerili veya galerisiz olabilen kiliselere verilen isim.

Mezopotamya sözcüğü Grekçe Potamos (nehirler) ve Mezos (arası)sözcüklerinin birleşiminden doğmuştur ve bu yeni sözcük genel anlamda Fırat ve Dicle nehirlerinin Anadolu'yu terk ettiği bölgeden başlayıp iki nehrin birleşerek Basra körfezine döküldüğü noktaya dek uzanan nehirler arasındaki geniş alanı kapsar.

Dini mimari veya kutsal mimari, kiliseler, camiler, stupalar, sinagoglar ve tapınaklar gibi ibadet yerlerinin veya kutsal veya kasıtlı alanların tasarımı ve inşası ile ilgili dini bir mimari uygulamadır.
Pantheon şu anlamlarda kullanılabilir:

Tapınak, ibadethane ya da mabet; yüce bir varlığa tapınılan ve bazı diğer dinî ritüellerin gerçekleştirildiği kutsal yapı. Türkçe tapınak sözcüğü tapmak kökünden gelir. İbadethane sözcüğü Farsça ve mabet sözcüğü Arapça kökenlidir.

Kubbetü's-Sahre, geçmişte Ömer camii olarak bilinen yapı, Kudüs'ün Eski Şehrindeki Tapınak Dağı'nda bulunan bir ibadethanedir. İlk olarak 691-692'de Emevî Halifesi Abdülmelik'in emriyle, MS 70'te Roma'nın Kudüs Kuşatması sırasında yıkılan İkinci Yahudi Tapınağı'nın bulunduğu yerde İkinci Fitne sırasında yapıldı. Orijinal kubbe 1015'te yıkılmış ve 1022-23'te yeniden inşa edilmiştir. Kubbetü's-Sahre, kubbe iç süslemelerinde İslam inancını yansıtan ilk tarihî eser ve İslam mimarisinin günümüze ulaşmış en eski eserlerinden biri kabul edilir.

Panthéon, Paris'in Quartier Latin mahallesinde bulunan bir yapıdır. Paris'in koruyucu azizesi Geneviève'e ithaf edilen bir kilise olarak inşa edilmişse de, Fransız Devrimi sonrasında kilise fonksiyonunu kaybetmiş, önemli Fransız entelektüellerinin gömüldüğü bir anıt mezar halini almıştır. Roma'daki Pantheon'dan esinlenilmiş sütunlu ön yüzü ile, neoklasik mimarinin en erken örneklerindendir. Paris'in 5. arrondissement 'ındaki Sainte-Geneviève tepesi üzerinde bulunduğundan, tüm şehre hakim bir manzarası vardır.

Capitol Tepesi, Roma Forumu ve Campus Martius arasında kalan ve Roma kentinin ünlü yedi tepesinden en yüksek olanı. 16. yüzyılla birlikte, Capitolino Roma diyaleğinde Campidoglio haline geldi. Modern İtalyancada campidoglio aynı zamanda herhangi bir capitol binasını da kasteder. Benzer şekilde İngilizce capitol sözcüğü, Capitoline den türetilmiştir.
Filippo Brunelleschi,, Floransalı sanatçı ve İtalyan rönesans temsilcilerinden.
Domus Aurea, 64 yılında Roma'da meydanan gelen Büyük Roma Yangını yangını sonucu, Esquiline tepesi eteklerindeki Aristokratlara ait evlerin yanmasıyla ortaya çıkan geniş alandan faydalanmak isteyen Roma İmparatoru Nero tarafından yaptırılmış olan ve büyük bir alana yayılan portikolu villa.

Edfu Tapınağı, Nil Nehri'nin batı kanadındaki Edfu şehrinde yer alan Antik Mısır dönemine ait tapınak. Mısır mitolojisindeki şahin başlı tanrı Horus'a ithafen inşa edilmiştir. Karnak Tapınağı'ndan sonraki en büyük ve günümüze kadar en iyi muhafaza edilmiş antik tapınaktır.

Apsis, Hristiyanlığın dini mabetleri olan kiliselerin sunak odasını kapsayan, çoğunlukla yarım daire ya da çokgen, çok nadir durumlarda dikdörtgen planlı bir yapı unsurudur. Apsisler antik döneme ait bazilikalarda yaygın olarak da mimari öğe olarak kullanılmıştır. Apsisler, yapının cephesinde dışa doğru göbekli bir yapı olabildiği gibi, bina içlerinde ya da dikdörtgen planlı duvarlarla da sarılı olabilir. Apsislerin çatısı çoğunlukla yarım kubbe biçiminde olur, ancak düz çatılı apsisler de mümkündür. Çoğunlukla kiliselerin yan neflerinden, yan şapellerinden veya apsislerinden açılan küçük apsislere ise, mimarlıkta apsidiyol denir.

Volkshalle, aynı zamanda Große Halle veya Ruhmeshalle, Nazi Almanyası'nda yeniden yapılandırılmış bir Berlin'de inşa edilecek anıtsal, kubbeli bir bina önerisiydi. Projenin fikir babası Adolf Hitler idi ve tasarımını Hitler'in mimarı Albert Speer üstlendi. Volkshalle, çizim tahtasını asla geçemedi.

Satürn Tapınağı, Roma Forumu'nda Satürn'e adanmış tapınak. Capitol Tepesi'nin eteklerinde, forumun batı ucunda yer alır. Roma hazinesi burada saklanırdı.

Antik Mezopotamya dini, Antik Mezopotamya medeniyetlerinin, özellikle yaklaşık MÖ 3500 ve 400 yılları arasında Sümer, Akad, Asur ve Babil medeniyetlerinin dinî inançlarına ve uygulamalarına atıfta bulunur. Antik Mezopotamya dininin temelleri Erken Sümer Hanedanları tarafından atılmış, daha sonra oluşan uygarlıklar ve bölgeye yerleşen kavimler bu dinî yapıyı benimsemiştirler. Her ne kadar bölgenin bölümleri arasında farklılık gözlense de temel dinî figürler, destanlar ve inanışlar aynı kalmıştır. Politeistik bir din olan Mezopotamya dininin tanrı ve tanrıçaları zaman içinde isim değiştirse de özellikleri genelde aynı kalmıştır fakat dinler tinsel olarak nitelik kazanmıştır.

Aya Blaise Kilisesi, Hırvatistan'ın Zagreb şehrindeki Aşağı Şehir'de bulunan bir Katolik pariş kilisesidir. Aya Blaise'e adanmıştır ve Hırvat mimar Viktor Kovačić tarafından eklektik tarzda tasarlanmıştır. Bölgede türünün ilk örneği olan betonarme kubbesi ile dikkat çekmektedir.

İtalya, 1861 yılına kadar çeşitli küçük devletlere bölünmesi nedeniyle, döneme veya bölgeye göre basitçe sınıflandırılamayacak kadar geniş ve çeşitli bir mimari tarza sahiptir. Bu, mimari tasarımlarda oldukça çeşitli ve eklektik bir yelpaze yaratmıştır. İtalya, antik Roma döneminde su kemerleri, tapınaklar ve benzeri yapıların inşası, 14. yüzyılın sonlarından 16. yüzyıla kadar Rönesans mimari hareketinin kurulması; Neoklasik mimari gibi hareketlere ilham veren 17. yüzyılın sonları ile 20. yüzyılın başlarında başta Birleşik Krallık, Avustralya ve Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere tüm dünyada soyluların kır evlerini inşa ettikleri tasarımları etkileyen bir inşaat tarzı olan Palladyanizm'in anavatanı olması gibi önemli mimari başarıları ile tanınır.

Hırvatistan mimarisi uzun bir geçmişe sahiptir: Hırvatlar on dört yüzyıldır bölgede yaşamaktadır, ancak ülkede hala korunan daha eski dönemlerin önemli kalıntıları da bulunur.
Aziz Peter ve Paul Kilisesi Polonya'nın Kraków kentinin Eski Kent bölgesinde 54 Grodzka Caddesi'nde bulunan bir Roma Katolik Polonya Barok kilisesidir. Józef Britius'un özgün tasarımını mükemmelleştiren Giovanni Maria Bernardoni tarafından 1597–1619 yılları arasında inşa edilmiştir. Oturma kapasitesi bakımından Kraków'un tarihi kiliselerinin en büyüğüdür. 1842'den beri Katolik All Saints cemaatine hizmet etmektedir.