İçeriğe atla

Pankreas kanseri

Pankreas kanseri, pankreastaki sağlıklı hücrelerin kontrolden çıkıp hızla çoğalmaları sonucu ortaya çıkan hastalık. Pankreasın normalde yağ ve proteinlerin sindirilmesine yardımcı olan enzimlerin üretilmesi ve aralarında insülinin de bulunduğu hormonları salgılamak gibi işlevleri bulunur. Anormal hücreler, pankreasta tümör oluştururlar.[1][2] Bu kötü huylu hücreler vücudun başka bölgelerine yayılabilirler (metastaz).

Türler

Pankreas kanserinin çok sayıda türü olup, bu türler iki ana sınıfa ayrılabilir. Tümörlerin %99'undan fazlası pankreasın ekzokrin (dış salgı) bölgesi olarak bilinen, sindirim enzimlerinin üretildiği bölgede gerçekleşmektedir. Ekzokrin pankreas kanserinin pek çok türü vardır; ancak bu türler teşhis ve tedavi bakımından pek çok ortak noktaya sahiptir. Hormon üreten endokrin bölgelerde gerçekleşen kanserler ise farklı klinik özelliklere sahiptir. İki sınıftaki tümörler de genelde (daima değil) 40 yaş üstü bireylerde görülmektedir ve erkeklerde az bir farkla daha yaygındır. Bazı nadir türlerse kadınlar ve çocuklarda daha sık gözlemlenir.[3][4]

Belirtiler

Pankreas kanseri tipik olarak ilk başlarda kolay tespit edilen belirtiler göstermez. Bu nedenle genelde pankreasın dışına yayılmadığı sürece teşhisi konulamaz.[5]

Hastalığın nadiren 40 yaşının altında görüldüğünü göz önünde bulundurarak, pankreas adenokarsinomunun yaygın belirtileri aşağıdaki gibi sıralanabilir:

  • Üst karın veya sırt ağrısı: Birçok hastada ağrı mide civarından sırta doğru yayılır. Ağrının tam konumu tümörün pankreasın neresinde olduğunu gösterebilir. Ağrı geceleri kötüleşebilir, şiddetlenebilir, durmadan devam edebilir.[6]
  • Sarılık: Gözün beyazında veya deride sararma olarak gözlemlenebilir. Ağrılı veya ağrısız olabilir, sarılığa koyu idrar eşlik edebilir. Ortak safra kanalının pankreasın başındaki bir tümör tarafından bastırılmasıyla ortaya çıkar.[7]
  • Açıklanamayan kilo kaybı: iştahsızlık veya pankreasın salgılama yetisinin bozulmasından kaynaklanan sindirim güçlüğü buna yol açabilir.[8]
  • Karaciğer büyümesi[]
  • Kaşıntı, bulantı, karında hassasiyet, karın boşluğunda sıvı birikmesi.[]
  • Diyabet: Pankreas kanseri hastalarının en az %50'si tanı konulduğunda diyabetten muzdariptir.[9] Uzun süreli diyabet pankreas kanseri riskini arttıran bir faktör olsa da kanserin kendisi de diyabete yol açabildiğinden yakın zamanda baş gösteren diyabet tanımda önemli bir bulgu olarak değerlendirilir.[10]
  • Klinik depresyon: Yapılan araştırmalar pankreas kanseri hastalarında depresif semptomların görülme sıklığını %10-45 arasında bulmuştur. Depresyon bazı vakalarda kanser tanısından önce baş gösterdiğinden hastalığın biyolojik temeliyle ilintili olduğu öne sürülmektedir.[11][12]

Özellikle diyabet ve karın ağrısı ilerlemiş safhadaki pankreas kanserinin sıkça görülen semptomlarıdır. Araştırmalar hastaların yüzde %25'inin teşhisten altı ay kadar önce karın ağrısı belirttiğini bildirse de pankreas kanseri halen erken teşhisi güç bir kanser kabul edilir.[11]

Tedavi

Whipple ameliyatında alınan bölgeler maviyle işaretlenmiştir.

Pankreas kanserinin tamamen iyileştirilmesi sadece ameliyatla mümkündür. Bu nedenle tanı sonrası ameliyata uygunluk değerlendirmesi yapılır. Ameliyatın mümkün olup olmadığını belirleyen kanserin yayılma derecesidir. Bunun yanı sıra tam konumu da önemli bir faktördür, bilgisayarlı tomografi (BT) kanserle bölgedeki damarların ne kadar yakın olduğunu görmek için kullanılabilir. Yaşlı olunması otomatik olarak ameliyatı engellemese de hastanın genel sağlık durumu da göz önünde bulundurulur.[12]

Ameliyattan bağımsız olarak çoğu hastaya kemoterapi ve daha az sıklıkla radyoterapi önerilir. Pankreas kanserinin ideal olarak onkolojinin farklı alanlarda uzmanlaşmış doktorlarının da bulunduğu çok disiplinli bir ekip tarafından tedavi edilmesi gerektiğinden daha büyük sağlık merkezleri daha iyi sonuçlar doğurur.[9][12]

Kesin iyileştirme amacıyla ameliyat hastaların sadece %20'sinde mümkündür.[8] BT yardımcı olsa da pratikte tümörün alınıp alınamayacağını belirlemek güç olabildiğinden bazı vakalarda yaşam için zorunlu dokulara zarar vermeden tümörün alınamayacağı sadece ameliyat sırasında belli olabilmektedir. Ameliyatın önerilip önerilmemesine karar verilirken değerlendirilen faktörler arasında bölgedeki atardamar ve toplardamarlara yakınlık,[9] cerrahın uzmanlık derecesi ve ameliyat sonrası iyileşmeyle ilgili detaylı bir değerlendirme yer alır.[13][14]

Pankreas başında bulunan kanserlerde Whipple ameliyatı en çok denenen iyileştirme amaçlı ameliyattır. Bu büyük ameliyatta pankreasın başı ve oniki parmak bağırsağı (duodenum) alınır (pankreato-duodenektomi) ve yemeğin mideden doğrudan jejunuma geçmesi için bir baypas (bağlantı) oluşturulur. Sistik kanal safranın geçebilmesi için jejunuma bağlanır. Bu ameliyat ancak eğer hasta büyük bir ameliyatı atlatabilecek durumdaysa ve kanser metastaz yapmamışsa veya bölgedeki diğer dokulara yayılmamışsa gerçekleştirilebilir. Bu vakaların azınlığına denk gelir. Pankreasın kuyruğu distal pankreatektomi adı verilen bir prosedürle alınabilir. Genelde dalağın da alındığı bu prosedür günümüzde laparoskopik olarak uygulanabilir.[9][12]

Kaynakça

  1. ^ "Pankreas Kanseri". Türkiye Kanserle Savaş Vakfı. 27 Temmuz 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Şubat 2017. 
  2. ^ "What is pancreatic cancer?" (İngilizce). Pancreatic Cancer UK. 14 Ağustos 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Şubat 2017. 
  3. ^ Harris, RE (2013). "Epidemiology of pancreatic cancer". Epidemiology of Chronic Disease. Jones & Bartlett. ss. 181-190. ISBN 978-0-7637-8047-0. 8 Ocak 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Şubat 2017. 
  4. ^ Öberg K, Knigge U, Kwekkeboom D, Perren A (Ekim 2012). "Neuroendocrine gastro-entero-pancreatic tumors: ESMO Clinical Practice Guidelines for diagnosis, treatment and follow-up". Annals of Oncology. Cilt 23 Suppl 7. ss. vii124-30. doi:10.1093/annonc/mds295. PMID 22997445. 11 Ekim 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Şubat 2017.  (Tablo 5 26 Aralık 2014 tarihinde Archive.is sitesinde arşivlendi PanNET'ler için önerilen TNM safha ayırma sürecini ortaya koyar.)
  5. ^ Vincent A, Herman J, Schulick R, Hruban RH, Goggins M (Ağustos 2011). "Pancreatic cancer" (PDF). Lancet. 378 (9791). ss. 607-20. doi:10.1016/S0140-6736(10)62307-0. PMID 21620466. 12 Ocak 2015 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Şubat 2017. 
  6. ^ Tobias JS, Hochhauser D (2014). Cancer and its Management (7. bas.). s. 297. ISBN 978-1-118-46871-5. 
  7. ^ De La Cruz MS, Young AP, Ruffin MT (Nisan 2014). "Diagnosis and management of pancreatic cancer". Am Fam Physician. 89 (8). ss. 626-32. PMID 24784121. 
  8. ^ a b Bond-Smith G, Banga N, Hammond TM, Imber CJ (2012). "Pancreatic adenocarcinoma" (PDF). BMJ (Clinical research ed.). Cilt 344. s. e2476. doi:10.1136/bmj.e2476. PMID 22592847. 9 Ocak 2015 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Şubat 2017. 
  9. ^ a b c d Ryan DP, Hong TS, Bardeesy N (Eylül 2014). "Pancreatic adenocarcinoma" (PDF). N. Engl. J. Med. 371 (11). ss. 1039-49. doi:10.1056/NEJMra1404198. PMID 25207767. 26 Aralık 2014 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Şubat 2017. 
  10. ^ Pannala R, Basu A, Petersen GM, Chari ST (Ocak 2009). "New-onset diabetes: a potential clue to the early diagnosis of pancreatic cancer". The Lancet. Oncology. 10 (1). ss. 88-95. doi:10.1016/S1470-2045(08)70337-1. PMC 2795483 $2. PMID 19111249. 
  11. ^ a b Kamisawa T, Wood LD, Itoi T, Takaori K (Temmuz 2016). "Pancreatic cancer". Lancet. 388 (10039). ss. 73-85. doi:10.1016/S0140-6736(16)00141-0. 
  12. ^ a b c d Wolfgang CL, Herman JM, Laheru DA, Klein AP, Erdek MA, Fishman EK, Hruban RH (Eylül 2013). "Recent progress in pancreatic cancer". CA: A Cancer Journal for Clinicians. 63 (5). ss. 318-48. doi:10.3322/caac.21190. PMC 3769458 $2. PMID 23856911. 
  13. ^ Gurusamy KS, Kumar S, Davidson BR, Fusai G (2014). "Cochrane Database of Systematic Reviews". The Cochrane database of systematic reviews. 2 (2). ss. CD010244. doi:10.1002/14651858.CD010244.pub2. PMID 24578248. 
  14. ^ Mollberg N, Rahbari NN, Koch M, Hartwig W, Hoeger Y, Büchler MW, Weitz J (2011). "Arterial resection during pancreatectomy for pancreatic cancer: A systematic review and meta-analysis". Annals of Surgery. 254 (6). ss. 882-93. doi:10.1097/SLA.0b013e31823ac299. PMID 22064622. 

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Akciğer kanseri</span> Akciğer dokularında gelişen bir hastalık

Akciğer kanseri, akciğer dokularındaki hücrelerin kontrolsüz çoğaldığı bir hastalıktır. Bu kontrolsüz çoğalma, hücrelerin çevredeki dokuları sararak veya akciğer dışındaki organlara yayılmaları ile (metastaz) sonuçlanabilir. Dünya Sağlık Örgütünün (WHO) raporuna göre akciğer kanseri tüm dünyada kanser türleri arasında en sık ölüme neden olan kanser türüdür ve tüm dünyada her yıl yaklaşık 1,6 milyon ölüme neden olmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Kanser</span> DNA hasarı sonucu hücrelerin kontrolsüz şekilde çoğalması

Kanserler (Habis tümörler, Malign tümörler), genellikle sürekli ve hızlı büyüyen tümörlerdir. Kapsülleri yoktur, büyürken sınır tanımazlar, çevresindeki dokuların ve damarların içine girerler (invazyon, infiltratif büyüme). Sıklıkla metastaz yaparlar. Tedavi edilmeyen ya da tedavisi gecikmiş kanserler ölümcüldür.

<span class="mw-page-title-main">Gırtlak kanseri</span> gırtlakta bulunan solunum sistemi kanseri

Gırtlak veya larinks kanserleri çoğunlukla skuamöz hücreli karsinomlardır ve gırtlak epitelinden kaynaklandıklarını gösterirler.

<span class="mw-page-title-main">Diyabet</span> Kandaki glikoz seviyesinin aşırı artmasından kaynaklanan metabolik bozukluk

Diabet ya da Diabetes mellitus, sıklıkla yalnızca diabet ya da diyabet veya halk arasında şeker hastalığı olarak adlandırılan, genellikle kalıtımsal ve çevresel etkenlerin birleşimi ile oluşan ve kandaki glukoz seviyesinin aşırı derecede yükselmesiyle (hiperglisemi) sonuçlanan metabolik bir bozukluktur. Vücutta kan şekerinin düzenlenmesi pek çok sayıda kimyasal madde ve hormonun karmaşık etkileşimi sonucunda sağlanır. Şeker metabolizmasının düzenlenmesinde rol oynayan hormonlardan en önemlisi pankreasın beta hücrelerinden salgılanan insülin hormonudur. Diyabetes Mellitus ya insülin salgılanmasındaki yetersizlik ya da insülinin etkisindeki veya insülin cevabındaki bir bozukluk sonucunda ortaya çıkan yüksek kan şekerinin yol açtığı birkaç grup hastalığı tanımlamak için kullanılan ortak bir terimdir.

<span class="mw-page-title-main">Rahim kanseri</span> rahim içinde yerleşen kadın üreme organı kanseri

Rahim kanseri, kadın genital sisteminde rahim içini döşeyen endometriyumdan kaynaklanan bir kanserdir. Kanser, vücudun diğer bölümlerine yayılma veya dağılma yeteneğine sahip hücre'lerin anormal büyümesinin sonucudur.

<span class="mw-page-title-main">Yemek borusu kanseri</span>

Yemek borusu kanseri, boğaz ile mide arasında uzanan ve özafagus olarak da bilinen yemek borusundan kaynaklanan bir kanser türüdür. Sık görülen belirtiler arasında yutma güçlüğü ve kilo verme sayılabilir. Diğer belirtilere örnek olarak yutma sırasında ağrı, ses kısıklığı, köprücük kemiği etrafındaki lenf bezlerinin şişerek büyümesi, kuru öksürük ve muhtemelen kanlı öksürük ya da kan kusma (hematemez) verilebilir.

<span class="mw-page-title-main">Tip 2 diyabet</span> metabolik bozukluk

Tip 2 diabetes mellitus önceki adıyla insüline bağımlı olmayan diyabet (NIDDM) veya erişkin dönemde ortaya çıkan diyabet –, insülin direnci ve buna bağlı insülin eksikliği bağlamında yüksek kan şekeri ile karakterize edilen bir metabolik bozukluktur. Bu, pankreastaki adacık hücrelerinin yok oluşundan kaynaklanan kesin bir insülin eksikliği bulunan tip 1 diyabetin tam tersine bir durumdur. Klasik semptomlar arasında aşırı susama, sık idrara çıkma ve sürekli açlık bulunmaktadır. Diyabet vakalarının %90’ı tip 2 diyabetten oluşurken tip 1 diyabet ile gestasyonel diyabet, geri kalan %10’unu oluşturur. Genetik olarak obeziteye yatkın olan insanlarda tip 2 diyabetin ana sebebinin obezite olduğu düşünülmektedir.

İnsülinoma, pankreasın insülin salgılayan beta hücrelerinde oluşan bir tümördür. Nöroendokrin tümörlerin nadir bir şeklidir. İnsülinomaların çoğu benign olup, sadece pankreas içindeki kökenlerinde gelişirler, azınlıktaki bazı tipleri ise metastaz yaparlar. İnsülinomalar, işlevsel pankreatik nöroendokrin tümör (PNET) grubunun bir üresidir. "Tıp Konusu Başlıkları" sınıflandırmasında, insülinoma, "adacık hücresi adenomasının" tek tipidir.

<span class="mw-page-title-main">Tip 1 diyabet</span> Hastalık

Tip 1 diabetes mellitus, pankreas tarafından ya çok az ya da hiç insülin üretilmeyen bir diyabet şeklidir. Tedavi edilmemesi vücutta yüksek kan şekeri seviyesine neden olur. Klasik belirtiler sık idrara çıkma, susuzluğun artması, açlığın artması ve kilo kaybıdır. Ek belirtiler arasında bulanık görme, yorgun hissetme ve yara iyileşmesinin bozulması olabilir. Belirtiler tipik olarak çok kısa bir süre içinde gelişir.

<span class="mw-page-title-main">Pankreas kanalı</span>

Wirsung kanalı, pankreatik kanal gibi isimlere de bilinen ana pankreas kanalı, pankreası ana safra kanalı ile birleştiren ve sindirime yardımcı pankreas öz suyunu bu kanallara sağlayan bir kanaldır. Latince ismi ductus pancreaticus olan ana pankreas kanalı, Vater kabarcığından hemen önce ana safra kanalına bağlanır, bundan sonra her iki kanal da major duodenal papillada oniki parmak bağırsağının ikinci kısmının medial tarafını perfore eder. Bildirilen birçok anatomik varyant vardır, ancak bunlar oldukça nadirdir.

<span class="mw-page-title-main">Safra kesesi kanseri</span>

Safra kesesi kanseri, nadir görülen bir kanser türüdür. Amerika Birleşik Devletleri'nde yılda 100.000 kişide 2 vakadan az görülmektedir. Özellikle Orta ve Güney Amerika, Orta ve Doğu Avrupa, Japonya ve Kuzey Hindistan'da yaygındır; Ayrıca Amerikan Yerlileri ve Hispaniklerin aralarında bulunduğu bazı etnik gruplarda da yaygındır. Yeterince erken teşhis edilirse, safra kesesi, karaciğerin bir kısmı ve ilgili lenf düğümleri çıkarılarak tedavi edilebilir, ancak en sık karın ağrısı, sarılık ve kusma gibi semptomlar ortaya çıktıktan sonra, yani kanser karaciğer gibi diğer organlara yayılınca teşhis edilir.

<span class="mw-page-title-main">Ağız kanseri</span>

Oral kanseri olarak da bilinen ağız kanseri, dudak, ağız veya üst boğaz zarının kanseridir. Ağızda en sık ağrısız beyaz bir yama olarak başlar, kalınlaşır, kırmızı lekeler geliştirir ve büyümeye devam eder. Dudaklarda olduğunda, genellikle iyileşmeyen ve yavaşça büyüyen kalıcı bir kabuk ülseri gibi görünür. Diğer belirtiler arasında zor veya ağrılı yutma, boyunda yeni topaklar veya şişlikler veya dudaklarda uyuşma hissi olabilir.

Onkolojide metastazektomi, bir organdan başlayıp diğer organlara yayılan ikincil tümörler olan metastazların cerrahi olarak rezeksiyonudur.

<span class="mw-page-title-main">Pankreatektomi</span>

Tıpta, pankreatektomi pankreasın tamamının veya bir kısmının cerrahi olarak çıkarılmasıdır. Bazıları pankreatikoduodenektomi, distal pankreatektomi, segmental pankreatektomi ve total pankreatektomi olmak üzere çeşitli pankreatektomi türleri vardır. Son yıllarda, TP-IAT tıp camiasında oldukça ilgi çekmiştir. Bu prosedürler, benign pankreas tümörleri, pankreas kanseri ve pankreatit gibi pankreasın ilişkili çeşitli durumların tedavisinde kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Karın ağrısı</span> mide ağrıları

Karın ağrısı, ciddi ve ciddi olmayan tıbbi durumlarla ilişkili olabilen bir semptomdur.

<span class="mw-page-title-main">CA19-9</span>

Sialil-Lewis A olarak da bilinen karbonhidrat antijeni 19-9 (CA19-9), genellikle hücrelerin yüzeyindeki O- glikanlarına bağlanan bir tetrasakkarit. Antijenin, hücreler arası tanıma süreçlerinde önemli bir rol oynadığı bilinmektedir. Aynı zamanda özellikle pankreas kanseri tedavisinde kullanılan bir tümör markerıdır.

Kanser ağrısı tümörün yakındaki vücut kısımlarına baskı yapması veya sızmasından, tedavi ve teşhis yöntemlerinden veya hormon dengesizliği veya bağışıklık tepkisinin neden olduğu deri, sinir ve diğer değişikliklerden kaynaklanabilir. Çoğu kronik ağrı hastalıktan, akut ağrıların çoğu ise tedavi veya teşhis yöntemlerinden kaynaklanır. Ancak radyoterapi, cerrahi ve kemoterapi tedavi bittikten sonra uzun süre devam eden ağrılı durumlar oluşturabilir. Ağrının varlığı esasen kanserin yerine ve hastalığın evre'sine bağlıdır. Herhangi bir zamanda kötü huylu kanser teşhisi konan tüm insanların yaklaşık yarısı ağrı duyar ve ilerlemiş kanseri olanların üçte ikisi uykularını, ruh hallerini, sosyal ilişkilerini ve günlük yaşam aktiviteleri olumsuz yönde etkileyecek kadar şiddetli ağrı hisseder.

<span class="mw-page-title-main">Pankreatik asiner hücreli karsinom</span>

Pankreatik asiner hücreli karsinom ya da asiner hücreli karsinom, Pankreas'ın nadir görülen malign bir ekzokrin tümörüdür. Pankreasın ekzokrin tümörlerinin %5'ini oluşturan Asiner Hücreli Karsinom, ikinci en sık görülen pankreas kanseri türüdür. İngilizce literatürde ACC olarak kısaltılmaktadır. Tipik olarak kötü prognoza sahiptir.

<span class="mw-page-title-main">Tiroit kanseri</span> boyunda tiroit kıkırdağının altında yer alan tiroid bezinde bulunan endokrin bezi kanseri

Tiroit kanseri, tiroit bezinin dokularından gelişen kanserdir. Hücrelerin anormal şekilde büyüdüğü ve vücudun diğer bölgelerine yayılma potansiyeline sahip olduğu bir hastalıktır. Belirtiler arasında boyunda şişlik veya yumru olabilir. Kanser, başka yerlerden yayıldıktan sonra tiroitte de ortaya çıkabilir, bu durumda tiroit kanseri olarak sınıflandırılmaz.

<span class="mw-page-title-main">Testis kanseri</span>

Testis kanseri, erkek üreme sistemi’nin parçası olan testislerde oluşan kanser'dir. Belirtileri, testiste yumru veya testis torbası'nda şişlik veya ağrıyı içerebilir. Tedavi kısırlık ile sonuçlanabilir.