İçeriğe atla

Pangenez

Pangenez (Pangenezim) veya Weismann kuramı, kalıtım maddesinin kromozomlarla dölden döle geçtiğini kabul eden kuramdır. August Weismann tarafından öne sürülmüştür.[1]

Kaynakça

  1. ^ "Darwin'in pangenez hipotezi nedir, ne değildir? | Soru & Cevap". Evrim Ağacı. 28 Ocak 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Temmuz 2024. 

İlgili Araştırma Makaleleri

Bilişim, bilişim bilimi ya da bilgisayar bilimi, bilgi ve hesaplamanın kuramsal temellerini ve bunların bilgisayar sistemlerinde uygulanabilmeleri sağlayan pratik teknikleri araştıran bir yapısal bilim dalıdır. Bilişimciler ya da bilgisayar bilimcileri bilgi oluşturan, tanımlayan ve dönüştüren algoritmik süreçler icat edip, kompleks sistemleri tasarlamak ve modellemek için uygun soyutlamalar formüle ederler. Bilişim Dünya'da hızla gelişmeye devam eden önemli bir teknolojidir.

Teori veya kuram, bilimde bir olgunun, sürekli olarak doğrulanmış gözlem ve deneyler temel alınarak yapılan bir açıklamasıdır. Kuram, herhangi bir olayı açıklamak için kullanılan düşünce sistemidir. Genel anlamda kuram, bir düşüncenin genel, soyut ve ussal olmasıdır. Ayrıca bir kuram, açıklanabilir genel bağımsız ilkelere dayanmaktadır. Bu ilkelere bağlı kalarak doğada sonuçların nasıl örneklendirileceğini açıklamaya çalışır. Sözcüğün kökü Antik Yunan’dan gelmektedir. Ancak günümüzde birçok ayrı anlamlarda kullanılmaktadır. Kuram, varsayımla (hipotez) aynı anlama sahip değildir. İkisinin de anlamı başkadır. Kuram bir gözlem için açıklanabilir bir çerçeve sağlar ve kuramı sağlayacak olan sınanabilir varsayımlar tarafından desteklenir.

<span class="mw-page-title-main">Kur'an</span> İslamın temel dinî metni

Kur'an veya yaygın kullanılan adıyla Kur'an-ı Kerim, Müslüman inancına göre, yaklaşık 23 yıllık bir süreçte ayetleri Allah tarafından Cebrâil adındaki melek aracılığıyla Muhammed'e parça parça vahiyler hâlinde indirilen bir kutsal kitaptır. İslam inancına göre Kur'an, Muhammed'in gerçek bir peygamber olduğunu kanıtlayan en önemli ve en büyük mucizedir. Müslümanlar, namaz başta olmak üzere belli başlı ibadetlerinde Kur'an'dan çeşitli bölümler okurlar.

Tür, ortak özellikler taşıyan ve çiftleştiğinde verimli döller verebilen, aynı veya yakın gen havuzunda bulunan biyolojik gruptur.

<span class="mw-page-title-main">Kültivar</span> İstenilen özelliklere sahip olduğu için seçilmiş bitki veya bitkiler topluluğu

Kültivar ya da kültürvaryete, istenilen bazı özellikleri nedeniyle seçilmiş ve bu özelliklerini çoğaltıldığında koruyan bitkidir. Kültivarların çoğu insan eliyle oluşturulmakla birlikte yabani doğada ortaya çıktıktan sonra seçilip yetiştirilen bazı az sayıda örnek de vardır. Kültivarlarda istenilen özellikler, örneğin süs bitkilerinde güzel renk ya da koku, çeşitli tarım ürünlerinde ürün artışı ya da hastalıklara direnç, ormancılıkta yüksek kereste kalitesi ve verimi olabilir.

İslam peygamberleri, İslâm dininde Âdem ile başlayıp Muhammed ile son bulan ve peygamber oldukları kabul edilen dinî şahsiyetlere denir.

<span class="mw-page-title-main">Erkek</span> erişkin erkek

Erkek, eril insan. Erkek terimi genellikle yetişkin bir eril bireyi kastetmekte kullanılırken, oğlan terimi ise eril bir çocuk veya ergeni tanımlamak için kullanılır. Ancak erkek terimi aynı zamanda bazen yaş gözetmeksizin bir eril insanı tanımlamak için de kullanılır; tıpkı "erkek basketbolu" ifadesinde olduğu gibi.

<span class="mw-page-title-main">Çiftleşme</span>

Biyolojide çiftleşme, karşı cinsten veya Hermafrodit iki canlının üremek üzere bir araya gelmesidir. Sosyal hayvanlarda kendi döllerini büyütmeyi de içerir. Cinsel birleşme, eşeyli üreyen iki hayvanın döllenme ve ardından iç döllenme için cinsel organlarının birleşmesidir. İki hayvan karşı cinsden veya salyangozlar gibi hermafrodit olabilir.

<span class="mw-page-title-main">Ökaryot</span> hücrelerinde bir çekirdek ve genellikle organeller içeren canlılar

Ökaryotlar, hücrelerinde bir çekirdek ve –genellikle– organeller içeren bir canlılar grubu olup, bilimsel sınıflandırmada arkeler ve bakterilerle beraber tüm canlıları kapsayan üç ana gruptan biridir.

Film, hareketli resimlerin seri şekilde gösterilmesi ile ortaya çıkan bir yapıttır. Filmler, gerçek insan ve objelerin kamerayla kayıt edilmesiyle veya animasyon teknikleri, özel efektler gibi teknikler ile her iki unsurun yaratılmasıyla ortaya çıkar. Filmlerde bir seri tekil çerçeveler oluşturulur ancak bu çerçeveler ardışık ve hızlıca gösterildiğinde, optik illüzyon oluşur ve bu optik illüzyon izleyicinin, sırayla hızla izlenen ayrı çerçeveler arasındaki sürekli hareketi algılamasına neden olur. Film yapım süreci hem bir sanat hem de bir endüstridir. Sinematografinin kısaltması olan "sinema" kelimesi genellikle film yapımcılığını, film endüstrisini ve ilgili sanatları ifade etmek için kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Kara yosunları</span>

Kara yosunları (Bryophyta), ciğer otları, boynuz otları ve yapraklı kara yosunlarını kapsayan bitkiler bölümü.

Modifikasyon, canlılarda çevrenin etkisiyle meydana gelen ve kalıtsal olmayan özelliklerdir. Modifikasyonlar, çeşitli biyoteknolojiler kullanılarak tesadüfi mutasyon veya kasıtlı genetik modifikasyon nedeniyle bir bireyin DNA'sında meydana gelen değişikliklerdir. Çevre koşulları bazı genlerin işleyişini değiştirebilir. Bu değişimler, neden olan çevre koşulları ortadan kalkınca eski haline döner. Yapılan birçok araştırma modifikasyonların kalıtsal olmadığını göstermiştir.

<span class="mw-page-title-main">August Weismann</span>

Friedrich Leopold August Weismann, Alman biyolog. Ernst Mayr onu Charles Darwin'den sonra 19. yüzyılın en önemli evrim kuramcısı olarak nitelemiştir. Farelerle yaptığı deneyle Lamarck'ın evrim görüşünü çökertmiştir. Bu deneyde sonradan kazanılmış karakterlerin kalıtsal olmadığını ispatlamıştır. Weisman, farelerin 20 döl boyunca kuyruklarını kestiği halde, 21. dölde de kuyruklu fareler doğmuştur.

Döl, canlıların üremesi sonucu ortaya çıkan yeni birey veya bireylerin bütünü. Döl kavramı insan ve hayvanlarda evlatları, torunları ve sırasıyla devam eden gelecek kuşaklardaki bireylerden her birini belirtir. Bitkilerde ise tohumları ve bu tohumlardan türeyen yeni nesillerdeki bireyleri anlatmakta kullanılır. Bir canlı, kendisinin dölü olan tüm canlıların ortak atasıdır.

<span class="mw-page-title-main">Edinilmiş özelliklerin kalıtımı</span>

Edinilmiş özelliklerin kalıtımı bir canlının yaşamı boyunca meydana gelen değişikliklerin döllerine aktarıldığına dair bir kalıtım teorisidir. Bu fikir eski Yunanlar zamanından beri mevcut olmakla beraber, genelde Fransız tabiatçısı Jean Baptiste Lamarck'a atfen, Lamarkizm olarak değinilir.

<span class="mw-page-title-main">Sporla üreme</span>

Spor, döllenme özelliğinde olmayan, monoploit bir üreme hücresidir. Ancak her spor, başka bir hücre ile birleşmeden, tek başına yeni bir organizma oluşturabilir. Sporların dış yüzeyinde bulunan bir örtü, onları çevrenin olumsuz şartlarından koruma özelliği kazandırır. Uygun koşullara düşen her spordan, monoploit bir döl oluşur. Bazı tek hücrelilerde, mantarlarda, su yosunlarında, kara yosunu ve eğrelti otu gibi yerleşik bitkilerde görülür.

Lamarkizm veya Lamark kalıtımı, Fransız doğa bilimci Jean Baptiste Lamarck (1744–1829) tarafından öne sürülen bir varsayım olup buna göre bir canlının yaşamı boyunca meydana gelen değişikliklerin döllerine aktarılarak kalıtıldığını ileri sürer.

Eşeyli üremenin evrimi, şu an güncel olan birkaç farklı bilimsel hipotez tarafından açıklanmaktadır. Eşeyli yolla üreyen tüm organizmalar tek hücreli ökaryot bir türden türemiş olup tek bir ortak atadan gelmektedir. Birçok protist, çok hücreli bitkiler, hayvanlar ve mantarlar gibi eşeyli üreme yoluyla çoğalırlar. Bdelloidea veya herhangi bir döllenme meydana gelmeden meyve oluşturabilme özelliğine sahip bazı partenokarp bitkiler gibi, ikinci derecede bu özelliği kaybetmiş olan bazı türler de bulunmaktadır. Eşeyli üremenin evrimi birbirleriyle ilişkili ama birbirlerinden farklı olan iki değişik konuyu ele alır. Bunlardan birincisi eşeyli üremenin kökeni, diğeri ise eşeyli üremenin korunarak devamlılığın sağlanmasıdır. Ancak eşeyli üremenin kökenine dair hipotezlerin deneysel olarak test edilmeleri zor olduğundan, güncel araştırmalar daha ziyade eşeyli üremenin nasıl korunduğu ve sürdürüldüğüne odaklanmıştır.

Ankara karanfili veya bilimsel adıyla Dianthus ancyrensis, Caryophyllaceae (Karanfilgiller) familyasının Dianthus (Karanfil) cinsine ait bir türdür. Adını Ankara'dan alan tür, Türkiye'ye endemiktir.