İçeriğe atla

Pangea

Pangea'nın parçalanma süreci

Pangea, Paleozoyik sonları ile Mezozoyik başlarında var olmuş dördüncü ve son süperkıtadır. Yaklaşık 335 milyon yıl önce daha önceki erken kıta parçalarından toplanarak bir araya geldi ve yaklaşık 200 milyon yıl önce ayrılmaya başladı.[1] Günümüzdeki yeryüzünün aksine, bu süperkıtanın daha fazla bir kısmı güney yarımkürede bulunuyordu ve etrafı süper okyanus Panthalassa ile çevriliydi. Pangea magma tabakasındaki konveksiyonel hareketler sonucunda güneyde Gondvana ve kuzeyde Laurasia (Lavrasya) olarak ikiye bölünmüştür. İlerleyen evrelerde bu 2 kıta daha fazla parçaya ayrılarak günümüzdeki kıtalara dönüşmüştür. Pangea, günümüze kadar var olan süperkıtaların sonuncusu ve jeologlarca biçimi ortaya çıkarılanların ilkidir.

Gondvana'nın parçalanmasıyla Antarktika, Güney Amerika, Avustralya ve Afrika kıtaları; Laurasia'nın parçalanmasıyla Kuzey Amerika ve Avrasya (Asya ve Avrupa) kıtaları ortaya çıkmıştır.

Bu parçalanma süreci içinde Kuzey Amerika ile Güney Amerika ve Avrasya ile Afrika kıtaları birbirine oldukça yaklaşırken, Hindistan levhası ile Avrasya çarpışmış ve sonucunda Himalaya Dağları oluşmuştur. Ayrıca bu süreç içinde Okyanusya kıtası da Antarktika'dan ayrılmıştır.

Pangea günümüzdeki kıtalar ortaya çıkana kadar çeşitli evrelerden geçmiştir.

Kelime kökeni

Sözcük Grekçe'de "tüm, bütün, yekün" anlamlarına gelen pan ve yeryüzünü simgeleyen "Ana Tanrıça" Gaia sözcüklerinin birleşiminden oluşturulmuştur.[2][3] Kavram, ilk kez kıtasal sürüklenme kuramını oluşturan Alfred Lothar Wegener tarafından 1912'de yayımlanan Kıtaların Doğuşu adlı kitabında öne sürülmüştür.[4] Wegener'in hipotezinin temelini 1915'te basılan Kıtaların ve Okyanusların Doğuşu adlı kitabında geliştirerek öne sürdüğü var olan bütün kıtaların sürüklenmeden önce Urkontinet adını verdiği tek bir süperkıta biçiminde oldukları düşüncesi oluşturmaktaydı.

Oluşumu

Apalaş Dağları'nın oluşumu

Süperkıtaların biçimlenmesi ve ardından ayrışmaları Yeryüzü tarihinde döngüsel olarak tekrar etmektedir. Kolombiya veya Nuna adı verilen süperkıta yaklaşık 2,0 – 1.8 milyar yıl önce[5][6] oluşmuş ve ardılı olan Rodinya onun parçalarından yaklaşık 1,1 milyar yıl öncesinden 750 milyon yıl öncesine değin bir araya gelmiş olup tam biçimlenmesi ve jeodinamik süreci ardılları olan Panotya ve Pangea kadar net değildir.

Rodinya ayrıştığında; Proto-Lavrasya, Proto-Gondvana ve daha küçük bir parça olan Kongo Kratonu olmak üzere 3 parçaya bölündü. Proto-Lavrasya ve Proto-Gondvana, Proto-Tetis Okyanusu ile birbirinden ayrılmaktaydı. Ardından Proto-Lavrasya; Lavrentiya (Laurentia), Sibirya ve Baltık parçalarına bölündü. Baltık; Lavrentiya'nın doğusuna, Sibirya ise Lavrentiya'nın kuzeydoğusuna hareket etti. Bölünme İapetus ve Paleoasian adı verilen iki okyanus oluşturdu. Bu parçaların büyük bir kısmı Panotya adı verilen bir süperkıtada yeniden birleştiler. Panotya süperkıtasının topraklarının büyük bir kısmı Güney Kutbu ile Ekvator yakınlarında bulunmaktaydı. Kutup parçalarını çok küçük bir şerit birbirine bağlamaktaydı. Panotya'nın varlığı yaklaşık 540 milyon yıl öncesine kadar sürdü. Kambriyen dönemin başlamasına yakın bir zamanda ayrışarak yerini Lavrentiya, Baltık ve güney süperkıtası Gondvana'ya bıraktı.

Daha sonradan Kuzey Amerika kıtasına dönüşecek olan Lavrentiya Kıtası, Ekvator'un üzerinde bulunuyordu ve kuzey ve batı yönünde Panthalassa Okyanusu, güneyinde İapetus Okyanusu ve doğusunda Khanty Okyanusu ile çevriliydi. Ordovisyenin ilk başlarında, yaklaşık olarak 480 myö. Newfoundland, Güney Britanya Adaları ve Belçika parçaları, Kuzey Fransa, Yeni İskoçya, İberya ve Kuzeybatı Afrika haline gelecek olan Avalonya mikrokıtası Gondvana'dan ayrışarak Lavrentiya'ya doğru yolculuğa başladı. Baltık, Lavrentiya ve Avalonya; Ordovisyen'in sonunda buluşarak Lavrasya (Euramerika) adı verilen İapetus Okyanusu'na yakın bir kıta biçimine dönüştüler. Çarpışmanın sonuçlarından birisi de Kuzey Apalaş Dağları'nın Lavrasya yakınlarında oluşmasıydı. İki kıta arasında Khanty Okyanusu yer almaktaydı. Gondvana yavaşça Güney Kutbuna doğru sürüklendi ki bu Pangea'nın biçimlenmesinin ilk adımıydı.[7]

Pangea'nın oluşmasında ikinci adım Gondvana ve Euramerika'nın çarpışması oldu. Baltica, 440 myö Silüryen döneminde Laurantia ile çarpıştı ama Avalonya'nın yavaş ve kararlı bir biçimde Laurentia'ya doğru ilerlemesiyle iki kıta arasında İapetus Okyanusu'nda bir denizkanalı oluştu. Bu arada Güney Avrupa Gondvana'dan ayrıldı ve Euramerika'ya doğru yeni biçimlenen Rheic Okyanusu boyunca ilerledi ve Devoniyen döneminde Güney Baltica ile çarpıştı. İapetus Okyanusunun kardeş okyanusu olan ve Baltica ile Siberia kıtaları arasında yer alan Khanty Okyanusu Siberia'nın doğu Baltica ile çarpışmasından bir Ada yayıyla küçüldü. Bu Ada Yayı'nın arkasında yeni bir okyanus olarak Ural Okyanusu yer aldı.

Geç Silüryen döneminde Kuzey ve Güney Çin kuzeye doğru ilerleyerek ve yolundaki Tethis Okyanusu'nu açarak ve kuzeye doğru ilerledi ve güneylerinde yeni Paeo-Tetis Okyanusunu açtı. Gondvana devoniyen döneminde Rheic Okyansunun küçülmesine yol açarak Euramerika'ya doğru ilerledi. Kuzeybatı Afrika Erken Karbonifer'de Apalaş Dağları, Meseta Dağları ve Mauritanide Dağlarının güney kısmını oluşturarak Lavrasya'nın güneydoğu kıyısına erişti. Güney Amerika, Lavrasya'nın güneyine doğru yöneldi. Bu arada Gondvana'nın doğu bölümü (Hindistan, Antarktika ve Avustralya) ekvatordan Güney Kutbuna doğru yönelirken Kuzey ve Güney Çin bağımsız birer kıtaydılar. Kazakistania mikrokıtası Sibirya ile çarpışmıştı. (Sibirya kıtası, orta karboniferde Panotya süperkıtası bozulduğundan beri milyonlarca yıldır ayrı bir kıtaydı.)

Geç Karbonifer'de Batı Kazakistan aralarındaki Ural Okyanusu ve Batı Proto-Tetis'i kapatarak Baltık ile çarpıştı. Bu çarpışma Ural Dağları ve Lavrasya süperkıtasını oluşturdu. Bu da Pangea'nın oluşumundaki son adım oldu. Bu arada Güney Amerika, Rheic Okyanusunu kapatarak ve Apalaşya Dağları ile Ouachita Dağlarının en güney kısımlarını oluşturarak Laurentia'yla çarpıştı. Bu esnada, Gondvana; Antarktika, Hindistan Avustralya, Güney Afrika ve Güney Amerika buzullar oluşarak Güney Kutbunda yer aldı. Geç Karbonifer'de Kuzey Çin bloğu Proto-Tetis Okyanusu'nu kapatarak Sibirya ile çarpıştı.

Erken Permiyen'de Kimmerya plakası Gondvana'dan ayrıldı ve bu da Güney Kutubu'nda yeni Tethis Okyanusu'nu oluşturdu. Kara parçalarının çoğunluğu böylece bütünlendi. Triyas Devri döneminde Pangea kendi çevresinde bir miktar döndü ve Cimmerian plakası "Orta Jura Devri" dönemine kadar küçülen Paleo-Tetis'e doğru yol aldı. Paleo-Tetis batısından doğusuna doğru kapandı ve Kimmerya dağoluşumunu meydana getirdi. C biçimine benzeyen ve bu C'nin içinde yer alan yeni Tetis Okyanusu ile birlikte Orta Jura döneminde sürüklendi ve deformasyona uğrayarak yarıldı.

Var olduğuna yönelik kanıtlar

Benzer fosillerin bir dizi hat halinde kıtalar üzerinde dağılımı Pangea'nın varlığına işaret eden bir kanıt olarak değerlendirilmektedir.

Fosillerin farklı kıtalarda bir hat biçiminde dağılımı Pangea'nın varlığına işaret eden bir kanıt olarak değerlendirilmektedir. Şu anda birbirlerinden çok uzak aralıklarda bulunan fosil kanıtları benzer ve saptayıcı türleri içermektedir. Örneğin, Terapsid Lystrosaurus fosilleri Güney Afrika, Hindistan ve Antarktika'da Glassopteris faunası boyunca bulunmuştur ki bu alan Güney Kutup Dairesi'nden ekvatora kadar bir genişliğe sahiptir. Benzer biçimde tatlısu sürüngeni Mesosaurus Brezilya ve güneybatı Afrika kıyılarında bulunmuştur.[8]

Pangeanın varlığına bir diğer kanıt Güney Amerika'nın doğu kıyısı ve Afrika'nın batı kıyısının jeolojik sınır uyumu olarak değerlendirilmektedir. Karbonifer dönemi boyunca sınırını kutup buzul örtüsü kaplamaktadır. Pangea'da bir bütün oldukları döneme ait aynı yaşta ve aynı yapıda buzul artıkları farklı kıtalarda bulunmuştur.[9]

Parçalanma ve ayrılma

Tethis alanının levha tektoniği, 249 myö.

Pangea'nın parçalanması üç temel evre ile açıklanmaktadır: İlk evre olarak, Erken Orta Jura döneminde Pangea doğuda Tethis Okyanusundan batıda Pasifik Okyanusu'na doğru sürüklenmeye başladı. Kuzey Amerika ve Afrika arasında meydana gelen çatlamalar neticesinde Kuzey Atlas Okyanusu meydana geldi. Atlas Okyanusu tek bir biçimlenme içinde oluşmadı. Çatlak, Kuzey Orta Atlantik alanında başladı. Güney Atlantik alanı; Lavrasya'nın saat yönünde ve Kuzey Amerika'yla birlikte kuzey yönüne ve Eurasya'nın güney yönüne doğru dönmeye başladığı Cretaceous'a değin açılmadı. Lavrasya'nın saat yönünde dönmesi sonradan Tethis Okyanusu'nun kapanmasına neden oldu. Bu arada, Afrika'nın diğer tarafı ve Afrika'nın doğu uçları Antarktika ve Madagaskar'da meydana gelen yarılmalar Kretase döneminde güneybatı Hint Okyanusu'nun biçimlenmesine yol açtı.

Pangea'nın parçalanmasının ikinci evresi küçük süperkıta Gondvana'nın (Afrika, Güney Amerika, Hindistan, Antarktika ve Avustralya) sonrasında pek çok parçaya ayrıştığı Erken Kretase (150-140 myö) döneminde başlar.

Tethis Sukanalının yitimi Afrika, Hindistan ve Avustralya'nın kuzeye hareket etmesine ve Güney Hint Okyanusu'nun açılmasına neden olmuş olabilir. Sonunda, Erken Kretase döneminde bugünkü Güney Amerika ve Afrika Gondvana'dan ayrıldı. Ardından orta Kretase'de Güney Amerika'nın Afrika'dan batı yönüne doğru ayrılmaya başlamasıyla Atlas Okyanusu açılmaya başlayarak Gondvana parçalandı. Güney Atlantik yeknesak biçimde genişlemese de güneyden kuzeye ayrıldı.

Aynı zamanda Madagaskar ve Hindistan Antarktika'dan kuzey yönüne doğru uzaklaşarak ayrıldı ve Hint Okyanusu açıldı. Madagaskar ve Hindistan Geç Kretase döneminde 100-90 myö birbirinden ayrıldı. Hindistan yılda 15 cm.'lik bir hızla (bir tektonik plaka verisine göre) kuzeyindeki Avrasya'ya doğru yöneldiğinde doğu Tethis Okyanusu kapanmaya başladı. Madagaskar ise sabit kalarak Afrika plakasına kilitlendi.

Yeni Zelanda, Yeni Kaledonya ve geriye kalan Yeni Zelanda Pasifiğin doğusuna doğru ilerleyip Mercan Denizi ve Tasman Denizini açarak Avustralya'dan ayrıldı.

Pangea'nın parçalanmasında üçüncü ve son evre Erken Paleosen'den Oligosen'e kadar Senozoik döneminde gerçekleşti. Kuzey Amerika/Grönland (Lavrentiya da denir) Avrasya'dan 60-55 myö Norveç Denizini açarak ayrıldığında Lavrasya bölündü. Tethis Okyanusu kapanarak Atlas ve Hint Okyanusları genişlemeyi sürdürdü.

Bu arada 40 myö Avustralya Antarktika'dan ayrılarak Hindistan gibi hızla kuzeye yöneldi. Avustralya halen doğu Asya ile çarpışma rotasında ilerlemeyi sürdürmektedir. Hem Avustralya hem de Hindistan halen kuzeydoğu yönünde yılda 5–6 cm. bir hızla ilerlemektedir. Antarktika yaklaşık ya da tam olarak Pangea'nın biçimlendiği 280 my'dan bu yana Güney Kutbu'nda bulunmaktadır. Hindistan yaklaşık 35 myö Asya ile çarpışmaya başladı. Bu çarpışma ile başlayan Hindistan kıtasının Asya kıtası üzerindeki baskısı halen sürmektedir. Afrika plakası yönünü batıdan kuzeybatı yönündeki Avrupa'ya doğru değiştirdi ve Güney Amerika kuzeye hareket ederek Antarktika'dan ayrılıp ilk kez Antarktika dolayında bütün bir okyanus akımına izin verdi. Bu hareket, bütün bir atmosfer karbondioksit konsantrasyonunu azaltarak Antarktika'nın hızla soğuması ve buzullaşmasına neden oldu. Bu buzullaşma nihayet kilometrelerce kalınlığa erişerek bugünkü durumunu ortaya çıkardı.[10] Diğer bir temel olay Senozoik'te, Kaliforniya Körfezinin açılması, Alplerin yükselmesi ve Japon Denizi'nin açılması oldu. Günümüzde Pangea'nın ayrışması Kızıldeniz Çatlağı ve Doğu Afrika Çatlağı'nda devam etmektedir.

Levha hareketleri

Pangea'nın zaman içinde parçalanması

Pangea'nın biçimlenmesi günümüzde genel olarak levha tektoniği terimi ile açıklanmaktadır. Pangea'nın ayrışmasının levha tektoniği ile ilgili oluşu bize bu ayrışmanın kısa bir süre içinde ve tek bir seferde değil değişik zamanlarda gerçekleştiğini göstermede yardımcı olur.[11] Buna ek olarak, bu ayrılmanın sonrasında ayrılan parçaların kendi içinde de ayrılmaya devam ettiği ortaya çıkarılmıştır.

Yaşam

Bir ammonit fosili

Pangea'nın var olduğu 100 milyon yıllarda diğerleri daha çetin şartlarda yaşam mücadelesi verirken verimler zamanlar yaşayan pek çok tür var oldu. Bunlardan birisi olan Traversdontidae[12] sadece bitkilerle beslenmekteydi. Bitkilerin yaşamı ekosistemlerce oluşturulan sporlara dayalıdır ve yerini açık tohumlular almıştır. Bu bitkiler aynı zamanda kendilerini yiyen hayvanlar açısından bakıldığında dahili birer su taşıyıcıları olmaktadır. Permiyen döneminde (250-300 myö) böcekler (yusufçuklar, sivrisinekler vb.) serpildiler.[13] Permiyen yok oluşunda yüksek derecede etkilenip kitlesel yok oluşa maruz kalmış olsalar da böcekleri kitlesel olarak etkileyen tek yok oluş bu oldu. Triyas Devri geldiğinde günümüzdeki timsahgiller ve kuşların atası Archosaur gibi pek çok çeşit sürüngen ortaya çıkıp çoğaldı.

Pangea'nın deniz yaşamı hakkında pek az bilgi bulunmaktadır. Bilimciler bu konudaki sorular için belirleyici yanıtlar verebilecek temel kanıtlar ya da fosiller elde edememektedir. Bununla birlikte, bu döneme ait Ammonite ve Brachiopad gibi deniz canlısı fosilleri bulunabilmiştir. Ek olarak, ekosistemlere işaret eden yekpere yapıda sünger ve mercan türleri içeren resif kitleleri ortaya çıkarılmıştır.

Pangea'dan sonra iklim değişimi

Pangea günümüz dünyasının oluşmasında muazzam bir etki yaptı. Pangea döneminde kıtaların ve okyanusların yeniden biçimlenmesi birçok alanda iklimi değiştirdi. İklimin yoğun bir biçimde değiştiğine yönelik bilimsel kanıtlar bulunmaktadır. Kıtalar ayrılıp yeniden biçimlendiklerinde okyanus akıntıları ve rüzgârları da değişime uğradı. Bütün bu değişimleri açıklamakta kullanılan bilimsel akıl yürütmeye "levha tektoniği" ya da "kıtasal sürüklenme" adı verilmektedir. Alfred Lothar Wegener tarafından ortaya konulan kıtasal sürüklenme kuramı ile kıtaların yeryüzü yüzeyini nasıl değiştirdiğini ve iklimi, farklı kıtalarda bulunan kayaç biçimlenmelerini, bitki ve hayvan fosilleri gibi pek çok şeyi değişik yönden nasıl etkilediğini açıklamaktadır.[14] Wegener, soğuk Svalbard Norveç'ten elde ettiği bitki fosilleri üzerinde incelemeler yaptı. İncelemelerinde bu gibi bitkilerin buzul iklimine uyum sağlayamadıklarını tespit etti. Buldukları tropikal bölge bitki fosilleriydi ve bu bitkiler daha ılıman ve tropikal iklimde uyum sağlayıp gelişebiliyordu.[15] Bitkiler kendiliğinden farklı bir çevreye yolculuk yapamayacaklarından Svalbard, Norveç'in bir zamanlar daha ılıman ya da daha az soğuk bir iklime sahip olduğunu gösteriyor olabilirdi.[16]

Pangea ayrıldığında kıtaların yeniden biçimlenmesiyle okyanus ve denizyollarının etkileri de değişti. Kıtaların yeniden biçimlenmesi okyanusların sıcaklık ve soğukluk dağılımını değiştirdi. Kuzey Amerika ve Güney Amerika birbirine bağlandığında Atlantik'ten Pasifiğe ekvatoral su geçişi durdu.[17] Yüksek enlemlerdeki ılık su daha fazla buharlaşmaya neden oluyor ve nihayet havadaki nemi arttırıyordu. Artan buharlaşma ve artan atmosfer nemi yağış artışı ile sonuçlanıyordu. Artan kar yağışı bir buzul örtüsünün birikmesine yol açan karlanma ve buzlanmayı oluşturuyordu. Grönlandın artan buzlanması ise küresel soğumayı arttırıyordu.[17] Bilimciler Avustralya ve Antarktika'nın ayrılması ve Antarktik Okyanusu'nun biçimlenmesi boyunca küresel soğumanın kanıtlarını buldular. Yeni biçimlenen Antarktika ya da Güney Okyanusundaki okyanus akıntıları kutup dolaylı bir akıntı oluşturdu.[17] Yeni okyanusun oluşturduğu kutup dolaylı akıntı nihayetinde hava akımlarının batıdan doğuya dönmesine yol açtı. Hava ve okyanus akımlarının yeni biçimi ılık tropikal hava ve suyun yüksek enlemlere transferini engelledi. Ilıman hava ve akıntıların kuzeye doğru hareketinin sonucu olarak Antarktika çok daha fazla soğuyarak dondurucu bir iklime ulaştı.

Alfred Lothar Wegener'in kuramı ve çıkardığı sonuçlar geçerliliğini korumakla birlikte bilimciler yeni düşünceler ya da bazı şeylerin neden olduğuna dair yeni akıl yürütmeler geliştirmeye devam ediyorlar. Wegener'in kıtasal sürüklenme kuramı daha sonraları yerini levha tektoniği kuramına bıraktı.[18]

Yok oluşun işaretleri

Kuzey Pangea'nın bozulmasının yeryüzünün geçirdiği, deniz yaşamının %90'ından ve karasal yaşamın %70'inden fazlasının yitirildiği beş başlıca yok oluştan birisi olan Permiyen yok oluşuna katkıda bulunduğuna yönelik kanıtlar bulunmaktadır. Yok oluşa etki eden üç temel çevresel kaynak bulunmaktadır.

Bu kaynaklardan ilki derin su bölgelerinde kalsit çözünme oranının aşağıya indikçe hızla arttığı oksijen konsantrasyonlu derinliğin (lysocline) sığlaşmasıdır. Lisoklin alanlarının küçülmesi kalsitin okyanus içinde çözümü için daha az alan bırakmaktadır. Bu daralma dallı bacaklılar (brachiopodalar) ve mercanlar gibi yaşamını sürdürmek için çözünmüş kalsite gereksinim duyan karbonat üreticilerinin yok olmasına yol açtı. İkinci kaynak Pangea levha tektoniğinin bir sonucu olduğu tartışılmakta olan Sibirya volkanik kayalıklarının lav püskürmesidir.[19] Volkanik püskürmelerden çevreye toksik metal dağılımı çevrede genel bir daralma hali yarattı. Atmosferdeki aşırı CO2'in lisoklin alanlarının küçülmesinin temel nedeni olduğu düşünülmektedir. Bu yok oluşun üçüncü nedeni kuzey Pangea'nın başlangıçlarda anoksik bir çevreye ya da daha düşük oksijen konsantrasyonuna atfedilmektedir. Metal yüklenmesi yüzünden anoksik okyanusların okyanus asitleriyle karışması dip sulara gereksinim duyan türlerin yok oluşuna neden olacak[20] asitli okyanusların artışına yol açmıştı.[21]

Pangea'nın evreleri

Ayrıca bakınız

Görseller

Kaynakça

  1. ^ Rogers, John J. W. (2004). Continents and supercontinents. M. Santosh. New York: Oxford University Press. s. 146. ISBN 1-4237-2050-4. OCLC 61341472. 
  2. ^ "Pangaea". Online Etymology Dictionary. 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Mart 2016. 
  3. ^ Usener, H. Scholia in Lucani Bellum Civile, Vol. I. 4 Mayıs 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (Leipzig), 1869.
  4. ^ Alfred Wegener: Die Entstehung der Kontinente. Dr. A. Petermann's Mitteilungen aus Justus Perthes' Geographischer Anstalt, 58(1): Gotha 1912
  5. ^ Zhao, Guochun; Cawood, Peter A.; Wilde, Simon A.; Sun, M. (2002). "Review of global 2.1–1.8 Ga orogens: implications for a pre-Rodinia supercontinent". Earth-Science Reviews. Cilt 59. s. 125. doi:10.1016/S0012-8252(02)00073-9. 
  6. ^ Zhao, Guochun; Sun, M.; Wilde, Simon A.; Li, S.Z. (2004). "A Paleo-Mesoproterozoic supercontinent: assembly, growth and breakup". Earth-Science Reviews. Cilt 67. s. 91. doi:10.1016/j.earscirev.2004.02.003. 
  7. ^ Stanley, Steven (1998). Earth System History. ABD. ss. 386-392. 
  8. ^ Benton, M.J. (2005) Vertebrate Palaeontology. Third edition, Oxford, p. 25.
  9. ^ Murck, Barbara W. and Skinner, Brian J. (1999) Geology Today: Understanding Our Planet, Study Guide, Wiley, ISBN 978-0-471-32323-5
  10. ^ Deconto, Robert M.; Pollard, David (2003). "Rapid Cenozoic glaciation of Antarctica induced by declining atmospheric CO2". Nature. 421 (6920). s. 245. doi:10.1038/nature01290. PMID 12529638. 
  11. ^ "Pangea | supercontinent". Encyclopedia Britannica. 23 Nisan 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Ekim 2015. 
  12. ^ Ranivoharimanana, Lovasoa; Kammerer, Christian F.; Flynn, John J.; Wyss, André R. (2011). "New material of Dadadon isaloi (Cynodontia, Traversodontidae) from the Triassic of Madagascar". Journal of Vertebrate Paleontology. 31 (6). ss. 1292-1302. doi:10.1080/02724634.2011.618154. 
  13. ^ "Permian Period: Climate, Animals & Plants". LiveScience.com. 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Ekim 2015. 
  14. ^ "Alfred Wegener". www.ucmp.berkeley.edu. 27 Kasım 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Ekim 2015. 
  15. ^ Tabor, Neil J.; Poulsen, Christopher J. (2008). "Palaeoclimate across the Late Pennsylvanian–Early Permian tropical palaeolatitudes: A review of climate indicators, their distribution, and relation to palaeophysiographic climate factors". Palaeogeography, Palaeoclimatology, Palaeoecology. 268 (3–4). s. 293. doi:10.1016/j.palaeo.2008.03.052. 
  16. ^ "continental drift". National Geographic Education. 24 Eylül 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Ekim 2015. 
  17. ^ a b c "Sea Level Change". cgge.aag.org. 5 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Ekim 2015. 
  18. ^ "Continental Drift: Theory & Definition". LiveScience.com. 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Ekim 2015. 
  19. ^ Ivanov, A. V. (2007). "Evaluation of different models for the origin of the Siberian traps". GSA Special Papers. Cilt 430. ss. 669-691. doi:10.1130/2007.2430(31). ISBN 978-0-8137-2430-0. 
  20. ^ Grasby, Stephen E.; Beauchamp, Benoit; Bond, David P.G.; Wignall, Paul; Talavera, Cristina; Galloway, Jennifer M.; Piepjohn, Karsten; Reinhardt, Lutz; Blomeier, Dierk (2015). "Progressive environmental deterioration in northwestern Pangea leading to the latest Permian extinction". Geological Society of America Bulletin. 127 (9–10). s. 1331. doi:10.1130/B31197.1. 
  21. ^ Beauchamp, Benoit; Grasby, Stephen E. (2012). "Permian lysocline shoaling and ocean acidification along NW Pangea led to carbonate eradication and chert expansion". Palaeogeography, Palaeoclimatology, Palaeoecology. Cilt 350–352. s. 73. doi:10.1016/j.palaeo.2012.06.014. 

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Levha tektoniği</span> Litosferin yapısını inceleyen jeoloji dalı

Levha tektoniği } Dünya'nın litosfer'inin yaklaşık 3,4 milyar yıl öncesinden beri yavaş hareket eden birçok büyük tektonik levha içerdiği düşünülen genel kabul görmüş bilimsel bir teoridir.

Paleozoyik Zaman, Fanerozoyik Üst Zaman'ın üç jeolojik zamanından en eskisidir. Paleozoyik adı İngiliz jeolog Adam Sedgwick tarafından 1838'de Yunanca palaiós (παλαιός), "eski" ve zōḗ (ζωή), "yaşam" anlamına gelen sözcükleri birleştirilerek oluşturulmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Triyas</span> 252 ile 201 milyon yıl önce arasını kapsayan, Mezozoyik Zamanın ilk dönemi

Triyas, 251,902 milyon yıl önce (myö) Permiyen Dönemi'nin sonundan 201,4 myö Jura Dönemi'nin başlangıcına kadar 50,5 milyon yılı kapsayan jeolojik bir dönem ve sistemdir. Triyas, Mezozoyik Zaman'ın ilk ve en kısa dönemidir. Dönemin hem başlangıcı hem de sonunda büyük yok oluşlar görülmüştür. Triyas Dönemi, Erken Triyas, Orta Triyas ve Geç Triyas olmak üzere üç devreye ayrılır.

<span class="mw-page-title-main">Atlantik Ortası Sırtı</span> Atlas Okyanusunda deniz seviyesinin altında uzanan dağ silsilesi

Atlantik Ortası Sırtı ya da Atlantik Ortası Yükselimi Atlas Okyanusu'nun ortasında, tüm taban boyunca uzanan, büyük bölümü sular altında bulunan sıradağ kümesi ve okyanus ortası sırtıdır. Kuzey Kutbu'nun 333 kilometre güneyinde 87° Kuzey'den başlayarak 54° Güney'deki Bouvet Adası'na kadar uzanır. Dağların yüksek bölümleri yer yer su yüzeyine çıkarak okyanusta adalar oluşturur. İzlanda bu şekilde oluşmuştur. Yükselim 1950'lerde Marie Tharp ve Bruce Heezen tarafından bulunmuştur. Bu oluşumun bulunması Alfred Lothar Wegener'ın Kıta Kayması Teorisinin geliştirilmiş hali olan Levha hareketleri kuramının dünyaca kabul görmesini sağlamıştır.

<span class="mw-page-title-main">Gondvana</span>

Gondvana (Gondwana), Prekambriyen dönemi sonunda Antarktika, Avustralya, Afrika, Güney Amerika, Hindistan, Arabistan ve Madagaskar'ın birleşmesinden oluşmuştur. Geç Prekambriyen dönemi sonunda birleşen bu jeolojik yapı, erken Jura döneminde ilk parçalanma aşamasına gelmiştir.Birkaç kratonun birikmesiyle oluşur. Gondwana paleozoyik dönemin en büyük kitasal kabuğudur. Dünya yüzeyinin beşte biri kadar bir alan kaplamaktadır. Süper kıta olabilmek için Euramercia ile birleşti. Mesozoyik doneminde Gondwana ve pangea yavaş yavaş ayrıldı. Gondwana kalıntıları Güney Amerika, Afrika, Antarktika, Avustralya, Hindistan yarımadası ve Arabistan'da dahil olmak üzere bugünün kıta alanının yaklaşık üçte ikisini oluşturmaktadır. Gondvana (Gondwana) ismi Avusturyalı jeolog Eduard Suess tarafından üst Paleozoyik ve Mezozoyik yaşlı formasyonları bulunan merkez Hindistan'daki Gondwana bölgesine izafeten verilmiştir, zira bu bölge diğer güney kıtalarındaki bazı formasyonlara jeolojik yaş ve litolojik özellikler yönünden benzemektedir. ”Gondwana” terimi, bazı bilim adamları tarafından bölge ve süper kıta arasında açık bir ayrım yapmak için tercih edilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Miyosen</span> Neojen Dönemin ilk devri

Miyosen, Senozoyik çağın neojen dönemine dahil olan ve jeolojik zamanda 23.03 ile 5.3 milyon yıl önce arasında yer alan bir jeolojik devirdir. Bilimsel literatürde bu devir 3 parça altında incelenir. Bunlar: Erken Miyosen, Orta Miyosen ve Geç Miyosen'dir. Aynı zamanda Miyosen devri, Aquitanian, Burdigalian, Langhian, Serravallian, Tortonian ve Messinian gibi 6 alt zamana ayrılır. Miyosen devrinin öncesinde oligosen devri varken; akabinde pliyosen devri gelmektedir. İlk olarak 19. yy'ın başında Paris havzası etrafında yapılan stratigrafik incelemeler sırasında Charles Lyell tarafından bulunmuş ve tanımlanmış bir zaman dilimidir.

<span class="mw-page-title-main">Lavrasya</span> süperkıta Pangeanın parçalanmasından sonra kuzeyde kalan kısım

Lavrasya (Laurasia), süperkıta Pangea'nın parçalanmasından sonra kuzeyde kalan kısım. Pangea öncesi 510 milyon yıl ile 280 milyon yıl ve Pangea sonrası 250 milyon yıl ile 55 milyon yıl önce var olmuştur. Günümüzde Kuzey Yarımküre'de bulunan Kuzey Amerika, Avrupa, 300 milyon yıl önce Lavrasya ve Gondvana çarpışarak Pangea'yı oluşturmuştur. 250 milyon yıl önce Pangea parçalanmaya başlayınca kuzeyde Lavrasya ve Gondvana kıtaları olmuştur. Ayrıca aralarında bugünkü Atlas Okyanusu görülmeye başlamıştır. 142 milyon yıl önce Lavrasya ve Gondvana da parçalanarak bugünkü kara parçaları oluşmuştur.

Ur, günümüzden 3 milyar yıl önce var olmuş süperkıtadır.

<span class="mw-page-title-main">Kıta kayması</span> Kıtaların bir zamanlar parçalanan ve şimdi yavaşça birbirinden uzaklaşan büyük bir kara alanı olduğu kuramı

Kıta Kayması Teorisi, 1912'de Alman meteorolog Alfred Wegener tarafından ortaya konulmuş olan ve kıtaların hareket halinde olduğunu ve bugünkü durumunu böylece aldığını öne süren bir teoridir. Kıta kayması, kıtaların birbirlerine ve okyanus havzalarına göre girmiş olduğu büyük ölçekli yatay hareketlerdir.

<span class="mw-page-title-main">Okyanusların sınırları</span> Dünyadaki okyanus sularının sınırları

Okyanusların sınırları, Dünya'da bulunan okyanus suların sınırlarıdır. Okyanusların tanımı ve sayısı, bu kabul kriterine bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Dünyadaki okyanusların çoğunlukla birkaç ayrı okyanus gibi görülmesine rağmen, okyanus sularının birbirine bağlı şekilde olması ve bu sular arasında bir vücudun parçaları gibi sürekli bir değişim olabilmesidir. oşinografi olarak adlandırılan bu kavram hayati önem taşır. Okyanuslarda çeşitli kriterlere göre adlandırılan bir takım bölünmeler vardır. Bunlar; Pasifik Okyanusu, Atlas Okyanusu, Hint Okyanusu, Arktik Okyanusu ve Antarktika gibi bölünmelerdir. Okyanusların küçük bölümlerine de deniz, körfez, koy, boğaz vb. isimler verilir.

<span class="mw-page-title-main">Alpin Orojenezi</span> Mesozoik ile Tersiyer zamanları arasında oluşmuş orojenez olayı

Alpin orojenezi, Mesozoik ile Tersiyer zamanları arasında oluşmuş orojenez olayıdır. III. zamanın ortalarında meydana gelen dağ oluşum hareketleri.

<span class="mw-page-title-main">Tetis Okyanusu</span> Mezozoik dönemde Gondvana ve Laurasia arasında batı-doğu yönünde uzanan okyanus

Tetis Okyanusu veya Tetis Denizi, Paleozoik-Mezozoik-Erken Tersiyer süresince Gondvana ve Lavrasya arasında batı-doğu yönünde uzanan eski okyanustur. Tetis Okyanusu'ndan geriye günümüzde Akdeniz, kuzeydeki Paratetis kolundan ise Karadeniz, Aral Gölü ve Hazar Denizi kalmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Afrika levhası</span>

Afrika levhası, Nubian Plakası olarak da bilinir, Afrika kıtasının büyük bölümünü ve batı ve güneydeki bitişik okyanus kabuğunu içeren büyük bir tektonik levhadır. Afrika levhası, dünyanın büyük tektonik levhalarından biridir. Litosfere ait karasal ve okyanusal tabanı birlikte barındırır. Güney Amerika, Kuzey Amerika, Avrasya, Arap, Hindistan, Avustralya ve Antarktika levhalarıyla çevrilidir. 200 milyon yıl önce Trias zamanında Pangea süper kıtasının parçalanması ile Gondvana kıtası oluşmuştur. Gondvana kıtasının parçalanması ile Afrika, G. Amerika, Hindistan, Antarktika ve Avustralya kıtaları oluşmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Hindistan levhası</span>

Hindistan levhası, Litosferi oluşturan ana levhalardan biridir. Avrasya, Avustralya, Antarktika, Afrika ve Arap levhalarıyla çevrilidir. Hint levhası, Hindistan, Pakistan, Bangladeş, Nepal ülkeleri ile şu alanları kapsar;

Proto-Tetis Okyanusu geç Edikara'dan Karbonifer'e kadar (550-330 myö.) var olmuş antik bir okyanustur.

<span class="mw-page-title-main">Antarktika levhası</span>

Antarktika levhası, Antarktika kıtasını içeren ve çevresindeki okyanusların dışına uzanan levha hareketleri. Antarktika levhası, Gondwana'dan ayrıldıktan sonra kıtanın bugünkü izole edilen güneyine taşınmaya başlamış ve kıtanın daha soğuk bir iklime dönüşmesine neden olmuştur. Antarktika levhası neredeyse tamamen genişleyen okyanus ortası sırtı sistemleri ile sınırlandırılmıştır. Bitişiğindeki levhalar; Nazca levhası, Güney Amerika levhası, Afrika levhası, Hint-Avustralya levhası, Pasifik levhası ve bir transform sınırının karşısındaki Scotia levhasıdır.

Kimmerya, güney yarımkürede Gondvana'dan parçalanan ve Kuzey yarımkürede ise Avrasya'ya eklenen antik bir kıta veya mikrolevhaların ve mikrokıtaların bulunduğu bir çizgidir. Bugün ise Türkiye, İran, Afganistan, Pakistan, Tibet, Çin, Myanmar, Tayland ve Malezya'nın parçalarından oluşmaktadır. Kimmerya, Erken Permiyen sırasında Tetis Okyanusu'nun Gondvana tarafındaki kıyılarından parçalandı ve Yeni Tetis Okyanusu arkasında açıldığında, Permiyen sırasında Eski Tetis onun önünde kapandı. Kimmerya, Gondvana'dan doğudan batıya, Avustralya'dan ise Doğu Akdeniz'e kadar yükseldi. Birçok enlem boyunca uzandı ve çok çeşitli iklim bölgelerine yayıldı.

<span class="mw-page-title-main">Süperkıta listesi</span> Vikimedya liste maddesi

Süper kıta Pangea, birbirine yakın olduğunda tüm karasal kara kütlelerini tanımlayan bir isimdir Pangea, başka bir değişle Pangea kıtaların ayılmadan önceki şekline verilen isimdir. Süper kıtalar jeolojik geçmişte birçok kez birleşti ve dağıldı. Modern tanımlara göre, bugünün dünyasında süper kıta mevcut değildir. Kıtaların konumları Pangeanın dağılmasından bir süre önce erken Jurassic'e (Jura) doğru bir şekil belirlenmişti. Daha önceki kıta Gondwana, Baltica, Laurentina ve Sibirya toprakları o zaman ayrı olduğu için süper kıta olarak kabul edilmez.

Avalonya paleozoik çağda bir mikro kıtaydı. Bu eski mikro kıtaların kabuk parçaları güneybatı Büyük Britanya'nın, Güney İrlanda'nın ve Kuzey Amerika'nın doğu kıyılarının altında yatmaktadır. Batı Avrupa, Atlantik tarafındaki Kanada ve Amerika Birleşik Devletleri kıyılarının eski kayalarının çoğunun kaynağıdır. Avalonya, Newfoudland'daki Avalon Yarımadası olarak adlandırıldı.

<span class="mw-page-title-main">Allegheniyen Orojenezi</span>

Allegheniyen Orojenezi veya diğer adıyla Apalaş Orojenezi, Apalaş Dağları ve Allegheny Dağları'nı meydana getiren jeolojik dağ oluşum olaylarından biridir. Allegheniyen Orojenezi terimi ilk olarak 1957'de H.P. Woodward tarafından ortaya koyuldu.