İçeriğe atla

Panax quinquefolius

Panax quinquefolius
Biyolojik sınıflandırma Bu sınıflandırmayı düzenle
Âlem:Plantae
Şube:Tracheophyta
Sınıf:Magnoliopsida
Takım:Apiales
Familya:Araliaceae
Cins:Panax
Tür: P. quinquefolius
İkili adlandırma
Panax quinquefolius
L., Sp. Pl.: 1058 (1753).

Panax quinquefolius (Amerikan ginsengi), çok yıllık sarmaşıkgiller familyasından,bir bitkidir,şifalı bitki olarak kullanılmaktadır. Çin gibi ülkelerde yetiştirilse de, anavatanı Kuzey Amerika'nın doğusudur.[1]

Bitkinin kazık kökleri ve yaprakları ABD'de Kızılderililer tarafından sağlık amaçlı kullanılmaktaysı.19.yy'dan beri kökleri "sang avcıları" ("sang hunters") tarafından toplanıp bu eski köklere çoğunlukla yüksek para veren Çin'e ve Hong Konglu tacirlere satılmaktadır.[2]

Bitkinin Çince adı Huaqishen (Çince (basitleştirilmiş): 花旗参; Çince (geleneksel): 花旗參; pinyin: huāqíshēn; Jyutping: faa1kei4sam1; lit. 'Amerikan Bayrağı (Amerikan) ginsengi') ya da Xiyangshen (Çince (basitleştirilmiş): 西洋参; Çince (geleneksel): 西洋參; pinyin: xīyángshēn; Jyutping: sai1joeng4sam1; lit. 'batı okyanus ginsengi') olarak adlandırılır.

Üretim

Amerikan ginseng'i ABD'de özellikle Apalaş Dağları,Ozark bölgesi ve yakınlarındaki ormanlık Pensilvanya,New York ve Kanada'nınOntario bölgesi gibi alanlara yayılmıştır ancak popülaritesi ve şifalı bitki olarak görülmesinden bu bitkinin soyu doğal yaşam alanında aşırı toplanmaktan tehdit altındadır ve ABD ile Kanada'da pek çok alanda zor rastlanır hale gelmiştir.[3] Yine şehirleşme,geyiklerce tüketilme ve yaşam alanlarının daralması,orman tahribide bu bitkinin soyunu olumsuz şekilde etkilemektedir.[4] Bu sebeple bu bitki doğal yaşam alanı dışında oluşturulan yapay gölgelik ortamlarda Wisconsin ve Minnesota'daki alanlarda çiftçilerce yetiştirilip ortalama 3 veya 4 yılda kökleri hasat edilir.[3] "Ginseng Board of Wisconsin"adlı bir mesleki örgüt bu eyaletteki pek çok ginseng yetiştiricisi üyeye sahiptir.[5] Yine bu mesleki örgüt (oda) ABD'nin ginseng üretiminin %95'ini karşılayan Wisconsin eyaletinde Marathon Country gibi şehirlerdeki ürünlere belli kalite ve yetiştirme standartlarını gözeterek orijinal damgası vurmakta,aramakta;denetimler gerçekleştirmekte ve ürünler bu şekilde satışa çıkmaktadır..[6] Bu Ginseng türünün Ontario, Kanada'da da tarımı yapılmaktadır.[7] Ayrıca anavatanı dışında Çin'de de az miktarda Panax ginseng yanında üretilmektedir.

Kimyasal İçerik

Protopanaxadiol'un kimyasal yapısı

"Kore ginsengi (kırmızı ginseng)" olarak da bilinen Panax ginseng ile aynı aile ve cinsten gelen yakın akraba olan bu bitki, biolojik aktif bileşen olarakPanax ginseng gibi dammarane-tipi ginsenosidler içerir. a Dammarane tipi ginsenosidler 2 sınıflandırmayı içerir. e 20(S)-protopanaxadiol (ppd) ve 20(S)-protopanaxatriol (ppt) sınıflandırmaları. American ginsengi yüksek miktarda Rb1, Rd (ppd sınıflandırması) ve Re (ppt sınıflandırması) ginsenosid ler içerip bir araştırmaya göre bunlar Panax ginsengden daha fazladır.[8] Fakat aksi yönde değerlendirmelerde vardır.

Farmakolojik Özellikleri

Ginseng türlerinden olan "Panax Ginseng" ile benzer tıbbi yararlarının olduğu yapılan araştırmalarla tespit edilmiştir. Bu bitkinin yaprak ve meyvelerinden çay yapılabileceği gibi köklerinden ilaç v.s yapılıp sağlık endüstrisinde dikkat ve hafıza arttırıcı,adaptojen.cinsel uyarıcı,performans arttırıcı,bağışıklık güçlendirici, zihinsel ve fiziksel stresle bağlantılı hastalıkları azaltıcı,strese karşı dayanıklılık sağlayıcı, antioksidan olarak yararlanılmaktadır. Ağızdan alındığında, ppd-tipi ginsenosidler bağırsak bakterileri tarafından (anaerobik organizmalar) tarafından ppd monoglucoside, 20-O-beta-D-glucopyranosyl-20(S)-protopanaxadiol (M1) olarak metabolize edilir.[9] M1 ppd tipi ginsenosid alındıktan 7 saat sonra plasma olarak tespit edilmiş olmakla vücüttanda alındıktan 12 saat sonra idrar yoluyla atıldığı tespit edilmiştir.Bu çalışmalar M1'in ppd-tipi ginsenosidlerin son sentezi olduğunu göstermiştir.[10]

M1 bazı yazılarda IH-901 olarak gösterilmektedir.[11] ,bazıları bileşik-K olarak adlandırır.[10] Yan etkileri ve kullanım sınırlamalarıda Panax ginsengle aynıdır.

Kaynakça

  1. ^ Qibai Xiang; Lowry P., Porter (2007). "Panax quinquefolius". Raven, P.H.; Hong, D.Y.;Z.Y.Wu (Ed.). Flora of China. 13. Pekin: Science Press; St. Louis: Missouri Botanical Garden Press. s. 491. 30 Eylül 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Temmuz 2007. 
  2. ^ "research.vt.edu". 28 Ağustos 2006 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Şubat 2012. 
  3. ^ a b "rps.psu.edu". 19 Mart 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Şubat 2012. 
  4. ^ "as.wvu.edu". 25 Mart 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Şubat 2012. 
  5. ^ "ginsengboard.com". 16 Mart 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Şubat 2012. 
  6. ^ "Ginseng Prices at Highest in Decades". The Post Crescent. 19 Ekim 2010. 
  7. ^ "raineyginseng.com". 6 Aralık 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Şubat 2012. 
  8. ^ Shu Zhu; ve diğerleri. (2004). "Comparative study on triterpene saponins of ginseng drugs". Planta medica. 70 (7). ss. 666-677. doi:10.1055/s-2004-827192. PMID 15303259. 
  9. ^ Hasegawa H; ve diğerleri. (1996). "Main ginseng saponin metabolites formed by intestinal bacteria". Planta medica. 62 (5). ss. 453-457. doi:10.1055/s-2006-957938. PMID 8923812. 
  10. ^ a b Tawab MA; ve diğerleri. (2003). "Degradation of ginsenosides in humans after oral administration". Drug metabolism and disposition. 31 (8). ss. 1065-1071. doi:10.1124/dmd.31.8.1065. PMID 12867496. 
  11. ^ Oh SH; ve diğerleri. (2004). "A ginseng saponin metabolite-induced apoptosis in HepG2 cells involves a mitochondria-mediated pathway and its downstream caspase-8 activation and Bid cleavage". Toxicology and Applied Pharmacology. 194 (3). ss. 221-229. doi:10.1016/j.taap.2003.09.011. PMID 14761678. 

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Otizm</span> Bilinçsel ve zihinsel rahatsızlık

Otizm, üç yaşından önce başlayan ve ömür boyu süren, sosyal etkileşime ve iletişime zarar veren, sınırlı ve tekrarlanan davranışlara yol açan beynin gelişimini engelleyen bir rahatsızlıktır. Bu belirtiler otizmi, Asperger sendromu gibi daha hafif seyreden otistik spektrum bozukluğundan (OSB) ayırır. Otizm kalıtımsal kökenlidir ancak kalıtsallığı oldukça karmaşıktır ve OSB'nin kökeninin çoklu gen etkileşimlerinden mi yoksa ender görülen mutasyonlardan mı kaynaklandığı çok açık değildir. Nadir vakalarda, doğum sakatlıklarına neden olan etmenlerle yakından bağlantılıdır. Diğer görüşlere göre ise çocuklukta yapılan aşılar gibi nedenler tartışmalıdır ve aşı kökenli varsayımların ikna edici bilimsel kanıtları yoktur. 2007 yılında yapılan araştırmalara göre otizmin prevalansını 1.000 kişiye bir ya da iki vaka olarak tahmin eder, aynı araştırmalardaki tahminlere göre OSB yaklaşık 1.000 kişide altı vakadır ve erkeklerde rastlanma oranı kadınlara göre 4,3 kat daha fazladır. 2022 yılı CDC verilerine göre otizmin görülme sıklığı 44 çocuktan 1'e yükselmiştir. Otizm vakalarının sayısı 1980'lerden beri oldukça fazla oranda artmıştır. Bunun nedeni kısmen tanı koyma yöntemlerindeki değişikliklerdir; gerçek prevalansın artıp artmadığı anlaşılamamıştır.

<span class="mw-page-title-main">RNA</span> nükleotitlerden oluşan polimer

Ribonükleik asid (RNA), bir nükleik asittir, nükleotitlerden oluşan bir polimerdir. Her nükleotit bir azotlu baz, bir riboz şeker ve bir fosfattan oluşur. RNA pek çok önemli biyolojik rol oynar, DNA'da taşınan genetik bilginin proteine çevirisi (translasyon) ile ilişkili çeşitli süreçlerde de yer alır. RNA tiplerinden olan mesajcı RNA, DNA'daki bilgiyi protein sentez yeri olan ribozomlara taşır, ribozomal RNA ribozomun en önemli kısımlarını oluşturur, taşıyıcı RNA ise protein sentezinde kullanılmak üzere kullanılacak aminoasitlerin taşınmasında gereklidir. Ayrıca çeşitli RNA tipleri genlerin ne derece aktif olduğunu düzenlemeye yarar.

<span class="mw-page-title-main">Kök hücre</span> İnsan vücudunu oluşturan, sınırsız bölünme, her türlü vücut hücresine dönüşme ve yeni görevler üstlenme imkânına sahip ana hücre

Kök hücre, mitoz bölünmeyle özelleşmiş hücre tiplerine farklılaşabilen ve daha fazla kök hücre üretmek için kendini yenileme yeteneğine sahip olan, bütün çok hücreli canlıların doku ve organlarını oluşturan ana hücre türleridir.

<span class="mw-page-title-main">Ginseng</span> bitki cinsi

Ginseng, Panax cinsinden bitkilerin köküne verilen ad. Panax quinquefolius, Panax ginseng gibi türleri vardır. Ginsengin bitki bilimindeki adı olan Panax, Yunanca "tam iyileşme" anlamına gelen "panacea" sözcüğünden türetilmiştir.

Gen kopya sayısı bir bireyin genomunda bulunan bir genin kopya sayılarında bulunan farklılıklardan oluşan genetik karakter özelliklerini ifade eder. Bazı genlerin kopya sayılarında görülen farklılıkların insanlarda genetik çeşitliliğe katkıda bulunduğu gerçeği İnsan Genom Projesi'nin tamamlanmasıyla ortaya çıkarılmıştır. Bazı insanlarda yalnızca bir kromozomda bazı genlerin delesyonu görülürken bazı insanlarda aynı genlerin birçok kopyası görülmektedir. Yaklaşık 20.000 insan geni içinde, akraba olmayan insanlar tipik olarak yaklaşık 12 farklı yerde değişik kopya sayısına sahiptir ve büyük çaplı değişikliklerin boyutları birkaç kilobaz ile 2 megabaz arasında değişir.

<span class="mw-page-title-main">MikroRNA</span> yaklaşık 21-23 nükleotit uzunluğunda tek iplikli RNA molekülü türü

Genetikte, mikroRNA (miRNA) yaklaşık 21-23 nükleotit uzunluğunda tek iplikli RNA molekülü türüdür, gen ifadesinin düzenlenmesinde rol oynar. miRNA'lar kodlamayan RNA'lardandır, yani DNA'dan transkripsiyonu yapılan ama proteine çevirisi yapılmayan genler tarafından kodlanırlar. Pri-miRNA olarak adlandırılan primer transkriptler işlenerek, önce pre-miRNA adlı kısa sap-ilmik yapılarına, sonra da fonksiyonel miRNA'ya dönüşürler. Olgun miRNA moleküller bir veya daha çok mesajcı RNA (mRNA) ile kısmî tamamlayıcıdır ve başlıca işlevleri gen ifadesini aşağı ayarlamaktır. 1993'te Lee ve çalışma arkadaşları tarafından Victor Ambros laboratuvarında keşfedilmişlerdir, ancak mikroRNA terimi ilk 2001'de kullanıma girimiştir.

<span class="mw-page-title-main">Diyabet</span> Kandaki glikoz seviyesinin aşırı artmasından kaynaklanan metabolik bozukluk

Diabet ya da Diabetes mellitus, sıklıkla yalnızca diabet ya da diyabet veya halk arasında şeker hastalığı olarak adlandırılan, genellikle kalıtımsal ve çevresel etkenlerin birleşimi ile oluşan ve kandaki glukoz seviyesinin aşırı derecede yükselmesiyle (hiperglisemi) sonuçlanan metabolik bir bozukluktur. Vücutta kan şekerinin düzenlenmesi pek çok sayıda kimyasal madde ve hormonun karmaşık etkileşimi sonucunda sağlanır. Şeker metabolizmasının düzenlenmesinde rol oynayan hormonlardan en önemlisi pankreasın beta hücrelerinden salgılanan insülin hormonudur. Diyabetes Mellitus ya insülin salgılanmasındaki yetersizlik ya da insülinin etkisindeki veya insülin cevabındaki bir bozukluk sonucunda ortaya çıkan yüksek kan şekerinin yol açtığı birkaç grup hastalığı tanımlamak için kullanılan ortak bir terimdir.

Sterol O-asiltransferaz (SOAT) veya asil-KoA kolesteril asil transferaz, EC 2.3.1.26 asil transferaz sınıfı bir enzimdir. İnsanda iki tip ACAT enzimi vardır, ACAT1 ve ACAT2 enzimleri SOAT1 ve SOAT2 adlı genler tarafından kodlanır. Bu enzimler kolesterol metabolizmasında ve safra tuzu biyosentezinde önemli rol oynarlar. ACAT1 enziminin geni için ACAT1 kullanılmamalıdır çünkü ACAT1 kısaltması ketotiyolaz aktivitesine sahip asetil-Koenzim A asetiltransferaz 1 enziminin genine aittir.

<span class="mw-page-title-main">Homolog rekombinasyon</span>

Homolog rekombinasyon, benzer veya aynı dizilere sahip DNA iplikleri arasında nükleotit dizilerinin birbiriyle yer değiştirdiği bir genetik rekombinasyon tipidir. Bu süreç sırasında DNA birkaç kere kesilir, sonra da birleştirilir. Homolog rekombinasyon, DNA'daki çift iplikli kırıkların hatasız tamirinde kullanılmanın yanı sıra, mayoz sırasında krosover yoluyla yeni DNA dizi bileşimlerinin (kombinezonlarının) oluşumunu da sağlar. DNA'daki yeni bileşimler genetik varyasyonlar oluşturur. Genetik varyasyonlar yeni, bir olasılıkla yararlı olabilecek alel kombinasyonlarıdır, bunların üreyen canlı topluluklarda oluşmaları, bu değişiklikleri taşıyan bireylerin değişen çevresel şartlara evrimsel adaptasyon göstermelerini sağlar.

<i>Eleutherococcus senticosus</i>

Eleutherococcus senticosus, eski Çin tıbbında kullanılan adaptojen olarak kabul edilen bitkilerden biridir. Genel olarak karışık ve iğne yapraklı ormanlarda grup olarak çalımsı şekilde bulunurlar. E. senticosus'a bazen meşe ormanlarında tepe yamaçlarında, nadiren nehir kıyısında ormanlık alanlarda bulunmaktadır. Doğu Asya, Çin, Japonya ve Sibirya bitkinin doğal yaşam alanıdır. Diğer bir özelliği de bilinen Ginsengin aksine kumlu, az verimli, killi, besin değeri yüksek asidik veya nötr alkali toprakları tolere edebilmesidir. Güneşli veya yarı gölge yeri ve hatta belli ölçüde kirliliği de tolere edebilir. İki metreye kadar boylanabilir ancak gelişimi yavaştır. Pek çok alanda temmuzda çiçek açar ve Çin ginsengi gibi türlere benzer şekilde dişi ve erkek organlar aynı çiçek üstünde olmakla (hermafroit) birlikte tozlaşması böceklerle olur. Gövdesinde ufak dikenleri bulunmaktadır. Soğuğa dayanıklılık haritası'nda USDA 2B-8 bölgeleri arasında bir dayanıklılığa sahiptir. Araliaceae ailesinden olması nedeniyle bilinen ginseng ailesinden sayılmamaktadır.Bu sebeplerle her ne kadar adı ginseng olarak bilinse de ginseng ailesinden sayılmaz. Batı dünyasındaki doğal tıp alemine yeni girmiş bir bitki olsa da pahalı ve iyi bilinen Panax Ginsengi kadar ün kazanmaya başlamıştır. Ginseng adı Panax türleri için verilmiş olsa da ABD'de ve dünyada yasadışı şekilde ginseng adıyla pazarlanmaktadır.

<i>Lepidium meyenii</i>

Lepidium meyenii, Brassicaceae (turpgiller) familyasındandır, turplarla akrabadır. Yıllık veya iki yıllık otsu bir bitkidir. Soğuk ve fakir tarım topraklarında iyi şekilde yetişmektedir. Ancak ılık bölgeler ve And dağları dışında seralarda da belli zorluklara karşın yetiştirilmektedir. Genel olarak etli hipokotil kazık kökü için genelde yetiştirilmekle bu kök diğer turp türleri gibi sebze olarak kullanılabilir veya tıbbi bitki olarak kullanılır. Ortalama 8-10 ayda bitki hasat edilecek olgunluğa erişir. Maca kökleri altın veya krem, kırmızı, mor, mavi, siyah veya yeşil renkte olabilir. Krem şeklindeki kökü olan türü tatlı bir türdür, siyah türü biraz acımsı bir tada sahip olup dayanıklılık enerji için kullanılmaktadır, kırmızı türünün ise fareler üzerinde yapılan deneylerde prostata iyi geldiği, prostatı küçülttüğü tespit edilmiştir.

Hunter sendromu ya da Tip II mukopolisakkaridoz, iduronat-2-sülfataz (I2S) enziminin eksikliğinden ya da yokluğundan kaynaklanan lizozomal depo hastalığıdır. Doktor Charles A. Hunter (1873-1955) tarafından ilk kez 1917 yılında tanımlandığından, Hunter sendromu olarak adlandırılır.

<span class="mw-page-title-main">Epstein-Barr virüsü</span> Herpes ailesinden bir virüs

Epstein–Barr virüsü (EBV) ya da İnsan Herpesvirüsü tip 4 (HHV-4) Herpesviridae ailesindendir ve insanlardaki en sık görülen virüslerden birisidir. Ateş, boğaz ağrısı, yaygın lenfadenitle seyreden enfeksiyöz mononükleoz hastalığına neden olur. Ağız yoluyla bulaşır, önce nazofarinks epitelini daha sonra da bölge lenfoid dokulardaki B lenfositleri enfekte eder. Kanserojen virüsler arasında sayılır. Bilinen 4 önemli kanserde rol oynar. Bunlar;

<span class="mw-page-title-main">Paromomisin</span> kimyasal bileşik

Paramomisin; amebiasis, giardiasis, leishmaniasis ve tenya gibi bir dizi parazit enfeksiyonunu tedavi etmek için kullanılan bir antimikrobiyaldir. Hamilelik sırasında, amebiasis ve giardiasis enfeksiyonlarında ilk basamak tedavi seçeneğidir. Onun haricinde genelde ikinci basamak tedavi seçeneğidir. Ağız yoluyla, cilde uygulanarak veya kas içi enjeksiyon yoluyla kullanılır. Ağız yoluyla kullanımda iştah kaybı, kusma, karın ağrısı ve ishal sık görülen yan etkilerindendir. Cilde uygulandığında kaşıntı, kızarıklık ve kabarcıklar yan etkilerindendir. Enjeksiyon ile alındığında ateş, karaciğer problemleri veya işitme kaybı olabilir. Emziren anneler için güvenli görülür.

<span class="mw-page-title-main">Hepatit</span> Karaciğer inflamasyonu

Hepatit, karaciğer hücrelerinde inflamasyon ile karakterize tıbbi durumdur. İsim Yunanca hepar (ἧπαρ); hepat- (ἡπατ-), karaciğer kökünden ve sonek -itis, "inflamasyon" 'dan türemiştir (c. 1727) Karaciğerdeki inflamasyon zamanla kendini sınırlayabilir ya da fibrozis ve siroza ilerleyebilir.

<span class="mw-page-title-main">Konstantin Novoselov</span>

Konstantin Sergeevich "Kostya" Novoselov, daha çok grafenler üzerine yaptığı çalışmalarla bilinen Rus-İngiliz fizikçi. Andre Geim ile birlikte 2010 yılında Nobel Fizik Ödülü'nü aldı. Novoselov şu anda Royal Society üyesi olarak Manchester Üniversitesi'nde mezoskopik fizik alanındaki araştırma grubunun bir üyesidir. Aynı zamanda European Research Council ERC Starting Grant 'ın da katılımcılarındandır.

<span class="mw-page-title-main">Jules A. Hoffmann</span> Fransız biyolog (d. 1941)

Jules A. Hoffmann Lüksemburg doğumlu Fransız biyologdur. StrazburgFransa'daki Ulusal Bilimsel Araştırmalar Merkezi'nin CNRS araştırma direktörü ve yönetim kurulu üyesidir. 2007 yılında, Fransız Bilimler Akademisi'nin başkanı olmuştur. Bruce Beutler ile birlikte yaptıkları "doğuştan gelen bağışıklık sisteminin aktivasyonu" ile ilgili keşifleri sayesinde 2011 yılında Hoffmann Fizyoloji veya Tıpta Nobel ödülünün dörtte birine sahip olmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Çıplak kör fare</span> Heterocephalus glaber

Çıplak kör fare, Doğu Afrika'nın kurak bölgelerinde yaşayan çıplak kör fareler, kemirgen takımından hayvanlardır. Uzun ömürleri ve kanserojen maddelerle aynı ortamda bulunsalar dahi kanser geliştirmemeleri ile bilim dünyasının ilgisini cezbetmektedirler. Karınca ve arı tipinde, aşırı hiyerarşik koloniler halinde yaşarlar. Kuzenleri Damaraland kör fareleri ile beraber, bu tip tamsosyal diye nitelenen yaşam biçiminin memeliler arasında tek temsilcileridir.

Krabbe hastalığı, sinir sisteminin miyelin kılıfını etkileyen nadir, çoğu zaman öldürücü dejeneratif bir hastalıktır. Hastalık sfingolipitlerin metabolizma bozukluğu olan sfingolipidozun bir şeklidir. Kalıtsal olarak otozomal resesif aktarılır. Hastalık Danimarkalı nörolog Knud Haraldsen Krabbe'den (1885-1965) ismini almıştır.

Kolesistokinin, sindirim sisteminde peptid hormon. Yağ ve protein sindiriminde rol oynar. Geçmişte "pankreatozimin" adı verilen kolesistokinin, ince bağırsağın ilk bölümü olan oniki parmak bağırsağındaki hücrelerce salgılanır. Pankreastan sindirim enzimlerinin ve safra kesesinden safranın salınmasını sağlar ve açlık bastırıcı rol oynar.