
Dinozor (Dinosauria), ilk olarak Mezozoyik zamanda ortaya çıkan ve yaşayan tek üyeleri kuşlar olan arkozor sürüngen grubu. Dinozor adı, Richard Owen tarafından Grekçe "korkunç" anlamına gelen deinos ve "kertenkele" anlamına gelen sauros sözcüklerinin birleştirilmesinden oluşur. Dinozorlar, 243 ile 233 milyon yıl önce Geç Triyas döneminde ortaya çıkmış ve 66 milyon yıl önce kuşlar dışındaki tüm türlerinin soyu tükenmiştir. Dinozorlar, sıcakkanlı ve soğukkanlı arası özellikler gösteren mezoterm canlılardı. Mezozoyik'te oldukça başarılı biçimde tüm kıtalara yayılan dinozorlar çok farklı nişleri doldurdu. Yapılan araştırmalarda şimdiye kadar yaklaşık olarak 1.000 kadar kuş olmayan dinozor türünün yaşadığı belgelendi. Bugün dinozorların evrimsel olarak devamı olan kuşların 11.000 kadar türü vardır ki bu, yaşayan memelilerin tür sayısının (~6000) yaklaşık iki katıdır. Dinozorların nasıl yaşadığı, ne kadar çeşitlendiği ve ekosistemdeki yerleri kadar kuş olmayan dinozorların nasıl yok olduğu da bilim camiasını uzun zamandır meşgul etmektedir. Kuş olmayan dinozorları yeryüzünden silen yok oluşun aşamalı mı, yoksa yerbilimsel olarak katastrofik (ani) mi olduğu tartışmalıdır.
Paleontoloji, palaeontoloji yahut taşıl bilim, fosilleri veri olarak kullanarak dünyada yaşamın tarihini inceleyen bilim dalıdır.
Biyolojide taksonomi , ortak özelliklere dayalı olarak biyolojik organizma gruplarını adlandırma, tanımlama (sınırlandırma) ve sınıflandırma bilimsel çalışmasıdır. Organizmalar taksonlar halinde gruplandırılır ve bu gruplara taksonomik bir seviye verilir; belirli bir seviyedeki gruplar daha yüksek rütbeli daha kapsayıcı bir grup oluşturmak için toplanabilir, böylece taksonomik bir hiyerarşi oluşturulur. Modern kullanımdaki başlıca sıralamalar üst âlem, âlem, şube, sınıf, takım, familya, cins ve türdür. İsveçli botanikçi Carl Linnaeus, organizmaları kategorize etmek için Linnaean taksonomisi olarak bilinen sıralı bir sistem ve organizmaları adlandırmak için ikili adlandırma geliştirdiği için mevcut taksonomi sisteminin kurucusu olarak kabul edilir.

İnsanın evrimi, modern insanın evrimsel kökenini ve ne tür evrimsel süreçlerle ortaya çıktığını incelediği gibi insanın en eski atalarını ve atasal kökenlerini de konu edinir. Bunun yanında insanla ortak ataları paylaşan ve insan ile yakın akraba olan türlerin evrimini ve kökenini de araştırır. İnsan evrimi, konu olarak 1863 yılında T. H. Huxley tarafından oluşturulan bilim dalı primatolojiyi ve günümüz maymunlarının tüm canlılar ile onların eski atalarının fosillerini de dikkate almaktadır. Bunun yanında insanın evrimsel tarihi üzerindeki çalışma ve araştırmalar fiziksel antropoloji, paleoantropoloji, primatoloji, arkeoloji, dilbilim, genetik ve embriyoloji dâhil olmak üzere birçok bilimsel alanı de içerir.
Paleozoyik Zaman, Fanerozoyik Üst Zaman'ın üç jeolojik zamanından en eskisidir. Paleozoyik adı İngiliz jeolog Adam Sedgwick tarafından 1838'de Yunanca palaiós (παλαιός), "eski" ve zōḗ (ζωή), "yaşam" anlamına gelen sözcükleri birleştirilerek oluşturulmuştur.

Dinozorlar, 232-234 milyon yıl önce orta Triyas devrinin son zamanı olan Ladinyan döneminde arkozorlardan evrildiler. Dinozorlar iyi araştırılmış bir grup olup kafatası alnının üst kemiğinin mevcut olmaması, ön kol ile omuz eklemi arasındaki uzun kol kemiği olan humerus üzerinde deltopektoral aralık çıkıntısının eksikliği gibi birçok özellikler incelenerek tanımlanırlar.

Glossopteris, dil biçiminde olup Glossopteridales adlı soyu tükenen açık tohumlu bitki takımının en büyük ve en iyi bilinen üyesidir. Permiyen'de Güney yarımkürede yaşamıştır. Güney yarımküre deyince akla Güney Amerika, Afrika ve Hindistan gelmelidir. Çünkü ilk kez Eduard Suess'ün belirttiği gibi bu üç kıta aslında Gondwana adlı bir üstkıtanın parçasıdır. Bu bitkiler Permiyen boyunca güney yarı küre bitki örtüsünün egemen bitkileri olmaya devam ettiler ancak 252 milyon yıl önce neredeyse her yerden kayboldular.

Ofnet Mağaraları, Almanya'daki Nördlinger Ries kıyılarında yer alan bir yer altı karst sisteminin kalıntılarıdır. Mağaralar, Nördlingen, Bavyera yakınlarındaki bir kireç taşı tepede bulunmaktadır. Mağaralar 1908'de 33 tarih öncesi insan kafatası keşfedildiğinde tanındı. Kafatasları Mezolitik Çağ'a tarihlendirildi.

Zhiren Mağarası, Chongzuo, Guangksi Zhuang Özerk Bölgesi, Çin'deki Mulan Dağları'nda yer alan ve Hejiang Nehri'ne bakan karstik bir mağaradır. Zhiren Mağarası, anatomik olarak modern insanların fosil kalıntıları ile arkaik insanların fosil kalıntıların karışık olarak bulunduğu bir erken Geç Pleistosen bölgesidir.
Batadombalena, Sri Lanka'daki Kolombo'dan 85 km uzaklıkta, Kolombo'dan iki saatlik bir sürüş mesafesinde bulunan, MÖ 8.000 yıllarına tarihlenen ve Balangoda İnsanına dair buluntuların elde edildiği bir arkeolojik alandır.

Fa Hien Mağarası, aynı zamanda Pahiyangala Mağarası, Sri Lanka'nın Batı Eyaleti, Kalutara ilçesinde yer alan bir mağaradır. Yerel bir efsaneye göre, adını geçmiş bir tarihte ikamet eden Budist keşiş Faxian'ın adından almıştır. Ancak bu efsaneyi destekleyecek arkeolojik veya tarihi kanıtlar bulunmamaktadır. Bununla birlikte, 1960'larda, 1980'lerde ve 2013'teki kazılar sırasında mağaranın çökeltilerinde Geç Pleistosene tarihlenen fosilleşmiş insan iskelet kalıntıları keşfedildiğinden, site arkeolojik öneme sahiptir.

Fosil odun, fosil olarak korunmuş ahşap parçalarıdır. Zamanla odun, bir bitkinin en iyi korunan parçası haline gelir. Fosil odun taşlaşmış olabilir veya olmayabilir. Fosil odun üzerine yapılan çalışmalara bazen paleoksiloloji ve fosil odunu inceleyen kişilere "paleoksilolog" adı verilir.

Chemnitz taşlaşmış ormanı, Almanya'nın Chemnitz kentinde yer alan taşlaşmış bir ormandır.

Centrosaurus, Geç Kretase döneminde Batı Kuzey Amerika'da yaşamış Ceratopsidae ailesine mensup dinozor cinsidir.

Sivapithecus soyu tükenmiş bir büyük insansı maymun cinsidir. 12.2 milyon yıl öncesine tarihlenen, bu cinse atanan hayvanların fosil kalıntıları, şimdi genellikle geç Miyosen'e tarihlenir. İlk fosiller 19. yüzyılda Hint Yarımadası'nın Siwalik Tepelerinde ve Kutch'ta bulunmuştur.Bu cinsteki türlerden herhangi biri modern orangutanların atası olabilir.

Othniel Charles Marsh,, Amerikalı Paleontolog ve dinozor araştırmalarının öncüsü. Marsh, 25 yeni dinozor cinsi tanımladı ve dünyanın en kapsamlı fosil koleksiyonlarından birini oluşturdu. Almanya'da jeoloji ve paleontoloji okuduktan sonra, Marsh Amerika'ya döndü ve 1860 yılında Yale Üniversitesi'nde paleontoloji profesörü olarak atandı. Amcası George Peabody'yi Yale'de Peabody Doğa Tarihi Müzesi'ni kurmaya ikna etti. Batı Amerika Birleşik Devletleri'nde yapılan bilimsel keşif gezilerinde, Marsh'ın ekipleri bir dizi keşif yaptı. 1871'de ilk Amerikan pterosaur fosillerini buldular. Ayrıca ABD'de erken dönem atlarının kalıntılarını buldular. Marsh, Kretase dişli kuşların ve uçan sürüngenlerin kalıntılarını, ayrıca Apatosaurus ve Allosaurus dahil olmak üzere Kretase ve Jura dinozorlarının kalıntılarını tanımladı.

Adolphe-Théodore Brongniart FRS FRSE FGS Fransız bir botanikçiydi.

Peştera cu Oase, Romanya'nın güneybatısındaki Caraș-Severin ilindeki Anina şehri yakınlarında bulunan ve 37.000 ila 42.000 yıl önce yaşadıkları kabul edilen en eski Avrupa erken modern insanlarından (EEMH) bazılarının yaşadığı 12 karstik galeri ve odadan oluşan bir mağara sistemdir.

Risovača Mağarası, Sırbistan'ın merkezindeki Aranđelovac kasabasının tam girişinde, Kubršnica nehri vadisinin 17 metre (56 ft) yukarısında yer alan bir mağaradır. Kragujevac yakınlarındaki Gradac Mağarası'nın yanı sıra Sırbistan'daki Paleolitik döneme tarihlenen en önemli arkeolojik alanlarından biridir. Keşfi, Sava - Tuna hattının güneyindeki Paleolitik kültürün varlığını doğruladı ve Avrupa'daki tarih öncesi insanların yaşamı hakkında yeni bilgiler sağladı.

Paleo sanatı, tarih öncesi yaşamı bilimsel kanıtlara göre tasvir etmeye çalışan herhangi bir orijinal sanatsal çalışmadır. Paleo sanatına ait eserler, fosil kalıntılarının temsili veya canlılar ile ekosistemlerinin kurgusal tasvirleri olabilir. Paleo sanatı, genellikle tarih öncesi hayvanların popüler kültürdeki tasvirlerine dayanır ve bu da halkın bu hayvanlara yönelik algısını etkiler ve bu hayvanlara olan ilgiyi artırır. "Paleo sanatı" kelimesi, diğer gayri resmi anlamda, tarih öncesi sanatın adı olarak çoğunlukla mağara resimlerinde de kullanılır. Bu terimin alternatif kavramı, arkeolojik toplumun alanıdır.