
Uygur Kağanlığı, 8.ve 9. yüzyılların ortaları arasında yaklaşık bir yüzyıl boyunca var olan bir Türk imparatorluğuydu. Çinliler tarafından Jiu Xing, dokuz Oğuz veya Dokuz Tuğluk olarak adlandırılan bir kabile konfederasyonuydu.

Göktürk Kağanlığı, asıl ismiyle Türk Kağanlığı Göktürkler tarafından kurulmuş ve 552-744 yılları arasında Orta ve İç Asya'da hükümdarlık sürdürmüş bir Türk imparatorluğudur ve bozkırların ilk model devletidir. Asya Hun İmparatorluğu'ndan sonra 2. Büyük Devlet lakabını almıştır.

Bilge Kağan Resmi unvan: "Tengriteg Тengride bolmuş Türk Bilge Kağan" :Tanrı gibi gökte olmuş Türk Bilge Kağanı İkinci Göktürk Kağanlığı'nın kağanlarındandır. Türk tarihinin en önemli figürlerinden biri olarak değerlendirilir.

Kül Tigin Yazıtı veya Kül Tigin Kitabesi, Bilge Kağan'ın kardeşi, İkinci Doğu Göktürk Kağanlığı'nın yöneticisi Kül Tigin'in ölümü üzerine MS 732'de Orhun Vadisinde diktirilmiş yazıt.

İkinci Doğu Göktürk Kağanlığı, Çin egemenliğine giren Göktürkler Kutluk Kağan zamanında yeniden bağımsızlığına kavuştu. Bu yüzden bu devlete "Kutluk Devleti" de denir.

Göktürk İç Savaşı, Taspar Kağan'ın ölümünden sonra başlayan taht mücadelelerinin neden olduğu iç savaştır. 584'te, İşbara Kağan'ın ordularının Apa Kağan'ın egemenliğindeki topraklara saldırmasıyla tırmanan gerilim; 587'e hem İşbara hem de Apa Kağan'ın ölmesiyle azalmıştır. Ancak, iç savaş yıllarında zayıflayan Göktürk Kağanlığı iyice güç kaybetmiş ve ikiye ayrılmıştır. Bu siyasi istikrarsızlık sonunda 630 yılında Doğu Göktürk 658 yılında da Batı Göktürk devleti ortadan kalkmış, İkinci Göktürk devletine kadar Ulus Bunalımı Yılları başlamıştır.

Yollıg Tigin ya da tahta oturduktan sonraki adıyla Ay Kağan, Türkçenin Tonyukuk'tan sonra bilinen ilk yazarı ve İkinci Göktürk Kağanlığı'nın 5. kağanıdır. Bir Göktürk hükümdarı olmasına rağmen Türkiye Türkçesinde "Ay Kağan" değil "Yollıg Tigin" olarak bilinir. Bunun nedeni henüz bir tigin (prens) iken yazdığı Göktürk Yazıtları'nda "Yollıg Tigin" adını kullanmasıdır. Tonyukuk Yazıtı ile birlikte Bilge Kağan ve Köl Tigin yazıtları; Türk siyasi tarihinin dayandırıldığı ilk Türkçe belgeler olduğu için, Yollıg Tigin; hükümdarlığından çok sanatçı yönüyle ön plana çıkmıştır.
Bilge Kutluk Tengri Kağan ya da kısaca "Tengri Kağan", İkinci Göktürk Devleti'nin altıncı kağanıdır.
Kutluk Yabgu Kağan, Türk Kağanlığı'nın son kağanlarındandır. 742'de ülkedeki iç karışıklıklar iyice artmış; Basmiller, Karluklar ve Uygurlar ülke yönetimini boykot etmiştir. Bu karışıklıktan yararlanan, Kutluk Yabgu Kağan Aşina ailesinden olmamasına rağmen tahta çıkmıştır.
Aşina Shi, İlteriş/İletmiş Kağan ya da Alp Bilge Kağan, Basmil Kağanlığı'nın Kağanıydı ve 442'de Basmıllar, Karluklar ve Uygurların Ozmış Kağan'a karşı çıkardığı isyanda seçilerek kağan ilan edildi. Asıl adı Aşina Shi olan Kağan, tahta çıktıktan sonra İlteriş Kağan ve Alp Bilge Kağan ünvanını aldı. 744 yılında Basmil hakimiyetinden çıkmak isteyen Karluklar ve Uygurlar tarafından öldürülmüştür.
Kulun Beg, Özmiş Kağan'ın ölümüyle yıkılan İkinci Göktürk Kağanlığı'nı yeniden canlandırmak isteyen, Türk asilzadesidir. Kağan, değildir. Kutluk Bilge Kül Kağan tarafından öldürülmesiyle, fiilen biten Göktürk Kağanlığı, hukuki olarak da son bulmuştur.
İnekler Gölü Savaşı, 682 yılında İkinci Göktürk Kağanlığı ile Dokuz Oğuzlar arasında yapılan savaştır.
Ming Şa Savaşı, 17 Ocak 707 tarihinde Kapgan Kağan komutasındaki Göktürk ordusu ile Çaça Sengün komutasındaki Tang ordusu arasında gerçekleşmiş bir savaştır.
Bayan Çor Kağan, 747 – 759 arasında Uygur Kağanlığı'nı yöneten kağan. Resmî olarak "Täŋridä Bolmiš İl İtmiš Bilgä Kaγan" yani "Tanrı Tarafından Ülke (İl) Etmiş Bilge Kağan" unvanını kullanmıştır. Tang Hanedanı tarafından kendisine Yingwuweiyuanpiqiejuo Han (英武威遠毗伽闕可汗) veya kısaca Yingwu Han (英武可汗) unvanı verilmiştir. Tahta geçmeden önceki kişisel adı Çabış Tigin'dir. Kendisinden sonra tahta oğlu Bögü Tigin çıkmıştır.

Kutluk Bilge Kül Kağan, 744'te Uygur Kağanlığı'nı kuran devlet adamı. Uygur Kağanlığı'nı 744'ten 747'ye kadar yönetmiştir. Uygurları oluşturan dokuz boydan, hükümdar ailesinin mensup olduğu Yaglakar uruğundandır. Bilge Kül Kağan'ın adı Karabalgasun Yazıtı'nın Çince metninde Kutlug Boyla şeklinde geçmektedir. Kağan olduktan sonra bugünkü Karabalsagun olarak bilinen yerde başkent olarak inşa ettirdiği Ordu-Balık kenti Türklerin kurduğu ilk kenttir. Böylece Türklerin kutsal başkenti Ötüken başkentliğini kaybetmiş, Türkler yerleşimlerini Orhun Nehri'nin dış havzasındaki yamaçlardan bizzat nehrin yatak boylarına taşımıştır.
Toy ya da kengeş, İslamiyet öncesinde Türk devletlerinde devlet işlerinin görüşülüp ve tartışıldığı aynı zamanda yasama, yürütme ve yargı yetkisini kullanan meclistir. XIII. yüzyılın ortalarından itibaren Türkçe kaynaklarda geçmeye başlayan kurultay kelimesi, toy yerine kullanılmaya başlanmış ve toy sadece yemekli eğlenceler için kullanılan bir kelime hâline gelmiştir.

Yaglakar uruğu, Türk Kağanlığı'nın yıkılmasıyla Uygur Kağanlığı'nı kuran Kutluk Bilge Kül Kağan'ın mensup olduğu Uygur kağanlık soyudur. 744'te kurulan Uygur Kağanlığı'nı, Bögü Kağan'ın üvey evladı Tun Baga Tarkan tarafından öldürülmesine kadar Yaglakar uruğu yönetmiştir. Ancak Tun Baga Tarkan, Bögü Kağan tarafından evlat edinildiği için devlet geleneğinde Yaglakar unvanını kullanmıştır. Bu yüzden, Tun Baga Tarkan'ın Çin kaynaklarında Yaglakar uruğuna mensup olduğu kayıtlıdır. Tun Baga Tarkan'ın tahta geçmesiyle resmî olmasa bile gerçekte Yaglakar uruğunun Uygur Kağanlığı'ndaki kut sahipliği sona ermiştir.
Karı Çor Tigin, Uygur Kağanlığı döneminde yaşamış bir Uygur tiginidir. Karı Çor Tigin Yaglakar Hanedanlığı'na mensup olup 775 yılında doğdu. Karı Çor Tigin'in babasının adı Çabış Tigin'dir. Karı Çor Tigin, Kan Tutuk'un yeğeni, Bögü Bilge Tengri Kan'ın küçük kardeşidir. Karı Çor Tigin, Çin imparatoru Tai Tsung döneminde, 794 yılının mayıs ayında Çin'de patlak veren ayaklanmaları bastırmak amacıyla Çangan'a gelip Çin imparatorluk ordusuna sol kuvvetler komutanı olarak katıldı. Uygur tigini Karı Çor Tigin, henüz 20 yaşında iken 20 Mayıs 795 tarihinde Xi'an'da hastalanıp öldü. Bunun üzerine Çin imparatoru Tai Tsung onun adına bugün Xi'an'ın 10 km güneybatısında bulunan Zhang Du Yuan Bölgesi'nde bir anıt mezar yaptırdı. Karı Çor Tigin'in yuğ töreni 7 Haziran 795 tarihinde yapıldı. Bu törene Karı Çor Tigin'in akrabalarının ve Karı Çor Tigin'in ağabeyi Apa Çor Tigin'in yanı sıra Çin imparatorunun emriyle devletin önde gelen bürokratları da katıldı. Ardından Çin imparatoru Tai Tsung'un emriyle, Karı Çor Tigin'in anıt mezarının üzerine Çince ve Türkçe metinlerden oluşan Karı Çor Tigin Yazıtı dikildi.
Kutluk Bilge Kağan veya Gök Kağan, Ur Çor Kağan'ın ölümünden sonra Uygur Kağanlığı tahtına geçen Uygur hükümdarıdır. Liyakatli yönetimi nedeniyle kendisinden Karabalsagun Yazıtı'nda Kök Kağan olarak bahsedilmektedir. Genç yaşta ölen Ur Çor, kendisinden sonra bir taht varisi bırakmadığı için, ülke içerisinde yaşanan karışıklık sonucunda Ediz uruğundan bir tudun olan olan Kutluk Bilge, Uygur tahtına oturmayı başarmıştır. Ancak Çin kaynaklarındaki bu bilgi, Karabalsagun Yazıtı'nda doğrulanmamakta ve Kutluk'un bir tigin olduğu söylenmektedir. Aynı zamanda bu yazıtta, Kutluk'un tahta geçiş nedeni; o dönemdeki devlet adamlarının içerisindeki en yaşlı ve liyakatli tudun olmasına bağlanmaktadır. Buna göre, Türk Toyu'nun kararıyla tahta çıkan Kutluk, Uygurların toy seçimiyle iş başına gelen ilk kağanıdır.
Külüg Beg veya Kalı Tigin, 832-839 yılları arasında Uygur Kağanlığı'nı yöneten hükümdar. Hükümdarlık adı "Ay Tengride Kut Bulmış Alp Külüg Bilge Kağan"dır. Tahta geçtikten sonra bir yıl sonra Çin imparatoru Külüg'ü tebrik için Uygur başkentine bir heyet göndermiştir. Ayrıca 833 yılının nisan ayında Çin sarayında yayımlanan bir fermanda Külüg Bey, ileriyi görmekte muktedir, Çin için güvenilir bir dost ve becerikli bir kağan olarak anlatılmaktadır. Bunun aksi bir şekilde, Çin ile yürüttüğü çok yakın politikalar nedeniyle kendi yurttaşları tarafından tasdik edilmemiş, suikast planı ile tahttan indirilmek istenmiş, bu başarılı olmayınca ordu içerisinden isyan eden birliklerin Ordu-balık'ı kuşatması sonucu intihar etmiştir. Bu durum, muhtemelen Miran Betikleri'nde, kendisinden bir kağan olarak değil, bir bey olarak bahsedilmesinin nedenidir.