İçeriğe atla

Otuz Beş Yaş (şiir)

"Otuz Beş Yaş", Cahit Sıtkı Tarancı'nın en tanınmış şiirlerinden biridir. Tarancı, 1946 yılında Cumhuriyet Halk Partisi'nin düzenlediği yarışmada bu şiirle birincilik kazanmıştır. Otuz beş yaş şiiri otuz beş mısradan oluşmuştur. (5x7) 11'li hece ve ababa çapraz uyak örgüsü kullanılmıştır.

Yapı

Cahit Sıtkı bu şiirini ömrün ortası olarak gördüğü otuz beş yaşı belirtecek şekilde beşer dizeden oluşan yedi bent halinde yazar. Şiirin her dizesinde on bir hece bulunur. Şiirde her beşliğin 1., 3. ve 5. dizeleri kendi aralarında; 2. ve 4. dizeleri de kendi aralarında uyak oluşturur. Şiirdeki uyak yapısı sözcük sonundaki ekler ya da sözcüğün kendisinin yinelenmesiyle sağlanır. Birinci beşlikte ‘-er’ eki 1, 3 ve 5. dizelerde, ‘-ün’ eki ise 2 ve 4. dizelerde yinelenir. Uyak oluşturan sözcükler ince ünlülerle biter.[1]

İkinci beşlikte ‘-ar’ sesiyle 6, 8 ve 10. dizelerde, ‘-üz’le de 7 ve 9. dizeler birbiriyle uyak oluşturacak şekilde dizilir. İlk uyağı oluşturan sözcükler kalın ünlülerle biterken ikinci uyaktaki sözcükler ince ünlülerden oluşur. Üçüncü beşlikte 11, 13 ve 15. dizelerde ‘-an' eki uyağı sağlarken 12 ve 14. dizelerde uyak ‘-am ben değilim’ sözcük ve ek dizisine kadar uzanır. Dördüncü beşlikte ‘-mız’ın yinelenmesi 16, 18 ve 20. dizelerde, ‘-ir'in yinelenmesi ise 17 ve 19. dizelerde uyak oluşturur. Üçüncü beşlikte son ekleri kalın ünlüyle biten sözcükleri oluşturan diğer ünlüler farklılaşırken dördüncü beşlikte uyak oluşturan sözcüklerde bütün ünlüler ya kalın ya da ince ünlüdür. Beşinci beşlikte ‘-mış’ tek sayılı dizeler, ‘-ert olduğunu’ ise çift sayılı dizeler arası uyak ögeleridir. Altıncı beşliğin 26, 28 ve 30. dizelerinin uyak eki ‘-ar’, 27 ve 29. dizelerinin ise ‘-im’dir. Yedinci ve son beşlikte ise 31, 33 ve 35. dizeler ‘-aşında'nın yinelendiği ve ‘-dın/tın olacak’ın yinelendiği uyak yapısına sahiptir. Dizeler içerisinde yinelenen kimi seslerle sözcükler arası iç uyağın da oluşturulduğu şiirde en yaygın iç uyak öğeleri geniz sesleri olan /m/ ve /n/ sesleriyle, diş-damak sesleri /d/ ve /t/, akıcı ses /l/ ve sızmalı sesler /s/ ve /ş/ dır.[1]

Şiir kullanılan tümcelerin kurallı ya da devrik tümce oluşu açısından çeşitlilik gösterir. Birinci beşlikte üç tümce vardır ve ikinci tümcede ‘ömrün’ sözcüğü geniş zamanda kosaç yapısıyla oluşturulan eylemden sonra gelerek kurallı tümce yapısını bozar. Üçüncü tümcede ise geniş zamanda oluşturulmuş kurallı bir tümce yapısı dikkat çeker. Ancak, bu tümceye iki virgül arasında verilmiş olan belirteç işlevli bir yan tümce yerleştirilmiştir. Dördüncü dizedeki bu tümce zamanın akışını durdurmanın olanaksızlığını belirtirken, zaman sözcüğü ‘bugün’ tümcenin durağan eyleminden sonra gelir. Tümceler geniş zamanda oluşturulur.[1]

İkinci beşlikte tüm tümceler soru tümcesi şeklinde oluşturulmuştur. İlk üç dizenin her birinde bir soru tümcesi yer alırken, 4. ve 5. dizeler birlikte bir soru tümcesi oluşturur. Birinci dize hem bir evet-hayır soru tümcesi, ‘-mi’ soru ekiyle oluşturulan, hem de bir soru sözcüğüyle kurulu, ‘ne’ soru sözcüğü, iç içe geçmiş iki soru tümcesinden oluşur. İkinci dizedeki soru tümcesi ise baştaki evet-hayır soru eki ‘-mi’den sonra gelen ‘Allahım bu çizgili yüz’ sözcük öbeğinden dolayı devrik tümce yapısına sahiptir. Üçüncü dizedeki soru eksiltili yapı içerir. Bir önceki dizede tümce başında verilen ‘benim mi Allahım’ ifadesi bir kez daha yinelenmez ve sadece tümcenin geri kalan kısmı sunulur. Son soru tümcesi ‘neden’ soru sözcüğüyle kurulurken, aynalarda değişen görüntü sorgulanır ve bunun suçlusu olarak aynalar görülür. Burada, tümcenin öznesini oluşturan ‘yıllar yılı dost bildiğim aynalar’ tümcenin eylemi 'düşman görürsünüz'den sonra geldiği için devrik tümce yapısı oluşturur. Tümcelerdeki zaman birinci beşliğe koşut şekilde geniş zamandır.[1]

Kaynakça

  1. ^ a b c d Elyıldırım, Selma; Er, Ayten (2011). "Cahit Sıtkı Tarancı'nın "Ölüm I-II ile Otuz Beş Yaş" Şiirlerinin Göstergebilimsel Çözümlemesi" (PDF). Folklor/Edebiyat. 17 (63). ss. 37-60. []

İlgili Araştırma Makaleleri

Şiir, sözcüklerin düz anlamlarına ek olmak üzere ya da bunların yerine başka anlamlar oluşturmak için dilin ses estetiği veya ses sembolizmi ve ölçü gibi estetik ve ritmik özelliklerini kullanan bir edebiyat türüdür. Müellif İsmail Durmuş İslam ansiklopedisinde “mübalağa sanatı”nın şiirin temel karakteristiği olduğu üzerinde durmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Türkçe</span> Türk halkının Oğuz Türkçesi dili

Türkçe ya da Türk dili, Güneydoğu Avrupa ve Batı Asya'da konuşulan, Türk dilleri dil ailesine ait sondan eklemeli bir dildir. Türk dilleri ailesinin Oğuz dilleri grubundan bir Batı Oğuz dili olan Osmanlı Türkçesinin devamını oluşturur. Dil, başta Türkiye olmak üzere Balkanlar, Ege Adaları, Kıbrıs ve Orta Doğu'yu kapsayan eski Osmanlı İmparatorluğu coğrafyasında konuşulur. Ethnologue'a göre Türkçe, yaklaşık 90 milyon konuşanı ile dünyada en çok konuşulan 18. dildir. Türkçe, Türkiye, Kuzey Kıbrıs ve Kıbrıs Cumhuriyeti'nde ulusal resmî dil statüsüne sahiptir.

Atasözü geçmişten günümüze gelen, uzun deneyimlerden yararlanarak kısa ve özlü öğütler veren, toplum tarafından benimsenerek ortak olarak kullanılan kalıplaşmış sözlerdir. Türkçede "sav" ve "irsal-i mesel, darb-ı mesel" olarak da adlandırılır.

<span class="mw-page-title-main">Cahit Sıtkı Tarancı</span> Türk şair

Cahit Sıtkı Tarancı Türk şair, yazar ve çevirmendir. Cumhuriyet dönemi Türk şiirinin önde gelen şairlerinden biridir. "Otuz Beş Yaş" şiiriyle özdeşleşen Tarancı, "sanat için sanat" anlayışına bağlı kaldı. Şiirlerinde en çok yaşama sevinci ve ölüm temalarına yer verdi; ayrıca yitik aşklar, mutlu sevdalar, yalnızlık, yaşadığı bohem hayatın buruklukları, çocukluk özlemi konulu şiirler yazdı. Birçok şiiri, farklı bestekârlar tarafından bestelenmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Arapça</span> Afroasya dilleri ailesinin Sami koluna mensup bir dil

Arapça, Afroasya dilleri ailesinin Sami koluna mensup bir dildir. Batıda Atlantik Okyanusu'ndan doğuda Umman Denizi'ne, kuzeyde Akdeniz'den güneydoğuda Afrika Boynuzu ve Hint Okyanusuna uzanan geniş bir coğrafyada konuşulmaktadır. Tüm lehçeleri ile birlikte 420 milyonu aşkın kişi tarafından konuşulduğu tahmin edilmektedir. Arap Birliği'ne üye 22 ülke ile Çad ve Mali dâhil olmak üzere 24 ülkede resmî dildir. Aynı zamanda kısmî olarak tanınan Sahra Demokratik Arap Cumhuriyeti, Somaliland ile Tanzanya'da (Zanzibar) resmî dil statüsündedir. Arap Birliği'nin ve Birleşmiş Milletler'in kabul edilen altı resmî dilinden biridir. Nijer, Senegal ve Kıbrıs Cumhuriyeti'nde ulusal/azınlık dili olarak tanınmıştır. Arapça İran, İsrail, Pakistan, Filipinler ve Güney Afrika Cumhuriyeti anayasalarında özel dil statüsüne sahiptir.

<span class="mw-page-title-main">Sabahattin Kudret Aksal</span> Türk yazar ve şair

Sabahattin Kudret Aksal, Türk şair, senarist ve yazardır.

<span class="mw-page-title-main">Koşma (edebiyat)</span>

Koşma, coşturucu duyguların dile getirildiği, İslamiyet öncesinde yazılan koşuk türünün bir devamı olan ladinî (dinî olmayan) Türk halk edebiyatı nazım biçimi. Koşmalar genellikle 11'li hece ölçüsü ile söylenir, en az 3 en çok 12 dörtlükten oluşur. Türk halk edebiyatının en çok kullanılan nazım şekli olan koşma, halk ozanları tarafından geliştirilmiş bir nazım şeklidir. Bu nazım biçimi Türk Dil Kurumu tarafından:

<span class="mw-page-title-main">Fince</span> Sondan eklemeli Finlandiyanın resmi dili

Fince (

Divan-ı Hikmet, Hoca Ahmed Yesevî'nin söylediği "hikmet" adlı şiirleri bir araya getiren Türk tasavvuf edebiyatının bilinen en eski örneklerini içeren kitaptır.

<span class="mw-page-title-main">Orhan Veli Kanık</span> Türk şair (1914–1950)

Orhan Veli Kanık, daha çok Orhan Veli olarak tanınan Türk şairdir. Melih Cevdet ve Oktay Rifat ile birlikte yenilikçi Garip akımının kurucusu olan Kanık, Türk şiirindeki eski yapıyı temelinden değiştirmeyi amaçlayarak sokaktaki adamın söyleyişini şiir diline taşıdı. Şair otuz altı yıllık yaşamına şiirlerinin yanı sıra hikâye, deneme, makale ve çeviri alanında birçok eser sığdırdı.

Kafiye ya da uyak, şiirde mısra sonlarında bulunan sözcüklerin son heceleri arasındaki ses benzerliğidir. Şiirde uyak, dize sonlarında bulunan farklı görevlerdeki ekler veya anlamları ayrı sözcükler arasında görülür. Dize sonlarında yinelenen aynı görevdeki ekler ya da sözcükler uyak değildir. Bunlara redif denir.

Cümle veya tümce; bir ifade, soru, ünlem veya emiri dile getiren; kendi başına anlamlı sözcükler dizisi. Çoğunlukla özne, tümleç ve yüklemden meydana gelir. Bazen yan cümleciklerle anlamı pekiştirilir veya genişletilir.

Kayıkçı Kul Mustafa, Türk halk edebiyatının Bektaşî koluna bağlı halk ozanı. Şairin doğum ve ölümüyle ilgili net bilgiler bulunmamakla beraber; 17. yüzyıl ozanı olduğu belirlenebilmiştir. Kimi kaynaklarca 1658'de öldüğü rivayet edilmektedir. Ancak bu iddianın tersi olarak 1659'dan sonra öldüğünü savunan araştırmalar da vardır. Edebiyatçı Ahmet Kabaklı ise Kayıkçı Kul Mustafa'nın ölümünün 1646'dan sonra gerçekleştiğini söylemektedir.

Osmanlı Devleti'nin son dönemlerinde eğitim amacıyla Avrupa'ya, özellikle Fransa'ya giden gençler oradaki edebiyatta gördükleri yenilikleri ülkeye dönüşlerinde Türk edebiyatında uygulamaya başlamışlardır. Bu şekilde belli dönemler halinde günümüze kadar süren yeni bir edebiyat başlamıştır. Bu dönemlerden biri de Cumhuriyet dönemi edebiyatıdır.

Birleşik fiiller ya da bileşik fiiller, bir eylemi karşılamak üzere birden fazla sözcüğün bir araya gelmesi ile oluşturulmuş fiiller (eylemler). Bazı birleşik fiiller bir arada, bazıları iki ayrı sözcük halinde yazılır.

<span class="mw-page-title-main">Guido Cavalcanti</span> İtalyan şair (1258-1300)

Guido Cavalcanti, İtalyan şair. Dolce Stil Nuovo akımının önde gelen şairlerindendir.
Günümüze 52 şiiri ulaşmıştır. 13. yüzyıl İtalyan Edebiyatının Dante'den sonra en önemli şairi kabul edilir.

Eski Anadolu Türkçesi veya Eski Türkiye Türkçesi, 13. yüzyılın başlarında oluşup sonrasında Anadolu ve Rumeli'de kullanılan Oğuz Türkçesi temelindeki ölü dildir. Batı Türkçesinin ilk dönemini teşkil eden Eski Anadolu Türkçesine Batı Türkçesinin bir oluş, bir kuruluş devresi olarak bakılmaktadır. Batı Türkçesini Eski Türkçeye bağlayan birçok bağlar bu devrede henüz kendisini iyice hissettirmektedir. Bu devreden sonraki Türkçede görülen birçok yeni şekiller bu devrede henüz Eski Türkçedeki eski şekillerinin izlerini taşımaktadırlar.

Türkçede deyim, evrensel deyim gibi, genellikle gerçek anlamından az çok ayrı, kendine özgü bir anlam taşıyan kalıplaşmış söz kümesidir. Türkçede deyimler diğer dillerdeki, yani evrensel anlamdaki, deyimlerin genel özelliklerine uymakla birlikte birçok ayrı özelliği ve anlamı da kendilerinde bulundurur.

<span class="mw-page-title-main">Şimdiki zaman</span> haber kipi

Şimdiki zaman, Türkçe dilbilgisinde şu an yaşanan veya süreklilik arzeden bir olayı veya durumu anlatan zaman yapısı. -yor ya da -mekte eki ile bir haber kipi olan şimdiki zaman kipi oluşturulur.

Kültür Haftası, Peyami Safa'nın ağabeyi İlhami Safa ile beraber 5 Ocak 1936'da yayımlamaya başladığı düşünce, kültür ve edebiyat dergisidir. Dergiyi çıkaran kişi Peyami Safa olmasına rağmen derginin mülkiyetini ve genel yayın müdürlüğünü Hafta dergisinde olduğu gibi İlhami Safa üstlenmiştir. Derginin ilk sayısı çok sayıda entelektüeli bir araya getirmiştir ve toplamda 21 sayı çıkmıştır. Toplamda dört yüksek lisans tezine de konu olmuştur.