Totalitarizm, tüm yetkilerin merkezîleştirildiği, devlete ve hükûmet yöneticilerine mutlak itaat beklendiği diktatörlükvari yönetim biçimidir. Totalitarizm ile yönetilen devletler totaliter devlet olarak bilinir. Totalitarizmde bireysel özgürlüklere izin verilmez ve bireyin yaşamının tüm alanları devlet kontrolüne bırakılır.
Faşizm, ilk olarak İtalya'da Benito Mussolini tarafından oluşturulan, otoriter devlet üzerine kurulu radikal bir aşırı milliyetçi politik ideolojidir. İlkeleri ve öğretileri, La dottrina del fascismo adı altında Giovanni Gentile tarafından yazılmıştır. Benito Mussolini'nin kurucusu olduğu Ulusal Faşist Parti'nin İtalya'da iktidara gelmesinin ardından, faşizm birçok milliyetçi ideolojiye örnek olmuştur. Hitler'in nasyonal sosyalizmi ve Franco'nun falanjizmi, faşizmden çok etkilenmişlerdir.
Sosyal demokrasi, reformist ve aşamalı yöntemlerle laissez-faire kapitalizminin yarattığı eşitsizlikleri ortadan kaldırmayı hedefleyen politik bir ideolojidir.
Anti-faşizm; her türlü faşist ideoloji, politik hareket ve organizasyona karşı olan görüş. Aşırı sol hareketler -anarşizm, sosyalizm ve komünizm gibi- bu hareketin içinde yoğunlukta olur.
Aşırı sağ, radikal sağ ya da ekstrem sağ, sağcı siyasette sağcılığın en yüksek biçimini gösterir. Aşırı sağ siyaset, toplumsal hiyerarşiyi aşırı biçimde destekler; daha doğuştan bazı insanların aşağı, bazılarınınsa üstün olduğu gibi düşünceleri içinde barındırır. Belirli kişilerin ya da grupların ileri derecede üstünlüğünü destekler. Bu tip siyaset genel olarak otoriterdir ve radikal biçimde sol fikirlere karşıtlık içerir. Genellikle aşırı sağ terimi istenmeyen gruplara karşı göç ve uyum karşıtlığı duruşları, sosyokültürel boyutta baskı, milliyet ayrımcılığı; ırksal ve dinsel grupların kendilerini diğerlerinden üstün konuma getirecek tutumlar, küreselleşme karşıtlığı gibi görüşleri kapsamaktadır. Başka bir deyişle kavram aşırı milliyetçi, yabancı düşmanı, ırkçı, köktendinci özelliklerine sahip kişi ya da grupları tanımlamada kullanılır.
Faşizm ekonomisi ya da faşist ekonomi, faşist hükûmetler tarafından uygulanan ekonomi politikalarını ifade eder. Faşizm otoriter, milliyetçi ve korporatist bir ideolojidir. Ancak faşizmin yerleşmiş bir tanımı yoktur.
Otoriteryanizm veya otoriterlik, siyasi çoğulculuğun reddedildiği, siyasi statükonun ve müesses nizamın korunması için güçlü merkezi otoritenin kullanıldığı ve hukukun üstünlüğü, kuvvetler ayrılığı, demokratik oy kullanma hakkı gibi unsurların azaltıldığı bir siyasi sistemdir. Siyasi bilimciler, otoriter hükûmet biçimlerinin çeşitliliklerini tanımlayan birçok tipoloji oluşturmuşlardır. Otoriter rejimler, otokratik veya oligarşik olabilir ve bir parti veya askerî güç üzerine kurulabilir. Demokrasi ile otoriterlik arasında belirsiz bir sınırı olan devletler bazen "karma demokrasiler", "hibrit rejimler" veya "rekabetçi otoriter" devletler olarak nitelendirilmiştir.
Demokratikleşme, daha demokratik bir siyasi rejime doğru demokratik bir geçişi ifade eder ve demokratik yönde gerçekleşen önemli siyasi değişiklikleri içerir. Demokratikleşme süreci, otoriter bir rejimden tam anlamıyla demokrasiye, otoriter bir siyasi sistemden yarı-demokrasiye veya hibrit bir siyasi sistemden demokratik bir siyasi sisteme geçişi içeren bir durum olabilir.
Arnavutluk'ta Holokost, II. Dünya Savaşı sırasında İtalyan ve Alman işgali altında Arnavutluk'taki Yahudilere karşı Alman, İtalyan ve Arnavut işbirlikçi güçleri tarafından işlenen suçlardan oluşuyor. Savaş boyunca, yaklaşık 2.000 Yahudi Arnavutluk'a sığındı. Bu Yahudi mültecilerin çoğu, ülkenin ilk olarak Faşist İtalya ve daha sonra da Nazi Almanyası tarafından işgal edilmesine rağmen, yerel Arnavut nüfusu tarafından iyi muamele gördü. Besa olarak bilinen geleneksel misafirperverlik geleneğini takip eden Arnavutlar, Yahudi mültecileri sık sık dağ köylerinde barındırdılar ve onları Adriyatik limanlarına taşıyarak İtalya'ya kaçmalarını sağladılar. Diğer Yahudiler ülke genelinde direniş hareketlerine katıldı.
Friedland Muharebesi Napolyon Savaşları ve Dördüncü Koalisyon sırasında, I. Napolyon tarafından yönetilen Fransa İmparatorluğu ordularıyla Kont von Bennigsen liderliğindeki Rus İmparatorluğu orduları arasında gerçekleşen büyük bir savaş. Napolyon ve Fransızlar, savaşın sonunda Alle Nehri'ne düzensizce geri çekilmesine neden olan Rus ordusuna karşı kesin bir zafer elde ettiler. Savaş, Rusya'nın Pravdinsk kasabası yakınlarında günümüzdeki Kaliningrad Oblastı'nda gerçekleşti.
İslamofaşizm ya da İslami faşizm, İslam'ı diğer görüşlerden üstün tutan ve bu çerçevede bir politik düzen oluşturmak için, şiddet ve baskı dahil olmak üzere, demokrasi ve insan haklarına aykırı yöntemler benimseyen siyasi görüştür.
Klerikal faşizm, faşizmin politik ve ekonomik doktrinlerini klerikalizm ile birleştiren bir ideolojidir. Terim, dini unsurları faşizmle birleştiren, faşizme sempati besleyen dini organizasyonlardan veya din adamlarının başrol oynadığı faşist rejimlerden destek alan örgütleri ve hareketleri tanımlamak için kullanılmıştır.
Sosyal faşizm, Komintern tarafından 1930'ların başında öne sürülmüş bir kavramdır. Buna göre sosyal demokrasi, faşizmin bir türüdür çünkü o, bir çeşit korporatist ekonomi modeline sahip olmasının yanında proletarya diktatörlüğüne engel olarak görülüyordu.
Hırvat milliyetçiliği, Hırvatların milliyetini savunan ve Hırvatların kültürel birliğini destekleyen milliyetçiliktir.
Francesco Saverio Nitti İtalyan bir ekonomist ve politik figürdür. Radikal Parti'den, 1919 ve 1920 yılları arasında İtalya başbakanı olarak görev yaptı.
Sınıf işbirliği, toplumun sosyal sınıflar hiyerarşisine bölünmesinin medeniyetin olumlu ve temel bir yönü olduğu inancına dayanan bir sosyal organizasyon ilkesidir.
Zoltán Böszörmény İkinci Dünya Savaşı'ndan önce Macaristan'da Faşizmin önde gelen savunucularından biri olan siyasi aktivisttir.
Alman Amerikan Birliği veya Alman Amerikan Federasyonu, bir Alman-Amerikan Nazi örgütü 1936 yılında Yeni Almanya'nın Dostları örgütünün devamı olarak kurulmuştur. Örgüt, basının kendisini vatansever olmamakla suçlamasının ardından Amerikan kimliğini vurgulamak için yeni adını seçmiştir. Alman Amerikan Birliği'nin sadece Alman kökenli Amerikan vatandaşlarından oluşmasına izin verildi. Ana hedefi Nazi Almanyası hakkında olumlu bir görüşü teşvik etmekti.
Şova devletçiliği veya imparatorluk faşizmi ve Japon faşizmi olarak da bilinir, özellikle Şova Dönemi'nde Japon İmparatorluğu ile ilişkilendirilen milliyetçi bir ideolojidir.
Gerici modernizm, ilk kez 1980'lerde Jeffrey Herf tarafından Muhafazakâr Devrim hareketi ve Nazizm'in karakteristik özelliği olan "modern teknolojiye duyulan hayranlık ile aydınlanma ve liberal demokrasinin değer ve kurumlarının reddinin" sentezini tanımlamak için ortaya atılmış bir terimdir.