İçeriğe atla

Otoriter liderlik tarzı

Otoriter liderlik tarzı, astlar üzerinde mutlak otorite ve kontrol iddiasıyla ve astlardan sorgusuz sualsiz itaati talep eden bir liderlik tarzı olarak tanımlanır.[1] Ekibin tamamı lider tarafından kontrol edilir ve kişiler karar alırken lidere bağlı kalır. Astlardan çok dikkatli bir gözetim altında görevleri tamamlaması beklenirken, lidere mutlak yetki alanı tanınır. Astlar verilen emirlere verdikleri tepkilere göre ödüllendirilir veya cezalandırılır.[2]

Arka plan

Otoriter liderler genellikle "otokratik" liderler olarak da adlandırılırlar. Bu tip liderler neyin yapılması gerektiği, ne zaman yapılması gerektiği ve nasıl yapılması gerektiği konusunda net beklentiler belirlerler. Ayrıca lider ile takipçiler arasında net bir ayrım vardır. Bob Altemeyer, sağ otoriterlik olarak adlandırdığı konusunda araştırmalar yapmış ve otoriter liderlerin ve otoriter takipçilerin kişilik tipleri üzerine bir analiz sunmuştur.[3]

Otoriter liderler, grup üyelerinden çok az veya hiç katkı almadan bağımsız kararlar alırlar. Takipçileri üzerinde sıkı kontrol sağlarlar, doğrudan kuralları, yöntemleri ve eylemleri düzenlerler. Otoriter liderler, rol ayrımlarını vurgulamak amacıyla kendileri ile takipçileri arasında mesafe oluştururlar.[4] Tarihte kabilelerden ve imparatorluklardan günümüze kadar uzanmaktadır. Günümüzde inşaat veya imalat gibi hata payının az olduğu durumlarda sıklıkla kullanılmaktadır.[5]

Otoriter liderlik genellikle karar verme sürecinde yaratıcılığı azaltır. Lewin'e göre otoriter bir düzenden demokratik bir düzene geçmenin tersinin daha zordur. Kontrolcü, buyurgan ve otoriter olarak görülen bu tür liderlik, bu düzenlerde bir normal olarak kabul edilir.

Otoriter liderlik tarzının çalışma grubu için az zaman olduğunda grubu hedeflerine daha hızlı ulaştırdığı gözlemlenmiştir.

Otoriter liderlerin görüşleri

Birçok otoriter liderin yaygın inancı takipçilerin sürekli doğrudan denetime ihtiyaç duyduğudur. Aksi halde grubun etkili bir şekilde çalışamayacağını düşünürler.[4] Bu inanç, Douglas McGregor'un insanlık hakkındaki felsefi görüşlerinden biri olan X Teorisi ile uyumludur. X Teorisi, insanların işe karşı içsel bir kaçınma eğilimine sahip olduklarını ve her fırsatta işten kaçınacaklarını, liderin rolünün bunu engellediğini öne sürer. Ayrıca, insanların kurumsal ihtiyaçları yerine getirmeleri için korku veya otorite ile zorlanmaları, kontrol edilmeleri, yönlendirilmeleri veya cezalandırılmaları gerektiğini ileri sürer.[6]

Otoriter liderler, otonom/serbest olarak çalışan insanların verimsiz olacağını düşünür. "Otoriter iletişimsel davranış örnekleri arasında bir polis memurunun trafik yönlendirmesi yapması, bir öğretmenin bir öğrenciye ödevini yapmasını söylemesi ve bir denetçinin bir astına bir talimat vermesi" gibi örnekler yer alır.[4] Bununla birlikte, çalışmalar, herhangi bir iş alanında ve günlük görevlerde otoriter liderlik tarzlarıyla bir şekilde liderin etkisinde bazı iyileştirmeler sağlanabileceğini göstermektedir. "Otoriter Liderlik Çalışanların Davranışlarını Nasıl Etkiliyor? Düşünme ve Psikolojik Sahipliğin Düzenleyici Rolü" başlıklı bir makalede, bu liderlik tarzının yaygın olan kanının aksine yararlı olduğunu belirtilmektedir. Ancak, bunun diğer tarafın aynı çabayı göstermesiyle gerçekleştiği söylenmektedir. Bu, diğer tarafın olumlu davranışlar sergilemesi, taahhüt göstermesi, çalışmak istemesi ve üstündeki liderliğe saygı duyması, ilişkinin lider ve ast arasındaki yakınlaşmayı ve başarıyı görmeye istekli olması anlamına gelir.[7]

Otoriter liderlerin iletişim kalıpları

  • Aşağıya yönlü/tek yönlü iletişim (liderlerden takipçilerine veya denetçilerden astlarına)[8]
  • Takipçiler arasındaki tartışmaları yönetim[9]
  • Bağımsız/tek taraflı olarak politika ve prosedürler belirlemek[10]
  • Görevleri bireysel olarak yönlendirmek
  • Takipçilere/astlara sıklıkla geri dönüş vermemek
  • Kabullenici, itaatkar davranışları ödüllendirmek ve hatalı eylemleri cezalandırmak[11]
  • Alınan geri dönüşleri dikkate almamak
  • Bireysel kazanç için astlar arasındaki çatışmayı/rekabeti kullanmak

Otoriter liderliği uygun şekilde sağlamanın yolları

  • Kuralları her zaman açıklayın: Kurallar, astlarınızın istediğiniz görevi verimli bir şekilde tamamlamasına olanak tanır.
  • Tutarlı olun: Kuralları ve düzenlemeleri uygulamak durumunda kaldığınızda, astlarınızın sizi ciddiye alması için kuralları düzenli olarak uygulamaya özen gösterin. Bu durum takipçiler ile daha güçlü bir güven bağı oluşturulmasına katkı sağlar.
  • Astlarınıza saygı gösterin: Astlarınızın çabalarını ve başarılarını her zaman takdir edin.
  • Kuralları uygulayarak astlarınızı eğitin: Onlara sürprizler yapmayın. Bu yanlış iletişim nedeniyle gelecekte problemlere yol açabilir.
  • Uygulamıyor olsanız bile, astlarınızın önerilerini dinleyin.

Otoriter iletişim tarzlarının etkileri

  • Lider mevcut olduğunda üretkenlik artar[12]
  • Lider bilgili olduğunda daha doğru çözümler üretilir[13]
  • Daha büyük gruplarda daha yararlı olduğu kabul edilir[14]
  • Basit görevlerde performansı artırırken, karmaşık görevlerde performansı azaltır[15]
  • Takipçiler arasındaki saldırganlık/rekabet seviyesini artırır[16]
  • Görevden ayrılma oranlarını arttırır[17]
  • Projelerin tamamlanması için zaman aciliyeti olduğunda başarılı olur
  • Ek bir talep olmadan alt kademedeki çalışanların gelecekteki çalışmalarını iyileştirir[18]

Zararları

  • Uzun süreli uygulanması, astlarda hoşnutsuzluk yaratabilir.
  • Araştırmacılar bu tür liderlerin yaratıcı problem çözme becerilerinden yoksun olduğunu belirtmiştir.
  • Astlara verilen uygun bir talimat ve astlara karşı anlayış olmazsa, grupta karmaşa ortaya çıkabilir.

Örnekler

Engelbert Dollfuss

1932'den 1934'e kadar Avusturya'nın şansölyesi olan Engelbert Dollfuss, Avusturya Cumhuriyeti'ni yıkmıştır. Katolik ve İtalyan faşizimine bağlı prensiplere dayalı otoriter bir rejim kurmuştur. Mayıs 1932'de şansölye olduğunda, Hristiyan Sosyal Parti liderliğindeki muhafazakar bir koalisyonun başındaydı. Döneminde Büyük Buhran'ın neden olduğu ciddi bir ekonomik krizle karşı karşıya kalındı. Parti, sosyal demokratlar, Pan-Alman milliyetçileri ve Avusturya Nazi Partisi tarafından sert eleştirilere maruz kaldı, buna karşılık iktidar daha da otoriterleşti.[19]

İtalyan lider Benito Mussolini, Dollfuss'un başlıca dış müttefiki oldu. İtalya, Avusturya'nın bağımsızlığını garanti etti, ancak karşılığında Avusturya'nın tüm siyasi partileri yasaklaması ve anayasasını faşist modele göre yeniden düzenlemesi gerekiyordu. Mart 1933'te, Dollfuss'un Parlamento'ya yönelik baskıları, eylül ayında yasama organının kalıcı olarak kaldırılması ve Vaterländische Front ("Vatan Cephesi") olarak adlandırdığı kuruluşun kurulması ile sonuçlandı; bununla birlikte, Avusturya'nın siyasi düzenini değiştirmeyi umuyordu. Dış ilişkilerde, Avusturya'yı neredeyse İtalya'nın bir bir uydu devleti haline getiren bir politika izledi. Avusturya'nın Nazi Almanya'sına katılmasını engellemek için iç siyasi rakipleriyle mücadele etti.[19]

Şubat 1934'te, şansölyeye sadık paramiliter oluşumlar Avusturya Sosyal Demokratlarını bastırdı. Mayıs 1934'te yapılan yeni anayasa ile rejim tamamen diktatoryal hale geldi. Ancak Haziran ayında, Almanlar Avusturya Nazilerini iç savaş çıkartmaları için kışkırttı. Dollfuss, Naziler tarafından başbakanlığa düzenlenen bir baskında öldürüldü.[19]

Kaynakça

  1. ^ Cheng, B. S., Chou, L. F., Wu, T. Y., Huang, M. P., & Farh, J. L. (2004). Paternalistic leadership and subordinate responses: Establishing a leadership model in Chinese organizations. Asian Journal of Social Psychology, 7(1), 89–117.
  2. ^ Aryee, Samuel; Chen, Zhen Xiong; Sun, Li-Yun; Debrah, Yaw A. (2007). "Antecedents and outcomes of abusive supervision: Test of a trickle-down model". Journal of Applied Psychology (İngilizce). 92 (1). ss. 191-201. doi:10.1037/0021-9010.92.1.191. ISSN 1939-1854. PMID 17227160. 
  3. ^ Altemeyer, Bob (1998). "The Other "Authoritarian Personality"". Advances in Experimental Social Psychology Volume 30. 30. ss. 47-92. doi:10.1016/S0065-2601(08)60382-2. ISBN 9780120152308. 
  4. ^ a b c Hackman, M. Z., & Johnson, C. E. (2009). Leadership: A Communication Perspective (5th ed.). Long Grove, IL, Waveland Press.
  5. ^ Leadership-Toolbox. (2008). Leadership Styles: Authoritarian Leadership. Retrieved November 15, 2013, from http://www.leadership-toolbox.com/autocratic-leadership.html 2 Mayıs 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  6. ^ Clark, D. (2010). Theory x and theory y. Big Dog & Little Dog’s Performance Juxtapostion. Retrieved March 26, 2012, from http://www.nwlink.com/~donclark/hrd/history/xy.html 29 Nisan 2024 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  7. ^ Avey, James B.; Avolio, Bruce J.; Crossley, Craig D.; Luthans, Fred (February 2009). "Psychological ownership: theoretical extensions, measurement and relation to work outcomes". Journal of Organizational Behavior (İngilizce). 30 (2). ss. 173-191. doi:10.1002/job.583. 6 Haziran 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Mayıs 2024. 
  8. ^ Schuh, Sebastian C.; Zhang, Xin-an; Tian, Peng (September 2013). "For the Good or the Bad? Interactive Effects of Transformational Leadership with Moral and Authoritarian Leadership Behaviors". Journal of Business Ethics (İngilizce). 116 (3): 629-640. doi:10.1007/s10551-012-1486-0. ISSN 0167-4544. 
  9. ^ Shen, Yimo; Chou, Wan-Ju; Schaubroeck, John M. (4 Temmuz 2019). "The roles of relational identification and workgroup cultural values in linking authoritarian leadership to employee performance". European Journal of Work and Organizational Psychology (İngilizce). 28 (4): 498-509. doi:10.1080/1359432X.2019.1615453. ISSN 1359-432X. 15 Mayıs 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Mayıs 2024. 
  10. ^ Wang, Honglei; Guan, Bichen (2018). "The Positive Effect of Authoritarian Leadership on Employee Performance: The Moderating Role of Power Distance". Frontiers in Psychology. 9: 357. doi:10.3389/fpsyg.2018.00357. ISSN 1664-1078. PMC 5876282 $2. PMID 29628902. 
  11. ^ Gu, Qinxuan; Hempel, Paul S.; Yu, Mingchuan (April 2020). "Tough Love and Creativity: How Authoritarian Leadership Tempered by Benevolence or Morality Influences Employee Creativity". British Journal of Management (İngilizce). 31 (2): 305-324. doi:10.1111/1467-8551.12361. ISSN 1045-3172. 15 Mayıs 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Mayıs 2024. 
  12. ^ Shaw, Marvin E. (1955). "A comparison of two types of leadership in various communication nets". The Journal of Abnormal and Social Psychology. 50 (1). ss. 127-134. doi:10.1037/h0041129. PMID 13232941. 
  13. ^ Cammalleri, J. A.; Hendrick, H. W.; Pittman Jr, W. C.; Blout, H. D.; Prather, D. C. (1973). "Effects of different leadership styles on group accuracy". The Journal of Applied Psychology. 57 (1). ss. 32-37. doi:10.1037/h0034184. PMID 4784749. 
  14. ^ Vroom, F. C.; Mann (June 1960). "Leader Authoritarianism and Employee Attitudes1". Personnel Psychology. 13 (2). ss. 125-140. doi:10.1111/j.1744-6570.1960.tb02460.x. 
  15. ^ Rudin, S. A. (1964). "Leadership as Psychophysiological Activation of Group Members: A Case Experimental Study". Psychological Reports. 15 (2). ss. 577-578. doi:10.2466/pr0.1964.15.2.577. 
  16. ^ Day, Robert C.; Hamblin, Robert L. (1964). "Some Effects of Close and Punitive Styles of Supervision". American Journal of Sociology. 69 (5). ss. 499-510. doi:10.1086/223653. 
  17. ^ Ley, R. (1966). "Labor turnover as a function of worker differences, work environment, and authoritarianism of foremen". The Journal of Applied Psychology. 50 (6). ss. 497-500. doi:10.1037/h0024045. PMID 5978044. 
  18. ^ Authoritarian Leadership: Use Sparingly! (n.d.). Retrieved November 15, 2013, from http://www.educational-business-articles.com/authoritarian-leadership.html 5 Mart 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  19. ^ a b c Britannica. (n.d). Engelbert Dollfuss. Retrieved March 21, 2012 from, http://www.britannica.com/EBchecked/topic/168274/Engelbert-Dollfuss 17 Mayıs 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Siyasi parti</span> politik hayatın en önemli ögesi olan ve belli bir siyasi görüşü temsil eden siyasal örgüt

Siyasi parti, belirli bir ülkenin seçimlerinde yarışacak adayları koordine eden bir örgütlenmedir. Bir parti üyelerinin genellikle politika konusunda benzer fikirlere sahip olması yaygındır ve partiler belirli ideolojik veya politika hedeflerini destekleyebilir.

Muhafazakârlık veya tutuculuk, geleneksel toplumsal etmenlerin korunmasını destekleyen politik ve toplumsal felsefedir. Daha belirgin bir anlamda ilgili toplumun içinde bulunduğu çağın gereklerini göz ardı etmeksizin, geçmişten gelen tarihsel, kültürel ve uygar birikimlerini kaybetmeden, kısaca öz dinamiklerinin değişmesine karşı direnç gösteren, toplumsal-kültürel değerlerin korunmasını savunan politik bir görüştür.

<span class="mw-page-title-main">Merak</span>

Merak, insanlarda ve diğer hayvanlarda görülen, keşif, araştırma ve öğrenme gibi meraklı düşünmeyle ilgili bir niteliktir.

<span class="mw-page-title-main">George Emil Palade</span> Romanyalı biyolog

George Emil Palade, Romanya doğumlu hücre biyoloğu. Şimdiye kadarki "en etkili hücre biyoloğu" olarak tanımlanır. 1974 yılında Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülü'nü Albert Claude ve Christian de Duve ile birlikte kazanmıştır. Ödül kendisine elektron mikroskobu çalışmalarındaki yenilikleri ve hücre yapısıyla ilgili yaptığı çalışmalar sayesinde hücre biyolojisine getirdiği yenilikler nedeniyle verilmiştir. En önemli keşifleri ilk kez 1955 yılında tanımladığı ribozomlar ve endoplazmik retikulum ile ilgili olanlardır.

Otoriteryanizm veya otoriterlik, siyasi çoğulculuğun reddedildiği, siyasi statükonun ve müesses nizamın korunması için güçlü merkezi otoritenin kullanıldığı ve hukukun üstünlüğü, kuvvetler ayrılığı, demokratik oy kullanma hakkı gibi unsurların azaltıldığı bir siyasi sistemdir. Siyasi bilimciler, otoriter hükûmet biçimlerinin çeşitliliklerini tanımlayan birçok tipoloji oluşturmuşlardır. Otoriter rejimler, otokratik veya oligarşik olabilir ve bir parti veya askerî güç üzerine kurulabilir. Demokrasi ile otoriterlik arasında belirsiz bir sınırı olan devletler bazen "karma demokrasiler", "hibrit rejimler" veya "rekabetçi otoriter" devletler olarak nitelendirilmiştir.

Doğrulama yanlılığı ya da teyit yanlılığı, kişilerin kendi inançlarını, düşüncelerini ve varsayımlarını destekleyen ya da teyit eden bilgileri kayırma, dikkate alma ve öne çıkarma eğilimidir. Bu yanlılığa sahip kişiler inançlarına, düşüncelerine ve varsayımlarına ters düşen, karşı duran, onlarla çelişen bilgileri ihmal etme, yok sayma eğilimi gösterir. Bilişsel eğilimin bir çeşidi ve tümevarımın sistematik hatasıdır. İnsanlar bilgiyi seçici olarak topladıklarında veya anımsadıklarında ya da belirli bir eğilime göre bu bilgiyi yorumladıklarında doğrulama yanlılığına eğilim gösterirler. Etkisi, duygusallıkla yaklaşılan konularla, iyice yerleşmiş ve değişmesi zor inanışlarla ilgili olduğu takdirde çok daha güçlüdür. İnsanlar aynı zamanda müphem ve belirsiz kanıtları da kendi görüşlerini destekleyici yönde yorumlamaya eğilimlidir. Yanlı araştırma, yorumlama ve bellek karşı tarafların aynı kanıtlara ulaşması durumunda bile anlaşmazlığın daha keskinleşmesi olan tutum kutuplaşmasını, doğru olmadığının kanıtları gösterilmesine rağmen inançlarda ısrar, ilk olarak edinilen bilgiye daha fazla güvenme olan irrasyonel öncüllük etkisi ve iki olay ya da durum arasında bir bağlantı olduğuna dair yanlış algılama olan yanılsama korelasyonunu açıklamak için kullanılır.

Sosyal baskınlık yönelimi (SBY) sosyal ve politik tutumları yordayan bir kişilik faktörü ve yaygın olarak kullanılan bir Sosyal Psikolojik ölçektir. SBY, grup temelli ayrımcılık düzeylerinde bireysel farklılıkların ölçümü olarak kavramsallaşmıştır. Bir başka deyişle, bireyin herhangi bir sosyal sistem içinde hiyerarşi ve düşük statülü gruplar üzerinde otorite kurma tercihinin bir ölçümüdür. Bu, grup içi ve gruplar arası eşitlikçilik karşıtı bir eğilimdir. SBY, sosyal baskınlık kuramının ölçülebilir bir bireysel farklılık bileşenidir.

Sosyal baskınlık kuramı (SBK) artı değer üreten toplumlarda görülen grup temelli sosyal hiyerarşinin nasıl oluştuğunu ve sürdürüldüğünü açıklamak hedefiyle Jim Sidanius ve Felicia Pratto isimli iki Amerikalı sosyal psikolog tarafından geliştirilen bir gruplararası ilişkiler kuramıdır.

Ahlâki psikoloji ya da ahlâk psikolojisi hem felsefe hem de psikoloji alanlarını ortak bir zeminde inceleyen çalışma alanıdır. Tarihsel olarak, ahlaki psikoloji terimi, ahlaki gelişim çalışmasını ifade etmek için nispeten daha dar bir şekilde kullanılmıştır. Ahlaki psikoloji sonuç olarak etik, psikoloji ve zihin felsefesinin kesişimindeki çeşitli konulara daha geniş olarak değinmeye başlamıştır. Alanın bazı ana konuları ahlaki yargı, ahlaki akıl yürütme, ahlaki duyarlılık, ahlaki sorumluluk, ahlaki motivasyon, ahlaki kimlik, ahlaki eylem, ahlaki gelişim, ahlaki çeşitlilik, ahlaki temeller, ahlaki karakter, fedakarlık, psikolojik egoizm, ahlaki şans, ahlaki tahmin, ahlaki duygu, duygusal tahmin ve ahlaki anlaşmazlık olarak verilebilir.

Marshmallow deneyi ya da zevki erteleme becerisi testi, 1972 yılında Stanford'lu psikolog Walter Mischel tarafından uygulanan bir çalışmadır. Bu çalışmada, katılımcı çocuklara bir ödül sunulur, eğer bu ödülü o anda tüketmez de belirli bir süre beklerlerse aynı ödülden bir tane daha kazanacakları söylenir. Bu süre içinde, araştırmacı odayı terk eder ve 15 dakika sonra geri gelir. Ödül, çocuğun tercihine göre bir marshmallow ya da bir pretzeldir. Çalışmayı takiben yapılan uzun vadeli araştırmalarda, ikinci ödüle kadar bekleyebilen çocukların SAT puanlarına, eğitime devam etmelerine, vücut kitle endekslerine ve başka kriterlere bakılarak daha başarılı oldukları belirlenmiştir. Deney daha geniş katılımla yeniden yapıldığında, etkilerin ilk çalışmanın yarısı kadar olduğu görülmüştür. Yenilenen deney, iradenin açıklayamadığı diğer yarımın ekonomik temelden kaynaklanabileceğini göstermiştir.

Boy ayrımcılığı veya boyculuk, boya dayanan ayrımcılık veya önyargıdır. İlkece toplum içinde boyu "normal" karşılanan uzunlukta olmayan insanlara yönelik uygulanır. Araştırmalar boy ayrımcılığının genellikle zorbalık şeklinde ortaya çıktığını göstermiştir.

Otoriter kişilik; muhafazakarlık, toplumsal normların ve geleneksel değerlerin sürdürülmesine karşı duyulan kuvvetli bir ihtiyaç ve bu değerlere aykırı davranışlarda bulunanların cezalandırılması için sert yasa ve kuralların gerekliliğine inanma eğilimlerin kümelendiği kişilik özelliğidir.

<span class="mw-page-title-main">Eleanor Rosch</span> Amerikalı psikolog

Eleanor Rosch Berkeley'deki California Üniversitesinde çalışan Amerikalı bilişsel psikoloji profesörüdür. Rosch kategorizasyon üzerine yaptığı çalışmalarla ve özellikle bilişsel psikoloji alanını derinden etkileyen prototip teorisiyle tanınır.

Neal Elgar Miller, Amerikalı deneysel psikolog. Fizik, biyoloji ve yazarlık dahil olmak üzere çeşitli ilgi alanlarına sahip enerjik bir insan olarak tanımlanan Miller, bunların yanında psikoloji alanına da girdi. Bilimlerde bir arka plan eğitimi olan Miller, profesörlerden ve önde gelen psikologlardan davranışsal psikoloji ve fizyolojik psikolojinin çeşitli alanlarında, özellikle de davranışa organların tepkileri ilişkilendiren çalışmaları için ilham aldı.

Organizasyon(Örgüt) Sosyolojisi veya Örgütsel davranış (ÖD) : "örgütsel ortamlarda insan davranışının incelenmesi, insan davranışı ile organizasyon arasındaki arayüz ve organizasyonun kendisi"dir. ÖD araştırması en az üç şekilde kategorize edilebilir:

<span class="mw-page-title-main">Üçgenleşme</span>

Üçgenleşme ya da İngilizce kullanımı ile Triangulation, psikolojide Bowen Aile Sistemleri Teorisi'nde kullanılan bir kavramdır.

Endel Tulving, Estonya doğumlu Kanadalı deneysel psikolog ve bilişsel sinirbilimcidir. İnsan hafızası üzerine yaptığı araştırmalarda semantik ve epizodik hafıza arasındaki ayrımı ortaya koymuştur. Tulving, Toronto Üniversitesi'nde fahri profesördür. Baycrest Sağlık Bilimleri Rotman Araştırma Enstitüsüne 1992 yılında Bilişsel Sinirbilim alanında katılmış ve 2010 yılında emekli olana kadar orada çalışmıştır. 2006'da Kanada'nın en yüksek sivil onuru olan Kanada Nişanı almıştır.

Otoriter bölge, demokratik bir sistemin demokratik olmayan bir alt birimi olarak tanımlanır. Bir devletin bir idari bölümü veya bir bakanlık olabilir.

Evlilik dışı cinsel ilişki, evli bir kişinin eşi dışında bir kişiyle cinsel ilişkiye girmesidir. Çoğu toplumlarda evlilik dışı cinsel ilişkiler cinsel normları ihlal edir ve zina kabul edilir.

Müzik tercihi psikolojisi, insanların farklı müzik tercihleri ile psikolojik faktörlerin arasındaki etkinin incelenmesidir. Son 50 yılda yapılan araştırmalar sonucunda müziğin 500'den fazla işlevi olduğunu ortaya çıktı. Müzik dünyanın birçok yerinde her gün insanlar tarafından duyulmakta, insanları duygusal düzenlemeden bilişsel gelişime kadar çeşitli şekillerde etkilemekte ve kendini ifade etme olanağı sağlamaktadır. Müzik eğitiminin entelektüel gelişimi ve yeteneği geliştirmeye yardımcı olduğu yapılan araştırmalar ile kanıtlanmış olsa da duygu düzenlemesini nasıl etkilediği konusunda çok az bilgi bulunmaktadır. Bireysel kişiliğin müzik tercihi üzerinde etkili olabileceğini göstermek için çok sayıda çalışma yapılmış olmasına rağmen yakın zamanda yapılan bir meta-analiz, kişiliğin kişinin kendi başına müzik tercihlerindeki etkileşimi arasında çok az etki olduğunu göstermiştir. Bu çalışmalar yalnızca Amerikan kültürüyle sınırlı değil; Japonya, Almanya, İspanya, ve Brezilya dahil olmak üzere dünyanın her yerindeki ülkelerde yapılan önemli araştırmalar sonucunda ortaya çıkmıştır.