Van Gölü, Van ve Bitlis illeri sınırları içerisinde bulunan Nemrut volkanik dağının patlaması sonucu, bölgedeki tektonik çöküntü alanının önünün kapanmasıyla oluşmuş bir volkanik set gölüdür.
Abant Gölü, Bolu ilinin Mudurnu ilçesindeki bir heyelan set gölüdür. Bolu'nun 35 kilometre güneybatısında, yaklaşık 1350 metre yükseklikte konumlanan göl, 125 hektarlık bir alan kaplar. Suları tatlı olan gölün en derin yeri 18 m'dir. Göl ile çevresi 9 Haziran 2022'de millî park olarak belirlenmiş, Türkiye'nin 48. millî parkı olmuştur.
Hazar Gölü, diğer adıyla Gölcük Gölü, Türkiye'nin Elazığ ilinde yer alan, güneybatı-kuzeydoğu doğrultusunda uzanan tektonik bir göldür.
Köyceğiz Gölü, Menteşe yöresinde, Muğla ilinin güneydoğusunda yer alan Köyceğiz Gölü 52 km² yüzölçümü ile Türkiye'nin 16. büyük gölüdür. Tektonik bir çukurluğun suyla dolması ve Dalaman Çayı'nın getirdiği alüvyonların körfezin önünü tıkaması sonucu oluşmuş alüvyal set gölüdür.
Kuzey Anadolu Fay Hattı (KAF), dünyanın en hızlı hareket eden ve en aktif sağ-yanal atımlı faylarından biridir.
Eflatunpınar ya da Hitit Su Anıtı, Konya ilinin Beyşehir ilçesi sınırları içerisinde, iki doğal su kaynağının yeryüzüne çıktığı bir alana yerleşmiş, Beyşehir Gölü'ne yaklaşık on kilometre mesafede, MÖ 14. yüzyıla tarihlendirilen Geç Hitit kalıntılarının ve orijinal halini muhafaza eden üç anıtın bulunduğu bir höyüktür. Ana anıt, 7 metre eninde ve 4 metre yüksekliğindeki abide, 14 taştan yapılmıştır. Tarihi Antik Yunan filozofu Eflatun'dan 1000 yıl öncesine dayanmakla birlikte, halk arasında bu şekilde adlandırılagelmiştir.
Babek Rayonu, Azerbaycan'da, Nahçıvan Özerk Cumhuriyetinde rayon. İdarî merkezi Babek kasabasıdır. 1978 yılında kurulmuştur. Adını Azerilerin millî kahramanlarından Babek'ten almıştır. İran ve Ermenistan ile sınırı mevcuttur. Rayon, 1 kasaba ve 39 köye sahiptir. Rayon bünyesindeki en yüksek dağ 2475 m. rakımı olan Buzkov Dağıdır. Babek rayonunda çok sayıda tarihi anıt vardır.
Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihî Alanı, Çanakkale ili sınırları içerisinde, Gelibolu yarımadasının güney ucunda, Eceabat ilçesinin hemen hemen tamamını kapsayan ve Çanakkale Boğazı'nın Avrupa yakasında 33.000 hektarlık bir alanı içeren büyük bir alandır. 1973'te millî park olarak kurulmuş olup imara açılabilmesi amacıyla 2014 yılında millî park statüsünden çıkartılmış ve tarihî alan olarak sınıflandırılmıştır.
Çıldır Gölü, Ardahan ve Kars il sınırları içerisinde kalan bir göldür. Eskiden Palakatsio Gölü olarak adlandırılıyordu.
Palas Tuzla Gölü, Kayseri ili, Sarıoğlan ilçe sınırlarında bulunan tektonik oluşumlu tuzlu göldür. Yüzey rakımı 1131 m, uzunluğu 8 km, genişliği 8 km, alanı 23,5 km2'dir. Faylar ile çevrelenen, kapalı havza özellikli Palas Ovası'nın en alçak alanıdır.
Nazik Gölü, Bitlis ili Ahlat ilçesinin kuzeybatısında yer alır.
Boraboy Gölü, Amasya'nın Taşova ilçesine yaklaşık 25 km uzaklıkta ve Boraboy köyünün batısında olan, doğal bir heyelan set gölü.
Erçek Gölü, Türkiye'nin Doğu Anadolu Bölgesi'nde, Van Gölü'nün doğusunda lavların yığılmasıyla oluşmuş bir volkanik set gölü olarak kabul edilir. Fakat yeni yapılan araştırmalarda göl çevresinde volkan setine rastlanmadığı iddia edilmiştir. Gölün havzasının D-B yönlü faylarla, göl çanağının K-G yönlü fayların etkisiyle oluştuğu savunulmaktadır. Bu durumda gölün Üst Pleistosende oluşan genç bir tektonik göl olduğu kabul edilmektedir. İçerisinde yüzlerce kanatlı hayvan ve kuş türünü barındırmaktadır. Önemli Kuş Alanı statüsündedir. Türkiye de bulunan 453 kuş türünün yarısı Erçek Gölü Havzasında varlığını sürdürmektedir. Sadece yerel türler değil ayrıca Flamingolar gibi göçmen kuşların da konaklama ve üreme alanı olan zengin bir doğal ortam ve doğal bir kuş cennetidir.
Travertenler, kalsiyum karbonat (CaCO3) bileşimindeki kimyasal tortul kayaçlardır. Yer altı sularının içlerindeki kalsiyum karbonatın belirli koşullar altında çökmesi sonucu meydana gelirler. Bu çökelme zamanla yumuşak hatları olan travertenleri oluşturur. Çökelmede rol oynayan koşullar; buharlaşma, suyun içerdiği karbondioksit (CO2) miktarının azalması, suyun üzerindeki basıncın azalması gibi koşullardır.
Acarlar Longozu, Sakarya'nın kuzeyinde Karasu ve Kaynarca ilçeleri arasında yer alan Türkiye'nin tek parça halindeki en büyük longoz (subasar) ormanı. Genişliği 250–1250 m, uzunluğu 7,5 km'dir. Oluşumu açısından tipik bir kıyı set gölüdür. Karadeniz'le arasında 20–25 m yüksekliğinde kumullar, güneyinde ortalama 100 m yüksekliğinde alçak tepelerle sınırlanır. Sakarya nehrinin 6 km batısında yer alır, fazla suları Okçu deresiyle Sakarya Nehri'ne dökülür. Ulaşım açısından Karasu ile arasında yaklaşık 26 kilometre, Sakarya ile arasında yaklaşık olarak 50 kilometre mesafe vardır.
Bolluk Gölü, Konya ilinde Tuz gölünün batısında yer alan tektonik oluşumlu göldür. Alanı 11.50 km2, denizden yüksekliği 950 m'dir. Suyunda bol miktarda sodyum sülfat bulunduğundan suları tuzludur. Göl Tuz Gölü'nün uydu gölü sayılarak, ekolojik alanı içinde kabul edilir. Çevre nesli tehlikede olan bazı endemik türleri barındırdığı için ÖDA kabul edilir. Alanda tuzcul bozkırlar, sulak çayırlar, nesli tehlikede olan bitkilerden Saponaria halophila, Silene salsuginea yaygındır. Alanda kuluçkaya yatan kuş türleri şunlardır: ince gagalı martı, Akdeniz martısı, gülen sumru. Ayrıca; büyük cılıbıt, kaşıkcı, uzunbacak, kılıçgaga alanda görülen diğer kuş türleridir. Flamingolar büyük gruplar oluşturur.
Kızılırmak Deltası, diğer adıyla Bafra Ovası, Kızılırmak'ın Karadeniz'e döküldüğü yerde, taşıdığı alüvyonlarla oluşturduğu, delta ovası ve sulak alanlar kompleksidir. Samsun ilinde Ondokuzmayıs, Bafra ve Alaçam ilçeleri sınırlarındadır. 56.000 hektarlık alanıyla Türkiye'nin en büyük deltalarındandır.
Traverten set gölü, travertenlerin bir vadinin önünü kapatmasıyla oluşan set gölü. Dünyada bilinen tek örneği Erzincan, Otlukbeli Gölü'dür.
Gökgöl, Ordu ili Gölköy ilçe merkezinde yer alan küçük bir tektonik göldür. Fay kaynağının yüzeye yaklaştığı alanda oluşan göl tektonik kökenlidir. Gölköy merkezde yer alır.
Otlukbeli Muharebesi Şehitleri Anıtı — Türkiyenin Erzincan bölgesinin Otlukbeli ilçesinde inşa edilmiş anıt. 2008 yılında açılışı edilen anıt 1473 yılında bu bölgede iki Türk-Müslüman devleti olan Akkoyunlular ve Osmanlı arasında meydana çıkmış savaşda hayatını kaybeden savaşçıların anısına ithaf edilmiştir.