İçeriğe atla

Osmoz

Yarı geçirgen bir zar üzerinde ozmoz süreci. Mavi noktalar ozmotik gradyanı yönlendiren parçacıkları temsil eder

Osmoz, çözücü maddelerinin az yoğun ortamdan çok yoğun ortama, seçici geçirgen bir zardan enerji harcayarak geçişidir.[1]

Canlı sistemlerde çözücü madde su olduğu için, biyoloji biliminde osmoz terimi ile kastedilen, suyun çok yoğun ortamdan az yoğun ortama seçici geçirgen bir zardan enerji harcanmadan geçişidir. Bu tanımda, seçici geçirgen zardan kasıt, çözünenleri geçirmeyen fakat çözücüleri geçiren bir zardır.[2][3]

Süzgeç gibi davranan zar, küçük moleküllerin kolayca geçmelerine olanak verirken büyük moleküllerin geçişini engeller. Yoğunluğu daha az olan taraftaki sıvı moleküllerinin, yoğunluğu yüksek tarafa geçmeleri, zarın iki tarafındaki yoğunlukların dengelenmesine yardımcı olur. (bkz: Geçişme dengesi)

Canlı bir hücre, konsantrasyonu hücre sitoplazmik konsantrasyonundan daha düşük hipotonik bir ortama konulduğunda, ortamdan hücre içine, hücre zarı vasıtası ile su geçişi, bir başka deyişle osmoz gerçekleşir. Bu geçiş, hücrenin sitoplazmik konsantrasyonu, hipotonik çözeltinin konsantrasyonuna seyrelinceye kadar devam eder. Hipotonik çözeltilerde hayvan hücreleri şişer, bitki hücreleri ve hücre duvarı bulunan diğer hücreler ise şişmez. Eğer, bir hayvan hücresi, hipotonik çözeltinin konsantrasyonunun çok düşük olması sebebiyle çok fazla su alırsa, hücre zarının esnekliği yeterli olmaz ve hücre patlayabilir. Hayvan hücresinin patlamasına hemoliz denir. Canlı bir hücre, konsantrasyonu hücre sitoplazmik konsantrasyonundan daha yüksek hipertonik bir ortama konulduğunda, hücre içinden ortama, hücre zarı vasıtası ile su geçişi, başka deyişle osmoz gerçekleşir. Bu geçiş, hücrenin sitoplazmik konsantrasyonu, hipertonik çözeltinin konsantrasyonuna yükselinceye kadar devam eder. Bu durumda, su kaybından dolayı hücrelerin hacimleri küçülür ve büzülürler.

Canlı bir hücre, konsantrasyonu hücre sitoplazmik konsantrasyonu ile aynı olan izotonik bir ortamda iken, hücre içi ile ortam arasında konsantrasyon dengesi sağlanmış demektir. Bu durumda, hücre zarından su geçişi gerçekleşir ama dengelidir. Yani hücre içindeki su miktarı aynı kalır.

Pasif taşıma sırasında ATP harcanmaz. Canlı ve cansız ortamda gerçekleşebilir. Küçük moleküllerin geçişidir.

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ "Arşivlenmiş kopya". 1 Ağustos 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Ağustos 2021. 
  2. ^ "Osmosis | A Level Notes". 17 Kasım 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Ocak 2024. 
  3. ^ Haynie, Donald T. (2001). Biological Thermodynamics. Cambridge: Cambridge University Press. s. 130–136. ISBN 978-0-521-79549-4. 

İlgili Araştırma Makaleleri

Hücre bir canlının yapısal ve işlevsel özellikler gösterebilen en küçük birimidir. Hücre kelimesi, ; Latince küçük odacık anlamına gelen "cellula" kelimesinden Robert Hooke tarafından türetilmiştir. Hücrenin içerisinde "Solunum, Boşaltım, Beslenme, Sindirim" gibi yaşamsal faaliyetler gerçekleşir.

<span class="mw-page-title-main">Sitoplazma</span> hücre organeli

Sitoplazma, yarı sıvı matriks olup, plazma zarı ile nükleus arasını doldurur. Sitoplazma organeller ve bunların içinde yer aldığı koyu kıvamlı sıvı kısımdan (sitozol) oluşur. Bu sıvı kısmın içeriğini enzimler, RNA, aminoasitler, nükeotitler gibi yıkım tepkimeleri sonucu oluşan atık ürünler, koenzimler, iyonlar ve büyük oranda su oluşturur.

<span class="mw-page-title-main">Hücre zarı</span> Bir hücrenin içini dış ortamından ayıran biyolojik zar

Hücre zarı ya da hücre membranı, hücrenin dış kısmında bulunan, molekülleri özelliklerine göre hücre içine alan veya dışarı bırakan seçici geçirgen katmandır. Hücre zarı dinamik ve esnek bir yapıya sahiptir.

<span class="mw-page-title-main">Hemoliz</span>

Hemoliz Eritrositlerin (alyuvarların) büyük boyutlarda yıkımı. Hemoliz sonucu bir tür Anemi olan hemolitik anemi oluşur.

<span class="mw-page-title-main">Difüzyon</span>

Difüzyon, maddelerin çok yoğun ortamdan, az yoğun ortama doğru kendiliğinden yayılmasıdır. Fiziksel kimyada ise moleküllerin kinetik enerjilerine bağlı olarak rastgele hareketlerine denir.

<span class="mw-page-title-main">Fosfolipit</span> Lipit sınıfı

Fosfolipitler dört bileşenden oluşurlar; bir veya iki yağ asit grubu, negatif yüklü bir fosfat grubu, bir alkol grubu ve de bunları birbirine bağlayan bir omurga. Gliserol omurgalı fosfolipitlere gliserofosfolipit veya fosfogliserit denir. Sfingozin omurgalı tek bir fosfolipit vardır: sfingomiyelin. Hücre zarlarının (membranlarının) ana bileşenleri fosfolipitler, kolesterol ve glikolipitlerdir.

<span class="mw-page-title-main">Çözünürlük (kimya)</span> katı, sıvı veya gaz halindeki bir maddenin bir çözücü içinde çözülme kapasitesi

Çözünürlük, belli bir miktar çözünenin, belirli şartlar altında, spesifik bir çözücü içinde çözünmesidir. Çözücü akışkan solvent olarak adlandırılır ve birlikte çözeltiyi oluştururlar. Çözümlendirme işlemi solvasyon olarak adlandırılır.

<span class="mw-page-title-main">Diyaliz</span>

Böbrek diyalizi böbrekleri artık bu işlevleri doğal olarak yapamayan kişilerde fazla su, çözünen maddeler ve toksinlerin kandan uzaklaştırılması işlemidir. İlk başarılı diyaliz 1943 yılında gerçekleştirilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Plazmoliz</span> Hipertonik bir çözeltiye konulan bir hücrenin ozmos ile suyunu kaybederek büzülmesine verilen addır

Bir bitki hücresi izotonik ortamdayken hipertonik bir ortama konulduğunda, hücredeki küçük moleküllerin enerji harcanmadan çok yoğun hücre ortamından, az yoğun ortama geçişine plazmoliz denir. Plazmolizde osmoz kurallarına göre hücre su kaybeder. Hücrenin su kaybedip büzülmesini sağlayan çözeltiye hipertonik çözelti adı verilir. Hipertonik çözeltiler aynı zamanda derişik çözeltilerdir.Eğer hücre bu ortamda uzun süre kalırsa ölür.

<span class="mw-page-title-main">İzotonik</span>

İzotonik ya da eşyoğun teknik olarak eşit yoğunlukta çözelti anlamına gelir.

<span class="mw-page-title-main">Hipertonik</span>

Hipertonik yüksek derişim anlamı taşımaktadır. Ağırlıklı olarak biyolojide hücrelerin madde alış-verişini açıklamakta kullanılır. Örneğin; hipertonik bir ortama konulan hücre su kaybeder. Çünkü ortam kendisinden daha yoğundur. Ozmoz kuralları gereği hücre su kaybederken, dış ortam su alır. Bu işlem hücre ile dış ortamın yoğunluğu eşitleninceye kadar sürer. İşlem sonunda hücre plazmoliz durumuna geçmiş olur.

Tonisite, efektif osmolarite veya efektif osmolalitenin bir ölçüsü. Osmolalite ve osmolarite partiküler bir solüsyonun hücre zarından bağımsız özellikleridir.

Çözelti seviyesinin yükselmesiyle yükselen sıvının yaptığı hidrostatik basınçtan dolayı çözünenin tarafına geçiş hızı azalırken çözücünün tarafına geçiş hızı artar ve sonuçta her iki hız da birbirine eşit olduğunda dinamik bir denge kurulur. Dinamik dengenin kurulduğu anda sıvı seviyeleri sabit kalır ve yükselen çözeltinin yaptığı hidrostatik basınca osmotik basınç denir.

<span class="mw-page-title-main">Turgor basıncı</span> biyolojik kavram

Turgor basıncı ya da turgor, bitki hücrelerinin saf suya konmasıyla içine su alarak, şişmesi ve hücrenin çeperine basınç yapması olayına denir.

<span class="mw-page-title-main">Ters osmoz</span>

Ters osmoz (RO) iyonları, istenmeyen molekülleri ve içme suyundan daha büyük parçacıkları gidermek için kullanılan hücre zarı olarak görev yapan bir su arıtma işlemidir.

Nanofiltrasyon, moleküler ağırlık sınırı ultrafiltrasyon ile ters osmoz arasında olan bir membran ayırma yöntemidir. Bakterilerin, virüslerin, organik kalıntıların ve sertliğin uzaklaştırılmasında kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Kemiosmoz</span> Hücresel solunumu sağlayan elektrokimyasal prensip

Kemiosmoz; iyonların, elektrokimyasal gradyanı azaltmak için seçici geçirgen bir zardan geçme hareketidir. Hücresel solunumdaki ATP sentezinin gerçekleşmesini sağlayan enerjinin büyük bir kısmı hidrojenlerin yaptığı bu hareketten karşılanır.

Bakteriler, basit canlılar olmalarına karşın özel birçok biyolojik özelliklerden sorumlu çok iyi gelişmiş hücre yapısına sahiptir. Bu özelliklerden birçoğu sadece bakterilere özeldir ve arkelerde veya ökaryot canlılarda bulunmamaktadır. Bakteriler; kendilerinden daha büyük canlılara kıyasla daha basit yapılara sahip oldukları ve deneysel olarak kolayca değişime uğratılabildikleri için, yapıları çok iyi anlaşılmış ve kendisinden daha gelişmiş canlılarda da bulunan birçok biyokimyasal özelliğin bakterilerde bulunduğu ortaya çıkmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Deplazmoliz</span>

Deplazmoliz, bir hücrenin izotonik ortamdan, hipotonik ortama konulmasıyla hücrenin osmoz kurallarına göre su alarak şişmesi durumudur. Plazmoliz olayının tersi olarak da düşünülebilir. Bitki hücreleri deplazmoliz olayı ile su alarak hacmi artacağından, hücrenin çeperine uyguladığı turgor basıncı da artar.

Çözülme, çözücünün moleküller ile etkileşimini tanımlar. Hem iyonize hem de yüksüz moleküller, çözücü ile güçlü bir şekilde etkileşir ve bu etkileşimin gücü ve doğası, çözücünün viskozite ve yoğunluk gibi özelliklerini etkilemenin yanı sıra çözünürlük, reaktivite ve renk dahil olmak üzere çözülen maddenin birçok özelliğini etkiler. Çözülme sürecinde iyonlar eş merkezli bir çözücü kabuğu ile çevrelenir. Çözülme, çözücü ve çözünen moleküllerin çözünme kompleksleri halinde yeniden düzenlenmesi sürecidir.