Yahudilik, Yahudi milletinin kolektif inancını, kültürünü, hukukî kurallarını ve medeniyetini içeren etnik bir dindir. İlk İbrahimî din olmasının yanı sıra insanlık tarihindeki en eski dinler arasında da yer alan Yahudilik, monoteizm temelli dinlerin ilk örneğidir. Yahudilik, riayetkâr Yahudiler tarafından "Avraham'ın YHVH ile yaptıkları sözleşmenin bir ifadesi" olarak yorumlanır. Geniş metinleri ve uygulamaları, çeşitli teolojik pozisyonları ve örgütlenme biçimlerini kapsayan Yahudilik, bir İbrani felsefi görüşü olmakla birlikte aynı zamanda bir dünya görüşüdür. Torah, Tanah'ın bir parçasıdır ve Midraş ile Talmud gibi ikincil metinlerle birlikte temsil edilen tamamlayıcı bir sözlü geleneğin parçasıdır. Dünya çapındaki toplam 14 ila 15 milyon takipçisi ile Yahudilik, en büyük onuncu dindir.
Tevrat, İbrani Kutsal Kitabı'nın ilk beş kitabının, yani Tekvin, Çıkış, Levililer, Sayılar ve Tesniye kitaplarının derlemesidir.
Eski Ahit veya Eski Antlaşma, Kutsal Kitap'ın İbranice kaleme alınmış olan ilk kısmına Hristiyanların verdiği isimdir. Yahudilerin Tanah ve Müslümanların Tevrat ve Zebur olarak kabul ettikleri kitapları içinde barındırır. Kutsal Kitap'ın birinci yüzyılda Grekçe kaleme alınan yazılarına "Yeni Ahit" adı verildi. İnançlı Yahudilerce "Yeni Ahit" kabul edilmez. Toplam 39 bölümden oluşur. Eski Ahit; Tevrat, Tarihsel Kitaplar, Şiirsel Kitaplar, Peygamberlik Kitapları olarak 4 temel bölüme ayrılır.
Şuayb,, Tanah'taki Yitro olduğu sanılan Yahudi din büyüğüydü. Yahudilik ve Hristiyanlık'ta aziz, İslam'da ise bir peygamber olduğuna inanılır.
Kitâb-ı Mukaddes, Mukaddes Kitap veya Kutsal Kitap, Eski Ahit ve Yeni Ahit'i kapsayan, Hristiyan inanışının temelini oluşturan ve Hristiyanlarca kutsal sayılan kitaptır.
İman, etimolojik olarak güvenmek ve samimiyetle inanmak anlamlarına gelir. Kur'an'da sadece bir olan Allah'a ve kendisinin mesajına güvenmek anlamına gelmektedir. Genel anlamda bir dine ya da yaşam tarzına gönülden bağlanmak anlamı taşır.
Yahudi inancının ilkeleri, her dinde olduğu gibi Yahudilikte de İman esasları vardır bunlara İbranicede emunot adı verilir. Yahudiliğin amentüsü (Credo) olan bu 13 Emunot şunlardır.
- Bütün imanımızla inanırız ki adı kutsal olan Yaradanımız’ın yarattıkları onun eseridir. O yaratır ve yaratacaktır.
- Bütün imanımızla inanırız ki adı kutsal olan Yaradanımız tektir, ondan başkası yoktur O bizim tanrımız olmuş ve olacaktır.
- Bütün imanımızla inanırız ki adı kutsal olan Yaradanımız bir beden değildir ve bedene benzerliği yoktur hiçbir şekilde tasvir edilemez.
- Bütün imanımızla inanırız ki adı kutsal olan Yaradanımız ezeli ve ebedidir O’nun dışında başka tanrı yoktur.
- Bütün imanımızla inanırız ki adı kutsal olan Yaradanımız’a sadece ona dua etmeli başkasına etmemeliyiz.
- Bütün imanımızla inanırız ki peygamberlerin bütün sözleri doğrudur Tanrı tarafından kabul edilmiştir.
- Bütün imanımızla inanırız ki rahmetle andığımız Musa hakikatlerin peygamberi ve peygamberlerin en büyüğüdür.
- Bütün imanımızla inanırız ki ezelden beli elimizde olan Tevrat, Sina dağında rahmetle andığımız Musa’ya verilenin aynısıdır.
- Bütün imanımızla inanırız ki elimizde olan Tevrat değiştirilmemiştir ve asla değiştirilemez.
- Bütün imanımızla inanırız ki adı kutsal olan Yaradanımız insanların bütün hareket ve düşüncelerini bilir. Kutsal Kitapta da yazdığı üzere: “Her birinin yüreğini yaratan, bütün onların işlerini anlayan O’dur”
- Bütün imanımızla inanırız ki Davud soyundan Mesih gelecektir. Gecikmesine rağmen geleceği günü bekleriz.
- Bütün imanımızla inanırız ki adı kutsal olan Yaradanımız, emirlerini yerine getirenleri ödüllendirir, emirlerini ihlal edenleri tövbe etmezlerse cezalandırır.
- Bütün imanımızla inanırız ki ruhumuz ölümsüzdür ve kutsal yaratıcımızın dilediği zaman ölüler hayata kavuşacaktır.
Daha çok Avrupa'daki Yahudilerce tanınmış bir teolog olan Abraham Geiger'in (1810-1874) başlattığı Reformist Yahudilik hareketi, Yahudilikle çağdaş anlayışı birleştirmeyi gaye edinmiştir. Böylece bu mezhebe bağlı Yahudiler hem geleneklerine uygun yaşayabilecek hem de modern çağa ayak uydurabileceklerdir. Bu hareketin başlamasının bir başka sebebi de Almanya'daki Yahudilerin dinî uygulamayı, genel kültür için bir engel olarak görmeleridir. Böylece onlardan bir kısmı Hristiyanlaşmış, bir kısmı da geleneklerini değiştirmiştir.
Yeniden yapılanmacı Yahudilik, haham Mordecai Kaplan (1881-1983) tarafından geliştirilen kavramlara dayanan ve Yahudiliği sadece bir din olarak değil, giderek gelişen bir uygarlık olarak gören bir Yahudi hareketidir.
Mişnah/Mişna, Yahudilik'in medenî ve ceza hukuku olan Talmud'un ilk bölümüdür. Sözlü kanunlar ilk olarak Haham Yehuda HaNasi tarafından derlenmiş ve Mişna (משנה) adı verilmiştir. Mişna İbranice Şana kökünden gelir bu tekrarlayarak belleme anlamındadır. Mişnalar İbranice kaleme alınmıştır.
Musa, Hristiyanlık, İslam ve Bahâîlik gibi İbrahimî dinlerde önemli bir peygamber, Yahudilikte ise en büyük peygamber kabul edilen İbrani din büyüğüdür. İsrail'in on iki oğlundan biri olan Levi'nin soyundan geldiğine inanılır. Tanah'taki anlatımlara göre İsrailoğulları'nın önderi ve kanun koyucusu olan Musa, Tanah'ın ilk beş kitabının birleşimi olan Tevrat'ın gökten indiricisi olarak atfedilir.
Ezra, Ezra Kitabı'nın yazıcısı olan Yahudi rahipti. Greko-Latincede Ezra'ya Esdras denir.
Tarihte Yahudilik ile İslam arasındaki etkileşimin tarihi, İslamın Arap Yarımadası'nda doğup buradan yayılmaya başladığı 7. yüzyıla kadar uzanır. Gerek Yahudiliğin gerekse İslamın kökenleri Ortadoğu'da, İbrahim'e dayandığından, her ikisi de İbrahimi olarak kabul edilir. Yahudilik ile İslam'ın paylaştığı birçok ortak yön bulunmaktadır: temel dini görünümü, yapısı, hukuk felsefesi ve uygulaması ile İslam ile Yahudilik birbirine benzer. Gerek bu benzerliklerden ötürü, gerekse Müslüman kültürü ve felsefesinin İslam dünyası içinde yaşayan Yahudi cemaatleri üzerindeki etkisi yoluyla, geride kalan 1.400 yıl boyunca bu iki din arasında kesintisiz ve hatrı sayılır bir fiziki, teolojik ve siyasi örtüşme ortaya çıkmıştır.
"Kim bir Yahudi'dir?", Yahudi kimliğinin temel sorusudur. Yahudi şahsın kültürel, dini, soyağacı ve kişisel boyutlarını irdeler. Bu soru, Almanya'da Nazi Partisi tarafından hazırlanan Nürnberg Yasaları'nda da ele alınmıştır.
Yahudiliğe geçiş, Yahudi cemaatinin üyesi olmayı arzulayan Yahudi olmayan birinin yaptığı dini işlemdir. Yahudiliği tercih etmek, Yahudilik ilkelerine uymayı istemektir. Yahudi milletinin bir parçası olunamaz, çünkü Yahudiler bir etnisitedir. Bu dini geçiş bazen Yahudilikleri şaibeli olanların Yahudiliğini tasdiklemek için de yapılmaktadır.
İslam inancında imanın şartlarından biri "kitaplara iman"dır. Bu kavram, Allah tarafından bazı peygamberlere kitaplar indirildiğine, bu kitapların içeriklerinin tamamıyle doğru ve gerçek olduğuna inanmak demektir. Kitaplara iman ile ilgili Kur'an'da: "Ey iman edenler, Allah'a, peygamberine, peygamberine indirdiği kitaba ve daha önce indirdiği kitaba iman ediniz. Kim Allah'ı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini ve kıyamet gününü inkâr ederse tam mânasıyla sapıtmıştır" ifadeleri yer almaktadır.
Ferisi Yahudileri veya Ferisiler İkinci Tapınak Dönemi'nde İsrailoğulları içinde doğan bir Yahudi toplumsal hareketi, düşünce okulu ve siyasi grubudur. MS 70'te İkinci Tapınak'ın yıkılması ile birlikte Ferisilerin inançları Rabbani Yahudiliğin akîdelerinin, ibadetlerinin ve ibadetlerde okunan metinlerinin kökenini oluşturdu.
Yahudi mitolojisi, Yahudi kültüründe var olan masal ve efsaneleri tanımlamak, Yahudi dininin kutsal ve geleneksel anlatılarını belirtmek için kullanılan bir terimdir. Yahudi mitolojisi sadece Hristiyan ve İslam din ve kültürlerini değil aynı zamanda evrensel kültür üzerinde de büyük ölçüde etkili olmuştur. Eski Ahit ve İbranice diğer kutsal metinler Yahudi mitolojisinin temel kaynaklarını oluşturmaktadır.
İzebel veya Jezebel, Tanah'ın Krallar Kitabı'nda bahsi geçen, Saydalı I. Etbaal'ın kızı ve İsrail Kralı Ahav'ın karısıdır.
Rabbânî Yahudilik, altıncı yüzyılda Babil Talmud'unun derlenmesinden beri Yahudiliğin ana akım formunu oluşturan dini hareket. Farisi Yahudilikten köklenmiş Rabbânî Yahudilik, Sina Dağı'nda Musa'nın Tanrı'dan Yazılı Tevrat ile yorumlamaları ve tefsirleri içeren "Sözlü Tevrat'ı" birlikte aldığı ve halkına beraber aktardığı, bu yorumlamaların ise kesintiye uğramadan daha sonra yazıya geçirildiği inancına dayanır. Sözlü Tevrat'ın yazılı hale getirilmesinde dönemin hahamlarının Hristiyan metinlerin kanonlaştırılmasından etkilendikleri düşünülmektedir.